2 Mayıs 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

2 Mayıs 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Ingiliz âliminin tetkikatı Sosyalistlik Bugün Ne Vaziyettedir? Rusya, Almanya ve Avusturyada İngiliz âlimlerinden doktor - Arsur/devlete devretmek ve bir hükümet dai i sosyalistliğin bugünkü vaziyeti. resi vasıtasile idare etmk işi kırtasiy- ün uzâdıya tetkik etmiş ve tetkika| ciliğe sevkederdi. Şahsi mülkiyet iyi de esretm işti Sosyalistlik Rusyada'ğildi. Çünkü bu şekil kazanç teminine be edilmiş, Almanyada “sosyalist çalışıyor ve: ameleyi tazyik ediyor. O- ' Mükâmet teessüs etmiş, İsveçte, Da'nun için başka bir çare bulmak lâzim kada, Avustralyada, İngilterede;dr. Fakat evvelâ çareyi bulmak ve onun hükümetler iş başına gelmişimüfit olduğunu anlamak, sonra onu or. Acaba bütün bu tecrübeler tatbik etmek icap ediyordu. Almanya, ice verdi? Rusya gibi, herkesi aç birakarak bir Y Arsur Şadvil tetkik ettiği şeyi tecrübe edemezdi. Onun AK r çok meraklı noktadır. manyada madenler sahiplerinin elinde Meiliz müdekkiki evvelâ Rusyadan kalmış, fakat amele ile müstehlikleri Yyg ak Şu malümatı veriyor: 7 İki de Lenin ile arkadaşları şahsi verilmişti. Devlete mit madenler de ay Yeti ilya ve amelenin sanâyiine hâjni tdbire tâbi tutulmuştu. Avustury *lduklarını ilân etmişlerdi. Daha|da da ayni şey yapıldı. İh,“ Kânunuevielin birinde bankalar) Avusturya ile Almanya Avrupa sosya- Anını ikisinde sigortalar, ni-İlizminin en mühim merkezleridir. Böy 2 sinde kooperatifler, nisanın 22)le olduğu halde bu iki devlet, hiçbir hariei ticaret millileştirilmiş ma-|şeyi, millileştirememiştir. İğ, “Tİnde miras hakkı ilga olunmuş.) o Sosyalizmin hâkim olduğu iki memle ita 13 inde zengin çiftçilerin!kette de vaziyet bu şekildedir. İiygit hakkı nez'edilmiş, haziranm! Kuvin slant on dört senedenberi &- İş, Sanayi ve ticaret millileştiril mele hükümeti elindedir, Amele hükü Ba ii meti birçok işleri devletleştirmiş ve şah Miretle devlet, Buharinin hazir İsi müesseselerle rekabete girmişti, bi in dniresinde her şeye temel) | Hükümet muvaffak olduğu sahada iç, ordu. Maksat ihtilâlin hedefle işini idame etmiş. Fakat muvaffak ol ay, akkuk ettirmekti. madığı işleri de eşhasa (| bırakmıştı. İh, enesinin martmda komünisilik|1919 da halk bu tecrübenin devamından a kabal olunmuğtu. Mar bıkmış ve'âmeleye rey vermiyerek tec b i Zünü ordu içinde başlıyan bir) rübeye nihayet vermişti. ,, sikârda bulunan zevatı uyan. , ** neticede memleketi tam bir/yiz. da Paseti kabul olunmuştu. Yeni #k | ti-, parayı, vergiyi, şahsi til Piyasayı, şahsi hankacılığı, şah İ İade etmiş ve çok büyük mu Yetler kazanmıştı. lv ten itibaren bu siyaseti yavaş Maki le etmek için çalışılmış ve bes | ia Plân hazırlanmıştı. yemelik plân yeni bir şey değil ta izim ieyi çe de buna benzer bir plân ha|'*“* terin, gis, çi Be > Bundan mikkünt Sizin eiyil Bunlar çok makul şeylerdir. Ve gün b, doğr, dönmekti, Fakat asıl he.) gestikce tahakkuk etmektedir. Amele kaya, muasır garp memleketle | Sendikaları, ameleyi himaye kanunları Ka esine yükseltmekti. ve diğer içtimai ıslahat ile bu iz üzerin Miz, hazırda plânm üçüncü senesin- e ehline kadir; iha muvaffak olduğu takditde Piyer Lero 18530 da sosyalizm kelini> Nip, ? Onu'on beş senelik bir-plân sini ihtira ettiği zaman onu ferdiyetçi- May cek, Ve ondan sonra tam soy.|liğin zidde olarak kullanmıştı. Piyer Le İÜ (p,öakân hâsrl olacaktır. Bu'tah aliemgeyve İyiyeiziiğin We Şe "ay (1, *'İN) den sonra onun yerine leyhinde idi. Bunların ikisi de birer if- hı, mai İn tahminidir. Bü tahıjrat idi. Cemiyet ve beşeriyet bu iki if Paliye İhtilâlei sosyalistler tam Katı da istemez. Ona lâzım olan bunla “öy, İatbik için yirmi sene lözm| 7 ikisidir. Her fert yaşar, fakat her a dir etmiş oluyorlar. Bu fert, yalnız yaşıyamaz. Ferdiyetçilik, tan sonra ihtilâlei sosya.)iStİmal faliyetler sayesinde kayıt altı Müllei sosyalizm arasında |7a alınmıştır, “ iyor, Bugün Rusyada tam Sosyalistliği, müntehaya ii n bayidar kalan yegâne müiler, sosyalistliği her işe tatbik etme! İh, Mürier yer: ty ticaret kontroludur. Baş, /istiyorlar, Bunun da doğru olmadığını Ra Mükerrer defalar tebeddüle| tecrübe etmiş bulunuyoruz. Bu çeşit K, N sosyalistlik te artık geçmiştir... Klm el kollektif çiftçilik ile aye, fakat birden bire tatil e- tey ünkü birçok yerlerde ordu, Memiş şiftçilere silâh çekmek min bütün vaziyetini değiştirmiş bü m kurtarmak için yeni ite yunüyor. retine güvenir ve onların tsiah ederek mal sahiplerinin tazyikm dan kurtarmayı vadeder. Amelenin va İziyeti iki türlü ıslah edilir; 1 — İşten hâsıl olan kazançtan da ha büyük bir hisseye nail olmak. 2 — İş şeraitini daha serbest bir su bi e plân muvaffak olduğu M atisi ne olacak? Rur-| rlik âleminden müstağni na İmkân yoktur. Çünkü Ve fen hariçten ithal olu tk daa | n Çini fabrikalar binlerce ecne M eseridir. Bunlar geri N Bola Yâziyet değişecektir. Bü Falizmin şimdiye kadar m Usyada yeni sistem zen — liğin bütün imtiyazla > fakat siyasi fikirlere Di imtiyazlar vücude ge miflar yerine yenileri « ervetin imhasile bütün YeSİ düşmüştür. Halk düşmüş ve manevi tesel mıştır, İşçi zümresi! NM:Ş fakat eskisinden rl, Tamıştır. Bunlara mu-, Yorlarsa da bu mu- izale edecek ati çok! YA ve Avusturyada Si değil, fakat tekâ:| muştur, ei #eyden evvel demir! İŞ ikkat edilmiş ve millileştirileceği n- Mülmüştür. Bunları ni a SAL e temsil eden milli bir meclisin idaresine| Şahsi işirin iktisadi faikiyeti sosya! Sosyalzm, ücret alanların müzahe-| VAKIT — MAYIS 1931 60 senedir Sürüp giden bir dava Türkiye m | Kont Givry ikinci Şarlın bırak” tığı serveli alabilecek mi? Türk maarif mensupları, kütüpane > tayini Jerinde mühim bir boşluğu doldurmuş intika) Pulnuyorlar. Cümhuriyet devrine kadar müstakır bir meslek halini iktisap edemiyen Türkiye maarifi, bugün her türlü yan Öyle muhakemeler vardı destanlar gibi nesilden nesle eder Kont Civry'nin, Cenevre şehrema neti ile olan muhakemesi de bu Ke dendir, 60 senedenberi, Kont Ci Brunsvik dükası ikinci Şarldan alaca | liş telâkki ve nazariyelerden sıyrılmış, ğı) muasır terbiye telâkkilerine kendisini uydurmuş bir halde seyrine devam et. mektedir, Cümhuriyet idaresinin aske- ri, iktisadi, siyasi, maarif yolunda türk milletine açtığı terakki ve inkişaf, re- fah ve saadet kapısı, öbür tarafta bu zamana kadar uzanıp gelen, devlet ha bal yatında, içtimai nizamda kendi telkin “tes Koj/Jerine göre mühim roller ifa eden mel resenin kapısını onun köhne nazariye lerini, mütefessih felsefesini de kapa İCivry'nin annesidir, İkinci Şarl, ihtiras mıştı. miras için, Cenevre şehri ile muhakeme halindedir. İkinci Şarlm bıraktığı miras milyon| jlar kiymetindedir. Mesapsız malikine. lerden başka Avrupanın en zengin el- İmas kolleksiyonu, birçok arazi de bu meyandadır. İkinci Şarl va ikardeşi dük Giyyom ile, kızı kontes Kol imanı bırakmıştı. Kontes Kolman kont larma meelüp bir adamdı. Tebaasi is Osmanlı İmparatorluğü, bügün mev yan ederek onu memleketten kovmuştu.| cudiyetini medreseden aldığı kuvet ve ,İkudretle ifaya çalıştığı için medreseci- liğin sakat tarafları görülemiyor ve o- İna daimi bir hakkı hayat verilmeğe ça İlışılıyordu. Bu yüzden altı yüz senelik İ Osmanlı maarif tarihi de tanzimata kadar sadece bir medrese tarihinden /- İbaret kalmıştı. Tanzimatı müteakip maarif sahasında gösterilen yenilikler muasır milletlerin maarif sahasındaki terakki ve inkişafla mukayese edi- lemez bir halde olmasına rağmen bi- zim için mühim bir şey sayılabilir. Bu na rağmen, o zaman, zihinlerde, telâk kilerde hâkim olan yegâne ruh yine İmedrese ruhu idi. Medreselerin içtimai İbünyemizde açmış oldukları derin ya- İralar, bilhassa bu müsseselerin Osman lı topraklarına salverdikleri — sözde — ulema zümresinin her yeniliğe, bir Paris ve Londrada yaşamağa baş 'birçok rezaletler yaptı. Nihayet 1 İde öldü. 60 senedenberi, dava ediyorlar. Dosyalar çekilerle tar varisleri mirasını tılabilir. Fransanın Valaek Russo, Vi- viani, Pol Bonkur gibi meşhur davave- killeri kontu müdafaa ediyorlar. Mu- !wvaffak oldukları takdirde, diğer varit olan Brönsvik dükasının oğlu da bun- idan istifade edecektir. Caniler —. Namuslu olmak istiyen bir adamdan intikam aldılar | Bundan iki sene evvel, Amerikada Clinton hapishanesindeki mahpuslar (bid'at) damgası vurmaktan geri kal isyan etmişler ve kaçabilmelerini temin mayışları, zamanın münevverlerine de jisin elektrik istasyonunu işgal etmiş gikirlerini serbestçe ifadeye fırsat bı- İlerdi. Fakat yine mahpuslardan üç ki" rakmamakta idi. şi, ötekilere mâni olmuş, ve bir saatten Şimdiye kadar mektup bir maarif fazla istasyonu müdafaa ederek iSya-| tarihimizin bulunmayışı da hep bu sö- l (Amerika hükümeti, o zaman, bu üç/kaktır. Maarif nezaretinin teşekkülünden sonra 1879 — 1850 senelerine (doğru, mahpusu, namuslu adam olmak gayret lerinden dolayı affetmişti. dilen mahpuslardan Litl isminde olan,'leri, bilâhare 1928 de mathaai Amirede Nevyorkti, bir çükut içinde kurşunlar basılan (Türkiye maarif nezareti ta- la delik deşik olarak bulunmuştur. rihçei teşkilâtı ve icraatı) darülfünun Bu suretle caniler, kendilerine hiya-müderrislerinden Mahmut Cevat Be- net etmiş olan ve namuslu adam ol- Yin eserinden başka elde, geçen se. mak istiyen arkadaşlarından intikam nelere ait maarif bilgilerimiz mevcut 'larınt almıslardır. değildi. Mahmut Cevat Beyin eseri | ini bir maarif tarihi değil, sidece maarif Yıldızın altınları nezaretinin teşekkülü tarihinden o za ii £ . İmana kadar geçen vukuatı doğrudan Şikagoda sinema yıldızlarından Sue doğruya kaydeyliyen bir takvimden Garro telâş ve heyecan İçinde polis başka bir şey değildir. müdürlüğüne gelmiş ve otuz bin doları-| O İşte Nafi Atuf Beyin telif ettiği ve nın çalındığını söyledikten sonra bayıl-Jadını (Türkiye maarif tarihi) koyduğu mıştır. eser, bu ihtiyaca cevap vermiş bulunu yor. Türk maârif mensuplarının kü- töpanelerindeki boşluğu Türkiye ma. larif tarihi doldurmuş bulunuyor. Nafi Atuf ismi, son yirmi senelik maarif hayatımızı idrak edenlere hiç yabancı olmıyan bir isimdir. Türk mü nevverleri, Türk musllimleri, sirasile muallim mektebi, orta tedrisat müdür lükleri, maarif vekâleti müsteşarlığı vazifelerini ifa eden Nafi Atuf Bey- den, Türk yurdundaki, Edirnede çı- kardığı sây ve tetebbü, Terbiye mecmu alarındaki makalelerin ve on beş sene- denberi Türk mekteplerinde okunmak ta olan terbiye tarihinin muharriri Na fi Atuf Beyi daha iyi tanıtlar. Bilhas- sa terbiye tarihi, on beş senedenberi, talim mesleğine atılmiş olarak hâlâ mekteplerde okunmakta ve kütüpane- ilerde kemali İtina ile saklanmaktadır. Türkiyemizde çok iyi bir terbiyeci. vukuflu bir mektepçi olarak tanınan Nafi Atuf Beyin yüksek kudreti. ken- disine ayni kudret ve evsaf ile Türki iye mâarif tarihi yazmak salâhiyetini vermiştir. Türkiye maarif tarihi, eserin kahın- İdaki ifadeye bakılırsa, bu ciltten iliğ- ret değildir. ci kitap olarak kay- dedilen bu cildi, daha iki cildin takp: edeceği anlaşılmaktadır. Maarif tarihi | | Kitaplar arasında | İnn yatıştırılmasına yardım etmişlerdi.' beplerden ileri gelmiş olduğu muhak:! İ Fakat bundan bir hafta evvel, affe- tertip edilen maarif nezâreti salname| mizi hakkile tetkik ve mütalea edebil- aarii tarihi Yazan: Nafi Atuf; Basan: Meallim Ahmet Halit kürüpbanesi, 193 72 imek için hakikaten bu kâfi değildir. Türkiye maarif tarihinin birinci cil İdi şeklinde ifade edebileceğimiz eser, iki kısımdan ibarettir. Birinci kısım, islâm medeniyetinin hâkimiyeti altın- da yaşıyan medrese devirlerini, medre senin temsil ettiği dini talim ve terbiye nin esaslarını, medrese teşkilâtını, bu İteşkilâtm muhtelif devrelerde geçirdi. havvülâtı, medresenin inhitatını, medreselerle ayni safta yürüyen sub İyan mekteplerini ve tanximata kadar İvukubulun mektep ve maarif vekayiini İzabıt ve tesbit etmektedir. Eserde medreselerin hayatı, yirminci asrın er biye telikkilerinden mülhem olarak tam bir terbiyeci görüşü ile tahlil ve tenkit olunmuş, iyi ve fena tarafları bi rer birer meydana konmustur. Bu kısımda ayni zamanda maarif tarihi ile alâkadar diğer cihetler de ih İmal olunmamış, maarif ile çok siki bir rabıtası olan, terakki ve inkişafların- da yekdiğerinin lâyımı gayri müfariki bulunan matbaa ve ilk matbaanm ku- | rulması gibi mebuhis de esere ilâve © Tunmuştur. Ayrıca Avrupa medeniyeti ile ilk temas, Enderun mektepleri, ordu için yapılan faaliyetler, harbiye ve tıbbiye mektepleri, mektebi maarifi adli, gibi tanzimata takaddüm eden zamanlarda ki maarif hareketleri de eserde mühim birer mevki almışlardır. İkinci kısım, tanzimatla başlıyan kı srmdır ki, onun devam ettiği zamana kadar, Türkiyedeki maarif hareketleri kaydolunmuştur. Türkiye maarif hayatı, tanzimatla biraz terakki imkânı bulabilmiş fa- kat muhtelif zamanlarda bu faaliyet. lerden bilhassa tanzimattan rücu hare ketleri görülmüştür. Nafi Atuf Bey, tanzimatı müteakıp Jmaarif işlerinde gösterilen ' ıslahatt; sıbyan mekteplerinden başlıyarak ve herbirine çok mühim bir yer vererek rasile rüştiye, darülmuallimin, orta mektepler, sanayi mektepleri, darüşşa- faka, ecnebi mektepler namı altında ve yekdiğerlerinden çok kıymetli bahis- ler hâlinde icmal etmiş, arada ilmtce miyetler,, gayri mülim unsurların mari İfi, tantimattan rücu hareketleri, peda goji kitapları hakkında faydalı malü mat vermeyi de unutmamış, tanrimat- itan meşrutiyete kadar uzanan seksen 'senelik maarif hayatımızı, yine seksen sahifeye hem mücez, hem muciz bir şekilde sıkıştırmıştır. Müellif, bu bahisleri ayrı ayrı tet. kik ederken zamanların yetiştirdiği ve isimleri her zaman için hürmetle anı- lân mühim şahsiyetler hakkında da ma lümat vermiş bilhassa, tanzimattan ev vel K. > Çelebi, ondan sonra da Se lim Sabit Efendinin ve onlardan başka maarif hayatımızda mühim yararlıkla İri dokunan şahsiyetlerin eserleri hak İkinda lüzumlu malümat vermiştir. Nafi Atuf Bey, Türkiye maarif tari- ihini yazarken eserinin mukaddemesin de “böyle bir tarih yazabilmek için gö- rülmesi zaruri olan bütün vesikaları İbulabilmek hayli çetin bir mes'eledir,, demesine rağmen görülmesi icap eden en küçük tetkikleri bile gözden geçir meyi ve lüzumlu olanlarını almayı ih- mal etmemiş ve bu suretle eserinin mü İkemmeliyetini tahtı temine almıştır, | Türkiye maarif tarihinde, bilhasan cümhuriyet devri, birinci kitabın üç dört misli büyüklüğünde bir cilt teşkil edecek kadar mühimdir. Bence, meşru tiyet maarifi ayrı bir cilt, cümhuriyet maarifi ayrı bir cilt halinde telif edil meli ki bizden sonra gelecekler, bu kiymetli eserleri okuyarak devirler &- râsındaki nyeseyi daha şümullü ibi kilde yapsınlar ve arasındaki mu hayyelemizin fevkinde olan farkı o za man vüzuhla mu örebilsinler, Hulâsu, Türkiye maarif tarihi, her münevver türk gencinin okuyacağı ve kütüpanesinde saklıyacağı en kıymetli bir eserdir. Baslamonulu Talât Mümtaz

Bu sayıdan diğer sayfalar: