21 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

21 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

me FREE k Seyyar Terbiye Sergisinde 72 Stepte sanayileşme SIVAS SIVAS: Sağı, solu, önü arka -! vetinde bir elektrik (o dinamosuna sı ergenekon duvarları gibi bü- | bağlıyor. Pamuklu kumaş sanayii yük dağlarla kenetlenmiş Orta A- nadolu yalılardan itibaren kurak - Taşa kuraklaşa bazı © yerlerinde - çölleşiyor. Step (o çölle, yalı ara- sındaki parçalardır. Bu parçalar- da bazan bir vaha, O bir dere ke- narı yem yeşil ve bam başka bir dünya halinde © uzanıp gidiyor. Stepin hayvan besliyen, toprakla uğraşan insanları, buğday eken, hayvan nıp giden kervan o yollarının du- © rak yerlerinde tüneyen pazarlar bir tırtılın oOkelebek oluşu gibi büyük bir kımıldanma, büyük bir © değişme içinde çalkanıyor. Buğday. köylerinin imdadına demiryolu yetişiyor. Yeni demir- Yolları, yeni pazarlar, yeni tran- sit depoları meydana çıkarıyor. Küçük dükkâncı, küçük el san'- atı birdenbire (© koyulaşıyor. Son çıkırık step şehirlerinde birer ta - but halini almıştır, Step kasabalarında el san'at- lerinin ölüm marşı çalınıyor.. Ker- van ticareti plânıma göre kurul- muş olan ticaret evleri stepin a- ğustüs güneşi altında yanan, sap- sarı olan otları gibi kuruyor. On — dokuzuncu asırdanberi devam e- den fabrika önünde çıkırık müda- Faası artık durmuştur. Sıvas 1914 ten oevvel her yıl Amerikaya (yetmiş bin sandalye gönderiyordu. Kunduracılık, halı cılık,.. sebzecilik ve kervan tica- reti burada bir nevi müvazene ya- pıyordu. 1849 da Londrada açı- lan ilk beynelmilel sergide Sıva- sın eşyaları bir hayli yekün tu- tuyordu. O zamanki İngiliz ga- zetelerinde Sıvas ve Türk malla- r: hayretle karşılanmıştı. 19335 de ne kervan ticaretinin, ne ucuz toprak omahsulünün, ne de emeği kıymetsizlendirmekten başka bir şeye yaramıyan halı iş- lerinin bir memleketi bir çıkırr ğa bağlıyarak yürütmesi mümkün değildir. Heybe ve kağnınn topladığı kümeler, hele bir kaç arşın bezin bir kuzudan daha © pahalı oldu- ğu yerde daha çok tutunamazlar gözülürler. Stepin O ortasındaki insan topluluğu (© heybe ve kağ- nı nizamı yerlerine bağlayamaz. Step uzun yıllardanberi yalılara ka fileler gönderiyor. Stepte fabrika ile el tezgâhmın savaşı başladığı günden itibaren step yollarından limanlara, ticaret evlerinin top- landığı yerlere doğru bir akın var. Trabzonda nüfus 30 yılda (40) bin artmıştı. Hâlâ İstanbulda ste- pin kolonileri vardır. Stepten kopup İstanbula giden insanlara her gün şehrin bir sem - tinde rastlarsmız. Stepin doyura - madığı insan kendine büyük şehir- İerde kapı arıyor. Stepin bu acısı dinmiyecek bir acı değildir. Gerçi stepin bu gö- rünüşü korkunçtur. Fakat stepin kurtuluşunu iki kelime tılısımlar: Ray ve fabrika! XIX uncu asrın ortasındanberi stepin derdi ray ve fabrikaya has- retindendi. Ray stepi ortaladı. Şimdi ikinci bir hamle.. Fabri- ka doğuyor. Kayseri kendini Bün- » yandan gelen 2000 beygir kuv- Ci o | sürenleri ve stepte uza-|te sarfolunan 85 bin : yacak manivelâya bu eski kervan şehrini pek kısa bir zamanda değiştirecek. Sıvas şeker fabrikasma bağlı.. Şeker fabrika- sı Orta Anadoluda nüfusu topra- ğa, hayata, işe çakıyor. Şeker sanayii (300 kilometre murabbaı bir yeri kaplıyacak. Bu- nun step için manası çok büyük- tür. Sıvasta kurulacak şeker fab: rikası her şeyden evvel memleket- ton şeker bedeli olan 8,5 milyon Türk lira - sından pek çoğunun (memlekette kalmasına sebep olacaktır. Gerçi, Uşak ve Alpullu fabrikaları bize şeker hazırlıyor. Fakat bu fabri - kalar dışardan gelen şekerin yüz- de otuzunu bile karşılayamıyor. Yirmi sene sonra (o kiraç, kor- kunç, nüfusu öteye beriye dağıl- mak istiyen eski stepte meselâ sa- dece Kızıl Irmak kenarında 441 milyon lira stepten Karadenize de- il, denizden stepe doğru akacak. Kızıl Irmak su götürüp altmı ge - tirecek. Şeker sanayiinin yanında, küs- be, alkol kendiliğinden doğacak - tır, Şakacıktan her sene 21 milyon lira para memlekette kalacak. En aşağı 20 bin insan şeker işi- nin işçisi olacak. o Yüzlerce me: mura iş verecek. Binlerce çiftçi ile zenginleşecek. Pancar ekilen tarlalarda arpa, buğday ekimi de artacaktır. Tec - rübesi meydandadır. Almanyada bir dönümden 100 — 150 kilogram buğday alr- nırken, buraya pancar ekilip mü- navebeye konduktan sonra tarla - nın verimi 200 — 250 kilogram olmuştur. Trakyada da pancar ekimin den sonra hububatın verimi yüzde altmış artmıştır. Kızıl Irmak kenarında cılız, cı- lız dolaşan inekler, kedi yavru- sunu andıran (buzağılar doyum- luklarınm en sağlamını obulmuş olacaklardır. Stepi bir bahar, ya- şamağa değer bir âlem haline ko- bugün İktısat pancar ziraati i vekâleti elini uzatmıştır. Devletin iktisat o plânı içinde stepin sanayileştirilmesi ana hat- tır. Anadolunun coğrafyaca mü- dafaa sırtları olan Orta Anado- lu, iktisat müdafaasının da blok - havzlerini ve ağır (| sanayi (sta- dı) nı kuracaktır. Sadri Etem İki muharrir arasında bir dava düştü Bir müddet evvel, “Cümhuriyet,, gaeztesi spor muharriri Ahmet İh- san Bey tarafından, “Milliyet,, ga- zetesinin spor sahifesinde çıkan bir yazıdan dolayı yakışık almıya- cak neşriyat davası açılmıştı. Bundan sonra “Milliyet,, gaze -! tesinde dava mevzuunu teşkil eden yazıyı tashih ve tavzih yollu başka bir yazı çıkmış, Ahmet İhsan Bey de, bunu kâfi görerek, davasından vaz geçmişti. İstanbul ikinci ceza mahkeme - sinde dün celse açılmış, “Milliyet, gazetesinin neşriyat müdürü hazır bulunmus, davacı mahkemeye gel- mediğinden, dava düşmüştür. Halli kolay olmıyan bazı mali meseleler Evvelki gün şehrimize gelen Mı- sırda münteşir Muhadenet gazete- ai baş muharriri Remzi Bey bir | muharririmize şunları söylemiş « ltir: — Mısırda buhran ihmal edile - ! leket zengindir, mahsul boldur, kapatamıyacak derecede düşkün - | dür. İki memleket Türk — Mısır münasebeti gayet samimidir, iki kardeş memleket a- rasında başka türlü bir münasebet olmasına mâna da yoktur. Yalnız Türklere ait bazı mali mücssese « | ler vardır ki halli o kadar kolay değildir. Bununla beraber Türki - yenin Mısıra karşı gösterdiği ve | göstermekte olduğu samimiyet ve i fedakârlığın Mısırdan da mukabe- lesiz kalmıyacağı tabiidir. Orada yüzellilikler Mısırda yüz elliliklerden bah- setmek boşuna vakit geçirmektir. Yüz ellilikler arasında siyasetle uğraşanlar iş bulamıyanlardır. İşi olanlar kazançlarile alâkadardır » lar. Ticaretimiz Mısır, Türkiye mahsulâtı için en değerli bir müşteridir. Son zamanlarda Türkiye bu müşterileri biraz kaçırmıştı. Şim - di “Mısır İş Limitet,, temiz ve mun tazam işlerile eski müşterilerimizi yavaş yavaş ele geçirmektedir. Fakat halkımız henüz yabancı komisyoncuları pençesinden kur- tulamamığtır. Bu yüzden hem ken: dileri zarar görüyorlar hem de ih- racatımız müteessir oluyor. Türk evkafı Mısırda Türk evkafı başlı başına tetkik edilecek bir mesele - dir. Müzakere edilmekte olan Tür- kiye — Mısır dostluk muahedesi müzakeresi sırasında bu çok kıy - metli ve ehemmiyetli meselenin de halledileceğini ümit ederim. Türkiyede Mısırlı seyyahlar Mısır seyyahları hakkında (Mu- hadenet) te bir çok yazdim ve bir kısmı da İstanbul gazeteleri tara- fmdan iktibas edildi. Burada şu - İ mu söyliyeyim ki Mısırdan seyyah | getirilirse İstanbul piyasası o mev- i simde olsun carlanır. Turing klüp erkânı şüphesiz ça- lışıyorlar, Fakat bu hususta “key- fiyet,, ten ziyade “'kemiyet, e e- hemmiyet verdikleri anlaşılıyor ki memleketin bügünkü vaziyeti bu- na hiç te elverişli değildir. Kana - atindeyim. Bu sene yüksek O tabakaya mensup bir takım aileler gelecek- tir. Memnun kalacaklarına şüphe yoktur. Turing klübün bunları gö- rerek memleketimiz (hakkındaki intibalarını alarak Arapçaya ter - cüme ve neşrettirir. Belediye kış için hazırlık görüyor! Belediyenin gelecek kış mevsi - minde bütün vilâyet memurlarına ucuz odun kömür temini için şim- diden teşebbüsata giriştiğini yaz - mıştık. Öğrendiğimize göre bu hu- susta bir çok.müteahhitlerle müza- kereye girişilmiştir.Temin edilecek miyecek kadar şiddetlidir. Memr- | fakat fiatler maliyet fiatini, bile| i sır Başvekili Sıtkı Paşa Fransada Mısır ve biz TÜRKÇENİN YAP üzerine düşünceler e Üçüncü takım — On sekiz sesli | dam bilemez, cevap vereme ii ya birinci takım köklerin önlerine, | onun bildiği Türkçe, Türkçenit * yahut ikinci takım köklerin son - lara getirilerek 18 X 144—2592 i kök yapılır: Biz, çak, sat gibi. Demek ki dilimizde 144-4-144X 3592 — 2380 kök olmak lâzım ge liyor. Eğer ortaya koyduğumuz metot, tam ve doğru ise Türkçede bu kadar kök olabilir; ne eksik, ne fazla, Ve Türkçe hep sözler —da- ha ileride gösterilecek © kaidelere | göre—soylar ve heceler eklenerek | bu köklerden yapılmıştır. Şimdi bir defter açıp birden iki | bir sekiz yüz seksene kadar #ira numarası koyalim; her numara - nım önüne birinci, ikinci ve üçüncü takımdan yaptığımız kökleri sıra- sile yazalım ve her birinin üzerin- de bilgimizin yettiği kadar derin ve geniş bir deneme, bir araştır- ma yapalım. Şunları göreceğiz: A — Birçok kök var ki hem kendilerini, hem de onlardan ya « pılm:ş kelimeleri biliyoruz ve kul- lanıyoruz. B — Gene bir çok kök var ki kendilerini mânalı sözler (olarak bilmiyor ve kullanmıyoruz da on- lardan yapılmış kelimeleri söyle - | yip duruyoruz. C — Sonra bir kısım kökler de var ki ne kendilerini kullanıyoruz, ne de onlardan yapılmış bir keli - me bulabiliyoruz. (A) sınıfından olan kökler için söz yoktur. (B) smıfından olan köklerin, onlardan yapılmış söz - lerle mânaları yeniden ortaya ko- nulmalıdır. Bu yapılırsa Türkçe « nin kâmudu, kaybetmiş öldüuğu ta- gatleri kazanmakla Okalmıyacak; mânalarına göre o köklerden yep yeni kelimeler yapma yolu açıla - rak yabancı sözlere karşılık bul - mak kolaylaşacaktır. (C.) smıfım- dan olan kökler iki türlüdür: Ya unutulmuşlardır; bunları dirilt - | mek gerektir. Yahut Türk O zevki onları yapmamış ve kullanmamış- | tır; bunları da gene yapmamalı ve | kullanmamalıdır. İşte bu sebeptendir ki köklerin ! sayısı 2880 den cok aşağı düşer. Acap ne kadar düşer? Tek bir Vali Ankaraya gitti Belediye memurin mü- dürü de gidecek Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey, hukuk işleri müdürü Muhlis Beyle birlikte Ankaraya gitmiştir. Vali Bey orada belediyeye ait bir kısım işlerin intacile meşgul ola - caktır. Öğrendiğimize göre beledi» | ye memurin müdürü Sarih Zey de İ yarın Ankaraya hareket ve kendi- lerine orada iltihak edecektir. Hasta bakıcılar müsabakasında Balat musevi hastahanesinde ça lışan hasta bakıcı hanımlar arasın- da bir fazilet mükâfatı ihdas edil - miş, bu hastahane hasta bakıcıla - beka Maliki ınrorştır, rından matmazel P mükâfatı ka —e— Mısır başvekil MARSİLYA, 20 (A.A.) — Mr bir kaç hafta kalmak üzere bu sa- odun kömür depoları uzak yerler- de olmıyacaktır, bah kızıyla birlikte buraya gelmiş: | tir, i e e Yazan * All Haydar musundaki sözlerin binde piri Türkiye sınırlarından dışar! çi maksızın kendi kendimize üç kım köklerin sayısı şudur kalkışsak ve çalışsak, tek başi za gere bir şey yapamayız. 6” deki lügat kitapları Türkçe re pek az yer vermişlerdir. Ber koyu kısa, saltayı uzun yordum, Sami Beyin üzerine Türkiyenin muhtelif N relerinden ilk rast geldiği kaç Türke sordum, Gerçek sak zun, salta kısa imiş. Fakat b sözün Türkce olduğunu bilet” İstabullu vardır? Gene lügat" larından değil, kendi Türkçesini konuşanlardan öğ : dim: Yal, hayvanlara yedi w i çin su ve kepek ile yapılan bir j lamaçmış; Konya Ereğlisind€ © raz daha hususileşmiş V sı, çok yerde normal lezzetini * betmiş bazı şeyler için kulla”. yor. Şu kısacık deneme y hangilerinin Türkiye Türk var, yahut yok olduğunu söylemiye hiç birimizin olamıyacağımızı gösterir. ji 5 — Bu yazılarla yapmaki? duğum iş, yapılacak işin ş değildir; düşürzelerimi a ret derecesinde bir kısalıkla İ5 önüne koymaktır, Çünkü b“ iv tamamı daha cok Türkçe P' daha çok kitapları olan ve muzun hep dil ve dilcilik k tanlarını etrafıma toplıyan 7 sek bi; heyetin, (T.D.'T.) € yet!rin yapabileceği şeydir. için koyduğum sıra numarali retidir; en son numarada Ki son sayısını veremiyecektir. * lerin kullanılmıyanları, gimin dar çerçevesine kullanılmıyor sandığım bir kök va bunların benim bilm müştakları olabilir. Nasıl Kİ lerden kelime yapmak için araştırmıya başladığım vakit labildiğim kaideler, gerçer” olan kajde'erin hepsi olam? tır. | vet — BİTMEDİ — — ma Ni Mahküm mapaslsf Nedamet eden ve yo hazırlananlar b Fener Petrikhanesinde gti 4 bir hâdise yüzünden bi diğeri üç sene Aynaroz larında kapalı kalmağ3 : edilen iki pie mahküm olan Balık : dün Aynaroza hareket di Piskopos patrik ikinci Efendiye bir meli yaplığı harekete ns: 07 menfasına arzusile gi ; da hatasının cezasını $ g4 / zır olduğunu bildirmiş! C Üç seneye mahküm kapı metropolidi ine Pl vinini ziyaret etmiş, müz bitiremediği İÇİN yle. ancak bir hafta sonra #” ? Rl i NN ni söylemiş, rica elmiştir. Papaslığa ait vekili yadis Eferdi dün vah Riza Beyi ziyaret ed göl paslığa ait bazı işler rüşmüştür. pe

Bu sayıdan diğer sayfalar: