3 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

3 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SIYEp 91211018 MEG ağam daa, TÜRKÇENİN YAPISI üzerinde düşünceler Ağızdan çıkan sesler, uzatılma- ğa elverişli olup olmadıklarına gö- re iki türlüdür; A sesinin uzatabi - leceği, B sesinin — yanına bir E getirilmeden—uzatılamıyacağı gi- bi. Birincilere sesli, ikincilere ses- siz deniliyor; bu atların doğru, ya- hut yanlış olduklarını düşünmiye- rek öylece alıyoruz. Her dil, sesli ve sessiz harflerin mümkün olan sayıda yan yana ge- trilmelerinden ortaya o çıkmıştır. Ağızdan, bu çerçeveye girmedik bir söz çıkamaz. Denilebilir ki, öy- İe ise bütün insanların tek bir dil Yazan : Ali Haydar Emir pılmış masdarı da yoktur. Fakat| eskiden vardı; eğer olmasaydı on- dan yapılmış kelimelerde olmaz - dı. Halbuki bakınız aba, abla, a-| i baka, abanmak gibi kullanmakta olduğumuz kelimeler var ki, bun - ların varlığı kökünde varlığını is- İ pat eder. İ 2 — Ap; bunun için de ayni şey | ler söylenebilir. Apış, apışmak,| laparmak (çalıp götürmek mana - İ sma) gibi kelimeler bu kökten ya- pılmıştır, 3 —Ac;bunun içinde ayni | “Taklit mühür suçluları Mahkemeye gelmemeleri şüphe uyandırdı. Zorla getirilecekler ! Resmi mühür taklidinden suçlu Ernest ve Rudolf isimlerinde iki Alman, bir müddettenberi İstan - bul ağır ceza mahkemesinde mu - hakeme ediliyorlardı. Bunlar, ge - çen celsede serbest bırakılmışlar, muhakemelerinin kendileri mev - kuf olmıyarak devamma karar verilmişti. Dünkü celsede, suçluların vekili hazır bulunmuş, fakat suçlular - şeyler söylenebilir. Acı, acımak, dan ikiside mahkemeye gelme - konuşmaları lâzım gelmezmiydi?.. | acar, acık (keder manasına) acık: | miştir, Reis Nusret Bey, bunun üze Ağızdaki harf mahreçlerinin ya! mak gibi kelimeler bu kökten ya- | rine vekile sormuştur: pılışları ve çalışışları insanlarm her zümresinde bir değildir; hep- Si ayni kolaylıkla ayni harfleri söy İeyemez. Bir de muhit ve göre alışma işi vardır ki, bazı harf lerin çok, bazılarınm az kullanıl - malarına, bazılarının da büsbütün iklime alılmalarına sebep olur. Zevk me-| selesi de işin içine girer. İşte bu gi- bi şeylerden dolayı alfebelerde ses Mi ve sessiz harfler hem sayı hem de cihetile (değişik olmuştur. Bir söylenişli kelimelere Ayrı milletlerin, ayrı mefhumlar koyduklarını da göz önüne getir- melidir. Türkçede sekiz sesli ve — J, H, F harfleri kullanılmadığı için — ön sekiz sessiz vardır dilimizin şu Kökleri bu sekiz sesli ile on sekiz $essizin — hesaptaki evza ve ter- kip usulüne yakın bir sıra ile — tan yana getirilmesinden yapıl - mıştır. İşte benim düşünüp buldu- Tum şey. Mutlak böyledir demek istemiyorum; ancak bulduğumu »rtaya koyuyorum. Örnek olmak üzere hep birlikte 3ir deneme yapalım ve diyelim ki, KA seslisi on sekiz seslinin önüne tetirilerek on sekiz kök yapılır). şte şöyle: 1 — Ab ; bu bizim lehcemizde tullanılmıyor; mak lâhikasile ya- söyleniş Dor “fee Mojika ir sinema yıldızlarından Don pılmıştır. 4 — Aç ; bu kökü ve masdarını kullanıyoruz; fazla söz gerekmez. | 5 — Ad ; bu kökü kullanıyoruz. | Masdarını atmışız; sebebi (ad -| İ mak) masdarile bir söylenmesidir. İ Fakat kullanmalıyız. 6 — Ag ; dilimizde sona gelen (G) lar mutlak yumuşuyor. O haj- de bu kökü on sekizden çıkarma - hyız; yahut varlığını siz ispat edi- niz, 7 — GĞ ; bu köküçok yerlerde kullanıyoruz; masdarını da pek iyi tanırız. | 8 — Ak; buda öyle. | 9 —Alİ; buda öyle. 11 — An ; buda böyle. 12 — Ar ; bu kökü ve maşdarı- nı kullanmıyoruz; fakat arı,- ara, | aralık, aramak, arımak ve arın -| mak gibi bir çok kelimeleri onlar- dan yapıyoruz. 135 As ; bu kökü ve masdarını kullanıyoruz. 14 — Aş; buda öyle. 1S— At; buda öyle. 16 — Av ; bu kökü kullanıyo - ruz; masdarmı unutmuşuz. İlerde bir daha düşüneceğiz. 17 — Ay: bu kökü ve masdarı- nı kullanıyoruz. 18 — Az; buda öyle. (Bitmedi) ANEEEME RENE KERUNEENEEEEEREEEEEEEEANEEEANIN Istanbula geliyor — Müvekkilleriniz nerede? — Bilmem, efendim. Gelecek -| lerdi. Bana öyle söylediler! Mahkeme heyeti, kısa bir mü - zakereden sonra, bazı şahitlerle yüzleştirilmeleri icap eden suçlu - ların mahkemeye O gelmemeleri, şüphe uyandıracak mahiyette gö - rüldüğü kaydile, zorla getirilme - lerini kararlaştırmış, muhakemeyi başka güne bırakmıştır. Komşusuna karşı Şahsene H. isminde bir komşu - sunu, bir su yolu ihtilâfından do - layı kızarak, balta ile öldürmeğe davrandığı iddia olunan Azime Hanrmın muhakemesine, dün İs - İ tanbul ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir. Azime H., komşusunun iddiası doğru olmadığını söylüyor. Mu - hakeme, karar verilmesi için, kal» mışlır. Bilet sui istimalı Şark demiryolları idaresinde bi- let suistimali yaptıkları iddiasile haklarında tahkikat yapılanlar, dün adliyede akşam geç vakite kadar sorguya çekilmişlerdir. Türklüğü tahkir davası Yataklı vagonlar şirketi Beyoğ- lu şubesi müdürlüğünde iken, Türklüğü tahkir edici söz söyledi - ği noktasından hakkında tahki - kat yapılan M. Jannone aleyhinde takibat yapılmak üzere, B.M. M. reisliğinden müsaade almdığı ya- zılmıştı. M. Jannonenin şirket binasmn taşlanmasına- sebep teşkil eden hâdiseden ayrı olarak, daha evel, bir tercümanla münakaşa sırasın- da Türklüğü tahkir ettiği kaydile açılan bu davanın tahkikatı, de » vam ediyor. Bugünlerde karara bağlanması muntemeldir. Şor hadisesi Matmazel Şor hakkındaki sah - te pasaport tahkikatı, henüz po - listedir. Tahkikatın bugün, yarın tekmillenerek, dosyanı müddei - umumiliğe verilmesi muhtemeldir. Kaç liralık zembil gelmiş? Yapılan istatistiğe göre Mısır - dan 1932 senesinde memleketimi- ze 10250 liralık zembil ithal edil miştir, Mojilee'yı, İstanbulda ve memle » ketimizde sinemaya giden ve sine- ma ile uzaktan yakından alâkadar olan herkes tanır. Amerikada, Va- | lantinoya rakip olarak tanılan bu İİ artist, İstanbulda, Glorya sinema - | kadar yaptığı filmlerden hemen | İ Nisanm yirmisine doğru, meş- | Jose Mojika İstanbula gelecektir. | hepsi İstanbulda gösterilmiş, bir | Güzel bir tenor olan Don Jose sında bir konser de verecektir. Don Jose Mojika, Foks film şirketinde çalışmaktadır. Şimdiye çok muvaffakiyet kazanmıştır. i Memleket Gömülen KAYSERİ, (VAKIT) — Ge - genlerde lise Fransızca muallimi Kemal Emin Bey ani olarak kalp sektesinden ölmüştü. Memleket hastahanesinin merdivenlerinden çıkarken kapının eşiğinde son ne- fesini veren Kemal Beye nöbetçi doktoru tarafından lâzım gelen te. davi yapılmış ise de bittabi ona can vermek, hayatını iade etmek mümkün olamadı. Öğle vakti he - nüz sap sağlam, güçlü kuvvetli o lan bu muallim, o gün bir kaç sa - | at sonra talebelerinin ve arkadaş - larmm teessürleri arasında topra ğa gömüldü. Her zaman bunun gi- bi bir çok vakalar görüldüğünden ve işidildiğinden dostları ve tanı- Zima ven 000000 ka 084008 en #000 180908 RAE yanları için ona acımaktan ve kim sesiz kalan ailesine yardım etmek- ten başka yapacak bir şey yoktu. | Fakat bu ölüm, yalnız Kemal Be- yin dünyadan çekilmesile ve aile- sinin onun arkasından acı göz yaş- ları dökmesile sona ermedi; mu - hitte dallı budaklı kocaman bir | dedikodu gittikçe büyüdü: “Ke -| mal Bey mezarda canlanmış, be ni kurtarın diye bağırmış, havasızlıktan tekrar ölmüş,,, sonra Bu rivayetin membar belli ol - mamakla beraber, Kemal Emin Be yin kalbinden ölmesinden ve gö - mülmesi için birâz adele edilmiş | olmasından cesaret alanların hava ya pala savurmaları ve bulanık su da balık avlamaları kabilinden bir şeydir. | Kemal Bey saat on ikide ölüp dörtte gömülmüştü; ertesi gün sa- baha karşı mezardan feryatlar işi- tildiği söylendiğine göre bir insa- nın 18-20 saat sonra canlanması ve havasız yaşaması mümkünmü - dür? Her tarafta dolaşan bu de - dikodularla (o müddeiumumilik te alâkadar olmuş ise de salâhiyetli mütehassıslar böyle bir şeyin ya -| lan olduğunu ve cesedin ince bir muayeneden sonra defnine rühsat verilmiş olduğunu. söylemişlerdir. | Mezarı açan alâkadarlar, cesette | hiç bir kımıldanma emaresi bula- mıyarak etrafta çalkanan dediko- duların büsbütün uydurma oldu - ğuna bir kere daha inanmışlardır. Bu şayia mekteplerde, kahvelerde, evlerde bir hayli dolaştıktan son - ra nihayet her asılsız dedikodu gi- bi unutulmak üzeredir. Kayseri lisesinde Kayseri orta mektebinin erkek ta- lebesi liseye devredilerek yalnız kız mektebi olarak bırakılmıştır. Bu suretle lise mevcudu yediyüzü geçtiği gibi orta mektepte de an - cak elli talebe kalmıştır. Gelecek senelerde kız orta mektebi mevcu- İ dunun iyice çoğalacağı tahmin e-| dilmektedir. Gerek bu yeni ilâveler ve gerek geçenki yangından sonra lise bi - nalarının dar geleceğini düşünen Maarif Vekâleti, orta mektebir müdürlük evi ile yatakhane yap- mıya elverişli büyük bir salonu li- seye vermiştir. Bu suretle lisenin | ihtiyacı temin edilmiş oluyor. Halkevinde 3 Nisan 1933. Haberleri Bane aramama 040 0000000004 24010100008 00000 500 010 0 4s 90 00 00 400 A a0 olü ertesi gün canlanır mı ? Kayseride kalp durmasından ölen lise muallimi re heyeti istifa etmiştir. Bu istifa * nın sebebi “Kayseri taribi,, ni ha” zırlamakta olan komite azaları rasındaki ihtilâftır. Son günlerde bu kitabın basılması kararlaştırıl” mış ve vilâyet meclisi bin tane 48“ ün alacağını vadetmişti. Kayseri hakkında şimdiye ka * dar yazılan ecnebi yazıları gözdel geçiren lise fransızça muallimi" Kemalettin Beyle beş altı yıldan beri kitabın mahalli tetkiklerini tas mamlıyan Tacettin mektebi müdü- rü Kâzım Bey tarih komitesinin reisi ve azası bulunuyorlar; bera * ber çalışıp eseri meydana getiren bu iki arkadaş kitap basılırken müşterek isimle çıkarmıya razi olmadıklarından her biri kitabs kendi imzasını atmak hakkı oldu” ğunu ileri sürüyor. Bu fikir ayrı * lığı dolayısile şimdi kitabın basıl* | ması geri kaldığı gibi vilâyet mec | lisi de satın almaktan vaz geçmiş ilalkevi reisinin derhal bu ihtilâ * fı halletmesini ve uzun emek mah“ sulü olan bu eserin memlekete ka” zandırılmasını bekleriz. Haftada iki defa çıkan vilâyet Halkevi neşriyatma tahsis edilmiştir. Bu sahifada kütüphane ve neşriyat şu besinin azaları çok faydalı bilgiler yazmaktadırlar. Her nüshada mu” gazetesinin bir sahifası allimler, dektorlar fen ve ilim a * damlazımız halkm dilile halka hi“ Bu neşriyat komitenin reisi lise müdürü Yunus Kâzım Bey idare ediyor ve güze * masma çalışılıyor. tenin herkes tarafından a Salgın hastalık Memlekette iki ay evel görüle “Menenjit,, in önü almmıştı; has” i tahi: bu defa tekrar baş göstermiş'i ır. i Sıhhiye dalrasi, useeleket kesağiğ hanesi ve doktorlar ehemmiyetl# alâkadar olmaktadırlar, Birçok 8 hali ilâcı kullanmıya devam etti 1 ği gibi mekteplere de aşı yapılma tadır. Havalar pek değişik gittiği” den bugünlerde düzelirse hastalı” ğm yakında tamamile önüne geçi leceği ümit ediliyor. F.D. Fatsa Cümhuriyet Gençlef birliğinde intihabat | FATSA, (VAKIT) — Cümbü “l riyet Halk Fırkası himayesi | teşekkül etmis ve muhitte çok ty dalı işlerile temayüz etmiş Fat i Cümhuriyet gençler birliği sen€ lik kongresini kendi binası sal9” nunda yapmış ve yeni idare hey? tini seçmiştir. Büyük bir ekser! yetle seçilen yeni sene idare b€ t Cevat, Mazhar, Riza, Şeki" Şevki, Mehmet, Aptullah Beyl&* den teşekkül etmiştir. Reis cari Beydir. Yeni reisten birlik ve © İ Halkevinin dil tarih şubesi ida- hit için hayırlı işler dileriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: