22 Nisan 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

22 Nisan 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VYo ) Södecanlı zabıta romanı İN ÇENBER ÇETESİ İhgi, 4 ö teden çeviren: H. MUNİR Telii “Kara — ben alt taralını gördüm ve İşte o *'Wığı:’e yâ. —raman, senin çete reisi olduğunu ü zaman — anladım. inder y elmas gibi bak- lmiş bu pres pap” kurumuş Mürek * ürekkep hokkanı de- | gösteren ö lünü oynuyan adı €Ği mala mi? — Ağzı bırak kadaşır ni de ziyaret ettim. Beni dumu ortadan kaldırmak için ha> zırladığın mükâfatın ilk kısmını, bir di banknot halinde getir giklerini de gördüm. — Allah belânı versin... Ben. (Daha var) acayı Program ve memleket saat 2.83: Ajana ve moteoraloji ha. berleri, 12.50: Müzük: — Mühtelif çat. kalar (PL) 18.30/14.00 Muzik: Karı, gık müzik (PL) 1800: Progrüm ve mamleket eaat ayarı, 18,05: — Müzik Radyo caz orkostrası, 18.40: - Konuş. MA (Çocuk Ketrgeme — kurumu fndan), 18.88: Sarbest —agat, 10.10 Memleket saat ayarı, Ajanâ ve meta, oroloji Babarleri, 19.30: “ Müzik: Ça. Jenlar: Fahire Fersan, Rafik Fetsaa, Reşat Brer, 1 — Okuyan: Necmi Rı. Ta Ahısken, Semahüt Ördenses, 20158 Konuşma — (Fen ve tabiat bilgüeri), M.30: Müzik: Çalanlar: Komal N. Beyhün, Fahri Kopuz, İzmottin. Ökte, Cevdet Çağla, 3 — an; Mülek Tokgüz, Mustafa Çağlar, 21.00: Mi zik: Karadeniz ve havalisi türkü ve öoyun buvaları, Muzaffer — Firatlı ve Kemençe Hasan Sözeri, İL1S: Kon. mi: Hati Bedli Yönetken, Müzik: Hadyo orkestrası, — 2215 Memleket anat ayarı, Ajans habherle biyo — Nukut borsası (Fiyat), Müzik: Cazband (Ply — 23.26/28.80 Yarınki program ve kapanış. E S p Mehmet, köyün en yakışıklı 4| delikanlısı idi. Arazlisi vardı. Fakat kahvede oyun oynamak. tan bir türlü vakit bulup bura. larını kendisi ekip biçmez, şuna buna ufak bir hisse mukabilinde kiralardı. Çapkındı da... Kendi ündeki kızlar yetmiyormuş ihan - ($ bi civar köylerin kızlarile de Sadırın, | *Sıkdaşlık ederdi. | —Mehmedin bütün kusurlarma rağmen muhtarın kızt kendisini çıldırasıya seviyordu. Ayge bi basınm sıkı köntrol ğ tutkundu ama öteki rı da gi ce konuş demiyordu. Aygşe bu Ti duvu! çok sinir! kızını sıkrya koymasının sebebi dan ileri geliyordu: Mehmet r Musaya haber n emrile kızı. tar Musa bu sek yersiz bulmuş olacak — Benim Mehmede verecek kızım yok! demişti. Muhtar © t | gece kizı fikrini anası vası. *nı:" di- | tasile yoklamış, Ayşenin Meh- yenin | mete gönlü olduğuna vâkıf ol. — — SA S DD Dü ee B Za Holivuttan yazılıyor: Geönç yıldız Deanna Durbin'in muhakkak ki bir çok âşıkları vardır. Fakat ona hayran olan- lar arasında kırk Fransız top- çusu genç ve güzel kızın kalbin. do yer almışlardır. Bu topçula. rın kumandanları yıldıza bir mektup — göndererek kendisine hayran olan silâh arkadaşları. na birer küçük hatıra gönder « mesini rica etmiştir. Deanna Durbin Fransız asker lerinin bu taleplerini boş çevir- mek istememiş ve uzun müddet nasıl bir hatıra göndermesi lâ. zım geldiğini düşünmüştür. Fo. — Deanna Durbin'in Fran- k . e . —'sız askerlerine hediyesi toğraf gü n Deanna Durbin ül vaziyete düşmü ve o sırada son V parçaya kesorek kendisinden biret hatı- ra bekleyen aakerlere gönderme. Ki muvafık gö ştür. Bu karar tizarine Doanna Dur- bin tuvaletini derhal kırk par. çaya bölmüş ve Sar ile Mozel havzaları arasında hudutları bekleyen askerlere bir hatıra ol- mak Üzere Holivuttan yola çı- karmıştır. Gepte taşınan telsiz telefon Amerikalr bir mliiyoner cep. te taşınacak telsiz teiefon © eldine &0 bin dolar hediye Bdo, ceğini birkaç hafta evvel ilân etti. Bu tolefon âletile her vakıt ve her yerde konuşmak kabil olabilmesini ve çok küçük ha . eimde İmalini Amerikalı şart olarak ileri sürmüştür. Amorikalının Uğânı Üzerine Mastini isminde bir İtalyan Roma beynelmilel sergisinde teşhir edilmek Üzere hazırladı- Bı keşlini, sergi açılma'zamanı- ı beklemeden bütün dünyaya Iâna mecbur oldu. Çünkü A . merikalının vaadi bütün dün - ya mütehassıslarını harekete getirmişti. İtalyanlar kendileri tarafıpdan keştedilen telsiz ta lefon hakkında şu İzahatı veri, | yorlar. Küçük hacimdeki telsiz te . leton mucidi Mastini (radyo telefonu) buluşunun mükâfa - t olarak (Markosni) mükâfa - tınt kazanmış ve Amorikadan ihtira ruhsatı almıştır. İtalyada muhteriler sindika. sı Tadyo telefonu Roma sergi- sine kadar gizli tutmak İsti , yorlardı. Yeni keşif serginin en meoraklı bir köşesini İşgenl ede . cekti. Fakat, yukarda söyledi- ğBimiz gibi zengin Amerikalı - nım vaadi kısmen dahi olsa bazı gizli tarafları ilân öettir . mek mecburiyetin! doğurdu. Radyo telefonu çok küçük bir radyo makinesile bir teloe - fon makinesinden — ibarettir. Mikroskobik hacimdeki raâyo makinesi alıp verme clhazını halzdir. Zamanın terakkiyatı, na pazaran Mastininin keşfi akıllara durgunlük — verecek muazzam bir keşif olmaması . na rağmen teknik dünyasında yine bir terakki toşkil eder. Telsiz telefon numara sistemi ortadan kaldırılmıştır. Cepte' mtimkün m 1 ta tolefon ma ni küçük fotoğraf ma hacminde ve 500 gram ağı ta dünya pazarlarına çıkarmak Kendi kendine ikiz çocuk doğurdu Nevyorklan yazılıyor: Beş gün kadar evvel Arizono. nun Holbruk vilâyetinde yerli halktan bir kadın çölde hiç kimsenin yardımı olmadan ikiz çocuk dünyaya getirmiştir. Bu kadıncağız çalıştığı mağa. zadan ayrılmış ve oldukça uzak bir mesafede bulunan Holbruk. taki evine müteveccihen yaya o. larak yola çıkmıştı. Kocasmm evde kendisini beklediğini düşü- nerek yürüyen kadın birdenbire sancılar hissetmeğe başlamış ve doğuracağını anlamıştır. Bu şekilde durmağa mecbur kalan kadın bir müddet sonra kendi kendine iki güzel kız ço- cuğu dünyaya getirmiştir. Te. gsadüfen oradan geçen atlı bir yolcu kadının içinde bulunduğu fec! vaziyeti görmüş ve derhal atımı dörtnala sürerek Holbruka | gelmiş; bir müddet sonra bura. dan vaka yerine doğru içinde doktar bulunan bir sıhhiye ara. bası hareket etmiştir. Derhal hastaneye naklolunan kadımla çocuklar tedavi altına almmıslar; doktorlar üç gün gün her türlü müşkülâtla müca- dele ettikten sonra nihayet ana ile çocukların hayatını kurtar. mağa muvaffak olmuşlardır. dermek artık eski bir, 7 — VAKIT 22 NİSAN 1940 FEKONDİTE ' gçeviren: Fakat o, bir. şey mahpesinden kaçmak yan * ayvan g) nm içinde boyuna dönüp aynı kelimeleri kekeliyordu: — Gööğtçriniz, nerededir? Onu görmek istiyorum! Sonra, kendisine söz söyleme. ge hazırlanan Saray'ı görlünce yumruklarını sıkarak onu tepe- lemek istiyormuş gibi Üzerine ürüdi — Ha! doktor sizsiniz, onu öl- düren sizsiniz öyle mi? Müthiş bir sahna oldu. Kal binden vurulan zavallı baba yumnı_kla:mx havaya kaldıra. rak ağzma ne kadar küfür ve tehdit %;ârse durmayrp savuru- yordu. layette onu mazur gö- rerek, vekarü haysiyetini mu. iyecek sözler söy. ray hiddetinden köpü. gebeliği, sahte ağrıları, m Şalan izahatı açıktan a. çığa anlattı. Hatasmı inkâr et- miyordu. Fakat ondan daha us. talarının da zimmetlerinde böy. 1 lar yok değildi. Kim- se lâyuht! olamazdı... Bu sıra- | da Moranjim “yalaner, katil, se. ni mahkemeye vereceğim” diye- | rek üzerine hücum ettiği zaman, Saray, istediğinin de bu olduğu. nu, mahkeme huzurunda bütün bunları anlatacağını söyledi. O zaman, bedbaht adam yıldırım. la vurulmuş gibi sendeliyerek bir iskemle üzerine düştü. Kızı gebe! Yarabbi! Kızı hem müc- rim ve hem de kurban! Bu kâi, natın yıkılması, dinyanm sonu idi! Sanki bu kadar enkazı da- ğitmak istiyormuş gibi deli ha. reketleri yaparak hıçkıra hıçkı. ra: — Katiller!.. Katiller!.. Hepi- lsiniz! Hepiniz, hepiniz zindana gideceksiniz, diye mırıl. dandı. Serafin Moranjın yanmna otu- rarak onun ellerini tutmağa, o. nu tesirli erle yatıştırmağa çalışıyordu. — Hayır, hepiniz katilsiniz, hepiniz zindana — gideceksiniz, zindana!... Serafin bu sözleri hiç işitmi. yerek tatlı bir sesle daima Ren- den bahsediyor. Onu ne kadar sevdiğini, ne kadar acıdığını, ne kadar himaye etmek ve mesut görmek istediğini anlatıp duru. yordu, — Hayrır, hayır! Katil sizsi- niz!... Zindana! Bütün katiller zindana! Bu aralık Saray, Matyöyü bir A TP AD RAYARARRÇERARE YT T TUARAP Camekândakı kadın Yazan: Yekta Ragıp Önen muştu. Muhtar Musa kızını Meh mede vermez değildi? Mehme . din çok arazisi vardı. Eğer ken. disi çalışta bunlardan çok mah- sul alır, hemen hemen köyün en zenginlerinden olurdu. Fakat Mehmedin hali işte bütüm köy. ee malümdu. Kızınım başmı nare maya ne lüzüm vardı? Üste. llk Mehmet evlendikten sonra başkasına gönül verirse ne ola. caktı. Fakat Muhtar Musa kızı- nm da Mehmede tutkun olduğu. nu anlayınca biran evyel onu bu sevdadan vaz geçirmek; bir baş kasına vermek lüzumunu duy . du. Kızıma, biraz yaşlı olmasıma rağmon köyün zenpinlerinden Mustafayı mülnasip gördü, Za . ten Mustafa da sağdan soldan kız arıyordü. Aygeyi buna ver. mek yerinde vo zamanında ola. caktı. Köyün yaşlrlarmdan birile muhtarm tenbihi üzerine Mus. tafava neden Ayşeyi istemediği soruldu. Mustafa yaş farkını ile. ri sürdü muhatabı bunun ehem- miyeti olmıyacağımı, istorse Ay. şeyi kendisine alabileceğini sö) ledi. Konuşulanlar yerine geti . rildi. Muhtar Musa kızmı Mus. tafaya vermeye razı oldu. Ayşe Mustafaya nişanlandı. İşte bü. tün bu görüzmelerin devam et. tiği müddet zarfında Ayşe kaçı- rılması ihtimaline binsen çok sıkıya alınmıştı. Mehmoet, —Ayşeye kaçmaları için haber gönderdi. Aldığı red cevabı oldu. Kızın kendisini bu kadar sevmesine rağmen kaçma. ya razı olmayışı Mehmedi çok Üzdü. Artık aklı başma gelmiş. U. Kah k:'.(uı Tgeç Âyge- bulunuyordu. e bile kız muhak. beraber kaçacak. 1 Ü gibi çık. mayınca g. kaldı. Kalbini yokladı. İmkârıı yok Ayşeden Vaz ceçemezdi.. Bir gün ansızm köyden uzak. laştı. Kasabaya gitti. Ayşeyi u. nutmak için bir kaç gece içti. İç. tikçe alevleniyordu. Köye dön. mek Üzere Azkerden tanış. tığı Hüseyini gördü: — 1;1: îolsşıynrnun Mehmet? — Hiç! — Ben otoblls şoförlüğü ya. pryorum. İstersen gel sent (....) vilâyet merkezine görürevim. Bu teklif Mehmedin canma minnetti. Hemen arkadaşının yanmdaki muavin yerine atladı. Kasabadan da uzaklaştı. ... Mehmet, vilâyet merkezinde dönünp dolaşırken bir camekânm önünde toplanan bir kaşıkişinin yanına yaklaştı. Camm arkasın. da boylu boslu güzel bir kadm vardı “manken"... Sarır sarı saç. İr, mavi gözlü, pembe vücutlu bu dilber Ayşeden ne kadar güzel. di. Eğer sahlel olsaydı Motmet bunu çoktan kaçırırdı. Bu kadı. na Mehmet handise tutulacaktı. Camekânm önünde dekikalarca durdu. Bir türlü ayrılamıyor . du. Birden aklma bir şey gel miş olacak ki dükkânm İçine daldı: Tezgühtara hitap etti: — Şu camekândaki kadma ne istiyorsunuz? ir, — Neden? — Mankendir o aslanım. a l lırım bel. ertli Mehmede tezgâhtarın eri çok dokunmuştu. İçin. diyerek dük. ka bir araba ile kasabaya oradan da köye dön. ğü, ” .. Mehmet bir gece köyden bir kaç atlı arkadaşile ayrıldı. Ne- reye gitmişti? Bunu kimse biL miyordu..... -Kendisini takip e. dorsok görürüz ki M miştı: — Şu esmakândaki kadını ba. na ya sat! Yahut ta bir kaç gün. lüğüne ver! Bunlara razı olmaz- Ban işte sana yeminle söylüyo. rum kaçıracağım o kadım; Dükkân sahibi tezgâhtar gibi aksi değildi. Mehmetle görüş . tükten sonra camekândaki kadı- nı: » — Akşama gel al! diyorek ver meye razı oldu... Ve dükkân ka. panırken Mehmet bir şala sarıl. :nq olan mankeni alrp yola çık- Te 4 w$eğ İki gü sonra köy çalkanıyor. du: Mehmet başka köyden bir Yazan: EMİLE ZOLA SMARMNLYENSENİ, İhracı l4â. yoldan çı- üç dakika Sürmüştü. 4 Z bir dem açılma. sından korkuluyordu. Bunun ö- nüne geçmek için yepyeni kop, çalar kullanmayı daha ihtiyat. li bulmuş ve akşam üzeri de bunların her birini tokrar iyi- den iyiye muayeneden gecirmiş. ti Fakat aksiliğe bakmi Kop- çalardan biri, her nasılsa, bir yüzünden olacak, gece yarısı açılmıştı. Saray'a civdan azabı veren ancak bu nokta idi. Hiç denenmemiş kop. çalar kullanmış olmak! Bilhas. sa fazla takayyüdünün cezasını çekiyordu. Sonra hastabakremm L İ yapılması için kızcağız ıztıraplarından öyle yana yana bahsediyor, kendine öyle acındı. rıyordu ki, bunca teminat kar- şısında o sert ve ağır uzuv her. hangi bir doktoru aldatabilirdi. Matyö, demindenberi hep ay- nı sözler ve nasihatlarla Moran. İt serseme çevirmekte olan Ma. dam ün yanma geldi. (Daha var) VAKIT Gazatede çıkan bütün yazı ve resimlerin bukuku mahfuzdur ABONE TARİFEBİ Memleket — Memleket llik — 900 1600 6 Tarifedean Balkan Birliği tçin ay. da otuz kuruş düşülür. Posta birll. gine girmiven yerlere ayda yetmiş Beşer kuruş zammedilir. Aboce kaydını bildiren mektup ve telgraf Ücretini abone parasının posta veya bunka ile yollama L retini Idare kendi itzerine alır, Türkiyenin her posta merkezinde VAKIT'a abone yazıtır. Adres değiştirme ücreti 28 Krg. ILAN ÜCRETLERİ Ticaret Nânlarınm santim - sa. fırı sondan itibaren Hân sayfala rında 40, iç sayfalarda B0 kuruş, dördüncü sayfada 1; ikinei ve ü- çüncüde 2; birincide &; başiıkr yanı kesmece ” Hradır. Büyük; çok devamlı, külşeli, renkli Hâ» verenlere ayrı ayrı in. dirmeler yapılır. Resmi Nânların santim satırı 40 kuruştur. Tica-i Mahiyette Ctmryan Köçük Mântar Bir defa Bü; iki defam SÖ, üç da. Cası"68, dört defamı 75 ve o0 defası 100 kuruştur. Üç aylık lân veren: 'erin bir Nefası bedavadır. Dört sa. tırı geçen ilânların fazla satırları beş kuruştas hesap edilir. Vakıt bem doğrudan doğrüya kendi idare yorinde, hem Ankara mde Orhanbey hanında KE- kız kaçırmıştı. Mehmedin odası. na kimse giremiyordu. Yalnız kızı kaçıran Mehmodin arkadaş larınm anlattıklarına göre, bu kız dünya güzeli idi. Mehmedin kız kaçırdığını Ayşe de pak ça. buk ı, Kızın gürelliğini de Mohmedi - reddedişine Ş n oldu. O gece gözüne uy. u girmedi. Bütün kabahat ba. basınmdı. O Mehmedi seviyor. du. Mehmet, kendisine nisbet daha güzel bir kız kaçırmasın. da haklı idi, Bir arkadaşına yolunu bulup kızı görmesini söyledi. Arkadaşı da bunda muvaffak oldu: Kız hakikaten çok güzeldi. Mehmet, kaçırdığı kımı kapı aralığından gösterdikten sonra şöyle dem T de bana varmaya razı olursa bu kızı anasının evi. ne gönderirim... Ayşe, Mehmetten bu haberi &. İmca anasıma ağladı, sızladı: — Mehmedin bende hâlâ gön. lü var! Ben Mustafaya varamı. yacığım, Vermezseniz kaçaca . Zım, dedi. Muhtar Musa karısı- nı dinledikten sonra kani oldu ki Ayşe Mehmetten vazgece, miyecek. Mehmede haber güön. derdi: — O kızı evine göndersin... Nişanı bozup Ayseyi vereceğim. » İkİ gün sonra Mahmet Ay- geyle nişanlanmıştı.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: