2 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

2 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

us .. si cak ks” ağ wi” yi zeri iler an) ıda a ibat 1 ret yor mefi ai r e şu 20 b hal lde” a if |, VE ali eni faz ri üz€ eçi ildif , wi eses! ust adil ün pi ık! « ! Van Nin. VAKIT Aİ | yeğ Gençlerle Başbaşa Şevket Bey diyor ki, ağabeylerimiz bize ehemmiyet vermiyor. Amca- beylerimizse söze karışıyoruz diye kızıyorlar böyle olmaz Toplıyan: Melih Nazmi DR a a Şehzadebaşında (Şunlar) kır - lasiye mağazasındayız. (Şunlar) ne güzel bir isim.. Merak ederek bir kere bu ismin niçin konduğunu sormuştum. Acaba bir aile ismi fi- lân mı?.. Değilmiş.. Hani şu bil - diğimiz bunlar, şunlar var ya işte bu “şunlar,, da onlardan biri. Şunlar mağazasının ismi tuhaf olmakla beraber sahipleri de tu - haf kimseler.. Cümhuriyet genç ler mahfelinin şu zorlu veznedarı Sedat bey, Şevket Bey ve diğer e zat ki, üç ortak.. o Mağazada aşi işi ayrılmıştır. Fotoğraf- ra Sedat Bey mağazadaki satışa e j harici işlere de diğer akı ü taksimi temek Zi APAR pi Bundna evvel de Şevket Beyin rağazasma bir kalem almak için gitmiştim. O vakit Sevket Bey e - linde kalem, önündeki kâğıda dü- şüne düşüne bir şeyler yazıyordu. Kendisile tanıştıktan sonra müte j ve defalar mağazaya gittiğim- Nağme Beyi hep elinde kâğıt m em önündeki kâğıda düşüne e bir şeyler yazdığını görür- va Bugün sittiğimde gene Şev- > Bey elinde kalem düşünüyor - — Merhaba Şevket Bey! — Merhaba Melih Bey. — Ne yazıyorsunuz?, — Beş heceli bir şiir hazırlıyo- Tüm. — Çok güzel. — Arzu ederseniz size okuya» yım. i Şiiri okumıya başladı. Sözünü estim: — Teşekkür ederim Şevket B. onun yerine bana edebiyat akkındaki fikirlerinizi söyler mi- siniz?. ak Yazdığım şiiri dinlemek is- €z misiniz?. bam İsterim ama sonra, evvelâ va lükatımızı yapalım da belki mra mülâkattan vazgeçersiniz?. i — O halde buyurunuz, sizi din- Yorum. — Şimdi hakim olan edebiyat angisidir?, , © Vallahi Melihçiğim ne diye- Thm benim gibi tlmizlere bu gi- #uallere, günlerce düşünüp, © a sorup ecvap vermek ya - aç irken,, Sen beni ani olarak bas Sai m. Kardeşim şimdi sana ilmi f AP vermeğe kalkışırsam boş ka a çıkılmaz girdaplara yuvar- Mmiş olurum, Bırak bunu, ben A göre mütalea edeyim. Bence şimdi cihanda hâkim 0- z kadın ve para o edebiyatıdır. ing leyim ben.. “San'at san'at i- İçindir” derler fakat san'at para i- ir, sanat kadın içindir demek M doğrudur. la. aamafih bu eskiden daha faz- oymuş. İyi bir edibi iyi bir şairi, yarkaçı müstesna - daima (bir sah dalkavuğu olarak görüyo" bu ! Şevket B. ruz. Terennüm ettikleri şeyler ek- serisi methiye, buna mukabil hi - civler teşkil eder, Tanzimat edebiyatı biraz da - ha bunlardan © uzaklaşmış gibi. | Çoü şükür şimdi bu yok. Bu sefer yapılan: Yaldızlı kelimeler, ma nalı manasız müteheyyiç vak'alar doldurarak satışı temin etmek ga- yesi. Lâkin bu kabahat tamamen ya- zanlarda değil, mühim bir kısmı da okuyucularda. İçtimai yaraları deşen, ciddi, olgun, dört yüz dirhem eserleri sathi bir göz yalamasile geçiyor ve kitabı almayı lüzumsuz görü - yorlar. —.Nasıl yazarsınız?. — Nasıl mı yazarım?. Tuhaf.. Tabii kalemi kâğıdı alır, yazarım. Canım sıkılır yazarım, antr pa - rantez şunu söyliyeyim ki; biz kü çüklere hiç ehemmiyet verilmiyor. İyi yazabilmek için devamlı mec- buriyet lâzım.. Insaflı tenkit lâ - İzm... Biraz da takdir lâzım.. Ma- alesef ağabeylerimiz bizi daima * baltalıyor, amca beylerimiz de teh ditkâr bir tavır takınarak: “Bü - İ yükler konuşurken küçükler söze karışmaz,, diyorlar. İşte dostum bu vaziyet içinde ne yazılır. Şüp- hesiz hiç. Düşün öyle değil mi7?. — Kimleri beğeniyorsunuz?. — “San'at san'at içindir, der - ler,, demiştik. Fakat biliyorsun ki bugün san'at bir fikrin telkin va - sıtası olmuştur. O halde muayyen bir fikri olmıyan, yahut muayyen bir fikir telkinine savaşmıyan bir muharririn yazısı okumıya değ mez, Ancak vakit geçirilmiş olur. İ Bittabi o muharrire “beğenilmek,, meziyeti verilemez. Bilmem ben böyle düşünüyorum. Kimleri? Sö- zünde ısrar mı ediyorsun?. Peki, bilhassa halkın seviyesine inerek çok yüksek ve kıymetli fikirler telkinine savaşan muharrirleri se- verim, ki onlar da belli. Bilmecemiz İ Okuyucularımızdan Ümmügülsüm Hanım bizo şu ata sözlerini gönderdi. Heğendüceri- sizi bize bildirin. En çok rey alana hediye vereo0ğiz. İnsan serme ahpaboa bile» öyelmmez. Kendine iğneyi çuvaldızı vie oatır. İnsanın bacısı kesitin: dert ortağıdır. Dişi kuş yuva yapar dişi kuş yuva bozar, Arabanm ön tekerleği nereye gideren ar- ka tekerleği de oraya gider. Sonralan görme, güvurdan dönme Kışı geçirmeyen köpek yoktur fakat sor derisi ne çeker. Tazıya tut tavşana kaç diyen kötü huy- tadur. Gurbette öğünmek hamamda türkü söyle- miye benmer. Mızrak çuvalda gizlenemez, bir ven çıkar, Tok açın halinden anlamaz, Düşenin dostu olmaz. Muylu hayundan geçmez. İnsan dekuzunda neyse doksunınü. da © * dar. İnsan evinde ne yediyse kahvede söylemez. Insanm karnıma kepçe vurulmaz. Baş yarığı şapka içinde, Kol kırığı yen icinde, Elinde gok hüneri olan harabat olar . Korkak sdamdan kabodayıtık beklenemez. | nda ayni zarafetlerini muhafaza Kendine hayrı olmıyan sdundan bayır beklemen, i İ NÇLI : PA en Gençler için açtığımız edebi müsabaka devam ediyor. Bu haf- ta müsabakanın 10 uncu hikâye - siyle 10 uncu şiirini basıyoruz. Müsabakaya girmek için en çok 800 kelimelik bir hikâye, ya- hut en çok 15 mısralık bir manzu- meyi göndermek kâfidir. Okuyu - cularımız arasında en çok rey a- lanlara mükâfat vereceğiz. Nişanlıya Hediye | Cevat Bey son günlerde Ha - maset Hanım isminde genç, güzel bir kadınla tanışmıştı. Hamaset Hanım, Cevat beyin tam manasi le beğendiği gibiydi. Zaten ken - disi de genç, güzel bekâr bir er kekti, Kendine bundan iyi bir ar- kadaş tasavvur edemiyordu. Ve nihayet bu fikrini açtığı zaman: — Beni ne kadar sevdiğinizi | biliyorum; benim de size ne de » recede bağlı olduğumu tahmin €- demezsiniz. — Sözlerinize eminim ki beni | seviyorsunuz; zannedersem nişan lanmamıza bir mâni kalmadı de- gil mi? dedi. Genç kadın, bu teklifi biraz te- reddütle olmakla beraber derhal kabul etti. Günler geçiyor, nişan uzuyor du. Böyle olmakla beraber Cevat Beyin ziyaretleri gitlikçe artıyor ve her ziyaretine de eli boş git - mekten çekiniyordu. , Muhakkak bir hediye götürüyordu. Hamaset Hanıma gelince, o; böyle ziyaret- lerden hiç de memnun olmuyor - du. Cevat, bugün gene evden çık- tı, Tabii ziyarete boş gitmek olur şey götürmek ve nişan için sabrı- nın tükendiğini söylemek istiyor du. Yürüdü, yürüdü, Beyoğlunun büyük mağazalarından birine gir- di. Gözüne ilk çarpan köşedeki tezgâhtar kızdı. Aman ne güzel ne de şirin şeydi bu. Şimdiye kadar en güzel bildiği Hamaset Hanım - dan da güzeldi; hemen o tarafa i- lerledi. Kız bir müşteriyle pazar- lik ediyordu. Şık bir bey elindeki yeşil iskarpini bir kere daha mu - ayene etti, muvafık buldu; ve al dı. Büyük bir sevinçle mağazadan ayrıldı. Cevat Bey tezgâhtar kız - la başbaşa kalınca alacağını bir -' den hatırlıyamadı; kız bunu far- keder gibi olmuştu: — Alacağınız iskarpin ne renk- te, kaç numara olacak efendim?. İ Numarasını biç de bilmiyordu. Hediye almak için (bir iskarpin alacağım kaç numara (giyersiniz diyemezdi ya).. Biraz düşündü ve kırmızı renkteki bir iskarpini gös- tererek ilâve etti: — Bilmem ki, bana şu daha iyi gibi geliyor ama ayakta nasıl duracak acaba?. Bu suale kız hemen iskarpini camekândan çıkardı: — Arzu ederseniz bir kere muayene edeyim bakınız?. derhal | giydi ve bir aşağı, bir yukarı yü rüdü: — Nasıl buldunuz; beğendini» mi?. Bu iskarpinler her güzel ka- ederler. Gençler için açtığımız Edebi m YASA Yasanın ber sözünü Tanrı sözü bilirim. Toprağımı yüceltmek benim en özlü Ülküm Başbuğlara saygım var yurtdaşları severim Özü temiz, bağrı şen yiğit Türk oğlu Türküm Mer savaşta yıldırım çibi durmaz alarım | Ben heri aadımdan güzri yurttan v alaşım Güneş gibi göklerden yücelir de hakarım, Saygılarla iyii yasama Yalnız başım İ TEKİN CAN — Enfes, enfes. Dedi. Hemen sarınız. Kız iskarpinleri hem sarıyor hem de söyleniyordu: (Güzel bir kadına yakışacak en | güzel bir iskarpin..) Cevat Bey uzun müddet mef - tun meftun baktı, durdu ve iska:- üsabakaya devam ediy oruz Maamafi'ı bunu al deki iskarpinleri Carsi ve gönderdiğini söyleyiniz iğ Hizmetçi kız biraz durakladı, : Ni #onra — Evet, evet şimdi dım , e $imd hanımefendi bana söylemi diyerek paketi geri itti; ? Cevat Rey neyi di — Bu iskar; yerek sordu; | dermiştiniz; b j pinleri dün d e anımı ayağımı ai va © rengini nme Ciğinden geri Gönderi bugün daha zarif yeşil bi ini K pin aldı ve size de bu banaz il lümat şimdi göndereceklerdi. a a a Ya?... Diyebilmişti, l 1, fakat orada daha fazl, ki mazdı. Doğru iskarpini ald ğ Ne gazaya döndü; > pinleri aldı, pazarlığa lüzum gör » meksizin parasını verdi; mağaza » dan çıkarken kıza bir daha bak mıştı ki o yarı mülebessim Oya mükedder Cevat Beyi süzüyordu. Kapıyı çaldı, tanımadığı bir hizmetçi kız açtı: — Kimi arıyorsunuz efendim? — Hamaset hanım evde yok - lar mı?. — Evdeler, fakat göremezsi - riz, meşguldürler. — Ya.. Demek ki göremiyece- #im?. Kendisine şu paketi bizzat vermek istedirm. I uğraşırlar İtalyada faşist teşkilâtrs'n bir | de gençler kısmı vardır. Buna (Balila) derler. Balilalarda mek- tepli İtalyanlar vardır. * Bunlar mekteplerinde olduğu gibi mek - tep dışarısında da sıkı bir inzibat ile askerliğe hazırlık yapmakta - dırlar. Balilalar mahalle teşkilâ - tı halinde faşist zabitleri tarafın dan idare edilirler, 18 yaşına ka- dar İtalyan çocukları bu teşkilât- ta yalnız askerlik inzibatı ve spor Cümhuriyet Gençler mah' 31 Mart 1933 Cuma günü öğ- leden evel ve öğleden sonra olmak üzere Cümhuriyet Gençler Mah - feli temsil şubesi beşinci senenin | on üçüncü müsameresini verdi. Her iki temsilde de salon hınca- hınç dolu ve bilhassa kibar seyirci kütlesi mevcuttu. — ——— ** Ni talyan gençliği italyada genç Faşistler Dersle olduğu kadar askerlik mu ya. Bu sefer hatırı sayılır bir ve sporlala da genç kız halâ g leri uzattı: — Şunları bi niz, dedi. e Kız derhaj gi — Zannederim ki b: ta böyle see Misbie 7 Me Eve?, ben de zin ayaklarmızdan, kıştıramıyorum, (İşte o günde; n beridi. vat Bey, Hamasetin, p batine de; sad kaldı.) akatle A Siyer migj. Ydi ve gene; bu iskarpin; k ; ba şkas “ demişti, — AYM —. gı iğ Ayni zamanda iyi > olmak için siyasi terbiye alırlar, Kendilerine konfe verilir, faşist fikriyatı, faşi . siyasi akideleri, devlet nazariye « leri, iktısat hakkındaki düşi ir leri gençlerin anlı; ekil anlatılır, TN Resmimiz spor yapan genç k larla askeri film yapan Bali göstermektedir. feli 13 üncü müsameresj Programda Ali Zühtü Be Fransızcadan tercüme ettiği | facianın esrarı) namında 2 p ve bir tabloluk bir trajedi Eser lisanımıza çok iyi tercüme dilmiş, yalnız eser bundan bir müddet evvel sinemasını gördü (Lütfen yılayı seviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: