12 Ağustos 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

12 Ağustos 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 — VAKIT “Ağustos 1933 sema ÜZEL SANATLARI Üniversitemize musiki €rsleri girmiyecek mi? —Muhterem Maarif Vekilimize — hi kaç sene evvel edebiyat | Mei Sin“ musiki kürsüleri ilâ- *€ olmazsa başlangıç ka- İlay, » bir veya iki asistanlık Mad, ir etile Türkiyat enstitü- n i kültör arama kollarının Ması - hususunda neşriyat Pamira, Min bu yoldaki ilk ira, 19 urdu) mecmuasının Hazim deki 30 sayısında çıkmıştı: da Avrupa üniversite- musiki okürsülerinden Ürsülerde neler okutuk üni etrafı bir şekilde ip, Zi gibi. oo zamanki i | Sünumuzda hangi musi- hislerinin niçin okutula- da kendi kanaatlerim bildirmiştim. İl eski fakültelerimizin hi, yete yardım o bekliyen z karşısında ne yapacak» le gösünen eski iş başılar, N ir yenilik üzerinde dy- fi, Aıllarından bile geçiremez” lekler cevapsız kalmıştı. Übiversite teşkilâtımızın | 4 ili si İ kadar mübim bir kültür #sini de düşünmüş olacağı dildiği içindir ki mesele MV b © etrafta soruşturuluyor. w ki VErsitelere musiki der$le- Yirmesi ne yeni, ne de is- bir vaziyet değildi. Sor- edebiyat fakültesine mu- silerinin ilâvesi tarihi ele 1900 Ameâika üni- N rindeki musiki © kürsi- Â alangıçları da nisbeten ! raike er ise de, İngilz ve alman) İİ Kari leri ta kuruluşların Miş Musiki kürsülerinin cid- aralı temayüz etmişlerdir: RİN Musiki tezi iledok- Pmak ve hatta bazı yer- Ususi o şahadelnameler : “si ötedenberi vardır. musiki kürsülerine sahip tanman o Oksford. ile arülfününlarında vak *nin ameli musiki sa- Stsnai bir derecede olması aranır- yalnız nazari, bedii — derslerle N Almanyada da “» Pratik dersler, ya Sayıları çoğalan kon- larca bol bol verile- LN Dütünkü dileği, konserva» ti Yalnız ameli ve tecrübi lk tiyle uğraşması, bus ) Sütü * ilmi musiki kolları- manga üniversitelerinde Mağ hem milli, hem iy, Kültür tetkiklerinin Git istifadeleri mev- idi mservatuvarların i teknik işlerinde mü 3 Yetiştirmesi isteni « a e” maarifi sırf bu ., atuvar adı yetine Üstün, am, adını kullan- Kk eri Tmüş, ilmi musiki Un, Pür ilerle üniversitelere tenin (w lerinin istekleri hakkında bilhassa Hugo Daffner ile Peter Vagnerin Lâpçikte bastırdıkları “Üniversite ve musiki,, atlı kitapları pek müs- bet fikirler verebilecektir.. (1910 | ve 1921 senelerinde çıkmışlardır). Muzikolojinin üniversiteye alın masının sebebi, bu ilmin, diğer ilim kollarının hiç biriyle ölçülemi yecek kadar geniş bir mikyas da hilinde, en aykırı ilimlere dal bu- dak salmış olmasıdır.. Fizik, fiz. yoloji, estetik, psikoloji, etnograf- ya, tarih (Litüriji, muhtelif ede- biyat, sanat ve milliyet tarihleri) ve sar teknik ve kültür ilimleri ile yakından ilişiklidir. Michel Brenet'in dediği gibi, yalnız musiki folkloru hakkında. ki tetkikleri bile musiki tarihi şöy- le dursun, “dil ve edebiyat, örf ve din tarihleri ile sıkı sıkıya bağlan- tısı bulunduğunu gün geçtikçe da- ha iyi anlaşılmaktadır.,, Müzikoloji (okollarmın bugün için yalnız milli kültür tetkikleri- mizle ilişikli ikisinin üniversite » mizde doğrudan doğruya yeri var- dır: 1 —40 milyon Türkün Asya ve Anadoludaki musiki lehçelerinin en “eski -'ve orijinal” kısımlarını | —yani etnografik nevilerini — ge- rek kendi aralarında ve gerek te- masta bulundukları ecnebi musi» ki lehçeleriyle mukayese edecek, ve Türk halk edebiyatı kolları ile mazi ve haldeki ilişiklerini tefsire çalışacak bir ders.. 2 — Klasik Türk (Şark) mu- sikisinin nazariyat ve tarihi. Birde, ilk tarih çağına ait yakın. şark muski bahislerini çok mufas- sal yürütecek (2) bir “umumi mu- siki tarihi,, dersi elzemdir. Edebiyat fakültesinde umumi medeniyet ve sanat tarihi dersleri. ni takip edecek bülün gençler i — mukayeseli fikirler edinebil « bur bulundukları gibi, Türk ede- biyat ve medeniyeti tarihi ile uğ- raşacak gençler de hususiyle Türk musikisi derslerini takibe ister is- temez mecburdurlar. Milli kısımların, yalnız memle- ketimiz için değil, bütün garp üni- versiteleri için en maruf mütehas - sısları tabiatiyle Türkiyede vardır. Meselâ ikinci bölüme dahil bahis. leri en iyi bilen kimselerin biri , belki de birincis Rauf Yekta Bey- dr.. Diğer bölümlerde tetebbu sahibi gençler de vardır. Üniversitemizde, milli kültür İ tetkiklerinin ayrılamaz rükünleri İ sayılan bütün bu bahisleri yalnız bir profesör veya asistanın idare edebilmesine imkân yoktur: Çün kü tedris işinden başka talebeyi hususi aramalara alıştırmak gibi çok dağnık tetkik işleri de mevzuu bahistir. Bu dersler kendilerini talebe ile birlikte yetiştrecekler - dir. Üniversitemizdeki en tabii kö- şeler (İnkılâp) veya (Türkiyat) enstitüleri olabilir. Lise tahsili görmüş, konservatuvar talebeler it, erdek musiki ders» . ile (Musiki muallim mektebi) me- mek için — bu derse devama mec le Hüseyin Rahmi Modern bir ilk mektep Zavallı Hulüsi Bey daha sağ- ken neş'eniz ne kadar gür ve tü- kenmezdi. “Ecir ve sabır,, hikâ- yesi gibi mevzuunu hayatın ve ö- lümün simsiyah bir köşesinden alan bir yazınızı onun sağlığında yazdığınız için hiç bir okuyucu, esasla iki cenaze ve iki tabut üzes| rine kurulmuş olan bu eserinizi | okurken kahkahalarını tutmağa! kadir olamamıştı. İçi neş'e, hayat ve kiymet do-| lu eserlerinizin müsvettelerini ga « zetelere, matbaalara, kitapçı dük « kânlarına taşımaktan bir ömür u - zunluğunca zevk duymuş olan bu vefakâr arkadaşınızı kaybettiğiniz | gün size “Ecir ve sabır,, diliye- cek dillerimizin tutuluvermesi bu yüzdendir. Hulüsi Beyimizi kaybettiğimi- zi öğrendiğimiz günden bir gün evveldi. “Vakıt,, ta herkesi, aşağı yukarı, zıddını tasvir ederek | portreliyen yazılarımdan birisini | size tahsis edecektim ve orada “Hüseyin Rahmi,, yi Hüseyin Rah- miden en uzak bir halde göster - mek için bir “Hulüsi,, si olmıyan | bir insan gibi anlatacaktım. Ne» dense, bu yazıyı yazmağa elim ermedi. Ertesi gün, mizah yap- mak bilmiyen ve hakikatleri, ek - seri, içimizi burkan mukadderatın işlediği cinayeti öğrenince, ne ka- dar yandım., Yusufsüz Yakubun ıstırapları - nı, Harunsuz-Musanın kederini mukaddes tarih bize kelime keli - me anlatır. : Tenison sevgili dostu Graham | ın ölümü . karşısında ne derin bir yas duydu ve İn memoriam'ı na - sıl duygular içinde yarattı, Şair Kits, boğulan bir arkada. şınm matemini veremli göğsün» de nasıl sakladı ve zayıf parmak- | lerile onun mersiyesini nasıl çiz « di! Şeyh Galibin “Esrar Dede,, nin ölümüne hıçkıran mersiyesi ne | candan, yürekten yazılmıştır. ve ne kadar yüreğimizi yakar, Bütün bu vaktinden evvel kay» dilmiş arkadaşların hiç birisi, | büyük Türk edibi Hüseyin Rahmi | Beyin rahmetli arkadaşı Hulüsi Bey kadar vefakâr değildi; um- mam, Onun için sizin ve bizim sızlı- yan içimizin yanı başında edebi» yat tarihimizin kalbi de sancıya- cak, Engin mateminize karşı duy - duğum saygı, bu fani satırları da- ha uzatmaktan beni alıkoyuyor üs- tadım. Vefakârlığın ve Türke yakışır arkadaş sevgisinin yüksek bir örneği olan rahmetli Hulüsi Beyi biz Heybelinin çamları altında | yanınızda daha uzun yıllar dolaşır görmek isterdik. O, ; selşilerin koyu gölgesinde daha uykusuna dalmamalı idi, Mehmet Nurettin zunları da bu derslerden istifade | edebilirler. Üniversitemiz ıslahat komisyo * nunun muhterem reisliğine mesele hakkında bu defa da müracaat e- dilmiş olduğu için temenninin ar. tık yerine getirileeceğinden şüphe | ebediyet |. Mimarlık binası nasıl olur ? Villejuf belediyesi tarafından mimar Öndre'Lurçat ya yaptın- lan. mektep binaları Fransız mat- buatında pek çok yazı yazılma" sına sebep olmuştur. Mösyö Lor- sanın inşa ettiği mektep binala- rı Karlmarks caddesinin iki ci- betine sıralanmıştır. Bu binaların ehemmiyeti yalnız bedii kıymet- lerinden ibaret değildir. Bu mek- tebin duvarları daha doğrusu camlari arasında yetişen çocuk- ların ekseriya kışla gibi orta mekteplerin kirli ve'loş düvat- ları arasındâ gençliklerini geği- ren çocuklardan büsbütün başka bir ruha malik olacaklarına şüp-” he yoktur. * Asıl mektep caddeden ensiz bir şeride benziyen arazi ile ay- rılmış çok uzun ve iki katlı bir binadır. Binanın ber iki cephe- | sinde boydan boya ve yan yana konulmuş camlar teşkil etmek- tedir. Bu suretle ufki hâtların hâkim olduğu bina kısmen şef- faf bir haldedir. Cenuba nazır cephenin önünde ağaç dikili çok geniş bahçeler vardır. Mektebin iki methali vardır. Mektep ortadan ayrılmış, bir, kısmı erkeklere. diğeri kızlara mahsustur. “Meri nizamata te- baiyet etmek mecburiyetinde olan ressam aradaki bölmeyi © kadar hafif bir şekilde yapmış- tır ki bir kazma darbesi ile bu bölmenin ortadan kalkması ufak bir emre bakmaktadır. ,, Zemin katında geniş bulvarlar, mual- limlere mahsus odalar, açıkrenk duvarlı zemini kauçuktan tenef- füshaneler. o Duvarlarna (eşya derslerine ait resimler yapılmış şirin yemekhane vardır. Her ta- | rafta zemin siyah çini taşlarile döşenmiş, açık ve güzel renklı duvarların alt kısmı fayans, üst kısmı ise yıkanır yağlıboyadır. Sınıflar üşt kattadır, fevkalâ- de ferah, her iki tarafı gayet edimiyor.. Teşebbüs memlektin mühim bir kültür ve sanat ihtiya- cını karşılıyacaktır. Mehmet Ragıp (4) Gerçi konrervatavarlarda da musiki tarih ve estetiki okunsa da bu dersler muayyen el kitaplarında talebeye umumi bilgiler vermekten ötesini düşünmez. ©) Çönkü vakayiin mühim bir kismı Anadoluda geçer. Ville Juif belediyesinin yaptırdığı yeni mekteplerden biri geniş pencerelidir. Sınıflar pek cazip bir tarzda tefriş edilmiş- tir. Taraça boydan boya çimen- todan, mail çinilerle döşenmiş ve muhtelif kısımlarına yeşil nebatlar sıralanmıştır. Burada talebe güneş banyosu yapacak- tır. Esas binamn sağında ana mektebi ovardır. |Ana mek- tebi bir kattan ibarettir. Burada sımfiar baştan aşağı, dükkân camekânları gibi sürülerek açı- lan büyük camlarla tenzir edil- miştir. İstenildiği (zaman bu camlar açılarak bahçe ile sınıf- lar birleşir, açık hava mektebi halini alır. Mektebin ber tara- fında büyük bir dikkatle tanzim edilmiş olan sıhbi hususat bu- rada bulunacak küçük yavrular bakkında bir kat daha ehem- miyetle nazarı itibare alınmıştır. Caddenin öbür tarafında si- nama salonluğuda edecek pek büyük bir jimnastikhane ile ge- niş, rahat duş salonu vücude ge- tirilmiştir. Bu binanın târaçası şehrin yeni ikmal edilmiş olan stadyomuna nazır yüksek bir tri- bun baline getirilmiştir. Esas binalarla jimnastikhane- nin caddenin iki tarafında kal- ması arazinin vaziyetinden ileri gelmiştir. İdeal projesine uygun olmayan bu mahzuru mimar tahtezzemin bir geçit yapmakla bertaraf etmiştir. Tiyatro Faruk Nafiz'in Kahraman piyesi Faruk Nafiz Beyin “Kabra- man,, isimli manzum piyesi İstat- bul Halk evi temsil şubesi tara» fından sahneye konulmak üzere hazırlanmıştır. Eser, yeni dekorlar ve güzel elbiselerle, yeni tertibat ile tem- sil edilecektir. Provaları hayli ilerilemiştir. Temsil 30 ağustos zsfer bayramı günü yapılacaktır. Müsamerenin Tepebaşı tiyat- rosunda yapılması ve bu suretle daha geniş bir seyirci kütlesinin İ gelebilmes'nin temini . düşünül” mektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: