1 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

1 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜZEL mp a €debiyat Aruz Türk veznidir Bütün Arap elleri kamu varlıklarını, bu arada söz ararlarını Sumer Türklerinden almışlardır (Birinci makale geçen haftaki sanat sayıfamızdadır) En eski ve özsoy Araplara kendi tarihçileri “Balde, diyorlar. Rabin Halidun, tarihinin ikinci (o beytinin, on. sekizinci yaprak yüzünde bunlar için “Sam oğullarının sıkıştırmasiy- le Babilden (!) Arap yarım adasma göç ettikleri söyleniyor, diyor, Demek ki Babil elini kuran Samiler arasında en eski sayılan Baideler varmış. Babil elini, bütün soysallığı Sumerlilerden alan Samililerin kurduğunu bir daha söyleyelim, M. Şemsettin Beyin “İslâm tarihi, nin 58 inci yaprak yüzünde “Arap ta- rihçileri, Ameleka adr altında, Sina yarım adasından başlıyarak © yukarı Hicaz topraklarını kaplıyan en eski Arapları sayarlar... diyor. oÖyle ise Babillilerin Amelekadan olması gerek oluyor, Büyük İskenderin günlerinde yaşa» mış olan Bruso adir bir Geldant kâhi- mİ, birinci Babil elini Amaleka Arap- Jarmm kurduklarmı, Hamorabinin Amalekadan olduğunu söylüyor. İs - Jâm tarihinin birinel yılın, 69 uncu yaprak yüzünde “Yeni Arap tarihçile- rinin en çok dayattıklarma göre Ama- leka Arapları İsa doğuşundan yirmi yüz yıl önce biri Irmaklar arasmda, öteki Mısırda olmak üzere iki el kur. muştur. deniliyor. El Arap kaplelislâm bitiğinin 88 inci yaprak yüzünde, birinci Babil ya- hut Hamorabi elini Amaleka Arapla- rının kurduğu yazılıyor. Bu soyun önce ne kadar geri olduğunu Sumerli- lerin türküsünden alıp söylemiştik. Les Lumeriens bitiğinin şu sözlerini de ona katalım. “Samili soyu, daha yılmaz, daha kavgacı ise de aşağıda- ki soya (Siümerlilere) karşı, yüksek bir soysallığa dayanamıyacak kadar yahşi idiler,,, O Halde, üstün hir soy olan Sü- merliler, gün geçtikçe, bunlara ken- rini, düşünüşlerini vermişlerdir “Tes premieres civilisations,, un 107 inci di dillerini, nom (1) larını, ez (2) le- yaprak yüzünde şunu (görüyoruz: “Samili dil, Sümerlilerden ödünç al dığı sözlerle kamu (3) —düşünüşleri anlatabilecek kerte (4) de türlüleşmiş daha zengin olmuştu... Babil elinin soysallığını biliyoruz, ki Sümerlilerin iyi yansıyıcısı (5) ol- maktan öteye geçememişti. Ol kadar yüksek bir ün (6) alan Hamorabi tü- resi Sümerlilerden alınma idi. Onla- rın söz. oran (6) lığı için ise Les pre- mieres civilismtions da, 108 inci yap- rak yüzünde bu sözler yazılıdır: “Bu söz oranı belli ki kökten yeni değildir. Eski Sümer sanıka (7) ları. nın (8) tek değiştirilmesidir.,, Bafde Arapları olan Amaleku, Sü - mer ezini, yaşayış biçimini, türesini, dilini, nomunu, söz oranmı alıyor da türkü yapmak kural (9) mr mı bırakı- yor? Buna inanılır mı) Amalekanm Sümer kültürü ile beslenmiş, yetişmiş olduğunu gör « dükten sonra nerelere gittiklerini ve neler yaptıklarını gene (tanıklarımız olan bilginler anlamağa * çalışalım, böylece, Sümerlilerden aldıklarını ne- relere kadar götürmüş olduklarını görebileceğiz. Araplar, Âd, Semüt, Tasım, Cedis, Curhum, Hadromut gibi urukların Baidelerden olduklarını söylerler. İs- lâm tarihinin 80 inci yaprak yüzünde “Yeni tarihçilerin araştırmasma göre Âd wroku Amalaka atıklarından ve ya Arami çölemenlerinin kalanların. dan olabilecektir. deniliyor. Ad urukunun Yemen ile Amman arasında, Semidin Hicax topraklarn- da “Mledayini Salih,, çevresindeki yer. lerde yerleşmiş oldukları düşünülür. Haberler Konservatuvar konserleri Teşrinisani hafta- sında başlıyacak Geçen sene muallim Cemal Re- şit Beyin idare ettiği yaylı sazlar se, Sümer kültürünün (bütün Arap | orkestrası (Saray sineması) nda Ülkesine yayıldığını anlamak kolayla- | ancak tiç konser verebilmiş ve bu gır. Bunu daha açık olarak, İslâm | konserler pek büyük bir rağbet tarihinin 100 üncü yaprak © yüzünde görebiliriz: “Hamorabi elinin düşme- sinden sonra, Amelaka, Iraktan çı - karak Fırat kıyılarından Arap ülke görmüştü. Yaylı sazlar orkestra- sı bu sene (Konsevatuvar orkesi- rası) olarak resmen teşekkül et- sine dağılmış, orada bir çok uruklara | MİŞ, teşrinisaniden mayıs nihaye- ayrılmıştır. Bunlardan biri de Neba- | tine kadar her ay birer konser ver- tilerdir. mek için provalara başlanmıştır. Edom topraklarında bir el kuran Bundan başka oda musikisi Nebatfler, bir kısım (10) tarihçilere Konserleri ve brositaller için de göre, ırmaklar na göre Basra körfezi (o kıyılarmdan gelmişlerdir ki iki görüş de bir yola programlar hazırlanmıştır. Konservatuvar orkestrasmm bu çıkar. Şunun için ki her iki yerde de | #€ne vereceği yedi konseri Cemal çok gezmiş bir Sümer kültürü vardı. | Raşit ve Seyfettin Asaf Beyler &- Bumu bize çoğluğu ile gösterecek bir | dare edeceklerdir. Bunun haricin- tanık (11) da vardır. Nebatiler, Sü - merlilerin çivi yazılarından çıkarılan ye Aramf denilen yazıyı kullanıyor - de Ayvrupanm pek meşhur sanat- kârları bu konserlerden bir ikisi- lardı. Bunu Sumutlularda da görü. | De iştirakleri için yapılan müraca- yoruz, karşılanmış atlar memnuniyetle Nebatflerin büyük (İskenderden | ve kabul edilmiştir. Bunlarm sonra Antigonos ile oğlu Dimitriyosla | simleri ve konserlerin tarihleri kavga ve barış kaynaşmalarma girdi. | de gazete ve afişlerle ayrıca ilân ğini, artık Grek soysallığına uymağa edilecektir. başladıkları görüyoruz. Burasını u- nutmamak gerektir. attığım Konserler Fransız tiyatrosum - iş için bundan da tusu (18) Janacağır. | da küçük bir duhuliye ile verile - Arap ellerinden Minalıları da gö - | cektir. relim: İslim tarihinin (birinci bitik Konservatuvar bir taraftan, 1 üncü yaprak yüzünde, bu sözleri | Keman, şan, ve bulonsol, piyano, buluyoruz: “Minalılarm Nomluk, sa- topluluk © yaşayışlarma, Hakan ile tanrılarının adları yazılı 0- lan taşlardan anlaşıldığına göre bun- | ları Irak Amalekasımdan, demek ki çö- | lemen Aramilerden saymak daha doğ- ru bir buluştur. Tarihçe belli olduğu- na göre Hamorabi elinin kurulmasım- dan önce Arami çölemenleri Arap ya- rım adasının yukarı yerlerinde oturu- yorlardı, Bunlardan bir kısmı, son- radan Babil! elde edip orada Hamora- bi elini kurarak Sümerlilerin nomla- rı, türelerini, tüzük (14) Terini 'daha başka toplu yaşama yollarını almış - lardır.,, daha aşağıda dabu sözler var; “Minalılar, oralardan çekilgikten sonra, az çok soysal olan yaşayışları- na uygun bir yurt bulmak için, Arap ülkesinin aşağılarına kadar inmiş, o- | ralarda yerleşmişlerdir... Bundan sonra Sebalılar geliyor. 1ş- te burada uzun araştırmalara yol aç- masr.çok gerek olan bir odurak var! Arap tarihçileri, Sibalılari Kahtani lerden sayarak, derler ki Kahtaniler Yemen çevresine geldikleri yıllarda | Arapça bilmiyorlardı, bu dili yerli. | lerden öğrenmişler. Pek güzel! Bun- ! lar kimlermiş, nereden gelmişler. Ha- | jimnastik ve müsiki nazariyatmı, | ve kısımında da bilâmum ha- va sazlarmı tedris ve talim etmek- le beraber memlekette kuvvetli ve kiymetli bir orkestra ile halkın ve gençliğin musiki zevk ve ihtiyacı- na ve sanat hayatınm inkişafıma da bu suretle hizmet etmek arzu- sundadır. 8 Tesrinisani perşembe, 18 Kânmuevveb salı, 7 Şubat salı, 4 Nisan salı günleri verilecek kon- serleri Cemal Reşit Bey, 10 Kânu- nusani perşembe, 7 Mart ve 9 Ma- yıs günleri verilecek konserleri Seyfettin Asaf Bey idare edecek- tir. Oda musikisi konserlerinde Â- | li, Orhan, İzzet Nezih, Mesut Ce- mil, Muhiddin Sadık Beyler, M. Lâsiski ve Nazlı Hanım vazife a- lacaklardır. Orkestra solistleri a- rasmda Ömer Refik, Ferdi, Mesut Cemil, Sezai Asaf, Muhiddin Sa- dık, Ali Sezai, Izzet Nezih Beyler vardır. Nimet Vahit Hanm da şarkı söyliyecektir. morahi elini kurduktan sonra yurda | “Tms rar bırakarak Basra körfezi kıyılarından aşağıya inen Sümer olmaz mı? O çer- rede, o çağlarda Samililerden başka yaşıyan yalnız türlü Türk urukları vardı. Neyse bunu geçelim. Arap ül oradan almışlar, Arap ellerine dağıt- mışlardır. Daha sona Hicaz çevre- sinde İsmafliler yahut Adnantler de- nilen bir uruk görülüyor. Bunlar ise, Hamorabinin günlerinde Urdan çi- kan, Sümerlilerin bütün türesini, tü- kesine Sümer kültürünü yaymak için, — sanıkalarını almış olan Hazreti Arap uruklarınm, boylarmm ne ka - Bu ahimin torunlarmdan türemiştir. torunlarım bir kolu olan İbranfle- dar bittiğini hu yazılarla anlatıyoruz; | rin Tora (16) sındaki Sanikalar, tü- Kahtaniler ola ki daha çoğunu Yap- muş olsunlar, Sebalılar Kahtanilerden ise, onla- rım bir kolu da Himyerilerdir. Başka- larmın görüşüne göre, Sebalılar ile zükler doğrudan doğruya Sümerlile- rindir, 8/7? A. İsmet ZI Nöm idin. 2-Ez : Sanat,3 — Himyeriler Mısır yolu ile ilkin Habeş | Komu : Uzum, 4 — Kerle : Derece, topraklarma gidip yerleşmiş, sonra | 5. Yansı > Taklit, 6 — Babülmündep boğazından Yemene ge- ve sanat, 8— bedi z çen Amaleka artıklarıdır. Oran : usul Efsane. 9 — Kural : Kaide, 10 — Kısım : kıs. Buraya kadar (o saydığım en belli| maktan Türkçedir, 11 — Tanık : Şa başir Arap urukları ile ellerinin Sü - | hit, 72 — Tusu fayda, 13 — Seyasa : mer kaynağından ne denlü (15) tusu- | siyaset, 74 — Tüzük : Nizam, 15 — landıkları anlaşılmıştır. Bunlar doğ-| Denlu : kadar, 16 — Tora : İbraniler rudan doğruya Sümerlilerle kaynaş- | de tevrat demektir ki Türkçe türeden mışlar, bütün yaşayış (o varlıklarmıl alınmıştır. SANATI cou'dan almmıştır) Eserin ismi: Anatole France Yazan: Valentine Dynnik (Rusça 419 sayfa) 1934 Bizzat müellifin söylediği veç- hile, Anatole France hakkmda liyatm en mühim unsuru noksan- dır. Bu unsur da France'in ese- rinin ilmi şekilde yazılmış bir tahlil ve tefsirdir. Şu kadar ki üstadın hususiyeti ve mahremiye- tile uğraşmakla kalmıyan eserler- de bile (beğeniliyor, beğenilmi- yor) şeklindeki şahsi bir zevk mi- yarı hüküm sürüyor. Meselâ mü- ellifin tekâmülü asla nazarı dik - kate almmaksızm eserden rasge - le zikredilen parçalarm kıymet ve şehadeti makbul addedildiği gibi France'in yarattığı hayal ve teş - bihler de sırf kitabiyat noktai na- zarından görülmeğe kalkışılıyor. Hattâ müdekkik ve müfessirler France'm #anatmda tenakuzlar meydana çıkarmağa kadar varı» yorlardı. Nitekim işte France'm bir taraftan nâfiz ve taklidi güç bir sanatı taşıyan kısa hikâyeler Kilsiz., Cemerphe) romanlar ka leme âlabildiğini”de kaydediyor * lardı. Vaziyet bu merkezde iken işte Madam Dynnik bütün bu tena- kuzları izah etmiştir. Keza Fran- ce'm bütün eserlerini doğruca tefsir etmenin ancak üstadm üs- Tâbunu tahlil ile bu üslübun içti- mai mahiyetini teşhis ettikten sonra mümkün olabileceğini kav- ramıştır. Mme Dynnik'in vasıl olduğu başlıca neticeleri şöyle hulâsa e - debiliriz: Anatole France'in en ziyade İ tercih ettiği tarz felsefi, daha doğrusu felsefi hicvi olan tarz- dır. Sanatkârin gayri münteşir yazılarının tetkiki de, sırf bu ga“ ye için bir Paris seyahati yapan Mme. Dynnik'e isbat etmiştir ki France hangi sözün veya hükmün hangi kahramanına raci olduğuna pek ehemmiyet vermezdi. Mese- lâ müsveddelerde filân şahsa atf edilen söz, eserin sonradan gör- düğü tashihte başka bir şahsım ağ- zmdan işitilebiliyor ve yerini de - giştiriyordu. : Bununla beraber Anatole France'in kahramanları - nm kendilerine mahsus mütebariz bir çehre ve seciyeye sahip olma- dıkları. iddia edilemez; fakat şu kadar ki burada aydınlanması icap eden nokta şudur: Üstat için asıl ehemmiyetli o- lan cihet okuyucusuna muasır me deniyet hakkındaki tenkidi görüş- lerini arz etmektir. Sylvestre Bonnard, - Bergered, rahip Gorgnard 'gibi bir çok ön safta bulunan eşhes vardır ki France'm romanlarında kendini temsil ve ifade etmekten başka hikmeti vüğutları yoktur. Mene, Dynnik, France'in felse- fi içtihatlarınm, daha doğrusu ARNA Başka memleketlerde Anatole France için Soviyet yazıcılarından Madam Dynnk miyetli bir kitap vücude (Bu yazı Le Journal de Mos- | France'in medeniyeti gerçi bir çök eserler kaleme alın- | ayni sallanda, beyi sa mıştır. Bununla beraber bu kül- eee İ yok ki, fikrine yazabildiğini söylerken, onun ay- | görüşü hassaten Sopht ni zamanda mevzu itibariyle “Şe- | fistat) bir görüş olaf i kere ag? tenkit tarzınm çok şekline büründüğünü 07” dediyor. 3 Bu suretle ortaya a5” doxe filân veya filân kümleri ihtiva etmekle lara, hattâ baştan yi vermesini severdi. Zir b vasfı mümeyyizi müten* les teberil ii e France'a mücavir âle yet ve hakikatin gizledi li kuzlar hakkmdaki satmı nafiz bir şekilde mek imkânmı veren £9* radoxe şekli idi. Maahaza parado*€ sırf şekle ait bir tenaki cut paradoxe işte "“ aki bit içindeki birbirleriYl? le halinde bulunan ları,, işaret edecek yerd kt bir kargaşalık ve Tüğe,, alâmet olur. İşte Mme, Dynnik'in mukni bir şekilde isbat hile, şeniyet hakkımdaki / idi. Binaenaleyh bu: “Kelime oyunundan,, “9 tezevvükundan,, ibaret e “Meleklerin isyanr,, ! gerçi hayat tezatlarını? ve temaşasını göste coşma ve temaşa 60 olup mücerret şekilde miş bir plâna il nan ayni zamanda iki temayülün paradoks€ leşmesinden mü yülün mahiyetine tıki yayılış ve içtirsi i kayboluşundan iber© Eğer Anatole Fr” | zıt temayülü bi: Vİ yayılş ile ortadan #” gi maya cehtediyorsa, bebini kendi içtimai iri liğinde aramalıdır. ş list rejime bağlı di yk tarafta ise sper içtimai ve iktısadi f dan son derece müreffeh küçük nm tabiridir.,, İşte böylece Me vardığı en başlıca termiş 0 in taledir ve hayranbi, atı, keza yet ve ü i kikten alı e ğe haçet yoktur ii Mme. Dynnik'in © ve bu yolda ey 1 Bu kıymetli ve « Anatol France'in nazarı dikkati celp iğ şüphe edileme?- d N | A >

Bu sayıdan diğer sayfalar: