17 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

17 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKIT'ın Tefrikası : 37 3 MAYIS — İş iştir. Melek falan (diye ini gözünde büyütme, Hissi- Yatma kapılma. | | — Anlıyamazsn. Dedim ya.. İ | aza, orada ıstırap çeken bir Benç kıza biraz olsun merhamet Missetmeni isterdim. — Sen de ama kuşkulusun, ku- #ediyorsun ama, hiç te değil.. Dü- ükçe, ben de senin kadar mü- ir oluyorum.. Söyle bakayım, iyet ne merkezde?. Entressan deler keşfettin?. — Benim canımı sıkan şey de Su ya. Hiç bir şey keşfetmedim, hiç bir şey bilmiyorum.. Yal, © — Ne 07. Eğleniyor musun?. © — Sen de âma kuşkullusun, ku- | Puden nem kapıyorsun.. İnsan ya bile diyemiyor. > Refika yardıma, teselliye ih- cım var.. Teşvika muhtacım.. Kalbim perişan. — Tekrar ediyorum ağabey, a- Yükatın kalbi değil, kafası olur. — Sen fena kızsın. >— Vaziyeti bir az olsun tavaz - >Xuh ettirecek hiç bir şey bulama" dm mı?, >— Bulamadım ve bütün emek- etim heba oldu. © — Şaşılacak şey. > Lâzım olan mavi eşarplı ka- vd r. Ben bu hususta üfidin çok şey bildiğine kaniim. Ybr seyler biliyor ama, söylemi- Yek mexedan-bile.» (ke eğer bilseydi her halde sen- iŞ » saklamazdı, bugüne kadar en hangi sırrımı sakladı! Her bu davayı kazanmak kendi | Mafaatidir. >> Eğer sen onu benim kadar saydım, son günlerde değişti - i, bam başka bir adam oldu - inu görürdün, anlardın. o, — Benim gördüğüm ve anladr bir şey var.. Müfit Beye düş- | Nan olmağa başladın. Hataedi- f lana Kâzım düşünüyordu. Kız eşinin son sözüne mukabele v » Elini şakağına dayamış, İk larını çatmış, alnını kırıştırmış Binen, bir şeyler arıyordu. Refika sordu: > Ne düşünüyorsun ağabey?. > Bir ip ucu yakalıyabilirsem | “ak Hasan Sıtkı Beyin evinde ” kalıyabilirim.. Belki uşaklar - ; “ biri bir şey, çok ehemmiyet - a vir ir... Bu ehemmiyet | dm im için mühim bir ip > Bu kabil. aç Evet kabil, kabil ama kim | tirebiz tanıtmadan eve nasıl | irim?. Uşaklarla, hizmet - | Ç le nasıl konuşurum?. Benim Cil işi kim yapabilir?. Tüy idenin övey annesiyle gö e mü?. Gittim, evi z | tadar, ittim, evi boş buldum. O <> Belki kız sana sahte bir ad- e Yermiştr. bi, > Hayır, mahallede sordum, Va €vvel taşınmışlar, ama, uha şey.. Bu mevsim ta - de ha Mevsimi değildir. Belki işe karışmış olmamak için kaç, Bunun böyle olduğu muhak- | leyapıcı bir türlü nereye git- lak, özlemek istemedi. Ba- ip da söylemiyor gibi gel- Mi,» sahibine müracaat etme - fi. Ettim,oda bir şey GECESİ .. bilmiyor.. — Demek adres bırakmadan çı- kıp gitmiş öyle mi?. Garip şey!. — Yalnız kapıcıdan bir söz al- dım.. Kadıma avukat Zeki Bey isminde bir adam misafir gelir - miş... Kendisini tanrmıyordum.. Somurtgan bir adam. Konuşmadı. Nahidenin vekili olduğumu öğre- nince, çenelerini tamamiyle kilit - ledi. — Demek o da bir şey söylemek istemiyor? — Söyledi.. Bol bol Nahidenin aleyhinde bulundu.. O biçare kızı; çekiştirdi.. Babasının ikinci karı- sına, hayatını rehiz etmiş.. Fena bir kızmış, başına bir felâket ge- leceği evvelden belliymiş.. Baba - sının yüreğine indirmiş, adamca - ğız kızının şerrinden ölmüş... Bel- İ ki ağzından bir lâf kaparım diye bütün bunları dinledim.. Herifin gırtlağına sarılmamak için kendi- mi güç zaptediyordum. — Sarılsaydın ne kazanırdın? — Nahidenin övey annesini bu- | lamaymca, evlenmeden evvel Na- hidenin ders verdiği bir aileye mü İ racaat ettim. Kızlarına hususi ders veriyormuş.. Karşıma cadının biri çıktı.. — Sen de ama talisizsin. — O da bol bol Nahideyi çekiş- tirdi. Böyle olacağı zaten belliy- di... İşallah asarlar diye dua et- ti. — Ne iyi yürekli kadın!. sx Bunun gibi ne kadar acı 86z- ler varsa hepsini söyledi. — Demek bütün söylenenler kr- zın aleyhinde. | | — — Evet, fakat bu sözlerden bir şey çıkmaz... Yalnız bu kadını hu- kuku umumiye şahidi olarak ge - tirmelerinden korkarım. — Peki, ne yapacaksın?. — Bilmiyorum kardeşim, bil - mediğim için de çıldırıyorum. Koltuğa, bitkin bir halde gömül dü... (Devamı var) Hapisaneden kaçtılar Fakat altı firari yakalandı, biri aranıyor Tekirdağı, — Şehrimiz hapis - hanesinde bir firar hadisesi olmuş fakat zabıtanın uyanık davranma- sile firariler kısa bir müddet son- ra yakayı ele vermişlerdir. Hadi- se şöyle olmuştur: İki gün evvel akşam üzeri orta- lık karardıktan sonra ağır hapis mahkümlarından yedi kişi hep bir likte hapishaneden çıkmışlardır... Hadise haber alımır alınmaz jan - darmalar araştırma işine başlamış lar, gece yarısına doğru firariler - den altısını yakalıyarak tekrar ha- pishaneye getirmişlerdir. Henüz ele geçmiyen bir firari araştırılmaktadır.. o Jandarmalar bu şeririn izi üzerindedir.. Alâka- dar makam, firar hadisesi hakkın- da tahkikat yapmaktadır. nd ii Misafir Yunan. talebesi Türk Balkan Birliği cemiyetinin davetlisi ve misafiri oOolarak bir bafta evvel Atinadan gelen ve An- karaya giden on Yunan Darülfü « nun talebesi dün İstanbula dön » müş, Galatasaray lisesine misafir edilmişlerdir. Yunan Darülfünun- luları bir kaç gün imizde kala- caklardır. Mr Mi Siz Dilimiz Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 63 inci liste 28 inci mektep: İsabet: İrişmek — İskân; Yerleşmek — İsnat; Bulaştırmak — İsrar; Kamanmak — Istırap: Acı, ağrı, sızı — İşa'a: Yaynak — İşareti Göstermek — İşgal: Doldurmak — İinat: Uymak — Itminan: Kanmak — itti - rat: Düngünlük , 43 üncü mektep: Mabet: Tapılacak yer — Maarif: ç Öğüt İ buyuran — Macun: Kıvamlı — Maden: Tan, İ tan — Marifet: “Bilim — Maruf: Bilinen, ta- nman — Maslahat: iş — Matbunt: Yazı işi— Mazbâta: Damralı yazı — Mayeret: Aksak» lik — Masnma: İşkili — Mağhariyet: Dile ge ermek . Mübet: Yerinde olun, Üstüne (o varan — İskân: Göç Yerleştirmek — İsnat; o Üstüne atmak — İsraf; Yokunduram — İstilah: Söz bölümü — İstirat: Sör gelimi — Israr : Ayak direme — İsna: Yaymak — İşaret * Göntermek, bellendirmek — işgal: Oyalama, kaplama — İloat: Söz dinlemek, buyuruga uymak — İanlnan: İnan; eisterme —. İtti- rat; Yoluna girme, yoluna kayran, saralama, 33 üncü mektep: İsabet: Tutturma, yerini bulma, uygun ne âtma — İster: Ayak direme, zorlama — Astıllah; Bilik sözlü, güç wiz — İstırar: İster İstemex — İşaa: Yayma, dağrtma — İşaret: Nişan, İşmar — İstirap Sızıntı — İşgal: Kap İama, tütma, Uğraştınına — İtaat: Söz din- Teme, UYAR — İman: İnanç — İttirat : Bir törtulük, Yolunda olma, 38 inci mektep: İsabet: Dolma — İskân: Yrleştirme — Jenat: Socatan — Yarar: Zorlamak — İsti - rar: sresiz — İstirap Sıkıntı — İşaa: VAY - mak — İğaret Nisan, işmar — İşgal: Uğraş tırma — İtaat: Boyun eğme — İlminan: İ- manç — İttirat; Uyan, 39 uncu mektep: İsabet :Doğrü varma, yerini bulma — Hikün: Yerleştirme me that: Yalan — esrar: Ayak basıp durma, düşüncesinden dönme — Ksterapı Sıkmtr — Tstarar: İster istemez. — şan; Yalan — İşaret: Gösterme — İşçal : İş verme, uğraştırma, İşten alıkoyma — $ - taat; Dinleme — İtminan: Sağlamlık — it - tirat; Sürekmiz. 23 üncü mektep: İsabet: Düşme — İskân! Yerleştirme, ba- rma — İsnat Dayanma — Israr: Zorlama. tatrap: Av, — Işan: Yayma — İşaret: Belle me — İşgal: Alma — İtasi: Boyun iğme — İtminan: Kayrosurlandırma — İtirati Bir dikzülye 36 mcı mektep: Haabet Doğru varma, Yerini Mulnn — Ps - kün yerleştirme — İsnat: Suçlu © yapıma — İsrar: Ayak basıp durma, düşüncesinden dön me — İstırapi Sıkıntı — Kstarar İster inte - mes — İşan: Yayma — İşaret Gösterme — İşgal: İş verme, ağrastırma, işten alıkoyma, İtant: Dinleme — İtminan; Sağlamlık — İt- tirat; Süreksiz » 25 inci mektep: İsabet; Yerini balnin — fekân: Yerleştir. | me — Yarat: Yakıştırmak — Işaret: Damga. | #erar; Dönmeme — Istirap: Selimtı — Yatı - | Fars lateks — işani Yaymın — İşğalı VE - raştırma — İtant; SAVE! — İtminan: İnan - mak — İttrat; Uygun. 29 uncu mektep: İsabet: Yerini Bulma — İskân: Yerleştir. ma — İsnnf; Bulaştırma — Ikrar: Zorlamın , Istirap: Sıkıntı, sec — İsterar: Amansız — İşan; Yayma, duyurma — İşaret: Göster - İsgal: Uğraştırma, Yer tutma — itaat: Din- leme — İtminan; İnanma — İttirat: Uygun lik, 21 inci mektep: İsabet: Düşme — İskân: Yerleştirme — Tanat; Dayanmak — Hrar! Dürma dönme - meme — İstırap: Sılımtı — İstırar: Zorin- ma «— İşsa; Yayma — İşkret Gösterme — İşgal: Uğraştırma, Alıkoyma — taat: Din- leme — İlmlian; Sağlamlık, O güvenen — Htrati Uygunluk - 48 inci mektep: İsabet; Doğru iş — İskân: Oturak — İs - rar; Zorlamak — İstillah : Bilgi sözü — İs turapı Sıkıntı — İşar; Bildirmek — İşmret: Ayırmak — İşgal; Başıma iş çıkarma — İ- | düşme — İskân: Yerteştirme — Tenat: Getü- | Ki Avrupada sovyet casus teşkilâtları bulunan bütün şehirlerde mevcut - tu, Muhaberatını kızıllar tarafın - dan kullanılan “menzil hattı,, tek- niğine tatbikan idare ediyordu. Ni. hayet kısımlara ayrılmış Rus hu- dudunda hususi ekipler faaliyette idiler. Tatbik olunan plân o kadar ya- si, mecnunane ve pervasızdı ki her keş onu hatalı zannediyordu. Ma- amafih muvaffakıyete ermemek- le beraber büyük bir kudret gös - termiş olduğunu ikrar etmek lâ - zımdır. Pariste ve Londrada toplamış olduğum malümatla iki numaralı tröstün faaliyet O merkezlerinden birini Dançigde tesis etmiş oldu - ğunu öğrenmiştim. Riga, Reval, Helsingi gibi şubelerde o bulunan teşkilât Dançige merbuttu. Teşki - lâtın bazı memurları tarafımdan teşebbüs edilen hayret verici işler hakkında bana pek mühim malâ - mat vermişlerdi. Bunlar binlerce kilometre mesafede bulunan Rus - yanın şimal zindanları ile rabıta tesisine muvaffak olmuşlardı. Bu Zindanlar, buzlu birer cehennem - ! dir, Bahriebyaz kenarındadırlar. Sovyet şüralarının sabık sahipleri olan burjuvalar bu zindanlarda müthiş ve meyus bir işkenceye ma- ruzdurlar. İki numaralı törstün memurla- rı şimdiye kadar Solovki adaların dan altr mevkufu kaçırmışlardı. Zindanların bulunduğu mıntaka - ya bir heyeti seferiye gidecek ve heyetin oraya varışı Rusyayı altüst edecek bazı hadiselerin vukuu ta- rihine isabet edecekti. Cehennemi, buz o cehennemini andıran bu mıntakalara gitmek ka dar insanda emel uyandıracak bir şey olabilir mi?. Buna muvaffak olmak için teşkilâtı idare edenler- le temas etmek lâzımdı. Bunlar üç kişiydiler ve resmi isimleri: Bi - rinci, ikinci, üçüncüydü. “Birinci mösyö, ikinci omösyö, üçüncü mösyö,,, Dört yüz bin kişilik bir şehirde bu kadar müphem vasıflarla yaşı- yan üç kişiyi, hattâ onlardan bir tekini bulmak kadar güç şey ola - maz. Filhakika (işimi kolaylaş - tracak bazı bilgilerim var - dı. Bunların obirisincisi, (Oüç meçhul şahsın (Kalina ve Fatini sıkı sıkı tarassut etmeleriydi. İçle- rinden biri, yahut ikisi iki rus ca - susluk reisinin bulunduğu mınta - kada mutlaka bulunurdu. Bundan başka tröstün en mühim azasının aralarında kullandıkları bazı işa - retleri öğrenmiştim: Nihayet üç a- damın da İngiliz olduğunu biliyor dum. Kalina ve Patinin itiyatları hak. kında malümat elde etmiye mec - burdum. Dost bir devletin ataşe - militeri bu bapta lâzım gelen ma- lümatı verdi: — Gece saat on birde Kom- pleks Dile barma gidiniz. Burası ahlâksız kimselerin toplandığı bir yerdir. Hiçbir kadın uğramaz. İki rus casusunu tavırlarından tanıya- caksımız. Zaten masaları üzerinde taatı Söz dinlemek — Itminan: akip bağls- | dirçok şampanya şişesi bulunur. mak — İttirat: eldinmek, Gece oldu. Vistül nehri sarı le- A Ea e er 5 — VAKIT17 Haziran 19335 Kapalı Hudutlarız AŞANLAR Bir numara, iki numara, üç numara .. Bulacağım adamların tanınmş isimleri buydu... ii 2 numaralı tröstün merkezleri | kelerle örtülü kara sularını denize m m gm eya İmla yy mill amam mm Şİ mm yle TARAR doğru akıtıyordu. Sahillerde çal hı meyhanelerin kırmızı ağızla açılıyordu. Sis kokmuş bairk gil kokuyordu. Köşelerde umumhan kadınları sarhoş tayfaları mıya çalışıyorlardı. Buradaki hanelerin “Kuğular kulesi,, “Avcı - lar köşesi,, gibi isimleri varlı. Konpleks ikinci sınıf bir meyha neydi. Burada bir kadm: j Die Klaynen Medhın., Diye bir şarkı söylüyordi az yaklaştım. Kadınım çenesi traş olmuştu. Elleri kasap eli dardı. Meğer kadın kıyafetine miş bir erkekmiş. Salonda bir kalabalik olmakla © beraber P ve Kalinayı andıran kimse Müşterilerin hepsi tam alr ve alabros kesilmiş saçlı adamlar- dı. Yalnız salonun methali ki masada tek başma oturmuş pi liyen bir müşteri İngiliz ipi di. Cesaretimi toplıyarı zi! çin müsaade istedi bunu asla reddetmezler. adam bana dik bir sesle: — Meşgul.. dedi. Alman olmadığına bu kanaat getirdikten sonra son zumu oynadım ve Pariste ö diğim veçhile konuşmuıya dım. Bu adam yüzde bir ihtimi de bile aradığım üç adamdan b değildi. Fakat tali bana yardım miş, Adam; Tröst azasından biri) miş. Başlıyan mükâleme ihtiy: bir surette devam etti. Ko; muz şeyleri burada naklede ceğimden dolayı o oku; özür dilerim. Tröstü zı azalarınm ismi m du. İlezde haklarında mi ler yazılması muhtemel ol klüp,, ve “63 numaralı isimleri de söylendi. 1 teşkilâtmm en mü im klüb,, e mensupturlar. lı oda,, ya gelince, bu da sında müttefikler teşkilâtı da rabıta teşkilâtmı oZşnall kilâttı. Bu mükâlemelerden centilmen tavrın rdeğiştirdi. Söz yavaş yavaş Kalina ve tine intikal etti. Centilmen bu adamı tarassut ediyormuş. B bugün meyhaneye gelm giliz bunları anlatırken şu ilâve etti: — Yazık oldu. Eğer saydılar, en mühim memui dan biri olan “Macar, 1 bur bulacaklardı. Akbaba tabiatlı rif bu akşam burada, Benim gelmesinin ziyanı yok, Çünkü tanımaz, Fakat “Birinci ö yü tanır,. Eğer onu görmüş olsi Ve centilmen birdenbire zihn şimşek gibi çakan şu sözleri etti: — Dün ve Macar bir defa sılaştılar. Dün; herifin yüzüne si lünceye kadar kalacak bir iz b raktı, : Bir çok İngiliz, muhaffefi “Dür olan “Dündas,, ismini “Bir numaarlı mösyö, dedeki arkadaşım — gibil daş ismizde olması, ikisi bir adam olması demek ğildi, Fakat eğer öyleyse... o © Devamı var) a

Bu sayıdan diğer sayfalar: