20 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

20 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aleksandr Düma'nım oğlu, en kuvvetli mizah müharrirlerinden biri idi. Şey pardon!.. Mizah| muharriri değildi, en küvvetli nüktedanlardan biriydi. Bir gün Dümâ'nın oğlu tiyatro - ya giti. Oynanan eser, arkadaş- larından birinin eseriydi. Eser. beğenilmemiş, tutmamıştı. Düma'nın oğlu, arkadaşı müellif locasında oturmuştu. Perde arasında, etrafa bakım dı... Seyircilerden biri, koltuğunda | otüurmüş, başını arkaya dayamış, horul horul uyuyordu. Düma'nın oğlu, uyuyanı müel - life gösterdi. Arkadaşi ses çıkar- madı.. Ertesi gece, iki muharrir ko - medi Franseze gittiler. Dümanm oğlunun bir eseri temsil ediliyor - du.. ile Nükte Yazan : Mediha Münür Bir gün Tristan Bernar bir lo- kantaya girdi. — Garson, dedi, bir çorba. Çorba geldi. Bir az sonra Trislan garsona seslendi: — Garson! i — Efendim. — Ben çorbayı içemiyorum. Garson şaşırdı: — Neden efendim, fena mı?. — İçemiyorum, dedim ya... Garson tabağı alrp gitti, biraz sonra başka bir çorba getirdi. Tristan gene garsona seslen - di: — Garson!. — Efendim!. — Ben bu çorbayı da içemiyo- rum. Garson hayretler içinde kaldı ve çorbayı tekrar değiştirdi. Fakat Tristan gene aynı şeyi Müellifin arkadaşı, oyun esna- smda koltuğunda uyuyan birini gördü ve derhal arkadaşma gös - söyledi: — Garson, ben bu çorbayı içe- miyorum, Barzan âsileri teslim oldular Uzun zaman dağlarda saklandıktan sonra .. Bağdattan Taymise bildirildiği - ne göre İrak hükümeti rakım şimal tarafmdanki tedip hareketlerini ik mal etmiştir. Bunun neticesi olarak Kürt asile rinden Barzan Şeyhi Ahmedin kar deşi Seyh Mehmet Sadık, Molla Mustafa ile yüz kadar asi İrak hü- kümetine teslim olmuşlardır. Asiler aylarca dağlarda saklan - mışlar, nihayet ilticaya mecbur kalmışlardır. Türkiyede mevkuf olan Şeyh Ahmedin de kardeşi gibi İrak hü kümetine teslim olmayı isteyeceği anlaşılıyor. İrak hükümeti Barzan harekâtı - nı nihayet bulmuş sayıyor. Kıyamet koparsa Bir çok memleketler Avusturyayâ yardım için hahiş gösteriyorlarmı$ Avusturya ile Almanyanın a-| seriyeti haiz olduğuna kani Pa İ rası iyiden iyiye açıldı. Avustur| duğu için Avusturyanın Al in yanm Berlin sefaksilikiesin di ya tabi bir eyalet derecesi. İ matbuat memuru olan Dr, Wos - | memesini temin yolunda serbok Almanya hükümeti tara -| lik ile mücadele ediyor v€ | fından fena şerait içinde tevkifi| çiliğin Avusturyada muvaff iki memleket arasındaki münase- | ti ile Avusturyanın isti betleri büsbütün bozmuş gibidir.. | bedeceğini ilân ediyor. | Alman polisi, Avusturya sefa - Avusturya hükümeti, işi rethanesine zorla girmiş, Avustur-| bir mesele olmaktan çık yalı memuru kaldırıp götürmüş, | devletlerin yardımını istiyof” ! onu bir müddet tevkif etikten son Önen ii A aya bej rem ihracı için emir ilel bir el el a | Hadisenin sebebi; Avusturya | “İ” © w hükümetinin naziler lideri sayılan | o (Taymis) gazetesi bu Her Habichti Avusturyada tevkif | milel hareket meselesini ederek memleket haricine çıkar - | bahsederken şu sözleri masidir tedir: ; “Beynelmilel hareket- terdi: Tam dört kere çorba değişti— artistler ne vapar ? Miiisiye, hükümeti, bir Avus - — Bak, yalnız benim eserim! rildi. Tristan sözünde ısrar edi» oynanırken uyuyan yok, işte se - nin eserinde de uyuyorlar. Dümâ'nm oğlu, uyuyana baktı ve soğuk kanlılıkla cevap verdi: — Ayol dikkatli baksana, dün akşam uyuyan adam; dün gece - denberi uyahamamış!. | p<. m Tristan Bornar da tuhaflardan | dır. ..110211001110004000 0500420008001 00000000 080 Yugoslavyada İtalya aleyhine nümayiş yapıldı Belgrat, 19 (A.A.) — Haber ve- rildiğine göre Zağabria'dan tes'it| edilen “Adriyatik günü,, münase - betile şehrin muhtelif sokalarında yapılan geçit resminde, bir Yogus lavya Adriyatik denizi lehine nü- mayişler yapılmış ve (Kahrolsun- İtalya, kahrolsun Musolini, İzon - | zoys kadar hududun yeniden tet - | kikimi istiyoruz.) diye bağrışmalar | olmuştur. İtalyan gazetecileri, İtalya aley - hinde olan bu haberleri verirken | İtalyanın, Avrupanın sulh ve inti - zamını bozabilecek her türlü te -| şebbüslere mani olmağa hazır bu- lunduğunu kaydediyorlar. Balivya — Paragvay ihtilafı Cenevre, 19 (A.A.) — Üçler ko mitesi bugün toplanmış, Bolivya ve Paraguay mümessillerile öğle * den sonra yapılacak müzakereler hakkında fikir teatisinde bulun - muştur. Komite saat 16 da Bolivya mu - rahhası heyetini dinliyecektir. Bu toplantıda Paraguay murahhası da bulunacaktır. Dolar ve Sterlin Londra, 19 (Hususi) — M. Ro- ozveltin mütehassısların, s#terlinle | doların muvakkat istikrarını temin edecek olan plânların kat'iyyen reddettiği zannediliyordu. Dün, A merika mütehassıs heyetine Va « şingtondan bir telgraf geldi. Bu! telgrafın maali henüz anlaşılama: | mışsa da, ret cevabı değildir. Ame | rika, teklif edilen esasların tadili - ni istemektedir. yordu: — Çorbayı içemiyorum, Nihayet lokantanın sahibi gel- di: -— Alay mı ediyorsunuz? Diye sordu. : — Hayır, alay etmiyorum. — Peki, neden ısmarladğınız çorbayı içmiyorsunuz?. — Kaşığım yok ta ondan!. ağ Londrada Nikbin bir gün, para istikrarı Müzakerelerin bir nokta- dan devamı kabildir Londra, 19 (A.A.) — Dün ak - şam konferans muhiti nikbindi. Londara mutahassısları tarafın - dan telkin edilen Avrupa para is- tikrarı teklifinin kabul O edilmesi kabil olmıyacağına dair Vaşing - i dan gelen telgraf Londrada olduk ça inkisar uyandırmıştır. Fransız, Amerika ve İngiliz hey eti murahhasları para mütarekesi hakkında Vaşingtondan bir cevap almadıklarını o söylemeğe karar vermişlerse de meselenin ancak bir kaç günde tekemmül edebile - €ğini kabul etmektedirler, Haber verildiğine göre, Vaşing- ton sadece emtea fiatlarının düş - mesinden dolayı fena bir tesir al tında kalmış olmasından (değil, bilhassa dolar istikrarı için teklif edilen dar hudutlardan dolayı 3 taraflı teklifleri reddetmiştir. Bu noktadan müzakerelerin de- vam etmesi kabildir. Fakat bir ne ticeye varmak ihtimali pek azdır. —a.. Para istikrarı ve Fransa Paris, 19 (A.A.) — M. Daladi - yenin dünyanın kalkınması için para istikrarının lâzım olduğuna dair beyanatını teyit eden bir ma- kalede Tan gazetesi diyor ki: “Bu reddelimez bir hakikattir .. Nasıl lâştikten bir metre ile uzun- luk vahit kıyasi tesbit edilemezse, hâdiseler tesiri hattâ bazen hükü- met adamlarının keyifleri ile deği- şen para ölçüleriyle de mükavele - ler yapmak ve taahhütler girişmek o kadar kabil olmaz. Müşterek bir ölçü lâzımdır. “Fransanın vaziyeti sağlamdır. . Hepsi bir havadan saz çalmıya başlıyacak ! Her sene muhakkak bir rivayet çı kar: Kıyamet kopacak !, Bu senede haziranın 13 üncü günü kıyamet ko pacaktı. Bir Fransız mecmuası, meşhur sinema artistleri arasında bir anket yapmış, “Eğer kıyamet kopacak ol sa son günlerinizi nasıl geçirirdi - niz?,, sualini sormuş. Cevapları naklediyoruz: Şarl Buaye Aynanın önünde makiyajını ya» pıyordu: — 39,5 derece hararetim var, gene de sahneye çıkacağım, Sua- linize hiç şaşmadım. Ne yapacağı ma gelince: Çok mahremdir, ya- pacaklarımı söyliyemem. Alis Kosea — Zaten uzun zamandır başım- da bin bir felâket dolaşıyor. Her cins san'atim var. Bu itibarla kıya mete alışığım. Benim için başımda ki dertten daha büyük bir dert o- lamaz. Eğer 13 haziranda kıyamet kopacaksa, ogünümü de hergünüm gibi geçiririm. Paramı israf etme- ğe gelince, bunu yapmak için kıya metin kopmasını beklemedim. Mari Glori — Tabii kıyamet kopacağına i- i nanmıyacağım, Fakat eğlenceyi ve zevki sevdiğim için, azami istifade ye çalışacağım. Mükellef bir ziya- İ fet ve saire.. Ondan sonra müthiş bir merakla hâdiseyi bekliyeceğim Öyle bir hâdise ki, henüz kimse | görmemiş... Yer yüzünde yepyeni İ bir hâdise, Her halde eğlenceli bir şey olsa gerek! Meg Lömonye — 13 ünde öleceğimi bilsem,12 sinde sevdiğimle beraber ıs61z bir yere çekilirdim. Hayatımızın son gününü; kıskanç gözlerden uzak- ta rahat rahat istediğimiz gibi sevi şerek geçirirdik. Ölürken tatlı bir hayale kapılırdık. Çok sevişme- den ölüyoruz sanırdık, Milton — Sinema çevirirken, rol yapar ken ölmek isterim. Birinci plân i şin ne mükemmel olur değil mi?. Ve kahkaha ile güldü, “Yaptığı tecrübe ile mali işlerin ve iktısadiyatın sun'i bir şekilde mu- vazenelendirilmiyeceğini , daimi ve sağlam bir paranın kalkınma i - çin birinci esas olduğunu biliyor.,, turyalı diplomatı tevkif etmekle bu hadiseye mukabele emiş bulu- nuyor, Hali hazırda Avusturya hükü- | meti, nazileri son derece şiddetle | takip etmektedir. Hükümet, ek- Dünyaya en uzak bir serginin elektrik lambalarını yakti ortaya çıkarsa, Alman efkÂr” 4 mesi, başka memleketler ef; mumiyesinin Avusturya gibi çük bir millete ne derece yer hahişker olduğunu görerek ret edecektir. bir yıldızın ışığ” tl : gf Son posta ile gelen Londra ga- zetelerinin verdiği malümata göre Şikago rasathanesi kırk sene ev - vel Arkturus yıldızından hareket eden bir ışık saniyede 186,000 mil sür'atle yol aldığı halde 28 mayıs günü arza vasıl olmuştur. 28 mayış günü rasıtlar, ışığın yer yüzüne varmasını temin için terti- bat almışlardı. Arkturus yıldızının yer yüzüne varması üzerine seyir- cilerin beklediği salon birdenbire bütün elektriklerin düğmelerini çe virmiş ve ortalık aydmlık içinde kalmıştır. Hâdisede hiç bir sahtekârlık yok tur. Çünkü elektrik düğmelerini çeviren, Arkturus e idi. Bunun için bu yıldıza doğ” di yük bir teleskop konmuş, 05 ir” ğı bir işaretle teleskopun oy elektrik) hücresine düşmüştür” y ranlıkta kaldığı müddetçe cereyanı geçirmiyen foto m Of, 1 zıyaya maruz olur olmaz i ve içinden bir cereyan gesi” yan birkaç kere büyütüldüğü” 4 lektirkli bir mıknatısı harektl tirmiş ve onu bir küçük demif çasmı kaldıracak derecede * lendirmiştir. Bu demir pars3' il natişe doğru kalkmış, elektiri mesini açmış ve bu suretle 9” aydınlanmıştır. pi Mikroplar hak- | Ispanyada ha kında Yeni bir nazariye ortaya atılmış oluyor Almanyanın büyük âlimi profe- İsör Koh'un verem mikrobunu keş- fettiği zamandanberi âlimler onun nâzariyesini kabul etmişlerdi. Bu nazariyeye göre teşhis olunan mik i roplar bir takım hastalıklara sebe-' biyet verirler ve bu hastalıklar teş his edilir. Bu nazariye umumi bir kabule mazhar olmuştur. Halbuki yeni â » limlerden profesör Newell bu na- zariyenin tamamile yanlış olduğu fikrindedir. Ona göre hastalığa se- bep sayılan mikroplar, hakikatte öyle değildir. Bunlar sıhhate olan insacın gayri sıhhi şeraitle müca- delesinin tezahürüdür. Bunlar, has talığa uğrıyan askerlerin müdafaa | kuvvetleridir. Bu kuvvetler galip | gelirse mesele yoktur. Silâhları bı-| rakırlar ve normal hale dönerler, Kaybedererse, kurtarmak istedik - leri uzviyet ölür, Büyük zararlar yapt" 20 bin kişi işsiZ Madrit, 19 (A.A.) — S9” lerdeki fena havalar, 1sp3” yi şimali garbisinde büyük yapmıştır. wi Saint — Sebastien'in ge mahallesi olan rentairade ei çökmüş, bir çok ağaçlar d tir. Fabrikaların uğradığı “dan 20000 kişi işsiz kalmıfÜ" if Fırtına bir çok balıkçı &8' v nı parçalamıştır . N # Bu havalide 10 kadar in” gf müştür, Madritten İruna miryolu sakatlanmıştır - 4 Avrupa ile olan telgraf fon hatları tamir edilmistir. Bir tayyare kaza Paris, 19 (A.A) — NE yö” hava bayramında, alçakta” 19 bir tayyare bir hangar 5p İf çarpmıştır. Tayyareni? yi posu patlamış, pilot çi ağır olmak üzere 25 gi mıştır, İl

Bu sayıdan diğer sayfalar: