27 Haziran 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

27 Haziran 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t * © ğu muhabbetin bir ucu da N a ; U vel we 2 — VAKIT 27 Haziran 1931 na devam olunmaktadır. Ancak, dünyanın her tarafın- da buğday alıp satıldığı için memleketimiz buğdaylarına ha- riçten fazla bir talep vukubul- madıkca kiymetlenmesi ihtimali mevcut değildir. Tuna havalisi memleketleri merkezi Avrupaya müracaatla buğdaylarını arzet- mektedirler. Bunlar meyanında Türkiye de mevcuttur. Lâkin ağustostan sonra dünya piyasa- larına arzedilecek olan yeni se. ne mabsulünün geçen seneden fazla olduğu tahmin edildiği gibi geçen seneden müdevver 20 milyon stokda vardır. Bina- enaleyh bu vaziyet karşısında istihlâkimizi arttırmak suretile fiatlari yükseltmek imkânsızdır. Bilhassa hayvan yetiştirmek su- retile buğday istihlâkâtmı arttır- | mak ve bu suretle iki başlı isti- fade teminine çalışmak i başı kan içinde idi, vücudu soğur. küçücük elinde tabancası sıkışıp ! mişti, Canbazhane sahibi ile beraber iki polis, bir komiser de gelmişti. Her- kes bir şey söylüyordu. İntihar ru? Şüphesiz öyle. Taammüt var mı? Bu da muhakkak. Fakat sebep? Kimse buna dair bir mütalea yürütemiyor. du. Kimse cücenin bir derdi olduğu-! nu bilmiyordu. Komiser, meseleyi neticelendirmek İçin “aşk yüzünden, diye malüm for mülü yapıştırdı. Ve ertesi gün bü- tin gazeteler, garip hikâyeler uy- durarak cücenin aşklarından bahset tiler. On beş gin sonra, sokakta, canbaz hane müdürü beni yakaladı ve: — Biliyor musun? Dedi, Frank Ballanın intiharmın sebebini (oöğren- dim. Gün gibi aşikâr, — Nedir? — Hatırlıyor mısın? Altı aydanbe- ri, Frank Bella, canbazhanenin ye- güne cücesi, ve 75 santim boyile he- men, hemen ; oyunun en mühim numa- rası idi. Bir gün kimseye haber ver. meden Barön Paucciyi getirttim. Bu. Ton, ondört santimdaha küçüktü, matbuat ondan hararetle bahsetti. İşte (Bella buna (dayanamadı. müthiş surette (kıskandı, kimseye de bir şey söyledi. İntihar etti. — İnanılmaz şey!.. — Yirm; senedir garibeler arasın- da yaşadım. Emin olunuz ki cücenin İntiharıma sebep budur. Düşündüm, doğru olabilirdi. . Ve birdenbire aklıma geldi. Frank Bel. la son dakikasına kadar, dudakla- rından tebessümünü, bütün garibele- rin dudaklarmda ayni olan o esi tebessümü silmemişti. KULİSLER Garibelerin kulisi, yan yana yaşa- dıkları otellerdir. Orada dünyanın en şişman adarsı, VAKIT ın Tefrikası : 15 Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURİ © Lalanın küçük kız için duydu böyle hasis menfaatlere dayanıyor- 7 çare sayılamaz; çünkü bhayvan- lara yalnız buğday kepeği yedi- rilmez; arpa, masır, yulaf ve sa- ire gibi esasen hayvan yemi olarak ayrılmış zahireler de buğ- day istibsalâtile birlikte yürürler. Yeni sene istihsalâtının fazla- lığı ve mühim miktarda stok malın mevcut olması fiatları bugünkünden daha aşağıya dü- şürmesi ihtimalini de vermektedir. | Esasen Londra toplantısı, bu muhtemel fiat sukutuna bir çare bulmak içindi. Merkezi Avrupada teşkili dü- şünülen beynelmilel ziraat ban- kası meydana gelir ve istihsalât bu suretle ucuza mal edilirse | Tuna havalisi memleketlerile hem- civar olan memleketimiz buğday» larınında Amerika buğdayları derecesinde bir fiata mazhariye- tini temin ederek ihracata ba;- lanılırsa muhtemeldir ki buğ- | davlarımızın kıymeti artar. birinci katta yan yana (getirilmiş karyolada yatar, yemekte herkest:n üç misli porsiyon verilir, haftada 20 lira kadar çamaşır yıkama patası verir, Cüce, çocuk (o karyolasında yatar, ymekte yarım porsiyon yer. i Köpek cinsi adam, âşıklara mah. /sus bir odada yatar. Her gece o oda- ya yarım düzine kadın girer çikar. Sade bir göğdeden ibaret olan ka- dın sim siyah, (o penceresiz ve kilidi sağlam birodada (yatar ki içeriye! kimse giremez. Bu odanın esrarını ne Ikadar merak edenler vardır. Garibeler kulisi burasıdır. I Bu garibeler şöyle tasnif edilmiş- lerdir: Birinci sınıf: Siyamlı kardeşler. İkinei sınıf: Köpek, aslan, kur- ba gibi hayvanlara benziyenler ki bunlar tehlikelidir ve dajma nezaret altında tutmak lâzımdır. Üçüncü sınıf: Cüceler, - devler, şiş) kolar, Dödüncü sınıf: o İskelet adamar, ikolsuzlar, “çölalinr, Küseleri. * Bütün bunlar kulis tarafıdır. Garibelerde âşk münasebatı iğrenç ve korkuncetur. Bu kuliste görülebilir. Bir kulis daha var: Doktorlar, bay- tarlar tarafı, Bunlar, kıymetten düşmüş garibeleri tamir ederler, öte- sini berisini yamarlar, boyarlar. Kulis size bütün (bu anlattığım ve içinden geldiğim dünyadır. Ve kulis sizi de oraya götürece- gim yerdir. (Bitmedi) Vilâyette : Bakırköylülerin ui; e bir rn Bakırköy çimento fabrikala- rından çıkan dumanlar Bakırköy halkının sıhhatini içi sikâvet edilmisti. Sıhhive müdü. | | döşeme ( tahtalarına (çarptıktan sonra zıplıyor, ayrı ayrı mahrekler etrafında mini mini tekerlekler gi- bi dönerek odanm dört bir tarafı na dağılıyor, yer yer tahta aralık- larma kaçıyordu. Hiçbir gürültü lalayı bu kadar çeviklikle yerinden ( fırlatamazdı, bir an içinde uykusu dağılmış, göz leri cin gibi açılmıştı. Lala parala- yün hırkanın delik cebinden dökül i Harp malülleri kongresi İntihabat Kütahya meb'uslraı dün seçildi Ankara, 26 (A.A.) — Bugün yapılaa Kütahya intihabatında Cümhuriyet PH. |frrkası namzetleri bulunan sabık Bi- lecik meb'usu Rasim ve sabık iskân u- mum müdürü Hacr Mehmet Beyler 663 reyle müttefikan Kütahya meb'uslu-! Iğuna intihap edilmişlerdir. Maarif encümeni — Yatı ve san'at mektepleri hakkında kararını verdi Ankara, 26 (Telefon) — Maarif en- cümeni şehiryatı mekteplerinin vilâ- yetler tarafından idare — edilmesine taraftar gözükmektedir, Fakat san'at mekteplerinin maarif vekâleti tarafın dan idare olunmasını (yalnız vilâ- yet hususi bütçelerine bu mekteple- Pİrin masrafları için tahsisat konulma sını muvafık bulmaktadır. Ankarada —u — Dün mevsimin en sıcak günü idi Ankara, 26 (Telefon) — Bugün bu- rada mevsimin en sicak gilnünü ya- şadık. Hararet derecesi (32) idi. He-i men bütün halk daha sabahtan Ka- yaş ve Marmara gibi - mesire yerleri. ne gittiler. Trenler o kadar kalaba- Irktı ki ayakta duracak yer bile bulu- namıyordu. Edirnede 20 temmuzda bir sanayi sergisi açılacak Edirne, 26 (A.A.) — San'atlar mek- tebinde 20 temmuzda bir sanayi sergi- si açılmak üzere hararetle çalışılmak» tadır. —— a—— Rusya - Efganistan Ankara, 26 (A.A.) — Mevsuk istih- baratımıza nazaran, Efganistanla Sovyet şüralar ittihadı hükümeti ara- $ında sabık kral Amanullah zamanın- da Tağmanda imza olunan bitaraflık muâhedesi bu defa birkaç madde ilâ- vesile 24 haziran 931 tarihinde yeniden Kâbilde imza edilmiştir. sasayazanayı samanı zaman riyeti tabkikatını bitirmiş, bir rapor hazır! . Bu rapor umumi hıfzıssıhha meclisinin bu ay yapacağı içtimada görüşüle- cektir. Bundan başka meclisin içtimamda Haliçteki tuğla har- manlarının kaldırılıp kaldırılma- ması hakkındada bir karar ve rilecektir. Bir tasfiye kararı 8 Beyoğlu komiseri Şevket tasfiyeye tâbi tutulmuştur. Ha- ber aldığımıza göre Şevket B. bu tasfiye kararmı haksız bul- muş vc şurayi devlete müracaat etmistir. lan onluklar, kuruşlar, çeyreklerjpis boğaz olmasına rağmen bu pa' raları yemeyip biriktirmiş. Tahir paraları topladıktan son ra tahta aralığına kaçanları merak etti: — Kız, hepsi hepsi kaç kuru- şun vardı, dedi. Gülsüm onun farkmda mı? — Çok vardı. ama bir az çok işte.. yirmi kuruş mu seksen kuruş mu ne? diye kekeliyordu. gerçiirm Gülsümün arkasındaki yeşil|Lala: — Hay Allah belânı versin... du, Fakat bu onun hakiki bir mu-'mekte olduğunu gördü. Mutlaka|salt benim elimde doksan üç on habbet olmasına hiç de mâni de-|kaçacak bir delik veya tahta aralı|para var, dedi. ğildi. Vatan muhabbeti ki muhab- İğı arıyormuş gibi dönen bir çeyr&- Gülsüm lalaya bir şey söyledi: betlerin muhakkak en temizidir, o ğe yetişip çıplak ayağı ile bastır-|Bu paraları İsmail için biriktirmiş- bile menfaatle, insanın ufak tefek çıkarları ile pek âlâ uzlaşmıyor mu? Ne yapalım bu dünya böyle kurulmuş.. En güzel çiçek kokula 'rmı, renklerini gübreden, süprün- tüden, lâğım akıntılarından alıyor.. Kızın bu ufak tefek hizmetlere| karşı laladan istediği bir tek lütuf vardı: İsmailin masalını dinlemek... Tahir ağa da bunu elinden geldiği kalan son parayı — gelin parası ser|tırryor, ağlıyor, lalanm kadar ciddiyet ve gayret ile yapı- © Lala bir gece yine kızm hafiflaz çocuklarına da geçmişti. Lala|“Hele şimdi dur bakalım... bir iki| dıktan sonra: | — Kız bunlar ne? dedi, bun- flar nereden buldun? sakın çaldın mı? İ © Gülsüm büyük bir saflıkla ce- vap verdi: — Aa.. çalmadım amca,. kendi paralarım.. Aym son gününde kesesinde per gibi — sağa sola dağıtan mer- ti. Lalanın onlarla kardeşine leble- bi şekeri, elma, mintan, pabuç a rp Edirneye göndermesini istiyor- du. Tahir ağa: — Kız neyine gerek.. Ona E- dirnede yemiş de verirler, giyecek de.. Sen kendine bak, dedi. Fakat o perde perde ısrarı art çıplak a» yaklarını öpmeğe kalkıyordu. Ta- (Üst tarafı 1 inci sayıfada) yaptığı işleri hulâsa ediyor ve kendi- İerini istifaya mecbur eden sebepleri anlatıyordu. Bundan başka raporda! 8 sene evel (harp mulülleri cemiyeti namına (Salâhattin (Bey tarafın dan çıkarılan sâlnameden ve bu sâlname hakkında (cereyan eden muamelelerden de (bahsedilmekte ve Salâhattin Beyin cemiyeti istismar et- tiği kaydedilmekte idi, Raporun okunması o bitdikten son» ra söz alanlar arasında bulunan isti. fa eden heyet reisi Bekir (Sıtkı Bey Bazı şeyler anlatmış ve demiştir ki: — Reisi bulunduğum heyetin faali- yeti hakkında birçok dedikodular ce reyan etmiştir. Aslı olmıyan bu dedi- kodular hakkında kongrede bulunan arkadaşlarımı tenvir etmek ve bu se retle sui zandan kurtulmak İstiyorum. Hakkımızda yapılan dedikoduları ve- saik göstererek tekzip edeceğim. Hey- etimiz, en ufak bir sui istimale mey- dan vermiş değildir. Hesap vermiye hazırız. o Hazırladığımız (hesapların bakılmasını isteriz demiştir. Bekir Sıtkı Beyi müteakip söz söyliyenler, (oistifa (eden heye- tin hesaplarını şimdi o tetkik et ra kabil (o olamıyacağından bu, nun yeni seçilecek idare heyeti tara fından yapılması münasip olacağını ileri sürdüler ve hemen İdare heyeti! intihabı yapılmasını teklif ettiler. Du teklif o reye kondu ve ekseriyet tara: findan kabul edildi. Bu sırada sâlna- me meselesinde İsmi geçen Salâhattin Bey, idare heyetinin-raporunda itham edildiğinden bahisle kendisini müd fna etmek üzere söz istedi. Salâhıt- tin Beyin kendini müdafaa ( için söz söylemek isteyişi, kongrenin iki grupu ayrılmasına bir vesile oldu. Riyaset divanı kürsüsünün sağ tarafında mev ki alanlar Salâhattin Beyden evel hes sabatın bakılmasını istiyor, kürsünün sol tarafında. olurmuş olanlar da Sa İâhattin (o Beyi dinlemek istiyordu. Bu arada herkes, reisten söz İsteme. ğe, ve sırasını beklemeğe lüzum gör“ meden istediğini söylemeğe buşlamış- tı. o Bozulan intizam ve sükünet müş- çok gürültülü oldu , larile karşılaştı. Azadan yarıları — Be canım vakktimizi yuradi girecek değiliz. Bekir Sıtkı BÖ vi bını, söyliyeceklerini yeni se$€” idare heyetine versin ve söylesi” ye bağırıyor, bir kısmı da: A — Bize cemiyet ne lâzım”. sag de uğraşıp durmıyalım. Bizi h bakar ve terfihimizi düşünür Gİ leniyorlardı. 4 Bu suretle ikinci defa ol8” er zulan sükün ve intizam tekrat ii dildikten sonra nizamname *" al ce reyi işarı . ile idare hey€ v bı yapıldı. Bu heyete, binbaşı Bekir li başı Ahmet Faik, yüzbaşı a yüzbaşı (o Abdürrahman, Y' vat, mülâzim Zeki, mülâzim g mülâzim İbrahim, mülâzim Sali ie Baha ve Mehmet Ali Beylerl€ Cemil, Hakkı, Hamit ve Yusuf # lar seçildiler. istifa eden heyetin hesabi kik ve vereceği miltemmim iyahal. f lemeden yeni idare heyeti se$i taraftar olmıyan fakat akalliyei i lan grup bu İntihaba iştirak ve polise müracaatla 3 gayri kanuni yapıldığını — SÖ ” tasdik edilmemesini o istedi, “XX bu suretle bitti. 4 Bursa malölleri namına gel rahhasın ne vekâleti tetkik edi” İne de reye iştirak ettirilmiştir. 0 Leylimi, yatım | Büyük Millet Mef sinde bir lisar münakaşası 4 Büyük Millet Meclisinin günkü içtimaıda Besim Al beyle ibrahim Alâattin a sinda oldukca şiddetli bir ai a kaşa olmuştur. ği istanbulda tesis seçe retli talebe pansiyonları Jây. müzakere edilirken Besim #4. lay B. (leyli) kelimesinin yeri) git külâtla iade edilebildi ve nihayet Salâ hattin B, söz söylemeğe başladı ve sâl. name işini nasıl yaptığını anlattı. Son söz olark da, burada (beni tenkit eden cemiyet reisi, menimle mukakvele yap- mağa tenezzül etmiş ve benden bin lira da kefalet istemişti. Cemiyete borçlu olduğumu iddia eden reis Bey bender ne diye bin lira kefalet (İstemişti7?) demiştir. Salâhattin Beyin müdafaasına kar. şı sabık reis Bekir (Srtkı Bey tekrar cevap vermek ve bu mesele hakkında geçen muamelelere ait vesaiki kongre- ye bildirmek istedi. Fakat (dinleme- yiz, İntihap yapılmasını isteriz) seda- İnülecek bir mesele idi. Ne yapsa ne söylese bu dik kafalı kızı fik- rinden döndüremiyeceğini biliyor du. Kendinden ümidi keserse ahçı» ya, hizmetçiye, komşunun uşağına baş vuracak, hasılı mutlaka birini bulup elindeki üç beş kuruşu deve yaptıracaktı. Lala ertesi gün uzun boylu dü şündükten sonra Gülsümü göz göre yabancıların kucağına atmakta ma- na görmedi: — Peki kız... ben bunları gön dermeyi üstüme alırım, dedi, ille bir boş boğazlık eder de birine söy lersen vay başına geleceğe. Küçük kız sevincinden ağlı» yor, lalayı ele vermiyeceğini temin için musafa el basacğını söylüyor- du. Gülsüm o günden sonra eline ne geçerse Tahir ağaya getirmeğe Ibaşladı: Para, yemiş, atılmış bas- ima parçaları, çocukların oyuncak- ları, eski çoraplar. Bunların arasın da hatta yırtık elif cüzleri, resim hum Şekip paşanm müsrifliği bir)hir ağa baktı ki başa çıkamıyacak. (defterleri bile vardı. Haftada bir gece lalanın oda- sesini dinliyerek yavaş yavaş uyku küçük hanımların öteki hizmetçile| gün geçsin de kolayını buluruz... sında merasimle paket yapılıyor, ya dalarken tahtada bir para sesi tıngırdadı, arkasr..dan bir o daha, bir daha.. Havadan yağıyor gibi o- re olduğu gibi Gülsüme de sık sık! para verdiklerini biliyordu. Demek ki küçük kız son derece İki bir hemşeri filân rasgetiri- riz,, gibi sözlerle o gece kızı aldat- tı. İertesi sabah erkenden Tahir ağa e- İmanetleri postaya götürüyordu. (Bitmedi) © | k iv Bu lala için hakikaten düşü-! tahvilini istemiş, bütçe encÜ, reisi Hasan Fehmi B. kan rımızda Türkçeleştirilmesi veli gelen birçok kelimeler bul edt ğunu bunların hepsini bi gi değiştirmenin daha muvafık cağım söylemiştir. ;' ibrahim Alattin B. si Atalay B.in ayni madde pansiyon kelimesine 8€$ si mıyarak niçin yalnız leyli mesine itiraz ettiğini sorm! Isparta meb'usu Hafız ibri B. kanun kelimesinin de olduğunu söyleyince Besim “4 lay B. ayağa kalkarak il B.e “Hocam, o arapça ; bilmediğin şeye karışma,, ten sonra ibrahim Alâattin cevap vererek: Ta — Senin yaptığın Türkçe e. gatta berbat bir şey. Millet dat | lâdının eline verdiğin bu | baştan başa yanlıştır,. demitli” : Bu sırada müzakere kati rülmüş ve madde aynen k*” edilmiştir. d Başvekilimiz bW” gün gidiyor iki gün evvel şehrimize ger” | başvekil ismet Pş. Hz. başi öğle trenile Ankaraya edecektir. Başvekil burada bulunduk. müddet zarfında biraderleri şi san Rıza B.in Heybeli A aba köşklerinde (kalarak isti glerdi” etmişler ve şehre inmemi! Yogoslâv mektep gemisi gidiyor yoga Birkaç gün evvel gelen lâvya mektep gemisi Vela Vele” bita bugün izmire hareken cektir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: