19 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

19 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mütercimi : Zonguldak meb'usu Halil Tetrika, No. 69 Ailenin iki türlü istinatgâhı : Aile ile Buradaki istisnaları değil, fa- kat esasları tetkik ettik. Kanun - cular, beşeri zaaflara karşı han - gi noktaya kadar - müsamahal davranmak icap edeceğini düşü « nüp istisnaları tetkik edebilirler, Münhasıran -“kaide,,ile mukay - yet olan ahlâk ise taahhütlerde ebediliği en esaslı bir kaide tanı- maktan vazgeçemez; yanlış anla- şılmasın, beşere mukadder olan “ebedilik,, den bahsediyoruz: O “ebedilik,, ki daima tehlikeye maruzdur; ölümle nihayet “bulur ve diri kalanları hazin bir hürri- yete mazhar eder, Yukarda ailenin iki türlü işti- natgâhı olduğunu ni Allah ve cemiyet. Zannedilebi - lir ki aile, kanunun mahsulüdür; 2 ona riyaset eden, onu ko- an ve ona mesnetlik yapan ka Bundur. Halbuki cemiyet, siken temeli değil, ancak şahit ve ke - filidir. Vakıa cemiyet, mukavele- maâmeyi imza eder, fakat bu mu- kavelename ilk baştan kalpte ya - zılıdır, izm İden gelen bu taah - ütün şartları ve bütün yüklerile., hayatım, müsait ve Zayri müsait bütün ihtimallerile.. ihtiyarlığın dermansızlıkları ve mahremiyetin gafletlerile.. tabi - atlarım ihtilâfları ve ayrılma im - larile.. analığın ve babalığın yorgunlukları, endişeleri ve ıstı - raplarile.>— . düşünülmüş, karar- Jaştırılmış ve kabul edilmiştir; fakat bu rabıta, unutulabilen bir | Söze İstinat etmesin ve birleşen - ler mütemadi bir korkuya kapılıp a vazifelerinde dalgın ve dik- katsiz olmasın için yüksek bir ik - tidarın müdahalesine ve karı ko- canm yeminlerini dinleyip tescil etmesine ihtiyaç vardır. Şu halde <emiyetin müdahalesi karı koca- Sın menfaatine mebnidir. Maa - mafih bu müdaahlede cemiyetin istifadesi yok değildir. Aile, içti - YMAİ nizamm eti muazzam esas - armdan birini teşkil ettiği cemi- yetin ferdi heveslere karşı ted » birli davranması pek mühimdir. “eimiyet, sevginin ilk hamlelerile #dilen yeminleri kâfi göremez, is ter ki umumi ve resmi bir şekilde yemin edilsin ve sıraşı gelince te- Syyüt ve takviye etmek üzere, bu nu bir vesika halinde saklasın. ,,, İstimat istinatgâhım fevkinde ira mesnet vardır, Dini ta - di €rin şekli ne olursa olsun. ". melidir ki zevciyet rabıtasının Yüce keyifli, bütün yeminlerin ulu şahidi allahtır. O allah ki namü- tenahidir, ebedi ve ezelidir, ha » yatı baştan başa sarar ve kalple- rimizin esrarma vakıftır. “Vazife,, ye ve “sevgi, ye da- yanan, “çocukların menfaati, ve “kadının şeref ve baysiyeti,, için zaruri olan, “allah, ın ve “cemi - yet, in teminatile müeyyet olan Ailenin, bir müessese sıfatile ken dinden başka hiçbir korkacak yes ri Yoktur. Aile, ahlâk ile varlığı - nı muhafaze eder ve ahlâksızlık. ! la mahvolur, nazariyelerle alâ - kası yoktur. Ailenin “şüphe,, zihniyetinden korkması değil, onunla mücadele etmesi ve bu hastalığı iyileştirmi- ye çalışması lâzımdır. Ahlâki ve dini nizama taarruz eden “şüp - be,, den bahsediyoruz. Şüphenin devası, kalbin temizliği ve sade - atzetmiştik: | zivadan veya umumi i yükselmesile umumi Cemiyet liğidir; bunun da en tabii iltica « gâhıdır. Asrımızı, ihtilâçlar içinde kıv- randıran ıstrrapları.. şairlerimizin terennüm ettiği şu müphem ve an- laşılmaz bezginliği.. o bazılarını intihara sevkeden kara malihul - yaları.. her şeye taarruz eden; a- fif ve müstakim olen şeylere bile çatmaktan çekinmiyen bu acı süpbeyi.. Su istikbale ait merak ve endişeyi.. Şu an'anelere karşı istiğnaları.. şu imkânsız rüyaları... i Şu mebadi karışıklığını.. hulâsa, hiçbir şeyin kurtulamadığı bütün bu fenalıkları görüp tanıyan bir kimse tasavvur olunur mu ki in - yerlerden bir lâhza kurtulup da ailenin saf ve sakin muhitine girdiği zaman ruhunda huzur ve sükünun yeni - den doğduğunu hissetmesin? Sert ve titiz bir dimağ ile beslenen, batıni mülâhaza ve harici muara- | zalarla beslenen, batıni ve harici | muarazalarla desteklenen bu a ra dumanlardan kim 'haya et - mez? Her tarafı, . intizamla.. sây | ile sade ve temiz faziletlerle.. ha- lis ve samimi hürmetlerle çevril - mişken, içinde karışık muhayye - lelerden kopan gülünç iddialar ve anlaşılması mümkün olmıyan de- halar kaynaşan bir uçurumun ke- narmda bulunduğunu hisseden bir kimse nasıl olurda, hazin bir teessür duygusu ile ürpermez? | Ciddi ve samimi olan “Şüphe, | hin büyüklüğünü itiraf ederiz. Fakat bir şartla ki şeref ve seci - yeye taarruz etmesin. Halbuki bu, ilimle ameli ayırt eden hu - duttan daha nazik bir huduttur. Şüphe, beşeri tavrı hareketleri - mizin faal unsurlarını da sarmış bulunursa artık onu nazariyelerle tedavi etmek müşkül olur. Bu.n için göreneğe ve ne şekilde olur- sa olsun faziletin duyulmıyan ra- yihasına ihtiyaç vardır. Ancak dır ki ruhun ismetini iade edebilirler ve faaliyet kabiliyetle- rini uyandırabilrler. Fikri ifratların mahsulü olan fenalıklardan bahsettik. Şehva - ni ihtirasların kabalığından doğ - muş olan fenalıklara da işaret e- delim: Aileye musallat olan musibet- ler arasında amiyane maddiyet perestlikler, sert ve kaba hodbin- likler, zarafetsiz fıskı © fücurlar, incelmiş ve son haddine götürül : müş sefihlikler vardır. Maamafih bilerek veya bilmiyerek, yüksek. ten atarak ve hoş görünerek efif ve namuskâr şeylerle istihza eden yüksek duygulara hakaretten çe - kinmiyen bütün bu fenalıklar, can çekişen bir ana yatağmın ve ya masum bir çocuk beşiğinin huzurunda — pişmanlık duyma - salar bile — hiç olmazsa susmı - ya mahkümdurlar. İyiliğin de fe- nalık gibi “sari,, olduğuna şüphe yoktur. Bu itibarla aile ahlâkının ahlâkın da i yükseleceğine kaniiz. Ailede dir lik düzenlik, cemiyette dirlik dü- zenlik demektir. Cemiyetteki ka- rışıklıkların kökü ailedeki karı - şıklıklardadır: Bazı kimseler, ce- miyeti değiştirmenin lüzumun - dan dem vururlar; bazılarına gö- re de, ferdin değişmesi lâzımdır. Vakıa cemiyetin düzelmesi, fer - din düzelmesine “bakar; fakat VAKTT | Zehirli gazlar i kaldırılacak mı? Fabrikatörler aleyhine şid- detli tedbirler alınacakmış! Cenevre, 18 (A.A) — Silâk- ları azaltma konferansı fen ko- mitesi kimyevi (bakteriyolojik barp hakkında kendisine silâh- ları azaltma konferansı tarafın- dan verilen suallerin tetkikine başlamıştır. Harpta kullanılmak üzre yapı- lan zehirli maddeler fabrikatör- leri hakkında zecri tedbirler tatbiki lüzumuna dair Danimar- Ka murahhas heyeti tarafından vaki olan teklif murahbeslar ek- serisinin muhalefetine uğramıştır. Tes'ihat meselesi ve Almanya Cenevre, 18 (A.A) — Sir Jhon Simon'un tavz'hi ekseriyet nâza- arında Fransa ile Almanya ara- sında bir hakemlik teşebbüsü ve Almanyayı terki teslihat konfe- ransına ce'p için kat'i bir gayret mahiyetinde görülmektedir. Alman hükümetinin Cenevre- ye avdet için bu sabah müsait muhit içinde söylenilen sözlerle iktifa edip etmiyeceği meselesi başka bir keyfiyett'r. ingiliz-Rus ticareti esası Londra, 18 (A, A.) — ingi- liz » Sövyet ticaret münasebetle rini yeni esaslar üzerinde kur- mak üzere hükümetçe bazı te- şebbüslere girişilip girişilmedi- ğine dâir sorulan bir takım su- allere cevap olarak Router” ajan- sı, ingiliz.Seovyet ticaret mukuve- lenamesinin -feskindenberi, Mos- kovadan; henüz. hiç bir resmi haber gelmemiş olmasına binaca iki memleket arasındaki ticari münasebetleri tanzim malksadiy- le ilik teşebbüsleri yapmak Sov- yet hükümetine ait olduğunu bildirmektedir. MezkürAjans tarafından Sov- yet sefaretinden bu hususta ya- pılan bir tahkikatta meziür se- faretçe meselenin elyevm tetkik edilmekte olduğunu ve henüz Moskovadan hiç bir haber gel- mediği beyan edilmiştir. amm Yahudiler aleyhinde yapılan nümayiş Breslau, 18 (A.A) — Yahudi- Per aleyhine yapılan bir nümayiş kargaşalıkları mucip olmuştur. Breslaü hukuk fakültelerinin en kıdemli müderrisi istifa etmiş ve Prusya maarif nazırının himaye: sini talep etmiştir. sre ens sapan syasemyenaf yaz traara enden çreanasesız ferdin, kendiliğinden düzelmesi imkânsız olmasa bile, pek müş - küldür, Bu işte, dayanacak bi istinat noktasına muhtacız. Bu nokta, ancak aile olabilir. Çünkü yalnız yaşıyan ve şahsi kemalinc i — iyet vermiyen bir in - san, aile hayatına karışınca, ba - balık, kocalık veya evlâtlık va - zifelerinin sevkile salâh ve ke - mal kazanmıya çalışır. Cemiyetin kazancı, fertlerin bü çalışmada muvaffak olmalarındadır. Çünkü en iyi cemiyetin — afif ve hayır sever fertleri en çok miktatda sinesinde toplıyabilen cemiyet olduğunda şüphe yoktur. Binabe- lan bu cemiyetin de sevgiyi ve saygıyı, inanmayı ve ümit etme - yi, temiz duymayı ve temizdü- şünmeyi yeni baştan elde edece - ğine ihanıyo: - Bitti “Şark Musikisi Profesör Marks diyorki A Türk musikisinin büyük hususiyetl€ vardır, bunlar muhafaza edilmelidif Istanbul konservatuvarı hak- kında tetkikat yapması ve bir rapor hazırlaması için belediye tarafından çağırılan Viyana yük- sek musiki mektebi müdürü ve musiki akademisi profesörlerin- den M. Marks tetkiklerine de- vam etmektedir. M, Marks birçok mühim mu- siki eserleri, orkestra için bes- telediği eserleri ve bilhassa şar- kıları bulunan tanınmış bir bes- tekârdir. Piyano ve org çalmak- ta büyük bir şöbreti vardır. Ke- map ve viyo'onsel de çalmakta ise de son zamanlarda daba zi- yade piyano ile meşgul olmak- tadır. Profesörle memleketimize gel- diği gün görüşmüş ve intibalrını kâydetmiştik. o Konservatuvarda tetkikata başladıktan sonra mu- | sikimiz ve konservatuvar hak- kında düşündüklerini öğrenmeyi il Profesör Marks faydalı bulduğumuz için dün kendisini Tokatliyan (otelinde tekrar ziyaret ettik. Profesör Marks bize şunları söyledi: — Istanbul konservatuvarında tetkikatımı beniz bitirmedim. Tetkikata devam (ediyordum. daha burada on gün kadar ka- lacağım, Şimdiye kadar konser- vatıvar sınıflarını gördüm. Ders- lerden hazır bulunarak muak limler ve talebelerle temas ettim. Konservatuvarda 200 talebe vardır. Talebenin bir kısmını gerç kızlar teşkil ediyor. Tale- kenin seviyesi iyidir. içlerinde büyük büyük bir musiki istikba- line nemzet istidatlar gördüm. Konservaluvarın müfredat ve ders programlarını tetkik ettim. Müfredat programlarında bazı değişiklikleri lüzumlu görüyorum. Haltalık ders cetvelleride de- Ziştirilmelidir.” Tedr's usullerini de değiştirmiye ihtiyaç görülü- yor. Fakat kohservaluvarın ıslahı ve müsait bir binaya ibtiyacı var- i dır. Yapacağım çalışma ve ders programı müsait bir binanın vü- cudüne bağlıdır. Buda bir mu- siki tekniği meselesinden ziyade bir şehir meselesidir. Belediye- nin yeni bir konservatuvar bina- rin, aile ruhile kuvvetlenecek o - | sı inşasına karar verdiğini ve bu binanın yerinide tayin ettiğini öğrendim. Bu tabiatile çok gü- zel bir karardır. “ Konservaluvar | muallimleri iyidir. Fakat yeniden bazı mual- İlimler alınması lâzımdır. Konser- vatuvarda her nevi musiki #lf öğretilmelidir. Şimdi bazı âlet için hususi muallimler yoktu Bu âletleri öğretecek muallimi re lüzum vardır. Muallimler v sında ayrıca bir değişiklik şimdilik bir karar yoktur. Şark musikisi — Türk musikisi" ve istikbf hakkında ne düşünüyorsunul?. “ — Türk rausikisi büyük öf susiyetleri olan bir musik Türkiyede garp musikisi & kabul edilmekle beraber bu sil siki de şark ve Türk i İ ait bususiyetler muhafaza ©“ melidir. Alman, Rus, italyan, Fran musikilerinde teknik birdir. Fakat bu milletlerin mus leri birbirlerine katiyyen be” mez. Her yerinde o hususiyetleri, karakteri Türk musikisinde de şark rakteri göze çarpmalı, Türk rakteri bulunmalıdır. Bunu temin için Türk bestekâr ve musiki nmı yetiştirecek olan k tuvarda şark musikisinin, gamların ve şark musikisi niğinin tedrisini lüzumlu yorum. Fakat bu programa ve edilen bir ders halinde malıdır. Ayrıca bir şark m şubesi açılmasına lüzum Bunun için belediyeye raporda konservatuvara isi için bir muallim sını da teklif edeceğim.,, © Yeni Operet Profesör Marks evvelki konservatuvar (o muallimleri” bazılarile birlikte Darülbet giderek “Üç saat” ilk temsilini seyretmiştir. disine operet hakkında n€ şündüğünü sorduk. Şöyle dedi: — Operet heyeti ui itibarile güzel ve Arap ve iran tiplerini, anlamamakla beraber, iyi dum. Komik sahneler de değildi. Fakat beni asıl dar eden musiki kısmına eserde Fransız karakte! ğıma çarpıyor, Ben Türk musikisinde ait hususiyetlerin muh — Yy için j taraftar o bulunduğum eserde de bir şarklılık isterdim. Fakat operet sıkışlırılmış şark musikisi”, p bir kaç parça müstesn | yi itibarile beynelmilel bir arzediyordu. Türklerde musiki elle , vetlidir. Bu istidadı ti sik sık konserler verilDSl” ta musiki zevki kuvv© i melidir. v Konservatuvarın arada ” « ler vermesi o bu noktay” cihetinden cok favdahıdifi" ğ Müflis bankerin rikaya Jade, Vaşington, 18 ( A.A / idare Samuel süll'ür nistan tarafından iadesi. daki talepnameyi İm7*”

Bu sayıdan diğer sayfalar: