13 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

13 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Iki kitap gençliğe bühtan miyelim kp le nüsları, saç, sakal modaları ibi Ma için insanların kufasımı salgın bej 5 rası berber dükkümlmden ayı edersariz moda olan bir fi. gim. Biliyorum, modanın kıvranan nice insanler kimi tüystiz söyüyeceğim şeylere o- kanaatlerini elbisesinin wodr. salon hanımı gibi sinirle istiyecektir. ediyorsümüz değil mi? Artık ke İbda olan İnrast gençirr eku- daha çok okurdu «fvle 4 fi / j ih Dile yoşıyor. Bir genç ta Hk kalemi aldığı, Vk zaman söze, gençlik o « başladı. Neysa efenim mo- Dana gezer. sorarsanız ben bu kansnlle değilim?! «LR dışunda kalıyorum, | Yöden dlyecetsiniz. Cevap vereyim, Bugünkü gençler evvelâ oluyorlar. ap, Brilmar nusmiz. Bir seneden Tarla a, Ür genç ndamlarım mesaisiyin çıkan week Alien, görüş, ekidt çalışma iü bin da aşağı dereesda değildir. Oln- MAN meali, ba işleri başaramaz, okumadıklarından yiküyet eden- Me mücerret konuşuyarlar, anların cüm Yü şekle sokulursa bir hakikat ifade p Mama gençler birleri olemyup hayran Nziy . Fakat bir kabadayı çekap bu Vinae » Kalemlerinin ve dillerinin! Ya; Poltekleşen kuklkat bar. A, İNİ genç öğer sade çocukluk hüyası Kin © Seiktiriimiy birkaç satırı okunmuyorsa hirar #tmali ki, bizde edebiyata ve #kro * YAT yazanlar yazılarımı 18 le 5 ari- Mk zoster sonra Mendilerini fetiyari eya sevkadiyorlar — kabalat okuirik | Beneliğin değil, ekümak istiyene eser eski senindir. .. mesllden bahsederken side muharrir maharririn yannda kitapcıyı da ht - etmek Hrm. kitap, kütüphane bakiki hayatın kelifin mağaraları halinde - “İ man, .I İbrahimi yaralamak, Naciyi kat- «İletmek Ali ve Enveri cerhey- Bir cinayet davası | i Niçin soğudu ? lArzla güneş arasındu Dün Ağırcezada Intaç edildi.. Eski arabacılar kâhyası Arap Receple mânevi evlâdı Süley- yeni arabacılar kâlıyası lemekten mezaunduler. Ağırceza mahkemesi dün bu davayı intaç etm'ş ve Arap Re- cebin yalnız, İbrahimi yaraladığı sabit olduğundan bir sen dört ay hapsine, Süleymanınsa ONa- ciyi katil ve diğerlerini cerhettiği anlaşılmasına rağmen yaşı küçük olduğu cihetle altı sene iki ay 13 gün hapı've karar veril- miştir, Neşriyat davaları Kibrit kralının intiharı habe- rini ve resmini detcettiğinden dolayı “Akşam,, gazetesi aley- bine açılan ve Üçüncü cezada devam “etmekte olan davanın aynı gazete aleyhine gene başka bir intihar haberinden dolayı ikame edilmiş diğer bir davayla -İ birleştirilmesine karar verilmiştir. “Akşam,, gazetesinin aleyhine açılan davalar birinci cezada görülecektir. Aynı meseleden aleyhine dava açılan “Son Posta, gazetesi, müntehirin fotografını dercetme- miş olduğu noktasından, üçüncü cezada beraet etmiştir. | Gelenler, gidenler İ Hususi tayyarelerile şehrimize geldiklerini yazdığımız Finlandi- yalı -M. Bremes ve matmazel Rozenberg dün sabah Sofyaya gitmişlerdir. Çinin Stokholm sefiri M, Su- şank Nien dünkü ekspresle Mi- lanodan şehrimize gelmiştir. erasareser serensenar aranan eamananamamapan tediği kitabın adı kitapçıya söylediği zar iman kitapçı senip bir ses işitmiş gibi Bay- veten hayrete düşüyor. Elimde iki kitap var. Biri kıra (Oedip) öckü umumi İçtimsi »- yat, (Sophoelis) in Kıral XOedip) bi Kemal İ Emin Bey sasmen tercüme etmiş! Maki Yu- İ ban edebiyatının ve cihan edebiyatının ga » hoserinin maşiri İstiklâl lsesi talebe Kodpe .. emtiidir. Hilmi Ziyan Usimi İçtimziyt eserinin naşiri Galatasaray lisesi talebe Samdığadır. Yeni nesle kızıyoruz amma, bir ayda iki o İ seri elimak için fedakdirlık eden genç süne i re bundan evvel bizde me saman yaşadı? yatarsa İlin odur. Bu kitapçı mü) Meraldr romandan daha inekle | Okumak ihtiyacım düyan gençlik sasuzlağı” yetine giriyor. Bagüakli gençlik için moda kanantlerin bilâfma bir zaferdir. SADRİ ETEM Yazan : Yusuf Ziya Tefrik Sözlerimi kapayıp. düşündü: & uzıyan bir yolda | ulala kaybolan otomobili y dü.. Bu otomobil ne- Pidiyordu 2., Hangi meç- * Bu otomobil götürdü- De zaman getirecekti ?. kalan piş ki, genç başımda Rice, aç. siyah tel de, bu İ İ | araça kadar bu suallerle Üçüncü kısım ba Apartmanda her Ban, a çekildi.. Şeker Os- Bin yan yastıklara gömülü, li andaki vd bekliyor.. Ve , Fah i Yarı, Ba derler, ik 3 ğ önce yüksek ökçelerin Sivri ses- leriydi.. Sonra, bu sivri sesler yumuşadı, iki çıplak ayağın ha- lara gömülen kadife sesi oldu., İşte, ıslıkla çalınan bir dans havası,, Bir ipek fışırtısı.. Faha- met soyunuyor.. Ab, aradaki şu duyar olmasal.. Bu arzu, Şeker Osmanın ha yalinde bir hakikat (oldu ve duvar,sihirbaz nefesi değmiş gibi bir anda eridi.. Şimdi Fahameti hayalinde görüyordu: Dunuk be- yaz yüzü, saç kıvrımlarının siyah sünbülleri içinde.. Gözleri, uzun ve yukarı çekik iki yaprak. Ağ- zı, ateşten bir karanfil. Yarı yan ve yarı yüzü kuyun yalıyor. Havalar bir seyyare var Şehrimizde havalar bir müddetlen- beri yaz günlerine mahsus bir sicak- lıkta giderken İki gün evvel birdenbire soğumuş, bir kaç gün evvel şehirde ça- ketsiz gerenlere tesndüf edildiği hal de dün paltolar saklanıldığı yerlerden çikarılmıştır. Kandilli râsatanesi havaların bir- denbire soğuması sebeplerini şu #vret le anlatmaktadır; “— Ba eövsimnde hararetin birdenbire düşmesi her Pe kadar tam mânasiyle devri değlinn de vasatiğ oldukça devri olan bir kaldir. Yâni bu soğuğa von seneler vaşatisin- de ekseriya tesadüf edilmektedir. Yer sene mayssm YI, 12 ve 18 tas tesa- düt eden günlerde büyle ani soğuklar olur. Yazın da Sen Marten yazı denilen gayvl ta- bii ve geçici sıcaklıklar olur. Ba hadisenin sebebi şöyle izah ediliyor: “Semada parçalanmış ve mahvalmmış bir seyyarenin enkazı arsımızla birlikte güneşin etrafında drvretmelteğir. Bu mevsirie bi. sayalım enli güneşle ars arasmda bir Bu suretile güneşten gelen yünatın ve sp caklığın bir İısmını kendisine cezbeder ve hararet birdenbire düşer, o Binaranisyh sey- Yare enkarı güneşle arimatz arasından Çe kildikten sonra tabii yazlyet avdet eder. Yazın bu hadisenin alesi odur. Bu sefer arz seyyaro cakaziyle güneş arasında bir ye- ya gelir. Ayni Yâmanda şayyare pazcalarman güneşten aldığı hararet ve güneşin hararedi dünyaya aksettiği için hir müddet dünyz ü öerinde geçici ve gayri tahli scaklar hüküm sürer. — Ve hararet çoğul; — ——ğ—ğ ma — — Tayyare piyankosu Tayyare piyangosunun on ikin- ci tertip dördüncü keşidesi dün bitirilmiştir. Dünkü keşide de kazanan numaraları altıncı say- famizda sıraya konmuş bir halde bulacaksınız. Verilen malümata göre bu keşide de kırk bin lira- lık büyük ikramiyeyi: kazanan 2290 numaralı biletin iki parçası Istanbulda, bir parçası Ordu da satılmıştır. Bir parçası Istanbul- dan, diğer parçası İzmirden satı- lamıyarak iade edilmiş, beş par- çası da satılmamıştır. On bin lr ra kazanan 227 numaralı biletin iki parçası İstânbulda, bir par- çası Kütahyada satılmış, bir par- çası İstanbuldan, bir parçasi Ada- nadan satılamıyarak iade edilmiş ve beş parçası satılmamıştır. On bin lira kazanan 47272 numaralı biletin beşte birlik bir parçası Adanada, iki parçası Istanbulda bir parçası İzmirde satılmış, bir parçası İstanbuldan ve bir par- çası Gümüşhaneden satılamıya- rak iade edilmiş, üç parçası da satılmamıştır. Şeker Osman, Geniş bir nefesle göğsünü dulduran abı buşalttı!.., Artık, açılan gözleri önünde, yıkık duvar tekrar örülmüştü.. Günün, bütün geçmiş sahne- lerini birer birer hatırlamıya başladı.. Hatırma ilk gelen, kar- deşinm beyaz saçlı genç başı oldu ve kalbi, wahçap bir ezayla | burkuldu. Yolda, Fahamet ne hoppa şa- kalar yapmıştı !.. Otomobil, Bey- oğlu caddesinin ışıkları içinden geçerken, Osman, kendisini ya- tağa düşüren kâbus gecesinin hatırasiyle kısa bir buhrana tu- tulduğunu hatırladı. Sonra, apartmanın kapısı ö- nünde, nasıl sevince, üzüntüye benzer acaip bir hisle ürperdi- diğini, gülerek ağlamak, ağlıya- rak gülmek için, göğsünde ka- Haliçte ı Yaz tarifesi Otobüsler zarar etmiye başiamışlar Beş gündenberi Haliç şirketi yeni bit yaz tarifesi tatbikine başlamıştır. Şirket bu yeni tari- feye Eyüple Köprü arasında 20- | şer dakikalık doğru postalar İ koymuş ve bu suretle » Eyüple | keresteciler arasında işliyen oto- büslerle rekabete girişmiştir. Filvaki bu yeni tarifenin bir kaç gün içinde tesirleri görül- müş, bir saatlik seferlerin 20 şer dakikaya indirilmiş olması hal- kın otobüslere olan rağbetini azaltmıya başlamıştır. Öğrendiğimize göre bu vazıyet devam ettiği takdirde zarara oğrıyacaklarını iddia eden oto- büs sahipleri, buna mukabil oto- | müstesna feyzi neticesi olarak haiz büslerinin Eminönüne kadar git- mesine müsade edilmesi için tektar © müracaatta (o bulunmıya karar vermişlerdir. gı Işliyen kadınların Çocukları için yurt Belediye, çalışan, fakat evde çocuklarına bakacak kimsesi ol- mıyan kadınların gündüzleri ço- cuklarına bakmıya karar vermiş- tir. Bunun için Edirnekapı bakım evinde 50 yataklık bir pavyon tesis etmiştir. Çalışan kadınlardan evde ço- cuğuna bakacak kimsesi olmı- yanlar sabahleyin bu müesseseye çocuklarını getirip bırakacak ak- şam üstü evlerine dönerlerken uğrayıp alacaklardır. lerde büt- çe müsait oldukça bu İş geniş- letilecektir. Şüpheli adam hak- kında tahkikat Amerikadan gelen Arif işsmin- de bir şahsın mahut Hoybon cemiyetiyle alâkasından şüphe edilerek tevkif edildiğini yaz. mıştık. Arifin buraya gelir gel mez şöpheli ve mütereddit bir tavur göstermesi memurlârımı- zın derhal dikkatini celbetmiştir. Hakkında yapılan tahkikat ta- mik O olunmakta ve maznunün üzerinden çıkan evrak tetkik edilmektedir. Maznunun isticvabı neticesinde bu adamın gelişin- deki maksadı kat'i surette an- laşılacaktır. şöndü.. İçeri girdikleri zaman, sofra etrafında, bütün tanıdık çebre- | leri toplu bulmuştu. Oüun gelişini, kadın, erkek, hepsi memnuniyetle karşılamış- tılar.. Fahametin annesi (o Mebrure Hanımefendi, esrarı âleme vakıf kurnaz bir kâhin gülüşüyle ba- şın sallıyarak : — Ben zaten teşrif edeceği- i nizi umuyordum, demişti. Hakkı Paşa, oturduğu kana- peyi sarsan bir kahkahayla 8€- vincini ilân etmişti: — Amaa birader, gel, Gel. Az daha gülmeği unutuyorduk.. Meğer, sen bizim gışatı ruhumuz süruru kalbimiz mişsimi.. Cemil Rasih B., kadehini ha- vaya kaldırarak: — Şeker Osmanl. rışık bir sinir havası estiğini dü- Diye söze başlamış ve sık sık <4 i İ | ! Iktısat Ağne koruma Cemiyetinin Faaliyeti Ağaç koruma cemiyetinin fasliye- ti ilerlemektedir. Cemiyetin reisi İz- mir meb'usu Rahmi Hey © ösmiyetin faaliyeti hs Munmuştur e kadar memleketin muli e LO2, Bundan başın mevkesin delâlef ve İ nakti yardımıyla 18,470 kalem de mec canen dağıtılmıştır. Memleketimizde pek © çok . çeşit mevcuisa da bunların biz ihracat ii elverişli değildir. bilirsek dünyanın en mühim bir meys va ihracatçısı olmaklığımız kabildir. Çünkü bizim meyvalar #klimin oldukları evsaf yüksek rekabetten masundur. Bütün diğer ecnebi rakip memleketlerdeki fenni mesaiye rağ « men bizim meyvalarımız gibi İezzeti, kokusu, rengi ve sair evsafı itibariyle mümasili nefis meyvalar yetiştirile « memiştir. Bu tabii imtiyazdan istifa- de ederek cemiyetimiz- cinsleri fena meyvaları iyi cinslerle asılamıya ve meyvanın bakımı, hasadı, hastalıkla. rmdan korunması, tasnifi iyi, muhn- faza ve ambalâjı gibi mühim esaslar Üzerinde çalışmaktadır, Bu husuta en müzmir mesai sarfeden Kastamo - nu vilâyetimizdir. Kastamonuda Av- rupadaki fidancılar gibi istenildiği zaman 8 — 10 bin aşılı fidanı veyebi- lecek meyva fidançıları yetişmiş - tir. Memlekete olduğu kadar 'kendile ri İçin de çok menfaat temin eden bu senil istihsal eshabınm coğalmasını teşvik etmekteyiz. Cemiyet tedarik ettiği ağaç tohum larını şubelerine göndermekle teşeir faaliyetine bu cepheden de devam et- mektedir, Cemiyet programında mevcut fi « danlık tesisi hususunun bütün şube lerde tatbikr için calışmıştır. Demiryolları tarifesi ve sebze ; fiyatları Devlet demiryolları bazı eşya tarifelerini indirmiye kerar vers miştir, Bu cümleden olarak Ada- nadan gelen sebzeler için mu- tedil bir tarife koymuştur. Bu tarifenin tatbiki dolayısiyle bu havaliden gelen sebzeler burada çıkanlara rekabet etmektedir. Dün Adanadan iki yüz küfe sebze gelmiş ve piyasaya dağıl- mışlır. Çalı fasulyesi turfanda olarak 30 kuruşa satılmıştır. Ta- ze kabak 12,5 kuruşa kadar perakende satılmıştır. alkışlarla kesilen nutkunu şöyle bitirmişti: — Seni tekrar aramızda gör- mekle sevinçler. duymaklayız.. Sen bizim herkesten yakın dostumuz, herkesten çok Sevgi- limizsin.. Hayır. Hayır. Daha açık söyleyim: Sen, bizsin.. Biz» den bir: parçâasın.. Sen bizim neş'emiz, keyfimiz, aydınlığımız- sınl,. Seni, en elemli günlerimiz- de bile gördüğümüz zaman dü- daklarımızda bir tebessüm açıli- yor ve seni kaybettiğimiz zaman kahkahasını kaybetmiş bir adam kadar betbaht oluyoruz. Sen, bizim ağzımızın tadısn şeker Osman!.. Şeker Osman, bu nutkun ber hatırladıkça (Oşamar yemiş bir çocuk gibi kızarıyor- du. kelimesini (Bitmedi),

Bu sayıdan diğer sayfalar: