29 Ağustos 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

29 Ağustos 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

f Yüzme şampiyonları Coni Vays- Müller, Buster Krabbe, dünya ağır ğ St boks şampiyonu Primo Kar- , *â, Orta Avrupanın en meşhur | cini Rudolf Hiden, —belki da- wuttuklarımız da var — bu İİ klarımızdan ilk ikisi film çe- | > son ikisi de çevirecekler! Fa » Spor sahasından film sahasına — daha bitmedi. Yeni bir ha -| *, eski dünya tenis şampiyonu <*l Közeluhun büyük bir Avrupa sirketi tarafından omevzuu ,*orla alâkadar bir film çevirmek <re teklifle karşılaştığını, tekli - : kabuj ettiğini, mukaveleyi imza vs baş kadın artist rolünü de gene aki dünya tenis şampiyonu Sü - Nan Langlen yapacakmış... ğer taraftan eski dünya ağır boks şampiyonu Maks Şme- İagin, geçenlerde evlendiği Anni “Dera ile birlikte bir film çevirme Süyiası vardır. hd “4 dünyayı k Bir şarkı Filmde; tenor Jozef Şmitin dolaşıyor, İevkalâde muvaffak olduğundan | “asediliyor. Tabii bilhassa sesi - güzelliği itibarile... i u filme ait bir tenkitte “Şimdi * kadar bu kadar şarkısı bol bir li film yapılmamıştır. Şarkısı YE8 ayni zamanda şarkı söyle - ,.“ vesileleri uygun düşürülmüş *film... İsminde bir şarkının dün Almanyada : Beliğıne bildiriyor. Çevireceği film | Sporcular Akını! Eski tenis şampiyonları Kari Kozeluhla Süzan Langlende yakında birlikte bir film çevirmeğe hazırlanıyor! yayı dolaştığı söyleniyor. Bir şar - kılı değil, bir çok şarkılı olan bu İ film, herhalde dünyayı dolaşacak tır,, deniliyor. Filmdeki vak'anm geçtiği yer, Venediktir. Tenor Jozef Şmit, baş roldedir. Rejisör, Rişard Osvald... | Diğer artistlere gelince, Şarlotte Andder, Viktor dö Kova bu arada bulunuyorlar. Filmin ismini aldığı şarkının güftesi Ernst. Noybah, bestesi Hans May tarafından yapılmıştır. >> 5 Tanınmış İtalyan tenoru Lauri Volpi, rejisör Maks Noyfeldin ida resinde çevrilen “Güneş şarkısı, isimli filmde görülecek,.. dinlenile cek. Bu, kendisinin ilk filmidir. Filmin çevrilmesine başlanmak üzeredir. Şimdi Piyetro Maskan - yi, tenorun bu filmde söyliyeceği şarkılarm bestelerini hazırlamak - la meşguldür. Film, kısa bir za - man içerisinde tamamlanacak, ö - nümüzdeki sinema mevsimine ye- tiştirilecektir, -—-> Mevzuu - Melşiyor “Tayfun, , isimli” sahne eserinden alman ayni isimdeki filmin Viya - nada gösterilmesine başlanmıştır. Bu filmde baş erkek artist rolü - nü Pudovkinin - çevirdiği “Asya üzerinde kasırga,, filminde oynı - | yan Mongol İnkişinof temsil edi - yor. Bu filmdeki baş kadın artist, Liyan Hayddir. Filmin rejisörü de Robert Vine.. Lengyelin | Büyük İtalyan bestekârı Ciyo - komo Puçininin meşhur “Madam Barterflay, ,isimli operasından isti» fade olunarak bir film vücude ge- tirildiğinden ve bu filmin önümüz deki sinema mevsiminde İstanbuk da da gösterilecek filmler arasında | bulunduğundan evvelce bu sayıfa- da bahsetmiştik. Zarif ve içli Japon kızı Gayza Şo-Şo-Sanla Amerikalı bahriye za İ biti Linkertön arasındaki sevişme, evlenme ve acıklı bir tarzda ayrık ma safhalarını ekzotik bir deko - run çerçevesi içinde, hazin bir şiir havasiyle ve hoş bir beste ile ifa- de eden bu eser, musiki eseri ola- rak bütün dünyada çoktan şöhret ve kıymet edinmiş bulunuyor. Vü- | cude getirilen filmin, bu operanm geniş sahada tanınmış oluş vaziye- | tini arttıracağı kadar bir sanat e- seri olarak her yerde beğenileceği muhakkak görülmektedir. Bu opera, daha evvel de mev- aratan filme vermiş, Almanyanın İ güzel ve ayni zamanda muvaffak yıldızı Lil Dagover ve küçük yaş lanberi Amerikada yaşıyan Çinli Anna May Vung, bu mevzuda iki film çevirmişlerdir. Fakat, Japon kızı tipi, Lil Dago verin tipine uygun düşmemeiş, An İ na May Vung ta, tipi lâyıkile be - “ Yeni Lilyan Harvey ,, Seçildi / Ainerikalıların Lilyan Harveyi pek öyle kolay kolay bırakmıyacakları düşünülerek, onun yerini tutacak sarışın bir yıldız araştırıldı. Neticede Rozi Barsoni bulundu ! l ilyan Harveyi Amerikalılar e #eçirdiler, Almanlar, onu özlü. aş Ve onun Amerikalıların «- va da kurtulup ta takrar Almanya « döreceğinden şüphe ediyorlar. mi5 rikan film şirketleri, ellerine e rdikleri yıldızları; kolay kola; st bırakmazlar!,, diyorlar. b Bu sarışın yıldızı Almanların k sevdiğini pek tabii olarak bi- Iman film şirketleri, bu vazi- vi üşünerek onun yerini tutacak işin yıldız araştırıyorlar. Bu a- Şey evvelce Lilyan Harveye film iç, ten Alman film şirketi, Rozi Soniyi seçmiştir. Pakaçi Barsoni aslen Macardır. İş *, Almanlar, bu ciheti pek öy N ya koymaktan hoşlanmıyor, ii an sadece “Alman yıldızı,, e - ! ak bahsediyorlar, Kendisi Vi- Wzunca bir müddet sahne- etmiş, şarkı söylemiş ve â, Ne evel meşhur operet beste- Pavi Abraham £ tarafından Yeti d | * danş “ Yeni Lilyan Harvey ,, Rozi Barsoni film çevirmek üzere Berline götü rülmüştür. Şimdiye kadar birkaç filmde oynamış olmasına rağmen, Lilyan Harvey, kendisini gölgede bırakmış, onun Amerikaya gitme- si, Rozi Barsoninin birdenbire par laması için vesile olmuştur. Şimdi Almanyada Rozi Barso- | niden “Yeni Lilyan Harvey,, diye bahsolunuyor. “Eski Lilyan Har- vey,, in son zamanlara kadar “Yes| ni Lilyan Harvey,, i gölgede bırak tığı gibi, yenisi de eskisini gölgede bırakacak mı? Rozi Barsoniyi mu- kavele ile kendisine bağlıyan film şirketinin en büyük arzusu, budur. Ve Rozi Barsoninin şu sırada Al- manyada gösterilen “Sevmesini bilmelidir!,, isimli filminn uyan- dırdığı hararetli alâkaya bakılırsa, bu, pek ihtimal haricinde değildir. Lilyan Harveyi gölgede bırakmasa bile, onu özliyen Almanların bu hasretimi gidereceği kuvvetle tah- min olunuyor. Rozi Barsoninin “Sevmesini bilmelidir!., den önce çevirdiği! filmler sırasiyle “Bir parçacık sev. İ gi, “Çılgınca bir (düşünce, ve ! “Işık parladı!,, filmleridir. Çevril. | mesi bitmek üzere olan en son fil- i mi de “Vals muharebesi, dir. Film Sahasın , Silviya Sidney, “Madam Baterflay,, rolünde nimsiyememiştir. Lil Dagovere film yıldızı olarak çalışmağa baş- ladığı zamanlarda bu tipin temsil ettirilmesi, onun tipi ve temsil ka. rakteri hakkında iyice fikir edinil- memiş olmasiyle izah edilebilir. Anna MayVungun renkli olarak çevirdiği filmde, bu tipi benimsi. yememesi de, film münekkitlerin- ce Garplıların Çinlilerle Japonları birbirlerine çok yakın saymaları » na rağmen, Uzak Şarktaki bu iki komşu milletin hususiyet ve tema- yül noktalarından aralarında ya - kınlık değil, bilakis uzaklık oldu- ğu şeklinde tefsir ediliyor. Şimdi sesli ve sözlü olarak çev. rilen yeni filmde de, Japon kızını temsil eden Amerikalı bir yıldız - dır.. Alman yıldıza uygun düşmi. yen, çinli yıldızın benimsiyemediği Japon kızı tipini temsilde Ameri. | kalı yıldız nasıl, dar muvaffak olabilir?. Avrupada gösterilmesine başlanan yeni film- de Silviya Sidneyin bu tipi temsil edişini gören film münekkitleri, bu ihtirazi kaydin, tereddütle karşıla. yışın hiç te yerinde olmadığını, Silviya Sidneyin hakikaten şaşıla- cak bir uygunlukla, benzerlikle, benimseyişle ve ayni zamanda ek- siksiz bir sanat muvaffakiyetile bu | tipi temsil etiğini hemen hemen her noktadan tam br iştirakle ya- zıyorlar ve tip uygunluğu, benzer- liği bahsinde Silviya Sidneyin ya- radılıştan Japon kızı tipinde oldu- ne dereceye kas! da “Madam Baterflay,, | Alman Lil Dagoverle Çinli Anna May Vungun temsilinde muvaffakıyet gösteremedikleri Japon kızını, Amerikalı Silvia Sidney, benzerlik ve benimseyişle yaşattı / ğünü, geniş ve basık kemikli yüzü- nü, Japon kızı yüzü haline getir. mek için, Holiyudda hiç güçlük çekilmediğini, kolay bir makyajla bu işin başarıldığını ileri sürüyor lar, Filmde bahriye zabiti Linkerton rolünü temsil eden Kari Grandır., Teferrüattan rollerde oynıyanlar da, Helen Jerom, Eddi, Doroti Li- ver, Sandor Kallay, Edmund Breys. Bu filmden bahseden bir film münekkidi, umumiyetle Ciyakomo Puçininin operasının mevzuu ola- rak bilinen mevzuun daha evvel, vaktiyle “Amerikalıların Viktor « yen Sardusu,, denilen David Blas- konun sahne eserine ait olduğunu kaydettikten sonra, şöyle diyor: “Sahne eseri, aşağı yukarı bir melodram mahiyetinde idi. Ope- ralaşmca, melodrama şiir katıldı , Bestekâr, kupkuru melodramı de gil, şiir tarafını besteledi. Filmde melodram tarafı mı kuvvetli, yok- sa şiir tarafı mı? Sinemacılık noktasından melod ram tarafı ihmal edilemezdi. Edil memiştir. Bununla iktifa oluna. mazdı. Olunmamıştır. Melodram esasiyle beraber, şiir tarafı da a- | lınmuştır. Ve nihayet beste... Ses- li çevrilecek hemen bütün filmler için beste aranır, uydurulurken, bu mevzu için ortada harikülâde bir beste bulunduğu halde bundan istifade edilmemesi, budalalık o- lurdu. Akıllıca hareket edildi. Fil me, Ciyakomo Puçininin ölmez muskisi yer yer refakat ediyor, Yer yer refakat.. Acba, musiki » den daha çok olarak istifade mu- i vafık değil miydi? Bir mütalea .... Silviya Sidney, mükemel... Yal. nız, Kari Gran hayli tutuk oynu- yor. Mensup bulunduğu gemi Ja. pon sularına demir atıp bir müd- det orada kaldığı sıralarda, hoşuna giden; ailesinin bir ecnebi İle eve lenmesine şiddetli itrazlarına rağ» men varlığını tehlikeye koyarak kendisiyle evlenen, hatta kendisin den bir çocuğu olan Japon kızının karşısında öyle tutuk bir tavırla mı kımıldanılır? Hele, nihayet Amerikalı kızı tercih ederek, ken- disini seven vefakâr Japon kızımın felâket uçurumuna yuvarlanması. na sebep olduğu halde, bu vaziyet karşısındaki hal ve tavrı ne kadar canlılıktan mahrumdu. Çok şükür ki, Silviya Sidney baştan sona ka- dar canlı oynayışiyle filmi kurta. rıyor! Filmin manzara tarafı çok gü- zel... Doyumsuz güzellikte Japon ya manzaraları, giçeklerimiş ağaç- lar, durgun sular, bahar... Çok canlı, çok güzel... Filmi, bu canlı ve güzel dekor, gözleri okşayıcı bir j tarzda süslüyor.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: