1 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

1 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ii. mâ c ali bu mesele ile derinden de- Mi ta görülen geçiciiyi —) Acaba neden?!.. Neden onu gören r tanıyan adamlar ona ehemmiyet vermemiş ve niçin ondan © bahsetme mişlerdir?.. N Isadam bahseden ve onun tarihini yazan başlıca (eserler, Tacillerdir.) Bunlar oridan epeyce bahsederler. kat İsainm 'yâşadığı, © meydana çikti ğı ve öldüğü sırada onun O memleke;; tinde:Romalılar hâkimdi. Bu hükümetin, böyle mühim bir| adamla alâkadar olması icap ederdi. İsa gibi büyük maceralar geçiren mü him bir Oadam meydana çıkar da 2x mânenin hükümeti ondan habersiz ka- labilir mi? Halbuki 6 zamanki hükümetin on- dan bahsettiğini (o görmiyoruz. Roma hükümeti bu gibi | şahsiyetleri, ve bu gibi şahsiyetlerin sebep oldukları ha- diseleri ihmal eden ve kaydetmiyen nu met, “bu gibi işlere ve bu gibi hadise Jere ehemmiyet verir, onları kayde der, ve onlara ajt raporlar yazardı. Bu gibi raporlarda ve kayitlerde İsa dan hiç bahsedilmemesi, tuhaf değil mi? Bü tuhaflık Fransanın meşhur muharrirlerinden Anatol Fransın Rö-İ; zünden kaçmamış; kendisi İsayı haça gtrdiren Roma valisi (O Pilete şu söz- leri söyletmiştir: — Bana kimi soruyorsunuz? İ. sayı mı? Öyle bir adam © tanımıyo! rum!, Amatol Fransm bu nüktesi pek yersiz . olmâmakla beraber doğru da değildir. Fakat Roma (hükümetinin ün kayıtları, bütün sicilleri İsadan İç bahsetmediği. için bu müstehzi mu harrir, böyle bir söz söylemekten ken dini alamamıştı. Eğer İsayı haça gerdiren adam onu tanımıyorsa .. ne diye inciller bize w- zun uzadıya hikâyeler (o anlatıyor? Acaba İnciler asir faslı olmıyan bir adamdan, hiç vukubulmamış hadise Terden mi bahsediyorlar. İncillere gö re İsa, yahudilerin hükümdarı ola- rak ilân olunmuş, ve Roma hüküme: ti bu yüzden onun meselesile meşgul olmuştur. Bir adamın Yahudiler ara- sinda hükümdar ilân olunması, or. taya pek mühim mahiyette siyasi bir meseleliİri “çıkmasi demektir. Bu pek mühim siyasi mesele, Ro- atı ve Roma hükümetini mu ki alâkadar eder. Onun için 1 meşgul olmuş, ve Roma Devleti nin varlığını sıyanet için ortaya Çi kan yeni hükümdarı haça germişti. İncillerin bu rivayeti doğru ise ve Roma valisi bu kadar mühim bir me) sele ile meşgul olarak idam kararı| gibi fevkalâde bir karar vermişse 0 nun bu mesele ve hadise hakkında Ro ma imparatoruna malümat vermesi İ- tap elmez miydi? Bir vilâyetin va Disi bu Kadar nazik ve büyük işlerle! meşgul olur ve son derece mühim ka- rarlar verir de bu meseleleri devlet reisine - bir raporla bildirmez. olur mu bir valinin bü. kadar mühim meseleleri Ozamanm imparatoruna VAKTın Tefrikası : 48 Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURU —*Bu zamanda giyim kuşamı kim düşünür amma ne yaparsın ele güne rezil mi olalım? diyor. Seniye şarkı söylerken e yaka- landığı vâkıt gözleri dolarak: — Oof| içimin: acısından ne halt ettiğimi kendim de bilmi- yorum, diyordu. Büyük hanım bazan keyifli ve neşeli * zamanlarında damatla- rına yaklaşır; — Zoraki gülüyorum, vallahi, yoksa içim kan ağlıyor.. Kızla- nm be olsa taze cabil çocuklar.. onlarin yanında yalandan gülüp söylemezsem olmaz, derdi. Nihayet zaman zaman çocuk- alametleri Üzerine konakta sevinç bâyram- ları yapılmağa başlandı. Nadide hanım : 'AKIT 1 Ağustos 1931 ————— —— lar odasi hiç de bahsetmiyorlar! “ /yazması ve bildirmesi kadar tahil bir) şey olamaz. bir rapor yazarak imparatora göpder- miş olması icap eder. «İbir rapor yazmış dermiş ise o zamanın yazıcıları ve mü verrihleri ne 'diye bündan hiç bahset Fajmiyorlar?!. belki bir muammadır, Jammayı halle çalışanlar yok değildir. muammayı yor: hit İyetsizi idi, şiddetli ve zalim bir idare olduğundan ilsanın hayat ve encamı da bu şiddet i i gitmiştir. Bu hâdiseyi, resmi bir ra:| bir hükümet değildi. Bilâkis bu hükü-İpara kaydetmek, harikulâde bir iş o flurdu.., muammayı halleder mi? mak, igerin biri, yani İsanın kendisi salbo- lunmuş ve bir sürü şiddetli zulüm-| ler arasında onun haça gerilmesi işi u- nutulup gitmiştir. bitmez. Çünkü bu dülger, alelâde bir adam değildi. dolayı da idam edilmemişti. Bu adam, zamanın hükümeti olunmuş, onun hakkında tahkikat ya pılmış, onun Roma rilmişti. rece büyük vak'alarr mühimdi. O halde, Piletin (o de, Pilete böyle ve imparatora gön- (Üst tarafı 1 met sayıfada) — Tayyarenizin motörü yolda bir arızaya uğradı mı? — Kat'iyen. Makinemiz son dere ce. mükemmel bir haldedir. £ İstediği- miz takdirde derhal hareket edebiliriz. — O halde ayni tayyare ile bir dö nüş seferine imkân var mı? — Tamamilemümkün . — Böyle bir niyetiniz var mı? — Hayır yoktur. Maksadımız geri dönerken müteaddit yerlere — uğuyu rak ve çok yer görerek dönmektir. — Bu gibi büyük seferlere yolcü al mak mümkün değil mi? — Yakında bu çok mümkün olacak» tir, Bu çok mühim bir meseledir. Bu Fakat bu mu- Alman âlimlerinden hal için (Weis) bu şu sözleri söylü. “Nasiralı dülgerin (yani İsanın) damı Roma tarihinin bu sırada şa- olduğu hadiselerin en ehemmi- Roma idaresi, son derece er o ve zulümler arasında kaynayıp « Birar daha sabredilirse bunu da göreceğiz. — Meselâ 20 — 25 sene sonra mı? Fakat alman âliminin bu sözleri) Asla! Muammayı bu şekilde halle kalkış. akılları şaşırtmaktan başka bir İşe yaramaz, Alman âliminin sözlerine göre dül- — O kadar zannetmem. Fakat 20, 25 sene sonra buradan Nevyorka git- mek, buradan Parise gitmekten daha çok kolay ve daha çok rahat olacaktır. — Muvaffakıyetinizi en fazla neye medyunsunüz? — Tayyaremizin çok iyi olmasına. Biz bu işe son hareketimizden bir- kaç gün evel de iki kere teşebbüs ettik. Bazı noksanları tamamlamak icap et- Fakat bu biçim iddinlarla iş Ve âdi bir suçtan mesele kalmadı. Onun için salı günü hemen hareket ettik. — Böyle uzun uçuşlarda en mühim mesele nedir? tarafından takip devleti için mur| ır ve tehlikeli olduğu, devletin se- met ve emniyetini tehdit ettiği anla almış,. ve nihayet idamına karar ve Demek ki bü idam son de siyasi bir hadisenin neti- cesi idi ve bu siyasi hadisenin bütün him mesele kâfi derecede benzin alâ-; bilmektir. Uzun uçuşlar yapan tayya- reler küçük olduğuna göre fazla ben- zin taşımak müşküldür. Biz bu işe te şebbüs ettiğimiz zaman, düştü. İkinci teşebbüsümüzde “fazla benzin aldığımızı anlıyarak geri dön. dük. Ve fazla benzini çıkardık. Bun- dan başka (O Piski de daha (o mükem- pi bir hale getirdik. Nihayet salı gü- (Bitmedi) Vâsıf Bey Dün Ankaradan gelen yuleu- lar İğimir “ mebusu” Vâsıf” Beyin “ gözlerinden ehemmiyetli. surette hareket ettiğimiz saman her şeyin yolunda olduğunu gördük ve seferimi ' ğ i, İzi yaptık." Tayyaremizin ismi (Cope — sene in da S Gal) dir, Numarası N. R. 791. W. haber getirdiler. bu müessif har dir. Tayyare Bellonka (tarafımdan berin doğru olmamasını temen- | mal edilmiştir. Tayyaremizin mot& ni etmekle . beraber aziz arka- İrü Wright Whirliringt tarafmdan ya. daşımıza süratla afiyet temenni İpılmıştır. Motörümüz 250 beygir kuv. ederiz. vetindedir. i « — Sizin hesabmtza göre Nevyork— ; « o İlstanbul arasındaki mesafeyi kaç saat- Tramvav şirketi |te geçerek rekor kırdmız? — Aradaki mesafeyi tam 49 saat 5, Ankara otobüslerini işletmek İdikakada kattetik. istedi fakat... — Hayatınında tayyarecilikten baş- dı ? Ankara. 31 (Yakıt) — Aka: | e bir e ine e itiniz e e Heri —H ! Hayatta intisap ettiğimiz ra otobüslerini işletmek istiyen Yögüni vie k Sayiieriliriz! İllede Istanbul tramvay. şirketinin ta- vaffakıyetimizi memleketinize gelerek lebelerinin kahule Şayan görül İkazandığımızdan dolüyt son derece söylüyordu. Altıncı ayın sonunda Bülent iyi olup ayağa kalktı, Fakat bu uzun hastalık gece- lerinde Gülsümün kalbinde esra- rengiz bir şeyler geçmişti. Kız şimdi Bülendi seviyordu. Belki hatta ismailden de fazla. Bu mucizenin sebebi ne idi? Hemen yarı ölmüş bir halde ken- disine bırakılan çocuğun, kuca- ğında yeniden dirildiğini gördü- ğü için mi? Onu yalınız bularak acıdığı için mi? Sebep ne olursa olsun Kara- musallı süt ninenin dediği çık- mış, kızın ismaile olan muhab- —Çocuklar elhamdülillah Bülent kurtulda artık ... yüzde bir teh- like kalmadı .. bu gece mışıl mışıl uyudu, iki defa süt içti. Sabahleyin bana gülümsedi.Zaten doktor da artık korku kalmadı diye yemin ediyor ... Haydi sizde bir arabaya binip (sinemayâ gidin, diyordu. " : Bundan başka konakta zaman zaman aktualite vak'alar çıkı yor, bunların taze heyecanları eski hastalığın yıpramış üzüntü- lerini » büsbütün O hafifletiyordu. Böylece hastanın odası yavaş yavaş tenhalaştı ve çocuk beş ay hemen tamamile Gülsümün eline bırakıldı. Kız tavan ara sındaki” yorganın aşağı indir mişti.. Gecelerini çocuğun salıncağı yanında bir erkan minderinin üs- tünde geçiriyordu.Hastanım uyku» suda bozuktu.ikide birde büyük adami iniltilerile uyanıyor, Gülsüm onu sallıyarak susturamaz sa diz- lerinin üstüne, kucağına. alıyor, odada uyuyan varsa uyandırma- mak için yavaş sesle bazan nin ni, bazan bitip tükenmez sözler verilmişti. Gülsüm, tavuk yumur- tası üstünde kuluçkaya yalırıl- mış bir alk hindi gibi çocuğu benimseyor, bir dakika gözünü üstünden ayırmayordu. Büyük hanım artıkBülendi gö- nül rabatile Gülsüme emniyet edebilirdi. wv Bülenttede , Gülsüme karşı garip bir iptili başlamıştı. Ço- zuk bir saat onsur çor. yordu. ti. Bunları da tamamladıktan sonra! — Bu gibi uzun uçuşlarda en mü-| tayyaremiz! beti hile ile çalınarak Bülende ! “Cüssün,, diyip “Cüssün,, işidi- |. Amerikalı hava kahramanlarile dü zi “Vakıt,, namına konuştuk o | — O halde memleketimiz hakkında ki imtibalarınız? — Son derece iyidir. Çok - büyük iltifatlarla. karşılandık. o Mihannüvaz. lığın en mükemmelini görüyoruz. Ya rın (bügün) Reisicümhur Gazi.H. ve Baş! vekilimiz tarfından-kabul olunmak sere! file mübahi olacağız. Bundan başka bir .|çok tebrik telgrafları aldık. Matbuat, tarafından gördüğümüz teveccühe nar sıl teşekkür edeceğimizi o bilmiyoruz. Hükümet bize her türlü teshilâti gös! terdikten başka hakkımızda © hiç bir lütfü esirgemedi, Onun için kalbimizi! en derin şükran hisleri (ile çârpiyor. Bu hislerimize tercüman olmariızı bil hassa rica ederiz. | — Muvaffakıyetinizin o Amerikada nasıl karşılandığına dair malümat al diniz mı? — Aldığımız telgraflardan muvaffa' kiyetimizin çok iyi karşılandığını anlı yoruz. Birçok telgraflar almış bulur! Inuyoruz. Bunların hepsi hakkımızda tevecelh lerle dolüdur.” Biz bu iltifatlara lâyiki bir şey yapmadık. Yaptığımız iş, her kes tarafından yapılacak Adi bir iştir. !Onun için biz son derece müteşekkir ve.minnettarız. Cesur tayyarecilerin bu son sözleri bizi çok mütehassis etti, Biz de onları fazla yormak istemi) yerek ellerini sıktık ve ayrıldık. Belediyenin yaptığı program Amerikalı tayyarecilerin il de kaldıkları müddet zarfında lâyik ol dukları şekilde izaz edebilmeleri için belediye ve Tayyare cemiyeti tarafım- dan bir merasim programı yapılmıştır.i Tayyareciler bu sabah belediye, / Tayyarecemiyeti, vilâyet ve (o üçüncü Ikulordu kumandanlığma giderek ziyr»| retlerde bulunacaklardır. & Öğleden sonra salat 14,90 da hususi bir motörle| Dolmabahçe saraymdan Yalovaya ha-| reket #deeiklerdiee pm-4 mesi. Tayyarerilkrie. hizlikteş sali, Muhit tin bey, Amerika sefiri M, Grow, A merika sefareti müsteşarı M. Şov vel matbuat mümessilleri de Yalovaya gi) İdeceklerdir. Tayyareciler Yalovada Reisicümhur) ve Başvekil Hazretleri tarafından ka-! bul edileceklerdir. Relsicümhur Hz. İtayyarecileri Tayyare cemiyeti madal- İyasile taltif buyuracaklardır. l Tayyareciler yarın Yeşilköye gide: İrek tayyarelerini muayene edecekler, akşam saat 1730 da Yeniköydeki Ame: İrikan sefaretinde şereflerine bir gari danparfi verilecektir. Belediye o akşam Taksim bahçesin- de şehir namına tayyaretiler şerefine! büyük bir ziyafet verecek, “ayni za» İmanda bahçede Şenlikler yapılacaktır. Ara sıra Bülende “en çok ki- mi seviyorsun?,, diye sorarlardı. Bu süale verilmesi lâzım gelen cevap'malüm. Tabii konağın veli- nimetinden, büyük anneden baş- lamâk ve ehemmiyet sirasile teyzeleri, enişteleri, ana babayı, Akşam saat 21 de tayyare öemiyt Pera Palasta büyük bir ziyafet vere& ki tir. Pazartesi günü müzeler ve cami) ler ziyaret edilecek tayyarecİlere hir namına hediyeler verilecektir. Vel rilecek hediyeler meyanmda tayyai cilerin isimleri ve Nevyorktan hareki ve İstanbula muvasalat tarihleri yazı iki gümüş plâk ve iki kıymetli (Ohal bulunmaktadır. Tayyarâcilerin evvelki gece bile Yeşiiköye gelmeleri bekleniyordu Tayyarecilerin evelki sabah © sa; dörtte Yeşilköye gelmeleri beklenili yordu. Bunun için Amerika sefiri vi sefaret erkânı gece yarısı (o Yeşilköy İzitmişlerdi. Tayyarenin geceleyin Y. şilköye gelmesi ihtimali (olduğu İçini tayyarecilerin meydanı kolaylıkla gö rebilmelerini temin. maksadile (hava kumandanlığı tertibat o almış; saha projöktörlerle aydınlatılmıştı. Arada havai fişenkleri atıltoyrdu. Fa- kat tayyare geçikmiş, ve ancak öğle üzeri şehrimize gelmiştir. Bu taahhür tayyarecilerin akibetleri hakkında epey endişe uyandırmıştır. Tayyareciler Paris üzerinden geçer ken üzerinde (Paris belediye reisine) ibaresi yazılı bir zarfı paraşüt vasr tasile yere atmışlardır. Tayyareciler Amerikan damgasını taşıyan ove Dö Burje tayyare meydanının hangarları eivarmda bulunan bu zarfların (içine 'Nevyork Taymis gazetesinin birkaç nüs hasını koymuşlardır. Tayyarelerin sistemi 49 saatte Nevoyrktan İstanbula u- çan tayyare Bellanca sistemidir. 1928 haziranında Nevyork — Berlin seferini yapan Mis Kolümbiya, 1929 tenimuzunda Nevyork — Roma seferi. ni yapan Pathfinder ( tayyareleri de | ayni sistemdir. , . Tayyarenin metörü - Lindenbergin Bahrimuhit seferini yaptığı tayyarenin motörü sistemiindedir. O zamandanberi motörde ( şayan dikkat bir tekemmül ve inkişaf husule gelmiştir. Kızan silindir başları şimdiye ka- dar su ile soğutulurken imdi motörde hava cereyanı vasıtasile, soğutulmâk- tadır. Bu da makineye su almak lüzumu- nu kaldırmış, ve binaenaleyh — fazla bir ağırlıktan kurtulmuştur. Emin'Âli Bey Ankara, 3İ (Vakıt) — Tarih muallimi Emin Ali Bey Alişar köyündeki bafriyata maarif ta- rafından komiser tayin edilmiş- tir. çocuğa bu nefreti o Gülsüm habisinin © öğrettiğine ( şöphe var mi? Bu “Haminne kaka... Hamin- ne öö,,sözü büyük hanımda mah- cubiyet kadar da hüzün, hiddet ve kin uyandırıyor, karşısında kardeşleri, yeğenleri saymak... Fakat yumurcak sıraya aksi gibi " ters taraftan başlıyor, gözlerile Gülsümü arayarak; “Cüssü, Cüs- sü,, diyordu. — Peki daha kimi seviyor- sun...? — Anneyi, ablayı, ağabeyiyi... Bülent. bütün konak halkını birer birer dizip dökmeye baş- liyor; büyük banım bir türlü kendine sıra gelmediğini görerek sabırsızlanıyor, söze karışıyor... En tatlı sesile; — Ya beni?.. Ya beni?.. Ya haminneni sevmiyor musun ? Fakat çocuk iğrenir gibi yüzü- nü buruşturuyor : — Haminne kaka... Haminne kaka... Haminne 65... Haminne 58... Diye cevap veriyor. Büyük hanım şişiniyor, etrafta- kiler yerin dibine geçiyorlar... aklı başında bir insan varmış gibi acı acı gülümsiyerek: — Peki çocuğum... ben kaka, ben öö... Siz hepiniz cici. siz he» iniz iyi... Sade ben 6... Zaten İn yarandım ki sana yarana- yım... Diyor, Etraftakiler hanım efendiye . karşı bir suç işlemiş gibi ezilip büzülüyorlar. Fakat kimse ağzını açmağa cesaret edemiyor. Bu nazik dakikada patavatsız Gül- süm ortaya atılıyor, çocuk üze- rindeki nüfuzundan istifade et- mek istiyerek: “Ayıp ayıp Bü- lent... Haminne de cici... Söyle- bakayım... (o Haminne (o cicide bakayım,, diyor. Gülsüm tarafın- * : .dan himaye. edilmek büyük ha- nımın büsbütün haysiyetine do- kunıyor, ddetle: — Sen sus dilenci... Sen kim oluyor: diye evlâtlığı haşlıyor, kadıncağız haklı bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: