24 Haziran 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

24 Haziran 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8 — VAKIT 25 Haziran 1Y31* Bir düzüne iren lâzım! Kamış kalemle yazı yazıldığı devirlerde o muharrirler biribir- lerinden bahsederken hürmetle | süslenip güzelleşmiş, okşayıcı ve tatlı bir lisan kullanırlardı; kamış kalemle birlikte “Edebi kelâm,,da defnedilmiş olmalı ki sivri uçlu demir kalemler, artık, yazıcıların ellerinde birer mızraktır ve sanki haysiyetler, şöhretler birer yel değirmeni kanadı. * Babıâli gene gemi azıya aldı. Şaha kalkmış ihtirasiar, yer yer, serseri hamlelerle öteye beriye saldıriyor. Bu kör döğüşünür adı “Edebi anket, dir. Biz ga zeteciler şunu bunu biribirine düşürmekten hoşlanırız. Namık Kemal, “Barikai hakikat müsa- demei efkârdan çıkar ,, demişti. Cenap © Şahabettin, “Evet ama çarpışacak başlara dikkat etmeli: Balkabaklarının o vuruşmasından yalnız çekirdek yağmuru çıkar,, diyor. Bizce ne o, ne öteki: Mü- nakaşadan satış çıkar! . Gazeteci böyle düşünür, onun içindir ki en az zararlı münakaşa olarak edebiyatçılar biribirleri- nin. üzerlerine hamlettiriyor; iyi re Herkesin mahiyeti mey- dana çıksın! * — Filin muharririn eserleri yoklanacak olursa istikbale bazı ri terkiplerden başka birşey ıyacak! — Filâncanın yazıları soğuk, ötekininki bayağı, berikininki boş, saçma ie: Reşat Nuri bir Fransız muharririnden, Ahmet Haşim Fransızca yazan bir Türk şairinden çaliyor! — Yok, Fransız mubarririnin eserlerinden alman ve intişar sahasma telif damgasile konulan roman Reşat Nuriye değil, Burhatı Cahide aittir! — Ve ilah, ve ilab, ve ilah... “ istikbale intikal edecek mu- barrirleri say!,, denilince hemen “bir, iki, üç! ,, deyip bir kaç ahbap ismi ortaya atılıveriyor. Başka biti ayni sualin cevabını verirken görüyorsunuz ki dilinde bu isimlerin hiç biri yok! Hangisine inanacağız? , Hüküm, mantıki bir silsilenin, esaslı tetkik ve muhakemeye is- tinat eden deliller mecmuasının peticesidir, Altmış yıllık bir ömrü dolduran müsbet mesalyi, ortaya konulan eserleri, karii ve tarihi inkâr etmek için hangi aklın süzgecinden, hangi ilim usulünün ölçüsünden istifade edilmiştir? Filâmı ve filânı bir hamlede, bir cümlede, bir çırpıda ebedileştire- bilmek kudretini veren sihirbaz değneği nasıl, nereden tedarik ediliyor? « Edebiyattan bahsederken; — Şu var, bu yok! Şeklinde ve sebep göstermeğe de lüzum görülmeden ileriye sürülen fikir- lerin vasfı “indi mülâhaza,, dan başka bir şey olamaz. Böyle de olsa en geniş bir müsamaha ile *fikr,i muhterem #aymak için kendimi zorluyorum, fukat daha iki buçuk ay evvel ayni ağızda ayni bahiste ayni sözün aksini işittiğimi bir trülü unutamayınca... l | — O eserin aslı filânındır!. — Bu şiir benimdir, hain gasbettil,, — Filân filândan, filâinca da filâncadan mülhemdir!.. Şeklindeki uluorta “lâf,, lara gelince: Söylenilenlerin aslı astarı yok- tar; bu bir.. Asılsız esassız bir davayı öne sürmek adamı gülünç eder; bu iki... iddiacılarla iddialara isimleri karıştırılanlar “kalem arkadaşı ,, dırlar; bir meslektaşın ismi ka- ıştırılan bahiste bu üslübu kul lanmak “meslek haysiyeti,,ne uygun değildir. bu üş.. Babıâli esnafı bir zamandır ip- siz sapsız konuşmağa başladı, Matbuat cemiyetine, güzel san'- atlar birliği edebiyat şubesine teklif ediyorum. Münakasa mı ilân ederler, pazarlıkla mı alırlar, ve istimali mecburi kılınmak üzere bir düzüne fren tedarik etsinler! Refik Ahmet Azizim - Necip . Fadıl, Ankete verdiğin cevabı bu makaleyi yazdıktan sonra okudum. Bu si cak havalarda iç serinliğidir di- ye iki sütun dolusu küfür savu- rup filân muharrire diplomat es- kisi, filâncaya Aksaray yetiştir mesi, birisine kurunu vustai, bi- / risine kurunu ulâi vesaire ve- saire... diyorsun. Bu suretle ilti- fat etliklerinin biç biri sana bir şey yapmamıştır. Fakat sence bu nokta o kadar ehemmiyetli değildir; mutlâka doğrudan doğ- ruya sana bir şey yapmâları icap etmez ya, İşte yazı neşrediyor- lar, ve yabut evvelce eserleri çıkmıştır, bu hareketleri senin onlara düşman olman için kâfi- dir, değil mi? Bilirsin ki ben seni yakından tanırım, deli dolu söylenmelerin- den zevk alırım; Istanbula gel- diğin zamanlar sen de beni soh- petinden mahrum etmezsin, bu sohpetler o arasında kaç defa portireni, birkaç sözle çizip sa- na da göstermişlim. Sen kudretli bir şairsin. Ede- biyat dersinde “'münakkahiyet,, e misal olarak telebeme senin “heykel,, manzumeni okutuyorum; orütpe incelmiş, süzülmüş, iş- lenmiş bir zarf içinde teksif edilmiş bir şiir! San'atkâr “itiras,,ı kuvvetli olan adamdır, sendeki ihtiras san'attan da kuvvetlidir, akıldan, mantıkdan, muhakeme kabiliye- tinden de kuvvetlidir! Bizimle, sen de kendini beğenirsin, san'at bahsinde olduğu gibi bu bahisde de kıskançsın; © kadar ki bi- zim seni senden fazla beğenme» mize tahammül edemezsin, ken dini berkesin seni beyendiğinden daha çok beğenirsin. Bunun ne- ticesi olarak kendinden başka hiç kimseyi beyenmezsin! Ankete verdiğin cevabı oku- yanlar bunu bilseler bütün ka- lem sahiplerini bir bir batırma» ğa kalkmanın sebebini anlamak» ta güçlük oçekmezlerdi. Bu sa- tırları seni teşhir maksadile de- gil, sırf karilere hir hizmet ol. sun diye yazıyorum. Birçok arkadaşlarımız. gibi karilerinle beraber | Hikâye Jorj Lerg kendini takdim etti; — Politeknik eski mezunlarından. Avucumda elini kaybeder gibi ol- dum. Bir kahvede idik, saat on bir 'raddelerine gelmişti, yanımdaki arka- daşım Pedro Meylan gene güzetesinin sütunlarına dalmışlı, Lerg, bakılıp görülmiyen kimseler dendi. Yegâne hatırladığım şey, vücu-Idı, çiviler duvarda idi, ve çerçevelerin dunun sesi gibi bir yoklük terisi veri. şi idi. Lerg durmadan söyledi, dikkat-| sizliğe dayet eden sözlerinden, Politek nik Astonomi, Matematik, kelimeleri, aralrındaki rabılayi anlamadan naza rı dikkatimi uyandırıyordu. Fakat yanılmıştım. Lerg Astrono- miden değil Astrolojiden bahsediyor» du. Bukelime ile bulanık şahsiyeti şe kil aldı, sözlerine dikkat ettim, Astro- loji ile tezat teşkil eden Politeknik es ki talebesini yeni tanımış gibi gülüm- sedim. Bu kelimenin'sihiri bir tip kar: şasında olduğumu, tetkike değer bir ferdi dinlediğimi hissini verdi. Ve sor! guya başladım: “Astroloji nedir? yıl- dızlarla insanların kaderi arasındaki rabıtalar hangileridir?, Cevaben cebinden bir kitap çıkardı ve uzattı, okudum, kâbm üstünde kır- mızı harflerle Astroloji kelimeleri ya- zılı idi, muharriri de Politeknik talebe lerinden Torj Lerg. Eğer iyi hatırlı; yorsam, birinci kısım nazari, Fkincisi çüncüsü, yalnız “oroskopa,, ait idi. uyku vermiş olacak ki bizden ayrıldı. kahve kapnıyordu, çıktık. tı, yürüdük, ve bulunduğumuz şehcin eteklerinde Jönev gölünün kenarında konuşmâmıza devam ettik, Önümüzde! bir yılan gibi uzanıyordu, sular don- muş katran gibi hareketsizdi. Kapalı duran bir parkın parmaklığı önünde durup kendisine de dim ki: — Ben 1892 senesinde 25 haziran. da doğdum, ölümüm tabil yoksa gajr: tabii mi olacak? Uzunca bir süküttan sonra dedi ki: — Ölümün 1931 senesinde 25 hazi- randa gayri tabii olacaktır. Aklıma âni bir cinnetin suali gel- di: — Ya siz? — Uzun bir hayattan sonra tabif bir ölümden öleceğim. Cılız vücudunu deli bir bakışla kimse yoktu, parmaklarımda boğmak iştihası vardı, atılacak mıydım?. miştim, ayrıldık. . ... sen de ölçüsüzsün, ebedi bir ha- set cehennemi balinde mütema- diyen yanıp tutuşan ruhunun bu haleti gerçi senin orijinalliğini arttırıyor, fakat bir taraftan da basit münakaşa kaidelerini bile unutmana sebep oluyor. Sana hiç bir hissi olmıyan, şimdiye | man senin için tek bir kelime söylememiş. olan Hüseyin Rahmi (bey için durup dururken''bunak!,, diye küfür ediyorsun. O Hüseyin Rahmi B.ki bu- günkü içtimai gidişi elli yl evel görmüş, “Halk dilile halk hayatı balk içinl,, mefküresini elli yıl evel koymuştur ve bugün elli ciltlik Hüseyin Rahmi kütüpane- sinin teşkil ettiği sarsılmaz şeref şatosunun kalın kale ıvarları üstünde taarruzdan ebediyyen mas isup ve payidar ebediyete bakıyor. Fadıl Necip, seni avuçlarının, şakaklarının, başının humma nö- betleri içinde yandığını tahmin ettiğim bir gecede o mürleişi küfran ve bezeyan satırların ya: zarken görür gibiyim, Fadıl Necip, vah kardeşim, sen bastasın, sana İren değil, zincir lâzım| R.A. Oroskop Yazan : Arif Hikmet Kalemim elimden düştü, yanımda ki karanlık odada bir gürüktü koptu, çekmemden tabancamı uldım, öteki e- limde lamba, yürüdüm, sıra ile duran| rahmetli anenmin, babamın, ve büyük amnemin ağır çerçeveli resimlerini ye redüşmüş buldum, birer birer kaldırır. ken bakışlarında sanki bir korku var-! İZE rPaNaunuRW pleri kopmamıştı. Nasıl oluyordu da düşmüşlerdi? Düşündüm, bulamadım, lâmbaları yak İsm her tarafı aradım: ne insan ne hayvan gördüm. Garip! Döndüm yavaşça masama oturdum, tabancamı önüme koydum. Korku içime yerleşti. Etrafıma ba» kıyorum, gözüm takvimde, bugün ayın 25 i. Haziran 1931, demek 25 haziran geldi, vakit geldi, kurtuluş yok. ii yaklaştı eli tabancamı alıyor, beyni- me dayadı, mâni olamıyorum, son sa, tirlarımı yazıyorum, hikâyemin ve ha- yatını sonudur, “Oroskop,, yalan söy Jemez. ... BİR INTİHAR Dün gece, tanınmış muharrirleri- mizden 5. K. Bey evinde inlihar et-i miştir. ise hakikat sahasına dokunuyordu, ü-İrinde bulduğumuz yukardaki hikâyeyi Suallerim ve cevapları, gazetesini! perdesini kaldırmış olduğunu zünnet okuyan arkadaşımız Pedro Meylana|mektedir. Baş başa kalmıştık, geç olmuştu. Gece fevkülâde tatlı idi, karanlık. seymen aydınlanmış, tenha rıhtımlar beyaz 1,000 ingiliz lirası demir; süzdüm, suya baktım, pek yakındılar,| Oroskop haklı idi, ve ben delirme) kadar hiç bir yerde biç bir za- | İntiharın sebebi hakkında polis tah kikat yapmaktadır. Gazetemiz, mündehirin masası üze meşretmekle, bu ölümü örten esrar Belediyede; Validei Hidivi namına teberrü edildi ,Validei Hidivi prenses Emine hanımın cenazesi Seyrisefain ida- resinin izmir vapurile ie gön- derilmiştir. Merhumenin Küçük oğlu Presi Mehmet Ali Paşa validesinin ruhunu taziz ve ârzusunu yerine getirmek için, dün belediye re- isliğine fukaralara dağıtılmak üzere 1000 ingiliz lirası vermiş- tir. Bu para fukaraların toplu bir halde bulundukları Darülâ cezeye verilecektir. İsket'ng Palas Eski Karpıç iokantasının bu- lunduğu binada bir hafta sonra bir isketing Palas açılaçaktır. Lüks otomobiller Şoförlerin mühim bir kısmı belediyeye gelerek şikâyet ettiler Lüks olmıyan olomebil şoför- leri namına bir heyet belediye- ye müracaat ederek bazı talep- lerde bulunmuşlardır. Bunların söylediklerine göre, otomobilleri lüks olmadığı için diğer lüks i otomobillerle rekabet edeme- i mektedirler. Halbuki bütün be- lediye vergilerini, kazanç vergisi- ni lüks otomobiller gibi vermek» tedirler. Bu bal ise zararlarını “mucip olmaktadır. Kendilerine şehrin mubtelif semtleri arasın- da otobüslerde “olduğu (gibi 20-100 kuruşa, yabut pazarlıkla müşteri taşımalarına müsaade edilmesini istemektedirler. Be. lediye bu müracaatı tetkike baş- lamıştır. Bundan başka aynı be- yet bazı acentelerin hâlâ Istan- bula eskiden müsaadesi alınmış gibi göstererek lüks > otomobil sokiuklarından şikâyet etmişler- dir. Bu da ayrıca tetkik edile- cektir. Kartalda yapılan mezbaha yirmi güne kadar bitecek Kartalda yeni bir mezbaha yapılmaktadır yirmi güne kadar -bitecektir. Mezbaha yapıldıktan Nahbarai ii YULA Dünkü bulmacamızın ledtlmış şekli pi i 123456 78 9İğ İn Bugünkü balesi hh Soldan sağa ve yukardan 1 — Tarihin meşhur bir kul (8) ii ? — Sadaka (4) 3 — Daire ekmek(5), saz he 4 — Usul (5), vermek (3) $ — Şayanı dikkatin süppesi 6—? (2) 7 — Kavuşma orsusu (6), $ — Runcagel (8), sır! bir şey (5) 9 — Yaş (3), nota (2) z 10 — Aksi (3), nota (2), not 1 — Ölüsü hayır ile yada di sonra hariçte koyun ke* menedilecektir. Kartaldaki rıhtım inşat ii hayli ilerlemiştir. Yakacığa $”4 yolun Kartal - çarşısına «tes eden kısmı da genişletilmi: rada birkaç bina satin alı yola kalbedilmiştir. Mekteplerin tâftişi Daimi oencümenden : heyet Kemerburgaz ve Pi 4) hordaki mektepleri teftişe £ © mişti, Heyet dün sabah dön “ tür. Pazar günüde Üsküdar “| Şile civarına gidilecektir. # Mülhek bütçelerle ider? / | , edilen müesseseler Daimi encümen mülhak çelerle idare edilen bele müesselerinin hesapları ile lânçolarını tetkike başlaml Bu kontrolu yapmak daimi menin vazifeleri arasındadır. esnada muamelât da gözden e rilcektir. Stadyom için Ar eri Stadyom yeri nda lediyenin tetkikatı devam ei tedir. Şimdi yeni bir aran dal bulunmuştur. Orası da Taşkif la yanındaki yine sakıt dandan birine sit bir hali dir. Bundan başka yeniden e mabatçedeki eski bayvan ları yeri de gözden ba Şoför ehliyetnameleri değiştirilecek Şoför erin ehliyetnameleri kaç güne kadar yenileştirile! tir. Bu değiştirme işi ay tine kadar bitirilmiş olacaktı. Şoförlere ve muavinlete 9 93t Ke sebesi için bu — ehliyetna verilirken ayrıca otomobiller * taksiler de kontrol edilecektir” Terkos akmıyor Belediyede o ve ver nde mahallelerde terkos suyu gi? de akmamıştır. Bu vaziyet üz rine belediye şirketler komi liğine emir vererek suyun lerce neden akmadığını tahkik mesini ve.neticenin bildiri! istemiştir. i bir“

Bu sayıdan diğer sayfalar: