13 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

13 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 4 © Başvekil Sergide İ ismet pasa hazretleri dün Yalovadan geldiler ve sergiyi gezdiler Başvekil Ismet Pş. Hz. dün eden sonra Yalovadan şebri- mize gelmişle Ismet Pş. Sinop meb'usu Recep Zü başvekâlet bususi möü- dörü Vedik, Mubittin Beyler olduğu halde saat on ye- diye doğru refakatlerinde tü, kalem vali Sakarya Dolmabahçe sarayına gelmişler, saray den çıktıktan binerek doğruca Galatasarayda rıbtımına yanaşan motör- sonra otomobile yerli mallar sergisine gitmişlerdir. Başvekilimiz sergide, sanayi birliği umumi kâtibi Nazmi Nu- ri, sergi komiserlerinden Musta- fa Hayri beyi tarafından kar ve bina rle tertip heyeti lanmış, bahçede dahilinde bulunan halk tarafından lardır, Ismet Pş. Hz. serginin payonlarını gezmiye baş- lamışlardır . dikkatle gezdikleri pavyonlarda iştirak edenler müesseseye ayrılan kısım- larda duruyorlar, müessese sa- hiplerile görüşerek dilekleri hakkında yorlar, veril alâka ile dinliyorlardı. Tüccar vaziyelinden mem- nundur her sanayi şubesine şiddetle alkışlanmış- bundan sonra Başvekil vaziyetleri, sualler soru- n izahatı büyük bir Hemen ait fabrika sahip ve mümessil- leri Paşa Hz. nin vaziyetlerinden memnuh olup olmad tış vaziyeti müsbet cevaplar veriyorlar ve bilhassa son gümrük tabdidatı- nın yerli sanayia büyük faideleri dokunduğunu Temişlerdir. arı ve sa“ ındaki suallerine Madeni eşya rikası mamulâ ken de fabrika sahibine vaziyet- ten memnun olup olmadıklarını sormuşlar, fabrikacılarda : pa tenjan usulü yerli fabrikaları ihya etti, Demiş'erdir. Başvekil,konterjan usu'i zanelmiyerek yerli sanayiin, gümrük himayesi altında bulundurulduğu azami derecede tekemmülüne çalışılması ve himaye usulü mev- cut olmadan dahi ecnebi mamu- lâtile rekabet edebilecek bir dereceye getirilmesi lüzumuna işaret etmişlerdir. İsmet paşa Kütahya çinileri hakkında izahat istemişler, Kütahya çini son zamanlarda bilhassa inhisar likörleri için çini kaplar ısmar- landıktan sonra iyi bir vaziyete girdiği izah edil miştir. Diğer müesseselerde Paşa Hz. bundan Sonra Bursa pazarı, Şile muallim birliği koo- peratifi, Zingal kereste fabrika- ları kısımlarını müessese sahiple- lerinden ayrı, ayrı izabat alarak gezmişlerdir. Bursalı Bıçakçıaptı zade Remzi Beyin pavyanu önün- den geçerken müessese sahibini tanımışlar, hatırım sorarak şun- ları söylemişlerdir : tetkik ederler- — Çok müemn Kon - nü daimi ğinin kendilerine — Na i geçen sergi- lerden tanıyorum, ha iyi gördüm.,, Remzi Bey, Paşa Hazretleri- nin bu seneki işlerin nasıl gitti- ğine dair sorgularına da bu se- ne vaziyetin geçen seneye naza- ran daha iyi olduğunu söyle- miştir. Adapazarı bez fabrikası kıs- mma gelindiği vakit Paşa Hz. zi bu sefer de İ | molörile | | tütünü içer. i Irlanda'nin fabrika sabiplerinden Ratıp Be- yin elini sıktıktan sonra fabrika mamulâtını tetkik etmişler. iptidai maddelerin de yerli olup olmadıklarını sormuş lar Ratip Bey bu sual den bir nev'inin Avrupa iplikle- yapıldığı cevabını birer birer bezler- rinden rek: — Yeni yapdar ver- bize bu nevi i iilerin temin edil - mesini bekliyoruz. Demişlerdir. ipekiş paviyonunda Paşa Hasretleri İpekiş pavi- yonunda da bilhsssa kendilerine | bir “krep Keriman,, durmuş- lar, kumaşın ismi olduğu söylenilince: YE memnun oldun Başvekil Hiz. Z viyonunda bir müddet dinlendik- ten sonr: inhisar idareleri pavi- yonunu da gezmişlerdir. Türk tütünleri Burada tütünlerimiz bakkında: — Bu dünyada olan Türk Türk tütünü insanın gönlünü ferahlatır, içini açar. Demişlerdir. Necip B. yerli radyo paviyonu demi: daha fazla l ak fabrikalardan al şirketi pa- | İ büyümek gezilirken de Necip Beye des | mişlerdir ki: yonun büyük bir vardır. Radyo köylere kadar tamir edilecektir. Çok çalışmanız lözm - dır. ismet Pş. Hz. burada bir müd- det kaldıktan sonra sergi bah- çesine çıkmışlar ve bahçeyi dol- duran halkın alkış'arı arasında sergiden ayrılmış'ardır. İsmet pa- şa İz. sergiden çıkarken Binemi iri beyi ve sergi tertip he- etini tebrik etm iştir. et paşa Fiz. sergiden çık- istikbali tıktan sonra otomobille şehirde bir gezinti yapmışlar, sonra Pe- röpalas oteline gidörek geceyi orada geçirmişlerdir. Sergi temdit edildi Yerli millar sergisi dün de çok kalabalık olmuştur. Sergiyi gezenlerin miktarı dün akşam 156,300 kişiyi bulmuştur. rağbet karşısında ün daha temdit ed r verilmiştir. Sergide en çok beğenilen ku- ilmesine | maş müsabakası için gönderilen reylerin tasnifi dün de tamam» lanamamıştır. Tasnife bugün Bey- oğlu No'eri Salâbattin Beyin ne- zareli altında devam edilecek, netice yarın ilân edilecektir, ingilterede müthiş Bir fırtına Londra, 12 (A.A) — Bir çok günler devam eden sıcaklardan sonra bu sahah gerek Londra ve gerek İngiltere, İskoçya ve mubtelif yerlerinde şiddetli bir fırtına çıktmıştır. fırtına , bilhassa Hungtindon kontluğu dahilinde, İrlanda'da veÜlste'in şimali nevabisinde buğ- day mabsulâtı ile meyvalar ha- sara uğratmıştır. Ölster'da Tyro- ne ve Dokegal kontluklarında yıldırım yüzünden yangınlar çık- ımışlar. Londıra havalisinde 341 tele- fon hattı bozulmuş ve işlemez birhale gelmiştir. le Derse davet Halkevi Temsil Şubesinden: Ders almak için «vvelce mu- kayyet olan talebelerin pazartesi günü saat 17de Gülhane Bah serginin | İ uğraşır, çocuk Bu | | esi methalinde, Alay köşkünde- | İ ki müdürivete müracaatları. VAKIT ıbbi Çocuklarda iştahsızlık Yazan ı Müderris Kadri Raşit Paşa ii Bahisler tat annelerin şikâyet - ini ve belki en çoğu- nu teşkil eden çocuğun lenebilir ki, doktora götüren annelerin tahmi nen onda dokuzu diğer şikâyet- lerin yani başında bir de çocu - iğinden ve da mek mecburiye « ndan bahsederler. ğun yemek yem ima zorla ye tinde kald. Çocukların ğunun hemen dâima iştahsız ol- maları kabil midir? Gibi bir su- ale verilecek fenni ve mantıki ce | vap: hayır! dan ibarettir ve bu cevabın ispatları da pek aşikâr- | dır. Çocuk hem yaşamak hem de için yemek yemiye muhtaçtır. yaşamak için yemek ihtiyacın - da olan büyükl ziyade beslenmek zaruretinde bu e tabiat Ooçocuğa daha büyük bir yemek arzusu iştir; nitekim de çocuk ber at kilo nispetile daima kâ - hilden daba fazla yemek yer. » nispetle daha lunduğu cih O halde, bütün bu ana ve ba- balar yanılıyorlar mı? gibi bir suale de: — Bir çoğu hakikaten yanı- lıyorlar! diyeceğim; bu yanılmak ta esasen Fazla ana muhabbetin- den ileri geldiği tabiidir, Buyamımatn sebeplerini ar m. Zahiren hakikaten ço- olduğu manza rasını haiz olmasının sebebi ek- etle meme emmekte olduğu devirlerde bir miktar da ye - esine başlıyan annele » | a meme ile karnı doy- | saatlerde yemek ye- dimiyd ağraşmalamdre. Çocuk tok olduğu cihetle red deder; annesi zorla yedirmiye yutmaz, çıkarır, nihayet annesi onu kandırmak i- çin bin bir çareye müracaat e - der; etrafında eğlenceler tertip eder; kediye bir lokma, sana bir lokma! Yahut bü iş için taş bebe ğe müracaat edilir; bak o yiyor; sen de ye! ilâh.. gibi eğlenceli kandırmaklarla, çocuk (kaçıp da öbür odaya gittikçe arkasın- dan elde tabak ve kaşık takip et mek suretlerile eğlence dolu bir sahne içinde çocuğa yedirmiye muvaffak olur; lâkin, bu suret - le muvaffak oldukları ozaman- da çocuğu böyle alaylı safalr yemek yemiye de alıştırmış olur lar. Artık çocuk her öğünde bu ko medyayı bekler ve onu temin çin de naza başlar vebu naz- lanma biraz sonra tabiat halini a lr ve çocukta iştahsızlık man - zarası teessüs eder. Bazan da bir ruhi hastalık gi | bi çocuk kendisini böyle zorla yedirmiye alıştıran ânne ve ba bayla yemek yediği zaman nazı yapar da yabancı bir yerde, başka (o çocuklarla bulunduğu zaman muntazam ve mükemmel yemeğini yer. (Sonu yarınki saytmızda) Dr. Kadri Raşit Tıp Fakillesi müderrislerinden | iştah » İ bir muhavere İle bitmişti: çocuğunu | böylece bir ço - | Binaenaleyh, yalnız | | miralayla karşılaştı. “R,, bu Yazan Şomer- set Mog' ham 1 - Miralay R... Umumi harp başladığı zaman memleketinde bulunmıyan #mu - harrir Aşenden ancak eylül bi - dayetinde geri dönmüş ve bir zi yafette orta yaşlı bir Ziyafetten sırada miralay konuşmuşlar, müsahabeleri, kısa miralayla tanışmıştı. çıkacağı ona yaklaşmış, — Sizinle ayrıca görüşmek istiyorum, beni ziyaret etmez mi | siniz? — Hay hay! İstediğiniz za - man gelebilirim. — O halde, yarm on birde bekliyorum. — Alâ! Aşenden kartımı çıkarmış, mi | ralay da adresini kartım arka - sına yazmıştı. Ertesi gün Aşenden, verilen adrese gitti. Ona gösterilen evin “satılık,, mıştı, Pencerelerin hepsi kapalı, içerde hayattan eser yoktu. Aşen den zile basmış ve kapıyı bir ça vuş açmıştı. AÂşenden, onun pe- şinden giderek gösterilen oda - ya girdi. Ve orada, istihbarat dairesinde “R,, harfile ( tanılan ortaca boylu, ince, saçlı, diş fırç bıyıklı, bir adamdı. Yüzünün en bariz vasfı, mavi gözlerinin âdeta bitişik ol- maşıydı. Bu sert, bu şiddetli göz ler kimseye inanmıyan, güven - üzerinde levhası asıl » kurşuni sından farksız | miyen gözlerdi. Miralay, muharrir Aşendene bir sürü sualler sorduktan sonra | onu istihbarat dairesine alabi - SALLA ği : birkaç lisanı iyi biliyor, ve onun her yerde dolaşmasına müsait bulunuyordu. İkisi bu ci hetleri görüşüyorken miralay, ye ni arkadaşına bir ders vermiye başladı: — Şimdi beni dinleyiniz. Si- ze kaç gün evvel vukubulan mühim bir hadiseyi nakledeyim: Fransa nazırlarından biri, teda - vi ve istirahat için Nise gitmişti. Yanmda pek mühim vesikalarla | dolu bir çanta vardı. Fransız na- zırı Nise vardıktan bir iki gün sonra altın saçlı bir kadınla ta - nışmış ve onu bir gece oteline gö türmüştü. Sabahleyin uyandığı zaman kadın da, çanta da kay- bolmuşlardı. Nazırın kanaatine göre, kadın, yatak odasında iç- tikleri içkiye ilâç katmıştı. Miralay, hadiseyi anlattıktan sonra Âşendenin yüzüne bakmış ve ilâve etmişti: — Mühim değil mi? — Zannetmiyorum!. — Neden? — Çünkü bu vak'a, dediğiniz gibi birkaç gün evvel değil, bir çok senelerden, asırlardan beri tekerrür ediyor. Mubharrirler, ©- na dair binlerce roman yazdılar. Mevzu o kadar köhneleşti ki, ar- tık muharrirler, ona yanaşmıyor- lar. — Haklışın. Fakat kaybolan vesikalar o kadar mühimdi ki. — Ne kadar mübim olursa ol sun, bu vak'a, artık bir muharri- re ilham veremez. Miralay, yeni arkadaşının söz i lerinden hoşlanmıştı ve talimatı- nı vermiye başlamıştı. Aşenden ertesi günü Cenev » reye gidecek ve orada çalışacak - İ tr. Miralaym son sözleri şunlar- dı: — Unutmayınız ki, yâpaca - 13 Ağustoğ, CASUS Beynelmilel Esrarengiz Kuvvetler ğınız işlerden dolay! teşekkür etmiyec xw irarsanız, si Nasıl yardım etmiyecek. N geliyor mu? — Evet. 6 halde selâmete Bİ 2 - Bir ziy yar üp dola; şıy re onun merkezi idi. Bir“ Fransaya gidip raporlari miş ve geri dönmüştü gün evvel Hintli ajanlar hel” İ ri gelmiş ve Bingale r bir Hi olan di İ den geldiğini, yanında yi alâkadar edecek vesi şıdığını haber vermişti da Almanya ile me distanda iğtişaşlar çık#' | giltereyi oradan asker çı” i maya mecbur etmek içi yorlardı. Berlinden yar galelinin çantasını. aşı” zımdı. Hintli ajan Za İ vaşmış, fakat buna mun Nih çantasını, Zurih gaj dairesinde bıraktığı muştı. İngilizler, derhal geçerek ve Bingaleli 8'İ bir sürü ittihamlarda bU onu tevkif ettirmişler, fi gaj dairesindeki çantay' Alman İngilizler de çantayı ele mek için uğraşıyorlardı. /$ lar, mutat resmi vasıtal nu elde edemiyeceklerini y dıklarından onu çalmıy# ve tertibat # lamamıştı. 4 ) R «.rememişlerdi. vermişler Hintli ajan bunları 1 ve Almanların gece yar ki saat sonra bagaj dai arruz edeceklerini habe ti, Kaybedilecek vakit yok” Aşenden, derhal hareli rek Berne giden ilk treni dı. Dört saat sonra Berr giliz istihbarat dairesini” kezinde idi. Orada kari uzun boylu adama mesel; lattı. İkisi düşündüler V* # verdiler. Hadiseyi İsviçr* metine bildirecek ve Aİ” tecavüzü bu suretle ak” Nitekim böyle yapıl İngilizler gibi Almanlar # tayı ele geçirememişler0" y den hadiseyi (o haber — sonra hemen Cenevrey€” e ti. Ortalık buz gibiydi? 4 man gölünden bir vap” mek lâzımdı. Çünkü © gidip gelip durması bel dikkate çarpardı. Le ri? müthiş bir fırına geçiri! vi şenden vapura girdi “9 rkça bir yerde oturdu. — her hafta bu gölden ip geçiyor, raporlarını ver mat alıyor ve İsviçre “ * kendisini tanımamasi i9' rece ihtiyatlı davran”. viçre zabıtası onun Li 0 meşgul olduğunu anlıy*' sa, onu derhal hudut tardı. İsviçrenin bita let olması, onun bu # ket etmesini icap © Buna rağmen İsviçre rafı, ajanlar, casuslar gt 1 yi rıyacaktı. bif y* yiri W ler ve iğtişaşçılarla de İsviçr? vaziyet karşısında dn meti son derdi uyan rak bitaraflığına t07 mıya ç ordu. ya çalışıyordu ve”

Bu sayıdan diğer sayfalar: