5 Kasım 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

5 Kasım 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KISKANÇ Rİ : pe ir şeyi yoktu. Gözlerini N mimin içi . içi *w diye sordu, — Yap, sin burada mı - — ii dalya anlattı. Canımın niğ edisiymiş, çok sever- Hastaya yaklaştım, a örtüye ndaydı çenesine kadar cı Babızlar” Başka bir hasta bakı- 1Ni sayıyordu. haki iyi idi, «p,, erime daldım: bedüyiğe gn İçini tanırım. Darül- € fiğürandı.. İlâhi İkbal!.,,| irden duraladım. İ Ferdi uyanınca ne söy , me nl Memnun oldum. gim.. olanın öbür tarafına otur- Aldım, ür nabzını da ben elime Ve b *eş P dada akları bileğine dolanık, Si ım takailüs etmiş, çenele- | tin, 'enmiş, üzerine eğilmiş - | , Uyuyordu. Cansız dudakları kımıldıyor, i üzüme, arada sırada bir eter ko - | Sarpıyordu, 'ün Yüzüne hiçbir zaman bu küstahça bakmamıştım. *ninin deliklerini, kıllarını, i > nunun içini bu kadar yakından | “rmemiştim. Bu yüzü, bu kadar yakından Mirğ Zörmüştü, hire. kiliği, der, nı İ kul, 20a re candan, sıcak bir s0- | müracaat etmişti. e Nihayet şirket| RU vardı? İşte su dudaklar. Armağ, i yağımın ucuyla, alt duda - Atağı doğru çektim. i vine baktım. Dişleri mun - | di çirkindi. Bu hoşu - h ç Merak etmeyiniz, dektor, | Z iyi, vet, | oturdum, dı, Maalar geçti. Biraz kımılda- İfçe inledi, Sıçradım. İ si 2 bakıcı gülümsedi: Tabi; k den telâş ediyorsunuz? | Mek a ler bunlar... Gidip ye- Pişirsenize,, e Biraz daha bekliyeceğim. Bek Yor muydu? Miydız. vi sevmemeye imkân var dee da benim gibi, sade ve Kalp; Ai düşünüyor muydu? di e hire için mi atıyor - im kadar seviyor Yağ anda <ansızlaşan, donan, u- » itlemiyen beyni, acaba uya a ve herkesten ev- > hatırlıyacak #mıydı?. uykudan, gözlerimi açınca, güm bayal Behirenin ha- or.. Evvelâ onu hatırlıyo- ameliyat etseydiler, Oben ra Behirenin a - nımda o duysaydım.. tekrar hayatta bulsay - a ameliyat olayım, Akay yanımda durur mu? ki. ?. Ferdi birakmaz ve; İ ıYa başlıyordu., Bir şey- Nakleden : Selâmi İzzet ler mırıldandı. Ağzından tek tük sözler çıktı. Gözlerini açar gibi oldu: “Transformatörler. Yüz bin volt!,, Biraz sustu, sonra apandisitten bahsetti: “Acıyor... Hasta bakıcı sordu: — İçiniz rabat etti mi?, — Merak etmiyordum ki.. — Merak eder gibi görünüyor- ' raftan sorulmasını talep ediyor - İki İstanbul, Trabzona gönderdiği dunuz. Her halde arkadaşınızı çok seviyorsunuz. Kalktı, tem kapıdan çıkaca- ğrm zaman çağırdı: Behire!.. Durdum. — Sen misin Behire?. Biraz sustu. Sonra garip bir sesle, tanımadığım bir ses'e, beni olduğum yerde donduran ,sonra i çileden çıkaran bir sesle mırıldan- | dı: — Yok canım.. Bu halde seni nasıl öperim?.. Hasta bakıcı başını önüne iğdi. (Devamı var) Kablo şirketi kapandı Uzun senelerdenberi dünyanın her tarafile muhaberatı temin et - mekte olan Estern kumpanyası memleketimizdeki faaliyetini bu ay başından itibaren tatil etmiştir. Estern kumpanyası memleketi - mizde yeni telsiz o istasyonlarınm faaliyete geçmesinden sonra işleri" nin azalmasından dolayı mevcut i- tilâfnamenin feshi için hükümete bir kısa mevceli telsiz istasyonu te sis ederek hükümete teslim etmek | ve mevcut tesisatını devretmek şar tile itilâfnamenin feshi için bir an laşma yapmıştı. Şirket Osmaniye - de vücude getirdiği bu - istasyonu işler vaziyette hükümete teslim et- i 5 — VAKIT 5 Znci teşrin 1937 m HARPTEcemu Teşkilatı Mahsusa LA A VAKIT'ın yeni Tefrikası ı 4 Vurulan Kara Kemal ve asılan Aptülkadir ile iki hey'et İçlerinden bazıları, bir müddet daha beklenmesini tavsiye ettikle- iri halde bazıları da ne olacakları- im, nereye gideceklermın bir ta » | lardı. O gün de böyle şiddetli mü- nakaşalarla geçirilmiş ve hiçbir neticeye vâsıl olunamadan kâtip beyler biribirinden ayrılarak ber - mutat Erzincan ve civarında dolaş mıya çıkmışlardı. İ (o Nihayet, Erzincana muvasalat- İ larının on sekızıncı günü İstanbul- | İda merkezi umumiden gelen bir telgrafnamede hemen Trabzona! hareket edilmesi lâzım geldiği bil. İ dirilmistı. Alınan mütemmim ma -| lümatta teşkilâtı mahsusa için yola çıkarılan muhtelif o grupların he - deflerine vâsıl olduktan sonra o - ıada âmirlerine intizar edeceği ve âmirlerın gruplarına iltihakından sonra teşklâtı mahsusanım işe baş- ıyacağı öğrenilmişti. Kâtibi mes- ullerden mürekkep olan heyetse şimdi Trabzona giderek orada Ka- ra Kemal beyin oraya gelmesini bekliyecekti, Kâtibi mes'uller gene bermu - tat arabayla ve şurada burada ko- naklayarak Erzincandan Trabzo - nâ yedi, sekiz gün zarfında gide - bilmişlerdi. Trabzona muvasolat -! larından sonra derhal temasa gel- dikleri bazı zevaltan umumi vazı- yet hakkında yeni malümat almı- ya muvaffak olmuşlardı. Meselâ eski İstanbul kâtibi mes'ullerinden Nail beyin “İttihat ve terakki,, nin Trabzon murahhaslığına tayin e - İdilmiş olduğunu öğrenmişlerdi. çin her iki taraf gayrı resmi su - rette toplanarak yapılabilecek işle ri istişareye karar vermıştı. Bu is- tişareler neticesinde anlaşılmıştı adamlarına yapılacak işler hakkın- | da henüz kati bir yol gösterebile - cek vaziyette değildi. Bununla beraber, iki heyet ge- ne müzakerelerine devam ediyor- du ve bu müzakereler atideki esas İar dairesinde yürütülüyordu. 1 — Gerek Trabzonda bulunan ! Gürcülerden, gerekse Rusya ile ti- cart münasebetleri olup Rusyaya gidip gelen eşhastan Rusya ve| gürcülerin tavrı hareketleri hakkın | da malümat almak; 2 — Şayet Rusya Türkiyeye kar- | şı hasım vaziyeti alacaksa, Rusya- da bulunan gürcülerin şimdiden Türkiyeye imale edilmelerine ça - lışmak, gürcüleri silâhlandırmak ve işe yarıyabilecek ele başılarını Trabzona celbetmek; Yazan: A. MiL görülürse müsaade edileceği bildi- rilmişti, Bu suretle aradan gene on beş gün kadar geçmişti. On altıncı gü- nü İstanbuldan gelen bir telgraf - namede İttihat ve Terakki İstan - bul murahhası Kara Kemal Beyin yolda olduğu haber verilmişti. Ke mal Bey vapurla Trabzona geliyor du. O gün iki heyet âzası birlikte gidip Kemal Beyi vapurda karşıla dıkları zaman Kemal Beyin dahi yeni bir heyetle Trabzona gelmiş olduğunu görmüşlerdi. Kemal Beyin İstanbula hareket İ edeceği gün İstanbulda teşkilâtı mahsusa merkezi sureti kat'iyye - de teşekkül etmiş ve erkânı harp i miralaylarından zekâvet ve diraye İ ti ile şöhret kazanmış olan Süley - man Askeri Beyin idaresine tevdi olunmuştu. Artık teşkilâtı mahsu - sanın İstanbulda bir binası ve hu - susi memurları filân da vardı. Ke- mal Bey vapura bindikten sonra Süleyman Askeri Beyin gönderdi « ği bir heyetle tanışmıştı. Bu heyet iki Alman ile on altr Gürcüden iba ret idi. Kemal Beyle beraber vapurdan çıkan iki Almandan birisi (Mosel) isminde bir zat idi; Mumaileyhda İ ha evvel Almanyanın Üsküp kon - miş ve bütün tesisatını da devrede | Bir de İstanbul merkezi umumisi rek faaliyetini tatil etmiştir. Estern | azasından Rıza beyin kâtibi mes- şirketi memurları posta idaresine | ullerden on gün evvel vapurla İs- alınmışlardır. R GONK VURDU O Resat ENİS 1 — Istanbulun kenar mahalleleri âli dediğimiz yazı ve gizelecilik ilemi 3 — Beyoğlunun mahut yan s0- kaklar ” B' romanda en realist ta çirki hoşs giden güzellikleri acndı- ncı sefilliklerile, olduğu gibi - ilmişlerdir. Bütün bu üç in insanları maddi ve ma sevi ıztıraşlarile GÖNK VUR- DU'da anlatılıyor. Uç yüz sayıfa. Renkli kapak. 75 KURUŞ Sühulet kütüpanesi ÇIKTI N 2 —B ir. lerle - İğrenç i | tanbuldan Trabzona bildirilmişti. Rıza ve Nail beyler o aralık Tr- rabzonda teşkilât yapmakla meş - İ gul oluyorlardı. Erzurum mıntaka- isma doktor Bahattin Şakir bey gönderildiği için Trabzon mınta - | kası Rıza beye kalmıştı. Rıza bey ! Nail beyle birlikte en evvel kendi mıntakasında bulunan mülkiye me muriyetlerine çalışkan, müstakim ve dağlarda bulunan o eşkiya- yı kendilerine oinkıyat ettire- bilecek Oomemurları tayin et - çalışıyorladı. İlk olarak “Sopalı mutasarrıf,, na- mı verilen ve o esnada Rize muta- sarrıfı olan Cemal Azmi bey Trab- zona vali tayin edılmıştı. Bilâhare İstanbul valisi olan Süleyman bey de Rize mutasarrıflığına geçiril - mişti. İzmir suikastı (o vak'asından dolayı hali firarda iken Trakya hu dudunda tevkif edilerek salben i-| dam olunan Abdülkadir ise Gü - müşhane mutasarrıfı idi. Şimdi Trabzonda iki heyet ha sıl olmuştu. Erzincandan gelen ve kâtıbı mes'ullerden mürekkep olan heyetle Enver paşa taraftarı olan Rıza beyle Nail beyin teşkil ettiği geldiğinde tirmeye Behaeddin Şakir Bey 3 — Aslen gürcü olan jandar - ma mülâzimi Hasan beyi sivil kı- yafette Batuma göndermek, ailesi esasen Batumda olan mumaileyhle muhabere teminine çalışmak; 4 — Trabzonda teşkilâtı mahsu saya alınan “Viçe,, eşrafından lâz | Ahmet ve kardeşi Osman beyler- den Rusya hakkında alınacak ma- | lümatı ileride istifade edilmek ü - zere bir tarafakayrt ve tesbit et - mek. 5 — Trabzon hapishanesinde bulunan mahbuslardan istifade et mek, mahbusları hapishaneden çı- kartmak, zabitlerin kumandası al- | tında bunlardan çeteler teşkil et - | mek ve bilhassa çetecilikle şöhret | kazanmış olanlarını ele başı yap | mak. İ Artık, iki heyet bu esaslar da- hilinde kendi kendine çalışıyor ve tesbit edilen noktaların tatbiki i - çin lâzım gelen teşebbüslerde bu - lunuyordu. Mahbuslar için de ay - rıca İstanbul hükümetine yazıla - rak tahliyelerine müsaade olun- | ması talep edilmişti. Mahbuslar - dan kendilerine tevzi olunan vazi- feleri hüsnü suretle ifa edenlerin bakiyei cezaiyeleri affolunacaktı. Bir müddet sonra İstanbul hükü - heyet yekdiğerile nasıl temas edip | çalışacağını bilemiyordu. Onun i-i metinden bu işe dair gelen cevap - | ta mahbusların tahliyesine lüzum i solosu ve ondan sonra da Erzurum konsolosu olduğu halde kendisini Kolonyada münteşir (o (Kölnische Zeitung) un muhabiri diye tanıt - mıştı, Maamafih mumaileyh Al - man ordusunun meşhur “ölüm i hüsarları,, alayına mensup zabitan idan olduğunu da itiraf ederek ken disine tevdi olunan işleri yapmağa muktedir olduğunu (anlatmaktan geri kalmamıştı. İkinci Almana ge lince bu (Şmit) isminde genç bir istihkâm zabiti ve rütbesi mülâzim idi.Gerek (Mosel), gerekse (Şmit) asker elbisesine benizyen birer ke- ten elbise giymişler ve başlarına da askeri püsküllü birer kırmızı fes geçirmişlerdi. Almanların pek garip olan bu kıyafetleri, biraz sonra Trabzonda nazarı dikkati celbetmeğe başlamıştı.Hattâ Trab zondaki Rus konsolosunun bile on lardan şüphelendiği söylenmişti. Kemal Beyle gelen diğer on al- tı Gürcüye gelince bunların cümle si Gürcü kıyafetinde idi. Süley » man Askeri Bey onlarla birer mu- aktetmişti. Kemal Be- yin Süleyman Askeri Bey. den aldığı talimata naza - ran Bu mukavelenin herhan- gi bir omaddesi, Gürcülere his- settirmeks$izin, lüzumunda gizlice tâdil olunabilirdi. Bu mukavele mucibince gürcüler gerek Türkiye kavele dahilinde, gerekse Rusyada gür * cülerden mürekkep gönüllü alay- lar teşkil edecekler, Rus ordusuna alınan gürcülerin de Türkiye le - hine çalışmalarını tahtı temine â - lacaklar, muharebeye başlamadan evvel gürcistanda lâzım gelen teş- kilâb vücude getirecekler, ber ne bahsına olursa olsun harbı Türki » yenin kazanmasına bütün mevcu- (| diyetleriyle gayret edeceklerdi , (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: