15 Nisan 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

15 Nisan 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p ei A — Bit Yaj. MH hişeSötesinde dç Mürh Hüknlesi bu M Şilah Ara ulıb;îm“hımr! Bobra Vaet hük. nde î'ff—dıün OD - k.::%u n disin SN el h. h U İ u hâdi. Dantığın, Kİ mevzu. İN :':4 d Böyle bir Ve edildik. N""u:::""'“ idi b A üTüat böyle Ku u“nmın e ? Gcı tevild ı vikd ş “İ::fı.ık Vazife. Yüz n mab. 4 YAR herhangi  Mnşt, ya. İN &z:;“üvl i&rar W u h'&ıuh“ emeli h Biç , Y etin gereti ğx Teselede hak Ş _:"l idi. Gö. Adeta ic b K__ı ta kbar a k_'“- Mevcut ügg Fthküm v e her- t bakmak G'L'; VA_um.—ıun İ ÜA f alçın'. Yü yatirak için '.lı.kl::'“ılnl. ya d Ü laa ' kararı İ a AL- YN , bülsaydı vi ŞA bunun ..c;:ı'ı.tıııuı. e üriye. İszna DU teş. B d N.',“u"ıp hak- Ye dava .*'lghş inkılâp Alayı 8 böyle V Süşüm şilinde bir K w ı""k isti. te anlaşıl. J t ĞVIrle. LASDU ah kı;:ıtbın ta. t İllar. iy'üğe Ürkün ha. W'::Ernıı. 'Zasiyle *e :1'"! inkı. ı'*!lq Ökleşmezi e ae HK Üa tinaca. UN İ Ca: Nn BV. ü bi YAbitliği ? seyi Mi? Şir la- e TU O ”- ai y * B < GW a LN ? ; P rTa y;ç odit muhake- t€rinden sonra Ataç, Huber'de çı- ü > sanat #serlerine müa, hakkarı da vermelidir; iam bir 4 akal hığı kulacak şey budür.,, Diyor. Arkadaşımızın istedi. ği hak, t n Matbuat kanu. uunda deleşmiş olarak dü. ruyor addeye Bu nun bir © uvacçheslade sual sorulur: 1) Gerçekten müstohcen mi, değil mi? Bu , bir |htisas mevsuu değll. . İdraki olgün ve içtimal ter. bi l yolunda bir Türk bu su- nle ya evet, ya hayır, diyebilir. Bu eser, bir Baitıt esari iml. dir?,, suali, ancak, birinci sua. le: “Bvet, müstehcendir., ceva. bi alındıklan BonTa Sorulacak ve haddi zatinde müstehcon O- serin ayai zamanda sanat olduğu da ba ikinci saf. hanım vukuf ehlince kabul olu. nursa bt eser, müstehcen ol. masına rağmen, bir sapat eseri lâzım olan—bu Mizum, eski finizle, kendi mıktarınca olunarak yine neşir islni iktisap efecok, ya- sadı değli, (Vâ - Nü) arkadı maızin da isteği husül bula. caktı. Domek kanun ilim ve sanat alâkadarlarına, müstehcen ol. sun olmasın, ilim ve sanat ese. rini kayıtsız şartsız voriyor, fakat bir ilim veya sanat ezeri, eğer müstehcen bir tarafı var- sa, onun illm veya sanat alâ. kadarlarından başkası elinde keyf ve iştiha sulistimal vası- tası mahal vermek istemiyor: Tabil (Vâ - Nü) nun istediği gibi... Bakınız, VA - Nü (Biz belva demesini de bil halva dö. mesin! de) başlığı altında yaz- dığı fıkrada ne diyor? *Piyor Luald'in edebi şahsiyotini göklere çıkarın Luiz Keklen tetkik makalasinde diyor Ki: “ALrodik rofüale, nının terkohdar, Lerzi ve emanli tabas kanın kızları arasında moda — öluver. mezi tecssüre şayandır; böyle bir eeet mabdul mıktarda ve Leorübeli münev. verlere mahsus basılıraa - pak muvâ. fıklır da ucuz ve resimli nüshaların sayısız muktarda herkesin, — bühaam bütün kzların ve kadınların eline geçmesi arzu edilmiyecek hir peydir.,, Biz de medeni hir milletin mensubu olarak Afrodit'in Türkçeye tercüme, #ine taraftar olduk. Fakat mukannam (Devamı 4 üncüde) 3—VAKIT' 15 Majinoya taarruz | | Görüp düşündükçe Alman kıtaları Şimali Avru. pada harekete geçtiler. Mütte. fikler mukabele ediyorlar. Harp genişlemiş bulunuyor. Muhtelif membalardan gelen haberler ha- rekâtın daha da genişlemek isti- dadında olduğunu göstleriyor. Acaba Almanlar şimalden sonra nerede harekete geçecekler. Bazı kimseler hedef olarak gimali şarki Avrupayı, bazıları ise Ho- landayı gösteriyor. Fakat unut, mamalıdır ki son Sözü söyleye. cek olan umtim! taarruzdur. Almanların nkü halde ce' l taarruza geçmeleri ihtimali daima Mmev« cuttur. Nitekim Alman tayyare- leri Paris üserine kadar uçarak keşif uçuşları yapmışlar. Diğer bir habere göre Almanlar, Fran- 84 ile Almanya arasına sıktşmış olan küçük Lüksemburg düka. lığının şark hududundaki Mozel nehri üzerine köprü kurmakta . dır. Bu vaziyet Almatları gârp cephesinde bir tanrruz hareke - tine geçmek İhtimallerini kuv - vetlenditiyor. Almatnlar Fransaya taarrtız etmek için Mafino hattını nasıl yarabileceklerdir. Fransız müda- faa k tleri taarruz haberini nasıl alacak ve mutaarrızı de. fetmek için ne gekilde vaktinde harekete geçecektir. Alman erkânı harplerine göre müdafaa tesisatını yarmak İçin en iyi çare baskındır. Bu ralina, sebetle Majino hattı önünde mu- vaffak olmaları için Almanlarımı baskın yapınaları ve Fransızları gafil avlamaları lüzmmdır. Baa- kın yapmak Alman stratejisinde / mistik bir unsur vaziyetindedir, | Baskın sisteminin bay Alman generali Erfurth'tur. Bir askeri mecinuada furth baskın için gu fikirleri mu. / düşmanı mağlüp etmek ise hem taarruz etmek hem de baakın yapmak şarttır. General Erfurth'a göre Majino hattı Majino hattınm inşa edilmiş Bolluk içinde açlık! Ben, dolu dizğin, dörtnal, at çatlata çatlata koşan posta tatarlarını arıyorum, Onların getirdikleri haberler, belki biraz geç geliri fakat hiç yanlış çıkmazdı. Kale kapılarından kasırga gİbi çıkarlar, uzak yilâyetler- den, merkeze durup dinlenmeden ariza getirirler, merkezden uzak vilâyetlere, yalçın kalelere, sınır palangalarına ferman uçururlardı. Evet işte onları anrayorum, Gerçi sabırsızlık, artık bir hü4- talık halindedir. Gazetelere aç kurtlar gibi saldırryoruz. Fakat göz gezdirince açlığımız dinmiyor, daha beter bir. hale geliyoruz, “Telgraf,, larımız var. Şurada bir küçük manivelenln Ü. tüne basıp tıkırdatınca, sözlerimiİz pakır tellere binerek dağ. Tni , denizlerden yıldırım hıziyle geçlyor. Telsizlerimiz var. Bir antenle, haberi şimşek yapıyoruz. Zıuııın_ ve mesafe yok oldu. “Tibet,, lo, Mısır, Nevyorkla Nörveç, Kutuplarla çöller kapı komşu haline geldi. Bir saniye, bir haberin bütün dünyayı dölâşmasına yetiyor Radyolarımız var, Bu son icad hepsinden daha akla dur- gunluk verecek inceliklerle dolu. Baş ve şahadet nüz arasında süslü bir düğmeye şöyle bir dokunmak, sizi Pa- risten, Tokyoya, İstanbuldan Moskovaya, Bombaydan Londra. . ya götürüyor. Hani masallarda sihirli cekleşmiştir. Öyle ama, rayolar, lerile beraber, bize muayyen lü getlremiyorlar, Meselâ: İşte son lâ bir sır olmaktan çıkmadı. postlar, büyülü küpler vardır. Erenler, cadılar bunların üstüne binerler ve göz yumup açın- caya kadar yörden aya varırlar, Radyo, tipkt bunlara benzi- yor. İlmi, “kal,, dan çok “hal,, de arayan (mistik âlim) in ta- savvur ettiği “Tayyi mekân,, hâdisesi, Tadyo ile buzün ger- telgraflar, telsizler bütün bu kudret- bir hâdisenin hakikatini bir tür- *“İskarjarak,, hâdisesi, hü- kimin elinde? (Baltık) ı Boğaz anahtarmı kim taşıyor? İsveç, kiminle yanyanadır? Hani en büyük deniz muharebeleri olayordu?.. Hiç, bir deniz kavgası bir hafta sürer mi? Radyolar, tolgraflar, telefonlar, tolsizler, zavallı gökleri hamam kubbesine döndürdüler. Hepsi birden ulumağa başla. yınca, ortalık bulanıyor, fizikte gamgama hâdise o- dediğimiz luyor. Bu karışıklığın ilk karbanı hakikatin kendisi, ikincisi de biziz. Çünkü can kulağiyle dinlediğimiz, bildiklerimizi bir. birine ektediğimiz halde, hiç bir şey anlamak imkânmı bula- mayoruz. Bu ne acı bir bolluk fçinde açlıktır!... HAKKI BUHA GUZGİN Alman hücumunu bir telefon yahut kırmızı birfe —i samar ” Ko NDK af A A | ; Z Bir fener yanıp sönmesile Alman va ölüm saçacak olan Majinonun olması, stratejiyi filozofik bir şekilde kuran general Erfurhtun Wuınn'yelerhl ve bilhassa sür. Çünktü baskın m kıymetli olabilir, 19141918 gu ları elde olunabilirdi. Muayyen cephe kurulmuş olma- &t Erfurht tarafından tutulan bir şekil değildir. Alman askert muharrirlerinin içinde en kıymetli olarak kabul edilen bu generalin fikirleri Al: man erkânıharbiyesinin hemen kramı azamı taralımdan da ka. bul olunmaktadır. a Majino hattı hakkımnda gene . ral Erfurtb umumt olarak şun » ları söylemektedir: *“Kara harbinde müdafsa" & simli makaleye göre müstahkem hatlar müdafaası 1918 den B0n. ra kabul olunan bir sistemdir, O zamana kadara kullanıları ka. t0 gekli tadil edilmiş ve müdar faa hatları tesis olunmuştur, Bunlar asırlardanberi hudutları tamamen müstahkem mevkiler- Je muhafaza etmek tecrübeleri . nin mahsulüdür. Kloseviç'e göre Mmüstahkem hat sistemi pek fazla silâha Ih. tiyaç hissettirdiğinden ideal bir sistem değildir. Müstahkem hat- düşm: lar ancak ufak taarruzlara kar* şı hudutları garanti edebilir. Eski Çin seddi bugün nasıl bir hiç olarak gürünüyorsa, yarımın Banatı da bugünkü müs. tahkem hatları sıfır olarak gö- recektir. Halbukt! Almanya da Fransa gibi müstahkem hat sistemini kabul etmiş ve Zigfrid'i inşa etmiştir. Alman erkânrharbiye - sinden Lideman, Er furht'a gu şekilde cevap vermek. tedir: Sulh zamanında harekete çok, atege az krymet verilir, Halbu. ki harpte ateş birinci plünda - dır. Bu harbin ateşi de 1914 har- bindekinden çok olacaktır. Çün. kü barp sanayil pek fazla mü . bimmat verecek vaziyettedir. Sonra bügün bir çok modern in- fllâk aletleri keşfolunmuş bulur nuyor. Bu sebepler yakın harbin pek ateşli ve kanlı olacağını gös terir. Tnarruza gelince sürat lâ. zımdır, Bunu da hugünkü motör. ler temin ediyorlar. Majino hattından bahsederken Lindeman şöyle demektedir: “Garpta büyük hareket ve mu- y Çünkü eski harpteki büyük harekât yar pılmasını tamamen imkânsız kı. lan modern müstahkem hatlar vardır ve manlalar tekniği fev. kalâde ilerlemiştir.., Alman Majino nerhaber ve! ecek taarruzumu haber verdiklen son- içinden muhtelif görünüşler hattına bir baskım yııınııjbığı dü. şüzüyor ve bunun hi Mi yar lmanlar sürpri> 7e belbağladıkları halde bunu bir tahakkuk ettirememiş. lerdir. Bütün Alman erkâmıharbiye . sinin hayalini oyalayan bu sür. pris artık mümkün değildir. Çün kü İngiliz. Fransız seferberliği mudzam bir beton hat gerisin- de ikmal edilmiştir. Almanya geçen eylül ayımda elina geçirmiş olduğu sürpriz a- yantajımı kaybetmiştir. Alman. mnuyıt mecburen mevki har. girmiştir. Alman askori edebiyatı güzel Bayallerden bahsedebilir. Fakat Almanyanın o kadar güvendiği gürpriz ’Ğnmm kazanmak için evveli & kavuşması ve sön- ra yeniden baskın yı fır « gatını araması lüzımdır. Fakat Almanya mağlüp olma" dan sulh imkânını elde edemiye. göre bagünkü hal içinde bir baskım hareketi düşünmekte, dir. Fakat Mafinoya yapılacak bu gölen neye mal olur? Alman- lar, unutmamalıdırlar ki Fran- sız toplarının çeliği mükemmel- dir ve altı aydanberi yağlanarak mnma ateş edecek zamanı beklemektedirler, Almanlar baskın yapmak de. gil, başlarını kaldıracakları za. man bir telefon çalması veya müstahkem movkilerde yanan kırmızı bir elektrik taarruzu ha- ber verecek ve bir iki şaniye içinde Majino müstahkam mev" Kilerinden Alman krtaları Üze- rine ölüm yağacaktır, İşte o zaman asıl sürpriz bu Harp nişanı aldığını 23 sene sonra öğrendi Loandradan bildiriliyor: “Britiş Lejion dö Horsley'in Glucesterdeki sabık kâtibi Mister Viktoc Hoven, bugünkü harbe iştirak etmemiş olsaydı, bundan yirmi üç sene evvel Frangızların kendisine harp nişanı vermiş ol. duklarını öğrenemiyecekti. Mister Hoven 1917 senesinde Knig Ruayal Rayflte çavuşken, Vlamentingde düşman mermile. rine hedef vaziyete giren bir Frangsız topçu bataryasımın yer değiştirmesinde fevkalâde rol oy. namıştı. Bu kere Hoven bir İngiliz a. layıla yeniden Fransaya gelince, yirmi üç sene evvel Fransız ordu. suna yapmış olduğu — vazifeden dolayı harp salibi nişanını almış olduğunu öğrenmiştir. NİSAN 1949 ismail Saip hakkın- da yazılanlar Suat Derviş, Haberdeki fık. rasında esor vermeden gözleri. ni kapayan Beyazıt kütüpha- nesi müdürü İsmalil Salbin ilm|! satırlarda değli de sadırda bıraktığı için tenkit ediyordu. Tez haklı, Fakat lsmall Saibin ilmi bakikaten etrafını şimdi kedilerin tavaf ettiği sadırda mı kaldı?., Bence hayır,. Onun yüksek bilgisinden feyz alanlar, ilmi sadırdan sn- ıra İntikal ettiren birer vasıta 1 midirler?.. Hangi müdek. haaugi ilim Aşıkı ona gidip öğrenmezdi? *Vakıt,, da “Semt. lerin tarihi,, adlı tefrikamı ya, zarken, elli kadar mehaz bul. duktan sonra İsmail Snlbi ziyaret etmiştim, Sadırdan &- zaklaşırken: Büer İsinall Saibi zi- yaret “etmeseydim, yazılarım çoök sathi olacaktı... diyordum. Çünkü o, İstanbula ait en kıy- metli ve hiç tetkik edilmemiş yazma ve basma birçok eser saymış, nerelerde, hangi kü- tüphanelerde bulabileceğimi de öğretmişti. Yazmıyordu, Tfakat yazdırı. yordu. Bu noktadan İsmall Salbin ilm! sadırda bırakma- dığına kanlim. Yazsa idi, mu- hakkak ki çok krymetli eserler bırakacaktı. Fakat niçin yaz. mıyordu?. Bunu bilmiyoruz. Mutlaka bir hüküm vermek lâzım gelirse bunu onun göre- İneğine hamledebiliriz, Tarihte misali pek çoktur. Ne hezarı fon, ne mütebehhir. isimler kaydedilir ki eserlari yok, 150 ve bir rivayete göre de 200 se, ne yaşayan Semerkandl! Seylâ Alâeddin, bir tefsir! bitirme. den gözlerini kapamıştı. Bu veslle ile merhuma ait bir hatıra kaydetmok istedim Üstat Tbnilemin Mahmut Ke- mal anlatmıştı. Bir gün müs. teşriklerden biri Mahmut Ke. mali ziyaret ederek şöyle bir D a nn — Türkiyi YogTAfyı ilminde Fuat Köprülu, !ım?ı'ı Rtendi, bir de zetiflilerinin e- mi antlır. Fakat merak ediyo- rum, hanginiz daha üstünsü- vüs. Üstad şu cevabı vermiş: — Fuat Köprülü ilmin en yüksek kürsüsünde ders veri- yor. Senelerdir okuyör va oku. tuyor, İsmall Efendi ise şu ka. dar senedir kütüphanelerdedir. Her gün bir kitap sayfası oku- yup günde İk! şey öÖğrense bin- lerce (sim, binlerce hakikat öğrenmiştir.,, Üstadın kendi bilgisi hak. kındaki bu tevazuu ne kadar yüksekse, İsmail Salp hak- kındaki teşhisi de o derece kuvvetlidir. NİYAZİ AHMET Sart harabelerin- de araştırmalar Türk Tarih Kurumunun hafriyat teşebbüsü İzmir, (Huşusi) — Sart hara. belerinde çıktığı Manisa vilâyetin den maarif vekilliğine bildirilen eski eserlerden lâhdlerin yerinde tetkiki ve icabının yapılması için vekillikten gelen telgraf emri ü. zerine müzeler müdürü Salâhat. tin Kantar Manisaya hareket et. miştir. Ve seyahatinin — başında gunları söylemiştir: * Müzedeki lâhdler içinde en güzeli burdan evvel Sarttan ge. len lâhdtir. Ötekilere benzemez. Muhaddep bir şekilde ve oymalı. dır. Belki bahsin mevzuu olan Mhd de böyle ve belki daha gü. zeldir. Tetkik etmek İâzım. Satt harabelerinin, 1904 kadar, ancak mübedi ve pek cüz'? bir kısımı Amerikalılar tarafından hafredil. miştir. Türk Lidya olan Sart ha. rabeleri, meşhur bin bir tepeleri. le ki Lidya Krallarının Tümülük şeklindeki mezarlarıdır. Çok ge. niş bit saha ve pek ehemmiyetli bir mevzu teşkil eder, Tarihten evvelki ramanlardan Bizans dev. rine kadar binlerce senelik mede. niyet tabakaları burada üst üste ğılıdır. Türk tarih kurumu, Sart bal. riyatını tekrile ve metodlu bir şeküde yapmak

Bu sayıdan diğer sayfalar: