19 Temmuz 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

19 Temmuz 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Serbest sütunlar: Maarif Şürası devam ederken Terbiye sistemimiz etrafında bazı düşünceler Maarif meselesi, cemiyetin kültürel terbiyesiyle ve her şeyden evvel yurdun İa « tikbal koruyucuları — geni Cumhburiyet prenslp ve gayı rine uygün bir şakilde yetişti. rilmesi meselesidir. Conçlik iyi hazırlanmış bir program ve o- fun tatbikinde göstarlilecek ve çocuğu sığmıyacak bir dislplin çerçevesinde — yetiştirilmelidir. Bu da devlet kontrol ve hima- yesinin azami şekilde tezahüri- l16 kabil olabilir. alâkadar Asrın fikri fcapları gözöünün de bulundurularak ilk - tahlsil mecburiyetini ortaya da toş- mil etmek Taydalıdır. Hariz ticaret ve kızır kazanç zihniye. tile yurdun büyük men(uuonıı ni körletmeğe müsamaha gös terilmiyere kders kitapları yaz | mağı bir kazanç vesllesi yüap maktan kurtarmalı ve bu kitap. ları mütehassıs elemandan ml- rekkep bir komisyona harırlat- malıdır. Orta tahsliden sonra şöyle bir gekli olabilir: Çalışma tarz-| larındaki klâsik ve paslf telâk-| kileri terkederek asrın — icapla- rına uygun bir şekilde aktif bir zihniyetle çoçuklarımızı pratik sahada vukufla iş görebilecek şekilde yetiştirmecliyiz... Yurdu- muz her şeyden evyel bir zirnat memleketidir. Binacnaleyh ço- cuklarımızı bu toprağı on vo - Yimli bir şekilde işliyecek ka - biliyotte —yetiştirmeli. Bunun için de meobur? olan ilk ve de. vamalı örta tahsili bitiren genç. ler yurdun muhtelif mmtakala- rında kurulacak devle tçiftlik - lorine taksim edilmelidir. Bu çiftliklerde çocukların her imkânt düşünülerek bir yıl galıştırılmalıdır. Buradak!i me- sal programının ana hatları şu şekilde hulâsa edilebilir: Gün . lük muayyen vücud çalışmasın. dan sonra günde 3 - 4 santı göç memek üÜzere kıymetli ve müte. hassıs öğretmen ve mürebbi kadrosiyle Niseye hazırlık kitap- ları okulturulmalı... Çiftliğin bulunduğu muhit ziraata âid na Bari bilgiler öğretilmelidir. Hor çiftliğin ders programımızda talebelerimizin öğrenmesini fa- ideli gördüğümüz bir eccnebi di Bol günde iki santi geçmemek a|ouklara haftanın muayyen gün jde Üzere çocuklara daha praltik o- Imarak Öğretmeyi Üüzerlne alma lrdir. Buraya devam — eden ço- ve sâatlorinde askerliğe hazır - hk derslerini nazari ve ameli o- tarktrea & üyös v brdlu hrdlu larak etrafile bellettirilmelidir. Burayı bitfren çocuk hem se- kiz genolik kala yorgunluğunnu! dinlendirmiş olarak vücuden ge- Hşmiş olur, hem de orta mek - tepte gördüğü ecnebi dilini iyll'o-l pPişirmiş bulunur. Nihnyota lise- takip edeceği dersler üze- rihde satbi ve hazırlayıcı bir, bilgi elde etmiş ve aekerlik mü kellefiyetine maddeten ve ma - nen hazırlanmış olarak yetişir. Bunlardan daha Ünemlisi |yurdun 0 mrntaknarmın ziraati fennt s#urette ve bilgili eller elin, de verimli bir inkişaf göstermiş olür. Bu çiftliklerde sene &0 - nu'nda yapılacak sıkı bir im lar liseye kaydedilmeli; olamı-, yanıla rzirant ve sanat mektep - lerine tevzi edilmelidir. Ziraat ve sanat mekteplerindeki tahsi! iki, nihayet üç yılr geçmemeli - dir. Lise tabslli İse Jlk iki yılı umuml! ve son bi ryılı meslek mektebine hazırlayıcı olmak - zere üç yıl olmalıdır. Bu üç yit sonunda yapılacak sıkı bir im- tihan meticesinde muvaffak ©o - lanlar Nniversiteye alınmalı ©-i lamtyanlar devlet!in memur kad rosunda çalıştırılmak Üzere ny-, rılmalıdır. Üniversite tahsili ise azami! boş asgar! üç yıl olmalı- dır. Çocukların mektop dışında ki harekâtile yakından alâka - dar olunmalı ve onun tnze xe- kâ ve körpe enerjilerini iyi sa - halarda sarfettirecek tedbirler alınmalıdır. Hemen her büyük şahirde ve hiç olmazma vilâyot merkezinde birer — jimnazyom, onun bitişiğinde de thtiyacı kar şılayacak umum! kütüphaneler açılmalıdır. Ünivoralte ve yüksek mektep- Ter talebeleri için yeknasak ve sade bir Torm kabul odülmeli,| gerok fakülte, gerekse sınıf va- ziyeti kül ve şapkalara kanulııl cak İşaretlerden belli olmalıdır. Ferdi Ozan — | Tikha SKON Yetç BUGÜNKÜ SBOLDAN SAĞA: BULMACAMIZ dinları, hattâ çocukları arrulayor- han neticesitde muvaffak ol .m-ıHu. Onun için de şehvetini bir tür- ymarzsa, ihtiyar elendi de hayvanca zevklerinden vazgeçemiyordu. efendi “para yok,, cümlesinin mâ- muslarını müddetçe bizi geçindirecek kadar | Vang Lung, Hvang'ın evinin| | bir seneden beridir fakirleşmekte olduklarını şurada, burada duy- muştu. Evin kadim hâanımı, gün lerdir, alyon t tamam ta- mamına alama kâhyasını çar Yırmış, küfürler — savurarak, yel- pazesini suratına indirmiş, ve ya- züne karşı: — Daha başka satılacak dö- nümler yok mu?.. Diye önu şaşırtıncaya, sersem | edinceye kadar çığlıkları basmış- | tı. Kâhya o kadar abdala dönmüş- tü, ki, Hivang ailesine sarfettiği pâradan kullanmak üzere ekseri- | a kendisine alıkoyduklarından | bile vazgeçmişti. Sanki bütün bunlar kâfi gelmiyormuş gibi, ih: | tiyar efendi yeni bir müst lmıştr. Bu “kadın, gençliğinde, istefrişesi olan, Takat daha ©- nu odasına almadan Su, isteği söndüğü için, şimdi, ev lerindeki bir uşakla evlenmiş bu- | lunan bir esirinin kızı idi. On yaşından farzla olmıyan bü kızını bir hisle seyrediyordu. yarlayıp, zayıflıyarak, hantallaş-| tıkça, tiritleştikçe, gititkçe kaba- ran bir işiha ile, taze ve zayıf ka- aninı şe evvel arzu- lü sönmek bilmiyordu. İhtiyar ha-| nım, nasıl afyonu olmadan yapa- | Onun için de gördelerine sal-| kım küpe, ve güzel ellerine de al- tın alacak para kalmadığını anlat- mak bir türlü mümkün olamryor-| n hayatında, elini uzatar rak, ekseriya istediği kadar para avuçlamaya alışmış — olan ihtiyar nasını anlayamıyor, — kavrayamı. yordu. Anne ve babalarının | halini gören genç efendiler de o- silkerek, — yaşadığımız bu para olması lüzmmdır, dediler. Yalrız bir noktada — birleştiler. | Kâhyantn mülklerini dilediği gü idare etmesini önlediler, Öyle ki, bir zamanlar mürefleh ve kerli| ferli bir adam olan, bol parası ve rahatı yerinde bulunan kâhya dü şünceli, pejmürde bir insan baline girmişti, © derecede zayıflamıştı, ki derisi Üstünden eski bir elbise gibi sarkıyortlu. Mabut Hivang'ın evinin tarlala- rına da yağmur yağdırmadı. Örü: da dahi hasat olmadı. Bundan ö“ türü Vang Lung kâhyaya bagıra-| tak: — Gümüş param var.. Deyince, bu birisinin aç bir adama varıp da: | — Yemeğim vari. demesine benziyordu. İ İbip vi Y3R Nobel mükâlalırmı * Pearl Buck vv vv vwe * 2 vever Külya hemen yapıştı. Evvelce- leri çay içmek, pazarlığa girişmek fasılları ölurken, bu sefer iki a dam heyecanlı fısılttlarla könüştür lar, cümleleri tamamlamadan yır tarak çabük çabuk — konuştular. Para bir elden öbür etle aktarma edildi. Kâğıtlar imzalandı ve mü hürlendi. Toprak da Vang Lunga geçti. Ve Vang Lung bir kere daha, kanı ve eti diye saydığı gümüşle- tinin harcanışmı — umursamadı. Güç dayanılır bir hal olarak say- madı. Bu toprağı, isteğiyle, kalbi- nin arzusiyle satın almıştı. Şimdi, iyi toprakk büyük bir tarlaya sa- muştu. Zira yeni aldığı tar” la, ilkinden İki misli genişti. Par kat Vang Lung'un gözünde bü- yüyen şey, bu tartarün kara malth- ade, burasının lesine ait olur gu idi. Bu sefer, ne iş gördüğünü hiç kimseye, hattâ karısı O-lan'a bile söylemedi. Aylar ayları doldundu. Yine de yağmur yağımadı. Sonbahar yak- laşınca küçük, hafif —bulutlar is“ teksiz isteksiz gökte toplandı. |Köy sokaklarında şurada buruda toplanmış aylâk ve endişeli adam- l&rın yüzleri havada dukları, bu veya şu buluttan mâna çıkarıp yağmur getirip getirmiye ceklerini bir arada münakaşa et- tikleri görüldü. Fakat daha ümit — verecek ka: dar küfi derecede bulut klimelen: medeh, şimali garbiden, acı bir rüzgür koptu. Uzak çölün bu kes- kin &am yeli, yerden insan süpür- ge ile toz kaldırır. gibi, gökteki bulutları sildi süpürdü. Sema çıp lak ve boş kalmıştı. Her sabah şahane güneş yükse- Şikâyetler, temenniler: Gürültü ile mücadele olarak dur- | g; ABÖNE - TARİFESİ Memleket içinde Aylık 3 aylık 6 aylık 475 1 yellik 900 Varifeden — Kalkef içiN #yda olaa kurut Posta hirliğine girmey'? ayda yetmiş beşer buft? vedilir. Abone kaşılımı DüdİTĞE İ 'up ve telgrat Üci parasının poste veyi yollama ücretici idari serine olır. Türkiyenin her postö VAKIT G abone Aâres değişlirme 25 kuruştur. LAN GcrETLEİ Ticaret Hinlarımö sulırı sondan Hibareli talarında d0; iç kuruş: — dördüncü ikanci ve üçüncüde İi yi 1, başlık yamı kesini dur, Büyük, çok devamlk renkli ilân verenlere iadirmeler yapılır. Resiil rın santim - setırı SÜ TICARİ MAHİYETTE İ KÜÇÜK İLANLU Bir defa Y0, İki .-.ıifp defası 65, dört delant defası 900 kuruştur. Ü ilân werenlerin bir d’ 3 Dört satırı geçeli fazla satırları beş kurdi sap edilir. Vakıt hem — doğrudan ya kendi rdare yerindö kara caddesinde — Vaki! altında — KEMALEDDİ Hlân Büresu eliyle eder. (Büronun telefoni” Hyor, devrini yapıyor ve her gece ıssız yesıt batıyordu. Ay da, pâar> laklıkta daha küçük bir gümeş i- miş gibi vaktında ışıldıyordu. Vang Lung - tarlalarından pek az kışlık fasulye mahsulü aldı. Pi- tinç evlekleri sararıp filizler sulak arlalara daha dikilmeden — kuru- dukları zaman fütun içinde ektiği arpâ tarlasirmdan da Vang Lung, taneleri şuraya buraya dökülmüş, kısa, güdük başaklar toplayabik di. Harmaru savururlarken tek bir faşulye tanesi bile kaybolmadı. Karısı ile birlikte fatulye sapla- rını döğdükten sonra, iki çocuğu" nu oturtarak, hasat yerindeki tor-|'". ları elekten geçirtti. Kendisi de öteye beriye kaçan her mahsul ta- nesine dikkatle bakarak, orta © dada mahsülü ayırtıyordu. Koçan- ları, bunları da yakarız!.. diye a-. yıracak olduğu vakit, karısı: — Olmaz.. Bunları yakmıyar bm. Yazıktır. Hatırlarım, çocuks | uu n tum, Şangtun'da bulunuyorduk. |rocek toprak olmadıği: Vaktiyle de böyle kurak seneler | ekilse de bile toprak olmuş, koçanları bile öğütmüş, |üstelik kendileri bürün Üij yemiştik. Ottan bin kat daha iyi,.'latı yedikleri için, en DÜ Kadın konuşurken, herkes, bat-İnu hayvanın — sırtına tâ çocuklar bile susmuştu. Topra-|çalınmasın diye de bi Em kendilerine yüz çevisdiği bulçirdikleri ipi tutturafth ip, parlak günler onlara istik-|kendi rızkını kendisi ç |balden haberler veren alâmetler|re bütün gün çöle salı' seziyorlardı. Yalnız küçük kız|daha sonraları, köyl korku nedir bilmiyordu. Onun ih-|larmın bile çocuğu alti | tiyacını karşılamak için daha şimr|xü gaspetmelerinden V€ | diden dotu bulunan anasının lerinden korkarak buttâ büyük memesi vardı. Fakat O-lanledemedi. Nihayet bir kızınt emzirirken : mik kalıncaya kadar — Em, zevallı budala... Daha ladı. henüz emecek kadar süt varken| Ve bir gün gekli klı mi.. ne buğday — kalmadı. | Diye mırıldandı. miktar fasolye Üe gi | Sonta, sanki çektikleri fenalık-İtarda arpa kalmıştı. V lar yetmiyormuş gibi, O-lan yine ' da açlıktan böğürü: gebe kaldı. Sütü çekildi, ve ürkek evin içi de yemek için mütemadi- yen ağlayan, vıyaklıyan bir çocuk â sesiyle doldu, taştı. Vang Lung, sanki oft — Biri çıkıp da Vang Lung'a;| — Artık bir insan 9* — Bütün sonbahar anakıl yı.ıvwberm;lex gibi bağırdı. din, ne ile geçindin, diye sorsay-| — Gküz, tarlada çalışı(b') Alemdar sine Damşgalı kadı Tarzanın intik İhtiyar adam: — Artık sıra öküzt 1— Bir boğaz iskelesi, 2 — İlk erkek.. Bir nota, 8 — Alatur. kada bir usul, 4 — Bir harf.. Mazur görmek.. 5 — Millet.. Baki bir millet, 6 — Bir tenk., Uzak, T — Gösteriş.. Fransızca yuva, 8 — Baki bir hükümdar.. Bir retik, 9 — Nevha, dr, 0: İsine arkadaşlık etmişti: — Bilmem. Şuradan buradaı—.jg&:_ arkasından — gide' biraz yıyeu% bularak.. diye ce- köh kütür etmiş, kâh oi vap verecekti. ler söylemişti. Onu dabf Pakat bunu ona “soracak bir buzağı iken satın yoktu. Bütün kasaba — civarında,| , , 0r, çocukluğundan! bir başkasına gidip de: — Halin nasıl?.. Diye soran ol- madı. Hiç kimse kendisinden bay Ka diğerini düşünmedi ve sirf: — Buğün natıl geçinecek, nasıl doyacağım?.. diye kendi kendisine sordu. Ana bahalar da; — Söyle bakalım.. — Biz nasıl yaşıyacağız. Ço- jten mr, yoksa hayvatımf , tuklarımız nasıl doyacak?.. dedi- önce gelir.. Çocuğun #” ler. 4ıı Marzımdır, yoksa 'bif Vang Lutg öküzüne elinden kalmalıdır. Hem insan geldiği kadar bakmıştı. Hayvana 'kendi ömründen Bahi | tükeninceyedek bir parça saman satın alabilir. Üve bir tutam da sap vermiş; sönra' — Fakat Vang Lung. © tarlalara giderek, kaş gelip de vanın kesilmesine Tti * bunlar da bitizceye kadar yaprak tesi gün, daha ertesi l bulmuş, ona yelirmişti. Artık sü-| ' (Devd' Nuruosmaniye semtinde halk gürültüden pek mustarip YUKARIDAN AŞAĞIYA; Uzun bir zamandanberi şehirde gürültü ile mücadele edili. ifyor. Buzı semtlerde satıcıların sekiz buçuktan evvel sesleri duyul.. Ayrıca bu saattea sonta satış yapanlar da bütün bir mahal. leyi ayağa kaldıracak şekilde değil, nisbeten yaygarasız bir sesle satış yaparlar, Fakat bazı semtlerde maadesef vaziyet böyle değil. Meselâ temize gelen okuyucularnanızdan biri Nuruosmaniye civarın. satıcıların daha sokizden bile evvel tahammül edilmez bir sa.| | ta ile satışn başladıklarını haber verdi. Tasvir sokağında otu.| | 'an okuyucumuzun söylediğine göre bu sokaktan geçen seyyar €6.. işi o kadar azıtmışlardır ki neredeyse sattıkları malm çeşidi. i ilân için bir dayul çalmadıkları kalmıştır. İ Zannediyoruz ki gürültü ile mücadeleyi idare eden makam bi ( iyedir; ve bunun tatbik şeklini polisler idare eder. Şu hale göre lediyenin ve polisin nazarı dikkatini celbederiz. Bu sokaklar va| semtte oturan okuyucularımız gürültüden pek muztarip- bir; riyettedir. Lütfen bu semt bir kontrol edilsin. tanıyordu. Onun için bağırdı: ü — Öküzü nasıl yerit ” neyle çift süreceğiz ? Fakat ihtiyar adamı O kin bir sesle cevap verdii 1 — Yaralıya Ük tedavi, 2 — Su İle çevrili toprak parçası.. Bir çiçok, 3 — Binici, 4 — Çok rüzgâr var, 5 — Hayvan yuvaaı, 6 — İşaret., Fili, T — Taşrada otel.. Nefer... Bir harf, 8 — Bir hastalık, 9 — Genişlik.. Düştünce, İ RM L Ie DA İN (a b İsi

Bu sayıdan diğer sayfalar: