16 Kasım 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

16 Kasım 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$ — VAKİT 16 Teşrinisani 1934 — a m ia Pare — — — Doğum ve kadın VAK77'ın Edebi Tefrikası No. 16 — si çan la 5. İİ! hastalıklarıb A SE Lİ ginleribirişind. Kanadı Y GRE Rİ eze 2 ES | kimleri birliğinde | “v8 Yaralı Kuş gi KA m a İg Türk. döğumm İzm mmm i ; — y 87 YAZAN: ISHAK FERDİ ve kadm hasta- İm Nakleden : Selâmi Izzet lıkları hekimle- | — Sen , burada üşüyorsun. | herkes bayılıyor... Sen neye bayıl- Mİ berisi) genç ve gözeli 5 ğun aşını iğmek ve i ai Mijç,, emek içi İhecekşi | Sin dağdan S2, “saretle? sa ülümsedi; | Mon diye kadar dağdan ii tini, e indim. Senin ve f önünde i İl nk Biden n. kolla y "Şin öldürecektin, Za- i mm mani oluyor- “ün; erlerinle takip et- ; | İra, İp bak, © ordusunun girdiği g ra, leltlere bii hiz. yerlere eğeldiğini e ir yukarıda gezme- Ki Ray; |, sanım. Gözlerim Kl ti ve bulutlara ren indirmek- İk X aidankeri başı öğ, eğe alışmış olan Kr, » ettirecekti. Iran Or ii tele ve kendisine * Ee ei bir haş- *; "cal ölüm ve iş t 4 alandırılırd. 14), Si değirmen taşı ara- iğ, İmeş <öldürülecekti. ay, Yu haydüdün başını ytü Miyan, ha'la teşhir etmeyi al alm Fökat, her şey- ek, * (Zaros) un başmi il < Ve burnunu» kırmak t u z a 2. Bi dirmen taşıma: bağ: iş ki, gün un öğütsün. si ; ül bana yi başmı aşağı eğ- iti, aber veriniz! de. “dün, p ime un erzakını hazırlı- Sal kola, taşlarında bir ha h ys yordu ere bağlı 0- Ein, iz kardeşi (Sayda) İş, Preng; tan o, ensi, karısının memle- d ime yin atlksindan İnç kiş, viYordu. a Ti j 4 de. dg > li / vaz be em meş ln ine geçme : yolunu vaa yılmışlar- , a Maya” birer R e b ardı, e 'l “bi, İn Talim Nizam ve a- a ini ten sonra; ordu- ir, Sur, *ETİİs edecek, bir Ye vep, iy,” di avalişi, b, ğer kı ae bi vu alar ei anberi devam d bi n <Tden, hdi eden ünzeviyane 'ya- » (Babil) e Yide yanina k e çok ra Miydi “a za özlemisti, kimin ya - » mn i Ordu, sca e. Fakat sert bakışı €ğirmen taşına bağladılar. alarak | np, “© Siva, Piringe “daki lâtip bağ. | arıya Arzames, bu burununu kırmak istiyordu Dârâ bir gün Makedonya yol- larında Arzames'e: — Kızını ne düşünüyorsun? demişti, O, güzel ve çekici gözle- riyle Babilde elbette kendine mü nasip bir eş bulmuştur. Hükümdarın sözleri, - bir kız babasını tatmin edecek mahiyette İ değildi. İ o Arzames hükümdara bu muha- vereden sonra kızından bahsetme- miş, Dârâda (Arşe) yi çabuk u“ İ nutmuştu. (Şam) dan gelen otuz yaşların- Sor- Arzames haydutlar arasında da iri boylu bir kadın gördü. du: — Sen kimin karısısın? — Evli değilim... — Bu erkeklerin arasında ne işin var? -- Ben de onlar gibi çalışıyo- rum.. Dövüşmesini, dağlarda, ba- yırlarda atla gezmesini, ve icabın- da düşmanı kementle at üstünden çekmesini onlardan iyi bilirim. Arzames İranda bile bu kadar serbest konuşan, sert tavırlı bir kadın görmemişti. Arzames, haydutlara yaklaştı | ; | tanzim edilmiş olan bulmacamızın dör- ri“birliği namı | Haydi başkâ"bir yere gidelim. iltinda şehri-| Yolda erkekler selâm yeriyor, mizde yeni bir | kadınlar gülümsiypordu: “Ya » | dömiyet kurul: | nındaki enfes.. Nereden bulmuş | muştur. « Cemi i onu.” Şakir kolundan çıkmıyor - yetin kurulma” du. Aşıkı imiş, kocası © imiş gibi sına hükümet- onunla meşğul oluyordu: d- — Paltonun önünü kapa.. İ çe resmen mü apa D:. Tevfik Remzi B. saade edilmiş" Cadde üstünde ne kadar bar, İ tir. Bu müsaade üzer'ne dün bir | ne kadar çalğılı kahve varsa gi - | toplantı yapılmıştır. rip çıktılar. İ Müteşebbis heyeti tarafından | Yalnız Ferdi içiyordu. Sühey- ma ig m yo ye yasağından sonra Şakir iç - rofesör M. Lipman, Türk tabi -| medi. iyetinde olmadığından re 'sliği ka-! © Saat iki buçukta Süheylâ: bul edemiyeceğini söyliyerek özür | o — Gidelim, dedi. dilemiş, bünun üzerine reisl'ğe| | — Erken değil mi? Tip fakültesi (o doğum ve kadm | — Bu seferlik bu kadar yeti- hastalıları profesörü Doktor Tev - | şir. fik Remzi Bey seçilmiştir. İ Ferdi: Umumi kât'pliğe doçent Niya- — Beni evime bırakınız, dedi. zi Müştak, muhasipliğe Doktor Tam bir sarhoş taklidi yapı - Hüseyin Naşit Beyler seçilmişler -İ yor, kapının önünde, anahtar de- dir. Profesör M. Lipman birliğin liğini bir türlü bulamıyor, onları fahri reisliğine getirilmiştir. güldürüyordu. Seçimden sonra Tevfik Remzi Şakir dedi ki: Bey bir nutuk söyliyerek teşekkür — İstersen seni odana kadar | etmiş 8 e vü çıkaralım, soyup Mey n “ - Yeni idare heyetiniz, kwa — Hacet yok, n emekleye bir zamanda çalışma programını emekleye çıkarım. önünüze koyacaktır. Türk anne- Kapıyı açtı, girdi. sinin sıhhatini korumak ve milli Süheylâ: kültürünü yükseltmek için çalışa- — Kuzum çabuk gidelim, de - Sie di. — Şöyle Büyükdereye kadar Bulmaca uzanmıyalım mı?.. Benim uykum Yeni kelimeler üzerinden tertip ve yok.. Ama senin uykun var. — Elbette var. Sen uykusuz - luğa alışıksın, ben değilim. — Bu kadının adı ne? i eğe sibel | — “Dağ perisi a vg safe EMAN, ediy, GİY OEUZ., ea amm A A beğ “sürdür. |“ — Ne var? 7 Doğru bulup çikaran karilerimizden 8€- —— Son zamanlarda seni üzü - vi kiz tanesini hallederek idarehanemize e yorum değil mi? — Hayır... Ahali koydu. — “Dağ perisi, çoktanberi si- İ zin yanınızda mıdır? | — Üç senedenberi.. İ — Ondan önce neredeydi? | — Şamda. Bir deri tacirinin ! kızridi... | Demek ki bir aile kızıdır. İ Onu neden baştan çıkardınız? -- Onu biz baştar çıkarmadık. 10, bizi tehdit ederek içimize gir- | di.. Ve kendi arzusiyle aramızda i kaldı. -— Babası kızını arayıp sorma” dı mı? —— Aradı... Fakat kızı yanımız” dan ayrılmadı. Arzames gülerek: > — Böyle gösterişli bir genç ka- dına içinizden göz koyan olmadı mı? diye sordu. “Dağ perisi” — Ben, böna nın gözlerini oyarr uşaklarımdır. , atıldı: fena gözle baka- m. Onlar benim #yavamı var) me Eski bir eti şehri bulundu Boğazköy deniyeti hesa bina kaydettiği bü * yük kazançtan sonra, Anadolu topraklarının sakladığı emsxİşiz hazine'erden birinin daha mey * dana çıkarıldığını işiterek kıvanç | duyuyoruz. v b Aldığımız son haberlere göre aldığı yüksek direktiflere dayan- rak mütebassısımız Remzi Beyin çevirtgenliğinde yaptırılan son bir araştırma, (Güldağ) da hiv Eti şehrinin enkazı bulunmu$” 0 tur. “ Harabesi, şehrin Eti medeni - hafriyatının Eti me | | | İ | i gönderene, fevkalâde sevinetekleri he diyeler takdim edeceğiz. Dört numaralı bilmecemizin bulma sureti aşağıda göslerilmiştir. Bu suali bekliyordu. Fakat bu hususta konuşmak istemiyordu. — Haydi gidelim canım. Otomobile yol verdi. Ağır gi- diyordu. Gözlerini volandan ayır - mıyor, Süheylâya bakmağa cesa - ret edemeden, kendi kendine ke- | nuşuyormuş gibi söyleniyordu: İ —— Sana haksızlık ettim. Hem ! de sebepsiz yere.. Ammâ sebep - siz yere mi?.- Hayır, bir sebebi bar. Sana bunun sebebini söyli - yeceğim... Ondan sonra söyleme- miş gibi oluru. Unutursun. — Dikkat et! —- Yavaş gidiyorum. — Hayır: Dikkat et söyleme... Otomobile hız verdi: — Yemin edebilirdim, biri - Ri Sağdan sola doğru: 1 — Ehliyet, hüner 3, mahruti şek- Tin ismi 4. 2 — Bir çay ismi 2, bir nevi yiye | mizden biri ötekinden nefret edi- cek gıda 2. yor. Sen benden nefret ediyor - 3 — Hizmetçi 5 4 — İtsal 4. sun. . 5 — Bir hayvan ismi 2. 6 — El şakırtısı 5. 7 — Arapçada yokluk mannsma ge len edat 2. bir erkek ismi 5. 8 — Hicap 2, yemin 3. Aşağıdan yukarıya doğru: 1 — Kök 3, ibtişam 4. 2 — Mekrddrme 4, Medine 3. —— Sana darılmıyorum. Bilirim ben. İnsan sevmediği biri tarafın | dan sevilirse muazzap olur.. Zor- la birinin sokulmak istemesi çe » kilmez değil mi7. Şüphe ediyor- dum, kanât getirmek istedim... Ben evvelâ, sana darılmadım di - Bil - | 1 Sen yorum, neye ağlıyorsun?.. PE la İğ j mek istedim... Seni kaç zaman - i ŞE bağ i ld dır tetkik ediyorum... Gönlünde | bir sır var. Kimi seviyorsun?. | — Kimseyi. i — Külühıma anlat! Aşık ol - İ duğuna eminim.. Birini sevdiğin muhakkak. Haydi söyle. Ferdiyi mi? — Kimse değil. — Ferdi... Gönlünü aç bana, pişman olmazsın., Seni evlendire - | & — Patit 4, bir şehir ismi 3. RR yetinin şimdiye kadar tasavvur € dilemiyen bir tekâmül mertebesi» ne vardığını gösterecek kadar mü- kemmeldir. Şehrin bir yanar dağ sarsıntısı ile harap olduğu anlaşılmaktadır. Araştırmalara devam olunmakta- dır. Gİ silin ji iğ di di N bilirim. Ferdi sevimli adam, Ona l mıyasın, — Seni temin ederim.. (Sana yemin ederim ki.. — Bu gecenin bir yeminle bi - teceğine emindim. Amma bu tarz- da değil.. Bu komik!.. Hem bana ne!.. Artık aramızda (o böyle şey mevzubahsolamaz. Havadan su- dan konuşuruz. Geldiler. Otomobili durdurdu. Hızlı hızlı boru çalmaya başladı. — Bakalım kapı ne vakit açı « lir, — Herkesi uyandıracaksın. — Henüz uyumamışlardır, or- lar da yeni gelmiştir Kapı açıldı. Salonda Şefik bekliyordu: — Nereden geliyorsunuz? — Eğlenmeden. — Yalnız mı? — Hayır Ferdi de vardı. Onu evine bıraktık. Şefiğin dudaklarını bin bir su- al yakıyordu... Fakat bir şey sor- madı. Mn AVDET. Şefik bir daha bu gece seyra » nından bahsetmedi, Gençlerin be- raber çıkıp gezmeleri canmı sik mıştı ve buna canı sıkıldı diye da- ha fazla sıkıliyordu. Çok gençken (o büyükleri onu yanlarına almazlardı: — Daha küçüksün. Şimdi de gençler ondan uzak- laşıyordu: — ibtiyarladın artık! Eğer onlara: — Benim (zamanımda genç kızlarla yalnız çıkılmazdı! Diyecek olsa yüzüne gülerler- di. Hem bu “Benim zamanımda” sözü buz gibi bir sözdü. Ve birden bire yalnızlığın s6 - ğukluğunu duydu. Amma kaba - hat kendinindi Kendine iyi dost * larla sıcak bir muhit yaratama - mıştı. İş ve aile buna vakit bırak- mamıştı. Selma ile çocuklarını anlaya - mıyor, onlar da onu anlamıyor » lardı. Bir anlaşamamazlıktır gi - diyordu. Üstelik Süheylâ da uzaklaşı » yordu. : (Devamı var) M. Stamulis İki günden beri şehrimizde bulunan Yunan âyan meclisi a - zasından M. Stamulis dün ak - şamki ekspresle Ankaraya hare- ! read Üç gün sonra döne- tir. ! VAKIT isim | Babası i o Doğan çocuklarınıza gü zel adlar vermek istiyorsa- nız VAKİT size yardım e - diyor: Bugün doğan çocuklara şu adlardan birini verebilir, soy adı alacaksanız bunlar- dan birini beğenebilirsiniz. Erkek — Dinç, Sayın Kız — Gülser, Tansuk (Bedia). seseaaiziizeeri! SERMEAANEASAASAMIZA

Bu sayıdan diğer sayfalar: