7 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

7 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Shhdet midenin sağlam olmasına mı bağlıdır? midesi sağlam olan Bir ingiliz muharriri insan bedbaht olmaz diyor İngiliz muharrirlerinden birisi sa- İldet hakkında şöyle bir makale ya İğyor; İ Herkes zanneder ki şayet bir baş- nın yerine geçecek olsa, hemen, ir an içinde mes'ut ve bahtiyar ola Saktır. Zira başka insanların istifa- /deleri, kârları gayet bariz ve aşikâr Söze çarpar. iÇ Muhteşem limuzini içinde (Seçen bir milyoner tasavvur edin. Bunu etraftan gören yaya insanlar üsıl bir haset ve gıpta ile bakar ve 0- iBün haline imrenirler. Halbuki © milyoner de rütubetli çayırların üze- Yİhe pervasızca oturduğu halde ruma- tizmaya tutulmıyan fakirlerin haline IRipta eder; onların en basit yiyecekle Yİ semadan inmiş ilâhi (o yemeklermiş Bibi iştiha ile yemelerini hasetle sey- Yeder, Hatta'o giptayi benim hakkımda İş tatarenleri de gördüm. Birçokları ba- da “aman ne mutlu sana! para kazan- mak istediğin zaman hemen eline ka- ilemi alır, bir hikâye, bir makale yazı- Yerirsin,, dediler. Zavallılar bilmiyorlardı ki bir mu harrir bu hale gelinceye kadar ne ka- idar yazmış, çizmiş, ne kadar emek i Selmiştir, orasını bilmezler. i Benim kanaatimce saadetin en baş- Nea srrri, “demir gibi sağlam bir ciha- it hazmiye.malik olmaktır. Zira sa- det azami derecede dahildeki azamı- Zin mükemmel oluşuna tabidir, BOMONT "ka yoldan! Ev kadin diyor ki: | Sinekleri kaçırmak Sinekler ökaliptüs yağının kokusundan nefret ederler, hiç hoşlanmazlar. Büyücek bir bez parçasi Üze- rine bu yaği serpiniz. Sonra bütün pencereleri Sonra, bir insan Kendisi muay tamamile açınız. yen nikbin fikirlere sahip olmalı, me Bu vaziyeti ' hazırladıktan seli gökyüzünde gördüğü her bulutu) #onra bu bezi şiddetle sallan- İbir takım gümüş ipliklerden — örülmüş) dırmağa ve kapıya doğru iler- İaddederse, sonra en karanlık £ saatle; lemeğe «başlayınız. Bu suretle rin arkasında bir şafak gizli olduğu.| evinizi - sineklerden | kurtarmış nu hesaplarsa o zaman tahta rendele.| olursunuz. rin üzerinde kuru ekmek yediği zaman Kamış sandalyeler bile kendisini bahtiyar addedebilir. Yaz. mevsimindeyiz. Bir çok Maalesef, birçoklarımız, böyle yerlerde bahçelerde ve balkon- isağlam hazım cihazına malik olmadığı) Jarda kamıştan yapılmış sandalye mız için böyle davranamıyoruz. Birço- dair ta lr Banlar İğumuz için dünya (gözyaşı fıskıyele- mali oi lar. r.. fazla İrinden, feryat yığınlarından ibaret) 29” oldukları için : kullanılmak yüzünden kirlenir. gibi görünüyor. Bunl yü N eni Gariptir ki, medeniyet ve medeni) “vvan temizliye bilmek için, ihtiyaçlar arttıkça zavallı İnsanların içerisine tuz atılmış sıcak suya betbahtlık kuruntuları da artıyor, Me-| süngeri batırmak ve silmek lâ- selâ bir takım insanlar evlerinde birj zımdır, radyo cihazı olmadığı için muztariptir! Eğer kamışlar pek açik yenkte ler. Halbuki bundan beş on sene ev-| ise limon Süyü ve tuz kullanıl vel hiç kimsenin evinde radyo yoktu malı ve tekrar tekrar uğmalıdır. ve hiç kimse bundan dolayı muztarip Bu sandalyaları kurutmak için olmayı hatırına getirmiyordu. Keza a- » TE rabasız ve otomobilsiz pek alâ hayat baş aşağı edip biraz bırakmalıdır. Tuğlaların lekesi sürmek mümkün olduğu halde bunlara malik olmadığı için müztarip olanlar) (o Ocakların üzerinde, yabut çoktur. mutfakların O zemininde döşeli Bana öyle geliyor ki, işini elinden) bulunan parlak tuğlaların Üze- geldiği kadar iyi yapan, hiçbir kimse) rine bazen yağ ve saire leke ye zararı dokunmıyan maişet tarzını) yapar. Bunlari temizlemek için viedanmın sesine uydurabilen ve kendi| içerisine biraz domuz yağı ilâve elile kendi sıhhatini harap o etmiyen| olunmuş parafin yağı içerisine kimse bahtiyardır. bir bez batırıp silmek Jâzımdır. Behbahtlık ise, daima içini yemek-| Sonra, bu tuğlaları kuru bir bez ten, sihhâtine Kürşı TâKayitlikten, 'de- parçasi İvamlı can Sıkmtısmidan .ileri gelir. eder. . »VAKITıns dım ve: kapıları | e kuru kuru, silmek icap l ye A TE Güzelleşmek ve genç- leşmek merakı ingilterede kadınların ençok kazandırdık- ları doktorlar güzellik mütehassıslarıdır Buniar 200 liradan başlıyarak 2500 liraya kadar ameliyat yepıyor bla Deyli Meyl gazetesi yazıyor: Kadınlarin güzelleşmek merükı gün geçtikçe artıyor. Her gün yüzlerce ka- dın güzellik doktorlarına giderek yüzlerce liraları feda etmekte ve bunun. mukabilinde kendilerini gençleştirmeyi istemektedirler. Bu şekilde güzelleşmek için verilen ücret 20 ingiliz lirâsından yan! 80 türk Iirasından (250) ingiliz, yani 2500 türk lirasına kadar varmaktadır. Yaşlanmış birçok kadınlar, bilhassa içtimai mevki sahibi kadınlar, iş ve meslek hayatına intisap etmek dolayisile dalma halk ile temas etmekte olan kadınlar, genç ve güzel görünmek için hiçbir fedakârlıktan geri kalmıyor. lar. Güzellik mütehassıslarının en ileri geleni müşterilerinden bir sinif, ak trisler ve artistlerdir. Kocalarından senelerce ayrı kalmağa mecbur olan kadınlar, kocalarının yanma gitmezden evvel güzellik mütehassıslarına müracaat ediyor ve ko- calarma genç ve güzel görünmek için bir takım ameliyat yaptırmakta vebu suretle bunlar kocalarınm yanıma giltikleri zamun onlara terü taze görün mektedirler. Güzellik müesseselerine müracaat eden kadınların en fazla arzu ettik- leri şey, ameliyat yaptırarak güzelleştirildiklerinin tamamile gizli tutulma- sıdır. Onun için bunlar bu müesseselere gelirken başka behaneler buluyor ve oray öyle geliyorlar. Bu güzellik müesseselerine mliracaat edenlerin ekserisi, yaşlı kadinlar değildir. Bunlar arsmda gençler de vardır. Gençler göz kenarlarındaki kı. rışıkları izale eçin müracaat ediyorlar. Bunun için gözün kenarındaki deri kesilerek #on derece meharetle yeniden dikiliyor, on gün sonra İplik izale e- diliyor've'kırışık zail oldüktân başka ameliyatın hiçbir izi kalmıyo Hi wi amajkoli Büyük bir ekseriyet FEVKALÂDE RAKI ONTİ BAHÇE ALÂ RAKISI Nefaset, Lezzet ve Safiyet Kızla rer harikasıdır. r çukura düşünce... Küçük ilânları Mer gün seşrolunu Para kazandırıyoruz — Taşri- da vilâyetlerde, kazalarda memur yabut memure İstiyoruz, mektupla bize rrüta- caat ediniz; mektup içine 6 kuruşluk pul “Oyunuz. Istanbul Postanesinde 545 a me e diikmeei- Emlâkinizi Satmak yahut Kirala” mak için 9-12 arasında, müracaat edi- DİZ, iskeleye, tramvaya, şimendilere ya- kın olanlar müreçcahtır. Istanbul dördüneti Vakıfhan Sobaşniko, kabele etti; — Rica ederim söyleyiniz. o Hoş ben de kendisine bilâ perva bu hakika a a para ESEN RED RM ALAM Yazan : Aleksandr Kuprin Küp: kapanır kapanmaz Boris So- Şnikof hırçın tör tavırla bağırdı: — Böyle bir serseri ile otur. Rakta mana ne? Nereden çıktığını, Me olduğunu bilmiyoruz. Belki de fiyenin biridir. Ah! Lihonin sen da- ma böyle haltlar edersin. Uihonin kavga etmek istemediğin erir bir tarz ile dedi ki: — Bir hafiye olursa ne olur? On- “AN neden korkuyorsun anlamıyorum. Ramzes söze girişti: — Onu sizinle görüştürmüş olan! İhdnin değildir, benim. Gayet İyi ir arkadaş ve namuskâr bir adam ol. "uğuna boyumca şehadet ederim. — Geç yahu. e Anladık başkalar m hesabına içki içen İyi o yoldaş mi?.. Bunlar umumhane “müda- leri, dedikleri güruhtandır. Bura- boynuzlularından biri. Kim bi- İçilen içkilerden ne kadar yüzde Tr. Her halde hayırlı bir şey değil. Yarçonke tekdir eder bir tavırla Mendi. ie —30— Çeviren : M.Gyaur — Bırak Allahını seversen Boris... Saçma sapan sözlerinle başımızı ağrı. tıyorsun... Fakat Boris artık susacak halde değildi. . Bir defa sarhoş olunca ar- tık o ne çenesi durür ne de bacakları kımıldamadan edebilirdi. Hırçınlaşır, herkesle kacgaya yol arardı. Platono- vun ciddi mükâlemesi iplidadanberi si- nirlerini İğzap etmişti. Gazetecinin duçar olduğu hücumlara aldırmaması onu bütün bütün köpürtmüştü. Gittik çe hırçınlaşarak bağırdı: — Ne hak ile bizimle konuşuyor. muş!,. ne hayasızlık, ne omüteazzım ve mütehakkim duruş! Ciğeri bes pa ra etmez gâzeteci parçası... Çanak ya-| layıcı edepsiz. Jenya delikanlıya gözlerini dikmiş! memnun ve hain bir tavırla bakıyor. du. Birdenbire el çırparak bağırdı: — Oh! Ne alâ! Aferin mini mini yavrum.. yaşa. yaşa, Yüklen şu heri- fe. böyle münasebetsiz (hareket olur mu? Buraya geldiği zaman ben ona senin bütün dediklerini söylerim. — Ne kâdür hoşuma gidiyor. Ne yaman âdamsın... Biliyor musun sanâ perestiş ediyorum, . Senin gibisine her vakit her yerde tesadüf edilmez, Manka ve Tamara, Jenyaya hayret le bakıyorlardı. Kızın gözlerinde öy» le bir parlayış, burun deliklerinde öy le bir titreyiş vardı ki ne yapmak is tediğini anlıyarak © tebessüm ettiler. Maamafih Manka yapılanın iyi olma- dığını gösterir bir tarzda başını sal ladı. Jenya bu tavrı takındığı zaman mutlaka skandal çıkartmanın yolünu bulurdu. Lihonin dedi ki: — Hırslanmakta haksızsm Boris. Burada tam bir müsavat hüküm sü rer.. Niyura elinde bir yâstık “odaya girdi ve yastığı kanapenin © üzerine! koydu Sohaşnikof ulurcasına bağırdı: — Bu da nedir yahu! Haydi ça- buk ol şunu dışarı çıkar. Burası ya: takhane değil... Jenya yastığı Tamaranın arkasına saklıyarak tatlı bir sesle dedi ki; £ azametli bir tavırla mu- Gill ette Tıraş bıçaklarına taraftardır Masayı dönerek Borisi bir sandal. yeye oturttu ve kendisi de yanına sr kıştı. Sonra kollarını boynuna sardı. Dudaklarımı dudaklarına o yapıştırdı ve delikanlıya ateşli bir puse kondur du, o Sobaşnikof gözlerinin (içine dik katile bakan bu gözlerde bir an derin bir hainlik hisseder gibi oldu. Vücu- dü ürperdi. Başına bir felâket ge- leceğini hisseder gibi oldu. Kendisine sarılan kollardan güçlükle kurtularak nefesi kesilmiş, yüzü © kıpkırmızı bir renk almış olduğu halde gülerek ke keledi: — Ne ateşli şeysin yahu! Senin adın Jenka değil mi? çapkın kız ne kadar güzel olduğunu biliyor musun?.! Platonov yanında Paşa olduğu hal de içeri girdi. Betbaht kadın acma- Jeak ve istikrah edilecek bir halde idi. Şişmiş, morarmış, solgun yüzünde yarı kapalı gözlerinde aptaleasına bir tebessüm asarı görülüyordu. Tslak du. dakları yarı açık ve sarkık duruyor. du. Sarsak bir adam gibi yürüyordu. Söz dinliyerek kanapeye yanaştı ve başını yastığa koydu; titrediği uzak- tan bile farkediliyordu. | İkararak sermayenin omuzuna Örttü. Sonra dedi ki; — Tamara ona çikolata ve VET. Boris Sobaşnikof aktör tavrını tek- rar takınmıştı, Yavaşça ileriye eğildi, bacaklarını çapraslamıştı. Basini ar- kaya atmıştı. Platonova kendini be ğenmiş bir adam tavrile dedi ki: — Bana baksana. şey efendi. Bu sizin dostunuz mu?.. Bunu söylerken çizmesinin ucu ile Paşayı işaret ediyordu. o Platonovun kaşları çatıldı yavaşça sordu; — Ne dediniz? — Yoksa onun âşıkı mısınız? Hep- si bir hesaba çıkar! Sizde kadmların yanında hususi bir mevki olan kadının kârının yazısını alanlara ne derler? Söylesenize? Platonov gözlerini delikanlıya di. ei boğuk fakat sakin bir sesle de- iki: — Beni dinleyiniz. Bu akşam birkaç defa benimle kavga etmek istediniz. Maamafih evvelâ az içer görünmenize rağmen şimdi sarhoşsunuz. (o Saniyen arkadaşlarınıza hürmeten size bir şey yapmak istemiyorum. Maamafih İlk şarap Lihonin dedi ki: — Affedersiniz mösyöler madam. — Şunu rahat birak cicim.. Bir yastık gelmiş sana ne?.. Dur bakayım senin yanına geleyim de konuşalım. leman 1 Tar ceketimi çıkarıyorum. Ve seri bir hareketle ceketini gi: ve son olarak ihtar ediyorum. o Eğer böyle konuşmakta devam edecekseniz evvelâ gözlüklerinizi çıkarınız. (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: