20 Mart 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

20 Mart 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Londradaki yarışlar Gene Kembriç takımı kazandı! Londra, 19 (A.A) — Oxford ve Cambridge darülfünunları arasında yapılan kayık yarışları, Cambridge'liler tarafından kaza- Bılmıştır. Bu muvaffakıyet, Cambridge tarafından oyekdiğerini omüte- akip kazanılmış olan muvaffakı- yetlerin dokuzuncusudur. Bidayette Oxford' lular dört boy kadar ilerideydiler. Fakat Cambridge'in (Okürekçisi, daha ziyade süratle yol almakta, ra- kiplerinin önüne geçmekte ve boyla muvasalat hududunu geç- mekte gecikmediler. Yarış 19 dakika İl saniyede kazanılmıştır. Grand National yarışını da Ferba kazandı Londra, 19 (A.A) — Liverpol Kafatası piyesi | | Birkaç gündenberi Darülbe- dayide temsil edilmekte olan Kafatası piyesinin oynatılmasına devam edilmesinin doğru olamı- yacağı hakkında belediye riya- setinin nazarı dikkati celbedil- miştir. Bunun üzerine belediye bu piyesin temsil edilmesine de- vam olunmamasını Darülbedayi müdürlüğüne bildirmiştir. Bunun Bzerine Darülbedayi başka bir piyes temsil etmiye başlamıştır. Vali yarın geliyor Bir müddettenberi Ankarada bulunan ve evvelki gün Eskişe- hire gelen Istanbul valisi Muhit. tin B. yarın şehrimize gelecektir. am e e e e İİİ .— di İ da icra olunan Grand National yarışında kesif bir halk kitlesi hazır bulunmuştur. Hiç beklenilmiyen bir hadise olduğundan dolayı Forbanın mu- vaffakiyeti: çok alkışlanmıştır. Yarışta birçok hadiseler ol- muştur. Birçok hayvanlar düş- müş ve yarışın hitamı noktasına pek az hayvan gelmiştir. Forbayla Egremon arasında çetin bir mücadeleden: sonra muvaffakıyet uzun müddet ikisi arasında sallanmış, fakat son çitte Forba ileri geçmiye ve üç boyla kazanmıya muvaffak ol- muştur. Forba üzerine © bahisçiler, pek ço lardır. Ihtikâr nedir? Ticaret müdürlüğü, muhtelif maddeler üzerinde ibtikâr olup olmadığını tetkik ederken pren- sip olarak hangi haddin kabul edilmesi lâzımgeldiğini, ve ne derece yükselişlerin ihtikâr sa- yılacağını vekâletten sormuştur. Talebe birliğinde Talebe birliği konfederasyonu için seçilen dokuz kişilik idare heyeti bugün fen fakültesi tale- be:cemiyeti binasında toplona- rak “âralarmda taksimi vezaif amış olan kazanmış» TARİH EL KİTABI ——zuuııızı B). Atalara ibadet de Arabistanda yaşıyordu. Zamanında Kapanmıyan Bir Bar.. “Ruf,, barının muayyen zama- nında kapanmaması Üzerine, za- bıta memurları dün gece bar sahibi Aleksandr EF, yi merkeze davet ve hakkında zabıt tutmuş- lardır. Aleksandr Ef. bu sırada komiser Yaşar beye beş lira rüşvet teklif etmiş, fakat hak- kında bu iş içinde kanuni mux- meleye başlanılmıştır. Bir mülecaviz yakalandı Dün saat3 sıralarında İstiklâl caddesinden geçmekte olan Mu- ammer H.a Şükrü isminde biri elle sarkıntılık etmiş, Muammer H. ım feryadı üzerine hadiseye müdahole eden polis, mütecavizi yakalamıştır. Şüpheli kahvâlerde aranma Polis son günlerde Beyoğlu cihetindeki şüpheli kahve ve otelleri aramıya başlamıştır. Dün kallâvi sokağında Acem mubittinin kahvesinde bir araş- tırma yapılmış, Muhittin Üze- rinde uzun namlılı bir tabanca bulunmuştur. Muhittinin hakkın- da takibata başlanılmıştır. Fen müdürlüğv — Belediye daimi encümeni, Feri müdürlüğü Vazile- lerinin ve salâhiyetlerinin genişletilmesine ve bu müdürlüğü şehre daha müfir işler yapabilecek bir hele getirmiye karar vermişür. Şehircilik kongresi — 23 mı- yısız Londrada toplanacak beynelmilel şehircilik kongresine İstanbul belediyesi de çağınılmıştı. Belediye, tahsisat mevcut olmadığından bn kongreye işirik etme- 5 VAKIT — 20 MART 1932 — Yenimodadan haberler! -—— — Ingiliz moda kıraliçesi hararetle anlatıyor Moda kör gibi takip edilmez, şahsa göre adapte edilir, diyor Tayyareyle gelen ingiliz moda kraliçesi Lady Chaytor Moda hakkında konferanslar ver mek üzre tayyare ile Avusturalyaya giderken şehrimize uğradığım yaz * dığımız Lady Chaytor doktorlar se yahatine müsaade ettiği takdirde bugün Konyaya hareket edecek - tir. Tayyareye bagaj alınamadığı için Lady Chaytor erkek elbisesile © se » yahat etmekte ve şehrimizde de bu elbiseyle gezmektedir. İngilterede moda kiraliçesi diye tanılan (Oo Lady dün bir muharririmi ze şunları söylemiştir: “— Avusturalyaya (Gençlik sam - atı) mevzulu bir kaç konferans ver « miye gidiyorum. Tayayreyi genç bir pilot idare ediyor. Fakat bazan ben de kullanıyorum. o Seyahatimiz pek de rahat geçmedi. Hatta ufak bir kaza bile atlattık. Sofya tayyare meydanı karla örtülüydü. o Yerej« nerken (yana devrildik. Birkaç siy- rıkla Okurtulduk. Tayyaredeki art zayı da Belgrattan getirilen yedek aksam ile tamir ettirdik. İstanbulu çok güzel buldum. Evs velki gün (şehirde bir gezinti yap « tım, Camiler ve eski eserleri fevka « lâde beğendim. İstanbul kadmları da çok güzel Türk hanımlarmın gis yinişleri hakkında (şehirde (fazla kalamadığım ve güzel tuvaletleri de görmiye imkân bulamadığım için bir şey söyliyemiyeceğim. Fakat şimdiki halde edindiğim kanaat İs « tanbul omodalarının Londraya göre üç ay eski olmasıdır. Konferanslarla (o güzel giyinme « nin nasıl kabil olduğunu soruyorsu- nuz. Bu her yerde tatbik edilmekte. dir. Ben modayı bir kör gibi takip et menin büyük bir hata olduğuna ka- niim, Modayı herkes uzun uzadıya tetkik ettikten © sonra kendi şahsına göre adapte etmelidir. Bunun için de renkler hakkında tam bir malümat sahibi olmak lâzımdır. Konferanslas rım vâsi estetik malümata istinat et- mekle beraber herkesin anlıyabilece- ği bir şekildedir. Konferanslarımda bilhassa, şah« siyete ehemmiyet verilmesinden — ve herkesin kendi şahsmı meydana çı » karacak şekilde giyinmesi Tüzumun » dan bahsediyorum. Ben, uzun ve ciddi tetkikat neti- cesinde her kadınm şık ve zarif bir (Lütfen sayfâğı çeviriniz) -........5... >... —. muzunu TARİH EL KİTABI mumu İ5 mu C) Arabistanda O birçok putlara ibadet usulü vardı. En meşhurları Menat, Lat, ve Hübetti, D) Araplar Arabistanda bir (Allahütealâ) dan Mabudelere de allahın kazları derlerdi. Fakat aynı zamanda bir çok cinlere, putlara, ağaçlara ibadet eder « lerdi. Bunun © için (Allahütealâ) tek bir mabut fikrini ifade etmekten u- zaktı. muhafaza eden ona bahsederlerdi, E) Arabistanda (İbrahimin dini esaslarını bağlı kalan bir kısım vardı. Bunlara (Hanuf) lar denirdi. Hanifler (Allah lâfzını İbarhim dininden almışlardı. o Aynı zaman- da sünnet olmak, gusletmek, tırnak kesmek, tavaf etmek usullerini de İbrahim dininden nakletmişlerdi. F) Bizans himayesindeki Suriyeden, Sinadan, Mısırdan, Habeşis - tandan hıristiyanlık Araplar arasına yayılmıştı. 6) Birleşen bazı yahudi kabileleri vasıtasiyle yahudilik de intişar et- mii şti. İ) iraktan İran tesiri taşıyan Zerdüşt dini tesirini göstermişti, Araplar bu dini tanımışlardı. Kâbe, mabetler, kâhinler : Arabistanın birçok yerlerinde ağaçtan ve taştan yapılmış mabut heykelleri vardı. Bazı nebatat resimleri mevcuttu. Bunların muhafaza - sı için hususi mahaller vardı. Muhammedin zuhur ettiği Mekkede de Kâbe böyle yerlerin en büyüklerinden biriydi. Kâbe tavla zarı şeklinde insan boyunda (dört duvardan ibaretti. Duvarları harçsız adi taştan ya- pılmıştı. Binanm çatısı da yoktu. Bu binanım dört köşesinde dört taş vardı. Bunların içinde en meşhuru (Haceriesvet) denilen bir kara taş dı. Bu mukaddes kara taş an'anesi Friklerin dininde de vardır. Frikle- rin ibadet ettikleri kara taş bugün Afyon Karahisarın şimalinde eski Pessinüs (o şehrinde bulunuyordu. Bu şehir Romalılar tarafından zapte- dilinceye kadar kara taşa ibadet devam etti, Kara taşa ibadet Friklerde Araplardan çok evvel başlamıştır. Kâbe ilk zamanlarda mahalli bir mabetti. Sonraları milli bri ma « bet halini aldı. Mekkeliler Arabistanda bulunan muhtelif dinlere men - sup (360) putu Kâbeye yerleştirdiler. Ve Kâbenin kutsiyetini yahudi an'anelerine raptettiler, Hurafata nazaran Kâbe İbrahim tarafından yaptırıldı. İbrahim karısı Ha- ceri ve oğlu İsmaili buraya getirdi. Zemzem kuyusu onlar için fışkır “ dı. İbrahim oğlu İsmaille birlikte Kâbeyi bina ederken Cebrail onlara bembeyaz bir taş getirdi. Bu taş günahkârların eli sürüle sürüle sim « siyah oldu. Kureyşiler Kâbenin teşkilâtına da ehemmiyet vermişlerdir. e Kâbe « nin kapıcılığı, & hacılara su dağıtmak, fakir hacılara meccanen yemek vermek için bir takım memuriyetler ihdas edilmişti. Bu. suretle Araplar €elbediliyor (o ve Mekke Araplar arasında milli bir mahiyet alıyordu. Bundan başka ikinci bir teşekkül Mekkeye iktisadi bir kıymet de ver- 2 > dirmiştir. Mekkede bir panayır tesis edildi. Ticaret Kureyşilerin elinde bulunduğu O için bundan en ziyade istifade eden onlar oldu.. Panayırda şiir ve hitabet müsabakaları da yapılırdı. Hacıların gelmesi, ve tica * retin inkişafı için emniyet ve asayiş lâzımdı. Bunun da çaresi bulun * muştu. Mekkede (muharebe edilmezdi. Dinen memnu idi. Ve dört ay ci- varda da marebe yapılmazdı. Bu vesilelerle Mekke ehemmiyetleniyor ve dini mahiyet alan şehir Kureyşilerin ticari menfaatlerinin inine a * zami surette yardım ediyordu. , - , e. Lisan ve edebiyat : İslâmiyetten evvel © Araplarm edebiyatı cemiyette şaman ve kâhin rolünü oynıyan (şairlerin şiirleri, ve kahramanlığa ait (Hamase) lerden mürekkepti. İslâmiyetten evvel | en iyi şiir yazan şairlerin eseri Mekkede pana « yırda okunur birinciliği kazanan Kâbenin (duvarlarına yazılırdı. Bunla ra Musileka denir. Arap lisanı, muhtelif lehçelere ayrılmıştır. kavmlerde de ırki bir vahadet yoktur. Arap lisanı Obugün zengin bir lisandır. Lisanı böyle zenginleş « mesinde ( islâm devrinin, bilhassa islâm Türklerinin Obüyük tesiri ol - muştur. o Arap lügatini vücuda getiren bir Türktür. Arap lisanını konuşan Islâmiyetin zuhuru esnasında komşu devletler İslâmiyetin zuhuru esnasında İran (Sasani) lerin elindeydi. Halk tabakaları (o fena bir sefalet içine düşmüştü, İranda o zaman iki sınıf vardı. Halk tabakası ve aristokratar. Aristokratlar (o halkı büyük bir zul- me mahküm etmişlerdi. ( Devlet hakimiyeti, (İran şahlığınm resmi di- ni olan (Zerdüşt) rahiplerinin elindeydi. Uzak vilâyetlerin valileri ken- di başlarına birer hükümdar kesilmişlerdi. İslâmiyet ise müsavattan bahsedi yordu. İran bir taraftan Türk tecavüzlerine, bir taraftan da Bizansla döğüşe döğüşe yıpranmış bir hale gelmişti. ru Bizans : , O zaman Bizans bir taraftan Bulgar Türkleri, bir taraftan Hazar Türkleri, ( bir taraftan İranla komşu idi. Esasen Bizansta hıristiyanlığı kabul (ettikten sonra maddi ve manevi bir sukut hüküm sürmiye başla - mıştı. Bilhassa dahili ihtilâflar, taht kavgaları Bizansı içinden kemiri « yordu. İran © harpları da Bizans için bir yıpranma vesilesi olmuştu. Af - rika valisi & iken bir isyan neticesinde Bizans tahtını eline geçirerek im» parator olan Heraklyüs O zamanında Bizansın İrana < karşı kazandığı ga- Ver görülürse de bu galibiyet Bizansı çöküntüden kurtarama - muştur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: