9 Mart 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

9 Mart 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

oditııyiizündena Mına daha bakıldı! © mânevl 1000 )i tesinin “H LA A Por,, y Hİt kita- « | maleddin Saraçoğlu İle neşri- | yat müdürü Faztl ile | 8 Zet Bes | | dürü muhtelif broşürler kastedili- yordu. Kâasen muharrir gelin- ce bu kısımları anlatacaktır,.,, Sabiha Zekeriyanın Mukanyesesi Sabiha Zekeriya Tan gazete sinde yazdığı “İleri zihniyet, geri zihniyet,, başlıklı yazıda müddelumum! Hikmet Onat'a kasten hakaretle bulunduğu çin Matbuat Kanununun 27 Ve 30 uncu maddelerine göre yedincl ceza mahkemesinde muhakeme edilmiştir. Diğer maznun neşriyat mü- | Halil Lütfi ile birlikte mahkemeye gelen Sabiha keriya sorgusunda şunları ledi: Ben fıkramda Afrodit- ten sadece misal olarak bah- settlm ve geri zihniyet İle ileri zihniyetinin bir mukayesesivi yaptım. Ne şahsi kasdettim, ne de mahkemenin ara kararına muhalefette bulundum.,, Halil Lütfi de: ü Yazı Irtica ve yeni zih- niyetin çarpışmasından bahse- der; Bu bahse ise Konyalı Af- | kika rodit müstehcendir, dedikten sonra temas edilmiştir. Gazetenin vazifesi umumi elkâra tercüman olmaktır. Biz- de gazeteler sanat ve edebiya- ta karşı hür fikirlidir. İzmitte tabloların, İstanbulda Afrodi tin müstehcenlikle ittiham edil. meoesi bir gerilik ifade eder. Afroditin müstehcen oldu- Eunu ise Konyalı iddia ettiğin- den yazıda hiçbir suretle müd- delumuümiye hakaret yoktur..; dedi. Neticede mahkeme, altıncı ceza mahkemesinde Tan gaze- tesi aleyhine görülen diğer İki dava ile birleştirilmesine ka- rar vererek muhakemeyi baş- ka bir güne brraktı. Yenisnbah — Tan Davası Tevfik Fikret münakaşası sırasında yazdığı fıkrada şa- hıslarına hakarette bulunduğu iddiasiyle Yenlisabah sahibi Ce. Macit tarafından Sabiha Zekeriya ve Halll Lütfi aleyhine açılan muhakemeye de dün Altıncı Ceza mahkeme- sinde devam odildi ve Sabiha Zekeriya müdafaasını okudu. Kadın muharrir, tam 40 da- süren müdafaasında 25 senedenberi devam edegelen bir irtica ve ileri fikir müna- kaşasının üçüncü defa hortla- dığını, Selibürreşad ve Serveti- fünun mecmualarında başla- yan Tevfik Fikret ve Mehmet Akif münakaşasının geçirdiği bütün safahatı, Toevfik Fikret ve Mehmet Akifin bazı şiirleri He “Ses,, mecmuasında Fikret hakkında çıkan bir şiiri öku- yarak, kendisinin İrticala mü- cadele ettiğini, Fikretin insa- niyetçi olmasdının mliliyetçi öl- masına engel olamıyacağını, yazısında hakaret bulunmadi- dını iİleri sürerek sözlerini bi- tirdi, Mahkeme, karar vermek Ü- zere davayı başka bir güne bıraktı. hakkında anket: — Yalçının fikirleri teşebbüsün — ifadesi idi.. Fakat Hüseyin Cahit de sözle hakikat arasındaki büyük açıklığı, bu fi- kirlerin tatbikatında da görüyor- du, Lâyihayı takdirle karşılamak Tâzımdı.. Ancak.. İşte Hüseyin Cahit bu “ancak” kelimesinin cevabının da verdi: — Lâyiha normal, münevver bir insan için pek tabül ihtiyaçla. ra tekabül ediyor. “Utopigue” ol ması sosyalistliğini — aflettiriyor. Fakat yalnız âlicenap bir temem e tekabül eder.. Realite ile hiç bir alâkası yoktur. Şu halde beşer hukukunun ko- Tunmast için ne lâzımdır. Dünya sonuna kâdar böyle mi gidecek? Cemiyette ne gibi bir tekâmül lâzımdır ki ferdin hakkı, insanlık Kakkı korunmuş olsun? Yoksa bu tekâmülü ferdde mi aramak | gerektir?. b Burada yine kıymetli mütefek. kitimizin fikirlerini — tesbit ede- yim; — Beşer hukukunun korunma- S hukukünu — tanıtmağa, huku- na bfnnqt etlirmeğe azmetmiş ; eşeriyetin vücudun Üüt | re | | tatörlük belâları musallat olal |lir. Daha uzun asırlar bu fel Kutu 3 pta yeni keşiflere çıkmış olan Sedov gemisini kurtarmıya giden . Stalin buzkıran gemisinin büyük muvaffak Sovyet kutup kâşifleri “Sedov” isimli buzkıran gemisile şimal kutbunda bir seyahata çıkmışlar ve şimdiye kadar - hattâ Nansen lar bile - keşfolunmamış mıntakalara varmağa şimal buz denizinin şimdiye kadar ölçülme- miş derinliklerini tesbit etmeğe ve daha birçok ilmi hakikatler ortaya koymağa muvaffâk olmuş« lardı, “Sedov” gemisi şim ğundan yardım iştemiş ve bi üzerine —"J-Stalin" isimli kıran gemisi de şimal ':'——'İbL:h'll gönderilmişti. Sovyetleri Tas ajansı Stalin buzkıran gemisinin şimal kutbuna varıp Sedov'u buluncaya , kadar geçirmiş olduğu macelarla. , rı ve karşılaşılmış olan tehlikele- nasıl muvaffakıyetle — karşı koymuş olduğunu anlatan bir bülten neşretmiştir. Bu yazımızda J. Stalin buzkı- ran gemisinin geçirmiş olduğ maceraları gemi — kaptanı Bi sov'un ağzından dinliyeceksiniz: DENîlE AÇILIYORUZ 18 kününevvel tarihinde J. Stalin buzkıran gemisi denize a çıldı. Beklediğimiz gibi Barentz denizi bizi müthiş bir fırtına ile Vels'in İsviçreye uğramasına sebep Uşağının İngiliz tebeası olması imiş Avrupada seyahatte bulunan Amerikanın — hariciye - vekâleti müsteşarı Sumner Vels'in evvel- €e hazırlanmış — olan plânı değiş | tirerek Berline giderken tsviçre. den geçmiş olması, Avruparın birçok devletlerinde şayamdikkat görülerek, böyle bitaraf bir mem- leketten geçilmiş olmasına bir Mânâ arandı. Summüer Vels'in geceyi Zürih. te geçirdiği de haber alınınca tahminler öyle ileri gitti ki bit çok kimseler bitarafların kendi aralarında gizli bir anlaşma yap- tıklarını söyliyecek kadar haki, katten açıldılar. Bu mesele üzerinde bir Yugos- lav gazeteci Mister Vels'in bir Çök eşyalarını da İsviçrede be- rakmış olduğunu keşfetti. Bunun üzerine garetecilerin tahminleri bütün hudutları aştı ve Vels'in İsviçrede Alman ve müttefiklerin devlet adamları ile bir görüşme hazırlamış olduğunu söylediler. Mister Vels'in plânını değişti. rerek İsviçreden geçmeğe karar vermiş Olması sebeplerini bir ma- cera ve esrar romanında değil fakat bit mizah mevzuunda ara- mak lâzımdır. Çünkü Deyli Te legraf gazetesinin verdiği bir ha. ber bizi bu_)u:ıuııı aydınlatmak- ta ve Vels'in İsviçreye uğramı sebebini şü eğlenceli sebeple i- zah etmektedir: Mister Vels'in a dört beş senedenberi | Rigs isminde bir uşak vardır.. Amerikan filmlerinde görüldüğü şekilde bu Mükemmel uşak da diğer mükemmel uşaklar gibi İn: giliz tebâsındandır. Rigs isimli bu uşağın tecrit kampına at:ılmağı göze almadan Berlin seyahatinde efendisine re. fakat etmesine iqkin yoktu. İşte bunun içindir ki Mister Vels İsviçreye uğramış ve uşa ğını eşyanın mühim bir kızmı İ beraber İsviçrede birakarak Ber- line gitmiştir.. vakkıftır. Bugünkü beşeriyetin | başına her zaman sağlı sollu dik- lerden kurtulamayacağız, kurtulmağa lâyık hale gelemedik. Hüzeyin Cahidin kıymetli mu, talcalarını almıştım. Kendisine teşekkür :d:âk ayrıldım, AF ER DÖŞ Stalin buzk kaptanı n gemisinin elusov karşıladı.. Dalgalar güverteyi a. şıyordu.. Savletler - benzin dolu fıçılar mukavemet edemiyor, par> çalanıyorlardı. 16 könunevvelde rüzgâr şidde tini arttırdı. Büyük bir dalga, bir kayığı denize sürükledi. Çe, lik levbaları kırdı ve birçok fr çıları parçaladı. Bu vaziyet da- hilinde seyretmek pek müşküldü. Dalgalar güvertede ne bulursa parçalayorlardı. rüzgâr şiddetini ha arttırmış, dalgalar üştü. Yola devam et- mek inkânsızdı. Manevraâ yapa. rak istikamet değiştirerek ve ma kineleri başka bir rejinle çalış- tırmağa başladık. İstikamet * ni müşküldü.. Tamamen karan: lıkta seyrediyorduk.. Üstelik sık sık tekrar eden kar fırtınası (i tikamet tayinine müni oluyordu. GRUENLAND DENİZİNDE Gruenland. denizi bizi müthiş bir soğukla karşıladı. Su — güvertenin — üzerinde denuyordu. Yirmi dört saat zar- fında geminin manzarası tama- men değişmişti. Güverteyi yüz - Terce ton buz kaplamıştı, Tayya reler hikâyelerde görülen büyük kuşlara dönmüştü. Mürettebat birkaç gün çalıştıktan sonra ge - miyi kaplamış olan buzları kir- mağa muvalflak oldu. Nihayet 23 kânunevvelde uzun zamandanberi beklemekte oldu ğumuz buzlar muntakasına var - dık. Bu buzlar arasında Sedov'a varan en kısa yolu bulmak Jâzim- dı. Buzlar arasındaki açıklıklar - Buzkıran gemi 2 gdan istifade ederek ilk birkaç mili kolaylıkla kattettik.. Fakat bir kar perdesi önümüzü kapatı- yordu. YEKPARE BUZLAR ARASINDA 24 kânunevvelde yekpare buz- Jar mıntakasına varmıştık.. Önü- müzde soğuk bir buz çölü uzanıp gidiyordu. Mecburen buzları — kuvvetli darbelerle zorlamağa başladık. Böyle adım adım şimale doğru ileriyorduk, Şimalde BÖ0 derece 32 dakikaya varmıştık.. Fakat bu şekilde ilerlememiz yakıcı ih- tiyaçlarımızın. tamamean tüken. mesini mucip - olabilirdi. Bu mü- nasebetle hey'et reisi Barenz- burg'a kadar giderek su ve ya- kıcı ihtiyaçlarımızı tamamlama . mıza kârar ven Bu taman zarfında Sedev'un vaziyeti gittikçe müşülleşiyordu. Gemide mevcut ihtiyatlar buz üzerine — çıkarılmıştı Buzların birdenbire kırılarak ayrılması ih- iyatlarımızın bir kısmının sulara irüklenmesine sebep oldu. —- Yeni senenin ilk gününde ye niden yola çıkmış olan J. Stalin buzkıran gemisi 3 kânunsanide 80 derece 33 dakikaya varmış bu. Tunuyordu.. Bu mıntakadaki yek. pare buzların kalınlıkları üç met- reye kadar varıyordu. Bu şerait îyetleri.. istikamet tayinine mani oluyor - du.. Buzlar bizi geriye sürükle meğe çalışıyor, fakat biz her fır. satta birar daha ilerliyorduk.. SEDOV'UN ALEVLERİ GÖRÜLDÜ 6 kântnsani günü saat beşte tarassut mevkiindeki fukta Sedovdan y beş mil ka- rduk. Fakat bu mesafe' k hepsinden müşkül oldu. Önümüzde fevka- lâde gert ve yekpare buzlardan müteşekkil bir mıntaka bulunu . yordu. 7 kânunşanide cenup rüzgârı esmeğe başladı.. Buzlar — biraz ayrılmıştı.. Bundan derhal isti- ettik ve saatlerce süren bir mücadeleden sorra hihayet Se dov'a iki mile kadar yaklaştık.. Bundan sonra yeniden rüzgârın değişmesini bekledik. 9 ve 10 kânunsani tarihlerinde iki keşif grupu hazırladık bunla» rın birini Pajanın, birini de ben idare etmekteydim. İki keşif grupu da önümüzde aşmağa mecbur olduğumuz bir büyük bankiz bulunduğunu ha . ber verdiler.. Yeniden cenup rüz- gârı başlamış olduğu için şimale doğru seyrimiz mümkün oluyor-. du. l1 derece 7 rihte bir keşif gı dar şimale varmış oldufu vaki değildir. BUZLAR KIRILIYOR 12 kânunsanide buz kırrlmağa landı ve ertesi gün saat de kat'i bir darbe ile faal sona erdi. Kar fırtınası Sedov'un ışığını sallayordu, Dört saat sonra bek- lediğimiz ateşi tekrar gördük. Sdov pek yakında idi, Kalbi- miz sevinçle doldu. Denizcilerin eski adetleri mucibince ra, man arkadaşlarımızı üç kere dü- dük çalmak, projöktörle işaretler vermek suretile selâmladık. BORDA BORDAYA. Saat on ikiyi yedi dakika geçe J. Stalin buzkıran gemisi Sedov- un iskelesine yanaştı. Karşılaş- ma fevkalâde sevinçli oldu.. Böylece gemimizin emsalsiz seyahatı. sona ermiş oluyordu. 'Telsizle Stalin ve Molotowv' — VAKIT 9 MART 1940 valisi bir. mmecmuaya pastırmacılığı ihya | için mühim teşebbüsler yapmak- | ta olduğunu söylüyordu. Erzu- rumlular örtaya yepyeni bir me, sele attılar, Kendi imal ettikleti pastırmaların Kayseri pastırma: larından çok daha iyi ve mefis ol- duğunu, Kayserililerin. Erzaurum pastırmasını kendi mamülâtı gibi sattıklarını iddia ettiler, Neticeyi bilmiyorum. Fakat het halda her iki vilâyet mamülâtmı mukayese etmek ve hangisinin daha nefis olduğunu bil kimya meydana çı: karmak pok güç şey değil. Anka, ra yüksek zirant enstitüsü pro- fesörlerindenbiri hangi — fasulye- nin daha mugaddi ve leziz oldu" ğunu anlamak için bütün fasul, yeleri tahlil etmiş. Lezzetleri mukayese — için moson - fasulyesinin hepsinden üstün olduğunu ortaya koymuş. Tabij pastırma için de aynı şekil- de hareket etmek mümkün. Zira pastırmanın — fasulyelerdan çok tryakisi vardır. Vaktile pastırmanın satışa çık- ması için bile kanunda yer vardı. Hicri on on birinci asırlara a. Hicri on ve on birinci asırlara a< rafından tedvin edilmiş olan kanunnamede “kanan izni pats tırma” faslında uzun uzun anla tilie, Paatirmanın satılması iznini zamanın belediye reisi demek o. fan ihtisab ağasma — Veziriazam verirdi. Fakat bu izni muazzam merasim ve mükellef bir ziyafet- ten sonra verirdi. İhtisab ağa Yedikule dışında Tokat denen mahalde büyük — bir ziyafet ha- zırlardı.. Veziriazam hazretlerile Çavuşbaşı ,Ağaçavuşlar, Kapıket- üdaları, — Şatırlar, Mataracı, Tüfekçi, — Yeniçeriağası, Kadı efendi, Roeisülkitap bulunurdu. İhtisap ağası Vezirazamı Yedi. kuledeki mescit önünde karşılar, eteğini öperdi. tayfası üsküflerile kale kapısına kadar selüma dizilirler, Vezirazam buradan geçer, ziyar fet yerine giderdi. "Badehu Ve- zirazam hazretleri oturup Kadı efendiyi ve ağayı huzuruna dahi oturtup — pastırmaya müteallık musahabat ederler” di. Ziyafet- ten sonra İhtisab ağasına pastır. manın satılmasma izin verir, İb- tisab ağasına bir de hılât ihsan ederdi, Kısaca kaydettiğimiz bütün bu merasim, pastırmaya — verilen e- hammiyeti gösterir sanırım. Bur gün nefaseti için yapılacak kü. çük bir himmet hem pastırma tiryakilecini, hem de müstahsilini mermmun eder kanaatındayım. N. A, Gayretimizin ütün mürette . tebriklerini aldık. takdir olunması & batı memnun etm Bize gösterilmiş veccihe cevaben bütün ku rimizi sarfederek — Sedov't beraberimizde g olan bu te- vetle- .. * Görüp düşündükçe Iki nokta Dün gece radyo, bugün do bülün güzeteler, tayyaresinin Türk ufuklarımdan bir Bulgar yere indirildiğini yazdılar, Komşulukta her gün biraz dahâ sıcak bir yakınlık bulan iki devlet arasında, mescle, dostça halledildi. Tayyare ve içindeki iki Bulgar subayı, memleketlerine gönderilecek, Şimdilik, hiç şüphesiz bizim ordumuzun misafi- ridirler. Son hafta içinde, Trakya ve bütün Balkanlar, kar tüplleri, keskin rüzgürlar uğrağı olmuştu, Kapalı hava, ağır bulutlar, tayyarelere yol şaşırtta. İnanı- yoruz, ki şimdi kendisi yerde ve rasıdile pilotu Türk orflusunuan misafiri olan Bulgar tayyaresi de, büyle bir şaşma neticesinde bizim ufuklarımıza girmiştir. Netekim iki hafta evvel do yine büyle bir yanlışlık neticesi olarak Iki Türk askeri, Bulgar hu- dudunun İçine girmiş ve döstç : karşılanmıştı. Komşu hakkıha kendi hakkı kadar dikkat eden Türkler, açılan a gl bu ikâ zabitin yaralanmamalarını sevinçle karşıladı, Hüdise, artık kapanmıştır. Yalnız bu münasebetle iki nokta üstündoe biraz durmak lâzım gelir: 1 — Şu son vaka, gösterdi, ki Türk topçusu, Türk hava- larının karlı, buzlu, bulutlu günlerde de ve zenci gecelerde de yaman bir bekçisidir. uçurtmayor. Namlılarını diktiği ufuklardan kuş 2 — Şu, bu devletin, falan, filân diplomatın Türkle Bul. gar arasına sokmak istediği buzdan duvar, iki milletin şuurlu sevgisl karşısımnda erimiştir. Artık Balkanlarda her hangi blr devlete maşalık edecek, h Dün yanlı kimse kaln kla gınırlarına giren Türk N nıştır. orlerini kara kollarında misafir ederek silâhlariyle birlikte bizim hududu muza kadar Bulgarlar teşyi etmişlerdi. Bugzün, bir tayyareni» yol şaşması, bu güzel Dostlukların ve değerli işi, elle tutulur hılıo, için bu türü imti- Türklere gördürüyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: