7 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 14

7 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—4-— VAKIK / kaci) VAKIT tefrikası İki büyük evin kapıları arasın - > daydı. Birdenbire sert bir sesle: © — Sen kimsin? Ne duruyorsun | orada?. Diye seslendi. Cevap yerine da - ha derin ve daha korkunç bir inilti işitti, müthiş bir istıraptan gelen! bu niltiye karşı kalbi parçalandı. - yaklaştı, belli ki bu adam yaralı ve mustaripti, demek gene o meçhul — katillerin bir kurbanı... © İzzet'Bey bu uzun boylu adamın omuzuna dokunur dokunmaz vah- şi, yırtıcı bir hayvan sesi duydu. Si » yah bir cisim döndü. O zaman İz - zet Bey iki kızıl fener gibi parlı - yan nokta ile karşılaştı. Bu bir yir- mi beşlik para büyüklüğündeki a - | © teş parçaları, gözlerini kamaştırdı. | © Sİki adım geriye atarak başını çe - , virdi. Kendisine yaklaşan bu ateş © Parçalarını görmek birdenbire ona © şuurunu kaybettiriverdi, ; İzzet Bey gözlerini bu iki ateş | parçasından kurtarınca kendine geldi. Bir saniye içinde iki adım © daha geri atıldı ve birden elini silâ : hına attı, tabancasını çekti. Nişan ç aldr. Fakat nişan almak için gözle: | © rini çevirdiği bu iki ateş parçası sanki onu elektriklemişti. Tetiğe ilişen elleri çözüldü, silâh O yere İ düşlü ve İzzet Bey boş bir çuval gi | bi dizlerinin bağı çözülerek yavaş | © yavaş kendinden geçtiğini hissetti, Karanlıkta bu iki ateş parçası bir lokomotifin fenerleri gibi gittikçe i büyüyerek, gittikçe ateşlenerek © kendisine yaklaşıyor, yaklaştıkça | İzzet Beyin iradesi kayboluyordu. | / geçtiği sokakta tahkikata memur Numara: 35 neri saptıktan sonra karşısına iki kişi çıktı. Durdular : — Ne var, ne oldu?. Diyince İzzet Bey nefes nefese: — Şeytan, dedi. Karşıma şey -. tan çıktı, beni de öldürecekti.. İki adam hayretle İzzet Beyin yüzüne bakıyorlardı. Biri: — Hangi seytan? Dedi. Hani şu mahalleye musallat olan katil mi? — Evet, üstüme geldi, elinde yıl | dırım gibi parlıyan bir kama var -| dı. Ama ben kaçtım... Öteki güldü. Arkadaşına: — O olmıyacak. Eğer ol olsaydı | kaçamazdı. Beyin karşısına bir ça- | pulcu çıkmış olacak.. İzzet Bey ses çıkarmadı, biraz nefes aldı. Yolculara: — Siz o sokağa sapmayın da ge ne benim sözüme inanmayın, 2za- rarı yok! dedi ve Parmakkapıya çıktı. Ertesi sabah erkenden Taksim merkezinden iki polis hâdisenin olmuşlardı. Bu sokağa belki yüz kere giren her evden ayrı ayrı tah- kikat yapan polislerden biri ümit- | sizce: — Haydi bir kere daha kapıları İ çal bakalım, ne çıkacak? Dedi. Öteki: — İyi ama bu seferkilerle öteki - ler arasında fark var. Şimdiye ka- dar katilin elinden canını kurtaran yok iken bu defa İzzet Bey ilk defa kurtulmuş, katil hakkında malü - mat ta vermiş... — İyi ya işte... Verdiği malümat Beyoğlu vinde faaliyet esasları Evvelce Genç Hırist ”| miyeti altnda vi rafından tertip Beyoğlunda Meşruti deki 42 numaralı 1 Cümhuri « yet Halk Fırkası tarafır al mış ve burada Halkevinin B. Ju kısmı açılmıştı: Bu çok faydalı (Ev) in te ve faaliyeti etrafında idare » dürü A. Raşit Beyle konuştuk. Bi- ae şunlar söyledi: “Halkevi, kalplerinde ve di. mağlarında memleket sevgisini mu t caddesin kaddes ve ileri yürüten yüksek bir i heyecan halinde duyanlar için top lanma yeridir. Bu itibarla Halkevi nin kapıları fırkaya kayıtlı olan ve olmıyan bütün vatandaşlara açık - tır. Ve âzalığı bilâücrettir. , Beyoğlu kısmımızda hususi su - relte yapılmış ve bütün vesait ve malzemeye malik mükemel bir sc- uk duş soyunulacak © elbise do- lapları, muntazam (lisan ders haneleri, (eğlenceler (o tertibatı, tiyatro ve temsil için hususi ve ve sıcak tsisatı, sahne, pansiyon olacaklara mahsus mükemmel konforu havi yatakha - neler ve büfe ile her türlü beden bir (Okütüphane vardır. Bi lârdo, ping pong, şatranç, dama, gibi faydalı veeğ- lenceli oyunlar, muntazaman yapı lacak konserler ve aylarca mütale- alar neticesi elde edilebilecek neti- celeri kısa bir zamanda almağa hâ dim fikri, bedeni, ve ahlâki, haya - tın bütün teferrüstma taallök eden | ve insanı insaniyete memlekete na fi bir uzuv haline gelmeyi istihdaf i eden esaslar üzerine konferanslar Halke- ! -İyere inmek tecrübeleri bütün gün | Askeri Fmcelike Italyan tayyarecil ... ıgı nasıl ilerliyor? Uçuş tecrübeleri vi) kilometreden az. İ İtalyanın (Gorda) daki sahilin-! de (Desenzano) şehrinde muaz -| izam bir tayyarecilik mektebi var - | - dır. Bu mektep 1927 senesinde te -| 2 | sis edilmiştir. Talebesi pilotlukta | İ âzami muvaffakıyetleri göstermiş | olan en birinci sınıf tayyareciler - dir, Çünkü bu mektepte öğretilen | şey tayyereciliğin nazariyatı değil, | İ tatbikatında âzami sürati elde et - meğe çalışmaktadır. (Desenzano) İ daki tayyarecilik tesisatı sayesin - İ de İtalyan tayyareciliği bu vadide er ileri gelen İngiltereyi geride bı- | rakmıştır. Sürat üçuşları yalnız havalan - mak ve yere inmek itibarile değil, uçuş esnasında dahi pilota âzami İ derecede müşkül vazifeler yüklet- | mektedir. Tayyarelere konulan ye- "ni motörler, daima değişen ve ye -| İ nileşen aksama malik olduğundan i ve lüykile tecrübe edilmediğinden | ser) uçuş yapan pilotların hayatı | daimi bir tehlike içindedir. | Bu mektepte yapılan uçuş tecrü- İ beleri nadiren saatte beş yüz kilo - metreden azdır. Havalanmak ve devam eder ve ekseriya bu çıkış ve inişler saatte iki yüz elli, üç yüz ki- | lometre süratten aşağı değildir. En | | büyük süratle havada yapılan can- sesesnsassnsansnnensessansasusaransasesane000 | Beden terbiyesi ilmi bir esasa is- tinat etmezse fayda yerine zarar| görülür. Binaenaleyh Halkevinde mütehasıs beden terbiyesi muallim lerinden öğrenilir. Onların daimi nezareti altında ve bir muntazam program takip edilerek sporda &n nadiren sâalte beşyüz olân bir mektep bazlıklar esnasında pilotun üzeri ne çöken ağırlık yüzlerce kilo” tecavüz eder. a Bazı makineler üç ton ağırlığı”. dadır. Tayyarelerin kanat siklet metre murabbaı başıma iki yüz © lodan fazladır. Motörlerin ğ kuvveti ekseriya 2,000 i tecavüZ “i der. Bu sayede tayyarenin sürati saatte beş yüzden altı yüz kilomet” reye, 650 kilometreye ve nihai 4 yedi yüz on kilometreye kadar af tırılmaktadır. Saatte yedi on metre saniyede 200 metre det tir. (Desenzano mektebinde bir #€“ ne zarfında normal harp tayyar€ lerile 6600 münferit uçuş yapıl ve takriben 2,000 saat uçulmuş ” rış tayyarelerile de 2,100 uçuş Y8” pılmış ve vasati olarak saatte CN kilometre uçulmuştur. Şimdiye yi dar yarış tayyarelerile katedile” İ mesafe takriben 300,000 kilomet” redir. Mektep her gün biraz daha uğ raşmakta, hergün biraz daha ki etmekte ve hergün sürat işinde bir kaç kilometre daha k; tadır, Bu gidişle cihan yakında lara hayret verecek bir sürat rek” vu karşısında kalacaktır. z şilir, nesil sağlamlaşır, gürbüz 69 cuklar, millet ve memleketi müd” faaya kabiliyetli mukavim mad yat ve maneviyatı sağlam insaf yetişir. Fikri sahaya gelince — Gene vimiz dünya terakkiyatını takip * di Koca sokakta bir ses işitilmiyor- | ile sanki cinayetler daha mı aydın — du. Uzakta bir köpek ulumaya baş- lamıştı, Sükütu bozan bu uluma se — sine sanki mukabele eden bir hırıl- o teve boğuk bir uğultu uzun boylu bir adamın gözleri mevkiinde olan bu iki ateş parçasından çıkıyor, Fa Kk, kat yalnız İzzet Bey tarafından işi — tiliyordu. © İzzet Bey sol taraftaki evlerden birinin kapısına yıkıldı, kaldı, Göz — lerini kendisine iki metreye kadar — yaklaşmış olan bu korkunç ateşler © den ayıramıyordu. Yalnız onları — görebiliyor, hayatının tehlikede ol. | “duğunu düşünebiliyor, fakat kımıl- ği damıya, kendini müdafaaya muk - b tedir olamıyordu. Bir taş parçası gibi, bütün âzası hareket ve elâsti- z etini kaybetmiş; katılaşmıştır.. ki; muvaffak olamadı. Boğuk harıl artık gözlerini kaybolmı- yan imşek kadar kuvvetle ka - mâştıran ateşler gene başında idi. Bu iki dteşin altında bir parıltı se - zer gibioldu. Bir silâh parıltısı...O sırada nasıl olduysa oldu, başı da» yandığı evin köşesinden kaydı, vü - cudunun belden yukarı Yalar da külçe gibi toprağa düştü, Göz - ri initaf ettiği yeri katılaştıran, hareketten atıl bırakan bu iki ateş © ten kurtulmuştu. Şiddetli sarsıntı “onu uyandırdı. Vücudu birden ira- 4 esine tabi olunca başımı çevirerek © yerinden fırladı. İzzet Bey, eski bir — askeri terbiyenin verdiği çeviklikle © koşmaya başladı. Arkasına hiç bak “ mıyor, yalnız haykırıyor, bağırı- yer: — Yetişin, imdat... © Diyerek koşuyordu. Köşedeki fe m Haykırmak için ağzmı açmak is | İ İşte burada bir karartı gördüm. Ar landı, yoksa daha ziyade esrara mı saplandı? Sen ona bak. Şimdiye | kadar hiç olmazsa katili kurnaz sa bıkahılardan, elebaşılardan bile sa nıyorduk. Şimdi artık müşarüniley | hi cinler periler diyarında arama - LA Gülüştüler. Arkadan İzzet Bey !de yanımda kayın biraderi olduğu | halde geliyordu. İki polis memurundan . muavin, , kaputunun yakası kalkık, elleri ce | binde İzzet Beye dönerek sordu: — Beyim, bu in mi, cin mi, şey- | tan mı? Ne ise. Hangi evin kapı - smda göründü size? İ İzzet Bey, hâlâ bir akşam evvel | ' ki korkunç baskın tahtı tesirinde i olduğu halde kâgir büyük iki evin önünde durdu. — Dün gece, dedi. Öteden gel- dim. Tam buradan, sokağın orta - smdan geçerken şu iki evin arasın- dan bir ses işittim, boğuk bir ses... kasından iki elektrikli göz parla - dr... Muavin evlerin ikisine baktı. Ye rinde bir lâvha vardı: “Doktor Fredrik Noyman,, Yanındaki polis izahat verdi: — Meşhur bir Alman doktoru - dur, kaç senedir burada oturur. | Çok müşterisi vardır. Yanında bir uşak, bir ahçı, bir de muavini ola- cak., : te Ya öteki ev kimin? gi Bir Ermeni kuyumcunun evi - | dir, kendisi Ermeni, karısı Rum - dur. İki kızı bir oğlu vardır, Muavin evvelâ bu evin kapısını çaldı. Zaten polisleri görünce her yapılır, Beden terbiyesi kısmı — Hayat- ta ve her bir şeyde muvaffakıyetin ! birinci sırrı sıhhatte bulunmak ve| l bunu idame etmektir. Bu da bede- ni hareketle uğraşarak beden ve sıhhati takviye etmekle kabildir. AAA Selânik Tesis tari Sermayesi: 30. İdare merkezi : Türkiyedeki Istanbul ( Galala v Samsun. Mer Yunanistanda Selânik. Kavala. Alina. Pire Bilümum Banka muameleleri. Kredi mektupları. Cari hesap- ve Tahvilât. ları küşadı. o Esbam ; KA AA keş pencerelere üşüşmüşlerdi. Hâ - | diseden haberdar idiler. Gece yarı- sı bir adamın haykırarak koştuğu ertesi sabah şayi olmuştu. Kuyumcu Artin Efendinin evin- de kadınlardan başka kimse yoktu. Kızlardan biri muavine izahat ver- | di: — Biz kardeşimle bu taraftaki | odada yatarız. Gece yarısından son ra kardeşim acı acı bağrıldığını duymuş. Beni uyandırdı. Pencere - ye koştuk. Ama kimseyi göreme - | man ses kesilmiş mi idi? mühim gayeye doğru yürünür. Bun lardan başka her gün mevcut olan soğuk ve sıcak su duşlarmda yıka- nılır. İyi bir aksülümel ile umumi bir sıhhat duyulur, Gençler ve bü- yükler sağlam, çevik, mütenasip vücutlu, şen, sinirlerine hâkim, a - zimkâr, dik ve seri yürüyüşlü, yeti BAN Aş Bankası hi: 1888 000.009 Frank ISTANBUL Şubeleri: e Istanbul ) Izmir İ sin. Adana ki Şubeleri : — — — ES > — z —— e gp ES z — 2— — — ii AAA Kasalar icarı. > E A LAMA — Babanız, kardeşiniz nerede: dir? — Dükkündadır. Akşama gelir- ler. — Gelince merkeze bir uğrasın- | lar... Siz pencereye koştğunuz Za - — Evet... — Şimdiye kadar sokakta bu ka dar adam öldürüldü. Babanız, kar deşiniz kork muyorlarmı? (Devam var) MM O elefon ; debilmek ve hayattaki muvaf yetleri arttırmak için lâzım Türkçe ve ecnebi lisanlarmı 5 it zamanlarda tedris ve takip ed€" bilmek fırsatını verir, Bu makas? akşamları mütehassıs muallim!” | tarafından dersler | verili Bundan başka fenni, edebi, içtima mevzular üzerinde mi ; şalar yapılır. Türkçe ve ecnebi ji sanlarında kitapları ihtiva ede” yi | tüphane, mütalea salonunda gk telif gazete, haftalık ve ayık 105 alk P i mualar bulunur, i Hulâsa — Cümhuriyet Hi kamızın şimdiye kadar memlekt” mizin her bir cepheden yükse” si uğrunda sarfettiği şayanı takdir ve hayret hidemat ve mesaiy€ ili # ten bütün vatandaşların pi timai, fikri, ihtiyaçlarını tatil tekâmüllerini temin maksadil€ p çesinden azim masraflar e tahsis ederek açtığı bu evler? genç ve büyüklerinin kemali lükle koşması memlekette m riyet ve inkılâp esaslarına bari gösterilen ferd alâkanın d& z iş bir misalini teşkil eder. ai Doktor - Operatör Ahmet Asım Doğum ve kadın hastalık mütehassıs Doktor - Operatör Iffet Naim Cerrahi hastalıkları müte)” Meavene gaarları, 10-12 Onaköt Yurdu 15-18 Beyoğlu feukili © 42221 ve *

Bu sayıdan diğer sayfalar: