25 Ekim 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

25 Ekim 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 10 VAKIT Fonder Osten'i iri 1 konferansı münasebetile Türk tarihinin bilinmesi lâzım olan hakikatleri Anadolu ne için mühimdir ? —Tarihin şimdiye kadar en eskidir dediği medeniyet?— Ankara adı nereden geldi?— Ankara yeni değil eski bir Cümhuriyet merkezimizdir! HiUt eserlerini tetkik olmek Üzere zamandır. Alişar Hafriyatını de Kayseriye gt konferans verimi; muhabirimiz Fuk E lerek ÇEAMETEy mi teşrinlevet “nüans | #ercedilmişti “ğer ben Alınan olmaanydım Hühurin Türk olurdum, bu konferansta asrı atika kendi mevzuunda na kadar ie, nasi bir gönül kemali e biten LAMA mkü bir müessir olmyacak yanlış hükümler vardır ki, profesirüm. asıl iktimm tar kâlar bulmak oluğunde: kına Üztmnlt arsusunda gelem isilcni eseri olabilir. Yakut, tercüme, mektebin almanca hocası olan Latfi Hey tarsfindir yapılmıştır; LjtU Bey vazifazin. de ebil bir hocadır; Midin daha yenidem ye- niye ifade olunmıya başlıyan bu derin İ tima noktalarında o da rüretle #atit geçmiş İçindir ki, Fon'der O manasında olmamak # hükümlerini o çün lodiğimlz gibi bir kerr Malendem bunlar, genç v Ihiyetten istifa kuyurulummrz vökif olduğu zaman, şüphe - siz şimdiye kadar Türk İlim ve irfan Alemi Içim yabaner sayfân bi eöevsularm Bir Türk dilinden şimlü ne hayran edici bir ba- bâllilte döküldüğünün ifühsemı da birlikte duyacaklardır. Hatırlardadır ki, Fon der Os- tenin bu konferansı Türkün me - 'deniyetteki (O kıdemini, Anado - Judaki eski mevkiini gösteriyor ve (Asyanın göteğinden getba doğru get - mek istiyen bütün kavımlar giri nuptaki eilsilelerin teşldi eyi den yani Anmdahınım merkezinden geçmek mecburiyetinde idiler.) diye söze girişiyordu. Halbuki biz biliyoruz ki, Orta Anadoludan | garba geçen Türk kavimleri, A- nadoludan geçmiş değillerdir. | Fazla tafsilâta hacet yoktur. Türk | Tarihi Tetkik Cemiyetinin kita - bını okumak bu noktayı izaha kâfidir. wa. ce- Li. Fon der Osten, Asyanın göbe- Zinden garba gelmek için Anado- Tudan geçmeyi bir mecburiyet o - larak kaydettikten sonra: işte bu mükim coğrafi vaziyot dolayı- sile iasınlığın Mk teğdeniyeti Orta Anado uda doğmuştur.) Neticesine varması pek tabif idi. Halbuki Anadolunun ehem - müiyeti yalnız coğrafi ve izafi bir vaziyet mahsulü değildir. Orta Anadolunun yani Küçük 'Asyanm büyük ehemmiyeti kab * lettarih ve tarihi devirlerde bilfi- il taayyün etmişlir. Bunu tasdik etmekle beraber küçük Asyanın ehemmiyeti şarkın O garba giden yegâne yolu olmasından değil - dir. Küçük Asyanın ehemmiyeti şunlardır: Küçük OAsya tıpkı Türklerin ana yurdundaki Altay- lar gibi yiiksek platoları sinesin - Je yaratmış ve o pilâtolara hâ - kim olanlarnı sahillere ve o sahil | Tere tâbi olan ülkelere (o tabiaten | mahküm bulunmak mecburiyetile | izah olunur. Bu hakikat tarihin bütün safhalarını tetkik edenle : | i Türklerinin Kaldedeki lediği vadiler - | rin gözü önünde değil midir? pi Hitit eserlerini tetkik eden genç profesörün Hitit medeniye - tine verdiği kıdem tashih edil - mek lâzımdır. Fon der Östen de- yor ki: Ben it tin amma üyesini teşidi e: in tetkikina ömelinl VAkle mm.) Eti medeniyeti şüphesiz en es- ki, en yüksek bir o medeniyettir, fakat medeniyetin başlangıcı de- I gildir, asla değildir. Çünkü Kü - çük Asyada mevzuu bahis mede - niyeti kuran Türk ırkından Eti - ı#ım İ ler geldikleri yere zaten medeni olarak geldiler ve medeniyet ge- tirdiler. Onun için iIk medeniyet ! kaynaklarını Türk Etilerin geldi - ği ana yurtta, Orta Asyada ara - mak Tâzımdır. Ana yurtta Etler gibi garba muhaceret eden Su - merlerin Kaldede tesis (o ettikleri | medeniyet tarihi kıdemce Etiler - den daha arkaik (bilinmektedir. Etiler gibi Türk olan Sumerlerin | de tarihte sabit olan medeniyet - | is lerinin koptuğu yer Turan yaylâ - larıdır. Klade ancak bu asri me - deniyetin inkişaf sahası olmuş - tar. İhtimal ki, Sumerler Kaldede Türk kültürünü inkişaf ettirirken | ayni kültür sahibi Etiler de Ana- doluda kardeşlerinin nen yapmakta idiler, Binaenaleyh Eti medeniyetine Milâttan evvel iki bin iki yüz yılık bir işaret etmektense en aşağı Sumer zaman kıdemini vermek haklı olur. MZ ee (Başeriyein ik kaydetiiği medeniyet ta. hi milâttan 2200 sene evveldir ve dünya» m bur en, eski medeniyetinin merkezi A- | adoludur.) Bu da Fon der Ostenin kon- feransında yukarki (o hükümlerin lardı sıra gelen bir hükümdür. Halbuki Mısır o terihi, Mısır | İ medeniyeti ve medeniyetinin tari- İhi elbette ve elbette Sumer me de- niytinden sonradır, * Çünkü baş - ka türlü olmanın imkân ve ihti - mali de olamazdı. Türk Kaldeye, Küçük Asyaya gelip yerleşmeden evvel Mısıra gitmiş bulunamazdı. Zira o devirlerde seyahatler tay - yare ile vukubulmuyordu. Mısır - da Türk varlığı ile Türk kafası ile kurulan medeniyet ( şüphesiz bu noktadan bundan evvelki mer- haleler de ayni el ve kafa ile ku - rulan medeniyetten sonra olacak- tr. —5— Fon der Osten diyor ki: (Asırlarca süren uzun bir uy - | kudan sonra bizim Alişarda yap - tığımız hafriyat neticesinde bul - duğumuz eserler ta taş devrinden başlıyarak bizi en yeni zamana kadar getiriyor.) Asırlarca uyku? Yer © altında kalan eserlerin mi? Bu eserlere rolünü ay - | mühimdir. Lâkin bu gaflet haki - | katte Türk milletinde yoktu. Türk milleti, içinde yaşadığı ha | kikati o kadar biliyor, benimsi » yordu ki, ondan başka manada bir hakikatin mevzuu bahsedildi - ğinin fariki olmadı. İşte Türkle - rin en büyük hatası (buradadır. Bu gün Türk münevverleri büyük ahlâk, büyük müsamaha, büyük İ kalplilik eseri olarak maatteessüf İ âlim sıfatını taşıyan bir takım cü- helânin kendi aleyhlerinde verdi- ği hükümleri tekzip edecek va » | ziyet gelmiştir. Artık hakikati | görmek için yirminci gününe kadar hakikati görmemiş olan, nazari kısa adamlardan zi“ yade, doğrudan doğruya Türkün kendisine bakmak ve onun irşat - larından ilham almak (o kaidesini koymuştur. Fon der Osten konferansının bir yerinde bir mühim meseleye | daha dokunmuştur: rn, Firikyallar zamanmda Selçuki- da. medeniyetin ocağı iâky Demiştir, bundan sonra da İ merkezi Ankarada olarak kuru - lan cümhuriyete (o geçerek “Gazi medeniyeti Anadolu evlâtları - nın kanındaki asil kudrete isti - İnat ettikçe eminim ki; eski Hitit medeniyeti tekrar canlanacak ve İ müstakbel dünya medeniyeti bu eski medeniyet kaynağından ci - hana dağılmıya başlıyacaktır.,, kanaatine varmıştır. Vakıa, Ankara, mühim bir merkezdi; her zaman fakat ne | Selçukiler, ne Frikler bu mühim İ noktayı medeniyet merkezi yap- miş değillerdir; hatta Etilerde merkezlerini Ankarada (değil, Kızılırmak kavsinin merkezinde tesis ettiler. Ankaranm hakiki Okıymetini veren, onu merkez yapan son Kü- çük Asya Türklerinin isabetli je- nisi olmuştur. Şüphe yok ki Ankara bütün Küçük Asyada ilk Türk merkezi olmuş bir duraktır. Bu durağı kuranlar Baykal gölü şimali gar- bisinden gelen güzel Türklerdir. Bu Türkler konaklarına oAnkara demisşlerse bunu uydurmamışlar - dır. Geldikleri yer Baykal gölün- den çıkıp yeni Say (Çay) ırma - ğma dökülen Ankara nehri vadi- İleri olduğu içindir. Demiştik ki, bu günkü genç Türkiyenin sahiplerinden (evvel Ankaraya lâyık olduğu ehemmi - yetin, verildiğini tarih göster - mez. Gerçi oraya gidip gitmediği meşkük Makedonyalı İskender ağzından çıkma bir (Ank - sir) kelimesi Ankara için bütün dün - ya coğrafyacılarınca ilk konul - muş isim gibi gösterildiğini daha ! evvel anlattık. Fakat İskender - | den çok evvel Ankara denilen bu lâkayt kalanların mı? Gerçek be- şeriyetin demiyelim, fakat Avru - pa âlimlerinin uyku ile geçirdiği, | uykuda bulur gibi zannettiği ya - laner hakikatler bu yeni hafriyat | | ve keşfiyatla tavşan gözlü bilgiç - lerin ötomobil tekerleği altında e- zilmesini mucip olacak kadar | i sehir mevcuttu. o Ankara Selçuk İ devletinin cözülüp bozulmasın - dan sonra da hususi bir ehemmi - iyet aldr. Bunu herkes bilir, fakat tarih bu malüm hadiseyi hakikat- ite olduğu gibi şimdiye kadar izah İ etmiş değil, Biz söyliyelim: Ankara ve mu- i asrın son 'Tü rkiye futbol birinci “İstanbulspor,, dün hararetle karşılar (Baş tarafı 1 inci sayıfamızda) vinçli oldu. Iki taraf birbirini mendiller, şapkalar ve “yaşa, larla selâmlıyorlardı. Rıhtımda binlerce kişi toplanmıştı. Vapu- run geç kalması dolayısile kar- şılama merasiminde bizzat bula- namadığına çok üzüldüğünü duy- duğumuz Vali Bey namına be- lediye mektupçusu Halük Nibat Bey, Halk fırkası namına Cevdet Kerim Bey, kulübün bâmilerin- den Giresun meb'usu Hakkı Ta- rk Bey, Halkevi ve kulüp mu rahbasları, İstanbul lisesi genç- leri ve kulüp azalan rıhtımda bulunuyorlardı. Vapur yanaşmca şebir baudosu istikiği marşımızı çaldı ve gençler nhtıma ayak basar basmaz kendilerini arka- daşlarının kollarında ve omuzla- nom üstünde buldular. Halük Nihat Bey, gençleri vali Bey namına selâmlıyarak ve İs- e hitinde yaşıyanlar Selçuk impara- torluğunun sonuna kadar Etilik evsafını kaybetmemiş Türklerle i meskündu. Selçwk imparatorlu - ğu ile Osmanlı devleti (oarasında geçen anarşi devrinde bu mınta - ka eski Türk zihniyetinde muân - nit bir Türk kitlesinin mevcudi - yetine şahit oldu. Çünkü onlar her tarafta bir takım Beylikler mutlak idareler teşekkül ederken Ankara ve havalisi için kurulan idare sistemi Etilik (sisteminden ayrılmadı. Şimdi yeni bilgilerle izah edebiliriz ki, Etilik O sistemi # tamamen cümhuriyet sistemi idi. | Ankara ve Ankaralılar çok eski - İ den, tabir caizse dünyadan biha- ber oldukları halde Ocümhuriyet sistemini kabul O etmişler, hayır, bu yanlıştır, zaten âdetleri olan cümhuriyet sistemini idamede 1s - rar etmişlerdi. Ankaralılar, merkezleri Anka - ranın denildiği gibi en büyük bir medeniyet merkezi kabul olun - duğunu hatırlamazlar. Tarihte böyle bir hatırayı teyit edecek | bir vesika yoktur, Fakat Ankara- klar bütün küçük Asya devlet sistemlerinden bir şey kabul edip tatbik ettikleri sırada o Türklü - ğe has bir tek sistem olduğuna ve ondan başka bir sistem olmıyaca - ğma inanarak Etiliği yani cümhu- riyet idare sistemini kabul etmiş, tatbik etmiştir. Bu günkü Türki- ye halkı bin bir çarpmadan son- ra eğer Ankaralıalrın sözüne gel- miş, onu merkez yaparak faaliye- te geçmiş bulunuyorlar! İşte ha- kikati görmekte, hakiki mefküre ye hep birden yürümek budur ve isabet bundadır. vE “Dün Istanbnlspor erkânı vapurla Istanbula varıno” tanbul şehrine kazandır bu şereften dolayı kendi bararetle tebrik ederek: — Bu bayrağı daha yü menizi bekliyoruz, dedi. Bu sözlerle olimpiyatlar hazırlanmaları işaret edilmi$ yordu. N Halük Nihat beyden *£ Çevdet Kerim Bey kısa bif tabe ile gençleri tebrik etti: zika çalıyor, karşılayanlarl# lenler öpüşüyorlar ve yaş lerinden bütün rıhtım oğU yordu. Gençlerimiz buradan evinin misafirleri olarak ot billerle halk evine getiri Burada şehrimizde bulunan sporcuları de (bulunuyor Halk evinin dolup taşan © ve salonlarında sıcak ve 83 hir hava esiyordu. Istanbul gençlerile Rus sporcuları tâ rıldılar. Birbirlerini tebrik tiler. Halk evi namına lenen © kısa bir bitabeden ra bülün misafirlere oç ikram edildi. Şarkılar söy zeybek oyunları yapıldı “#5 tanbul Spor klubünü büyük zaferle dönen on altı genci mma muallim ve mubarrir met Nurettin Bey kısa fi çok samimi kelime'erle heye& bir hitabe söyliyerek gösteli bu sıcak alâkaya teşekkür © “Vakıt,, kıymetli gençleri bir daha selâmlyarak, alın rile kazandıkları ve kazan ları bu şeref dolayısi'e ** i kl KEL, SEREZ FE sas Aİ AR EZ LG ediyor. Haber aldığımıza göre * bul Spor,, Bammna bir heyet eri gün vwilâyeti, belediyeyi, balk ziyaret ve teşekür edecekti” Çiçek buketleri Dün gençlerimizi karşılay#” arasında, bir çoklarını e darülfünun talebesi o'an “ bul lisesi mezunları teşkil gi yordu. Bir çok müesseselef gelenlerin arkadaşları da bir buketler hazırlamışlardı. B9 da takımın bütün çoçoklar! ayrı ayn demeller hazırlar" ö Bunların hepsi rıktımda lerine veri'r'i ; Tayin rivayetle, Istanbul Ağırceza mahke ed azasından Nusret beyin ÜS ceza mahkemesi retsliğine, ef deiumumilik baş muavini yi beyin Ağırceza azalığına ve vinlerden Cemil beyin bâ$ “i vinliğe tayin o'unacakları vet edilmektedir GE EŞ FE SEE mm 4 GZESESE

Bu sayıdan diğer sayfalar: