16 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

16 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 8 Genç Nesille Başbaşa esef birinci kısma ithal etmek lâzım. Sporla meşgul olmak is- tiyen az çok kimse var fakat bu arzularını tatmin edecek muhiti bulmakta ne kadar müşkilât çek- | tikleri meydanda.. Bir memleket sporcuları az veya çok muvaffak oluyorl:rsa bunun esbabını hiç şüpbesiz muhitte aramak lâzım gelir. Acaba neden bizde de bir Amerikalı bir Alman kadar mu- vaffak koşucu atlayıcı yetişmiyor. Bu muhit içinde futbol ile Iâ- yikı veçhile meşgul olamiyorum dostum, nerde kaldı ki bir ikinci ve üçüncü spor şubesile, Esasen futbolda terakki edemeyişimizin bir sebebide benim gibi hemen bütün futbolcuların gayretlerini ayak sallamıya hasretmeleri baş- ka bir spor şubesile meşgul ol- mamaları değil midir. “— Mil takım hakkındaki fikirleriniz ve kimleri takdir edersiniz? — Bence milli takımımızı mu- vaffakiyete götürecek birşey var: | Idare edenlerle, idare olunanla- nn mütekabil hüsnü niyet sahibi olmaları. Eğer idare edenlerde hâlâ mevcut olan bu inbisarcı zihniyet ve idare o'unanlardaki bu lâkaydı ve çalışmamazlık de: vam ederse memleketlerinde “acemi takım,, diye tavsif edilen Mlettayin bir Macar takımma karşı uğradığımız hezimetlerin tevalisine maalesef daha uzun zamanlar şahit olmaktan kurtu- lamıyacağımız muhakkak. Bizim sporculardan kimleri takdir etti- ğimi soruyorsunuz. Melih bey pek alâ bilirsiniz ki sporcu olmak için muvaffakiyetle top peşinden koşmak; yüz met- roda rekor kırmak gölleyi 16 metroya fırlatmak lâzımgelir. Bi- naenaleyh biz spor hakkında ha- kiki bir sportmen olduğunu an- layabilmek için onunla yakından tanışmak lâzımgelir, aksi takdir- de verilecek hüküm biç bir kıys meli ifade etmez bu itibarla ben bu sualinize şimdilik bir cevap vermeyeceğim, Yalniz milli takımın sağ içi kü çük Salâhattini benim anladığım bir manada bir sportmen olarak tanıyorum. “ — Darülfünun son sınıfta bulunduğunuza nazaran bâyata atıldığınız zamanda sporla meş- gul olacak mısinız? — Daha uzun Zaman belki feal bir futbolcu olarak kalmağa İ son içtimaımda, cemiyetin intiba- imkân bulamayacağım fakat şu Yunanistanda Çaldaris Venizelosa mukabil bir hücum yaptı! Atina, 15 (Hususi) — Başve- kil Venizelosa karşı muhalefette | ön ayak olan kraliyetçi ahali fırkası reisi M. Çaldaris, bugün Başvekilin son beyanatına cevap vermiştir. M. Çaldaris, Başvekile ve hükümete karşı ittihamlarına | devam eylemekte hükümet şekli meselesine temastan imtina ey- lemektedir. Çaldarisin rejim me- selesine temas etmemesi, kendi- sile muhalif cümburiyetçi lider- | ler arasında mevcut mesai işti- rakinin bozulmasını intaç etme- si muhtemeldir. Askeri cemiyetin hareket zamanı Atina, 14 (Hususi) — Haber alındığına göre, askeri cemiyetin battan evel faaliyete geçmesi fikri bir aralık galebe çalmıştı. Ceneral Okoneos, M. Venize- losla mülâkatlarında. derhal ba- rekete geçilmesi voktai nazarını müdafaa etmişti. Fakat M, Ve- nezelos, buna itir.z etmiş ve bükümetin otoritesi ortaya meselesini atmıştı. M. Venizelosa şekli tehlikeye düşerse, o zaman | cemiyet müdahale etmelidir. So- nunda M, Venizelosun noktaina- zari galebe çalmıştır. M. Venizelos Selâniğe gidiyor Atina, 14 (Hususi) — M. Ve- nizelos, cumartesi günü Selâniğe gidiyor. intihabat zamanıtim yal | laşması dolayısile Selânik ahalisine hitaben bir nutuk sörliyecek, bu notkunda kıraliyetçilere ve onlar- la birlikte calışan mubalif Cüm- huriyetci fırka liderlerine şid- detle hücum edecektir. mubakkak ki daima sporcu olarak! kalacağım . | — En heyecanlı maçınız ? — Geçen sene lik maçlarının ikinci devresinde Fenerle oyna- dığımız ve 3-4 galibiyetimizle neticelenen müçin son 15 daki- kasını unutamayacağım son on beş dakikaya kadar 3-3 berabere devam eden bu oyunun sonları- na doğru attığımız galibiyet sa- yısından sonraki dakikaları unut- mama imkân varmı... Melih Nazmi Tefrika No.:72 Nataşa bitap bir halde idi. Sabahtan beri kapıdan kapıya dolaşmıştı. Ökçeleri taşlara çarp- tıkça ayakları burkuluyor, canı acıyordu.. Öünnde Karaköy köp- rüsü Halicin kararan suları üze- rinde uzanıp “ gidiyordu, mırıl- dandı: — Zavallı yoruldum.. Rıhtım kenarındaki iri bina- lara doğru yürüdü. Bir dükkânın önünde atesin karşısında döner kebabı yavaş yavaş kızarıyor- du. Boş midesi hevesle kıvrandı. Fakat İokantaların içerisi pek kalabalıktı. Girmiye cesaret ede- Nataşka, bittim, Nuvar | Yazan: Mm. Rube Jarski mağazalar arasında içind gaz lâmbası yanan boş barakalar görülüyordu. Burada ( satıcılar sattıkları sucukları, salamları, peynirleri bağıra bağıra methe- diyorlardı. İplere donanma kan- dili gibi asılmış çirozların ve kuru balıkalrın kokusu etrafı kaplıyordu. Nalaşa utana utana dilenen zaif bir çocuk gördü. Çocuğun arkasında yırtık, pis bir gemici elbisesi vardı. Alnı şişkindi. Toz- dan gri bir renk almış saçları dağnık bukleler halinde yüzüne düşüyordu. Nataşa çacuğu bile- ğinden yakalıyarak bağırdı: — Ketik!, | leri İ en eski | den kurtulmak için silkindiz Tarih — Sahasında ilim seferberliği Kablettarihi devirleri tetkik Geçen hafta Londrada kab- | lettarihi (o devirleri tetkik e- den beynelmilel kongre toplan- dı ve içtimalarına nihayet vere- rek dağıldı. Kongrenin içtimadan evvel celselerini takip edecek olanların beş yüzü geçemiyecek- zanno'unuyordu. o Halbuki bunlar 650 yi geçti. Kongrede irat olunan konferansların kepsi ancak ibtisas sahiplerini alâka- dar edecek derecede ilmi idi, Bununla beraber ihtisas sa- biplerini de müstefit eden neti- celer verdi. Kongre sayesinde, kablettarih mütabassıslarının bü- tün ilim şubelerini, en eski in- sanı anlamak ve tetkik etmek için seferber ettiği anlaşıldı. lik insanlar hakkında yapılan tet- kikler anatomi, jeo oji, ve antro- poloji ilimlerinin ittifakile elde edilebilmişti. Bunların kifayetsiz- liği anlaşıldığından ilmin diğer şubelerinden istifade etmek lüzu- mu basil o'du. Hayvanat ilmi sayesinde ilk insanların etibi ye- mek, ve ehlileştirmek iç'n avla” dıkları hayvanlar bakkında malü- i mat elde | göre intihabattan sonra hükümet | sayesinde 8k insünm. etralında edildi. Nebatat ilmi gördüğü, meskenini baktığı, gıdası için işa için kullandığı ağaçlarla mebatların ne olduğu | tevazzuh etti.Ziraat ilmi sayesinde ilk insanların devrinde ormanla- nn nasıl temizlendiği, mer'aların nasıl kullanıldığı öğrenildi. Ma- deniyat ilmi, ilk irsanların hangi ticaret yollarile madenliri her tarafa maklettiklerini izah etti. Coğrafyacıların tetkiklerile en eski tacirlerle müstevlilerin kara ve denizde tuttukları yollar gös- terilebildi. Arkeoloji âlimleri, bütün bu ilim şubelerinin yardımı ile dün- yanm en eski halini yeniden vücude getirmiye imkân buldu- lar, Arkeo'ojistlerin asıl vazifesi insanların bıraktıkları eşyayı tetkik etmektir. Fakat diğer âlimlerin yardımı sayesin- de bu eşya ile alâkadar olan âlem yeniden canlanıyor ve in- san medeniyetinin bütün safha- lan teneyvür ediyor. Bu vasi ve şumullü tetkiklerle müstevlilerin nasıl hareket et- tikleri, mağlüpların nasıl daha fakir topraklara sürüldükleri ve dağlar üzerinde nasıl meşekkatli hayat sürdükleri, onlârın nisbe- ten daha müreffeh ve sayıları — Bırak beni!. Çukurlaşmış yanaklı yüzün- de sıkıştırılmış bir hayvanın hid- deti beliriyordu. Nataşa onu ken- disine doğru çekti: — Korkma Kotik. Sana fena- lık etmiyeceğim. Beni yor musun?. — Tanıdım. Fakat bırak beni. Ben Salibiahmere gitmek iste- mem. Annem Rusyaya dönmemi söylemişti, oraya gideceğim. — Korkam, seni Salibiahme- re götürmiyeceğim. tanımı- — Yemin et!. — Yemin ediyorum. Madam neredeydin?. Kotik kadını süzdü. Onun se- fil, meyus hali kendisine em- niyet verdi. Elini tuttu ve yaklaş 16 Aton 1 Bir gazetecinin hatırâ Prens barısıyor; fakat gene par8f | ıktan kurtulamamış oluyordu» İ — Ah şu mel'un imparatoriçe | Şarlot bir gebers2.. Belki onun mirası alacaklarımızı kurtarır. | Nihayet prenses avdet etti da- | ha doğtusu budutta Mataş'şe randevü verdi. Mataşiş silindir şapka, redpgot ve beyaz eldi- atladı. Ben de beraber.. Belçikaya doğru yol a'ırken Mataşiş ilk defa olarak gazete- lere benüz geçmemiş olan bir takım vakalar anlattı. Lwizi ilk def'a gördüğümden- Luiz araba ile Praterde gezer- ken Hırvat zabitiile karşılamıştı. Kadın gayet meyüstu. Koburg ona pek fene muamele ediyordu. Kocasının sefahet ar- maruz kalıyordu. Bakışı mag- tosu. içinde okadar güzeldi ki genç zabit durup ona meftun | bir nazar fırlatmaktan gendini alamadı. Mateşiş bu ilk karşılaş- mağı anlatırken diyordu ki; — lik bakışımda hoşuna git- tiğimi anladım. Bir an tereddüt- ten sonra arabayı takibe koyul dum. Onu tekrar görebilmenin çaresini temin ettim, Hırvat sözü son zamanlara naklediyor ve anlatıyordu : — Prenses gayet asabi oldu. Son günlerde bâna diyordu ki: gitmekliğime mâni olurlarsa ağ- ,zımı açacağım, *4 Kurbanlık * ko”! yun. .gibi.. yaşamaktan. , bezdim. Beni boğazlamak istiyenler har yatları hakkında bildiklerimi mey- dana çıkaracağım diye .korku- yorlar.,, Mataşişe sordum: vadileri ektikleri göz önüne ge- liyor, Neticede insanın yer yüzünde en çıplak yerleri meyvadar bir hale getirdiği, çamura bayat verdiği, fakat iklim, ve bir çok yerlerde tabii afetlerin yer yüzün- / de bir sürü tehavvüllere sebe- İ biyet vediği, insanm kudretini tammasından evvel de, sonra da bu hadiselerin tekerrür ettiği anlaşılmaktadır. En eski insanların yaşadıkları mubitler . hakkındaki - malümat arltıkca onların diğer her halide o nisbette tenevvür ediyor. “dn olduğunu söylerdi. Sakın be- | ni ele verme. Madam Fofonun evinden memleketimi kurtarmak için kaçtım. Fakat yakaladılar. Öteki öksüzlerle Salibiahmere götürdüler. Üç gündür de ora- | dan kaçtım. Bu sefer — Şimdi yalnızım, Bu sabah- tanberi birini ariyorum. (Kimi İ aradığımı bilmiyorum. Galiba o İ aradığım senmişsin.. — Niçin?. — Bilmem.. — Nereye gidiyorsun?. — Dinle sana bir sır söyliye- ! ceğim. Gel oturalım. Şurada fı- | Fofonun yanından kaçalıdanberi | çılar arasında oda gibi bir yer buldum. Fıçıların yanında muz | sandıkları var.. Kırık sandıklar» İ dan muz alıp yiyorum. Sana da | vereyim. Bir de koca vapur var. venlerle düzendikten sonra trene ! beri on sene geçmişti. Bir gün | Fiuj dö | kadaşlarının türlü hakaretlerine | mumdu. Kalkım kürkünden man- | “ Eğer babamın “kabrine kadar | nasıl çorak yakalıya- mıyaçaklar. Senin burada işin ne? ari. | lerin dediği gibi iyi mua gördü? — Evyet,. Yeni kıral gi sin amcazades dir. Ona ei muamele ett, Ah!.. Ortadan olmaklığım şart. Onu ter çok müşkül ama ne yapıla, Onu son derece severin de müdafaa edecek bendef ka kimesi yok. Kocasını” ti'e kapıtmış olduğu evi “zl seydiniz. Kendisne Ü$ o oda vermişlerdi. Pencereli maklıklı kapılar kilitli ve si idi, Öteki odalara kapat olan deliler geceleri beli lar, prensese uyku uyulm? çi Doktorlar her hafta ba$' işkence ederlerdi. «ği Filip dö Kuborgdan nefret tiğini kendisine söyletir “ terlerdi, Hakikatte prenii ğ casını sevemezdi. Herif &i sefih bir adamdı. Kadına Y' dığı hakareti bırakmıyordu. ) ji kat kadın bunları doktorâ ii etmek istemiyordu. Asıl çe! zaten bunda değildi. - P Gi Mayerlin faciası hakkında / mat elde etmişti. Mayer di imparator Fransuva Jozetit ge prens Rudulfun nasıl içki ) fahat âleminin kurbanı ol ai | biliyordu. Bu faciayı iyi tl w ve ifşa ede bilecek ölan wi dınin mahpüs tutulması Ad ya saray erkânınca ma/ Şimdi de Bürükselde ona a edeceklerini zannediyörü©- yi | sı kendisine karşı çok fen& i ranmıştı. O bir erkek vel ken prensesin kız doğmâ Di dolayı fena sıkılmıştı. sonraları kızı ile geçineme? gi Şimdi baba öldü. Aceba b aile hayatına girmek istiye“ 4 Ondan ayrılmayı asla ie fakat her nede olsa mani olmak istemem. Az sonra belçikadan gele” zeteleri aldık. Prerses Li i Kontes de Flandrile sar8! derek babasının tabutu diz çöktüğü, uzun müddet yarak dua ettiği yazılı idi ses Almanya Imparato dızı olan döşes Dorote # ii pi yi vi / > ie barışmış gözüküyordu. Yen! ve ailesile uzlaşmasına ediliyordu. (Deve | ve sandık yığınları arasın9* i tımdaki vapurların ışıklar" fifçe aydınlanan bir köşe | turdular. Birbirlerine Y | ve dertleşmiye başladılar” — Şu koca vapuru gö | sun?. Kaptanı çok iyi pir * Iİ Yarın erkenden hareket ' Beni Batuma kadar Şimdi nerede olduğunu rum. İstersen gidip #0” pura almasını söyliyeyi” — Kabul eder mi?- — Eder; çok iyi bir en — Rusyada ne yaP” di Çocuk sustu, düşünmi?” i Nataşa da düşünüyordU.. bir darbı meseli hatırl8' ana v2” vatan bizi dövdü, teselli eder!,, ve karar verdi

Bu sayıdan diğer sayfalar: