8 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

8 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bilgiler © Yağ yerine su İ bir şişe, üç çavdar s2-| nuz. Amerikayı keşfeden Kristof Ko.! ea, Kabuğu bulunuz. Ne mil iomb kendine itiraz edenlere bir yuz! A hey e Azıcık saburlu oluns| murtayı diklemesine durdurmalarmı eteği <eden hem bilgiden bah söylemiş, kimse yapamayınca, önünde» ki yumurlanm sivri tarafını masaya dh a 2 İki delik açıp çavdar varup ezdikten sonra durdurabilmiş,) ğe bu deliklerden geçiriniz; 2 Daha doğrusu o da bir şey yapa - la: Saplardan bir; suyur| Mamış demektir. Biz ondan daha ma 3a* vx kadar inecek, d i suyun! hir olabiliriz. Bir yumurtayı herhan m Ağında kalacaktır. Tahli su. gi bir satıh Üzerinde ve herhangi'bir Md vi di kadar inen sep daha! şekilde durdurabiliriz. Yumurtanın bi a ay ze itaat etmemesi imkânı yoktur. Rv Bakimz nasıl! Bir yumurta alınız, umuyla güzelce kapama) bir ucundan gayet ince bir delik açi“ ceviz kabuklarının ç “ Ğ Eğlenceli in dörtte üçünü suyla doldu- in her tarafını balmemu ya v mi dl e altından 2 iğ 1 ütü gk e diğeri z nız; Bu deliği dudaklarınıza gütüre» ” Bu ni gn SAT -İ yek bütün kuvvetinizle eminiz. Yumur li bükların birer delitlerine! t i n nde ke) : | tanm İçi tamamile boşanmış olsun. ki misında kalan çavdar sap-! üni i Cak i Emdiğiniz şeyleri yutmakta hiç tered. ti ve hiç bir aralık kalmama Halman 9 çi Ty deki dük etmeyin; yumurla vücuda pek SUK suyun dibine kadar inen) faydalı bir gıdadır. | "Bi, de olmalıdır. Bunun ikin- Bu suretle boşanmış olan yumurta| üni b İlğer çavdar sapın: geçire) Yı pek hafif ateşte biraz ısıtmalı ki z e mümliyaca'lısmız. Ave! İçi tamamiyle kurumuş olsun. Bun * ç ağırlanmış demektir. dan sonra pek ince kum bulmalı ve : tek delikli ceviz kabuğun -| bunu o kuçük delikten yavaş yavas, j Alie su atmıya başlayı -| dökmeli, yumurtanın dörtte biri dol» sama girdikçe içeride kalun| du mu, kâfu Deliği beyaz balmumuy Y Şıkamıyacağından suyu) Ja tıkamalı; fakat dikkatle yapılmatı! yar Yâcak ve onu çavdar 53-| ki hiç farkedilmesin. a doğru atacaktır. Nİ e KOYE İ iki deliki; ceviz kabuğuna kadari ei m” e yi kerre n Kinej delikteki çöpten dışı. pe! ura| z ir. Meselâ bir sürahi» taktı, nin ağzı kenarma mail olarak koyu - nar, kumlar o seviyeyi alacak ve yu- murta maji olarak kalacaktır. Bir bi» çak ucunda, bir masa kenarında, hu- lâsa her nerede isterseniz, yumurta si “ği un Bize basiş bir surette gösterilen| 1 ilgisldir, e - banun eğlence tarafr var» İh, YÜN içi, e! "Uy, ÇİN Şişeniz şeffaf olma - Sani İçeride olanları per ze İtaat elmiye mecburdur. Petite z v Bunun başka türlüsü de vardır. Mr çe 6 b deği yağ o yay batie e İç alir tirmek de kabildir. Bunun için kum Simay, N iai,ı,4| Yerine gayet ince demir yahut kurşun İİ m Bilir DR ekintisi ve gene içine balmumu par»! Pa, tn arkad ro dağ te Di çaları atmalı; sonra bir mü hafif) yn laşlarınızın önünde b, © tabi di bir ateşe doğru tutmalı, Balmumu e vi mz e. ei riyerek demir veyâ kürşun parçala» N ÜYecesiniz Ki: 3 riyla karışır. Sivri taraf: aşağı gel - i Mişenin bir marifeti vardır. yer by e Ye bir, eyi Ayer yi siz Ğ soğuduktan sonra herhangi istikame! Yağı su yapıp dişarıya | İ İ | | ” » z te yere yalırsanız, gene sivri ucu üze- |? lez bü inanmıyacallar; fa| rine kalkar. sil ÖNÜ» yağ atılıp su çık) © Tabil o zaman itaatli olmaktan çı. v dee hayret edeceklerdir. | karak itaatsiz yumurta (halini alır. Bunu arkadaşlarınız arasmda yap» cak olursanız birinci halde hayret ve-! riel, ikinci halde eğlendiricj br oyun olur. İla, Sİ yumurta ye, ? tarihi hikâyeyi biliyorsu by on smesane sansar masama Bilmecemiz araz LATİF edildiği gibi gelime- | earileri ve edatları ilâve NV üne e vücuda getiriniz. :, İfade eden bir kelime, KASE, 4 olasmda bir kelime, 3 — i yaz salaraam gece ışığını yö & manasında bir ke- 5 Ve ra Bir harf, 8— 9 Bi, siki âleti, 9 — Bir e- A NE kayp vir, 1 — İçtiğiniz sey, ya afteki bilmecenin — Pokliş 7/7 >/>| >İ> Zİ İZ Gİ (>/ fOj /> /2 sixj<irjsj İzisirie) İ İlle (| 7EZ7 Bu sene Ceğaloğlunda (İstanbul Türk Kolleji ismiyle yeni bir hususi mektep açılmıştır, Ba bilgi ocağı ik, orta ve lise kısımlarına ayrılıyor. Va» kıa çok geğ açılmışsa da idare ve ted- Ti nis hususunda gösterilen itina ve gay- İ | CA SUW Sbs Www m ret talebenin geçmiş zamanları telâfi etmesine fazlasiyle yardım etmiştir. Burada en ziyade ehemmiyet veri- m "|| Jen cihet, sınıfların kalabalık olmama| bi iv 0 ed si liği ai redde A Yılmaz beyle mülâkat Çocuk sayfası karilerini memnun etmek için arasıra mühim şahsiyetlere) le mülâkat yapıyorüz. Göçende Gezek beyin Uçmakdengi memleketi hakkıp»! da söylediklerini yazmıştık. Buyün Si Sibiryadaki seyahatinden avdet etmis olan Yılmaz beyle görüştük. Daima garip hadiselere maruz olan bu zat bize dedi kiz — Size çok garip ve inanılmaz bir maceradan bahsedeyim: Bir gün Si- biryada gezerken arkamda soluma işit) * tim. Başını çevirince müfhiş bir ayı- run beni takip ettiğini gördüm. Vazi- yet pek nazikti; yanımda silâh değil bir çakı bile yoktu. Her zamanki gibi soğuk kanlılığımı muhafaza ederek pipomun ağıza konan tarafını silâh gibi, hayvana doğru uzattım; fakat ayı oralı olmadı, uğzmi açmış ilerles mesinde devam ediyordu. Yopncak bir şey yoktu, hemen pipomu vahşi MR ve vi ? yaktı. bundan istifade ederk tabanı kaldır» dim. Kaç babam, kaç! Öyle amo. hay- van sne bana yetişmişti; ağzını aç - Tr ime saldıracaktı, Bir an te - re etmeden, yeni aldığım tavşan derisinden şapkamı ağzına doğru fir. Tattım. Ayı bir dakika durdu ve şapka mt bir lokmada yutuverdi. Gene bu duruştan istifade ederek! koşuyordum. Az zamân sonra hay-| yani arkamda görmiyeyim mi? Düşü - necek zaman değildi. Çizmelerimi çı karıp fırlattrm. Onun umurunda bile olmadı; iki lo'mada, iki çizmeyi desine gönde: , Mamafi iki dakika tevakkuf etti, Mekteplerirniz Istanbul Türk Koleji sı ve talebenin azami istifadeyi temin etmesidir. 2 Mektebin leyli kısmı da vardır. Daha şimdiden gösterilen himnet, bu; irfan kucüğının ecnebi kolejlerine ik - tiyaş birakmıyacak bir tekümüle ma- lik olacağını temin eylemektedir. So ğuk bir günde çekilen yukarıdaki res Sim, o sırada esen şimal rüzyürma rağ men kuvvetli Türk çocuklarının gen gehrelerini göstermektedir » iğ Tabit biraz durur gibi oldu. Ben) ni iii © o ÇOCUK SAYIFASI o e —)9— VAKIT 8 ŞUBAT 1932 se (Hadi Yılmaz koş bakalım) dedim. bacaklarıma son kuvveti verdim; fa» kat mümkün mü? Gene mel'un hayvan arkama takıldı. Bu defa üzerimdeki ayı postundan paltoyu çıkarıp atirm. Müthiş hayvan bunu görünce dur- du. Evvelâ kokladı, diliyle (oyaladı, sonra arka ayakları üzerine kalkarak paltoyu kucakladı ve — Hayret!! hüngür hüngür ağlamıya başladı. Nis hayet, paltoyu alarak inine götürdü. dır. Bu işin sırrmı hemen anladim. Zavallı ayı, benim paltomu, ya baba- sının, ya annesinin, yâhut akrabası dan birinin postu zannederek o kadar müteessir olmuştu ki artık beni düşü- necek hali kalmamıştı. Neyse ben bu sayede kurtuldum ya, Yılmaz bey bu hikâyesine pek del İnanmadığımı sezmiş ölmalı ki: —Yok rica ederim itimat. ediniz, x . Boyları uzaltma ve kısaltma hastanesi Bu oyun muvaffakıyetle yapılırsa seyredenler evvelâ az çok bir helecan! verir, sonra hakikat anlaşılmca peki eğlenceli olur.. İptida bamrlansenk şeyleri söyliyelim: Oyunun esasını, elde götürülebiles cek bir sedye teşkil eder. Bir metre yahut seksen santimetre urunluğunda; dört değnek alırsmız. Evvelâ ikisi, sonra diğer ikisini birbirne hağlarsı» nız. Bunlar ki bacak olacaktır. Uç -| larına da birer ayakkabı ye niz mi? Mesele kalmaz. j Yalnız hu bacakları sedye üzerine! Ben ayni zamanda zeki hir adamrm |” (Cv zak Memleketlerde ) Göz yaşlarının Mühim bir hizmeti Göz yaşları neye yaramaz ki?.. He le varifesini yapmıyan, dersine çalış» mıyan tembel talebe muallimin mer hametini celbetmek için ba çareye az mı müracaat eder? Hele büyüklerde, çok kederli za - manlarda, göz yaşları az çok bir tesel Mi ilâcı demektir. Fakat burada bu herkesin bildiği şeylerden bahsedecek değiliz. Hiram Boşe isminde bir Hint âli- wi mühim bir keşifte bulunmuş. Pek çok tecrübelerden sonra anlamış ki göz yaşlarında her cins mikrobu öldü recek bir madde var, Hem mas. bili- yer musunuz? Bir çok fena mikrop» larla dolu bir kap içerisine bir damla göz yaşı alırtılacak olursa, mikroplu yıldırımla vurulmeş gibi, e anda ölü yorlarmış. — Eğer bunda mübalâğa yokss vay mikropların başına! İnsaniyet bu gö- ze görünmez, muzır düşmanlardan hem ne kolayirkla intikamını alıv» e- cek, demek. Hakikaten insanlık için çok mühim ve çok hayırlı bir keşif de- Gil mi? Biz bunun doğru olmasmı w menni ediyoruz, | © Şen Fıkralar | Aptallıklar . Muallim sınıfta, henüz avlanma » mıs olan ayının derisini satin adam- dan bahsediyor ve bunun hikâyesini anlatıyordu. Çocuğun biri dedi ki: — Ayıyı avlamadan derisini sat - mak ne kadar aytallıktır. Muallim cevap verdi: — Evet öyle; fakat « deriyi sa» tın almak daha büyük aptallık değil midir? Talebeden biri de söze karıştı: — Böyle masallara inanarak üs» tüne çene çalmak hepsinden daha fax la aptallıktır. ME mm amma aa güzelce tespit etmelidir. Bacakların! Jer! Bu gördüğünüz adamm boyunu yukarı tarafına kabarık bir yastık bağ| lanacaktır. Sedyenin baş tarafıma, elle tutula- cak yerine bir yastık daha konur; fi kat yastıkla sedyehin bezi arasında bir baş girecek mesafe birakmalıdır. Bir balta, bir testere iki büyük kıs- kaç da hazır bulunmalıdır. Bu oyu- nu üç kişi yapacaktır. İkisi sedye tu» tacak; fakat bunlardan biritin boyu dnhn uzunca olacaktır. Üçüncüsü dok tordur; bu da beyaz gömlek giymeli» dir. İsterseniz iki hasta bakıcı da bu Tundurabilirsiniz. Bü tedarikler salonun haricinde ik- mal edildikten sonra iki kişi sedyeyi omuzlarına alır; uzunca boylu olan başa geçer, başını sedye İle yastık a- raşından çıkararak yastık üzerine ko- yar. Ötekinin başı sedye altında kalı makdır. Bunun için, isterse, elleriyle sedyeyi biraz başından yukarıya tu» tabilir, Sonra sedye üzerine bir büyük çarşaf örtülür. O suretle ki bir ucu ayakkabılarını kadar, diğer ucu başs| takj yastıkta yatan (başım çenesi al.| tına gelmelidir. Bu halde sedyede bir adamın satmakta olduğu zannı veri» lir. Doktor elinde ko: balta, tes» tere ve kıskaçlar olduğu halde sedyey le beraber salona girer, Hazır olanla- ra der ki? d Me a huzurunuzda kısaltacağım, benim nas < ug manğnplo Toyyop aya, Aypan yes dan anlıyacaksınız.. Sonra yavaşça çarşafın altına gi - rer birbirine bağlanmış ikişer değnek ten ibaret olan bacaklarm bağlarını çözer; aykkaabılarını taşıyan değnek leri daha içeriye sokar, tekrar bağlar. Arada baltayla vurur, testereyle kesi yor gibi yaparak değnekler üzerinde testere sesi çıkartır. Bu ameliyat de- vam ederken, başmı yastık üzerine'da yamış olan baştaki oyuncu mütemadi» yen bağırır, inler; hakikaten isurap çekiyormuş gibi görünür. Boyun kısaldığını göstermek içia daha salona girerken sedyenin ayak tarafını salandakilere karşı tutmak © icap eder, Ameliyat bitince doktor çarşaf al- tmdan çıkar, Tabii çarşaf içindeyken kırmızıya boyadığı — güya kanir — elleriyle işaretler yaparak bu şarkıyı söyler: İşte gördünüz ben kimim, Böyle pek usta hekimim; Hem ne keskindir satırım Uzunları kısaltırım, Yahut Kısa olsa eğer, Uzatması da bir hüner, Pek heceslendinizse siz Haslahaneme geliniz. İ | ) i i

Bu sayıdan diğer sayfalar: