16 Ocak 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

16 Ocak 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

wazsj — VAKIT 16 Kânunusani 1932 Borçlar iptal edilmeli | “Rokfeller “ Hesabına © Avrupalılar Amerikaya Bir Kadın Şehrimizd tek bir cephe almalı Roma, 15 (A.A) — Popolo d'ltalya gazetesi neşrettiği yeni bir makalede Avrupalı alacaklı | hükümetlerin harp borçlarını ip- tal etmelerini ve sonrada Av- rupa'lı borçlu hükümetlerin ala- cak Amerikaya karşı tek bir cephe vücuda getirmelerini tav- siye etmiştir. Makalenin akisleri Roma, 15 (A.A.) — Italyan gazeteleri harp borçlarının bir an evvel iptali hakkında Popolo d'italia gazetesinde çıkan ilk makaleye dair ecnebi matbualı- mın yürüttükleri mütalâalara ait uzun hül'âsalar neşrinde devam etmekte ve bu yazının bölün memleketlerde uyandırdığı derin akisleri ehemmiyetle kaydetmek- tedir. Popolo d'ltalia gazetesinin bu makalesinde ileri sürülen ve esasen M. Mussolini tarafından da vaktile müdafaa edilmiş olan noktai nazar Almanya'da umu- miyetle tasvip edilmektedir. Ingiliz gazeteleri bu makale- nin haiz olduğu büyük ehemmi- yeti mevzuu bahs etmekte, halli lâzım gelen meselehin ehemmi- yetini, bugünkü karışıklık içinde, yalnız Italyanın vazıh bir surette kavramış olduğunu ve Avrupa medeniyetinin yıkılması neticesi- ni hasıl etmesi muhtemel iktısa- di buhranın şiddetlenmesine ma- ni olmak için büyük harbin feci bilânçosunu kapatmak tavsiye- sinde bulunduğunu yazmaktadır. Mevzü bahs mekalenin en e- sash kısımlarını aynen derceden Fransız gazeteleri muhtelif tarz. da mutalaalar beyan etmektedir. Hükümete taraftar ve sağ ce- naha mensup gazeteler Popolo d'ltalia'nın o mekalesindeki kuv- vetli delilleri mühim bir surette çürütmiye çalıştıkları halde sol cenah gazeteleri M. Mussolininin noktai nazarını bazı harp borç- larının ortadan kaldırılması fikri- ni - Fransa'yı yalnız başına kal- maktan kurtarmak düşüncesiyle müsait bir surette karşılamakta” dır. Sol cenah fırkalarının fikir- lerini neşreden bu gazeteler Fransa hükümetine bilhassa si- © yasi meselelerde Roma ve Lon- ra bükümetleriyle anlaşmasını da tavsiye etmektedirler. Daily Mail “Fransızlarla birleşmeli,, diyor Londra, 15 (A.A) — Daily Mail gazetesi Harmswork imza- — sile neşrettiği bir başmakalede Fransay'le İngiltere'nin müşterek - bir siyaset takip etmeleri müna- - sip olacağını ispata çalışmakta- dır. Bu makalede Fransız - İngi- liz mesai iştirakini Avrupa'nın mali itibarını kurtarmak için her - vakitkinden ziyade elzem olduğu © beyan edilmiştir. Tamirât meselesi ve büyük Britanya Londra, 15 (A.A) — Şimdiki pamammyrnereen bu himaye bugün filen tatbik © edilmektedir, Türkiye cümburi- yetinin Lozan (Mill istiklâlini elde etmiş olması bu imkânı ver- miştir. Binaenaleyh Türk erbabı ticaret ve sanayiinden şimdi bek- lenecek şey Milli iktısadiyatımıza ait olan hu inkişaf yolundan is- o tifade etmektir. ... a halde tamirat meselesinin daimi surette halli şeklini değiştirebi- ! lecek hiçbir hal olmamakla bera- İ ber, zânnedildiğine göre, Büyük Britanya hükümeti bu (O bapta alelade bir tedbirle iktifa edil- mesinden memnun olmıyacaktır. Büyük Britanyanın selâhiyet- tar mahafilinde uzun müddet bir moratoryom kabul edilmesinin mahzurlu olacağıma dair serde- dilen noktai nazar, oldukça ta- raftar bulmaktadır. Şimdi bu meselenin daimi surette tesviye imkâm elde edilemezse yapıla- cak en iyi şeyin, daimi sulhu tehir değil fakat tacil edecek bir itiâf akdedilmesi olacağı sörleniyor ve büyük Britanya hükümeti de bu noktai nazardan tamirat meselesini tetkik ediyor. Hükümetin gayretleri, daimi Surette halli tesbil edecek, müm- kün kılacak yolu daha iyi ve daha müsait bir hava ile ibzar etmek hususunu istihdaf eyle- mekterlir. Toros gençleri bir- liğinin kongresi Toros Gençler birliği dün, Saraçhanebaşında Hayriye lisesi binasnda senelik kongrelerini yapmışlardır. Kongreye Tıbbiyeden Hilmi B. riyaset etmiş, idare heyetinin raporları okunmuştur. Nizamna- menin bazı maddelerinin tadili luzumu olup olmadığı gölüşül- müş, neticede aidat meselesin- de ufak bir tasbih yapılmıştır. Daha sonra idare heyeti inti- habatı yapılarak Tıbbiyeden Na- dir, Hilmi, mübendisten Mustafa, Edebiyattan Kemal Hayyam, Hukuktan Kâmil ve Nedim bey- ler seçilmişlerdir. Eski idare he- yetinin işlerini tetkik için de Yüksek ticaretten Cevdet, Yük- Sek muallim mektebinden Ce- mil, Tıb fakültesinden Sami B. ler murakabe heyetine seçilmiş- ler ve konme bitmistir. Kartal - Yakacık yo- landa asfalt Kartal - Yakacık yolunun kum ve çakıl dökme işi bitmiş asfalt döşenmesine başlanmıştır. Bundan başka Topkapı - Yeşil- köy asfalt yolunun da taş dök- me işi bitmiştir. Her iki yol mayısa kadar yapılmış olacaktır. ——— ama Maarif vekili Konyada Anadoluda bir toftiş seyaha- tina çıkan Maarif vekili Esat B. Konyaya vasıl olmuştur. Vali Iz- zet beyin evinde misafir edil- miştir. Vekil bey Konyada dört gün kadar kalacıkdır. Afyon müstahsi.ieri srasında kooperatif Iktısat vekâleti afyon müstah- silleri arasında bir kooperatif teşkiline teşebbüs etmiştir. Bu kooperatife Ziraat bankasının de yardımı temin edilecektir. Gelenler, Gidenler Borsa komiseri Ihsan Rifat ve Fransa sefareti müsteşarı Mösyö Babiye dün Ankaradan gelmiş- lerdir. Bütçe encümeni reisi şehrimizde Büyük Millet Meclisi bütçe encümeni reisi Hasan Fehmi B. dün sabah Ankaradan gelmiştir. ai ğe AN e Tetkikat Yapıyor Rokfeller müessesesi hesabina Avrupada tetkikat yapmak üzre seyahat eden Mm. Neuman bir kaç gündenberi Istanbulda bu- lanmaktadır. Mm. Neuman dört aydanberi seyahat etmektedir. Istanbula gelmeden evvel Paris, Londra ve Berlinde tetkikat yap- mıştır. Mm. Neuman bir muhar- ririmize seyahati hakkında şu izahatı vermiştir: Avrupada tetkikat yaptıktan sonra şark memleketlerinde tet- kikata başlamazdan evvel Tür- kiye ye gelmekliğim son sene- lerdeki terakkiyatınız nazarı iti- bare alınırsa benim için bir borç- tu. Henüz burada pek az zaman- danberi bulunuyorüm. Fakat he- men hemen kat'iyyetle söyliyebi- lirim, bütüm dünyayı sarsan müt- biş bubranın tesirleri Türkiyede nisbeten çok ehemmiyetsizdir. Filbakika işsizliğin başlıca ssbe- bi olan fabrikalar ve sınai mü- esseseler sizde pek fazla değil dir. Fakat yeni fabrikaların te- sisi hareketi zamanın icaplarına göre idare edilmektedirki şüp- hesiz çok iyi bir şeydir. Yakın da Ankaraya gideceğim. Tetkikatımıtamamladıktan son ra hazırlıyacağım raporu Rok- feller müessesesi merkezine ve- receğim. | Mm. Neuman düşündüklerini şöyle anlatmıştır: — Almanyadaki siyasi vazı- yet istikrar halinde (olmaktan çok uzaktır. Siyasi işlerde ev- velden bir şey söylenememekle beraber Hitlerin iktidar mevki- ine geçmesi pek te ihtimal ba- ricinde değildir. Çünkü gençle- rin ekseriyeti ve gayrı memnun- lar tamamiyle Hitler taraftarla- rıdırlar. Hitler eğer Katoliklerle anlaşabilirse iktidar omevkiine geçeceği şüphesizdir. Hitler'in iş başma geçmei Almanya için büyük bir saadet teşkil etvai;-cektir. Çünkü Hitler partisi ç.” mütereddit bir vazı- yettedir. Komünistiğin düşmanı olduğunu söylerken bankalarının kapatılmasından, o Kapita'izmin mahvından bahsetmekte ve Bok şevikliğe pek ziyade yaklaşmak. tadır. Bu parti takarrür etmiş p'ânla ve sabit fikirleri olmalisi- zın büyük inkılâp istemektedir. Bazan bir nazariye, bazan da diğer bir hazariyeye mütemayil görünmektedir. Bunun için bu şerait dahilinde Hitler'in iş ba- şına geçmesi Almanya için hiç te iyi bir şey değildir. Almanya Fransa vaziyetine gelince, o söylenildiği gibi iki memleket arasında bir harp çik- ması kali'yyen mevzuu bahs ola- maz. Almanya Bugün ber türlü maddi vesaitinden tecrit edilmiş bir vaziyettedir. Silâhsız harp belki yapılabilir. Bitmez tü- kenmez para taleplerle mem- leketimizi (omahva (o sürükliyen Fransaya karşı Almanya da za- man, zaman şiddetli aksülâmel- ler uyanmaktadır. Fakat bir harp bilhassa Fransaya karşı bir harp imkânsızdır Ecnebi mekteplerindeki tarih ve coğrafya hocaları Verilen malâmata göre ecnebi mektoplerindeki tarih ve coğrafya muallimlerinden bazıları yapıla - cak tetkikatı müteakip bir tasfiye! ye tâbi tutulacaklardır. ağn vii Müellifi : Nizamettin Nazif Acuzenin Deijinesi Ressamı i Münif Fehim Baygın adam ayıldı: - Çekinmeyin burası dost evidir Baki efendi ... Gözlerini oğuşturarak (o bir daha| bakmak istedi. Aacaba bir hayal m görüyordu? Hayır, burnu dibinde du ran adam Yesarinin (ta kendisiydi; sl İ ve onu kolundan içeriye çekip derhal! dizi dn ii kapıyı kapadı: — Az kalsın ödümü patlatacak » tın bel — Sus! Böyle söyleme gözümden düşersin. — Ne arıyorsun burada sen?7, Kısa boyluyu bu sual hiddetlen - dirmişti: — Ulan! — dedi — Ne arasın da lâf mı? Hiç yalnız birakır mıyım ses! ni ben? Bu sözlerde öyle tatlı hir arkadaş samimiyeti vardı ki Veyselin bilâ ih- tiyar gözleri sulandı. Yesari kendisi" ni bu kadar seviyordu ha? — Fakat ne taraftan geldin? — Sen nereden geldiysen, ben de o tarihten geldim. — Tuhaf şey, hiç te gözüme iliş - medin.. — Ben senin bu ahmaklığını bildi ğim için arkandan yola çıktım ya. Ve kısaca izah etti: Veysel evden çıkınen © da atma atlamış, kestirme bir yoldan önüne geçmiş, gözden kaybetmiyecek deres cede açılmıştı. Anadolu Metimidaki! gemiye bindiği zaman, yelkenli yola! çıkmıya hazırlanırken Veysel de ye- tişebilsin diye yalvarmış bekletmişti.! Bereket sahile çıkar çıkmaz atma, atlayıp uzaklaşan ve kâğıthane köp». rüsünden yayan geçen yolcu kendi - siydi. Hikâyesini bitirince: — Şimdi. — dedi — Çabuk ola « Tm. Bu ler ve bulamazlar. Fakat yapacağımız işten »iyade gisi deceğimiz yol uzundur. Hadi yukarı! çıkalım... Veysel cevap vermedi. Halimin © dasında tek şilteli bir yer yatağı, bir halı ikj üç kılıç ve bir sedirden başka bir şey yoktu: Dev'adam sediri kal - dırdı; gencin tarif ettiği şekilde, bü yilcek bir çekmece meydana çıktı, Ye sarl bunü iki kulpundan yakalayıp şöyle bir tartlı, Sonra ağzımı baru « nunu oynatarak başmı salladı: — Pek hafif, Yüz kişi, yüz at ve bir kadınla bir hastayı, bu sandık bir ay yaşatamaz gibi gelir bana. — Ne yapalım! Yaşıtacağı ka - dar yaratsm da. Hem, hadi durma, çabuk ol... 'eysel sediri biraktı, odadan çık» tılar, alt kata inerlerken: — Hepsi iyi ama.— dedi Yesari — Bu kadma bir tabip lâzım, Tabibi ne reden bulacağız? — Ararız. Bulursak buluruz, bu- lamazsak, ne yapalım. Kaderine küw sün. Hem fazla durmıyalım hurada. Başka alacak bir şeyimiz var mı? —Den'm yok.. — Benim de. — Öyleyse hadil. Kapıya doğru ilerlediler; lâkin as dımlarmı atmalafıyla (birbirlerini dürtmeleri bir oldu. — Ye ben! Bir kapı gıcırdıyarak (açılmıştı; €şikte bir genç adam belirmiş ve ha fifçe aksıyarak © üç beş adım atmış, gülümsiyerek Veysele yaklaşmıştı: — Ya ben.. Beni niçin beraber al- mryorsunuz? Yesari dev cüsseli arkadaşına göz etti. Bu dün gece Veyselin eve bays gm getirdiği adamdı. Evet o adamdı ama, kimin nesiydi ve böyle bir za » manda vücudu fazla gelmez miydi? Hele kendisine ait olmıyan işlere bu- run sokmuya çalışması şüpheyi davet etmiyor muydu? Bu düşünce Veyselin kafasmdan da bir şimşek sür'atiyle geçivermişti, Vazıyetlerini tehlikede görüyorlardı, böyle zamanlarda fazla gelenlere iki bir edilmez, kaide neyse derhal tat» bik edilirdi. Bu kaideyse malümdu: “Fazla olan temizlenirdi,, Pazarte: An emg yen b: etrafında; (ONLAR < ğid İ MN Müsahipzade Celâl İri dönen bu âni tehlikeyi zerre kadat hissetmemişti. Bilâkis, daha munis bir tebessümle: fl — Niye cevap vermiyorsunuz? — | dedi — Beni de alsanıza, — Ne yapacakmışız seni ? Bu sözleri Yesariye yan yan bak rak homurdanmıştı Veysel. — Ne mi yapacaksınız? — Öyle ya. — O halde neden demin bir hekk me ihtiyacınız olduğunu söylüyordu nuz. Bu sefer de diş göstermek sırası Yesariye gelmişti: — Hekime ihtiyacımız o oluyorsa sana ne? Yoksa seni dün gece ölüm den kurtardık da hata mı elik? — Bilâkis iyi o hareket ettiğinize kaniim ve bunun içindir ki beni de ba raber alınız diyorum. İnsan insana lâzım olur derler a.. Ben iyice bir hes kimim, zannederim ki bir diğer tabip ten ziyade iyiliğim dokunur size. — Yaal, — Bak sen hele... İki arkadaş birdenbire vazıyetleri- ni değiştiriverdiler. â Hekimi gökte (o ararlarken yerde bulmuşlardı. Yesari bu işi de başar * dıklarına memnun; — Hay Allah razı olsun! — dedi | — Düş arkamıza bakalım. Ve hemen sokağa fırladılar. Pire ladılar ama, köşeyi henüz dönmüşler di ki, yokuş başından koşa koşa ge- len bir adamla Veysel göğüs göğüse gelmiş; ve müsademe o derece şiddet Mi olmuştu ki zavallı adam, kayaya çarpmış keklik (gibi arka üstü yere düşüvermişti. Mamafi düşen yalnız o değildi, Veyselin koltuğu altındaki çekmece de kurtulmuş, tam adamcö fiz omuzu dibine yuvarlanıvermiş» . Yesari başından büyük bir küfür savurarak herife saldırdı. Ve galiba bu âni hadiseden gelen hiddeti teskin için zavallının oOtam kafasma bir de tekme indirecekti ki Veyselin gözleri hayretle açılıverdi: — Yay canmaaa! Vah zavallı! Yesari arkadaşının göbeğini dürt tü: — Hişşt. Hişst! Budalalığa lü - zum yok. İnsanlığa sarfedecek valfi miz yok. Lükin Veysel birdenbire değişiver» mişti. Sanki bu az evvel hekimi, ba - sit bir şüphe için temizlemeyi düşü“ nen adam değildi. Gözlerini yerde y8 tan adamın gözlerine dikmiş, dikaki" le bakıyordu. Bir ikj saniye ses çı” karmadan durdu, sonra birdenbire çö meldi: — Acaba öldü mü? Tabip gel $* na bir bak! Aksak genç hemen koştu, kısa sü * ren ihtimamlı bir muayeneden sonr8# — Hayır!, — dedi — Baygın. Çaf pışma neticesinde bayılmış. Bir kaf dakika sonra ayılır. Yüzüne su ser” meli. Bileklerini oğuşturmalı.. — Yan, — Fakat deli misin sen. Made ki ayılacakmış. Birak şumu.. Acı pat Ireanr kırağı çalmaz.. Hişsti Radir | biz gidelim. Yolcu yolunda gerek. Yesari hem bu sözleri (o söylüyo” hem de yakasından kavramış muttasıl tartaklıyordu. Fakat Veysel, arkadaşının arzu” nu yerine getirmedi. Çekmeceyi iş3* ret ederek: N (Bitmedi) Darülbedayi Temsilleri Bugün akşam saat 21,30 da a ra ŞehirTiyafros/ Yazan: Yakında: Yalova Türküsü ilk mu sikili ye n RADINA? a

Bu sayıdan diğer sayfalar: