5 Ocak 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

5 Ocak 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sarıfa 8 Kızıl Kartal Rihthofemin Hatıraları Nekleden : fa. 3 tık. Fakat gene bir netice alama- etmişti. | dık. Fena halde canım sıkılıyor - yegâne | du. Hem bir tayyarenin birçok ya hasar, plâjda bulunan güzel bir ö- ! ralar alabileceğini, buna rağmen telin yıkılması oldu. Tesadüf, bu | uçabileceğini tasavvur edemiyor - oteli işletenler de İngilizlerdi. dum, ateş eder etmez hasmımm Vatan için bir düşmesi lâzımgeleceğini zanne - diyordum. Halbuki iş böyle değil- damla kan di. Hayatımda hiç yaralanmadım. Bizde eksik olan cesaret değil- Her halde tam zamanında başı - | di. Zeumer emsalsiz bir surette mı çevirmiş, veya karnımı uçuyordu. Ben de, oldukça iyi a - çekmiş olacağım. Bir gün, bir kur- | tardım. Bir muamma karşısında şun çizmelerimi delip geçti. Bir| idik. Bugün dahi bu mesele halle- defa boyun atkım yaralandı. Bir | dilmiş değildir. Birçok tayyareci - defa da meşin ceketimin kolu ile ler tıpkı bizim gibi, ayni hali duy- yakası indi. | maktadırlar. Büyük harp tayyaremizle İngi-| © Ostand'da eğlenceli hayatımız Tefrika Numarası : İngiliz filosu, bombardımanını limanla istasyonda teksif Bömbardımanın yaptığı içeri lizleri bombardımana (gitmiş İlk bombamı attım. Pek tabii, bombanın düştüğü yeri pek şayanı dikkat bir meseledir. Büyük harp tayyarsmiz bombu nakline çok salihti ama, bombayı atar atmaz, düşeceği yeri, kanat- | kısa sürdü. Şampanya harbi başla | mıştı. Bizi, tayyaremizle beraber o cepheye tayin ettiler. Tayyare - miz ne kadar büyük olursa olsun, onun iyi bir harp tayyaresi olamı- yacağını anlamıştık. Bir gün Osterot ile, çük bir tayyareyle uçuyorduk. Cepheden beş kilometre ilerde, bir Farman tayyaresi götdük. Bi- zim yaklaşmamıza müsüâade etti ve hayatımda ilk defa olarak, hastmırmı yakmdan görebildim. Os terot, ustalıkla hareket (ederek, Farman'ın yanından geçti, ateş et görmek daha kü- ları ile kapatarak, görmeme mâni oluyordu. Bu halden pek sinirleni- yordum. Bombanm düştüğü yeri görüp kurşuni renkteki dumanın çıktığını seyretmek insanm mane- viyatmı arttırıyor. Pilotam Zeumer'e işaretle, bu- nu anlatmıya çalışıyordum. Elimi uzatmış bombanın düştüğü yeri i | Harbi umumide meşhur Alman tayyarecisi| mek için fevkalâde müsait bir va-! —— VAKTTI Geçen Yılbaşı .. Bir katıl / Şahitlerın ifadesi | birbirini tutmıyor | İ İstanbul ağır ceza mahkemesi, İ 1932 yılbaşı gecesinde Divanyolun da “Diyarıbekir,, kraath. si ö nünde boyacı Salihi biçakla öldür. İ mekten maznun kunduracı Sait E- İ fendinin muhakemesine dün de - vam etmiştir. Sait Efendi, Şeyhülislâm Hilmi E fendinin torunudur. Bir seneden beri devam eden muhakemesi, son | safhasındadır. Müddei umumi İ kendisinin kavga neticesinde hid- detle boyacıyı öldürdüğ sabit görmüş, bu noktadan ceza istemiş- tir. Dün, müdafaa yapılacaktı. Maz nun vekili Ethem Ruhi Bey, mü - dafaaya girişmeden, tahkikatın! genişletilmesini istiyeceğini k dederek, bazı isteklerde bulundu: — Bu davayı, son safhasında ü zerime aldım. Büti göz - den geçirdim. Şahitlerden Arap la gazeti Kenan Beyin ifadeleri, biribirine uymı - or, Kenan Bey, ik gösterirken, parmağımda . küçük bir darbe hissettim. Önce şaşala» dım, sonra, parmağımın yaralan» dığını gördüm. Zeumer . farkına varmamıştı,, Bombarfımandan . bikmıştım Son bombamı da atarak döndüm. | Sekiz gün hiç uçmadım. Cismen | biraz ıstırap çektim ama, şimdi artık bir harp yarası almış bulu - nuyorum, bunu iftiharla söyliye - bilirim. ziyet aldı. Farman bizi görmemiş | d gibi hareket ediyordu. Yüzlük! şarjörümü boşalttım ve mitralyö - | di züm tıkandı. Fakat hasmım ga - rip bir şekilde daireler çizerek ye- re inmiye başlamıştı. Gözlerime inanamıyordum. Öylece pesinden baktım ve Osterot'un omuzuna | yurarak: — Düşüyor, düşüyor! Diye seslendim. Filhakika tay- yare, baş aşağı yere düşmüştü. Harita üzerinde düştüğü yeri ta- ilk hava muharebem (1 Eylül 1915) Zeumar ile beraber bir muha- | rebe etmek için fırsat arıyorduk. | Büyük harp tayyaremizle her uçu: | şa çıkışımızda, bir düşman arı - yorduk. Fakat her gün beş saat mütemadiyen uçtuğumuz halde hiçbir şeye rasgelmemiştik. Bir sabah, artık ümitsiz bir hal. de dönerken birdenbire bir Far - man tayyaresi gördük. Zewmer o- nun istikametine doğru © uçunca kalbim çarpmıya başladı. Ne ola- cak diye meraktan © çatlıyordum. Hayatımda hava muharebesi ne * dir? Nasıl olur? Hiç bilmiyordum | ve görmemiştim. Farkına bile varmadan, Ingili. | zin yanına yaklaşmıştık. Dört de-| beri gaz ve benzin meselesi üzerin | fa ateş ettim. Halbuki İngiliz, a edi - yordu. Bu muharebenin neticesi hakkında hiçbir fikrim olmadığı için tehlike diye bir şeyin mevcu - İ | kamdan mütemadiyen aleş | yin ettim. Cepheden beş kilomet - re mesafede bir noktaya düşimüş - tü. Fakat ne yazık ki, kendi cep- hesinin gerisine düşmüştü. O za - manlar, düşman cephesinin gerisi- ne düşürülen tayyareler, düşüren- ler hesabına zafer olarak kaydo - lunmuyordu. Aksi takdirde, dü şürdüğüm resmeh sabit olanların listesine bir tane daha ilâve ede » bilecektim. Fakat muvaffakıye - timden memnundum. Benim için metele, bir düşman tayyaresinin yere düşmüş olmasıydı. (Devemi var) 4 â Gaz ve benzin Vilâyette müteşekkil, ihtikârr tetkik kömisyohu bir müddetten de mesgul oluyordu. Son toplantı- sında komisyon, gaz ve benzin ü - zerinde ihtikâr olmadığına karar vermiş ve bu kararını müddei umu miliğe bildirmiştir. diyetini hissetmiyordum. Biribiri- mizin etrafında dönm başla» | dık, nihayet İngiliz, geri döndü ve | gitti. Hem ben, hem de pilotum su | ce ikimizin de canı Zeumer iyi ateş edemedim diyc| bana kabahat buluyordu. Ben de | saikle, Ticaret Odasının noktai na- | liğe Hamit ve kâtipliğine Faik ve tayyareyi ateş için münasip bir | zarının bu ticaret şubesinde esasen | kasadarlığına vaziyete sokmadı diye ona kusur | ihtikâr olmadığını tebarüz ettir - | nasp ve intihap eyledikleri ve he - Bu kararım iki sebebi vardır; bi dahil olmamasıdır. Komisyon an- cak kontenjana dahil mevat üze - || kutu hayale uğramıştık. Yere inin | tinde tetkikata memur bulutmak- sakilyordu. | tadır. İkinci sebep ta gaz şirketle — | dilerekiera kıl rinin komisyona tevdi ettikleri ve- gaz ve benzinin kontenjana | Neticede bu şahitlerin çağrılma | larına karar verildi. Muhakeme, | bir şubat sabahına bırakıldı. Trablus garptan bir rica Trablus garpta oturan bir zat. | tan İstanbul valisi Muhittin Beye bir mektup gelmiştir. Mektup yeni harflerimizle yazılmıştır. Maahaza | ufak tefek yanlışları vardır. M İ tabu gönderen Viya Garib 56 numarada oturan Mustafa A; | tülvahit bin Ali Kurban Efendi - | dir. Babası Dağıstanlı Ali bin Kur bani ve kardeşi âcem Hacı Hüse - yini aradığını bildiren Mustafa E- fendi bunların buldurularak ken - disine malümat verilmesini acıklı bir lisanla rica etmekti | snüllmçiğikemeğ Halk Fırkası kongresi! Halk Fırkasınn vilâyet kongre: | si bu ayın onbeşinde ya | Vilâyet idare heyeti gelen raporların tet ni bitirmiş umumi faaliyet raporunu hazırla- | mıştır. Kongrede İstanbulu akbel çalişir ait ehemmiyetli meselel İecsktir. l İ yaçlarına ve mü er gör —— Müretiipler cem'yeli senelik kongresi bul Türk mürettipler cemi len: | 1933 senelik e | rinci reisliğe C Mustafa Beyleri buluyordum. Velhasıl, o güne ka | miş bulunmalarıdır. Gaz ve ben - | Yeti umumiyece (Türk mürettipler | a j ç a dar gayet iyi olan arkadaşlığımız | zin fiatlarmda görülen cüz'i yük - | cemiyeti) ünvanının değiştirilerek | gösterdi ve bir şato sahibinin mü- ilk geçimsizliğini gösterdi. Tay -İ selmenin yeni muamele vergisi ile | bâdem: yareyi muayene ettiğimiz zaman, | cihan piyasasındaki hafif yüksel - | baa işç (Türk mürettipler ve mat- | birliği) İsmile çağrılma birçok yara aldığımızı da gördük. | menin bir neticesi olduğu da tes - | sma ve nizamnamenin tashihine Ayni gün tekrar bir uçuş yap pit edilmiştir. karar verilmistir. | yordu. Muhayyel bir, d4 duran tabloları © Evlenmek istiyen Erkekler © — Ye Ya Papagan suratlı bir ziyarete Meşhur İtalyan Gui Zeppe İtalyano imzasile şu satırla” rı almışma, “Madam! Gazetedeki ilânmız beni çok alâkadar etti, Geliniz fi- lân adresteki atölyemde beni gö- rünüz, şüphesiz (o uzlaşabileceğiz. İhtiramatımın kabulü.,, ressamı Mektuba üstat bir de resmi ile bir gazeteden kesilmiş bir par- ça ilâve etmişti. Resimde başında külâh papağan suratlı bir adam gözüküyordu. Gazete kesiğinde de İ şa satırların altı çizilmiş: “Yirminci asrın Rübeus vasfı- nr bihakkın taşıyan üstat Guizep- pe İtalyano ile sarhoşluk ve jan - İ darmalara hakaret töhmeti ile tev- kif olunan İtalyan arasında işine - | den başka bir ralıta yoktur. iki- sinin de ismi ayni ise de üstat o adamın akrabası bile değildir.,, Ertesi günü akşamın altısında İtalyanohun atölyesinin o kapısını vurdum. Papağan suratlı İtalyan apıyı açtı ve beni içeri alırken dedi ki: — Gir güzel mahlük.. Içine kor- ku gelmeden &ir Benden asla korkma. nazarında kadın Hele sen betbaht olduğundan do- layı mukaddeslik hudutsuzdur. Bu teminatı verdikten sonra Ka pıyı kapadı. Yüzünde bir doğruluk hali görülüyordu. Başı - en cazip şey. İlalyano mukaddestir. nevi ma gelen âşıkane vak'a ile elim neticesini tafsilâtile öğrenmek is- adamı ele aldım. O adamın bana yaptığı he- sapsız hakaretleri, işkenceleri u - zun uzun sayıp döktüm. Üstat bir sıra fazla heyecana gelerek bağır- dı: — tâhi, dedi. Senin gibi bir meleği Meryem ana tavırlı lâtif bir mrhlüku işkenceye sokacak d. recedu ahlâksız ve sefiller de bu d hi Fakat güzel mahlâk.. Artık üzülme,. Gö» Ben seni ker dete nail edeceğim.. Ma - mamen unutturacağım. Mes acağız mes'ut... ünyada bulunuyor yağların kurusun.. irlü Seninle a evlenem em çünkü İtal- karım var. İtalya kanunu ta lâkı kabul etmiyor. Fakat evli ol- maklığımızdan çok fazla sana keh dimi vakfedeceğim ve seni saade- | tn en yüksek mertebelerine kadar götüreceğim. Sonra gayet tabii bir şey söy bi eli ile vâsi bir lermiş g işaret aptı. Atölyeyi tasvir ederek dedi şurada, benin: ilham - duğu şt bediiyat yu - vasmda baş basa mes'ut bir ha - yat geçiröceğ İarımn hakkında bi kliyordu. Beri işi ak: m. Ne güzel eser- nde ruhunuzun olmuş gibi.Böy " um. i sevinçle dinliyotdu. Gürür damarları okşanmadı o va: söylememi b — Oh! de iniz var.. İçle: gör | kit odanın dibinde tahta merdi - venle çıkılan küçük sahanlık kemmel lüks odasını gösterdiği bir tavırla dedi ki: -— İşte yatak odamız orası o - lacak ey güzel melek.. Bu odaya VE 7 zaö: Matmazel Kler klavnat italyanı atö yesinde gıttım .. bütün saadetimizi (o defnedeceğin ve burada yaşıyacağız. Anlaşılan bir çoban nasıl ko - İ Şabldrıım bulunduğu ağılda bir sahanlıkta yatarsa, üstat da tab - İolarımın üzerinden gözlerini ayır- mamak için bu sahanlığı hazırla - mış. Mutfağa gelince merdivenin altımda perde ile bölünmüş küçü - cük bir dolap kadar bir şeydi. Ye- mek odası üzeri kırmızı murabbalı | beyaz bir muşamba ile örtülmüş İbir geridondan ibaretti. Üstat bunları bana birer birer gösterdik» İten sonra kayrtsız bir tavırla kah- | kaha savurdu ve dedi ki: | © Bu türlü yaşayış birçok me- selsleri halleder. Böylece hizmet- çi kullanmak güçlüğünden kurtul- muş oluruz. Bundan başka resmi kabul yaparak misafirlerin kafa » mızı ağrıtmasına yol açmayız. Ye- meği bizzat pişiririm, Ayda dört yemek listem vardır. Bu listeleri her ay muntazaman takip ederim. Bu haftaki listede tirit, İtalyan u- | sulü spaketti, jambon ve meyve | var. İçki olarak kiyanti şarabı kullanırım. Hele bir defa benim kiyanti şarabımı tat da bak nasıl bütün dertlerini unutacak, keyif edeceksin. Otur bakayım da sana yemek yedireyim. Muşamba örtülü geridon üzeri- ne tabakları yerleştirdi. Tabakla « rı el çabukluğu yapan bir adam İ mehareti ile koyup kaldırıyordu. İçinde koyu bir renk sulu hamur bulunan küçük bir tencereyi tü. çük bit dolaptan çıkardı. “Küçük bir havagazi ocağı yaktı. Beş da- kika sonra bir cızırtı duyuldu. Üs- tadın tiridi az kalsm yanıyordu. Hemen koşarak sahanı aldı için - dekini iki müsavi kısma ayırdı. Biz bunu yavaş yavaş yerken bir konserve kutusu içindeki İtalyan | siyakettisini o ocakta İtalyan hem yemek yiyor hem de durmadan çene çalıyordu. Haya - tında geçen büyük hadiseleri sa - yıp döküyordu.. ısitryordu. — — ere aa ra Yunanistandan kadın tetkikcilre geliyor Kadin Birliği idare heyeti dün fevkalâde bir içtima yapmış, bây- İ tamda fakir çocuklara birlikçe el- bise ve çamaşir dağıtılmasma ka - rak ve Türk kadınlığı hakkında 71 hanımlar bu işle meşgul olacak- lardır, Yunanistan Kadınlar birliği res isi Madam Teodorpslos, kadınlar birliğine bir mektup göndermiş, | 22 şubatta İstanbula geleceğini bil dirmiştir. Madam Teodoropulos İstanbulda on iki gün kadar kala - “laak ve Türk kadınlığı hakkında tetkikatta bulunacaktır. > Mayısa doğru Yunanistandan 50 kadat ka dın geleceği de haber verilmekte - dir. —mtimm Keresteciler Belediye iktisat müdürü Sürey- ya Bey dün Ankaradan gelmişti Süreyya Pay kerestetilerde yapıla cak olan sebze halinin müsaadesi ini getirmiştir. Halin keşif ve pro * İğesi hazirlanmış olduğundan inşa- ata bir an evvel başlanmasına şa - ! ışılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: