30 Temmuz 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

30 Temmuz 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— n Y “ede Hiç ol, ah ara d NN ay itler) dün he şrettiğimiz İri tiği, umumi i ettiğini, umumi yn hasıl değiştirdiği- ği n Üirsattan istifade e- ni Müsellâh hizmetleri Sayı almış, daha sonra Mevkii ân Ve sairenin ik- € geçmek istedikleri- | ; “lerini izah etmişti . Tin eserini hulâsa et - ediyoruz: 1916 kışında iradem ady Ealebe stti. Eskiden her gülerek , sevinerek k © 1. Artık sükünet kes- aka gzm kuvvetlenmiş- bu hal üzere de- Etin, Hitler Yazıyor ! ahudi düşmanı? udilerle nasıl karşılaştığını | üşman olduğunu anlatıyor ! dönerken gözlerim yanıyordu. Ha yatta olduğumu haber verdikten sonra iki gözümün birer kömür parçası gibi yandığını hissettim. / Etrafımı göremiyordum. Pome - ji ranyada bir hastaneye gönderil - dim ve ihtilâli orada gördüm. O ne korkunç (günlerdi. şeyi kaybettiğimizi O anlamıştım. İ- | O zaman ihtilâli yapanlara karşı en derin nefreti duydum. İmparator Vilhelm, o Marxist liderlerin ellerini sıkan ilk impa - ratordu. İmparator bunu yapıyor ken şerefsiz bir takım adamların ellerini sıtkığının farkında değil - di. Bunlar bir taraftan bir ellerile imparatorun ellerini diğer elleriyle hançerlerini çeki day, © bu sayede sinirle- ia Ve aklım oynamadı. ma al ikriyar bir askerden Maca nievrelinde yaralan - , önem, ayrılarak Alman- Me atanımı görmiyeli e yasta. Fakat iü iki “ii Zaman gibi his ediyo- in Sivarında bir hastane- kN deşi #tmekte idim. Gördü- | ii müthişti, Ordunun ruhu burada ui. Cephede görmedi z * gördüm. Çünkü bura- eşyrü De Meyilli orlardı ika kalkmaz birisinigör- bir 7 de istedim. her ta sefalet hakimdi. Ber- tca halkı ile açtı. , Yet daha fecidi. has- i yaşa müteakip bir “ile Münihe gittiğim ön eta tanımamıştım, yel ür, lânet ve hiddet na a Hlâştım korkaklık ma- i yıl, erlik ise dar ka- leri Yordu. bütün daireler , a idi. her kâtip ya- Xi yaba kâtipti.ya- ar silahsız işlerle meş- 1 tuhafıma gitti, Cep- ia, dilerse ne kadar azdı- hag daha fecidi. bu sa- erden başka bir kim- ye vin. nin Yaz mevsiminde bir sıcaklık içinde > içinde bir sürü kav- ikale Acaba ni- A la | Yorduk, ordu arasın- Sayialar intişar edi- l Ki Şaydeman | M yeni harp gaye- le u. Bu adamlar ne tema yu ellerine ge- idiler, ben bu ey menfaatleri. iş ine kanidim. Bun - ra lerini doldurmak iş- nl ab bütün mem- Met; dılar, İcap eder İt, Bözlerimizin önünde 13 — 14 üncü gü- Resin cenup cep - Her atmıya Arısı bir ye Üzere yere ç doğru kalktığım #zlıyor ve $ı - yorlardı. Karar verdim ve siyasete atıl - dım! Sosyal Demokratlığın asıl emel- lerini, asıl hedeflerini anlamanm yegâne anahtarı, yahudileri tetkik etmek lâzımdır. Yahudi milletini iyice anlamak sayesinde bu fırka- nın maksatlarını örten bütün per- deleri kaldırır . Yahudi kelimesinin bana husu- si bir takım fikirler telkinine baş- ladığı zamanı tayin etmek bugün benim için imkânsız değilse de güç | tür. Babamın hayatında bu kelimeyi hemen hiç duymamış gibiydim. Babam dünya hemşehrisi olmakla beraber milli hisleri de kuvvetliy - di. Onun bu hali bende de vardır . Mektepte yahudiler hakkında bir şey öğrenmemiştim. Yalnız mek- tep arkadaşlarım arasında bir ya » hudi vardı. Hepimizde ona karşı saygı gösterir, fakat (emniyet et- mezdik, 14 — 15 yaşma geldiğim za - man “yahudi,, kelimesini, bilhassa siyasi bahislerde görmeğe ve bu kelimeden nefret etmeğe başla - dım. Zaten dini ihtilâfların karşımda mevzuu bahsolmasından hoşlan - mazdım. Linz kasabasındaki yahudiler az dılar. Bunlar asırlarca devam eden tesirler yüzünden dış görünüşü i - tibariyle Avrupalılaşmışlar, başka insanlardan farkları kalmamıştı . Ben de onları birer Alman tanıyor ve yanıldığımı anlamıyordum. Çünkü aramızdaki fark, dini farktan ibaretti, Yahudilerin dinleri yüzünden tazyik gördüklerine kani olduğum için aleyhlerinde bulunmaktan çe- kinirdim, Dünyada yahudi düşman lığı namında bir cereyan bulundu” gundan haberim yoktu. Daha sonra Viyanaya gittim. Her | tutuyorken, ' Kısırlatmak Hakkında Bir Fransız doktorunun Hitlere minnettarlığı | Berlin, 29 (A.A) — Volf Ajan- sı Paris Muhabiri bildiriyor: Fransanın tanınmış sinir müta- hassıslarından doktor Tuluz “kı - Idığı bir makalede Fransızlar tara- | ması icap eden bir meseleyi ele al mış olmasından dolayı Hitler'e minnettar olmak lâzım geldiğin! yor ki: “Gayri tabii unsurların doğup çoğalmasını teşvik eden aldırma - mazlık sistemini bırakmak lâzım: dır.,, ——— İtalyan tayyareleri Şol Harbur “Ternöv,, 29 (A. - | A) — Havanın fenalığından do - | layı, İtalyan tayyarelerinin yarın » dan evvel hareket etmemeleri muh temeldir. *# Şol Harbur, 29 (A.A) — Son ha berlere göre İtalyan deniz tayyare leri Yarın saat 1,30 ile 2 arasında İrlanda'da Valentia'ya uçacaklar - dır. | » Şol Harbur, 29 (A.A) — Balbo, İtalyaya Irlanda yolu ile dönmek fikrinden vazgeçti. Hava müsait olduğu takdirde, İspanyadan Va - lence yolu ile uçmak üzere karar verdi. , Jiki. defter Defterdarlık 100 'bin lira ceza istiyor Bir müddet evvel Galatada ma- karnacılık eden Raka (kardeşler hakkında iki türlü defter tutarak i vergi sakladıkları (noktasından i tahkikat yapılmış, defterdarlık ka- zanç vergisi komisyonu, 100.000 liraya yakın ceza kesmişti, Diğer taraftan yapılan aramada zabıtanın ele geçirdiği hakiki def- terlerin Beyoğlu malmüdürlüğün- den çalınması üzerine de tahkikat yapılmıştı. Dün, bu ikinci mesele - Efendi, makarna ticareti yapan kardeşlerden Zisi Raka Efendi ile birlikte İstanbul birinci ceza mah- kemesinde muhakeme edilmiştir. Hasan Efendi, defterlerin çalm- masından haberi olmadığını söyle- miş, Zisi Efendi de, defter çalın - masından dolayı tahkikat yapıldı ğı sırada polise bin lira rüşvet tek- lif ettiği doğru olmadığını, bu pa - rayı, tanıdığı Manol Efendiye ken disine avukat tutmak üzere verdi * ğini anlatmıştır. Müddeiumumi ceza istemiş, muhakeme müdafaa ve karar için kalmıştır . Şehrin ihtişamı gözümü almış, ha-|.——— yatta uğradığım müşküller beni o siyah saçları dökülen siyah enta- kadar ezmişti ki muazzam şehrin rili bir adamla karşılaştım. Kendi- içinde yaşıyan insan sınıflarının İ kendime sordum: sırlatmak,, kanunu hakkında yaz - | if dan daha dikkati, | olun — ei İ arttırarak dolayısile tekmil vücu - yazıyor. Doktor makalesinde di -| i Srhhi Çocuklara Deniz banyoları çocuklarımızın mukavemetlerini mik hastalığını, cilt hastalığını ve sair bazı mühim hastalıklarının tedavisi, cilt eviyesinin faaliyetini dun faal olması, iştihanın artması, adelâtının mukevimlesmesi, cilt yundaki faydalı madenlerin geç - mesi, cildi serinlendirerek, vücu - dun harare!; tanzim eden cihazla- rına faydalı yardım etmesi gibi mühim hassaları dolayısile şayanı tavsiyedir. Bundan başka deniz kenarların daki hava cereyanları ılık ve rütu- betli olduğundan şu hal çocukla - rın harareti bedeniyelerini düşür - meden ciltlerine bir münebbih gi- bi tesir ederek iştihasını o arttırır, müzmin nezleli çocuklarla ciğer - lerinin etrafındaki bezleri (şişen çocuklara şifalı tesirler yapar. Keza deniz banyoları yapılınca birlikte güneş banyoları da yapı - lırsa, deniz kenarındaki güneşin oltra viyole hassasi bir kısmı doğ - rudan gelen diğer kısmı da deni - İzin sathından aksedip gelen oltra viyole ziyasından dolayı karada yapılan güneş banyosuna nisbetle olduğundan, bu hassanın ( tekmil vücudun dinç ve faal olmasına, ve | kemiklerinin kireçlenmesini temin etmesine büyük yardımı olması noktai hazarından ayrıca faydayı muciptir. Çocuklara evvelâ güneş banyo- su yapılmalı akabinde deniz ban- yosu yapılmalı ve banyodan sonra da friksiyon yapılmalı bu suretle hareket edilirse istifade daha bü- yüktür. Hangi çocuklar deniz banyosu yapmamalı ve hangilerine yapma” hs İki yaşından aşağı olan çocuk - lara, ciğer veremi, karın veremi © lan çocuklara, böbrekleri hasta o- lan çocuklara, müzmin barsak has den malmüdürlüğü odacısı Hasan | talığı olan çocuklara, kalp hasta - lığı olan çocuklara deniz banyosu zarar verir. Ve bir de ateşli hasta- lığı olan çocuklara ve bronşiti o - lan çocuklara hastalığı geçmeden deniz banyosuna sokmamalı bun - ların harici her çocuk deniz ban yosu yapabilir. Her deniz kenarmda yapılan banyodan fayda edilemez bilâkis zarar görmesi de muhtemeldir. Banyo yapılabilecek deniz ke - narları şöyle olmalıdır: Denizin önü açık olmalı, havası mikropsuz olmalı, saf olmalı, rüz- gârı sert olmamalı, ve soğuk ol - “mamalı, rlrk olmalı, kumsal olma - lı, ve kumu temiz olmalı, şehir ke narındaki denizin havası mikrop- lu ve denizi temiz değildir. Mikrop neden ibaret olduğunu birden bire | . Acaba bu adam yahudi mi? | ludur. Bunlardan istifade yerine kavrıyamamıştım. Viyananın İ “2.000.000,, a yakın “200.000,, i yahudi olduğu halde | ja baktım. Onun tuhaf © suratına bunları birdenbire görmemiştim . İlk haftalarda gözlerim, kafam fikir namma hiç bir şey idrak ede- memişti, Bir gü nşehrin iç tarafında do- Jaşıyordum. Karşıma ler karşısında buluyordum, kendi kendime soruyordum: — Bu adam, Alman mı?. ih ” i P . “ örülür. Keza sert ve soğuk Linzdeki yahudiler böyle değil. | zarar görü i nüfusunun | diler, Bu adama dikkat ve ihtiyat. | hava cereyanı olan deniz kenarın- daki banyodan bazan zarar görü- baktıkça, yüzünün çizgilerini tet- ilür soğuk algınlığı hastalıkları hu kik ettikçe kendimi bir sürü sual: | sule gelir. Şehrimiz çocuklarının — istifade edebileceği banyo yerleri şunlar - der: adar olan ay banyosu yaptırmalı arttırması, ke -, yüzme hareketlerile tekmil vücut ! meşsamatı tarikile vücude deniz su | iki misli oltra viyole ziyasını havi | İ vir ve teslim edeceğimiz ellerin İber hususta sağlam olması en bü * "yük arzumuzdur. ii le Eee iyi EA neem meni — VAKIT 30 Temmuz 1933 emu rerammsansareneeesenenan sar savasanraınessensumesinesasnszrenrn yunan nen senaaaaanakame var enen sess RAMANAE Bilgiler iasymeilism nasıl deniz Yazan : Dr. Ali Şükrü deniz kenarlarile Florya sabille - rinin hem önü açık hem de şehir - İ den hariç olması dolayısile denizi temiz haavsı saftır, ayni zamanda da rüzgârı cenup ve cenubu şarki- den geldiğinden hava cereyanları ılıktır. Şu noktai nazardan şayanı tercihtir, Banyoya girecek çocukların isti fade edeip edemiyeceklerini tayin için nazarı dikkate alınacak nok - talar şunlardır: Çocuk ilk banyoda (5—10) da» kika durduktan sonra çıkarılıp vü- cudunun reaksiyonuna bakmalı, €- ğer vücudu kızarıyorsa banyodan istifade edecektir, kızarmıyor bi » lâkis solgun bir renk almış ve tit - riyorsa banyodan istifade etmiye- cektir. Bu gibi çocukları daha bir kaç gün deniz kenarında dolaştıra rak ve deniz suları ile friksiyonlar yaparak alıştırdıktan sonra banyo ya sokmalı aksi takdirde hastala- İnır, Banyoda çocukları yarım saat - ten fazla tutmamalı, en iyisi yirmi dakikadır. Çocuklar denizin içeri- | | sinde daima çabalamalı, yüzmeli, i bu suretle kol ve bacakları ve tek- mil adelâtı hareket ederek jimnas tik yapmış olur. Banyo yaparken denize yüksek- ten atlamaklar da şayanı tavsiye - dir. Yalnız iki metreden fazla yük sek olmamalı fazlası zararlıdır. Atlamakla cildin mukavemeti art- tığı gibi dolayısile deveranı demi ve cümlei asabiyesi fanliyete gele İ rek vücut faal olur, | Güneş banyosunda otuz dakika- i dan fazla durmak zararlıdır, yeni güneş banyosu yapmıya başlıyan | kimse birdenbire ilk günü yarm saat güneşte durursa, hastalan - Ş mak cildinin yanmak tehlikesi var dır, Bu sebepten ilk günü beş da - kika durmalı ve müteakıp günler « de hergün beşer dakika arttırarak | yarım saale çıkmalı ve yarım saat olunca bir ay yarım saat üzerinde || yapmalıdır. Banyoları sabah 9 — 10 arasın- da yapmalı, sabah güneşinde oltra viyole hassası daha fazla olduğun dan bu suretle hem güneş banyo « sundan hem de deniz banyosun « dan istifade edilmiş olur. Öğle ü- zeri yapılan deniz banyosu ve gü » neş banyosu tehlikelidir, o Güneş çarpma hastalıklarına tutulmak ih timali vardır. Akşam üzeri yapı - lan banyoda ise gündüz sıcakların tesirile akşam hava O cereyanları fazlalaştığından soğuk almak teh- likesi olduğu gibi güneşin de oltra viyole ziyası az olduğundan bu is- tifadeden mahrum kalınmış olur, Gerek güneş banyosu ve gerek de- niz banyosundan istifadeyi temin etmek için bir ay yapmak lâzım - dır. Bir hafta yapılan güneş ve de İniz banyosundan edilecek istifade İ pek tabiidir ki azdır. İşte bu suretle ( hareket ederek çocukların azami istifadelerini te- mine çalışmak vücutlarını muka - İ vimleştirmek her anne ve babanın vazifesidir. Çünkü vatanımızı de «

Bu sayıdan diğer sayfalar: