14 Eylül 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

14 Eylül 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—VAKIT (4 Ere.. Genç kızlar için tehlike ne vakit başlar ? O, Barnabit Cizvit kollejinde | ilk tahsilini yapmıştı. Orada İtak yanca ilc katolik usulünce — iba- det etmek © nü, icabında ye- mininden dönmek için bu usulün nasıl kullanılacağını öğrenmişti. Bu türlü bilgiler ona hayatta z:. man zaman lâzım olacak şeyleri Fakat o, bir kere mektepten çı tıktan sonra bu bilgilerin hepsini de unuttu. Sönra hirkaç sene kendini tıp tahsiline verdi. Fakat hariciye pre toloji dersinin imtikanmıda profe" sör kendisine: — Bir daha gözüne monok! takmıyacaksın, Şayet bunu kub lanmakta israr edecek olursan im- tihanda sımıfı geçirtmen Demişti. O vakit Toto: — ©O halde pekâlâ! Ben imti- handa sihif geçmiyeceğim.” Diye yerinden fırlayıp kalk Mış, mektepten diploma almak- tan vazgeçmişi Toto Amerikada bulunan bir amcasından kerklisine kalan ehem miyetsiz bir mirasın varidatı ile geçiniyordu. Bir gün hoşuna gi- den bir kadın bulursa münasebeti- ni hatıra defterindeki isimler ara- sına — kaydediyordu.. Terketti- ğirbir metresin adımı deftere kay. dettikten sonra diğer kadınla münasebette bulunmağa başlayor- dü. Bu süretle önün Lülü ile ya- şadığını görenler bir müddet gon: ra ondân da vazgeçtiği fa Pulet ile vakit geçirtliğini hay- retle karşılayordu. Tito birçok gençler gibi bıyrr ğinı traş ediyordu. Fakat bıyık yerine kaşlarını çekiyordu. Bir gün kendisinin bu halini gören bir genç kız niçin böyle yaptığını sormuştu. Tito; — Kadın ve erkek herkes ken- HÜf yaşmna ve cinsine göre vücu" Bdünun bir tarafındaki kılları ko- parır.” iye cevap vezmişti. Genç kız bu sözü pek spritüel buldu ve Titoyu sevmeğe başladı. * * » Bu genç kız Titonun komşusu idi. Kendisi de on dokuz yaşına girmiş, fakat yirmisine — basma- mıştı. Bu yaşta olan erkek ve ka- dan gençler için bu türlü hâdiseler olağan şeylerdir. Fakat bir kere Bu yaş geçti mi insan gerisine dö- nüp bakar, o yaşı hasretle anar, bu yaştan kâfi derecede istifade edemediğini düşünerek için için yanar. Genç kizın adr. Madelen Gdi Kendisi stenodaktiloğrafi dersle- rini görmüştü. Pazar günleri ge- Zintilerinde çok namuslu bir ka- dın olan annesi, kızını yabancı gözlerden muhafaza için fdeta kendi göğsünü siper yapardı. Kı- zın babası da eski tip namuslu insanlardan biri idi ki alış veri- şinde hâlâ altın devrine mahsus ken kendisine memelerini göste- retek cüveler yapan bu ku Zın hareketlerini düşünüyor ve babasına hak veriyordu. Bunun- la beraber kemdinin haksız oldur ğunu itiraf etmeği de mertliğine yakıştıramadı: — Bâkir olsun, yahut olmasın. Onunla evlenmemizi aklınızdan geçirmeyin.” — Hiç kimse onunla evlenmek için seni icbar etmiyor. Onu ken dine metres olarak al.” Bunun üzerine aynı zamanda Domnika ile Konstantinin ağzın- da şu kelime çıktı: — Aslal! Demetre kaba kaba gülerek: — Acaip, dedi, demek ki siz daha buraya gelmezden — evvel anlaşmışsınız. O halde benim kız oğlan kız oğlum, sen ne istersen onu yap. Sen haksızsın. Zira bu kız güzeldir. Nihayet sana şunu anlatmak iİstiyorum ki oraya pgit- tiğiniz zaman herkes gize ivi ge- çinir bir karı koca gözüvle baksın. Yoksa bu kız güzelliği ile ker. dini senin yarından kaçırarak bir adamı kolayca teshir edebi- Ür” Konstantin boğuk bir sesle ce- vap verdi: — © da bana doğru duracağrr va dair söz verdi, yemin etti.” olas paralar ile hesap ederdi. Ak- şamları gözüne gözlüğün takar, parmakları arasına sönm$ cigara- sını tutar, kızımım eve gelmesini kalacak olursa kızını bitmez tü- kenmez surette istiçvaba çeker- âdeta tehditkâr bir kılıç gibi ha vaya kaklırırdı. Onun hayat - tecrübelerinden aldığı netice şuydu: Genç kızlar için bütün tehlike işten eve dö: nerken gecikmelerden başlar. İp- tida bu gecikmeler beş dakika- dır, fakat gün geçtikçe artar, ni- hayet beşer dakikalık gecikmeler on beş gün, bir a attâ daha | fazla olur. Onun için kKızların terbiyesinde dikkat edilecek şey, sadece bu gecikme — tehlikesine karsı tedbir almaktır, Bu ana ve habanın ahlâki prem sipleri asla değişmiyen birer ka- ünde idi, bir gün Ma ıbbiye mektebi talebelerin gençle âşıkane bir sohbe- te dalmıs — bulünüyordu. — Kiriın kendisini bu hakle vakaladı. Ka nr başına sıçradı, hiddet ve sii detle ağzından çıkan küfürler bü- tün merdivenlerde cınladı. Niha- yet bu çılgınca küfürler ile hid. detini teskin etlemiyen kadın kı zını kolundan kavrıyarak odası na hapsetti. Birkac gün sonra Madelen doğru yoldan sapmak istidadını gösteren genç kızların terbiyesine mahsus olan bu disin” fin evine yerleştirildi. Namusl>. rı, Hfetleri ile tanınmış olan bu ana, baba; kızlarında en küçük bir ahlâki kusur bulunmasına ta hammül etlemezlerdi. Madelen'in girdiği disiplin & vinde genç kiz yalnız değildi. Bu. rada daha başkaları da vardı. Hüttü'bünlar arasında serbest ha- yatın her nevi ameli tecrübeleri: ni görüp gecirmiş olanlar bile bu. lunuyordu. Bütün bu baştan çık- mış, yahut çıkmağa hazırlanmış olan kadınların yanma sabah, ak- şam şehrin aristokratik s&rnıfıma mensup bir takım ihtiyar ve din- dar kadmnlar gelip gidiyorlar, ken- dilerini doğru yola getirmek icin türlü nasihatlar ediyorlardı, Fa- kat artık hayızdan ve nifastan ks. silmiş oları, dudakları Üstünde br yıklar belirmis olan bü #htivarla: rın gene kadınlara ve kızlara van- tıkları nasihatlar onların ivilik- ten ziyade kötülüğe mevillerini arttırıyordu. Bu tarzda disiplin evlerine çir: kin ve ihtiyar kadınları gönder. mekle hiç bir fayda yoktur. Buralarda yoldan çıkmış, ya: hut çıkmak istidadını göstermiş olan genç kıztara ve kadınlara na- sihat İcin şehrin en $ık, en rüzel kadınlarını memur — etmek lâzım” dır. Onlar bü kızlara ve katlınla- ra hitap ederek: (Daha var) | Demetre: — Muhakkak öyledir. Görüyo- rüm ki ikiniz de tamamiyle biri- | birinizle mutabık — kalmışsınız. Birlikte yaşamak sizin için © ka- dar ıstıraplı bir hayat olmryacak.” Maştsko bir dereceye kadar bu vaziyeti daha evvelden keşfet. mişti. Demetre dedi ki: — Maşesko, Nikolaya kendi- sinden ne beklediğimizi anlata- caktır. Bu da gayet basittir: Bü- yük babamızdan bize miras ka'»n | seyleri her ikimi» bölüselim. E ğer bu şartı kabul ederse sen Konstantinin dediği gibi sağ sa- lüm, kız oğlan kız olduğun helde kendisine İade edileceksin. Rüöer bu teklifi reddeder. vahut bizim arkamızdan iandarmalar saldırır- | sa artrk kendisine bir cevap vere. mem.' | Sonra ilâve etti: — Sen kerilisine bir mektu- yazar, o“u Masesko hobana rön: derir. Bu mektupta bahana adre- sini tabii bildirmiyeceksin. Şim- beklerdi. Şayet bir gün Madelen | mutat olan saatten beş dakika geç | di. Elindeki yüz senelik anahtarı | RADYO Perşembe: 14-9.939 ogram, 12.00: TÜRK MÜ- Okuyan: Sadi Höüşses. Çalan. el Kozan, ire — Fersan, ersan. £ — Bestenlgâr peş: revi, 2 — Mustafa İzzet Efendi Gayriden bulmaz teselli. 8 — Bimen Şen Besteniğâr şarkı — Miızrabı birap zülfanx sinemde — gezindir. 1 — Bol âhenk Nuri bey — Saba şarkı — Neyle zaptetsem, 5 — Şeril İçli — Saba şarkı — Pür zemzem. * Halk türküsü — Aşık Kerem. 13.00: Memleket saal uyarı, njs meteoroloji haberleri, Müzik (Karışık 19.00; Progi Müzik (Odu irk müziği: heyeti). 20.15: K Memleket saal ayarı meleoroloji baberleri. | MÜZİĞİ: (Müşterek n Okuyanlar: Müxzeyyen Senur, Cevdet Ko Refik — Fersan ürdilihicazkâr peşrevi, 2 — Lemi — kün hicazkâr şarkı (Esi, rindir benim gönlüm). 3 — Lemi - kürdilihicazkâr şarkı (İsmi ey şubu sertab). * Osman Nihat — kürdi Hihicazkâr şarkı (Akşam güneşi kalk malı) 5 — Rahmi bey — Nihavent şarkı (Süzüp züsüp de ey melek). 6 — Kâzım Us — Hüseyal — şarkı (Saçından örülü). 7 zım Us — Hüseyni şazkı (Merhamet kıl) 8& — Halk türküsü (Yakına gel yakına) 9 — Sadettin Kaynak — Muha: türkü (Batan gön) 10 — — Sadetlim Kaynak — Ne zaman görsem onu. müşterek. 21.30: Konuşma, 21 (Romanslar). 22.00: Müzi örkestra) Şef: Neclp Aşkın. 1 — Gangiberser — Aşk çanları. 2 - Adolf Grünoy Berlin Viyana valsi 3 — Becce Serenad. 4 — FPFriiz Recktönrald — Grinzingde — Pot Puri, 5 — Ganglherger — Küçük fü- tüt için konser parçası. 7 — Sörge Bortkieviez — Gavot. 8$ — Brahbms — Macar dansı No, 17, 23.00: Son a, Jans haberleri, zirani, esham, tahvi- Vât kambiyo ; nukul borsası (Fiyat) 23.20::: Müzik — (Cazband PL) 323. öğ — Yarınki program. ve solo te Müzrik (Küçük Denizde bir ceset ” bulundu Maktulün ayaklarına bir de taş bağlamışlar İzmir, (Hususi) — Alsancak. ta havagazı fabrikası ile dev. let demiryolları iskelesi arasın- da bir ceset bulunmuştur. Hâdi. se tahkikatma müddelumumi! muavini Bay Etem Tüfekçioğ. la başlamış, cesedin doktor ta. rafımdan muayenesi yapılmıştır. 85 yaşlarında bir ameleye ait olduğu tahmin edilen cesedin el ve ayakları bir iple bağlan. mış bu ipe yirmi kiloluk bir de beton parçası bağlanarak denize atılmıştır. Kalın bir sopa ile başma vu. rulan müthiş bir darbeden bü. yük bir yara husüle gelmiş ol- duğu gibi sağ gözü de yerinden fırlamış ve cıkmıştir. Cebğedin on iki gündenberi de. nizde kaldığı ve tefesalih ettiği anlaşılmıştır. Hüviyeti henüz anlaştlamıyan bu şahis öldü. rüldükten sonra denize atıldı. di gidelim, biraz yemek yiyelim ve sonra yatalım. Burada yaşa- mak senin itiyatlâarın: değiştire- |öle.. ceğim.. Fakat, ben.. ö Yazan Bearl Buck. Çeçiren: İbrahim Hoyi lerina bakmayı beceremedikle. rini görünce sustu. Ondan sön. ra da budala kızile gece gün. düz kendisi meşgul oldu. Yağ. mur, kar yağdığı, şiddetli, acı bir rüzgâr estiği zaman çocu. Zu içeri aldı, ve mutfaktaki o. caktan dökülen sıcak kumla. içine oturttu. n'ın can çekişerek yattığı n o karanlık kış aylarında, “|Vang Lung toprakla meşgill ol. madı, Kışlık işleri ve ameleleri Çing'in idaresine bıraktı. Çing de sadakatle çalıştı. ve gece gün düz O.lan'ın yattığı odanın ka. vısma gelerek, o islık gibi fisıl- dayışile, günde iki defa hanımı. nın nasıl olduğunu sordu. En ni. hayet Vang Lamg bu hale daya. ira, her Tanrınm gü. — Bugün, bir parça piliç çor. bası içti.. Bugün bir parça sulu âpa yedi.. den başka bir şey emedi, Onun için de, Çin, ge bir daha gölip böyle gşeyler sormamasını emretti, ve işini İyi | yaparsa iyi edeceğini bildirdi. Bütün o soğuk, karanlık kış - ta, Vang Lung ekseriya, O.la . nn yatağının yanında oturdu. Karısı üşüdüğü zaman bir mal. tızda kömür yakarak, 1smsm diye yatağının yanma koydu. O. lan da her seferinde halsiz hal, siz: — Canım, çok masşraf ediyor- sun, Pahalı şey bu!l.. diye mırıl. Fakat bir gün, kadın yine böy le söyleyince, Vang Lüng daya. namadı ve patladı; — Ben bu hale tahuammül ede. miyorum. Seni iyi edeceğimi bil. sem bütün toprağı satardım!.. dedi. Kadın gülümsedi, soluk ala. rak fısıldadı: — Hayır!.. buna müsaade., et- mem., Zira nasıl olaa bir e h ten sonra., toprak yine kalır.. Lâkin, Vang Lung, karısının “İSlümü lâfmnt ağzana almak iste. | gektir. Zannederim, Romanya u- * sulünde yemek yemeği unutmuş olacaksın. Pariste yemek sof sında şüphesiz görmemiş olacaksın.” “Ah! ve sonra sen esvaplarını da değiştireceksin. Yeni giye- ceğin esvaplar ilk zamanlarda se- ni biraz rahatsız edecektir. Ço- rapsız olarak yalımayak yürümek ve koşmak sana zor gelecektir.” Demetre'in karısı iyi kalpli bir kadın idi. Domnikâyı tuttu, ku” cakladı: — Bu kızcağızı bana bırakmız, dedi, siz onu korkutuyorsunuz. Bakınız, — zavallı İki genci yabancılara iyi geçinir bir aile gibi göstermek için yapı- lacak şey bu değildir.” Bu ivi kalpli kadın Demnikaya yeni kövlü esvaplerını rivmek i çin vardım etti. Kövlülere mah- sus kenarları işlemeli bez gömle- kaynamış mısir | tirtir titriyor. | , 'm;yordu. Onun için Ollan: bun . dan bahsedince ayağa kalktı ve dişarıya çıktı. Bununla beraber, Vang Lung karısının öleceğini, ve vazifesini hatırlaması, yapması icap etli. #ini bildiğinden, bir gün kasaba. va inerek bir tabutçuya gitti ve satılık hazır tabutların hepeine ayrı ayı baktı, ve ağır ve sert ke- resteden yapılmış siyah bir ta - seçmesini bekleyen marangoz hi. leci bir tavırla: — Eğer iki tane ulırsan, daha aşağıya veririm, Meselâ fiyatı. nın Ücte birini eksik alırım, Ne. den bir tane kendin için almıyor, â;dhnı"hkh bulunmuyorsun ?.. n fazla gişmemiştir. ğ Hüviyeti meçhul şahsın bir tinayete kurban gittiği netice. sine varılmış, katillerin mey. dana çıkarılması için tedbirler alınmıştır. Cesedin Üüzerin elbisede bir miktar nara muştur. TUNAKIZI ği giydirirken: — Yarabbi, ne kadar da ince yapılı bir kız!” Diyordu. Sonra ilâve ediyordu : — Evet, senin zavallı ayacıl. larım acıyacak. Fakat göreceksin, bu acı çok sürmez. Az zaman sonra şen de alışırsın. Sonra be- nim oğlum öyle yaramaz bir genç değildir.” Domnika bu sırada ağlıyarak ihtiyar köylü kadının göğsüne düştü: — Bana merhamet ediniz. Be- ni himaye ediniz.” Diyordu. Kadın gülerek cevap verdi; > — Benim oğlum seni benden daha iyi himaye eder. Merak et- me/ Ertesi günü akşam Tuna neh- rinden Karzadenize doğru inen bir vapur içinde ayakları çizmeli bir Rümen genci ile sacları kırmızı bez yemeni içinde gıkı sıkı sarıl- | | Jât vardı. mış, ayakları cıplak karısı uzak. tan Kalas şehrinin reklarına ve Vang Lung: — Hayır.. Oğullarım benim tabutumu vaparlar.. diye cevap verdi. Sonra babasını hatırladı. Ona daha bir tabut yaptırmış değildi. Aklına geldi ve: — Benim yaşır bir baham var, İki bacağı üzerinde durabilmesi. ne rağmen pek zayıf, Üstelik sa. $ır ve yarı da kör olduğu için, bek yakında bir gün ölecek. O - nun İçin iki tane tabut satın ala. cağım. Tabutçu, mallarına bir kat da. ha sivah boya çekip, Vang Lun. Yun evine göndermeğe söz ver. di. Vang Lung da O.lan'a bu h diseyi anlatı. Kadın haberden memnun oldu. Zira, kocası onun ölümü için iyi tedbir almış, hazırlanmıştı. İşte Vang Lung, günün bir çok santlerinde karısmın yanmda o- turdu. Çokluk konuşmadılar. Zi. ra O.lan pek zayıf, halsiz düş . |müştü. Şimdiye kadar aslâ biri. birlerile uzun boylu konuşmuş |ta değillerdi. O.lan, kocası yanında böy susarak, ve sessizliğe gömülü ol. duğu, oturduğu zaman ekseriya nerede olduğunu unuttu, ve ba. zan mırıldanarak — çocukluğunu anlattı. İşte o vakit, Vang Lung ik defa olarak karısının hakiki âı!ı_.-ıxğır_ı tanıyabildi, içini gör . Ü. Olan: — Ben etleri yalnız kaprva ka- dar getireceğim.. Çirkin olduğu. mu, ve büvük efendinin huzuru. na çıkamıyacağımı biliyorum. dedikçe, ve birden : — Dövme beni!.. Bu yemek. ten aslâ bir daha yemiyoceğim... diye soludukça... " Babam... an. | pem... babacığım... anneciğim... Vı:liye tekrarladıkça... Evet evet.. cirkin olduğumu ve sevilmiye. ceğimi bilivorum diye sayıkla - dıkça, Vang Lung bir tuhaf ol. du. Bu sözlere dayanamadı ve karısınım sanki çoktan kurumuş ve cansız kalmış kadar büyük ve sert elini avucuna &larak okşadı. O-lân'm söylediği şeylerin hepsi hakikat olduğu için, Vang Lung büsbütün hayretler icinde kaldı. ve kendi kendisine Üzüldü. Hat. tâ karısının elini tuttuğu zaman, ona karşı beslediği şefkati, Bev. “iyi hissetmesini etti. Ve Lotus'un dudaklarını bir büzmekle duyduğu sevgiyi, heye. | canı, Olan'a da aynı giddetle duyamadığından utandı. Bu kup kuru gsert, can cekişen eli tuttu. ğu züman onu sevemedi, ve bu ele karşı hissettiği nefret, tik . sinti vüzünden de actma duygu- sunu kaybetti., Bundan dolayı da, O.lana daha şefkatli davrandı. Ona hususi yi- vecekler aldı, Beyaz balıktan, ve kürpe lâhanalarm göbeğinden nefis çorbalar pişirtti. Üstelik, Lotus'tan zevk almamaya başla. Bu uzun süren can cekişme vüzünden duyduğu ıztırabı u - nutmak, yorulan beynini dinlen. dirmek için Lotus'un vanına git- tiği zaman bile, O.lan'ı unuta - madrı, Hattâ, sırf Olan'ı hatırla. bu ışıkların gece karanlığı içinde yavaş yavaş sönerek kayboluşlz. | rena bakıyorlartdı. Ha MİSAK Domnika böyle Romanyanın hücra bir köyünde teyzeleri ile tanışırken kardeşi Pol ile Le Mestriye de Avrupada uzun bir seyahat için hazırlık görüyorlar- dı. | — Pol Paristen Biaritze giderken sür'at katarı içinde sanki bir ço- cuk gibi uykuya dalmıştı. Jana gelince, o şimdi âdeta içine gir- miş olduğu vaziyetten mülteessir ve müteessif olmuş gibiydi. İptida kendisinde olan — âlice- naplık hissi onu arkadaşma yar- dım etmeğe seyketmişti. Bundan sonra Domnikaya karşı kalbinde duyduğu zaaf bu hissi takviye eylemişti. Fakat arakları biraz za- man geçip de soğukkan ile di şünmeğe başlayınca türlü türlü tehlikeler gözlerinin önüne geli- yordu. Ani bir surette verdiği ka> rar onu şimdi müşkül bir mevkle sokmuş bulunuyordu. Bilhassa bu iste birçok müşkü- Vakıa kendisi tembel * Daha var) ABONR LAKİFESİ Memleker M içinde V3 260 475 900 Ralkan için ayda otüz kurüş G Posta birliğine girmeyen uyda yetmiş beşer kuruş medilir. Abone Kayddını bildirei tup ve telgraf Geretini. parasının poste veya b yollama ücretini idare ki terine elit Aylık 3 aylık 6 aylık 1 yullık Tarileden 1600 *İ Bil Türkiyenin her postu merk VAKIT'a abone yazılılı Adres değiştirme 25 kuruştur. İLAN — ÜCRETLERİ Ticaret ilâalarının sut? satırı sondan itibaren HN falarında 40; Iç sayfalard? candan arzu | kurüş; dördüncü — sayisdf ikimei ve üçüncüde 2; bİTİTİ * başlık yanı kesn'ece dir. Büyük, çok devamlı — * renkli ilâm verenlere indirmeler yapılır. Resrai #Di rin santim - satırı 30 ki ' TİCARİ MAHİYETTE OLMİ KÜÇÜK İLANLAR Bir dela 30, İki defasi defası 65, dört defası 78 ** defası 100 kuruşlur. Ü6 ilân verenlerin bir defasi *tadır, Dört salırı geçen fazla satırları beş kuruş! sap edilir. Vakıl hem / doğrüdan ya kendi idare yerinde, kara caddesinde — Va altında KEMALEDDİN Hân Bürosu eliyle HâD eder. (Büronun tetefant' hestl Şahane Çilg i KADIN KATİ dığı için, Lotus'u kucakla” serbest bıraktı. O-lan'ın kendi kendisift ğ dığı, ve etrafile alâkadar zamanlar oldu. Bir kereti Ci Tutiyi çağırttı. Vang vük bir hayret — içinde kadını çağırdığı zamafk d titreye titreye kolunun © doğruldu, ve oldukça debff ra: — Sen, dedi ihtiyar e dairesinde yaşamış ve yılmış olabilirsin.. Ama, " j erkeğin karısı oldum. lanlar doğurdum.. Vakat ha bir esirsin!.. dedi. N 'Tuti bu sözlere karş$i | bir ce vermek — isttdlğ man, Vang Lung ona a V — Kadın ne söylediğitİ, »1—; melerin manasmı ç verek dışarıya çıkardı. ği 'Tekrar odaya döndi * te, Olan daha hâlâ, ayfiyi vette idi. Başı koluna Ğ ruyordu. Vang Lung'a” — Ben öldükten sonrâ m, ne de hanımı, hif dama girmiyecek, ve) ma dokunmıyacak. ve eşyama dokunul humu g:;i yollavarak 07 netliveceğim.. dedi.. S0 rar daldı, ve başı yııüi" Ve (Dahâ Ege Tiyatrosül Nuri Genç ve Arkı 14 Eylül Perşembe âk$ KASIRGA Piyes (3) Perdt 4 Jaklar Varyetesi — Pollef KONSER Raşit Rıza - E. Sadi Tek !? Bu Gece Temlııı" DONANMA GR? Vodvil 3 Perdt » Yazan: REŞAT NURL, Husasi: 50, Mevki: 30 |

Bu sayıdan diğer sayfalar: