11 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

11 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sanfa 10 > Hitlerciler “pek nazik bir mevkide imişler! Reisler birer ikişer mevkiden çeki- liyorlar, vaziyetleri fenalaşıyor Berlin, 10 (A.A.) — Malüm olduğu veçbile Hitler'in başlıca muavini olan M. George Sira- sser 3 hafta mezuniyet istemiş- tir, Mumaileyh, bu müddet zar- fında ber türlü siyasi fasliyetten istinkâf edecektir. Bu muvakkat çekilme, bütün siyasi mahfilleri işgal etmekte ve bu mahfiller buna büyük bir ehemmiyet atfeylemektedir. Bu hadisenin, müfrit miliiyetpezver- ler fırkasındaki noktai nazar ihtilâfının bir tezabürü telâkki olunmaktadır, Hitler, bu ane kadar şimdiye kadar fırka arkadaşları İlel tam bir inzibat muhafazasına muvaffak olmuştur. Fırkanın en nafiz azasından olan ve fırkada mübim bir mev- ki işgal eden M, Strasserin bu kararı, Nazi fırkasinın geçirmek- te olduğu bubram artık inkâr gllmiyecek bir - şekle sokmak- M. Sirasserin talebini Hitlerin maruf muavinlerinden evvel M. Federin mümasil bir çeki takip etmiştir. Bu sebeplere binacn © fırkada vağiyetin tevazzubuna merakla intizar edilmektedir. Firkânm M. Strasâer gibi mu- tedil temayflde bulunan diğer reislerinin fırkadaki mevkilerin- den çekileceklerime dair bir şa- yia çıkmıştır. Bilhassa Nazi fırkasının sen- dikaliştleri temsil eden Raictstag reisi vekili M. Stoehr'den, Mü nihte fevkalâde nufuzu olan mi- ralay (OHiri'den, Raichstagdaki Nazi parlâmento grupu reisi M. Friçk'den babso'unmaktddır. Bu zevatın hattı hareketleri, mutedil tamayü âta sahip zeva- tin muvakkaten iktiyatkâr bir vaziyet almıya ve fakat icap et- tiği zaman katiyetle müdahale etmiye azmetmiş olduklarıni gös- termektedir. Binaenaleyh iki te mayül arasındaki ibtilâfın yakın- da bâd bir şekil alması ihtimal haricinde değildir. Siyasi mahafil, Nazi hareketi» nin şimdiye kadar katiyen böyle nazik bir vaziyete düşmemiş ol» duğu mütaleasındadır. Bulgar Kralının bir nutku Parlamentonun açılışında Kral memlekefinin vaziyelini anlaflı Sofya, 10 (A.A) — Kral Bo- ris, parlâmentonum açılışında © kuduğu mutka meclis tarafından verilen cevabı, kendisine takdi- me gelen meb'uslardan mürek- kep bir murahhas heyeti kabul ettiği sırada kısa bir nutuk söy- lemiş ve bilhassı demiştir ki si ve mali vaziyetin yal aristanda değil, fakat e kadar vabim bir kararazlıkla hiç bir vakitte karşılaşmamiş olan dünyanın hemen hemen her tarafında halâ iztiraplı bir halde ile görmekteyim, Bu vaziyet, hü- kümetin ve parlâmentonun dik- katini çeken ehemmiyetli mese. lelerin birini teşkil etmektedir. Bu vaziyete bir bal çaresi bul. mak için sarfedilen. gayretler sayesinde memleketin kuvvetleri nisbetinde memnuniyeti mucip neticeler elde edileceğini ümit ediyorum. Bulgaristan, gerek iktisadi ve mali sabada kalkınıp kuvvetlen- me ve gerek sulh ve sükün için- de ilerleme işinde berşeyden evvel kuvvetli, bızlı ve en müs- tacel ihtiyaçlara uygun bir faa- liyet gösterilmesinebel o bağla- maktadır. Bir parlâmentonun bu kadar ehemmiyetli ve milletin mukad- deratıni alâkadar eden bir vari- fe ifası vaziyetile karşılaşması şimdiye kadar pek seyrek ola- rak görülmüştür. ,, Bu süzlerden sonra kral, va- tana karşı olan vazifasini ve tarihi vazifesini müdrik bulunan millet vekillerinin haiz bulunduk- ları bu yüksek vazifeyi ifa husu- sunda milletin kendilerine gös- terdiği emniyet ve itimadın haklı alduğunu ispat edeceklerinden emin olduğunu söyledikten son- ra akalliyetlerin dünyanın her tarafında tesir yapan zorlukları yenmek için birlik, irtibat ve ahenk zihniyetine her zamankin- den ziyade tabi olmaları zarüri bulunduğunu ebemmiretle kay- detmiştir. Kral nutküna şu svretle de- vam etmiştir : “ Milletin zindeliğini korumak ve iktisadi cihetten zaif bir mevkide bulunan halk siniflarına yardım etmek için bit takım fedakârlıklara katlanmak, tesirli tedbirler almak makul ve man- tıki tasarruflarda: bulunmak ve akla uygun bazı ıslabat yapmak elzem bulunmaktadır.,, Kral, barici siyasete de te- mas ederek, ecnebi devletlerin | bepsi ile dostane münasebetler mevcut olmasından ve memle- ketin takip edilen sulh ve anlaşma Siyaseti sayesinde emniyet ve muhabbet kazanmasından dola- Yı millet vekillerinin duyduğu memnuniyete kendisinin de işti- rak ettiğini. söylemiş: ve nutku- "aga suretle bitirmiştir : Milli menfaatlarımıza uygün oan e siyasette inbina kabul VF surette devam ede- <eğiz. Beynelmilel mesai iştiraki in Kk anyatak münasebetleri, sulh yelerini güden b türlü teyekbnlere beki ie vetlerimizle yardım, edeceğiz.” İmam, Büyük seferler Sydney, 10 (A.A) — Alman tayyarecilerinden Hans Bertran, 6 buçuk günde Avrupaya var- mak üzere pazartesi günü Port Darvinden haraket edecektir. Mumaileyhe lord Allen refa- kat ve muavenet edecektir. 1) Kânunyeyvel 193? Şerefli bir mağlübiyetin tafsilâtı İngiltere şahane inzivasını terketmek mecburiyetinde Ingilizler “ Britanya aslanına mağârasında karşı koym çok cesaretli bir iştir, diyorlardı. Halbu ki. , Son posta ile gelen Avusturya- nın en tanınmış gazetelerinden “Noye Fraye Prese,, bütün dünya» da alâka uyandıran İngiltere - A- vusturya maçının tafsilâtımı, A - vusturyalıların Oo görüşüne göre mülalealarla esaslı sürette ve u- zun uzadıya yazıyor, “Şerefli mağlübiyet,, serlevha- sını taşıyan ve esaslı teknik bilgi- rün mahsulü olan yazı, şöyle başlı- yor. “İngiltere, nihayet büyük mü - | cadeleden galip olarak çıktı de * mek.. Fakat, Avusturyayı, İspan- yayı yendiği gibi 7 - 1 şeklinde kat'i bir mağlübiyete uğratamadı. En müptedi bir futbolcü bile, A- vusturyanm 3 - 4 yenildiğini işi- tince, gayri ihtiyari söyle diyetek- tir: “Bu, bir tesadüf eseridir. Te- sadüf bu şekilde olnıyabilir, neti- ce,3 — 3 yahut 4 — 4 beraberlik olabileceği gibi 4 - 3 İngilizlerin yenilmesi şeklinde de olabilirdi. Çünkü, Avusturya, o İngiltere ile ayni kuvvette ve kıymette olduğu- nu göstermiştir. ,, Okuduğunuz bu satırların, mağlübiyeti örtmek maksadile ya- zıldığını sanmayınız. Bu bir haki- katin ifadesidir. Eğer maçın ya - bancı bir sahada, memleketimiz- den çok. uzak bir o memleketin toprağında, müsait olmiyan bir mevsimde yapıldığını düşünürse- niz, kendiniz de İngilterenin fut- boldaki yüksek tefevvüku zamanı- nın artık geçmiş olduğunu kabul edersiniz. Avusturya takımının, İngiltere takımından kat kat mükemmel oynadığı muhakkaktır. Ve Avus- turyalıların bu maçtaki oyundan daha yüksek derecede oynadıkla- rı da vaki: olmuştur. Avusturya takımının bu maçı sakatlanan i- ki oyuncu ile yaptığı, bünlardan bilhassa Vogelin, evvelce sakatla- nan ve daba yeni iyi olan ayağı- nı korumak vaziyetini hissetmesi dolayısile, kendisinin hakiki ka- biliyetini gösteremediği göz önün- de tutulmalıdır. Gşvaydl de, her zamanki kabiliyetini gösterebile » cek vâziyette değildi. Maçın oynanış tarzı, takımla” rın vaziyeti hakkındaki müşahede ve mütalealar, Avusturyanın kat'i bir muzafferiyet elde etmesi ihti- malinin de çök kuvvetli olduğunu tesbite yaramıştır. Bu itibarla, A- vusturya ve bütün orta Avrupa, | bu netice ile öğünebilir. İngilizler, “Britanya aslanına mağarasında karşı koymak, çok cesaret istiyen güç ve tehlikeli bir şeydir, diyor- kinmemişler ve bu işi başarmışlar dır. Artık, İngiltere, sahane inziva- | sını terketmek mecburiyetindedir. Kendisini, elde ettiği netice ile buna icbar eden orta Avrupa fut- bolcularıma karşı, İngiliz takımı, bundan sonra dudak bükemez. Şimdi, bu maç nelicesinde sarsın- ıya uğrıyan itibarını tarsin için, orta Avrupa futbolcularla tekrar maç yapmak, hatta sık sık müca- deleyi kabul etmek ve İngiltereden harice ayak basmak zaruretini his İlunan bu oyuncunun güzel vuruş» lardr. Bundan Avusturyalılar çe-| sedecektir. Kendi (toprağında, ancak bir sayi farkla muvaffak o- lan bir takım, bu vaziyette kalmış, demektir. İngiliz takımı, Avusturya tâkr- mmı kendi memleketine çağırır- ) ken, onu esaslı surette hırpalamak, kat'i bir inhizama uğratmak ve İ bu suretle orla Avrupa futbolcu- İuğuna ağır bir darbe indirmek gayesini takip ediyordu. Fakat, Avusturya, bu orta Avrupayı, $6- refle temsil etti. İngilizler, dü- şündüklerini yapamadılar, bilâkis, İbu maçla Avusturya ve dolâyısile orta Avrupa futbolculuğunun pa- yesi yükseldi. Avusturyalılar, İn- gilizlerin gururunu zedelediler!,, Maçın tafsilâtı Maç başlaymca, topa ilk vuru- şu Avusturyalılar (o yaptılar fakat ayni dakikada topu kaptırdılar. İngilizler hücuma geçmişlerdi. Bu hücum Avusturya muavinleri ta - rafından kesildi. İngilizlerin o hı- zına mukabil Avusturyalılarda bir tutukluk görülüyordu. Bunun baş- rca sebebi OAvusturyalılarm çok sinirli olmalarıydı. Maahaza da- kikalar ilerledikçe Avusturyalılar büyük rakiplerinin hiç de kendi - lerinden başka türlü bir mahlük olmadıklarını anladıkları i çin si- nirlerine hâkim olmıya başlamış- İradı. Bununla beraber Avusturya muhacimlerinin ayaklarma geçen bir iki fırsatı mükemmel bir maç yapan İngiliz orta muavini Hart mebaretle kesiyordu. Avusturya- Irların hücumları pek tehlikeli gö- rünmüyordu, Sıkı bir İngiliz hü- cumu Avusturya müdafileri tara- fmdan atlatıldı. Bu arada Avus- turya kalecisi 'Hiden müdafiin yolladığı bir arka pasını kaçıra- rak İngilizler lehine bir kornere sebebiyet verdi. Top (Avusturya kalesinin tam önüne indi ve İngi- | Wz muhacimi Hampson 8 metre- den çektiği bir şütle dördüncü da- kikada iik İngiliz golünü yaptı. Bu sayıdan sonra Avusturya - klar şiddetli bir hücum yaptılar. Top güzel bir mekik dokuyarak İngiliz kalesine indi. o Avusturya sol açığının sıkı bir şütü İngiliz müdafilerinden birisinin ayağı na çarparak Avusturyalılar lehine bir kornere sebep oldu. Fakat A-| vusturyalılar bu kornerden istifa- | de edemiyorlar. Artık sahaya alı- şan Avusturyalılar sik sık hücum halindedirler. En çok en güven- | dikleri sol açık Vogel ile iş gör. | mek istiyorlar. Fakat henüz geçir- diği hastalıktan iyileşmemiş bu- lar yapamadığı görülüyor, 26 cı dakikada Avusturyalı- ların ikinci: talihsizliği... Topu a- yağına geçiren Hampson yıldırım gibi bir şütle İngilizlerin ikinci $a- yısını yapıyor. Avusturyalı seyirci- ler fena halde müteessir görünü- yorlar ve akla gayri ihtiyari İs- panyanın akibeti (geliyor, Fakat Avusturyalı oyuncular gittikçe dü- zeliyor Ye şeytani bir takım kom- | binezonlara girişiyorlar. Birinci devrenin sonuna kadar sahayı ha- Vfif bir sis bastığı ve toprağın nem- İlendiği görülüyor. Bu arada Avus- ŞA turya kalecisinin çok mahira9*, kurtarışı alkışlanıyor. Birinci re bitiyor. İkinci devre başlarken mahsus derecede arttığı gö tedir. Başlangıça top İngili dir. Hiden kaleden bir fazla neticesi bir İngiliz şütünü çö Je kurtarabiliyor. Avustı ağırlaştığı fakat daha mus işlediği görülüyor. Avustury? hacimleri mekik dokuyorls” ; Sindeların Zişekten aldığı ıncı dakikada İngiliz kalesi | kuyor. Halk şiddetle alkı Mücadele devam ediyor. 3İ lop, AÂvusturyalıların kale de bir duvar teşkil etmeleri: men Huktonun mahir bir şi Avusturya kalesine üçüncü giriyor. Oyun gittikçe cel bir hız almıya başlıyor, 34 dakikada Avusturyalılar bir hücum yapıyorlar. Topu Sindeler kısa bir sürüş ve bir vuruşla topu ikinci defa liz kalesine sokuyor. M ' her saniye yeni ve müheyyi, ğişmeler gösteriyor. Hemen dakikada İngilizler dördüncü” yılarını yapıyorlar. A , lesi pek sıkışık bir vaziyi Fakat artık Avusturyalılar j kozlarını oynamaktadırlar. V bir hücum daha yapıyorlar. liz kalecisi topu kornere gele atlatabiliyor. Kornerden çok güzel bir gelen top Zişek tarafından fi Jâde bir kafa vuruşu ile İsi kalecisinin başmdan aşarsi giliz kalesine giriyor. Maçı (a mesine dört dakika kalmıştır, tün seyirciler artık maçı seyrediyorlar. Dört dakika çi geçiyor ve bu tarihi maç d8 i suretle bitmiş oluyor. y Su güğümünden kavğ” Kasımpaşada Kurt çelebi ballesinde o 17 numaralı oturan Zeki efendi üst kaf” karken kiracılarmdan Emin? Dım su göğümünü devirmif” yüzden Emine hanımla etmiştir. Emine hanım ev ni tahkir ettiğinden bakf” zabıt tutulmuştur. laaan Sinema kişesi önünd” Sabıkalılardan Hayati Ar sinemasında kişe önünde rilerin ceplerini karıştırır&€” nema müdürü Cemil B. dan görülmüş ve yakalar mayalar Hırsız mı, hapısan? müdürü mü! Fransa hapısanelerinde9 “4 sinde bir mabpus tuhaf bi” rette kaçmağa muvaffak tur, Bu mabpus, akşama müdürün odasına girmeğ” vaffak olmuş, müdürün ve 1000 fitank, çalarak, “gf hıkta, bapısane kapısımd3f * dürmüş gibi çıkıp giti. adam halâ yakalanamamıf”

Bu sayıdan diğer sayfalar: