7 Aralık 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

7 Aralık 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A me Kelime ihracati günden | | i «Herm milletin göze görünen mal dan başka göze görünmi- ke lât ve ihracatı da vardır. fikirler, telâkkiler, duyuş - örün ler, itiyatlar ve kelimeler i >» in milletin ithal ve ihraç ettiği gi i tetkik etmekle, herhan - ? ig ekete giren, çıkan fikirle - | İiyatları, telâkkileri, duyuş ve ) Yağ keşfetmek mümkündür. e yeni bir memlekete gir Bi ?admıda birlikte götürür. ân dolayıdır ki bütün Avru - Pia « İkt lata, nın yerli bir adı Bunun sebebi, apaçıklır. e “5 a yarda tanımıyordu ve İ va Meksikada keşfetti. Bunun ne olarak çikolatanın kendisini ha Adin, da birlikte aldı ve bu adı Rimsedi, »””» milleti İrigilizler ve Amerikalı | . Bu kelimeleri tetkik eder - Mi Amerikalıların bu İl i | Pe en çok kelime ihraç e- nya üzerinde yaptıkları tesi kolaylaşır. upanın İngiltere ve Amerika e ayırmak mümkündür: Bun- kelimeleridir: ir çök kelimeler, İngilizceden b dillerine geçmis bu- uyar, Bir lâhzada şunları saya- yeyie Ba keji ri Fransızlar halis İspanyollar halis İspan- * ui Almanlar halis Almanca, İ - , Çekçe, halis İtalyanca kam Anglo Saksonlarm en kelime ihracatı, insanları r k mefhumlara inhisar h ».* in j zamanlarda İngilizceden aa yeni bir kelime geçti: | me limesi, İngilizcede tekne, , Mânasma gelen bu kelime, imada “hamam,, mânasını : hay iyor. Demek ki Fransada N Ve nezafet mefhumu da İn- ! ile ifade olunmaktadır. »*.. Diker, değer bir nokta Anglo ispirto istihlâkine ait de ihraç etmeleridir, “bar,, kelmesi, “spor,, ke ir beynelmilel mahiyet A en viski, cin, ke- dünyanın her lisanma gir : dır. Şekspir gibi, | A; 2 büyük İngilizlerin, gibi Kek Amerikalılar a deymyan milyonlar- ile kadm, İngilizlerin ne- ii İrt olduklarını ve ne- İillerini ezberden biliyorlar. “us en ya kelime ihraç e - o gilizlerle Amerika kün ve blm bü - e Sbancı her şey, ister madde, ister | i çam kelimeleri bir kaç kate- | in ona İ i in Golf, futbol, rekor, maç, | güne artıyor / — Diller arasında — İtün dünyada kullanıldığı halde İn- gilizceden en çok kelime ithal e - den lisan Hiniçedir, Hintliler, ithal ettikleri her yabancı fikri, yabancı «kelimesi ile ifadeyi tercih ederler. İngilizler de vaktile Normanla - rın islilâsma uğradıkları zaman böyle yapmışlar, Saksonlar mem - isketlerini istilâ eden milletin dilin | İ den yığın yığın kelimeler almış, bil ! bassa müesseseleri, içtimai teşek - külleri ifade eden herşeyi onlar - dan istiare etmişlerdi. Saksonlar bu şekilde — aldıkları kelimeleri İngilizceleştirdikleri gi - bi Hintliler de İngilizceden ithal et İtikleri kelimeleri Hintlileştirmiş - lerdir. # » » Onun için Hinduların aldıkları ! İnglizce kelimeler bambaşka bir kılığa girmiş bulunuyor. Meselâ İn | gilizcede engineer kelimesi mühen | dis demektir. Encinir okunur. Fa - | kat bu kelimenin Hintçe mukabili | “injiniar,, dır. İngilizce College ya ni kollejin mukabili Kalaj, officer yani oficer — zabitin mukabili af- sardır. Limonatanın mukabili lam- let, sayı mânasında olan numberin mukabili lambardır. kğ Bu tetkiki her lisana teşmil ede- | rek çok mühim neticelere varmak, her milletin, kelimelerile başka mil letler üzerinde ne gibi tesirler yap» (tığı anlamak mümkündür. A. H. Mimarlık Mi Fakirler Sarayı Pariste büyük bir saray inşa e - dildi, Bu ayın başlarında küşat resmi yapılacak olan bu muazzam bina “fakirler sarayı,, ismini taşıyor, Asri konforun bütün — vasıtalarını ihtiva ediyor. Geniş yemek salon - ları, duş mahalleri, sinema, çocuk, bahçesi vesairesile sarayda günde iki frank verebilen iki yüz kişi 100 çocuksuz kadın, 55 çocuklu kadın i ve 100 para vermeğe muktedir ola mıyan fakir barınabilecektir. Bu binaya son asır mimarisinin dikka ti celbeden bir eseri nazarile bakıl maktadır. İ noktalarında dayandı durdu. | 14 senenin san'at hareketi, “san'at | Naziler Ne yapmak İstiyorlar? | Kendi bakımından büyük bir( ülkü ve inanış ile ortaya atılan ve|” Mein Kampf isimli kitabile bu az- mini perçinleyen Hitler ileri nas- yonalizmin temel umdesini her sp hada kullanıyor ve başarıyor. Alman daha doğru bir tabirle | Ki kültür,, hareketinin ancak Nazi | na çalışıyordu. Mesâisinin en faal hükümetinin çalışma ve inisyalivi | bir anında bir kalp sektesi ölümü - ilemeydana getirileceğini bir çok !ne sebebiyet vermiştir. Cermen ronesansının * her faaliyet cephesini kucaklıyacağını ve “mil- kereler ilân eden ülkülü başvekil, bu yolda da kuvvetli adımlar atı - yor, Fen de, san'atla yeni nazari - yeler tatbik olunuyor. Bütün mek- teplerde “ırk,, cılık fikri etrafile talebeye öğretiliyor. Profesör artık “Malümat,, sunan bir adam değil, çocuklarına ileri hamleyi öğreten, hayat yolunda dimdik yürümesini ve ırkını belleten, ilham eden bir unsurdur. Bu bakımdan, Almanyanın en - tellektüel çevresinde “ırkerlığı öğ- retme,, savaşı hâkimdir denebilir; ve irk nazariyesi, ferdiyetçiliğin yanında daha esaslı, enerjk ve et - raflı bir karsılık olarak yükseliyor. Bir gazetenin şu satırları ne mana- dır: —“ Artık insanlığın tarihi yok- tar, Yalnız ırkın tarihi meydana gelmiştir, (Ben) devresi yerini (biz) e verdi. Fert, ırkın büyük zi tirtüde sadecö/bir kalka olduğı öğrenmelidir...,, Sadelik harsı ve garp tesirlerine karşı koyma hareketi hiç şüphe ! yok ki, Alman san'atını “kaplıya - caktır. Kültür nazırı doktor Fik Berlinde verdiği bir konferansın - da şöyle diyordu : “Alman san'atı yollarm ayrılış Son sanat içindir,, nazariyesi ve mü - nevver komünizme florti ile liberal devrenin son iğriliği, hatası olmuş- tur. Bu birbirlerine karışmış ve şek- lini kaybetmiş vücutlarla dolu kor- ku odaları, şu Sâyri tabifliklerin meşheri, şu çirkin kariktür ve mas keleri, Almanyadan kovulan hasta ve kirli ruhların mahiyetini istik - bale bütün mânasile anlatacaktır. Halis, san'at ne eskidir, ne yeni, Sa dece halkm yüreğinden doğmuş - tur. Gene asıl san'at ne köhne, ne de tazedir, Fakat daima ebediyet- ten ebediyete ulaşan bir ülküdür., | Edebiyat yolunda da muharrir - lere şairlere mes'uliyetli vazifeler veren rejim, bü sahada yazılacak eserlerin bir tempoda - yürümesini emrediyor. Yani Alman milletinin mukadderatile kendini bir tutan, ve bu ruhi düşünüş ile, yazı yaza - cak olan tawharrir ve şairlere kep- ' di safında yer veriyor. Doktor Fick'e göre istikbalde şi- ir, estetik veyahut edebi kıymetile değil, fakat halkçı karakterile öl - çülebilecektir. Kültür Nazırı halka düşman kökleşmiş kıymet ve an'a- nelere sürükleyen, büyük şehirle - rin dekadan burjuva sübjektivizmi ile dolu edebiyattan kaçınma icap ettiğine kozmopolit bir ruh ile ye- zılan eserleri ülkenin sınırlarından | 7 — VAKIT 7 L.ncikânun 1933 GÜZEL SAN AKLARİ LP iyatroyu din yapmak istiyen Telgenftar, san'at âlemi için acı bir hâba getirdiler: Fransanın en büyük inden Firmen Jenye geçen hafta “Pariste öldü. Büyük ak e) danberi şekisprin “Ve- nedik taciri, piyesinin senaryosu - Komedya gazetesi son nüshasında Gabriyel Buasi « imzası ile bir maka le * yaznuştr. Büyük aktörün hayatını hulâsa eden bu yazıyı ay- nen okuyucularımıza veriyoruz: Firmen Jemyenin ölümü ile ti - yatro sahne ibtiyaç ve dehasma ke limenin tam mânasile malik bir a - dam kaybediyor. Monden ve yarı monden küçük şenliklerin mebzu- len görüldüğü bir asırda OJemye kahraman devirlerin teheyyücünü | yaşatmağa muvaffak oldu. Haya - tanın son kısımlarında tiyatronun dini ve ıslahi bir mefhumuna yük - selerek bunu zamanımızın ideoloji sine göre yani beynelmilelcilik şek linde ibdaa muvaffak oldu. Firmen uzun müddet amansız bir hastalıkla mücadeleye muvaf - fak olmuştu. Gölgesinin mazinin | muazam heyulâlarıma karıştığı “şu sirada onuf uzun ve zayif vücudu, pürüzlü sesi, yalnız sahne için ya- şıyan hayalperver ve güldürücü bir kukla halinde aktörlerini M&g& re Apprivoisâe,, oyununu temsile sevkederken görmüş gibi oluyo - rum, Büyük bir aktörden ziyade bü - yük bir vazıı sahne, bir müceddit, yeni bir tiyatro san'atının mübeşşi ri olan bu adamın, ona kendi kıy - metini tanıttırmış olan Maks Rayn ardın Pariste sahneye çıkmasından bir gün evvel ölmesi calibi dikkat değil mi? Firmen Jemye 1869 da doğmuş tu, Kimya tahsil etti, Tiyatro ken - dini cezbediyordu. Konservatuar - i da ders veren Sen ermen ile çalış - i tıktan sonra 8 Kânunusani 1888 de Parisin Belvil tiyatrosunda, “Sa ! vana korsanları,, piyesinde ilk ro - lünü oynadı. Bu rol kendisinde hal ka karşı bir alâka ve aşk uyandır - mıştır, Halkı zevklendirmek için dramları oynadı. “Anjelo,, dan, | “Denize girenler evi,, ne kadar bir çok piyesi oynadıktan sonra Bufdü Nor'e Şato Do'ye ve Anbizüye geç ti. Nihayet 1892ye doğru Antuanla | karşılaştı. Antuan ona ilk mühim irşatlarda bulundu, Bundan sonra Jemye re- alizme sülük etti. Antuvan ona “Rinnar* İ yı oynattı. Jemve bu rolde fevkalâ ide muvaffak oldu. Ve hakikati ta- uzaklaştırmak lâzım geldiğine ge- ne büyük bir imanla işaret ediyor. | Acaba bu yeni cereyan, dünya | san'at ve edebiyat âleminde yeni | bir dönüm noktası; yoksa vak'ala- rm tabii bir sonu mudur, bunu bi» | i ze hâdiseler gösterecektir. ir. “ibrahim Hoyi İ kalacaktır, we adam! © — Firmen Jemye'nin ölümü — mamen temsil eden rolleri ei 2 ne büyük muvaffakıyetler kazan -. dırdı. 4 Firmen, Antuvanın en emin pi kadaşlarından birisi olmuştu. An, tuan günden güne meziyetlerini or. taya döküyordu. <İ Jemye bütün piyeslerde oynadı.* Eğer bir piyeste rolü olmazsa Vi tiyatrosunda Alvayın “Kurtu Venedik,, ini ibda etti. Nihayet gü” nün birinde “Übü Rua,, piyesinde Lümye Ponun nüfuzunda kalarak, sırf realizmden ayrıldı ve daha vâ-. si bir sanat sahasını elde etti, Şah- siyetini inkişaf ettirmek ve kendi asıl istidadını inkişaf ettirmek için Odeonda ve Eskolyede Koöbüsün Lüsyen Benarın piyeslerini oynadi. 4 Sonra “La Clairiere,, piyesi için, : tekrar Antuanın yanına döndü. ii 1901 de Rönesans tiyatrosu mü- dürü oldu. Tiyatroda ilk olarak E - mil Fabrin “umumi hayat,, inrtem sil etti.” Bu piyeste rejisörlük ehli- yetini tamamen meydana koydu. Realist rolleri oynamakla şöhre tini kazanmış olan büyük komed “ yacı şöhretini büyüttü, “Romen Ro lan,, , “Mirboj, , “Triktan“Börüdeği gibi mubatrilerin #serletihi öfa”! mağa başladı. Maamafih bütçesi fazla açık verdiğinden Ronesarisi bırakarak “Şatöle, de “Korko- | ran,, oynadı, Bundan sonra Odeona geçerek Rabnyöz piyesinde Filip Brido r. ro lünü oynadı, Nihayet 1906 de An - - tuan Odeona geçince yetiştirmele- rinin en kıymetlisi olan Jemye Ans tuan tiyatrosunun idaresini ele al - | dı. £ Burada Anna Karenin, Atinalı | Timon, Mösyö Kodoma, Şerlok e Holmes gibi bir çok piyesler temsil etti. 1 43ğ Az sonra Ödeoma tayin © edildi. Şekispirin eserlerinden bazıların * da çok mükemmel tipler yarattı. En meşhurları Şilok tipidir. Yük « sek mefhumlardan hareket eder gi bi gözükmüş olan Jemye dağılıyor, d kendi kendini tekzip ediyor. O va kittenberi hasta idi. Tiyatro deha- sı bundan mutazarrır olduğundan hiç bir vakit kemalini bulamadı. Daha sonra Pol Alrami şerik seçti. ve ona idareyi devretti. Bu sefe beynelmilel mahiyette eserlere ali ka gösterdi, Siyasiyat ile sanatı karıştırdı, sinema yapmağa koyu du, son zamanda Afrikada tile Komedi Montayede ibda ettiği Si- giyesindaki “yol yapıs,, * meni GEY İşaret ettiğim bazı zayıf nokta - “© (lar bertaraf edilince Jemyenin m” / at hayatı Fransiz sahnesinin en yizli hayatlarından biridir. Je memaliki ecnebiyede biraz ii le düşkün fakat daima sonunda © bi İ mülecessis bir araştırıcı hissi verir di. Fransada ize ismi en harüsuldi de realist aktörlerden biri © isi, PP m a

Bu sayıdan diğer sayfalar: