10 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

10 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN VE MODA AAA BA IM Dir şemsiye ve bir başlık Nu sene yazın en veni ve moğa'renki » olacakmış. Resmimizde görüldüğü gpw'iwi de kendisi olacaktır, Diğer unaftan arkaya uzanan başlık bu sene yazı Için ortuya at dan biridir. Jolie Ee ismini alan bu Bir iu lerden yapılmış bebek çek gibi bebeğin ayakları $ n modalar- ığın arka tersfi & en koru- kocasının arkadaşı öpecek olursa.. o Buö öpüş boşanmıya sebep olamadı, yüksek mahkeme ihti'âf ha'inde.. Son günlerde Viyanada bir ka-! “rı, kora arasındaki karşılıklı bo- ma davaları görülmüş ve iki ta- | zafim iddiaları, verilen bi.ibirine muhtelif kararlar, davalar et- nda büyük bir merak ve alâka dr şti İlk safha, şöyle başlıyor: Em - ih isminde bir adam, karısı | nna aleyhine boşanma davası a iyor ve bu istegine sebep olarak| ta şunları gösteriyor: — Karım, bir zamandanberi ev işlerini tamamile yüzüstüne bı - tı. Gönül eğlendirmekle, ge - ip tozmakla vakit geçiriyor. A - bildiğine para harcıyor, ne mo -| lie olursa hemen o modaya uymak | , kat kat elbiseler yaptıra - asidi çifter çifter şapkalar ısmar | yarak; — lerzilere, (o şapkacılara borçlanıyor. Doğrudan doğruya | disi değil tabii, dolayısile > ben!. Bu kadarla kalsa, haydi, neyse, “diyelim. Üstelik bana ihanet te e « “ diyor. - Arkadaşlarımdan Rober « i, karımı öperken gördüm. Ayni da, bu arkadaşımdan ol- kı ” “dukça kıymetli bir hediye de ka -| « : ml etti, Artık bu kadarına, pek tabii olarak, tahs-x:ülüm yok - Kabahatin ona ait olduğu kay - dile, boşanma kararı istiyorum. Bu vaziyet karşısında, karısı $ durmıyor. Hemen o da mu - “kabil bir dava açarak, istinat olu - nan şeylerin hiç birisi doğru ol - madığmı, bilâkis kocasının zamanlarda kendisini ihmal etti « alâka - bahatwiz erkeği kabahatli göre rek, b böylece veri Tabii kadın memnun, sun!,, diye mücadeleden mey gururile köcasma anma kararnmx “Oh ol - galip göz cile bakıp, müsteh bü - küyor. Ancak kocası € rakmıyor. eşini bı- yolunu iceme hu : çi tutarak, daha yüksek m: zuruna çil İ karşılaş kemenin ar! rerek, kar i hoş gör - garip Hatta karım da bu öpüşe mukabele et- ti. Hediyeye karşı teşekkür, hedi - ye verene kendisini öptürmek ve onu öpmekle mi yerine getirilir?. Eğer iki taraf da kadın,.yahut er- kek olsaydı, ku anmıya sebep kalmazdı. Halbuki, değil. Bu vaziyette yumulamaz! " mesi, çok su! işmeğe göz sure otile göz- buluyor, cayı bu b okinde baklı Bözle öpüşmek, boşanma sebebi dir. Kadın da hareketile koşan - Kocasının arkadaşı tarafından, evinde kocası yokken de ziyaret edilmesi, 25 şi- İ lin kıymetinde bir altın zincirden gerdanlığı hediye olarak © alması da, öpüşmenin öyle pek masuma- ne ve sırf nezaket eseri olmaf maya sebep olmuştur. son | d ğini, ev ve aile hayatına sızlık gösterdiğini, hattâ 'dmla aralarında evli bir o yakışmıya. hâl mevcut olduğu © için, ceza” mahkemesince mah- küm olduğunu ileri sürüyor. bir ka - — Şimdi maksadı, diyor, beni| © kabahatli çıkarıp, aklı sıra öç - al - © mak ve boşanarak o kadınla dü- ğün, dernek yapmaktır! Hukuk mahkemesi, iki tarafı Zi kalmıyor. Bu sefer de, kadın, tem yüksek « Temyiz isti- r. Ko- hatsi - karılık 1 dasında “ İ cam kabahatlidir. İ zim. | etmiş zünden herkesin Wi bir vaziyete düş ve yolsuzdur. Sonra düşün esi, yersiz Imeli, da dinledikten sonra, İadını ka - İki biz ne yüksek tabakaya, ne de , diye ilk kararı! ğiştiriyor. Fakat, iş bununla da| vhe- | a Kemal Paristeki gençlerimize <bir hitabesi iciyyeler: Biz Türkleşiyoruz | Sabik Madrit Sefiri, Şair Yah- iv Kemal Bey İstanbula gelme - i miştir. Hâlâ Avrupadadır. Ada - nada çıkan Türk Sözü refikimi - zin Paristeki bir arkadaşı şair hakkında şu satırları yazma! dır: Yahya Kemal Bey, içinde ya - şadığımız Fransadan, daha husu- sileşerek Paristen ve Parisin tale- be mahallesi olan “Kartiye Laten,, den bahsederek hitabesine baş - ladı. Koyu ve mânasız bir mater- yalismin bu muhiti nasıl ifsat et- tiğini ve nasıl ruhsuzlaştırdığını işaret etti, “— Fransa ve Fran - sanın Kartiye Lâteni ruhzusla - şıyor!,, dedi. Sonra; hars sahasın- da her gün biraz daha derinleşe - İ rek yapmakta olduğumuz inkı - lâpların kısa bir tarihini çizdi, ni- hayet; Türke, Türk milletine öz olmuş seciyyelere geçti ve: — Halbuki biz Türkler ruh - ulaşacağız, çünkü biz Türkleşi - yoruz!,, dedi... Yahya Kemal Bey, memleketi- mizde daima bir “alafranga,, mo- dasının mevcudiyetini acı acı kay- İ detti, fakat, bunun bizleri endişe- ye düşürmiyecek kadar ehemmi - yetsiz olduğunu da söyledi. “— Bu cereyana (kapılanlar, arkalarında iz bırakmıyacak olan küçük, cılız ruhlardır!,, dedi. Şair; tahsil hayatında yalnız kitapların dar çerçevesi içine sap- , İanıp kalmanın tehlikeli olabile - İ ceğini ima etti, ve. muhitimizin bize en büyük bir ibret sahası ol- ması lâztm geldiğini bildirdi: “.— Garbin bize vereceği en büyük ders, Türklüğümuüzdür; ben bu memlekete alafrangacı geldim, buradan alaturkacı dön - * düm!, diyen Yahya Kemal Beyi elimle, kalbimle, bütün mevcu - diyetimle alkışladım! Yahya Kemal, sözü, tarihimi- İ ze sanat ve felsefemize intikal ettirerek, hulâsaten şunları söyle- dis .- Ben; Fuzuliyi, oNedimi, Şeyh Galibi sevmeği bu memle - kette öğrendim. Ben; Fuzuliyi, Nedimi, Şeyh Galibi bu memle - ketin kütüphanelerinde okudum. Tarihinizi ve mazinizi ihmal et - meyin çocuklar! Başkaları kadar bizim de felsefemiz, mimarimiz, şiirimiz, “leziz şiirimiz,, var!,, ğit fikirleri söylerken, içim nasıl | geniş bir sevinç ve iftiharla do - luyordu! Ben bu sözleri; “Bin at- k akmlarda,,.,, diye (başlıyan şiirinden daha kabadayı, daha kudretli ve daha şâirane buldum. örin takakaya mensubuz. inip tabakadan insanlarız. Kocam, bir ateşçidir. Ve bizim sınıfımızda in İ sanlar arasında öpüşmenin mana İ ve mahiyeti, ihanet değil, samimi- yettir. Böyle bir şey, olsa olsa teklifsizce harekettir. Bir rezalet sayılamaz.,, diyor! En yüksek mahkemenin ilk ve ikinci karardan hangisini tercih e deceği henüz belli değildir. Fakat, ikisini de beğenmeyip bambaşka bir karar verir ve bu yeni karar da ya iki taraftan birinin, yahut ayni zamanda iki tarafında hoşu- na gitmezse, ne olacak? Son ka- beklenilmektedir. ı | Türk milletine öz olmuş se- | Yahya Kemal Bey bu babayi- | wİ yanı dikkat bir konferans irat et- nie “Yeni F Yavrum . Fernan Gravey, Fiorelle, Barön Fils — MELEK”te — di N Hukuk tahsil eden genç Brasa' ihtiyar bir antikacının metresi o -| lan güzel Anet baştan çıkarmış - tır. İki genç antikacıdan çekinmi- yerek serbestçe sevişmektedirler. Bir gün antikacı iki genci başbaşa | pek sıkıfıkı konuşurken yakalar ve kıyamet de kopar. Anet kendisini bozmaz ve dos- tuna her şeyi itiraf edeceğini söy- ler. Onun yaşı 20 değildir. Fakat 30 dur. 13 yaşında iken ilk âşığın- dan olan bu genç onun evlâdıdır. İhtiyar bu yalanı yutar ve genç Brasara acır. Antikacmın gene bir antika arkadaşı vardır. o Brasarın babasını tanıyor. İki ahbap evlât- lığını tanımadığını ofarzettikleri babayı kanlırmıya ve onu evlâtlı- ğa kabul etmesi için ricaya gider- ler. İşler bu kadar karışınca Brasar babasına' her şeyih döftiusüni an: İatır ve uslanacağını vadeder, Ta» bii hayat hayata girmek istediğin- den Fanny ismindeki genç bir kız» la evlenmesine de müsaade ister. Herkes memnun. Zararlı yalnız Anet kalıyor. Zira, genç (o aşıkmı i kaybetmişt Akademi Fransez âzasından Marcel Prevart, kadın o ruhiyatı hakkında en güzel eserleri yazan fransız muharriridir. Yetmişi geç- | miş olan fransız muharriri kadın- lara ait bahislerde en salâhiyet!i zat sayılır. Kendisi birkaç gün evvel Am basadör tiyatrosunda “Asri kadı - nın zamana galebesi,, hakkında şa miş ve konferans büyük bir kala” balık tarafınadn dinlenmiştir. Marcel Prevost t bu konferansın da şunları sö; Yakında Fransız akademisi & « zası yazdıkları romanlarda alt - mışlık, yetmişlik kadınlarla genç - ler arasındaki (omuaşakalardan bahsedecekler. Çünkü o zaman bu! altmışlık, yetmişlik kadmlar gene ve güzel görünecekler. Genç erke ler, sahiden onları sevecekler. On- ların peşine düşerek yanıp yakı -! lacaklar. Kadınların zamana, zamanm Nİ e Filimer ! Sarışın Venüs Marlene Dielrich — ELHAMRADA — Helen Fraday artistlik hayatı - na veda ederek genç bir kimyager olan Ned Faradayla evlenmiş ve bir çocukları olmuştur. İstikbalden ümitlidirler. Genc kimyager Ra- idiumun şekilde istimali hakkında ikeşfiyatta bulunmuştur. Nedin sıb ' bati fazla yorgunluğa tahammül e- demiyerek uzun bir tedavi için sa” natoryuma gitmeğe mecbur kal» mıştır. Bu büyük masrafı karşıla - mak için Helen yeniden eski sana- jtına avdete mecbur kalmıştır. Bü- yük bir revüde Blonde Venüs re - vüsünde baş rolü oynıyacak. Genç ve güzel kadm herkesin .zarı dikkatini celbettiği gibi zengin ve yakışıklı bir Amerikalı servetini kadınm ayaklarına bıra" kır. Helen bin müşkülât karşısm - Ida nihayet Amerikalmın metresi o lur. Ned tedavisine sarfedilen pa- vaların karısının kazancından ol - mayıp da karısının dostu tarafın - dan sarfedildiğini öğrenince karı- sına lânet ederek ve çocuğunu al- mak üzere eve gelir, Kadın, çocu- ğundan ayrılmak için beraber ka- çar fakat fazla sefalete tahammül edemiyerek nihayet çocuğu baba- sına teslim eder. Beş sene geçmiş- tir. Helen Pariste sevilmiş ve şöh- ret kazanmış bir artistler arasın - dadır. Eski dostu genç Amerikalı tekrar beraber yaşamak ve evlen » meği teklif eder. Helen son defa olarak tebdilihava icin Avrüvava 5 gelen kocasmı ve çocuğunu gör * mek istediğini söyler. Analık hissi galiptir. Helen ha- yatını çocuğunun terbiyesine has- redecek ve belki zamanla eski ai- e ocağı yeniden teessüs edecektir. ..rensnsnsmsasannesan ....reassesan 60-70 yaşında kadınların aşk maceraları i Bir gün 50 yaşındaki kadınların güzel ve dinç olduklarını göreceğiz varmış kadınların gençliklerini ve güzelliklerini muhafaza ettikleri « ni göreceğiz ve bunlarm macerâ - larını okuyacağız. Yakın zamana kadar muharrir» ler, aşktan bahsettikleri ozaman. otuz yaşındaki bir kadını geçkin. sayarlar ve onun aşk maceralarını yazmıya cesaret edemezlerdi. Meselâ Balzak gibi bir muhar- rir, otuzluk hiçbir kadını sevişti » remezdi. Çünkü o zaman, bir ka * dının otuz yaşma varması, ömrü * nün hazan devrine erişmesi de * mekti, Bugünse güzellik müesse- seleri, güzellik doktorları, güzel * lik operatörleri kadınları çirkin ve ihtivar görünmekten kurtarmışlar çirki n bir yüz, kizli bir yüzden Tayyars piyangosu 14 üncü tertip tayyare piyanko” sunun ikinci keşidesi yarın öğle © den sonra yapılacaktır. Bu keşide” nin en büyük ikramiyesi 35,000 li” tahribatına kazanacakları muvaf Gene çok geçmeden, 150 yaşıma radır. Bundan başka 200900, 15000 rar ve neticesi Viyanada merakla | fkryet bu kdarla da Okalmıyacak.| 10700 gibi büyük ikramiyeler v* 20000 liralık bir mükâfat vardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: