11 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

11 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mes, | N üzme İendz çene “İlâhi kadın!,, Mek ondan sık sık bahsetme - Very Mümkün mü?. İster istemez, atiye daima kemdisinden bab- Üley 7! Bu seferki bahsediş ve- 2 *Yeni bir hâdise: Greta Gar - ya izahı: Yeni bir film çeviriyor bu çi Vin. ilmin ismi “İsveç kraliçesi » Greta Garbo, bu filmde re rolünü temsil edecek, Bu lip hiç şüphesiz kendisinin ye- tk hususiyetine hayran kalaca- Hoş bir hâdise! yiye birlikte bu filmde âcak erkek artist, OKlark te ir. “Düşkün kadın,, filmin- *şi... Greta Garbonun yeni Mere Glark Gabile birlikte çe bildiren bir alman mec- şöyle deniliyor: “Greta tn yeni filmi, bir evlenme- m hikâyesi alacaktır. Yeni bir çi e evlenmesi,, karşısındayız. Mide bu yalnız beyaz perde üze - deva Ve filmin gösteriliş müdde - fakat, biz san'at noktasından ut evlenmenin mümkün ol- gelen bu iki uygun yıldızın, Wğite daha birçok film çevirme- i edelim!,, i ny sm | Pikford, milyoner, » Karnerada ARAZ / Se A RR kakam eş Ni ve a odu Amerikalı yenildiği odünya ağır le ikinci karşılaşmasın- Italyalı Primo Man gelen haber- TR yakında bir film çevir - ! ipin dünya ağır sıklet boks a adam,, ın, kısa H İtalyada (kaldıktan çalan giderek çevirece - Nea Mevzuu, boksörler muhi- Kn bir hâdise olacak ve mi bu filmde baş ro- İN ası, hele kendisiyle | kadın ;, Siymeğe hazırlanıyor ! Yakında taç giyecek! Bu-| devam edecek bir evlenme -| i mana gelince,.,s... İssin, hakikat şu: Meçhul! Seçenlerde bir maç sıra- | en bir kaza çıkan “Dev | göre, bir müddet evvel ölen anne- ilm çevirirken oyunu; sinin vasiyetnamesi açılmış, kızı - Sikarmaması için, esas- | na 1,144,000 dolar miras bıraktı- | tiğr, kendisini kendisi tanıtıp sev- konuşulan muhitlerde fazlaca kal- taç isveçe dönen “İlâhi kadın,, ın, ar-! tık film hayatından büsbütün çe - kildiği, orada yerleşip her zaman özlediği gibi tam manasile bir in- ziva hayatı geçireceği şayi olunca, bu haber, her yerde üzüntü uyan- dırmıştı. “Onu perde üzerinde görmekten mahrum kalacağız, de- mek? ne yazık!,, Onun hususiyeti- | ne hayran olan, yüksek ve derin teshirine kapılan herkes böyle dü- şünüyor, böyle diyordu. Bu şayia, “İlâhi kadın,, m ağzından da teyit ediliyordu. | Halbuki, birkaç ay sonra?.. iş| te, şimdi tekrar Holivudda İsveç- #6 yıldız, “İsveç kraliçesi Kristin,, rolünde taç giymeye hazırlanıyor! Bununla beraber, ortada gene eski şayia dönmüyor değil: “Met- ro - Goldvin,, şirketile arasındaki mukavele müddeti, iki sene sonra bitince, memleketine dönecek ve artık bu sefer kati surelte orada yerleşecekmiş... Bu tahminin doğruluğunu teyit yollu da, Greta Garbonun, İsveç- teyken Stokholmde muhteşem bir villâ satın alması ileri sürülüyor. Bugün için hakikat olan, yalnız Stokholmde bir villâ satın almış olduğudur. Hatta, oradayken bu- nu baştanbaşa kendi zevkine göre .| mükellef bir tarzda döşetmiye baş. lamıştır. Yatak odası mavi, yemek odası istakoz rengindedir. Perde - ler, sarı ve beyaz sırmadan kele - beklerle işlenmiştir. Elektrik terti - batmın, göz kamaştırmıyacak, yandan serpilen hafif, müphem aydınlık verecek şekilde yapılma- sını istemiştir. Bu villânm tamamiyle döşen- mesi, ancak öünmüzdeki teşrinie- velde bitecektir. “İlâhi kadın,, m, dünyası demek olan film sahasın- dan el, etek çekcerk kendini ve dışarsını dinlemiye başlıyacağı za- kim ne derse de- filmde yumruk yumruğa gelenin, çok ihtiyatlı davranması, yerinde |i olsa gerek! o o Ötedenberi Holivudda en ziya- de nüfuz sahibi olan ve Greta Garbo müstesna olmak üzere bü- tün oraya ayak basan - yıldızlara hâkim bir mevki edinen Meri Pik- ford, zaten film yıldızlarınm en| ; zenginlerindendi. “Servet, serevtin üzerine ko - nar,, derler. Holivudun kadın,, mın serveti, son hafta içer- sinde resmen birkaç kat daha art- mıştır. Londradan gelen haberlere ğı öğrenilmiştir. “Büyük | | | YeniBir Film | YARASA İngiltere filmcileri- İ nede ilham verdi? Evelin Laye mevzuu Ştravsın Evelin Laye, “Yarasa,, isimli meşhur operetin- den alınan “Vals zamanı, isimli filmde baş kadın artist olarak oy- nuyor. İngilterede çevrilen bu filmde baş kadın artist rolünü yapan bu artist, İngilizlerin pek hoşuna gi- den film yıldızlarından biridir. Şövalye Fransızca öğreniyor. Moris Şövalye “Herkese güler yüz gösterişile Dorotea, Geçen sinema mevisminde İs - tanbulda “Mektepli kızlar, fil - İ minde görülen alman film yıldız- larından Doroten Viyke umumiyet le çok beğenilmişti. Talebeyi ko - ruyan muallim rolündeki artist... Kendisi, şimdi Holivudda... dı. Holivudda ilk defa olarak İ 6lm çevirecek. Filmdeki eşi, Her- bert Marşal'dir. Dorotea Viyke, | | çevireceği filmin mevzuunu seç - mek salâhiyeti verilmiştir. Bu, Ho- İ livudda ilk defa film çevirecek bir artist için, tam manasiyle bir im - tiyazdır. Bilhassa Almanyada Do- İ rotea Viykin film çevirmek üzere Holivuda davet edilmiş olması, fevkalâde ehemmiyetle tefsir olu - nuyor. Bu yıldızm, pek yakında bütün dünyaya şöhret salan en bü- yük yıldızlar derecesine yüksele- ceğine muhakkak gözü ile bakılı- yor. Hatta, bu kanaato kadar kuvvetle benimsenmiştir, ki ken - disi, “İlâhi kadın,, a rakip sayıl yor. Onu Greta Garboya benzeten - ler bulunduğu gibi, Lil Dagoveri andırdığını ileri sürenler de var » dır. Fakat, Dorotea Viyki fevkalâ- de beğenenlerin mühim bir kismi; bu benzetişlerin şiddetle aleyhin - dedirler. Onlar, “Her yıldız, baş- ka bir yıldıza ne kadar benzemez- se, o kadar büyüktür. Dorotea Viyk de, başka yıldızlara hiç ben- zemediği için müstesnadır. O, eş- siz bir hususiyete sahiptir.,, diyor- lar,, Dorotea Viykin Holivuda gidi- şi Almanyada nasıl bir hâdise teş- kil etmişse, gelişi de Amerikada öyle olmuştur. Bu arada istasyon da gazete fotoğrafçılarının ayrıca melerine razı olmaması da, bir hayli dedikodu, Amerika gazete - me ait olabilir?... Kadın değil, er- | kek?... “Parisli şarkıcı,,?... Evet, Moris Şövalye! dadır. Acaba orada ne yapıyor?. Bir film artisti, bilhassa böyle bü- yücek yıldızlar arasında yer tuta- da çevirmek üzeredir. Tabii Şö - valyenin de orada bulunuşu, film işiyle alâkadar... Fakat, orada yap tığı başka bir şey var, ki en merak uyandırıcısı bu! Holivudda yaptığı en merak uyandırıcı şey, fransızca öğrenmesidir. Tuhaf, de- Moris Şövalyenin |, | gil mi?. Bu halis Parisli Fransiz, Amerika toprağında fransızca öğ“ i rensin! Meselenin esası şudur: Moris artistliğinin reklâmını kendi yap - | Şövalye, son senelerde ingilizce dirdiği,, yolunda bir vasıflandırma | dığından, kendisi de fransızcadan O- İ raya ayak basalı daha çok olma-| bacaklarının resmini çekmek iste -” film artistlerinden en ziyade ki -!| Moris Şövalye, şimdi Holivud - | bileni, ya film çeviriyordur, yahut ! Gretaya rakip sayılan çalışıyor / lerinde aleyhinde neşriyatla karşı- | lanmıştır. Amerikaya varışımdanberi he- men her gün getirilen hatıra def- terlerine, yahut resimlerine imza atmak vaziyetinde kalan ve böyle hiçbir ricayı reddetmiyen Dorotea Viyk, bu sayıfadaki resimde, Ho- livuda ilk ayak bastığı gün, genç kızların hatıra defterlerini imza larken görülüyor, Dorotea Viykten bahseden bir Alman film münekkidi, şunları yazıyor: “Doroteamız, o kadar şahsi- yet sahibidir ki... Onun simasını değiştirmek, belki de kendilerini külliyetli masrafa sokan Greta Garboya benzetmek suretiyle, ay- ni tipin bir ikincisini yetiştirerek, külliyetli bir mukavele masrafın - dan kurtulmak istiyen Holivudey- lar, bu teşebbüslerinde muvaffak olamamışlardır. Dorotea Viyk, yüzüne makyaj- la Greta Garbonun yüzü tesirini vermek için uğraşanlara gülmüş, “O Greta ise, ben Doroteayım.. Beni bana benzetmenizi tercih €- derim,, demiştir. Bu kendisine inanışı, onu mu- hakkak en üstün zafere” eriştire'« cektir!.,, Dorotea Viyk ünseneneari ana NEEEEEEEENE KENE EEAAEAEANA ENA ziyade ingilizce — Ameirkan ingi- lizcesi — konuştuğundan, fransız - cayı unutmuş değil, fakat Jisanını, | Amerikan ingilizcesi aksanının te- siri altımda şive farkıyla söylüyor- muş! Şu günlerde memleketine döne- rek Pariste birkaç konser vereceği için, fransızcayı en düzgün konu « şan Parisli Fransızların Amerikan | ingilizcesi farkederek kendisinden teveccühlerini esirge- aksanını meleri endişesiyle, fransızca ko « nuşma dersi almıya lüzum gör « müş! “Parisli şarkıcı, yı çevirerek birdenbire parladığı zamanlarda, ingilizcesine güvenemiyerek, Lon- drada konser vermesi hususunda İ ki ısrarlara karşı bir hayli tered - | düt geçiren Moris Şövalye, şimdi | ingilizceyi, — Amerikan ingiliz « cesini — frnasızcadan daha düz « gün söylüyormuş!

Bu sayıdan diğer sayfalar: