15 Ekim 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

15 Ekim 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e — Ceneral Yenin Zehirli Çayı Ekzotik eşi Muvaffak Bir Eser! | Gi i kal, Şarkı Filmidi Filmidir / | “Sumer,, sinemasında bu hafta gösterilen “Aşkın sesi,, filmi, şar- kılı bir filmdir. Böyle filmlerin ço- | iunda olduğu gibi, mevzu, gayet | sudan... Herbert Ernst Gronun gü- | zel sesini filmde dinletmek ( için bazırlanmış derme çatma bir vas Filmde, H. E, Gronun sesi gi- | İ | bi, söylediği şarkılar da güzel... “ Ceneral Yenin Zehirli Çayı ,, Filminden Bir Sahne *“Türk' sineması, biri diğerinden | dala sönük iki filmden sonra, bu haf- ta “Ceneral Yenin zehirli çayı” isim- | Ki bir film gösteriyor. Rejisörü Frank Kapra olan bu filmde Babıra Stan « vik, Nils Aster ve Toshiya Mori rol | almışlardır. Bu film, reklâm tabiriyle “Muaz - zam bir şaheser” olmamakla beraber, iyi bir filmdir. İsimlerini saydığımız üç yıldız, rollerini aksamaksızın, be - nimseyişle oyniyorlar. Babıra Stan - vik, burada henüz tanınmamış olan bu Amerikalı yıldız, munis bir kadın tipidir. Hayli güzel de..., Artistliğinin de, bu filmdeki oynayışına göre, ku « | surlu bir tarafı yok... Evvelce bir çok | filmi görülen, iki filmde “İlâhi Kadın” ada eş olan Nils Aster, makiyaj iti- bariyle Çinliye benzemekte muvaf « faktır. Bir dereceye kadar melezleş miş bir Crliye,. Diğer taraftan rolüne tamam, ': hâkimdir. Hattâ, onun bu z Fan | filmdeki oynayışını en iyi oynayışla - rından biri saymak yerindedir. Tosbi- ya Moride, — Ceneral Yenin Çinli kadını... Karısı değil! — küçük rolü- nü kolaylıkla oynamasını biliyor. Bu üç yıldızın rollerini aksamak « sızın, benimseyişle o oynadıklarını bu İ suretle gözden geçirdikten sonra, fil - mi Çin muhitini Çin dekoriyle can - landırış noktasından da kayda değer bulduğumuzu not edelim. Ev, döşe - niş, musiki,.., mahalli âdetler,.. hare - ket tarzları,.. bunlar, oOÇin muhitini ,görüş intibamı kâfi derecede veriyor. film için bilhassa isabetlidir. Çin mu- | hiti, hariçte esrar dolu bir memleket intibamı uyandırır. Filmde böyle bir intibam beslenmesi lâzımdı. Bu cihet düşünülmüş ve sahnelerin çoğunda »- şik azlığı gözetilmiştir!.. Dahili harbin gürültü, patırdısı dâ vakanın sakin a- “Roma Çılgınlıkları “Saray,, sinemasında bu hafta “Roma * çılgınlıkları,, var. Bu filmde temsil noktasından bütün yük, Edi Kantorun omuzların - dadır! Edi Kantor, kimdir? Edi Kan- tor, şarkı söyliyen, dans eden ve güldüren bir revü artistidir. A -| merikalıların bu komik artisti, Nevyorkta “Zigfrid Follis,, sah - nes'nde oynar. Paris için “Foli Berjer ne ise, Nevyork için de bu yer, odur. Hattâ burasının e- hemmiyeti daha yüksektir. Bu- raya en güzel sayılan kızlar alı- nır. İtina ile seçilen ve buraya a- yak basan kızlar, günün birinde Ruhsuz Bir Film! yıldız olmak gayesine çok yaklaş- mışlar, demektir. Çünkü, “Zig- frid Follis,, âdeta “Holivud,, un eşiğidir. Bu yerin bir kapısı da o- raya açılır?, İşte bu sahnenin seyirciler ta- rafından en çok benimsenen ar - tistlerinden biri, Edi Kantordur. Onun “Roma çılgınlıkları,, filmi, aşağı yukarı bir revü filmi çeşni » Orta yerde, bu şarki söyliyen, odanseden, güldüren erkek bulunuyor! Etrafında ka - dınlar.... Yardan fazla çiplak kadınlar. Kol, bacak . 4.... Bu- günkü Amerikadan Româya gi « diş, orada macera geçiriş ve tek- rar Amerikaya dönüş..... Bu, rüyadır, Eğer filmde mevzu, va- ka, arıyorsanız, işte anahatları! Yeni hayatla eski hayatın bir nevi mukayesesi yapılıyor ve iki- siyle de alay ediliyor.. Ancak, filmde bu esas olmaktan ziyade, | teferruat arasındadır, o mahiyet- tedir. Bu filmin yapılmasındaki asıl maksadım, . yarıdan O fazla çıplak vücut göstermek olduğu muhakkaktır. Tıpkı geçen mev- simde “Türk, sinemasında göste- rilen “42 nci sokak,, ve “Altın a- Tayan kızlar,, filmlerinde olduğu gibi Fakat, bu filmi seyreden, bilhassa böyle bazı sahnelerin | gık bir | Komiklik atrafı?... O da fena de- Bu filmde eski ve yeni bir kaç yıldız var. Pavl Kemp, Teo Lin- gen, İlze Strobova, Eri Bos v.s... Filmin reijisörü, Karl Böze.... Mu- sikisi Villi Engelbergerin.... Eri Bos, yeni Alman yıldızların» dandır. Burada, filmi oynıyanlar arasında ismi ilân edilmemesine rağmen, Almanyada çok şöhret kazandı. Pek hoşa gidiyor. ————— —— kışı arasında, yer yer hareketleniş te- min ediyor. Vaka?... Şimdi gelelim vakayal... Bu, kaca anlatılabilir, Ameri- kalı bir kız, daha çoçukken bir dokto- ra nişanlanmıştır. Bu, iki tarafın âile- lerinin bir arzusu... Kız, doktorla ev - lenmek üzere Şanighaya' geliyor: Ora - da Ceneral Yenin eline esir düşüyor. Genç Ceneral, sarışın beyaz kıza kar- şı, gittikçe artan bir zaaf duyuyor. Bu zaaf sevgidir. Kiz, önce bu mütehak- kim Çinliye, bu ölüm emirlerini kayt- sızca veren Cenerale, korku ile karı » şık nefret duyuyor. Bu nefret, zaafa "karşı vaat Ovyuyla Karışıyor. gn nefret... Ve ayni zamanda' zaaf,. sev- | gil, Bu birbirine zıt görünen ruhi ha- | letlerin mücadelesi, ruya o sahnesinde sembolik bir tarzda barizleşiyor. Ne - ticede, beyaz derili kız, sarı derili er - keğin sevgisine karşı sevgi duyduğunu söyliyor, ama bu sırada Ceneralin or - dusu bozguna © uğramıştır. Ceneral Yen, bir taraftan başını dizlerine ko- yan sevgilisinin saçlarını okşiyor, bir taraftan da içine zehir akıttığı çay do- İu fincanı, dudaklarına götürüyor! O zamana kadar başka bir erkeğe karşı sevgi duymamış olan Amerika - Ir kızın, ekzotik muhitte karşılaştığı erkeği, önce yadırgamasna ve tiksin- mesine rağmen sonradan sevmesi, ola- bilecek bir değişmedir. Çinli kadına esir muamelesi eden mütehakkim ruh- lu Çinli Ceneralin, Amerikalı beyaz kızın karşısında sevgi duyarak değiş- mesi'de öyle. Bu iki karakter ve yukarıda yaz - dığımız cihetler, mevzuu kupkuru kalmaktan kurtarıyor. & Senaryo da, oldukça derli toplu hazırlanmıştır, Do- layısiyle bu ekzotik çeşnideki filme, iyi bir film diyebiliriz! ——— sonradan eksilmiş olduğu hissine kapılıyor. Filmde, iiBir volkan, gülmekten kırılan bir dağdır,, yollu Şekspir- | vari cümleler eksik değil!... Edi kantorun ironi yapışı, enteresan dır, Ama, nükteleri, Amerikan nükteleri Bunlar, burada ca- zip gelmez. Kendisinin komikli» ğine gelince, çehresi Baster Kiy - teni hatırlatan bu artist, iyi bir Amerikan komiği! Toptan bir gözden geçirişle, filmde bazı muvaffak cihetler, | bazı muvaffak sahneler bulun -| makla beraber, umumi vaziyetin aksak olduğunu söylemek yerin « | dedir. Hani ruhsuzluk denilen| bir şey vardır, ya..... İşte bu film de öyle... Ruhsuz bir film! Daha ruh okşayıc olması için ! | kılmıştı. | çok sene evvel Mariya Korda, Le- YARIN €— Dünya Alevlenirsi Çeviren : A, Cc, yam Yazı Nu, sı: 20 , — “Şimdi her (şey geçecek, merak etmeyiniz. Maskeleri ihti- yaten yüzünüze geçirdim. Şimdi bizim burada kaldığımızı anlıya - caklar ve bizi kurtaracaklardır.,, Fakat dakikalar birer birer ge- | çiyor, yaralılar gaz maskeleri al- tında zorlukla nefes alarak bekle- şiyorlardı. Dışarıda bütün şehir bir harabezara döndüren bomba « &sirgemi- | j Jar hastahane binasını İ yorlardı. Binanın şark cenahı yı- Yangın mutvak dairesi- ne sirayet etmişti. Fakat asansö- rün bulunduğu yere bomba isabet etmiyordu. Yalnız elektrik sön - müştü. Bu esnada ölüm hemşire Mariyaya başka bir yoldan gide - | rek yaklaşıyordu. Şimdi, evvelâ hissedilmiyecek kadar hafif olan tatlrmtrak bir ko- ku asansörün aralıklarından içe - riye girmeğe başlamıştı. Hemşi - re Mariyâ bunu hissettiği zaman buz gibi soğuk olan bir ölüm kor- kusunu tekrar hissetmişti. Zaval- İmun her tarafımı sarmıştı. Kalbi çatlıyacakmış gibi şiddetle çarpı- yordu. Bütün vücudü ttriyordu. gayri ihtiyari nefesini tutmuştu. Birkaç saniye sonra tekrar nefes almağa mecbur olduğu zaman pis ve yakıcı bir gaz kokusunun ciğer- lerine kadar nüfuz ettiğini duy- muştu. Bu esnada gençliğin son bir az- miyle yerinden fırlamış, hemşire Mariya titrek elelriyle o elektrik düğmesine yapışmış ve parmakla- rı kanayıncıya kadar düğmelere teiülüri. » akika kendisini göstermemiş; asansör | yerinden bile (o kımıldamamıştı. Çünkü artık bütün elektrik cere - yanları kesilmişti. Zehirli gazlar ise mütemadiyen asansörün içini istilâ ediyordu. Bunun üzerine hemşir! nın parmakları amansıZ düğmesinden çekilmiş, yi natlar gibi vücudünün luna sarkmıştı. | — “Gospodi pomilui-” leri ağzından çıkarken ae ların tesiriyle yaralıları" yatakların yanına yıkılıp Bu yıkılmak öyle bir yıka ondan sonra bir daha kaf tık mümkün değildi. | a Demiryolu boyunca ssnayi (o sahası, hadsi7 petrol söndaj kuleleri kurtülmuştu. Fakat şayet lar oralara da isabet ed sa o zaman tarihte bir gif ba tesadüf edilemiyecek felâket zuhur edecekti: Petrol tasfiyehanesi: mühendisler ve amele sımsıkı bir surette (o tf Bu mahzenler en son $i şa edilmişti. Zehirli gi şı fabrikada çalışanları edecekti. Fakat o gazl mahfuz olan mahzenlef rm tesiratma © karşı d8 mahfuz değildi. Çünkü lâzım olduğu kadar kalıf Tavanın bir noktasında doğru çıkarılan bir pet sinde etrafta gelip geçe” seyretmek mümün oluy! rikanm sermühendisi nasıl yavaş yavaş tahrip ni, görerek Fena halde oluyordu. Kendisi fabri” yilin e en rar AŞ hücumları üzerine bu m ticaya muvaffak olmuşt sehirde kalan çocukları © da kendilerini (koru! miydi?.. (Devar' Halep — Antakya arasın! yedi otomobil soyuldü Antakyadan bildiriliyor: saat 6 ile 7 arasında Halep yo- lunda ve Kızlar sarayı civarında | yol kesen silâhlı beş altı kişi, yedi yolcu otomobilini durdurarak 8oy- | muşlar ve savuşmuşlardır. Soyu- lanlar arasında Antakyalı Türk - men zade Abdülgani ve Berekât zade Cemil ağalarla Doktor Sait ve Hattat zade Abdülkerim Efen- diler de vardır. Hadise, tuzağa düşmüyeiz ka- çan bir otomobil tarafından ka - rakola haber verilmiş ve bu za - mana kadar hırsızlar işlerini gö - rerek kaçmağa muvaffak olmuş » | lardır. Yolcular arasında bulünan Ha- ne yapılabilirdi?. Bizce sahnede yer tutabilecek bir şeye “filmde yer vermemek, revüyü sahneye bırakmak, daha iyi!...' Bu fikri» mizi evvelce de muhtelif vesileler- le izah etmiştik. Bunun yerine, halden maziye intikal şeklinde | başka türlü bir film, meselâ bir vis Ston, Rikardo Kortez taraf - larından oynanan bir film tarzın « da yeni bir film yapmak, daha fazla muvaffakiyet elde edilmesi- ne yarardı! i lep polislerinden birinin Evvelki perşembe günü akşamı i sı, tabancası ve saati Hadisenin, birbirine iki jandarma karakolu & İ vuku bulmuş olması cif İ nı dikkattir. Tekli bulunan Halep jandarr* danlığr, hırsızların ii miyet vermekle berabe” jandarmanın bu ihmaliğiği dar olduğu haber veril” Söylendiğine göre, ” bir kaç gün evvel va N trol yapılmakta idi. darma kumandanlıği w İ | dan kimseyi haberdar © | Şehrimizden soyular rın ifadeleri cuma tahkikat kumandanlığı ,f rilmiştir. Yolcular r lan ve şehrimize gelen lisi, verdiği ifadede * eşyalarının adedini bildi ; tabancasının numarasi” | | markasını bilmediğini G tir. Halepte talebe 8 Halepte lise ve sans?” talebeleri hep birden * | mışlardır. Bu grev& | | kısım talebenin mekteP” j muş olmalarıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: