2 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

2 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n izel ve heyecanlı bir maçtan sonra Fransızlarakarşı bir galibiyet kaçırdık Kendi kalemizin önünde bir an | Köşede Vehap, Fener kaptanı Zeki ve Râsing İebçeni bir arada 7 Usttarafı 1 inci sayfada! Fransız'ların bir hayli uzun süren “Yaşa, Jarma mukabele edildi. Re- simler çekildi ve maç, Mister Alle nin idaresi altında başladı. Fransız takımı, kaleden itibaren Şu oyuncularla tamamlanıyordu: Riu, Meres, Niko, Tessen, Sel- fur, Lolka, Şurvart, Goleri, Ga ley, Veynant, Vehap. Fenerbahçe takımı da, dün yazdı- ğımız şekilde kurulmuştu: Hüsamettin, Yaşar, Ziya, Cevat) Müzaffer, Fikrel, Lütfi, Alâ, Ze. Ki, Niyazi, Hadi, Fenerbahçe takımı, ilk partide, gü- neşe ve rüzgâra Maçın ilk beş € bir fi. kirvermedi” Fakat“ Pöherbahçeğin iyi bir gününde olduğunu gösteren â- emet belirmiye | başlamıştı. Bil a en büyük derdimiz olan çalım ve jest, (Hayrete değer, değil mi?.) bugün yoktu. Bütün oyuncular, faj. solu Şuruşlarma, ve bazı isabetsiz liklerine rağmen, topu ayağına alır. almaz, arkadaşına yolluyordu. Nel güzel... Eğer uzun boylu Fransız- lara “karşı Topu havalandırmaam! aleyhimize olacağını, daha iyi kav-| rasâk, Fransız'ları tamamile kendi uyunumuza bağlıyacağız. Henüz Fran s'7'larda göze çarpacak (derecede fevkalâdelik yok, Toprak sahada yadırgadıkları to- pa Yürürken belli oluyor. Çünkü! yalnız topa değil, toplaberaber top- rağa da vuruyorlar. o Müdafileri de iri boylarına rağmen, geçilmez bir manzarâ göstermiyorlar. o Taç atış. ları, vücütlarımdaki inhina kabili yetleri, kafa vuruşları, sıçrayışları bizim için yeni ve kıymetli şeyler... Bununla beraber dikkat edilirse, Rasing'in sistemi, bilhassa miihacim huttmda tamamile W sistemidir. Vehap ortada ve ileride, hattâ) kalecimizin peşini bırakmaz vaziyet. te. “Açıklar, keza. İnsayitler, ge.) ride ve merkez muavin insayitlerin &- detâ ortasında oynuyor. *.. Fenerbahçe daha güzel oynuyor. Lütfi'nin aksamasına rağmen müha- cim hattının temposu yerinde. Mü zaffer arasıra vuruşlarmı falsolu yapmasa, muhacim hattını Fikret ka- dar besliyebilecek. Partinin yarısı na doğru Âlâ'nın bir şütü, beynelmi- lel Fransa kalecisinin hemen parmak» larma dokunarak Fransız kalesine ilk! ziyareti yaptı. Alkış. Alkış. Fakât bu gol ile beraber duraklar gibi de olduk. Yor- Zunluğun ilk alâmetleri bizde... Fransız'lara gelince; daha derle. nip, toplandılar, o Bununla beraber £ayretleri hemen çok defa, durğun ve yavaş görünen Vehabın ayağmda eriyor. Vehap, topu ya kaptırı. yor. Yahut pas seklinde açıklara a- tıyor, şiit yok gibi... | Bununla beraber fevkalâde bir kor-| | başlangıç gene lehimizde.. ner vuruşundan, Fransızlar mükem- melen istifade ediyorlar. Topu Hu- samettin yakalıyor. Fakat elinden ka- çırıyor. OKaleye yirmi metre ka- dar sokulmuş olan Relfur'un şimşek gibi bir şütü ve gol.. Şimdi birbireyiz.. Oyun müte- vazindir. Fakat arasıra Fransızlar le hine vaziyetler doğuyor. Ve Fran sızların cidden göze), zikzak paslı a- kınlarmı seyrediyoruz. Partinin 0- nuna doğru güzel bir akmımız ve Ze- kinin sıyrılarak meşhur solile çektiği bir şüt.. o Fransız kalecisi sol köşe- den giren bu tutulmaz misafire ancak bakabiliyor... ... — Ikintidetrede * Zifanin yerine Ce- vat müdafazaya alınmış, Cevadın ye- rine Mehmet Reşat girmiş, soliç Ni- yazi İle sağ açık Lütfi de yerlerini de-! giştirmişlerdir. e Bittahi bu şekil Fe. nerbalıçeyi kuvvellendirmiş olmıyor , Lütfi ile Hâdi yani sol hücum kısmı. Zeki, Alâ, Niyazi, anlaşma- sma uyar bir seviye değil.. Fakat Iyi oy- nuyoruz, gene fazla çalım yapmıyor, sayt yapmıya bakıyoruz... Bu gayret semeresiz kalır mr? Hayır. İşte Veha- bin güzel ve hemen ilk tehlikeli bir şü- tünü yakalamamızı takip eden güzel bir akın... Niyazinin iyi bir sürüşü ve Alâya pasr.. Alânın hafı ve bir Fran- sız müdafiini atlatarak kaleye soku- Juşu, kaleciyi şaşırtan bir ayak oyu- nu, şüt ve gol.. Bu üçüncü sayımızdır. Bire karşı üç. Oyunun bitmesine yirmi beş daki- ka kaldr. Fener takımı son bir guyret daha göslerse ve bilhassa daha çok müdafaa sistemine çekilse maçı kaza. nacak. Fakat bunu yapamıyoruz. Paslarrmız götüleşiyor. Fransızlar da ise yorgunluktan eser yok. Ayni hiz, ayni tempo.. Bununla beraber mü. hacim hattı ahenkli değil, Vehap ayni durgun ve yavaş hall. ni muhafaza ediyor. Ve bunun içindir ki, Fransız ar. kadaşlarile arasında bazan münaka- salar oluyor... Buarada *ol içle. ri Vehabı arkada bırakarak şahsi bir miz, sürüş yaptı. Sıkıbirşüt.. Fener kalesi, hiç beklemediği bir anda topu ağlarına takılmış buldu. Vaziyet tehlikeli bir şekil aliyor. Hehemenayni dakikada Alâ, ferkalâ. de bir gol fırsatı kaçırdı. Top kale! den kaleye mekik dokuyor. Rasing mühaeimleri Fener kalesine mükem- mel bir kombinezonla | indiler ve sağ! açıkları kafa ile topu üçüncü defa Fe- ner kalesine soktu. Fakat hakem bir hâtâ görmüş ve sayı yapılmadan evvel düdük çalmıştı. Fransızlar iti raz ediyorlar. Sonra hakemin dedi- gin! kabul ediyorlar. Maçın bitmesine 18 dakika var. Fransızlar, kalabalık bir hücumumuz! esnasında topa elle dokundular,, Bir| penaltı cezası kazandık, l Fakat bu cezaya itiraz eden Fran- sız sol müdafii, hakemi iter gibi bir hareket yaptı. o Hakem de derhal o- yundan çıkmasını istedi, Bu vaziyet oyunun bütün zevkini kaçırdı. Fransız nihayet sahadan çekildi. Buna rağmen Fener bu ceza vuruşun- dan, sayı yapmak istemedi. o Fikret çok zayif bir vuruşla adetâ Fransız kalecisine pas verdi. Güzel bir jest. Fransızlar, sayılmadı diye itiraz et- tikleri sayılarmı bu suretle kapatmış oldular. Bu dakikadan itibaren Fener takı- mı iyi değildir. Fransızlar on kişi oynamalarına rağmen, akım üstüne 2- kın opiyorlar. Ve bu akımların bi- risiyde, - İ'ener kalecisi, şaşırtıcı bir falö yapan Siki bir “Hiansiz şütünlü daha, hemen hemen ellerinin arasın- dan kaçırdı. o Artık üçüçe berabere yiz. Akabinde bir şütü daha güç Kür- tardık ve maç bir Fener akımı esna- sında bitti, ... Oyunun umumi hatlarını şöylece sizdiklen sonra, edindiğimiz umumi kaanati işaret edelim: Rasing takımı, takımı teşkil eden oyuncularının boyu,kafa ve hattâ ayak vüruşları ve dayanıklığı itibarile ol- duğu kadar, teknik itibarili de bi- zim takımlardan yüksektir, Fener, aradaki bu mesafeyi ancak oyuncularınm sürati, çevikliği ve şahsi maharetile kapatmıya muvaffak oldu ki, Fransız'lara faik cihetlerimiz de bunlardı. Fransız'ların kaleilerini pek fev- kalâde bulmadık. Müdafiler de »- ğırdr. Merkez muavinle, seyirciler tarafından kendisine derhal “Kelle!,, lâkabıtakılan diğer muavin Şarvani, Sol iç ve sol açığı çok beğendik. Fener takımına gelince; başta Fik- ret, Zeki, Âlâ olmak üzere bütün Fener takımı iyi maçlarından birisini yapmıştır, diyebiliriz, ... Misafirlerimiz, yarın ikinci maç- ları ayni sahada Galatasarayla ya- pacaklardır, Fransız'ların sahaya daha alışmış olacaklarını düşünürsek bugünkünden daha tehlikeli olacakla- rına hükmedebiliriz , Bakalım, Galatasaray takımımız nasıl bir netice alacak?.. A. Sırrı Karnera Hindistanda! Meşhur boksör Karnera Ame- | rikaya gitmiş bulunuyor. Ameri- ka Daye i bitirdikden sonra Hindistana gidecektir. Onun Hin- distan seyahatini tertip eden zat, Ağahan ile onunla birlikte çali- şan bir kaç mihracedir. Ağahan ile arkadaşları Karne- ra'nın Hindistan seyabati muka- bilinde kendisine 50,000 isterlin vereceklerdir. —5 — VAKIT 2 Temmuz 1932-—— > Boks âleminde Jozef Levi-Miladoviç maçı yapıldı, haksız bir kararla neticelendi Maks, tüy sıklet şampiyonluğunu muhafaza ediyor Evvelki akşam, Şehzadebaşın- da Millet tiyatrosunda birkaç boks maçı yapıldı. Bunların için- de en ehemmiyetlileri tüy sıklet şampiyonu Maks ile Sabeti ve Rodos şampiyonu Jozef Levi - Moladoviç maçlariydi. Rodos şampiyonu, malüm ol- duğu Üzre, gazetemiz vasıtasile boksör Yorgosu davet etmiş, maç yapılmış ve Levi ikinci devrede hükmen mağlüp sayılmıştı. Levi basmının kendisini sesine gayrı iddia ediyor ve Yorgosun diska- lifye edilmesini istiyordu. İşte bu suretle, Levinin kıymeti hakkın- da birçoklarını tereddüte ve şüp- heye düşüren o maç böylece ne- ticelenmiş ve Levi bir müddet sonrâ gazetemiz vasıtasile tekrar orgosa ve Yorgosle beraber hocası Moladoviçe meydan oku» muştu. Moladoviç bu daveti ka- bul etti. Yorgos da tekrar dö- vüşmiye amade olduğunu bik dirdi. Nihayet Jojef Levi- Molado- viç evvelki gece karşılaştılar. Ti- yatroyu dulduran az bir seyirci kütlesi Levinin bir iki ravat içinde #enileceğini tahmin ediyorlardı. İki boksör sahnede görününce bu tabminler artar gibi oldu. Çönkü evvelâ Moladoviç Istan- bulun en belli başlı boksörlerin- den birisidir. Sonra Leviye na- zsran daha uücutlu ve boyca faik bir mevkidedir. Fakat maç bütün tahminlerin bilâfına çıktı, Levi birinci ve ikinci devrede mükemmel dövüştü. Sayı hesa- bile de rakibine faiktı, Moladoviç üçüncü devrede açıldı. İsabetli bir iki yumruk vurdu. Devre le- binde idi. Fakat buna mukabil istiyerek veya istemiyerek iki hatalı vuruş yapmış ve bakemin ihtarını almıştı. Dördüncü devre de Moladovi- çin lehinde geçti. 5 inci devre Levinin lehinde idi. Moladoviç bir hatalı vwuwş daha yapmıştı, Levi ağlayacak bir balde hakem- lere dert anlatmaya uğraşıyordu Altıncı devre berabere geçti, Le- vinin yavaş yavaştekrar canlan- dığı görüliyordu. Yedinci, seki- zinc, 9 uncu devrelerde bu can- lılık devam etti. Levinin sayı be- sabile galibiyete gittiği bariz bir şekilde görüliyordu. Son devrede Levi faik vaziyeti kaybetmişti. Fa- kat cesaretle döğüşiyordu. Maç bittiği vakıt balk Jozefin sayı hesabile galip addedileceği- ni beklerken garip bir manzara görüldü. Moladoviç galip sayıl- mıştı. Halk kararı beğenmiyor, me Fakat tabii nafile,, i boksörün kıymetine gelin- ce; Jozefin eksikliği sür'at ve atılganlıktı, Her devrenin başlan- gıcında ilk yumruğu vurmakta Moladoviçten Ogeri kalıyordu. Sonra hücuma geçtiği ve Mola- doviçi sarstığı vakıt hücumunu devam ettiremiyordu. Halbuki bu hücumu devam ettirebilse hatta Moladaviçi nakavut bile Daveti, Saranga tarafından kabul edilen Yorgos edebilirdi. Bu maç hakkındaki son sözü- müz, bakem heyetinin haksız bir karar verdiği merkezindedir. Bu maç hiç değilse beraberlikle bi- tecekti, Hatta Jozef Leviyi galip saymak, mağlüp saymaktan da- ha adilâne de olabilirdi. Maks - Sabeti maçına gelince; Maksi Sabeti çağırmıştı. Kaza- Dırsa, tüy siklet şampiyonluğu unvanını da alacaktı. Fakat Maks vücutca hayli faikti. Eldivenleri beğinmiyen ve isteksiz eline ge- çiren Sabeti ise iştihasız döğü- şüyordu. Bir iki müşkül devre i Fakat ring tecrübesi kendisini koruyordu. ( Neticede Maks sayı hesabile kazandı ve Sabelinin intikam maçı için yap- tığı defiyi de kabul etti. Bu maçın galibi, bahriye ho- roz siklet şampiyonu tarafından davet edilmiş ve iki boksörda maçtan evvel bu teklifi kabul elmişlerdir. .. 7 Boksör Yorgosun, Levinin ikin- ci davetini kabul ederken, aynı zamanda bütün boksörlere mey- dan okuduğunu da yazmıştık, Bu meydan okumıya boksör Sa- ranga cevap vermiş, nizamname- ye uyan bir ringte ve gene ni- zama uyan bir eldivenle on beş devrelik bir maç yapmıya hazır olduğunu bildirmiştir. k A. Sırrı Muhafızgücü Bisikletcileri Mubafızgücü bisikletcileri has vanın fazla sıcak ve yolların taş- lık ve kumluk olmasına rağmen evvelki gün saat 1'de Divereğe muvasalat etmişler. Şehir hari» cinde Sporcular şehirde balk tarafından hararetle ( karşılan» mışlardır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: