27 Kasım 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

27 Kasım 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İstediğinizi gül, karanfil, limon çiçeği, yase. | min ve yahut da şuruplar y mak için meyva esansları, ruh. | ları kullanıyorlar; meselâ, porta. | kal, çilek, ağaç kayunu.. Bi ren hemen kâlffesi kimyevi sen. tezler neticesimde elde - edilen katran mahsulleridir. İşte dostum ben de tıpkı bu Çiçek, bu meyva ruhları gibi bir çiçek ruhu icat ettim. Bu esansı bir parça elrmek veya un üzerine serpilince seçtiğiniz. her hangi | gin lezzetini elde edecek Bu şekil. uhu, mayo, balık, kızarmış biftek elde etmiş olacaksınız, Hiç merak et . meyin yal bir kaç dâmla buna kâfi gelecektir. Deniz Titonun son seyahatin. de olduğu kadar sakin değildi Zavallı yumruğunu karnına bas. brarak, masa komşusundan mü , saale istiyordu! — AF buyurun, müsaade eder seniz, kamarama çekileceğim.. Dedi. Terezinalı kimyager bi. raz Mütcessir olmuş bir şekil dez — Bütün bunlar demek - sizi alâkadar etmiyor? Diye mukabelede bulundu to izah etti: — AF buyurun, çünkü yemek ten sonra artık mu'! | Ait bahisleri dinliyemem. bir kadına malik olduktan sonra hemen arkasını dönen erkeklere benzerim. — Hangi etkekler bunlar? — Hepti Bunun üzerine kamarasına in. di ve ancak gemi meşhur Sene - gal sahiline geldiği zaman tek. rar güverteye çıkabildi Dakar Rıhtımda sa hücum eden halk arasında tek tük beyaz şe- malar, parlak üniformalr Avru palr zabitler bir sürü zenci ara sından pıril piril parlıyor, Der - hal nazarı dikkate çarpıyordu. , Kökain karşılamağa gelmemiş ti. Eğer gelmiş olsaydı Tito onun parlak şemsiyesi altına saklanan ,Bayalini derhal seçerdi. Vapüurdün çıkması için lâzım olan formaliteler yerine - getiril - dikten sonra sahili bulan — Tito, derhal önüne geleri ilk düz cad - diye sapmış yürümeğe başlamıştı Solda yerli berberlerin kasabası, sağda Avrupalıların mahatllesi bu lunuyordu. Uzakta bir vaha için den süzülüp fırlamış gibi bem - | beyaz bir tayyare kıpkızı! — gök * yüzünü deliyardu. Burada çok enteresan manza - ralar göze çarpıyordu. Senegalli askerler, Avrupalılar, eski arap lü pazar yerleri, sarr şeritler. PT LA GAR lâlet eder, Ve eğer bu kaviş ga. yet vazıh ise ve Üüzerinde hiç bir sürşarj bulunmuyorsa, bu da mevzuun, hiç te pratik meyille. Ti olmamasına rağmen, bazı şe. Ta3t ve mecburiyetler dolayısile muayyen bir zaman için yaradı. lışima tamamen zit bir iş anya. yışma ve pratik melekeye sa. hip olacağmımı gösterirler.. Daha ver) de kızarmış hindi terli Büyük Zabıta SŞeomanmnı Sinek Yüzü kadife bir maske ile ka. palı olan bir adam hemen arka- sindaydı. Kapıyı kapamıs ve İçorden ki litlemisti. Parmağını dudakla . rmın Üzerinde, zavallı kadıma susmasını emrediyordu. Ölüden hiç TYarkt olmtyan Kristin, esasen bağıracak kuv - veta malik değildi. Hasta ço . cük ise çoktan uyuya kalmıştı. Meş'um ziyaretcinin sesi du - yuldu — Madam, cabuk hareket et . mek lâzım. Evlâdınızın - havatı elimdedir. Ve kendisini mülda - faa edecek vakıt bırakmadan üzerine atıldı. kadımı bileğinden yakalıyarak yere vurdu. — Alçak, sefil — Susunuz.. Susunuz. Ve hemen zavallr Hügonun il zerine atıldı. bağırmaması için eliyle ağzımı tıkadı, voreanlar - dan birine sıkı sıkı sardı. Kris. tin Üzerine. atılmış yavrusunu kurtarmağa çalışryordu. Fakat | Titoyu | bulursunuz, | le süslü cibiseler taşıyan zabitler, peykeleri v daş kurmuş, nargilelerini e| datan, sessir mütevekkil ihtiyar zenciler İki küçük zenci Titonun yanı na yaklaşarak biri ayakkabılarını boyamağı, diğeri ise sakâalını traş etmeği teklif ettiler, Tito bunla- rın her ikisini de reddetti. Tito | biraz ileride boş bir sandalye ge. risinde bekleyen berber ile hemen | yanıbaşında yer almış olan kun” | dura boyacısını gör Uzun, sarkık memeli berber kadınları omuzları Üzerine attık - ları ve bir bez parçası içinde sa - | Tili çocuklarının karınlarını yurmakla meşguldüler, Ve çocuk lar (umum! tabiri olduğu için | böyle yazıyorum) bu — memeleri emerlerken babaları lâkayt bir | halde bu et parçalarına - bakıyor ve bağdaş kurdukları peykeler ü- zerinde nargilelerini çekiyorlar Dört beş yaşlarında ve bir mus lük kadar çırı! çıplak bir çocuk pantolonundan yakaladı çÇok kötü bir fransızca il —M , benim güze! nem var, Ön franga si tar. nle ya A . Tito kürtulmağa çalıştı. çocuk israr etti: — Müsyö, benim bir de çok güzel kızkardeşim var. Yedi ya- $mda., Yirmi franga kizinle yatar, Ve çocuk bir Avrupalının ani olarak gelmesile derhal kaçtı.. Bu Avrupalı adam içinde bir çok gü. zet berber kadınları mükellel çay evi sabihi idi. Bu kadınların en yaşlısı da on altı yaşındaydı. Berber kadınlarımı çalıştırmakta artık mütchassıs olan bu adam Titoya berber kadınlarının dün - yadaki kadınların en - ihtiraslı olduklarını, çünkü kanlarının kay nadığını ve her sabah ustura ile traş olup gül suları ile cildlerini kokulandırdıklarını söyledi ve şu neticeye vardı: — Bir kere bir berber kadını temasta bulunduktan, o emsalsiz zevkini tattıktan sönra artık di- ğer kadınlarda zevk bulamazsı * hiz. — Şu halde buta alışmak müt hiş bir ihtiyatsızlık olur. Çünkü benim oturduğum — memlekette berber kadımı bulmak imkânı yok. Siz bana bu lütfunuz yerine şehrin en temiz ve rahat otelini tavsiye eder misiniz? — İşte, hemet Fransız — cumhuüriye balde demek ki müs pamıyacağız, Haltbuki müsyö çox | memnun kalacaktınız. Maamafih buyurun size kartımı takdim ede- yim.. Ev her saatte açık ve emri - nize âmadedir. Eğer müsyö şeref vermek isterlerse... | Tito uzatılan kartı aldı, ihti * | yaten cebine koydu. Bu pezevenk ısrarında o kadar sempatikti ki Tito daha sert bir hareketle bu teklifleri reddedemedi ve daha on beş gün kendisini allaha ulaş. tırmağa çalısan rahipten müsa - ade aldığı gi — Gelir görürüm. | Diyerek, adamdan ayrıldı, VT ERERERPPOA AAA RADR AT PI GRREPERA | Beyi | 15 eamani adam kuvvetli elinin bir hare - ketile buna mâni oldu ve: — Çocuğunuza karsı bir tek pırlanta iİsterim., dedi çabuk.. duracak zaman yok. Bi. zi o kadar enavi zannetmeyin,. pırlantalar dinamitli kasada de- gildir. Bana derhal bunlardan birini veriniz. Size iki dakika müsaade veriyorum, aksi halde oğlunuzu canlı olarak iade et . mem.. Kristin bir kere dahı yü- | zünden mâskesini düsürmeğe ca hatı, Fakat havdut onu $ide yer i ve bağırdı: — Rezil! Baş belAsı., İtaat mezsen, bunu cocuğun ödeve . | cek.. Kriatin bağırmak irtedi: — Bağırmağa tesebbüs etti ğin tattdirde de cocuğun ölecek, Kristin haydüdun etrafımda dişi bir kablan eibi dolaşıye-i», — Haydi, daha cabuk. daha çabuk.. Dive havdut ısrar edivor ve gçocuğu — boğazlıyacakmış — gibi *3 — Şemsetlin Ziya | mümkün olduğu Havdi | | RADYO 27-11-939 Pazartesi Prografi ve myinleksl xa at ayarı, 1235: Ajans ve Meteğro: loji haberleri. 125401 Türk müriği (PL) 13.30/14.00: Müzik b Fmüzik — PL) 18,00: Poogram 18.0b: Memnleket san! ayarı, — Ayans ve meteoroloji haberleri. 18.25* zik (Radyo caz ockestrası) Ko (Cocuk terbiyesi) Tü Müziği şat Erer, Rüşen. Kat zan, 1 — Okuyan: 1 Arif Bey — Kürdilihicazkâr (Gurup elti güneşi. 2 — Rah Kürdilih şarkı: ey müdribi nazende — eda) Kürdilih cazkâr Şatka:. (0 hüsnüne ). ' eei Kürdilihicazkür şarkı- (Kaldı yollarda bu şeb), 8 — Şev. Bey kürdllhleszkâr (Sende acap uşşaka eziyet Mi Baldı). 2 — Okuyan: Muzaller İlkar 1 — Arif Bey — Nihâvenat çarkı: (Benim gönlüm kaldı vende Yesari Asım — Nihavent kış gecesi Şişlide kaldım eltin. Kayank Kürrd ÇAkşam yine akşum - yine 4 — Sadettin Kaynak Türkü (Fwwat), 3 Muzaffer İlkar — Tür (Yeşil çanılı yaylası). 3 — Ö- Salâhat Hicaz şarkır — CLeyik Çulanları Vecihe, Cevdet Ko- Radife Erten. yrrk mi Bey (Söyle vepime Köngen). kü: kuyan: Saliye Tokay. 1 ün Pınar | Mikael onu bekliyece! O da deltikanlıyı bekli Habeş ve İtalyan milletleri a. rasındaki gerginliğin geçeceğine hemen hemen hiç inanamıyordu. Fakat buna rağmen hayat çoök ra man pek mümkün — görünenleri prmaz da, hiç mümkün olmı. yanların yapıldığını gösterir. Şoföre: — Daha hizlı!.. Demek için doğruldu, cama doğru uzattı. Fakat hep Elişsayı ve göttiği tarafı düşünürken kunç bir-ihtimali hatırladı: — Benitto her Şşeye rağmen saat on altıda Mikaelin randevu yerine — gitmemesini - istiyordu. | Bundan önce tutulmasını bel | yordu. Tutulmadığı ve kaçtı çok çok akşam Üstü veya ertesi gün Aanlaşılacaktı. İşte o zaman gerek o ve gerek Matanyo avla. rını kaçıran birer tırtlana ben: yeceklerdi. Matanyonun — sesini taklit ederek — Benittoya cevar verenin kim olduğu da uraştırı. | lacak ve Habes servisi şefinin 0- dasıma onun yokluğunda yalnız Elissanın girdiği anlaşrlacaktı elini onun kor. 2 Sadbattin Pi- (Yüzüm Kkülse Hic eyler). Uşşak şarkı: — (Siyah Lemi Uşşak şarkı: tim meleri, 20157 Ko buşenu. 30: Türk Müzüği (Fasıl beyeli). 21.15: Müzik (Küçük or. kestra — Sef: Necip Aşkın). 1 — Payl — Holxnel a köylü dansları). — Niemman: Zenci dansı. 3 — İtülo Azzoni: Sabah şar- kun, 4 nrl Föderi: Viyana şar- kısı? x Gleşmer: Sabah Se- | ezi). G — Valter Hore. | Bir Gecenin romanı — (Vals). 7 — Felix Glesmer: Sar Nehri ke- uarlarında, 8 — Puecini: Tosca 22.00; Memleket saat ayarı, Ajamı hüberleri; ziradt, esbam — Tahvi- lât, Kambiyo Nukut borsası (f yat). 2220: Müzik (Köçük orker. Yukardaki programın deva- Müzik (Öepa aryaları — Müzik (Cezbund -- PlA Yarınk? program ve $ haçkırsa) Hicaz şarkı kızlar), 3 — Rifat Bey TNicim bülbül fiğar ı Lemi » A& ar şarkı lerin). 5 (Neler her SEHİR TİYATROSU Üa akşam W0 da Komedi - Kısmu: Bür Mühasip Aramıyor —— HALK ÖPERETİ Bu Akşam Eski Cağlıyanda Saat 21 de: GÖNÜL BELÂSI —— Raşit Riza E, di Tek Tiyatrosu Bu gece Üsküdar Hale Sinemasında BİR EĞLENCE AKŞAMI Yazın gece: Kadıkşöy HALE Sinemasında. Salâbat. Tarihi — Her Aşkam Bayan Mualll tin Pınar ve Arkadaşları - Kostümlü Tablo. SAR, CAZ, KABARE, VARYETE, Bütün prorgamla her Parar içki- siz Çaylı Matine, TL. 4377 hareketler yapıyondu. Bunun üzerine çılgına dönen zavallı anne, mağlâp bir halde derhal yanındaki odaya koştu.. A-“k ne bağırmağa ne de imdat € ğı düşünmüyordu. Bir VK düsüncesi vardı: Yavrusunu kadar cabuk Hattâ bu suç Sinyorita Priman . tiye veya başkasına atılacak olur | sa, gene kız onların boş suçlu olmamaları için kendi yaptığını söyliyebilirdi san tehlikede bulunuyordu. Far. la olarak o iki yüzlü Benitto da kollarını sallaya sallaya toprak üstünde gerecekti haf.. Mikacl bunların ikisine de ra. zı olamazdı. Camı vurdu: — Şodör., dur.. Der gibi geriye baktı. Mikael, konuşma camını çekerek emir verdi: — Geri dön.. son hızla Roma. sağa YA y Kendi adresini söyledi ve ilâ, ve etti; — Bit şey unutmuşum... Gö- reyim seni. Çabuk ol, Bir misli bahşiş var... Motör homurdandı. Otomobil hızlı bir dönüş yap- | W've bir kasırga gibi biraz önce geldiği yollardan geçmeğe baş . ladı. Odasına çıktı. Mektuplarına baktı otilarım bir kısmınım eksik olduğunu hemen ( anladı. Bavulunun en dibinden bir hançer çıkardı; ceketinin iç ce. bine koydu; sonra doğruldu; dı- şatı çıktı; kapıyı çekerek kilit . ledi. Aylığını peşin — verdiği pansiyona borcu yoktu. Otomobile girdi; bu sefer Be. nittonun adresini söyledi. Kapı. yı çaldığı zaman çok Ümitsiz bir yüz takınmıştı. Kapı açıldı. Benitto ürktü. İstemeksizin geri çekilmek ve kapıyı kapamak için irkildi. Fa. kat Mikael acı acı gülümsemeğe çalrşarak sordu: — Ne 0?.. Korküyor musun? İstemezsen girmeyim Benitto kendisini toparladı: — Yok.. Ondan değil.. Tanı. yamadım da... Mikacl içeri girdi: için dü, kapmın k''idini çevirdi, fa. açıldı ve bir nevi siyah şeytan gözleri parıldayarak mevdana çıktı. Gelen Totolitombo idi — Vay, diye müthiş bir fer. Zenci: ker cel'âdım elinden kurtarmak.. Ve derhal avydet ettiği za man elinde es nır'antaları biri. vel ikisi birden bulunuvordu. | İşte. dedi.. alın.. fakat ba. oğlumu iüde edin. ve kıymet hicilmesi mümkün olmıyan bu pırlantaları sangi alelâde birer | cam parcası imis gibi haydudun yüzüne fırlatarak çocuğu kol . | Tarının arasından kurtardı, ı Adam sevincinden az dahaâ ctg Dk konaracaktı. Fakat sesini | tuttu: Havali ümit ettiği hudut. | ları asmıştı. düzel, dedi.. Simdi de kac. | mama müsaade edin., Eğer tev. Kİf edilmiş olsa idim, derhal | diferleri velecekler — işinizi rereklerdi. Fakat Kristin srüik onunla meşgul olmuvordu - bile. Kücük Yavrüyu koliarma almış, onu göğslüne bastırıvor, hıçkıra hiç, kıra ağlıyordu. Haydudun artıt ondan çekin, mesine mahal kalmıyordu. Doğ. ruca çıkış kapısına doğru yürü, yat kopardı. Ve derhal. daha j haydudun kendisine saldırması. | na mahal birakmadan zenci e. lindeki müthiş sopavyı maskeli haydudun kafasına indirdi. Bir aslığı, kuru bir gürültü takip et. | Sinek Beyi | ti ve havayı yırttı. cetesinin maakeli şövalyesi ka. fası barcalanmış bir halde yere | uvarlandı.. Kristin döndüğü zaman ancak haydudun — yere yuvarlanışmı görmeğe muvaffak olmuştu. Fa. kat zenci derhal onun önüne ge. çerek haydudun feci vaziyetini | saklamağa muvaffak olmuştu. Zenci hanımının elini tutmuş bir yandan cesedin feci manzarası. ni saklıyor. diğer taraftan da soruyordu; — Bir şey olmadı değil mi Madam” Bir şey olmadı? Kristin ona cevan verebile. cek vaziyette değildi.. Fakat bu sadık zencinin elini hürmetle, sevgi ile sıkıyordu.. Birdenbire yataktan küçük çocuğu aldı ve | zenciye uzatarak: — Higo yavrum, Toti'yi ku. Demek ki Elissa yüzde dok. | kat bu anda kapı kendiliğinden * Yazan: Kadircan Koll — Neden Konferansa niçin gitmedin? —. Benim gibi bütün ümitleri, ybetmiş bir adam olsan, — Neden?. — Elissa randevuya gelmi. yor: telefon etti. — Yaka.. Benitto geniş bir nefes aldı: Mikael devam etti: — Yalnız, ni bekliyeceğini de söyledi... . ÖYÜ — Şaşma!.. Zaten bunu umu - yordum Mikacl bu sırada kapıya doğ- | tü yürümüş, orayı sürgüliyerek Berittoya şöyle demişti: — Anlatacaklarım var... ymasın... Buraya zelmekle belki sana fenalığım olur.. Öyle- ya, benimle gizli gizli konuşur - dun. Halbuki ben bugün kolları- mı sallaya sallaya geldim ve girdim. — Evet... Öyle ama. Mikacl karşısındaki gence o . kuldu; şimdi burun buruna idi » let. Bu hal Benittoya hissedilir derenede ürkeklik veriyordu. Çün kü o bu ziyareti hiç beklemiyor - dü. Habeş delikanlısı Benittonun omuzuna elini koydu. Acı acı gü- siyerek dedi ki: — Bana Elissa başka şeyler de söyledi. Senin bir alçak, bir na « mussuz olduğunu da haber verdi. | Mikael kendisine kurulmakta olan tuzağı kısaca ve keskin söz. lerle bir dakikada hatırlattı. Benitto her saniye saşırryordu. Bir aralık ağzını açmak ve gen- bir şeyler söylemek istedi. Fakat Mikael sol eliyle onun ağzına sert bir tokat yapıştırdı, sağ eliy- le de deketinin iç cebindeki han- çerini çıkararak göğsüne dayadı. — Sesini çıkarma, yoksa ölür- | sün!. — Şey... — Sus... Yalnız bana bir şey söyle.. Bu dediklerim doğrudur değil miz,, Şöyle, hiç olmazsa bu nu sentin ağzından duymak iste . rim, alçak.. Çünkü ben artık,gi- | diyorum. Bir daha burada göre - miyecekler... Hemen gidiyorum. — Ben... Ben... Ben bir şey yapmadım ama... Hinçerin wetmu — Benittonun göğsünden boynuna kaydırdı ve dayadı; diğer eliyle de iki bileği- ni birden sımsıkı yakalamıştı. — Söylet. Söyle diyorum, yok Sâ... — 12? — ©O halde batırıyorum. Benittonun gözleri canının a . çrsından dışarı fırlryacak gibiydi. | Mikael devam etti: İ — Seni gidi komünist seni. Vittoryayı da sen ele verdin.. | Yalan mı?.. — Hayır... Yemin ederim ki... — Ney yse... Ondan bana ne?, Yalnız yanu söyle!. Anlattıkla - | rım doğrudur ve bdaları yaptın, değil mi? Kısık, cılız ve titrek bir ses ce vap verdi: — Evet... Beni kandırdılar !. — Sen de beni kandırdın!.. — Ş$imdi ben buradan çıkar | cakla onu öp ve her zaman sev.. | Diyardu. Ve bu takdirden çok memnun kalan zenci küçük çocuğu ace . mi ellerile göğsüne bastırmağa | çalışarak: “Benim küçük efendim.. Be. nim küçük efendim.. diye mırıl. danıvordu.. Bu sırada Kristin kalbinin en derin köşesinden ge. len bir his ile Allaha dua edi. yor, oocuğunun kendisine bağış. lanmış olması için teşekkürde | bulunuyardu. TADE'NİN YEMİNİ Totolitombo giriş kaorsını | kesen cesede hiç elini bile sür. | medi. Olduğu yerde bıraktı. | Kristini küçük Hügo ile birlikte başka bir odaya nakletti. On. | dan sonra müstahdeminden her | hangi birinin vak'a yerine yak. i lasmasını sureti katiyede men. netti ve derhal vak'avı tahkikat hâkimine haber verdi. İstintak hâkimi beraberinde polisler olduğu halde derhal vak'a mahalline yetişti. Yaptık. ları Ük iş ceşedin yüzünü saklı. yan maskeyi atmak oldu ve Kristin gördüğü manzara kar$ı. sında bir feryat koparmaktan kendini alamadı. — Berj, Serj. (Daha var) | | sia odana kapandın? | çıkmaz polise telefon *Öf rursun, değil mi? Benitte valnrwnrduîr' — Vallahi haber Pişman oldum... Sen çok delikantısın.. Söylemem.. kaçarım istersen! 4 — Yalnız bu kadar dcs Tarı bana Elissanın .ınlılt" tuzağım bu yüzden boşâ de söyler misin?. v — Söylemem... Zaten © nanmazlar ki. 'i Mikael onu sağ biıral hattâ bunu istiyordu, <ğ yadan çıktıktan sonra Tj hiç bir fenalık yapamı İtalyadan çıkmak icin e0 zaman lâzımdı. O v.ıkt:hj lis iş başma gelirse KĞj imkân bulunamazdı. Ul'g. sinden mühim olarak ! selâmetini düşünüyordu- $ bunlar gözönüne alınmd? tonun ölmesi gerekti. a “Dahi') Yeni Nesriyat: | Atrodit Piyer Luls'in bu ölme: hület kitapevinin dünya rinden tercümeler külliyati neşrolunmuştu. — Eseri mlı( yirenin Bay Nasuhi Ba ğanu söylemek, Afroditin #j kiymetin yalnız muhafarl olmasını değil, ona bir KIf tilmiş olduğunu bile ddf verdirebilir. 200 say b tuttuğu halde 50 kuruş fSf| masını da — memleket "";J bir fedakârlık sayar — ve Jarımıza tavsiye ederiz. ... ARAMAK — lzmirde çık$ 'Güzeli, iyiyi, gel bu mecrmuaniıd ail mak,, olan sayısı da neşrolunmuştur Ataca imektup ve Ahmet &? cerle mülâkat bu sayının © catı içinde dikkati rr'lıeıl' Londra ve Parısın en fabrikalarından gelen be' mtühsus mantoluk, rop ve F tayyörlük yüksek fantazi Moreau, barris, tweed v€ YÜNLÜ KUMAŞLARIN € çeşit, cins ve renkleri Be$” da BAKER maparalarındğ yerden müsal! şertlar V€ fisw'larla oştılmaktadi? ZAYİ — Kız Müaallim © fancı sımfından aldığım 22f ralı tasdiknameyi zayi otttf sini çıkartacağımdan eskisli” mü yoktur. ıyşe V P VAKIT Gazetede çıkan — bütün 5 , rin bi ABOYK TA Wemleket teinde s5 ge0 475 Ve0 Aylık 8 aylık 6 aylık * yallık 1000 Tariledea Balkan BİP avda otur kurus aiuuıull.n birliline Girmiyen yer! vetmis beser kurus zamifii abone kaydımı bildir? tup ve telaral Ücretini, gi parasının posla — vey vollama ücretini idare K rine alır. A “ünlğmanin ee mart” | inde VARIT'a ahont T4 Adres deistirme 25 karastur. Oi N' N DCRETEE Ficaret ilânlarının saftt, d | hrt sondan itibaren H le “V""An“' meü sayfadi de 2: birlü badık vanı kesmece & Rüyük. cok aıırıımll-"ı renkit İlân verenlere indirmeler vamlır. Retfya rın söntim . satırı Ticari Mahivette OW _w Küçük NlAnlar Bir deta 30, IKi defiği G defatı 65. dört defasi ?N defası 100 kurustür, (iç ilân verenlerin bir. €? yyePl vadır. Dört satırı meÇ' fazla satırları bes sap edilir. Vakıt hem doğrüdüf 40 d kendi İdare m—ındr—" çf kara esddesinde VAf Di altında — KEMALEDD şa el hân Rürem - elivle e (Rüramın Aİİİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: