31 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

31 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

,mak üzere Galatasaray - Fener muhteliti bu sabah Pireye hare- ket edecektir. , Birinci maç 3 kânunusani Pa- zar gönü, ikinci maç 6 kânunu- Kafileye iştirak edecek futbol- cülerin adedi onbeştir, Kafileye Galatasaray kulübünden Vamık, Fenerbahçeden Hayri Celâl bey- ler idareci olarak iştirak ede- ceklerdir, Futbol antrenörümüz Mister Pignam da beraber gide- cektir, Futbolcülerin isimleri şun- lardır: Ulvi Avni, Bürhan, Mitat, Reşat, Nihat, Cevat, Suphi, Re- bil, Fikret, Zeki, Kemal Faruki Muzaffer, Niyazi, Mehmet Salim, Sporcularlarla birlikte on iki ki- şi de masraflarını vererek maçı seyretmek Üzere Atinaya git 'mektedirler. Atina maçlarında nasıl netice- ler alacağımızı tahmin etmek tabii güçtür. Fakat Slâvya maç- larını takımımızın maddi olduğu kadar manevi ihtiyaçlarını da temin ettiğinden Atinaya iyi bir wücut ve iyi bir rubla gittiği muhakkaktır, fından bir asansör yaptırılması nın düşünüldüğü yazılmıştır. Dün aldığımız malümata göre bu ku- lede bazı tertibat vücuda getir- mek için belediye değil, mühen- dis Alâeddin bey isminde bir zat övsusi surette meşgul o'- maktadır. Bu zat, buişi on sene evvel düşünmüş, plânlarını çiz- miş, ait olduğu vekiletlerden müsaade almış, fakat bazı mani- ler doiayısile uzun müddet bu işle meşgul olamamıştır. Bu sene tekrar aynı teşebbüse gir- miş Alâeddin beyin plânları, llenin asarı âtikadan olması dolayıs'le müzeye havale edilmiş ve müze idaresi bu plânların elmiştir. Dün resimlerini gördüğümüz © © pijeye göre kulenin merdiven İeri zikzaklı bir şekilde yakılacak, abşap kısımlar kaldırılacak ve kulenin üst kısmı betondan ve üç kat olarak yaptırılacaktır. Bu suretle kuleye bir kat daha ilâve edilmiş bulunacaktır. Duvarlara çivi çakılmasına müsaade edil mediğinden asansör duvarlara yakın olmıyacak tarzda yaptırı- E), ÖLÜM —4—VAKIT 31 Kâmnuevvel 1931 — HA SPORU Çalım yok, pas var! Bu hüküm, futbolcülerimiz için unu- tulmiyacak bir düstur olmalıdır Galatasaray-Fener muhteliti bugün Ati- naya hareket ediyor Atina muhtelitiyle iki maç yap- sani Çarşamba günü yapılacaktır. bazı tadilâtla tatbikine müsaade | i ridatın yüzde yirmisi hazineye 1932 senesinin ilk proğramı için HEMEEMEMENN GLORYA sinemasında 2 Kanunusani Cumartesi, E. A. DUPONT'un şahesari ÇENBERİ filmini takdim edecektir. GINA MANES ve DANİEL MENDAiLLE tarafından temsil edilen bu eser sirk muhitinde cereyan eden bir zevk ve ask dramıdır. Bunları itina ile muhafaza eder ve Yunan (oprağına ayak basar basmaz, manasız bir asabi- yete ve lüzumsuz bir heyecana kapılmazsak iyi ve" güzel neti- celer almamamıza tek bir mani yoktur. Duyduğumuza göre takımımız ilk maçına, ikinci Slâvya maçı- nın birinci kısmındaki tertibile çıke caktır. Yani Kemal Faruki, sağ hafta, Ulvi, kalede, Mehmet, sağ açıkta oynıyacaktır. Bu ta- kım o gün çok muvaffak olduğu için bu tertibi 'yerinde buluruz. Takımımız, Slâvya'yla ikinci maçta niçin muvaffak olduğunu bir an bile hatırdan çıkarmamalı ve Yunanlıların bizim çalımlı o- yubu andıran oyunlarına asla kapılmamalıdır. Her oyuncumu- zon “Çalım yok, pas var,, düs- turunu ezberlediği ve tatbik ettiği gün Türk futbolü ön saf- dadır. G. F muhteliti Atinada yapa- cağı maçları Slavya maçlarının üçüncüsü ve dördüncüsü olarak da talâkki etmelidir. İyi bir seyahat ve muvaffaki- yetler temenni ediyoruz. Galata kulesine asri tertibat yapılacak Küvvet'i dürbünlerie adaları üç metre yakından seyredeceğiz Galeta kulesine belediye tara- Üst kısımda güzel bir teras vücuda getirilecek yukardan ilk katta nöbetcilerin dairesi bulu- nacak, ikirci katla bir rasat merkezi, bupun altındaki katta da | seyircilerin istirahati için bir ga- zino bulunacaktır. Rasat merkezine konacak çok kuvvetli dürbünlerle ziyaretçiler şehrin muhtelif yerlerini çok ya- kından seyredebileceklerdir. Me- selâ Adalarda gezinenleri üç metre yakınlıkta görmek kabil olacaktır, Inşaat bir grup tarafından yaptırılacak ve otuz bin liraya çıkacaktır. o Ziyaretçilerden on kuştan fazla almamak üzre küçük bir duhuliye almacak, va- terkedilecektir. İnşaata başlanması için tek bir ihtilâf vardır ki buda kuleye belediyenin tasarruf iddia etme- sidir. Halbuki. bu işe teşebbüs edenler bu ii varit olamı- yacağını ve | in bazinenin malı olduğunu söylüyorlar, Bu mesele balledilirse derhal inşaa- ta başlanacak ve iş dört beş ayda bitecektir. Gümüş para Baş makalemizden mabaat | lurmu ? Basılan paralar harice götürülür mü? Bu suale verilecek cevap, gümüşten basılacak paralar ve- rilecek kıymetin derecesine gö- re değişir. Eğer gümüşten bası- lacak paralar, gümüşün bugün- kü beynelmilel kıymetinden az o'ursa halk, kâğıt paradan ziya- de gümüş paraya rağbet eder. Eline gümüş paryı geçirenler bir daha bunu tedavül sahasına çıkarmazlar. Bilâkis ellerinden kâğıt paraları atmıya başlarlar. Aynı zamanda hariçte gümüşün kıymetini daha fazla görenler gümüş paralanmızı toplıyarak ecnebi wemleketlere kaçırmıya başlarlar. Böyle bir vazıyette çok fazla mikdarda gümüş para basmakla kâğıt paramızın kıy- metinin müteessir olması idir. Şu halde gümüşten para basarken en ziyade dikkat edi- lecek nokta, bu paraların ihtiva ettiği gümüş mıkdarıyla onlara verilecek kıymetin o nisbetini ta- yin etmek meselesidir. Gümüş paraların tedavül kıymeti zaruri olarak ihtiva ettikleri gümüşten biraz aşağı olur. Aradaki fark gümüş para basmak için sarfe- dilen emek ve masraf hakkıdır Fikrimizce gümüş para basarken bu farkı bir az daha fazla tut- mak mümkündür. Kâğıt o paramiızın tedavülü şaye: birgün bir mikdar düşer- se aradaki fark bunu da karşı- lıyabilir, Binaenaleyh böyle bir tedbir alındıktan sonra gümüş paraların barice gitmesine asla ihtimal yoktur, Esasen bugün memleketimiz- | de bulunan eski gümüş paralar- la gümüş külçelerin ve gümüş madeni eşyanın vazıyeti nedir? Gümüşün harice maden olarak ihracı memnu değildir. Istiyen külçe hâlinde a'ıp götürebilir. Netekim ellerinde külçe halinde gümüş olanlar sıkıntıya düştük- leri zaman bunlan satıyorlar. Hem de beynelmilel kıymetinden çok aşağıy« bu gümüşleri elle- rinden çıkarıyorlar. Satın alan- larda tabii aldıklarını barice götürüyorlar. Eğer bugün bir tedbit almak lâznmsa oda bu halin önüne geçmektir. Buda dahilde normal ve beynelmilel kıymetinden daha aşağı bir fiatle satın alınarak harice çıkarılan gümüşlere - para basmak suretile - kendi memle- ketimizde bir tedavül kabiliyeti vererek bu madenleri muhafaza etmektir, Eğer kâğıt parayla gümüş para arasında sabit bir kıymet nisbeti tesis edilmek istenilme:se bu da olabilir ; Bilfarz gümüş pa- sadece kaç dirhem gümüş olduğu yazılır. Sonra gümüş paraların bir dirhemi kâğıt paranın kaç kuruşuna muadil olduğu hükü- metce karar verilip ilân edilir. Her halde memleketimizde bulunan eski gümüş parayla gümüş külçelerin iktisadi hayat sahasında bir tedavül vasıtası olarak kullanılmasına bir çare bulmak lâzımdır: Bu çare bulun- duğu gün memleketin bir tara- fında gümüş para geçtiği halde diğer taraftan tedavül etmemesi bahusus hükümetçe vergi muka- bilinde kabul edilmemesi gibi gay- rı tabil ve aynı zaman da zararlı bir vazıyet ber taraf olacaktır. Kâğıt paranın kifayetsizliğinden » Basmak meselesi tabi- | © Acuzenin Müellifi : Nizamettin Nazit Birini ellerinden hançerle tahtay çakmışlar,ötekini çengele asmışlard! iğ Aptülhalim yüzüğü parmağına ge girdi: —Peki ama kimsin sen ki? — Onu sorma şimdi. Öğreneceğin zaman uzak değildir. — Ya o benim efendim olan ars» lân kimdir? Kime (göstereceğim bu yüzüğü? — Yahya efendiye. . Bölükbaşı güldü: — Ya. Demek sen de beni ancak Yahya efendinin uşaklarına benzete biliyorsun... — Peki ama kimsin sen? — Sen de sorma bana. Kimbilir. Belki de kim olduğumu öğreneceğin zaman uzak değildir. Ve başını göğsü üstünde sıktığı sev gilisini yürüterek gitmiye savaştı, Lâkin Mehmet bu vaziyetten ve 7 nun dik konuşuşundan pireleniyermişs! ti. — Hey. dedi —Dur bakalım... Ne- reye gidiyorsun? Merak ve tecessüs bir an içinde o na, bu adama hayatın: medyun oldu - gunu © unutturuvermişti. Kendisini Manisada zannetmişti galiba. Kimbi- Jir, belki'de, iki üç gün sonra tahta çıkması muhtemel bir adamın emirleri önünde herkesi boyun eğer zannetmiş»! ti Yanıldığını hemen daha o saniye ye anladı ama, bunun için kafasmın ortasma bir yumruk (yemesi lâzım geldi... Esasen emirleri fena halde ge - rilmiş olan bölükbaşı, şöyle bir ge- rinmiş ve sonra yaradana sığınarak öyle dehhaş bir yumruk eklemişti ki, müstakbel padişah, müftü efendinin bahçesinde üst üste iki taklak attı, teker meker yuvarlandı. Aptülhalim hemen kapıyı çekti ve kimsenin görmesine fırsat verme- den kızı kucakladı, koşsa kosa kendi evinin sokağına saptı, AZ sonra evim»; den içeriye girmiş, ikinci kata yük- selen merdiveni ziplhya zıplıya çıka- rak odasına girmişti, Mamafi odada çok kalmadı. zı kucağından indirdi; — Dur burada.. — dedi — bekle beni,, . Ve gene, basamakları dörder bes şer atlıyarak aşağıya indi: — Çocuklar! — diye bağırdı — Hecey... Yesari! Merdiven ve sofa zifiri bir karan- lik içindeydi. Yalnız bahçe tarafın- daki odanın anahtar deliğinde hafif bir işık görülüyordu. — Herifler gene uyumuş olacak», lar. Ben kapıdan dışarı onlar yas taktan içeri. » Geniş adımlarla sofayı geçti. Ka- pıya bir tekme indirdi. Ardma ka- dar açıldı kapı. . Bağırmıya, küfretmiye hazırlan) mıştı. Fakat hiddeti birdenbire hays Kı- | rete inkilâp etti: — Vay canma! Bu ne be? Yesariyle Recep ayakta duruyor - lardı. Veyselle Rüstemse serildikle- ri yerlerden hiç kaldırılmıyan yatak»; larının kirli yorganları üstünde otu- ruyorlardı. Kap: hızla açılınca, hep- ralar üzerine kıymet konacak yerde — Darülbedayi Temsilleri Bugün akşam ink geti yes saat 21,30de | ŞehirTiyafooyu MAYA İli Tercüme eden: İ, Bedrettin TN Yakında: IŞ ADAMI Yazan: S. Gantil'on —— mütevelat &redi darlığı kısmen kalkacaktır, Hükümetçe gümüşe resmi bir kıymet ve mevki ve- rilmemekten dolayı mütemadiyen çekilip barice giden bu madenin hiç olmazsa son bakiyeleri mem- lekette tesbit ve muhafaza edi- lecektir, Mehmet Asım Definesi | Ressamı : Münif Fehim i sinin başları Aptülhalime çeyridi | — Bu ne hal bre? Duvarda bir çengel vardı; bu dl gele bir adamı baş aşağı Yesarinin elinde ucundan kan dam” yan uzunca bir şiş vardı. # Diğer bir adamıysa sırt üstü ? re yatırmışlar, iki küçük (han iki elinden tahtaya (o mıhlami : Bu adamın pala bıyıkları vardı, © ları da uçlarından sicimle bağlamı lar birini Veysel öbürünü de Küs” tutuyordu. — Bu ne hal bre? Dört adam bir an endişeyle bak$ tılar. Sonra Veysel sicimi bir iki Kö re çekti, Yerdeki adam can acısi?” başını salladı, fakat bu hareket bir kat daha azap vermişti. Bu e bütün vücudu, ihtilâçla (o kıvrasd” Ellerini delen hânçerler kimbilir müthiş bir acı vermişlerdi. gaları kırılmış bir manda gibi, di. Yaptığı” işin, bir san'at eseri * duğuna kaniydi galiba © Veysel Aptülhalime bakarak göz kırptı.. — Nasıl can? — deği — Beğe” din mi? | Yesari de ondan yüz almış v€ be men Şşişini çengelde sarkan adami! baldırma daldırmıştı. 5 — Anaah! Yetişir artık. Yeti artık diyorum size... Yeter, yeter prel Aptülhalim hiddetle odaya girdi Yesarinin kulağına öyle bir yapı. ki az kalsın kısaboylu (arslan, © kulaklı kalacaktı, — At o şişi elinden! Siz de bir kım o sicimleri! d “ Yesari derhal şişi elinden s. Veysel de verilen emre itaatsizlik dememişti, — Çekin şu kamaları! Bu emir de anında yerine get di. — Kalk lan! , Yerde yatan adam, yaralarımı” cısına rağmen, çevik bir zipli > ayağa kalktı, ve hemen medeye rır gibi yere kapanarak gencin larma yüz sürdü: Mi —Allah razı olsun senden. lah sana uzun ömürler versin bey” dem... yad! Bölükbaşı yavaş yavaş (Ve aklaştı: > “a ne hal yahu? Kasap aa”, nı mı açtınız. Yoksa subaşımın e kence odası bizim eve taşındı da a nim haberim mi yok? Çözün $© bağlarını. . Veyselle Rüstem hemen çenli sallanan herifin bağlarını “. vi — Şimdi bana bakın! — di! gırdı Aptiiihalim — Defin sokak” kan gövdeyi götürüyordu. Bahçe içinde iki herifle boğuştum. Kal çıktığım zaman, bir takım a 8” birbirlerini öldürüyorlardı. Bİ" yi dam, bana hayatını kurtardığını. bahsetti. Kimbilir, eğer biraz 8 davranmasaydım... Belki ben de yi ruğu titretmiş bulunacaktım.. Dört arkadaştan cevap çıkma 0 | (Bi E Defterdar mensucat fabri müdürü Şevket Tugut vazifesinden istifa ettiğini Y” mıştık. | Fabrikanın idari vaziyetini! | bazı değişiklikler yapılmıştır. | Şimdiye kadar fabrika Y e müdür tarafından idare edil gi te ticari kısmı Mitat Recai, gar lât kısmını da Şevket beyler etmekteydiler. Mitat beyle yle larında çıkan bir itilâf sebe ( Şevket bey istifa edince PE vazife birleştirilerek Mitat beye verilmiştir. Şevket be Sanayi ve Maadin bankası esseselerinden birinde başk vaz'fe verilecektir. Şirket kezi de İstanbulda fab bulunduğu defterdara iye cek, satış mağazası şimdi sında lke R Mensucat fabrikasında kai İ Nt <

Bu sayıdan diğer sayfalar: