5 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

5 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ki n yi yefai vale ve ERİ Ayserideki misyoner rotestan ermeni serbestçe icra Talaş isede ayinlerde çok de- | B, mzsa hırsızı kolleji hocala- İtedrisat icra ederken yakamıştır. öl aş Ne Memleket Haberleri o ) Gi (iusesi) —Talâs. rr da hazır bulunur. Son günlerde | nlar Talâstaki kilisele - Kayseri Maarif müdürü Hüsnü Bey Talâş kolleji hocalarından| (Mis Blak)u kilisenin odalarında ermeni protestan çocuklarına dini ' nunsuz harekete vaziyet etmiştir. “Lg a Mis Blak ve arkadaşları kilise - nin yanındaki odaları din tedrisa- için adeta bir mektep haline sanmam | -ankasoyan wİandaymız B e sesi ti kir. 4 bal YE m RE .- Nİ ar “ — ENLİRA Lİ çavuşlu- matrut.. | il Yul Bursada Osmanlı Ban - ek arda ta lan biri GE Projeki Ee 4 Mi VI Ez İ bu £ kedi Miley : y ndan üç kiii Pa diği " Betiri) Yapı onda 4 ij Zünleri Taman zaman rilmiştir, ilerlemek el istasyo d kitapları, ie Bey iştir, * soygun olmuş - ” Süpe gündüz banka- k, lâhlarla tehdit etmek | YE açtırmış, mühim > alıp kaçmıştı, Ya- / meticesinde soygun | «2 Jandarma başça « ki Osman Efen- | sinin duğu anlaşılmış etlere bir te İması için bütün mim gönderilmiş- asi) — Key: en çay, Sk Faal , Halkevleri iyet © güste- unsurdur. iktisa- meseleler | hak- © o grafiklerle Sibi sık sık kon. kuma odası kei Faaliy, i İni, et . iç i kuv bir okuma oda i Bu odada k ve tetebbü sa- Sri gaye edinil ! müşler, hükümsüz sayılmasını is « | temişlerdi. Nanisadaki teberrü 300 bin lira Merhumenin buna- dığı iddiasile geri alınıyor! Manisada kara Osman zade Za- hide Hanım ölmeden hazırlattığı vasiyetname ile değeri üç yüz bin! liradan fazla tutan servetinin bir. kısmını Darüşşafaka, bir kısmını | da Manisa hastanesine bırakmıştı. Zahide Hanımın mirasçıları Ma- nisa hukuk mahkemesinde bir da- va açmışlar, kendisinin bu vasiyet- nameyi hazırlattığı sırada buna - mış olduğunu vasiyetnamenin bir kıymeti bulunmıyacağımı ileri sür- Manisa hukuk mahkemesinden gönderilen istinabe talimatı üzeri- ne, İstanbul birinci hukuk mahke- mesinde bazı doktorlar bu hususta şahit olarak dinlenilmişlerdir. Tetkik neticesine göre verilecek rapor, henüz hazırlanmamıştır. Bu rapor hazırlandıktan sonra, İstan- Tüyler ürpertici. Bir cinayet Bu canavarca cina- yete sebep: kadın Geçen yıl ağustosun 28 inci gü- nü Safranboluda müthiş bir cina- yet olmuş, Karaşar köyünden Ka - lem oğullarından Hüseyin oğlu 920 doğumlu Ömer, bir kiz mese- lesinden dolayı Ortaca köyünden Başçavuş oğullarından Mehmet oğlu Hakkıyı canavarcasına öldür- i müştü. Ağır ceza mahkememizde gö - rülmekte olan muhakeme safaha- Hakkı, evlenmek üzere, Çıtak oğlu Halilin kızı Emineyi evine almış, fakat bu kıza tutkun olan Ömer,! buna çok kızmış ve ötede beride Hakkıyı öldüreceğini söylemeğe başlamış; hâdiseden bir geçe evvel i de bostandaHakkıyı aramış, fakat i bulamamıştır. Cinayet günü, Hakkının, köye yarım saat mesafede Demirci dağı denilen yerdeki bostana gilmiş ol duğunu haber alan Ömer de oraya İ bul 1 inci hukuk mahkemesince Manisaya gönderilecektir. ziyeti hakkında şahit olarak dinle- nilen doktorlar, Mazhar Osman, Nazım Şakir, Hulüsi Behçet, Meh- met ve Kenan Beylerdir. Bir gece soygunu Menemenin Çıtak köyünde bir soygun vak'ası olmuştur. i Gece Çıtak köyünde bakkal Sa- lih Efendinin evine biri uzun si « lâhlı ikisi silâhsız üç kişi girmiştir. i Bunlar beraberlerinde getirdikleri | baltalarla Salih Efendinin kapısı- nı kırmışlar, içeri girerek evdeki - leri ölümle tehdit etmişlerdir. Hay dutlar; belli olmamak ve bilinme - mek için yüzlerini mendillerle sar- i Odasında memurlar a- mesleki sıhhi kütüphane oda hat mü - tarafından vü - hocalar, memur - plaka me dirlar, tetkikatta Mü bu faaliyeti üze » im tesiri var. mektepleri mış ve örtmüşlerdi Salih Efendinin mühim miktar- da olan mücevheratının nerede saklı olduğunu öğrenmişler ve üç bin lira kiymetinde olan mücevhe- ratı alark kaçmışlardır. Vak'a faillerinin ayni köyden oldukları ve kızlarmın düğünler- de taktıkları mücevheratı görüp bildikleri tahmin edilmektedir. Smm mn amaaan ileriye götürmüştür. Bayramda (27 çocuk giydirilmiştir. e Bundan sonra himaye heyeti ( faaliyetini | mekteplerin noksan terdis vasıta - larmı tamamlamaya hasredecek- tir. Istikrazı dahili Dahili istikraz Kayseride büyük bir rağbet görmüş, nisanın s0- nuncu günü müracaat (eden bir çok zatlar tahvilât bulamamışlar- ini | der. tarak bir çok yerlerinden bıçakla yaraladıktan sonra, sopa ile vücu- | kırmış, yüzünü tekme ile harap et- miş ve sürükleyip türlü işkence ile zavallıyı öldürmüştür. Muhakeme 26 nisan çarşamba günü bitmiş ve cinayetin “taam- müden,, yapıldığı sabit olarak ka- tilin idamına karar verilmiştir. 1 1500 kiş Türk tabiiye- tine girdi ANKARA, 2 — Küçük san'at - lar kanununun neşrindenberi Tür- kiye tabiyetine geçmek için müra- caat edenlerin adedi 2300 dür. Bunlardan Romanya, Bulgar, Sırp tabiyetinde olan Türklerle Azer - ! baycanlı Türkler de dahil olmak | üzere 1500 ünün müracatleri kabul edilerek Türk tabiyetine alınmala- rma karar verilmistir. Diğerleri hakkında henüz tetkikat yapılmak tadır. Meşhur bir yankesici Bandırmada, kendisine itfaiye kumandanı süsü vererek ötede beride bir çok kimseleri dolandır- dığı anlaşılan Esat Hulüsi isminde biri yakalanmıştır. Bu adamın meşhur bir yankesici olduğu söyle- | iyor. Hepsi birden karıkocanın üstüne hücum ettiler Geçen hafta Bartının Kutlubey, Dabaklar köyünde hiç yüzünden kanlı bir kavga olmuştur. Araba ile gübre nakletmekte o- lan Ayğır oğlu Hasan isminde bir köylü ile, ayni köyden Aygır oğlu A mu” Ama birçok lokantalar ler cürmü | meşhut halinde yakayı ele verdiler tından anlaşıldığına göre, ölen; — . PA AA — VAKIT S Mayıs 1933 Herşey Ucuzladı... eski zamandaymışız gibi Okkası beş kuruşa olan yiyecek- lerin tabağı Son aylar zarfında İstanbulda dükkân önlerinde ve camekânlar- ne bakarsanız bir çok şeyin ne ka- haftanm muayyen (günlerinden başka akşam üstleri hemen her semtin bir yerinde kurulan ufak pazarlardan da istediğiniz yiyece- ği ayni ucuzlukta almak kabildir. i Halk, eskiden olduğu gibi artık veresiye veren bir bakkala her ay on, on beş, yirmi lira ödemekten kurtulmuştur. Günlük ve hattâ haftalık ihtiyaç hafta ve akşam pazarlarından mükemmelen teda- rik edilmektedir. Belediye ve za - bıtanın pazarlarda satış yapanları daima kontrol etmesi, satılan yi - yeceklerin iyi olmasmı da temin ettiği için pazarlara rağbet art - mıştır. İstanbulda yenecek ve içilecek maddelerin ucuzlaması, pazarlar- dan dolayı mutavassıtların kalk - ması gibi büyük sebeplerle hayat bir taraftan ucuzlarken diğer bazı yerlerde bilhassa bir çok lokanta - larda herşeyin senelerce evvelki fiat üzerinden satıldığı görülmek- | tedir, Belediyenin şubelere verdi- ği müteaddit kontrol ( emirlerine rağmen hâlâ lokantalarda ekme - ğin parçası yirmi kuruş o üzerin - den hesap edilmektedir. Lokantaların çok fazlasına sat- dır: Ekmek — Ekmeğin okkası yedi | Zahirde hanım aklı ve sıhhi va-| dünü ezmiş, kaburga kemiklerini | veya sekiz Aksaray gibi bazı semt lerde ise altı kuruştur. Lokantalar- da yüz dirhemlik bir parçası beş kuruştur. Bazan üç buçuk.. Bu he- saba göre ekmeğin okkası (yirmi kuruşa gelmektedir. Yoğurt— İstanbulda üç nevi yo- " ğurt satılmaktadır. Birinci nevi yo ğurtun okkası 18 — 20, ikinci 16, üçüncüsü 12 kuruştur. Fiatlar bu olmasına rağmen lokantalarda ve- rilen Silivri yoğurdunun 50 dir - hemlik bir tabağı 10 — 15 kuruş- tur. Lokanta bu hesaba göre Yo ğurtun okkasını 80 kuruşa satmak tadır. Bir okka yoğurt 80 kuruşa getirildiğine göre, lokantalar ok - ka başında 64 kuruş kâr etmekte- dir. Bu ise yüzde beş yüz kâr de- mektir. adedi 30 — 40 paradır, Peraken * de ise 60 para. Fiat bu olmasına rağmen İokantalarda yumurtalı pi münazaa çıkmış; Hatice, Hasanın gübre arabasını kendi tarlasından geçirmesine mani olmuştur. Bunun üzerine Hasan, karısı Penbe, o- ğullar Rifat ve Hasan ile kardeşi İ oğlu Hasan, karısı Penbe, kızı Ce- mile, hepsi birden Heticeye çul- yırmağa gelen Aygır oğlu Musta- fayı da bıçakla göğsünden yarala- mışlardır. Kavgacılar zabıtaca yaklanarak Hüseyin karısı Hatice arasında ind 4 * | Adliyeye verilmiştir. Yumurta — Yumurtanın toptan | A on misline... | yaz üzerine koydukları yumurta i- İ koymuşlardır. Hükümet bu ka-' hayat çok ucuzlamıştır. Çarşı ve! kidir. Piyaz, yalnız 10 kuruş ol- İ pazardarla, Yemiş ve civarında | duğuna göre, yumurtanın adedi ! beş kuruşa müşteriye yedirilmek « İda gördüğünüz yiyecek etiketleri- | tedir. | Kuzu fırını, tas kebabı — Por - İ dar ucuza satıldığını görürsünüz. ; siyonu 25 ten başlar, 40 — 50 ku- | ruşa kadardır. Her kasap dükkâ » nmda kuzu etinin perakende ok - i kası 60, pazarlarda ise 45 kuruş - i tur. Bir porsiyonda elli dirhem et / olduğuna göre kuzu etinin okkası ( 200 kuruşa gelmektedir. Diğer et porsiyonları da öyledir. Fasulye — Fasulyenin okkası en iyisi 18 kuruş, toptan ise daha ucuz fakat tabağı on kuruştur. Patates — En iyi patates 8 ku- ruştur. Patatesin tabağı on, on beş kuruşa yedirilmektedir. Palamut ve sair balıklar — Pa- lamudun çifti beş kuruşa satılır. Sokaklarda arabalarla dolaştırı « lir. Hattâ denize dökülür. Fakat lokantada bir palamudun yarısını taşıyan bir porsiyon 15 — 20 ku ruştur. Lokantalardaki yiyecek fi» atlarının pahalı olduğunu anla - mak için daha bir çok şeyler sa - yılabilir. Bu pahalılık yemeklerini dışarda yemek mecburiyetinde kalanlarla bir çok bekârları ve hattâ lokantadan yiyen ailelerin mütemadi şikâyeterini mucip ol » maktadır. Bu yüzden belediyeye de yeniden şikâyetler yapılmıştır. Belediyenin bu işi ehemmiyetli su- rette tetkik etmesi zamanı gelmiş- gitmiş ve Kocatarlada Hakkıyı tu- | tıkları şeylerin başlıcaları şunlar - | tir, sanırız. Kadınlar arasında Büyük derede Maksür dere so * kağı vardır. Bu sokakta Madam E- leni ve Penbe Hanım isminde iki kadın oturmaktadır. Penbe Hanımla Madam Eleni - nin arası uzun müddettenberi a - çıktır. Komşuluklarına rağmen bir türlü iyi geçinememektedirler. Dün bu geçinememezlik son de- İ receyi bulmuş ve iki kadın evvelâ İ saç saça baş başa (gelmişlerdir. i Kavgada Penbe Hanım daha faz- "la kendini tutamamış ve yerden ! kaptığı keserle Eleniyi başından yaralamıştır. Bir erkek gibi kavga eden ve kavgacı olan Penbe Hanım hak - kında zabıtaca tahkikata başlan * mıştır. | Hırsız (San'at sayıfamızdan devam) İtinde beni penceresi önünde rahat İ sigarasını içen bir namuslu adam i yapan başlıca faziletlerim, bü genç hırsızın pratik kabiliyetlerine na- zaran iki acizden ibaretti. Namuslu adamlar, hırsızla mü - | cadele için tabiat tarafındaniyi techiz edilmemişlerdir. İşte bunun içindir ki karanlıklarda tek başıma çalışan küçük hırsıza karşı po” lanmışlardır. Haticenin kocası Hü- | listen, jandarmadan, düdükten, seyin, karısının yardımına koşmuş | zincirden ve hapishaneden yapıl * c sa da, kalabalık olan kavgacılar | mış müthiş ve muazzam bir mü- | sopalarlaona da hücum ederek ka- Ş fasını yarmışlar; bundan başka a-| lerdir. Küçük hırsıza gelinceo, dafaa makinesi vücude getirmiş « hudutsuz namuslu adamlar cemi - yetini rahatsız etmek için hiç bir zaman bukadar külfete girmeğe e İlüzum görmiyecektir. Ahmet Haşim iz Lİ işim ml ini ek Dİ ds zile ie zel İİ le İG yazili

Bu sayıdan diğer sayfalar: