4 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

4 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6 — VAKTIT 4 Temmuz 1932 Tayyarecilerin Kahramanlıkları Milletimizin en büyük hasletlerinden biri, yoksuzluk zamanlarında varlık yaratmaktır Artvin mebusu Mehmet Ali Beyin B.M. meclisinde beyanatı Büyük Millet Medisinde Milli mü daiaa bitçesi konuşulurken Artvin| meb'usu Mehmet Ali Beyin Willi mü dalaada havacılığın ehemmiyeti hak- kında söylediği sözlerin ük kısnunı la neşrelmiştik, Dikkat ve alâka uyandırıcı meli- malı İhtiva eden beyanalin neşrine bugün devem ediyoruz: Bu usul de şudur; Bir cismi sa- kil, yani müdevver bir küre, fındık - tan daha büyük cesamette, Bu küre nin ucuna üç ayaklı bir maşa takı - Wyor ve bir havai fiğengin içersine | bu cismi sakillerden elli altmış tane konür, Bu maşalar arasında da plâ- tin teller vardır. Bu fitekler tayya - Tenin dış yan taraflarma üçer dör -| der tane konur, Tayyare dört, beş| bin metre yükselir, İ 'Tam hedefe yani balonlara yana-| gir yanaşmaz rasit fişeklerden bir ikisini ateşler. Fişenk © tayyareden yüz, yüz elli metre uzaklaşınca pat - “Jar. Cismi sakil sukut kanumu mu - cibince düşer. Ve biribirinden teba- it eder. Bunlardan bir veya ikisi ba- dona vurur. Balonu deler. Maşalar cismi sakilden daha büyük olduğu ,İçin deldiği yerden geçemez. Ve ba- “Jonda bir delik açıp orada kâlır, Ba- Jondaki gaz açılan bu delikten çıkmı- Carmtz siökrlmasın, Bir parça da #5 lik meselelerini dinlersek; he - 45 lâzmm olacak * şeylerdir. Bir ır kiç hepimiz de o vazifenin » bulunabiliriz. (Şüphesiz ses- «) &ayyareyle siperlerin sinema » tografı almıyor. Ben, Alzas Lörende karşıki, #İperin içi gösteriliyordu. Bizden ev yel kolordu, fırka, alay, tabur, ku - mandanları seyretmişti, O gece de çavuş ve onbaşılar görüyordu. Bir siperde bulunuyorsunuz, : karşmızda dn düşman var; düşmanın &iper için de ne halde bulunduğunu, nereden mestur ateş ettiğini, cephanesinin, er! zakının nereden (geldiğini bilerek kavga etmek başkadır. Gözü kapalı kavga etmek gene başkadır. Bunlar, düşmanın muntazaman fayyarelerle fotoğrafımı alıyorlardı. Sonra arkadaşlar, tayyareciliğin «hemmiyetini kademe, kademe sayar ken tayyarecilerin de ufak bir âlet- le orduya, memlekete ne kadar bü - yük hizmetler yaptığma dair bir mi Mektubu bitince bir zarfa koydü.| 'Tagaminin resmini tekrar dolabın gö- Züne sakladı, Sonra âteşin bakışlı bir! kadın resmi, Murunın resmini çıkar - dı, Kalp dostuna da bir mektüp yaza-| cak kadar vakti var. Bonsuar Muruşka Dokuzunen gündür, Viyanadayım. Kafeste kapanmış bir sincop gibi sa- ga 8ola çirpıniyorum. Maalesef daha sinemada çalışmıya başlamadım. An- Maşıldığına göre (kıral) ın himayesi - me rağmen sabretmem lâzum, Stüdyoyu gezdim. Bir şerit çecri - dirken bulunmaklığıma müsande et - tiler. Artirtlerden birçok malâmat al dun Punların hepsi elâka uyandırı- yor. Fakat henüz arzum yerine gel- memiştir. Şimdiki filmin devam elti. gi müddetçe beni alamıyacaklar. Ta- gamiye birçok yalanlar yazdım. Eğer ona tesadüf edersen gaf yapma. Ona İşe başladığımı bildirdim. Sana #on (tebliği resmi) yi söyliyeyim: Hügo) traves şimdi buradan çıktı. Çok te - vardı, Saat beşte işleri bitiyor, ww) Roz Nuvar )u.x.. sal arzedeyim. Alzas Loründe rasıt- lık kursunda bulunurken bana rasıt- | Mubittin Bey Dün şehrimizden hareket etti Vali ve belediye reisi Muhittin Bey dahiliye vekili ile temas et- mek üzere Ankarara gitmiştir. Halbuki kısmı mahsusumuzda münderiç bir telgrafa nazaran dahiliye vekili Şükrü Kaya B. Bolu- Adapazarı tarikile ve oto- mobille İstanbula gelmektedir. Buna nazaran Muhittin Beyle Şükrü Kaya Beyin temasının lık dersinde beni uçuran genç bir! Adapazarında olması pek muh- mülâzim. 19, 20 yaşlarında bir zabit. ti. Hava bulutlu idi, o kadar şiddetli ateş vardı ki, bizim memleketimizde olsaydı, cephane israf ediyor diye mes'ul mevkiinde kalırdı. Mülâzim bakayım orada ne olu - yor diye kendi kendine siperler Üze- rine gitti, Yirmi dakika sonra avdet etti, bunun tayyaresinde 50, 60 yara vardı. Fransızlar Almanları fena halde sıkıştırmışlar, Almanlar muha rebeyi kaybetmek üzere iken tayya » reci 100 metreye inip mitralyozla Fransız siperlerine ateş etmiş, Fran- sızlar şaşırmış, kendi ordusunun da kuvei maneviyesi fazlalaşmış ve or- dusu da harbi kazannuştır. O günkü zaferi bir tayyareci yüzünden Al - man ordusu kazanmıştır. Sonra ar- kadaşlar, bizim merhum (tayyareci Fazıl arkadaşımız mütarekeden bir zz evvel İstanbul üzerinde bir kavga oldu, hatırlarsmız. Bir tayyare ile sekiz İngiliz tayyaresinin üzerine hü cum etti İngilizlerden bir rasıdı ya- raladı kendisi de yaralandı ve İstik- lâl harbinde Sakarya harekitmda ku- manda heyeti bir çok karışık malü - mat alıyordu. İşte arkadaşlar bu $t - rada kahraman Fazıl emayat yerine! paça süyu, lak yerine patates kulla- narak tayyaresile düşman üzerine uçtu ve hakiki haberi getirip kuman- da mevkiini o müşkül vaziyetten kur tardı. Zaten bizim milletimizin en bü yük hasletlerinden biri de yoksuzluk! zamanlarında varlık yaratmaktır, Ge ne arkadaşlar Çanakkalede bizim bir) tayyaremizin kanadma bir top mer - misi isabet etti, orada kahraman Türk yavrusu rasıt yerinden fırladı, ceketini çrkamarak deliğin o üzerine kapadı ve göğsünü yara Üzerine ge - rerek bü tayyareyi yere indirdi. İngilterede bizim zabitlerimiz tay yare kurslarında bulundular. Uçuş imtihanının en sonunda paraşütle in emk teklif edildi. İşte en son imti- han paraşütle tayyareden (o inmekti, Orada tahsilde bulunan zabitlere bu- nu yapacaksınız dendi. Diğer millet- lerden olanlar dediler ki Bizim ka - nunumuzda böyle bir mecburiyet yok tur. Türklere gelince bunlar kemali iftiharla ineriz dediler ve tayyarenin kanatlarma bindiler. 1000, 1500 met» re yükseldikten sonra biri sağdan diğeri soldan kendilerini atıp yere enlimen indiler. Bunu gören (diğer milletler de utandılar ve (paraşütle atlamak mecburiyetinde (kaldılar, (Yarın devam edecek) Yazan: jarski fakat zevcesi Bristül otelinde birkaç dostu ile çaya bekliyormuş. Bu ak - şom da beraber çıkmamızı teklif et- ti, Sevinçle kabul ettim. Gelip saat yedide beni alacak, Yanımızda dai « ma vekili umuru Kröger (bulunur. “Kıral, olan bir kimsenin tedbirli ha) reket etmesi lâzumgeldiği konaatin -! dedir. Krögerin yanımızda bulunma- sı dedikoduları keser. O bize parato- nerlik yapıyor. Noktal nazaran değişmedi. Viya -| na ne İstanbula, ne (Kislodoosk) & ne (Balam) a benzemiyor. Onu hiç bir) şehre kiyas etmem, Babamın küçük » ken beni götürdüğü yerler dimağım- dan silinmiş. Kislodovsk bir kaplıca şehridir. İstanbul ve Batum birer Hmandır. O) ralardaki halk otembeldir. Tabiatı) seyrederler, güneşte ısınırlar, yerler) ve uğurlar. Viyana ise alev âlmiş bir şehirdir. İnsanların hepsi telâşlı. Bir an dur-| muyorlar. Koşa koşa o yürüyorler. Yüzlerinden düşüncelerini > anlamak imkânsızdir., Başları havada, etekle -| ri lık çalarak, habire o koşuyorlar.! temeldir. 1,703 Almanyada bukadar gazete var! Berlin, 3 (A.A) — Alman gae- xetecilik enstitüsünün istatistik- lerine nazaran almanya'da 4,703 gözete mevcut olup bunun 976 sı siyasidir. En yüksek traj, 559,950 ve en aşağı traj da 55 dir. Bulgaristanda ——— Bir komünist teşkilâtı meydana çıkarıldı Sofya, 3 (Hususi) (o Çervenbirgde bir komünist teşkilâtı meydana çı - karılmış ve teşkilâtın Varca ve Pi - levne sancaklarındaki — şubelerinden gelen 15 murahhasın iştirakile yapı - lan toplantı zabıta tarafından ha - ber alınarak basılmış ve 18 i de ya- kalanarak mahkemeye verilmişler - dir. Bunlar müdafani vatan kanunu mucibince muhakeme edileceklerdir, Hayır sahiplerine müracaat "Topkupı Türk Wikaraperver Hayır müs; eanrsesinden: Kişm en çiddeğli günlerinde Ufıkârayal meocanen körler tevali müessesemizin zu el tat fanliyetlerinden olduğu cümlenin ma - Vümü olduğundan bu gibi günlerde işti mu svenetin tevsi için hayırpervef (insaniyetli bazı muhterem #evat tarafından kömür mü bayaası için nakdi teberrüntta bulunulduğu! kemali şükranls görülmektedir, bu, esnada vaki olan tebeberrüntten kömür mübayas - # balinde az kömür için çok part sarfma mecburiyet baml olduğundan eshabı hayrın küretirün ucuz bulunduğu mevsimde teber « rülerimi (fa buyufdukları halde ayni mildtâr) mebliğia daha gok kömür mübayaası müm kün olacağından lütfu bayırkârilerinin ib - gelin! şimdiden ia buyurmaları hususunda erbabı şefkat ve mürüvvetin nâzarı dikkati lerini eelbeylemeyi bir vazife telâkki eyle dik, Beyoğlu altıncı noterliğine Efendim, 3 Temmuz 1932 tarih ve 4493 No: hı re'sen tanzim edilmiş olan senetle M. Kemal paşa kazasına tabi Kumkadı köyünde mevcut sahip ve maliki bulunduğum ko- yunlarımı tüccardan Vahit Efen- diye satmış ve rapasım tamamen almış olduğum keyfiyetin bilin- mesi için mahalli gazetelerden birinde ilânını reca ederim -efen- dim. 3 Temmuz 1939 ihte Kumrulu mescit mahallesinde 94 No:h hanede müsalireten mukim Ragıp efendi. Di Burada güzel, hem çok güzel kadın- lara tesadüf ediliyor. Maalese/ hep - si yanaklarındaki allıklara reğmen yorgun görünüyorlar. Sana şunu haber vereyim. Son moda düzgün o- larak kiremit rengi kullanılıyor. Göz lerini ve kaşlarını bizden başka tür- Tü boyuyorlar. Bune geldiğim vakit anlatırım. Ah Mura bilsen burada ne mağa- salar, ne lokantalar, ne tiyatrolar var! “Kırel,, her gün gelip beni Gran- dotelde ziyaret ediyor. Dün bana ko- de mahfuz asl, ca bir deste banknot vererek dedi ki:| — İşte size küçük masrafınız için eli milyon. Sevincimden sıçradım. Fakat bu elli milyonun ancak üç bin Türk li- rası ettiğini öğrenince dondum kal. dım, Gittiği zaman Kendimi yalmız ve, mükedder hissettim. Düşün ozizem a- pârlımanımda koca tencereye konmuş tek nohut gibi . kalıyorum. Salonum Beyoğlundaki oRoznuardan . büyük. Yatak odamda iki büylik yatak var. Yakit geçirmek için bazan birinde, bazan ötekinde uyuyorum. Banyo sa lonumdaki banyom içinde bir fil yp- kanabilecek karlar kocaman. Ya lâm- balar, Her köşede bir lâmba. Keşki burada olsan! Böyle yalnız yaşamak gücüme gidiyor. Servetimi yerlere 4€-| riyorum, Banknolları çarşaf gibi ya- Dairci aliyenizden musaddak (Üst tarafı 1 inci sayfamızda! kuvvetli göstermiyordu. Çünkü ev - velce sakatlanan Burhan, üç aydan beri ilk defa takıma giriyor, gecen- lerde kolu kırılarak hastanede ya - tan Tevfik de, kolu sarılı takıma 2 Imıyordu. Diğer ,.taraftan en belli başlı müdafaa uzvu, Mithatm oyna « yamıyacak halde bulunması, yerine Bülendin ikamesini mucip oluyor, ve takımda Necdet, Rasih, Bülent gibi üç yeni oyuncu ilk defa mevki al - miş bulunuyorlardı. Sinir, nefes azlığı, yer yadırga - ma, falsolu vuruş gibi şeyleri de ilâ- ve ediniz Rasingle karşılaşan dünkü Galatasaray takımı :: gözünüzün ö - nünde tam bir vuzuhla canlanabilir. Maçın, ilk otuz dakikası, yegâne heyecanlı, zevkli, ve hadisesiz kısmı- dır. Fransızlar birinci sayılarını, sol açıklarının meşhur kornesile kazan -| mışlar, Fransız sağ içi topla bera -, ber kaleye girmişti. Buna sağ açık Needetin, çok güzel bir sürüşü, atlı tışı ve şimşek gibi bir şütile ve he « men iki dakika sonra mukabele et - İ tik. Ne yazık ki bu sayı ilk ve son sayımızmış., Tesbit ettiğim hareketler şunlar: Avni güzel bir şüt kurtardı, ofsayt ka- idelerini İyi tatbik ediyoruz; vuruşlarımız çok kötü, Nihat sinir içinde, Bülent iyi ke #iyor, fakat onalrın ayağına atıyor, Supk! yi fena atlatıyorlar, kalecimiz © güzel bir kurtarış yaptı, Lebleli iyi değil çekingen ve ürkek, çok ağır oynuyoruz. Suphinin bir ıakasını kalecimiz güç kurtardı, Leblebi yürümüyor. -Aleyhimize bir korner daha, bir kafa golünü kalecimiz güç kurtardr. Bağ açık Necdet günün en İyi oyuncum. Fakat bir aniik bir tereddüdü, bir sayı kaçırmamıza sebep oldu. Rebii çalım yapı" yor, halkın (Kelle) ismini taktığı Fran - sx muavinini boyuna atallıyor Ve İtiğdiri yor. Lablebinin “güzel “bir gütlnü Fransız kalesinin direği 'urtardı, İşte ilk 30 dakika, Bundan sonra, çoktan beri görtlmiyen tuhaflıklar! başlıyor. Meselâ maçın hakemliğini| yapan, milli takım antrenörümüz Mis ter Pağnam. devrenin. bittiğini. ilân; ediyor, halbuki devrenin — bitmesine daha on beş dakika var! Kısa bir fasıladan sonra maç tek rar başlıyor, Fakat artık zevki kal- mamiş gibidir. Oyun sertleşiyor ve hızlaşıyor. Fransız sol açığı müthiş. bir koşucu. Topu ayağına alında 50- luğu bizim kalede alıyor. Böyle bir; anda Fransızlar ikinci sayılarını ka zandılar. İki sayı tehlikesi daha at. Yattık. Bir sayı fırsatı kaçırdık. ve devre bitti. ... Cehennemi denilebilecek bir sinir. buhranı, sert ve kazalı geçen İkinci! devrenin tesbit edebildiğim hareket - Teri de şu: Bürbanın feci bir ıskam, kalecimizin bık olan işbu ilân ber mucibi talep muhatabı Istanbul “Vakıt,, gazetesine tebliğ olunu. İ 3 Temmuz 1903 | Beyoğlu altıncı noteri H. Kamil geen Üzerle «| kendimi madam Mo. takların üzerine rinde yatıyor ve rozova farzediyorum. hayal hoşuma gidiyor. Yalnız bu sabah o - | da hizmetçisi kahveyi getirdiği za - i man beni notlar arasında upu - muş görünce ar kalsin | “dindeki tepsiyi düşürüyordu. Beni mutlaka deli zannetti, Paraların hep sini gözlere doldurdum ve kilitle - dim. Böylece her tarafta koronlar gö receğim ve serpelimin bitmez tüken -| mez olduğunu zannedeceğim, Zaten | büyük masraflar bana ait değil, (Kı rel) hesap puslalarını Krögere ver - mekliğimi söyledi. Kröger bunları ö- diyecek, İçimi sıkıntı basacak olursa çıkıyor ve dükkânları geziyorum ve canım ne isterse alıyorum! Roblar, i mantolar, ayakkabılar, şapkalar, çe maşır, ipekten içi kuğu tüyü ile dol durulmuş ayak yorganı, ne bulur - sam alıyorum. Senin naşiketini ay - nen tatbik ediyorum. O benü âşık - ken parasile K olan her şeyi a -| | Ep saklıyorum, Ringşirasenin o dükkâncileri beni | tanımıya başladılar. Bana tebess'im ediyorlar, ben geçerken selâmlıyor - lar. e e) an vekili umuru bana de- : ! o — Keyfinize bakın! Öteki metres- leri sizden beterdi, Mücevher satın alırlardı. O daha pahalıdır. Galtarlay ire Lari ıki sayile yenildi kurtarış, Rasing skin üstüne akm yaf yor, bir fki hamlemiz, Mehmet Sallmis İ buçuk santlik oyunda ikinci gülünü Frei #iz Külecisi kornere atabildi. Bir Bi miz daha, Hakem Fransımlarm Ge! bir ponaltr cezası veriyor. İstifade ©ö mk müsavalı temin edeceğiz. Fakat 28 medin şütünü kalesi üstadana bir di raşile kurtardı. Canlılığımız devam ediy” Rehlisin güzel bir pasını Leblebi bebis ti. İkt fenm tehiika dnhn mtlatirk. ci dakikada bütün halkı rstrapla vrf diran bir fedakârlık ve bir hâdise; KaM mize doğru inen topa orlarm merkez #8 hacimi ile kaeleimiz ayri mesafededir. fi #i de koşuyor. Birisi tutmak diğeri vurmak için aıçrıyorlar fakat ayni kafa kafaya vuruşarak cansiz birer gibi yere uzanıp hareketsiz kalıyorlar top Avninin elleri arasındadır. Oyun. duruyor ve zavaliz iki oyuncu, yun sahası haricine çıkarlıyorlar. Wra$ malar “Doktor. doktor, diye baykırsar İnr. Maç bittabi duruyor. İlki oyuncu bağl gi haldedirler. On dekikn sonra ayağa kâtkıyor yüzühün sağ kımı kam Si Gindedir. Avninin vaziyeli ondan fens. zünü sarıyorlar, Avni arkadaşlarının kol ları arasında yürümek fstiyor, etli ancak gidebiliyor ve sedye İle hasta! götürülmesine mecburiyet hâsll oluyor. Maş tekrar başlıyor. Ulvi Kaleye ge$ miş, Rasikin yerine de büyük Necdet miştir. Fransız takımına da Cuma #ol aşık oynıyan ve halkım kendisine  hal ÇBubuly ismini taktığı küçük bol ve sevümil oyuncuları girmiştir. Oyunumuz gittikçe kötüleşiyor. Bunuü la beraber bir arsik son bir parlayış ye Pıyoruz. Fransız kalesine şüt üstüne atıyoruz. Kalecileri güzel kurtarışlar ya piyor. İki tarafta bilhassa bizimidlörde Yi gunluktan adım alacak hal yok. Buna rafi yen açıklarım gayretine iptikal eden oyü Gehenmemi bir hız alıyor. Topu ayni dal kafa iki kalenin önünde de görmek tüm kün. Maç bilmiye depru gidiyor. de bu aralık oyundan çıkınca berbatlaşi yoruz, İki taraf da gık ex ve kasten bati yapıyor. Bir aralık kalemizin önü kopartacak bir kercü merç 2 gösteriye başladı. Topa vuramiyoruz. EĞ le adam bile tutuyoruz Fakat bereket sin Ulvi de Avniden geti kalmıyacak isil kill vaziyetler yapıyor. İki muhakkak yolan daha kurtuluyoruz. Bıkışıldıktan belâ kurtulunca ayni cehennemi hız teki huşladı. Berubere kalmamız da, bipa kacfi” Gele, yenemez EN eee. Biel Âynl hava içinde düdük çalıyor VE Hiç iyor. İşte dünkü maç. Son sözümü cümle İle bitirmek istiyorum; Eğer yorgun ve bilhassa sini olmasaydık, eğer Galatasaray takı * mı, İyi bir gününde olsaydı, Fener İ bahçe kadar ve belki ondan da bir netice alacaktık, Fakat. A.S: Yunânlılar yenildi Belgratta Balkan maçlarran de vam edilmektedir. Evvelki gün Bu! garlarla Yunanlılar o karşılaşmışla! ve Bulgar takımı Yunanlıları da #i fıra karşı iki sayı ile yenmiştir. Türk Spor'un bugünkü iNâvesi Türkspor, dünkü Galatasaray Rasing maçı münasebetile ba gün bi ilâve sayısı neşretmiştir. Maçm taf silâtından, resimlerinden maada VW habın Fener maçı münasebetile yağ dığı makale, Balkan kupası maçları © nın neticeleri ve diğer haberler bil © hassa şayanı tavsiyedir. N Bana güzel mücevher getirdi. ni gerdanlık küpeler, kaldırın ts4 çok! dar büyük elmaslı iki yüzük. D ki: ii söyüzgüniz. Since İzin bini. deyi >. Sinema niz, Yelniz İsmimi vermeyi, saret tandır. ğ dersin? Çünkü cicim. Gücenme 9 Daha onunlu beraber kalmadım, © la ısrar etmiyor. Nazime darılme ” yor, Sona yemin ederim ki, ziyor€ 8 dini her beklediğim zaman 7 “Artık bu mutlaka bu sefer ol£ cak!, diyorum, Fakat ne Bir dela geldi mi, iradem eriyofi çirkin bir cdam değil fakat lü3* mundan fazla pembe, tallı bir şeğ © deta diş macununu andırıyor. Asıl meseleyi yazmayı ünü fi dum. Krüyer tecrübe i çin beni Sinemara stüdyolarına Mz. türdü. Beni bir demir sandal, 1 turtinlar. Vaz sahne Monte bir daraçada oturan bir düşesi” ge sim gibi durmam: söyledi. e. bir tavırla ve yavaş yavaş gözler”. tulumbacı arabası, süpür geleri ve kovaları üzerinde gezdir. dim. Runlerin yerinde bir plân © funa kendimi inandırnya dım, Vazın sahne bağırdı: (Bitmedi) i

Bu sayıdan diğer sayfalar: