20 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

20 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ki 5 — VAKIT 20 Mayıs 1933 — Mi itham , Istanbul Cehennemi ediliyor 100 bin kişilik meslekten | e meyen 3 MAYIS GECESİ i >. * Ni TARİTHE BÜYÜK YANGINLAR üz Yarım ant kadar oluyor 8 gezerken, 33 numaralı den bü kadln çıktığını gör - a kaldırıma ayak ba» pi bu genç kız, deli gibi hiç, onu — ağam kadını zor- ki Brğin kızın bu kız oldu- in misin?. Tabii eminim, gözlerimle im. v vi Otomobil yo laldı, evvelâ kara - ir ifadesi alındıktan son- t tevkifhaneye götürüldü. Orada Onu aradı, sonra: N X Soyun, dedi. . ahidenin bütün kani başma da 1. Bu kadından korktu. Ka - tekrar etti: Ra ve ya soyatım, . vi ide eşvabını çıkardı. Kadın © muayene ediyordu, sonra Sg Ma elbisen var mı?. — Yok. algler sana (o buranmbir #ğini vereyim de giy.. Elleri- r bakayım.. ia hide ici elini uzattı. in kapıyı açtı, drşarda biri - lendi Bir memur geldi. Ka - Dag, ağ eline dikkat ettin mi?. Mahideye emretti: ve Ellerini uzat... Nahide gene ellerini uzattı. Me- SAğ eline baktı: ai R“ » Elim nasr) kal asıdı?. ses çıkarmadı. m, bulaştığını bilmiyordu.. Far-| dün eği dan başka kan lekesi gör - Memuz — Elbsinde var., Nahideye döndü: — üye ya, hem ellerin | İ,, > Bem elbisen kanlı.. Nerede NÇİ kana bulandın?. ie idenin dili tutulmuştu. Tek Men >Liyemiyordu. iR Ü, Wrar etti; stünün başının kanlı olma- ai “için im Bir diyeceğin Mahi gideri; çıkarmadı. Ot Geli demir karz uzandı: ağa bağl Ge e ra Shay, Nahideye: ol, dediler, istintaka verilen (gömleğe Symeği tiksindi. , di esvabimi verse- haydi saçmalama, El- #imdiden söyle, yoksa halin | kimse, böyle munis bir sesle hitap | | | y Ye pi mi dai umumi * | bana bar-| £ p Yay ede onu söyle, Ka es)” i sından aşırmıştır. Açık göz İbiş — İsmin Nahide mi?, — Evet efendim.. — Buraya neye geldiğini bili «| yor musun?. — Hayır efendim. . Mustantik güldü ve kendisinin ! cinayetle müttehem olduğunu an - lattı, İstintak kısa sürdü., Polis tahkikatı ikmal edilmediği için ,| İ silâhları bırakma konferansında başka güne bıraktılar. Nahide tev- kifhanı ötürüldü. Odasma gir | e di i müşkülât çıkarıyor, di, Biraz sonra kapı açıldı, içeriye bir bey girdi. Bir müddet hiç ses çıkarmadan genç kıza baktı, son- ra tatlı munis bir sesle sordu: — İsminiz sahiden Nahide mi?. -— Nahide efendim.. Titriyordu.. Bugüne kadar, ona İ etmemişti. — Ben avukat Müfidim. Biraz evvel siz mustantikin odasına gi - rerken ben çıkıyordum., Gençliği * niz nazarı dikkatimi celbetti. Mü- dafaanız için avukat tuttunuz mu? — Tutmadım efendim.. — Ahbaplarınızın, ailenizin ba“ beri var mı?. — Ahpabım yoktur efendim... Annem öleli seneler oldu. yere dün gömdük. Müfit Beyin alnı kırıştı: —Sahi mi?. Demek tahminim- den daha fena bir haldesiniz.. Ba- banızdan miras kaldı mı?. —< Hayir efendim.. On param yek. Derin bir siiküt oldu, Müfit Bey Elinin | söyliyeceği sözleri tarttı ve sordu: — Ne ağır bir itham altında ol- oda değildi, Memur kadma sor - | duğunuzu biliyor musunuz? . — Yalniz tevkifhanede olduğu - mu biliyorum, İthamı anlamıyo - rum., — Neyle itham edildiğinizi bil - ! miyor musunuz?. — Biliyorum.. O kadını öldür- | / müşüm.. — Kerime Hanımefendiyi öl - dürmekle, kocası OHasan Sıtkı Beyefendiyi öldürmek istemekle MaZnUnSUMUZ.. o» — Onlar çıldırmışlar!. — Ne demek istiyorsunuz? (Devamı var) Polis Haberleri $ Fenerde oturan O sandalcı Recep ile arkadaşı Zeki evvelki gece adam akıllı kafayı çekmiş - ler ve Karagümrükte Çukurbos - ta gezmiye gitmişlerdir. Fakat sarhoşlar fazla kaçırdık - İarından yollarda nara atmıya, ö - tekine berikine sarkıntılık etmiye başlamışlardır, Zabıta kendilerini yakalamıştır, $ İbiş isminde biri o evvelki gece Mahmutpaşadan geçip alış yetiş etmek istiyen Sıdıka Hanım yetişme bir ordu ile 100 binde kur'a efradı Journal de Geneve şunları y& | Uğursuz Cibali” de dördüncü yangın zıyor: Bugünkü Almanya kadar Til bir devlet iddialarını, malalebatı: | yangın bir gece sabaha kadar de- yam ettikten sonra sabahleyin nı ileri sürmek hususunda beynel- milel mes'uliyetini anlamış değil dir. On beş gündenberi Reich'ın aldığı vaziyet Cenevrede bir çok ve Londra, Paris, Vaşington bu :müşkülâtın başarbailineceğine kani değildir, ve bu vaziyeti tasvip etmemekte - dir. Haddi zatında Almanya, Ce - nevrede yapılan toplantının ken - disine silâhlanma müsaadesi ver * mek için yapıldığını tasavvur & * diyordu. Hiçbir surette kara or “| dularının birleştirilmesini istemi - yor. Kendisine ne teklif ediyor - lar?. 200.000 kişilik bir kur'a ef - radı ordusu. Onlarne istiyor?. 100.000 kişilik meslekten yetişme bir ordu olan Reichswehr ile 100 bin kişilik kur'a ordusu efradı. Polis, Hitler kıtaatı ve harp kabi- liyetiyle, Almanya bu suretle dün- yanın en müsellâh ordusu ola - cak, çünkü Reichswehri ayni za manda kur'a efradı ile milis krta- atına da muallimlik eder, vaziye * tinde Almanyanın 200.000 kişilik değil, 500.000 kişilik bir ordusu olmuş olur. Bu gayeye erişmek için Alman ya ne fedakârlıkta bulunuyor? Bir tek, Oda Reichsvehr her ön iki senede bir adam alacağına, altı se ! nede bir adam almayı kabul edi - yor. Bu da, her altı senede daha kuvvetli bir ihtiyat yetişirimiş ol mak içindir. Binaenaleyh, Almanyanın iddi - aları şayanı kabul değildir, Eğer kabul edersek, yakın bir zamanda harp tehlikesi çıkar. Hitlerin bey - nelmilel ve parlak bir muvaffakı - yet kazanmak iddiası vardır. Fa-| kat bu iddianm Avrupayı yeni| maceralara sürüklemesine müsaa- de edilmez. Diktatörlüklerin tehlikesi gün- den güne gittikçe büyüyerek ken- dini gösteriyor. Vaymar cümhuri- yetiyle anlaşmak kabil olabilirdi, fakat Hitlerin Almanyasıyla ko * Auşmak bile mümkün değildir. Halbuki Almanya, yeni vaziyetin- den birçok faydalar temin edebi « lirdi, Bugünkü şekilde bile silâh- lahmış olduğu halde, bir misal 0 labilir ve “Biz silâhlarımizı zaten bırakmışiz, bizi taklit ediniz,, gibi, diyebilirdi. Fakat bunun yerine, deliler gibi, “Silâhlarımız elimiz « den alındı, yeniden silâhlanalım,, diyorlar. Bunun sebebiyse, yeni rejimin böyle bir orduya ihtiyaci olmasındandır. Hitler, hükümetin başında tutunabilmek için süngü - lere dayanmak istiyor. .| İngiltereyle Amerikanın aksü - de bi 121 - isminde birinin 12 İirasını çanta Tanalliri sdağinikdbüinisöseitdi, i Bu suretle de Alman : Salak ya yapa (” bi yalnız kaldı. Şimdi ne vaziyet a- Geun Ariva ibiliti lacak?. Artık mütekabil fedakâr- lıklar yapilmak zamanı gelmiştir. CENEVRE, 19 (A, A.) — Mil-| Dünya, sadece OHitlerin iktidar İetler cemiyeti meclisi komitesi | mevkiinde kalmasıyla meşgul ola- Şako ihtilâfı hakkında hazırlanan | maz. Eğer Almanya muvafakat et- metni kabul etmiştir. Bu metinde | mezse, İngiltere, Fransa, ve A- ihtilâfa sebep olan mıntakaya bir | merika ona karşı duracaktır. Av - tahkik komisyonu ( gönderilmesi! rupanm eksik tarafı, sağlam bir münasebata nihayet verilmesi ve| şekilde yapılmış mütekabil yar - Paraguay hükümetinin harp ilânı! dim esaslarıdır. Konferansı kur * de ti rem gri alması rene smmm v dir. : ! | l du. 24 — 17 — Yazan: Niyazi Ahmet Ke Sakinleri bir mahalle halkı ka - dar kalabalıktı. Hanın hiç bir eş- yası kurtarılamadı. Ayniseneü- çüncü sene Kedikpaşada yangın « dan kurtulmuş olan Kedikpaşa ha- mamı, mesçidi ve bir kaç ev yan - dı. Dördüncü defa Cibalide çıkan “Bütün sahil boyu âsarı binadan tehi,, kalmıştı. İskelede ilk parlıyan ateş, her| vakitki gibi Üskübi maballesine doğru ilerledi. Bu uğursuz yetin yangını yalnız Cibali muhitini de- ğil bütün İstanbulu korkutuyordu. Baltacılar odası yangını Cuma, bilhassa bayram günleri <g Fatihten, Aksaraydan gelenler bi- çıkan yangınlarda halk daima ka- i öğ labalrk olur ve tulumbacılar vazi- le kendi evlerine kadar ateşin iler- ey kis â liyeceğinden korkuyorlardı. Bu se! sezi yapmakta müşkülât çeker- bepten her kes, ateşin önünü kes- | : iğ - : mek için bütün gayretini sarfedi - 1138 senesi bayramında Eski sa- yordu. Meydanlara yığılan yüz - vx karşısında (1) Baltacılar ke - lerce kova ile her kes su taşıyor * Bn gz ir, yaptasiıği du. Bir taraftan (sayısız amele evden çı yangın söndürülemi » kale surlarının arkasında toprak » ae “ tan tümsekler mill llde. Her adımda bir eğlence tertip Hava tamamiyle karardıktan edilmiş, sokaklar birer gelin odası i sonra yangının manzarası korkunç gibi süslenmişti, bir şekil aldı. Ağalarınm köşkünde yangın Cibali » arka arkaya: yangınlar | Sıktğin: gören Eski saray beltaeriii görmüştü. Henüz canlanmak üze- ları köşkün etrafını kemale re iken bir daha yanmak feci idi. Baltacılar, bu bayram günü ko - | Onun için İstanbuluri hemen her nağın zikeymet. esyalarmdan bir tarafından imdadakoşuldu. emmi kaçırabilmek hevesindey - Bu yangında halkın tehalükü Ağaları v 7 , denebilir ki bir çok büyük yan - ği e. gınlarda görülmemiştir. Çapulcu- | — Su bre, tulumba bre. ( lar, serseri güruhu bile ateşin sön- Diye gırtlağını o çatlatırcasına mesine bir parça yardımda bulu- bağrıyor, sağa sola koşuyorlardı ,. nabilmek için gayret ediyordu. Baltacılar sureta bir hareket gös » Bütün bu gayretler ateşin saba- | termek için koşuşuyorlar, fakat j ha kadar devam etmesine mani | iç bir şey yapmıyorlardı. Ağanın olamadı. Fakat ateş te Cibali hut yeni köşkünü midesine indiren dudu haricine çıkamamıştı. Saba- ejderha, ağalarının © yardımına ha kadar devam etti. Bu yangin koşmadıkları için onlara da kendi- Gibali sahilini Un kapanına kadar | 2. taitikik istedi silip süpürmüştü. Sarayın baltacılar odasma yürü- dü. Ateş, ağanın köşkünden sara- yı hümayunun meydanlığındaki > sirayet ederek, baltacılar o- dasını tutuşturmuştu. Baltacılar ne yapacaklarını şaşırdılar. Tulum - mi bacılar bir taraftan su fışkırtrken i baltacılar büyük kaya parçalarmı i yanan kısmın üstüne fırlatıyorlar. dı. g Kutucular yangın” Tophane önlerinde © yüzlerce sandal süsleniyordu. Sabahın ala- ca karanlığında burası mahşer gi bi bir kalabalıkla çalkanıyordu <5 Etrafta sürü sürü genç çocuklar ö- teye beriye koşuşuyorlar, ihtiyar ve orta yaşlıları bu gençlere emir» ler veriyorlardı. ij Bunlar, Zmdankapı kutucula « rıydı, Gençleri üstat çıkarmak i» sin Çubuklu teferrüçgâhına götü- rüyorlardı. Çubukluda kazanlar â kaynıyacak, yemekler yenecek, bir taraftan da kalfalar imtihan edi lecekti, Br D w ıspiri zadenin evi nasıl yandı? Meşhur Ayasofya camii şeyhi İspiri zade Ahmet Efendinin evi- nin yanması tarihte oldukça mü - him vakalardandır. Şeh, evinin | yanması akabinde faaliyete geçti. “Kulubu nası,, sızlatacak derece - de acıklı vaazlar verdi. O kadar ki, her kes şeyhin evinden bahset- meğe başladı. Şeyhin istediği de bu idi. Bundan sonra saraya koş- tu. Kendisinin eve barka merakli olmadığını, bir şeyh parçasi oldu- ğunu, fakat halkın bunu anlama- dığını, binaenaleyh yanan evinin yerine diğer bir bina ihata buyu - rulmasını rica etti, Böyle yapılırsa balk bu ülüvvü cenaplığa dünhan olacaktı. Şeyh muvaffak oldu. Sadraza- mın tayassutu ve halkin ianesi ile yanan evinin yerine saray kadar muazzam bir bina inşa ettirdi. Bu sene meşhur Halıcı oğlu köşkü de yandı. Şehir hududu ha- ticinde gibi telâkki edilen bu Devamı Var ———— a (4) “Eski sarây,, Bizans devrinde mövcüt La Pulals du Bennt ÇAyan ssrayı) nm en « köşkte çıkan yangın bütün bir şe- biri tehdit etmiyordu. yangına koşmağı artık itiyat edin- mişti, Bir sevki tabil ile yangına koşuyordu. Halıcı oğluna bütün İstanbul boşandı. Fakat rüzgârın şiddeti ve vasaitsizlik yüzünden köşk kurtarılamadı. Höca paşada da üçüncü defa çıkan yangın sabaha kadar devam etti, Bütün Hocapaşa yandıktan sonra yüzden fazla odası olan mu- azzam (Ermeni hanı) da bu yan - gın neticesinde tarihe karıştı. Bu han büyük bir saha işgal ediyor - rf ix Sm kA Fakat halk | ii ni iri kazı üzerinde Fatih tarafından inşa edilmiş « ti. Saray burnunda (Sarayı cedidi âmire) ime şa edildikten sonra buruna Eski saray döğe A di. Kirafı bir mü muhitinde, yüksek birds | varla çevrilmişti. Daha sonra, dıvarlarır in yabük 'Sarhyı atik) narı verildi, Sultan» larm zovosleri, yani valde sultanlarla kiğla » rının ikametine tahciz edildi. Saray, barm — dı, çi (3) Kutucular yangını kalıkında muh » © telif yazma ve matbu eserlerde tesaduf eti » #im kayiiler biribirini tutmıyacak derecede ağalarının ve teberdarlerm neğâreli sitmday- © © karışıktır. Bazı tarihler ii yangının TİM Hicri senesinde vuku bulduğunu kaydediyor. . ler. Bu tarihe inanamıyoruz, çünkü Kul Yar Çubuklu teferriçghma giderlerken bir şalr taâşhur Fenni Efendinin “Sahilname,, » sinden parçalar okumuştur. o Fennt Bendi mablesi De ba şiirleri yazan Memet dede Ü- güncü Ahmet devrinde yaşamış ve 1120 Hie « sn, L

Bu sayıdan diğer sayfalar: