11 Aralık 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

11 Aralık 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şair ismail Suphi Bey mü- “örret edebiyat şahsi edebiyat istiyor — Kolay gelsin İsmail. — Eyvallah, nasılsıri?.. — Çok şükür. m ismail Suphi B, Mer, wühürrir efendiye bir kahve. — İyilik sağlık, ahbaplık yap geldim. — Hiç zânnetmiyörüm. İsmet- sonra. — Hah.. Üstüne bastın, kaldır — Pek âlâ, Al şu. kahveyi, Şöle derinden .» O Mersi.. Yeni şiir “hakkında Fikrimiz > Bünyesi plâtonik bir aşka | dayanan şiirle alâkam yok. Ben i fütürizm değil. Fütürizm: İçtimai şeniyeti uf- oha götüren bir kuvvettir. Bize bu- | NuNazım Hikmet getirdi. © — Ya roman, hikâye? — Bizde romancı deyince Re- ,Mt'Nuki akla gelir amma bunla - im modası geçti. Fakat hiçbirinin içle alâkası Yok. En iyileri Yesari'dir realist di İs tanılır. Şimdi Peyami Safa, de ' olmuş fransız.. Ya Bürhan Cahit bey. 4 > Geçen gün tramvayda bir aşım, aman İsmail dedi, Al K Çok şayanı dikkat bir şey. tarafma şöyle bir göz attım, pilarrir kitaba yaptığı mukaddi- Nede diyordu ki: ““Aytenin son sayfasını henüz lük im. Büyükadada, Yat İsti büyük çamı altında dost - Ayi, aY içerken bir hanım kız.) birader al, dedim: Okudum. i İmei hayretle yüzüme baktı. Ne rasgelirse... Helva kâğrt- * “İgara paketi arkasma Nasil” yazdığına © gelince, dökmeden homurdana homur- d Srlerinizi bir kitap halin - misiniz? ika, kında (Tezgâh) isimli ilk çıkacak; hai “Teli haberleri, ni Genç bir sporcu ve genç bir şairin düşünceleri dan ismailBeye göre Milli takım neden vücuda gelemiyor ? İstanbulsporun en çalışkan ve jkıymetli bir sporcusu olan İsmail bey bize hayatı ve futbol hakkın- — Al benden de o kadar. Ö -| daki'fikirlerin, söyle anlattı: — Futbola bundan yedi sene evvel İstanbul lisesinde başladım. »Süleymaniyeden ayrılan arkadaş - larım 1926 da İstanbulspor klübü- nü tesis ederek lise ile birleştiler. İşte o tarihten sonra biz sarı siyah Uilar toplu olarak çalışmıya ahdet- tik. Federe olduk. Üçüncü küme- 'nin ve ertesi sene birinci küme » nin birinciliğini kazandık. Birinci kümeye geçmek için terfi müsaba- kası yaptık ve kazandık. Lâkin bizi tekrar ikinci kümeye indirdi » ler. İkinci kümede bir sene daha kaldık, Gene birinciye çıktık.. Bu sene Süleymaniye ile birkaç terfi müsabakası yaptık. Nihayet birinci kümeye geçtik. Küvvetli i GE (ösiğ Nesime Başağa | | ami mi sam İİİ SİİRİ İYİ Amatör sahneleri arasnda | Kadıköy lisesinin mühim bir teşebbüsü iase0 sas inenensas sanane vene ser ee rea) Cümhuriyet Gençler mah- felinde iki güzel temsil Geçen cuma günü Cümhuriyet | gençler mahfeli temsil şubesi her on beş günde bir verdiği mutat müsamerelerinden beşincisini ver | hiçbirine devam Kadıköy lisesi mektepliler arasında bir turnuva maçı hazırladı. Kazanan kupayı alacaktır Mektepliler spor klüplerinden edemezler, her miştir. Gençler (Ölmüş ruhlar) | hangi bir teşekküle de dahil ola namında bir musikili komedi dra- | mazlar. Kadrköy lisesi spor teşek- matikle (Deliler doktoru) namın « ! külü mektepler arasında bir spor da karakter komedisini temsil et- | tanışması için bir şekil bulmuştur mişlerdir: / Bu şekli bir kupa mşsabakası aç- i maktır, Kadıköy lisesi turnuva u- aş a EAA, atik sulile yapılacak müsabakalara da 1 perde Mevzuu: Tamamile- hayattan alınma idi. Romantik aşkın temel- siz bir ev kadar çürük olduğunu ispat ediyordu. Eser muharririnin üzerinde fazla uğraştığı anlaşılı - yordu. lerinde konmuş. Sahneye vaz'ı: Rejisör eser üze- rinde © kadar fazla uğraşmamış, daha birçok mizansenler eseri süs- liyebilirdi. Şahıslra: Baha, eseri kendisi i- çin yazmış olduğundan tabiatile rolünde muvaffak oldu. Nurullah: Bize hakiki mesle - İerlerinde Şarkılar gayet güzel ve | fınin kurdu eski bir meyhaneci ti- Pi canlandırdı. Kıyafetile, koca göbeğile, tabii jestlerile ve maki - bir höpürdet baka | i vajile bize kendinin ön beş sene - lik san'atkâr bir amatör olduğunu bir kere daha ispat etti. hil olmaları için mekteplere mü - racaat etmiştir, Müsabakalara iş- tirak eden takımlardan yenilen- İer müsabakadan dışarı çıkacak - lar, sahada kalanlardan en sonun- cu mektep takımı kupayı alacak - tır. Gençleri birleştirmeğe teşeb- büs eden Kadıköylisesinden bir manzara bu teşebbüsüne bütün mektep spor teşekküllerinin iştirak edece- ğini ümit ediyoruz. Çarşamba günü bütün mektep- ler murahhaslarından mürekkep | — Kadıköy lisesinin mekteplileri'| bir heyet Kadıköy lisesinde bir İ biribirlerile tanıtmıya vesile olan | toplantı yapacaktır. Mekteplerde . eee mn erme sa Istıklâl lisesinde sahne faaliyeti Kapıdan girince şık fakat küs fle güzel oluyor, tabii mektep sah- çük bir salonla karşılaştım. Bu sa- | nesinde san'at ve mükemmeliyet lon kadife perdesi yaldızlı dekor- aranmaz. lu, bol ışıklı kubbesile pek hoş. — Bu zamana kadar hangi pi- Mösyö Samuel Abravanel kon- | yesleri oynadınız? feransına başladığı bir sırada Nus — Geçen seneki heyet (Ah şu ret Safa beyle bir kenara çekil- | gazeteciler) isimli eseri temsil et - tirdi. Kendi bizzat (Gömdüğüm o cihan) (Pişkinler), (Molla Ah - met) isimli eserleri oynadı. Bu dik. Nusret Safa İstiklâ| akade- misi temsil grupu rejisörüdür. On- dan mektebin sahne faaliyeti hak- Bürde fütürizme taraftarım. Fa -| kara gömlekli isterik şair ti cenaplarının — anladığı Yanadak kında malömat 'almak istedim. Fuıbolcu ismail Bey i rakiplerimize birçok. defalar mağ- lâp olduk. Bununla beraber gale - belerimiz de vardır. Azmeltik çok çalıştık. Nihayet 1932 senesi İş - tanbul şampiyonu olduk bu hedef bizim için pek tabii idi. Takım da- ima ekzersizlerine (muntazaman devam eder ve her maça çıktığı. mız zaman kazanacağız derdik, Bunlardan başka sarı siyahlı - ların bir emelleri daha vardır ki © da güzel İstanbulumuza (Tür - kiye şampiyonluğu) nu hediye et- mek. Bizim için ihmal edilmez va- zifelerden biridir. Milli takıma gelince: Bizde iki oyuncu vardır: Salâ- hâttinle Fikret. Bunlardan başka elimizde o - yuncu da olsa gene biz takım ya - pamayız. Takımı yapan kimseler daima klüpçülük zihniyeti taşıyor lar. Saniyen memleketimizde stat değil, saha yoktur. Bu şerait da - “İ hilinde tabii oyuncu * yetişmesine de imkân yoktur. Filân, filân,, İ — Yeni çıkan kitaplar hakkın: daki kanaatiniz. — Eş dost ne verirse okuyo - rum. Sağ olsun yeni. hiçbir şey yok. — Sence roman, hikâye, şiir nasıl olmalıdır? — Roman, hikâye, şiir zanne- dildiği gibi kolay bir iş değildir. İnsan bir hikâyeyi, bir romanı oku yunca, şahıslarile her gün burun Ali: Tam manasile meyhane- ler kurdu' bir ihtiyar idi. Bilhassa sahnede armonik çalarak şarkı söylemesi; xolüne bir kât daha 'gü- zellik verdi. Doğrusu spor, kooperatif ve sair j teşekküllerde cidden muvaffakı - yet gösteren bu lisenin sahne faa- Nusret Safa bir taraftan makiyaj sene biz faaliyete yeni geçtik. Ve ilk olarak (Üsküdarın kambur kadısı) nı oynattık. Çok yeni fikirlefimiz var.” İyi | liyeti'merak * edilecek'bir “şeydi. | eserler oynıyacağız;” — Son zamanlarda pek tutu - Güzin: Tam O konsomasyoncu bir bar kadınını canlandırdı. Reşit: Rolünde iyi idi. Eğer saf Anadolulu bir tüccar olsa idi daha iyi olurdu. da muvaffak oldu. Netice: Eser umumiyet itiba- rile büyük bir muvaffakıyetle ba- sarıldı. Eserin sahibi Baha, beste- liyen Yavuz, sahneye koyan Müç- teba beylerle rol alan bütün genç- leri tebrik ederiz. Deliler doktoru Karakter komedisi 1 perde Mevzuu: Nail eseri büyük bir muvaffakıyetle nakletmiş. Bil. hassa rolleri olan gençlerin karak terlerini göz önünde tutarak yaz- miş, dolayisile çok güzel yas zılmış. Ali Zühtü beyin şimdiye kadar gördüğümüz komedileri hep öyle orijinal tiplerle süslü- dür. Sahneye vaz'ı: Rejisör bu eser- de oldukça uğraşmış; bilhassa temsil esnasında tabloların değiş- mesinde epey yorulduğu belli idi. (Devamı 11 inci sayıfada) tini bu yüzden kazandı. Nazım Hikmetin “Bir ölü evi,, isimli kita- bındaki tipler, her gün tramvayda, vapurda gördüğümüz insanlardır. Şiire gelince; biraz evvel bu hususta konuştuk. Fazla söz bi - çimsiz kaçar. Yahut da uzun söz açar.. Tiryakinin cıgara paketi ni açtığı gibi. — Bir resim? — Vallahi hiç resmim yok. Ben | tiğim eserleri tekrar kendi resmimi yapmasını öğren - | Ne olur, tanınmış muharrirlerimiz dim. Kurşun kalemle çizerim. Sen | gençliği bu kadar ihmal etmeyip de matbaada bir mürekkep ge -| birkaç eser daha verseler... çersin, olur biter. Melih Nazmi | — Geçen £ talebe- Sadi: Şarkıları bertaraf oyun - | e yapan çocuklara öte beri tenbih ederken diğer taraftan mektebin sahne faaliyeti hakkında o izahat i veriyordu. sinden üç kişi (İstiklâl akademisi) namile mektep dahilinde bir te - şekkül yaptılar. Bu teşekkül do - kuz grupu ve bu dokuz gruptan biri de temsil grupunu ihtiva edi- yordu. Temsil grupunun başlıca vazi - fesi talebenin bir haftalık yorgun- luğunu gidermektir. o Mektebi- mizde daha akademi teşekkül et- mezden evvel bu grup talebe ge - celeri namile memleketin yüksek şahsiyetlerinin konferanslarını, hasbıhallerini temin ediyordu. Bu sene iş başına biz geçtik. On kişiyiz. Aramızda üç de musikişi- nas var. San'atları beste yapacak kadar kuvvetli... Güzel bir caz yap tılar. Bazı akşamlar güzel par- çalar çalıyorlar. Biz de, on beş günde, ayda bir küçük bir kome- di temsil ediyoruz. — Piyesleri nereden buluyorsu- Genç rejisör Nusret Safa B, lan operetler hakkında fikriniz. nedir? — Operet son senelere kadar İ şüphesiz Türk sahnesinin bir ek - siği idi, Ötede beride muhtelif. namlarde teşekküller olmasına rağ; mer henüz operet için bir adım" atılmış değildir. Biliyorsunuz k Darülbedayi geçen sene sahnesini de inkılâp yaptı ve bildiğiniz ope retleri oynadı ve el'an Geli Süreyya opereti de güzel.. İyi e < nuz?.. serler oynuyorlar. S — Bizim için en mühim ve güç — Hangi san'atkârları takdir. mesele piyes bulmak.. Bilirsiniz ! edersiniz? i ki mektep sahneleri piyesleri dar bir çerçeve içine almıştır. Talebe. ye ahlâki, hissi piyesler göster. mek nezih oyunlar bulmak mec - buriyetindeyiz. Halbuki sayılı mu harrirlerin mektep sahneleri için yazdıkları eserler oynana oynana demode oldular. Bazı heveskir arkadaşların münasip eserlerini oy nuyoruz. Bazı da yukarda bahset- ediyoruz. — Bizde san'atkâr maalesef. pek az, şüphesiz yoklukta var o - lanlarr takdir etmek mecburiye » tindeyiz. Hepsi çalışıyorlar, Her kalıba giriyorlar. Ne yapalım, san at bizde pek geri.. z — Peki bizde san'at niçin ge- ri? — Bir kelime ile cevap. Taas- sup yüzünden. Bu nazik rejisörün artık iş vak- ti gelmişti. Konferans bitmiş, sah- ne hazırlanıyordu. Elini sıktım ve ayrıldım. Oynadığımız eserler umumiyet Ercüment ilhami Da eğ like ÜNÜ al yank e & silk MİNİLİ üzdü im

Bu sayıdan diğer sayfalar: