13 Nisan 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

13 Nisan 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ——— —— İ Dünkü ihtifal samimi Ismail Derviş Beyin | Hatıraları Tıp talebe cemiyeti tarafından | geçenlerde o Almanyada vefat eden müderris doktor Ismail Derviş beyin taziz ruhu için ter- tip edilen ibtifal dün tıp fakük tesi konferans salonunda yapıl. mıştır, Cemiyet tarafından Istanbulda Yulunan bütün doktorlara dave- tiye gönderildiğinden bir çok etbba, müderrisler ve bütün ta- lebe hazır bulunuyordu. Konferans sa'onunda hitabet kürsünün üzerine merhumun bü. Yük bir fotografı asılmış ve si- yah ve bayraklarla süslenmişti. €ne cemiyet tarafından teksir ed siyah kurdeleli küçük fo- Ograflar da gelenlerin 1 rine talik edilmiştir. pie Tam saat 3 de fakülte kâtibi Maümisi Behçet B. celseyi aça- Ta£ tedris arkadaşlarının hissi- Ya'ına tercüman olmuştur. Sonra tahrtsızlığı dolayısiyle ihtifale "irak edemiyen Besim Ömer $.nın bu vesiley'e gönderdiği mektubu okumuştur. Müderris €nan Tevfik B. merhumun ter- İ mei halinden ve meziyetlerin- en bahsederek istipdat devrin- de medeniyete ve hürriyete ne #ekilde pişvalık ettiğini oanlat- mıştır. Talebe cemiyeti namına B. ve askeri talebeden Mehmet Ali beylerde arkadaş- Fi namına söz söylemişlerdir. n son merhumun talebesi Ve milli Türk talebe birliği reisi Muzaffer Canbulat bey de mü- €ssir bir hitabe söyliyerek mer- cenazesinin yabancı top- badana kalmasının acı bir olduğunu anlatmış ve iğ m bitmiştir. Tıp talebe Cağal (o oğlundaki kapısına asılan bay- .alâimi olmak üzere iştir, rak Mate, m Yarı çekim Faizli bonolar Anka, bonolar çıkarılması için seçm a gidecek heyet azasını ei Üzere içtimaa çağrılan heyo, diler cemiyeti idare İse bir türlü toplanamadı- yazılmıştı. uae akşam refiklerimizden Fitiğini zen seçilerek Ankaraya kik yazıyordu. Yaptığımız tah- öld göre bu haber doğru de- teyla, Idare heyetinin bu gün e anarak heyet azalarını seç- €si muhtemeldir. olan kafileye riyaset eden mühendis İ lânik ve Sofyaya uğradık bir | gün kalmak üzere Ankaraya Çekoslovakya'da Dünyanın pl ihtiyarı i Şimendiferler neyle işletiliyor Çekoslovakyalı şimendifer me- murlarından mürekkep 25 kişilik bir kafilenin konvansiyonele bağ- lanan hususi bir vagonla şebri- mize geldiklerini yazmıştık. Çekoslovakyada Pilsen şehri garı mübendis ve memurlarından M. Karel Rathausky dün muhar- ririmize şunları söylemiştir: Türkiye ve balkanlarda bir tetkik sayyahati tertib ettik. Bu- raya gelmeden evvel Atina Se- da gitmek istiyoruz. Çekos'ovakyada şimdiki hal- de 15 bin kilo metrelik demir yolu mevcuttur. En uzun tünel 3 kilo metre uzunluğundadır ve | Mazarik adlıdır. Çekoslovakyada | şimdiye kadar lokomotifler odun- la ısıtılıyordu. Bundan sonra gaz- dan istihsal edilen ve Dinalkol denilen bir madde kullanılacak- | tır. Bu maddenin kullanılması hükümete daha az masrafa mal olacağından yol ücretlerinin ucuz- latılması kabil olacaktır. Dinalkolü şimendüferlerde kullanan ilk hükümet Çekoslo- vakyadır. Memleketimizde muh- . telif elektrikli şimendiferler de vardır. Çalıştığımız Pilsen şehri bira- siyle meşhurdur. Günde 40 va- gon bira ihraç eder. Bira ihra- catının miktarı buhrandan evvel İ günde 80 vagondu, Günlük bira istibsalâtı da 900 bin kilodur. Sokakları sulama Şehrimiz sokaklarının solan- masına mayıs birden itibaren başlanacaktır. Bilbassa ana cad* delere ehemmiyet verilecek, gün- de iki defa sulanacaklardır. Bu sene Sulama işinin daha ciddi yapılması hususunda barı tedbir- ler alınmaktadır. m Yol işaretleri Beynelmilel yol işaretlerinin, şehrimizde seyyahların en ziyade geçtikleri yerlere süratle asılma- ları için Turing kulüp belediye nezdinde teşebbüsat yapmışlır. Bilhassa Boğaz içine bu işaretle- rin her yerden evvel konulması istenilmiştir. A Mahmut Nedim Bey 30 Senelik Siyasi Esrarı ifşa Ediyor! ( Son Yemen Valisi ) “mananın Tofrika: 91 aaa Tercüme ve iktibas hakkı mahfuz Parayı kim verirse sultan od Ve o böylece apaçık, hiç utanma; n sıkılmadan: EE Para, para der vermezse- diz ümanmıza iltihak edece « Ve göğüslerind yığın mektuplar çıkardılar önümüze sip oldukları mektuplardı. İ- tey ilerine para, silâh ve her Ke edediyor, Pl mahir mn İm,, diy: a birdenbire kn. 8 ydi gidin, kime isterse * niş ihak Mini Yalak da İdi tepelemek elimizdedir. U ler. Bunlar hep İdrisiden dedile tanmadan şimdi tehdit de ediyor sunuz.. Fakat karşımzdaki (o (siyasi) ler, kendilerine (hitap Ge muş gibi sakin bakıyorlardı. Ik mam sözü bitirince, gene aynı sü kün içinde: ar Eh, öyleyse biz de gidelim Mer, — Nereye? — Nereye olacak, bittabi İdsi siye.. aç ve parasız kalacak deği- liğ ya! Davullar, odümbelekler tek - rar başladı, ve bir insan seli gö - zümüzün önünde akmıya basla - dı. Paraya doğru akan bu sel şim di koşarak gitti,i kimseye daha (Ticaret müdürl | Eşyaya narh Koymamıştır İ İ bir daha imama baktım ve ikimiz i de başlarımızı sallıyarak rarıl dandık: i Zaro ağanın | öldüğü haberi Doğru değil ! Birkaç gün evvel Peştede çı- | kan bir Macar gazetesinin 27 mart tarikli nüshasında, Londra- | dan aldığı bir telgrafa atfen Za- ro ağanın vefat ettiği yazılmıştı. Öğrendiğimize göre, bu habe- rin asıl ve esası yoktur. Çünkü; elyevm Londrada Zaro ağanın yanında bulunan, maktül me- nejer Ahmet Musa beyin bira- derinden ailesine gelen ve | 6 Nisan tarihini taşıyan bir mek- tupta konturatın yakında bite- | ceği ve ağanın derhal İstanbula döneceği yazılmaktadır. 6 Nisan tarihini taşıyan bu mektupta Zaro ağanın ölümünden bahse- dilmediğine göre, bu mektubun gönderildiği tarihten on gün ev- vel Londradan aldığı bir telgrafa atfen Zaro ağanın ölümünü haber veren Macar gazetesinin neşriyatının doğru olmadığı an- laşılmaktadır. ... e. üğü Dün bazı gazeteler, ticaret müdürriyatinin şeker, kahve, pirinç ve saire gibi hariçten ithal edi- | len eşyalara narh kayduğunu | yazmışlardı. | Dün yaptığımız tahkikata gö- | re, eşyanın perakende veya 10p- | | tan fiyatlarına narh koymak be- | lediyeler ait vazifelerdendir. Ti- | caret müdüriyeti, eşyaya narh koyamaz; yalnız 1913 numaralı kanunu tatbik eder. Bunun için de müdüriyet, yalnız kahve, ş6- ker ve pirincin değil diğer bir çok maddelerin de maliyet fivat- | larını tetkik etmektedir. Ve va- sıl olduğu neticeye göre tahak- kuk eden maliyet fiyatına mü- nasip bir kazanç ilâvesinden son- ra tekarrür edecek fiyattan faz- lasma mal satanlar hakkında müddeinmümiliğe müracaat ede- cektir. Ticaret müdüriyeti gümrükten çıkarılacak olan malların hesap- larını alâkadarlardan istemek hakkındaki kararmın da tatbiki- ne başlamış olduğundan toptan- | wlar müdüriyete müracaat ede- rek gümrükten çıkardıkları mal- ! ların O hesaplarını o göstermiye üne kadar (mel'un düşman) di- yordu, işte bedevi, ve işte çölde! paranın rolü. İmam bir daha bana baktı, ben| — Para. Şimdi imamdan biraz para istikraz etmek icap ediyordu. Istanbuldan para gelmiyordu. Tahsilât da adam akıllı yapılamı- | yordu. Askere para lâzımdi. Imamın yakınlarından birkaç ki- şiyi is'candil ettim: — Şu sırada Oda müzayeka- da, biraz müşkül. dediler. Nihayet karşı Karşıya geçtik İ ve vanyeti anlatarak İstanbul- İ dan ve tabsilâttan gelecek pa- i tadan verilmek üzre hemen bir ikrazda bulunmasını rica eltim. Ellerini uğuşturdu ve bir haylı muzayekasından , omüşkülâttan bahsetti, fakat gene dayanama- dı, gene iyi tarafı galebe çaldı | tık. Rüstemiye Maceralargeçirditek- rarlimanımıza geldi | Bir ay kadar evvel Rusyadan | limanımıza geldiği sırada içeri- İ sinde kaçak havyar bulunduğu kapdanı tarafından gömrüğe ih- bar edilen Rüstemiye vapuru yükünü bojaltmak üzere İzmir- den Mersine giderken Çeşmede karaya oturmuş, yüzdürülerek Geliboluya getirilmişti. Rüstemiye vapuru dün Adalet vapuru tara- fından çekilerek limanımıza geti- rilmiş ve Selimiye ( önlerinde demirlemiştir. Vapurda bulunan gaz dolu tenekelerden ancak bir kısmını İzmirde buşaltıla bilmiş, Mersine ait olan tenekeler kaza dolayı- siyle çıkarılamamıştır. Gemi bu- rada sıkı bir kontrul altında boşaltılacak ve gemide eski kapdanının iddiası veçhile kaçak | havyar bulunup (o bulunmadığı araştırılacaktır. Radyodaki Konferanslar Istanbul radyosunda yarın ak- şam saat yirmi buçukta Selim | Sırrı bey tarafından “Hayat mü- cadelesinde kimler o muvaffak olabilir?,, mevzulu bir konferans İ verilecektir. Radyoda dün akşam da Refik Ahmet bey tarafından “Yirminci | asım telâkkisine göre güzellik nedir ve güzel kimdir?,, mevzu- | lu bir konferans verilmiştir, Refik Ahmet beyin konferansı yarınki sayımızda intişar edecek- Belediye inşaatı tehir ettirdi Belediye . riyaseti tarafından devaire- yapılan bir tamimde şim- dilik biç bir suretle inşaat ve tamirat yaptırılmaması Jüzumu bildirilmiştir. başlamışlardır. Diğer taraftan aldığımız ma- lümata göre ticaret müdüriyeti belediyeye müracaat ederek pe- rakendicilerin fiatlara fahiş zam- lar yaparak ihtikâra sapmama- ları için icap eden tedbirlerin alınmasını istemiştir. Dün ticaret müdürlüğünden de şu tezkereyi aldık; Tavzih Bazı guzirderde Ticaret müdürlüğü ta - #afından bir kismi ortaya warh konduğu hakkında neşriyat görülmektedir. 1913 numaralı kanunun © eşya fistlarim goğaltanlar hakkında müdürlüğümüze tep - «ih ettiği iştikâ vazifesini İfa edebilmek ü - zere şeker ve kahve maliyet, satış fiatlariy- Ie musrafları hakkındn tetkikat Sera ve Mâkadarınla temas © edilmekte olup hiç bir suretle eşyanın toptan ve perakende satış - larına barh vazedilmediğinin gazetenizle tav- zihini rica ederim efendim. altınla üç yüz bin okka buğday | veriyordu. Teşekkürle yanından çıktıktan sodra geniş bir nefes aldım. Fakat kimse bu havadise inanmıyordu, kime söylesem: — Mümkün değil, nasıl olur, ! efendim? — Kabil Diyordu. Bu inanılmıyan, kabil olmıyan şey olmuş bitmişti ve artık San- aya dönmek için fazla beklemek de lâzım değildi. Imamla veda ederek, bütün muallakta kalmış (meselelerin ha ledilmiş olmasından müteveliit bir memnuniyet ve huzür içinde | San'aya müteveccihen yola çık- İnanılmaz... değil. San'aya, bütün muallak mese- | leleri halletmiş olarak avdet edi- | yorduk. Fakat daha şehre ayak basar basmaz yeni bir gaileyle | karşılaştık. Yirmi dört saat uzak- | i verdi. — VAKIT 13 NISAN 937 — Adliyede Kahve ihtikârı l i Mâznunların muha- kemesine dün devam edildi Sultanahmet sulh birinci ceza muhakemesi dün kahve ibtikârı muhakemesiyle meşğul olmuştur. Maznunlar, Etefolis, Istiranikos, Iskinazi, Yorği Todori, Maryuna biraderler. Bassan, Salem, Ama- rak, Andiryadis, Aseos efen- dilerdir. Maznunlardan Modyanu bira- derler, Bassan, Salom, Atark, Andiryabis ve Ascos, kendileri- nin kabve ticareti ya sadece kahve les şi birer komisyoncu olduklarını ve müşteriler nam ve hesabına kahve spariş edip gelen malı sahiplerine teslim ettiklerini söy- | lediler. Maznunlardan Teofil, Eskinazi, Yorgi Todori hakkında vilâyet- teki ihtikâr komisyonu tarafın- dan yapılan tetkikata ait rapo- run henüz muhakemeye gelmemiş i oduğu anlaşıldı. Haklarındaki tahkikat evraki henüz gelmiyen mazvunlara ait davanın şimdilik (ayrılmasına, komisyoncu (olduklarını iddia gal edip etmediklerinin ve piya- saya toptan veya perâkende mal satıp satmadıklarının, 15 teşrini- saniden sonra buraya mal ithal edip etmediklerinin alâkadar makamlardan Çorap dâvası Ticaret müdürlüğü memurla- nodan Bahri bey Beyoğlunda “Kefidis,, müessesesinde karısına tibbi bir çorap satın almış. Ketidisi bu çorabı 16 liraya aldığı balde bir çok arkadaşlarının aynı mah 11 liraya tedarik etmiş oldukla- rını öğrenmiş ve bu adam aley- ! hine bir dava ikame eylemiş. Ibtikâr komisyonu mahallinde tetkik etmiş fakat bu işte bir ihtikâr görememiş. Çünkü bu çorapların bu mağazada 8- 18 lira arasında satıldıği, müessese- den başka mal alanlar olunca nisbeten tenzilât yapıldığı anla- şılmıştır. Dün “Kefidis,, in mubakeme- sine Sultanahmet sulh ikinci ce- za (o mahkemesinde. başlanmış; mahkeme şahitlerin celbine talik edilmiştir. Kaçak ipeklileribeline dolayarak çıkmış! Konya vapuru mürettebatın- (Lütfen saytayı çeviriniz) kadır. o Ahaliden biri, büyük camide Buhari Şerif okuyormuş. Bu hareketi Zeydi mezhebine muhalif sayanlar, hâkime koşmuş- İlar, hâkim de camiden adamı rültü, patır- aldırtmış dayak, fırkayı bir- dı... Ve gürültü di miyetsiz görünen vek'alar bu muhitte - hele dine, taallük ederse - hayrete şayan bir kuvvetle tevessü etmekte, büyük bir gaile, bir baile şekli almaktadır. Kaymakam, telgraf telgraf östüne yağdırıyordu. Orada iki bölük de askerimiz vardı: Asker i aldığı emir üzerine işe müdaha- i le etmiyordu çünkü müdahale etmek imkânı yoktu, mezhebe edenlerin kabve ticaretiyle işti | | .ö isülâmına karar a iğ : il İ | dan Temel vapurdan çıktıktan z milen Zeydidirler. Bunlar iki fır- g birine düşürerek şehri, şehirden | taşarak etrafı sardı. En ehem- # a J tarafı iltizam etmek, hangi tara- : fa karşı çephe almak Jâzımdi? Bunu tayin etmek, kabil olmıyan bir şeydi, (Bilmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: