19 Ağustos 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

19 Ağustos 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇÜ w Askeî DSSTDOR, ; liselerin deniz bayramı Dün t Kulelide dündcü Askert liseler su sporl porları bux Tamı dün Çongelköyünde Ku vi çok kalabalık bir se Yirel kütlesinin doldurduğu sahil Gençlerin su rinde İstanbul Sporları hareketle. Xomutanı, general terbiyesi genel di- dir. ra Müsabakalardan önce askeri li. Seler müfettişi Âdil Türer tarafın- dan sü sporlarının ehemmiyetin - den bahseden bir nutuk söylendi. Nutuktan sonra geçit resmi ya. Ptldi. Bundan —sonra #t sporları hafeketlerine geçildi. Yarmım Türk* Çengelköyünde Kuleli lisesinde nelik müsabakalar yüzel oldu $4433, , — AMAD DSe | WACI gKA | müsabakalardan iki görünüş ordusunu teşkil edecek — gençler | davetlilerin uzun uzun alkışladık. lart bir çok harekotler yaptılar, Bayram çok güzel bir seküde cereyan etti ve — muvaffakıyetle sona erdi. z Ankara - İstanbul tenis müsabakaları Tarabya kortlarında dün İstan bul ve Ankara tenleçileri arasında bir karşılaşma yapılmış, neticede İstaöbul takımır T7—5 müsabakalı Ti kazanmışlır. Dünkü at yarışları ponuhtaç olduğu töz yelpazesiyim.. Son halta çok kalabalık bir seyirci önünde zevkli geçti — İstanbul at yarışlarınm altıncı ta koguları dün büyük bir ka. labalık önünde Vetiefendide yepıl. İ Yarışlar oldukça beyocanlı geç ti ünçü koşuda U! ZünişI Ümitlerini Humaha Suhutaya bağlamış bir çok merak. lları mkkuıı hayale — uğratmıştır. Nü koşuların neticeaine: ıDkllmcı KOŞU: (Handikap) Ğ İ alen iştirak ettiği bu koşu. G bütün merakirlar Sevimin bi- BCi geleceğinde Ittifak etmişler- - Pakat netioo hiç te böyle ol :ldı- Son inetrelerde Igık güzel t' Bamle yaparak bir ai boyu tkla birinci geldi ve nilşterek © oyuryanlara — bir | Mükabi! 209 kuruş kazandırdı. Ot KOŞU Dört atın iştirnk ettiği bu koşu sıkt bir Çekişme halinde geçti Prers Halimin Sehnazı, Fehmi Ka raosman ahiri ile sıkı gekişme- den soönra birimel, FYehmi Karnes- manm Tüsviri İkinci; yine Fehmi Kargosmanın Möhlükası üçüncü ol Adülar. Müşterek — bahla: Birinciye Ganyan 110, plise — 108, ikinciye Dlüse 290 kuruş vendi ÜÇÜNCÜ KOŞT Yerli haliskan Yapılan, boş atın İşt Uzun mesafeli koşu h Mİni veçhile Tomur Belmesile netieslendi. ( hek İ ©L Karakuş Üçüncü oldular. Müş- gad- terek bahaa iştirak — eden Van 140, birinciye piâen 125 (ve nlâse 160 kuruş aldılar: DÖRDÜNCÜ KOŞU: (Kabate. pe koşusu) Günün en sürprizli kosusu bu oldu. 1200 motre mesafesi olan bu | kotuya iki yaşındaki haliskan İn- | giliz erkek ve dişi taylar arasında | careyan edecekli- Normal şartlar dahilinde Prenş Halimin Humaha- tfn, S- Temelin Subutayı tarafm. dahn kazanılmlası lâzımken bu koşu deparda 15 metre kadar ileride çı- kan Fikret Atlının Umacısı tara- findan Xazanıldı Müşterek bahse iştirak edenler ganyan 580, birinciye plâse 205, d âBe 110 -kuruş kazandı- çi » dördüncü koşular x. rasındaki çifto babis te bir lira- ya mukabil 500 kuruş verdi. BEŞİNCİ KOŞU: (Uzm — çayır koşusu) Üç ve daha yukarı y kar İngiliz at ve kts Sus olan bu ko; yedi at istirak etli. Neticede sıkı,bir çekişmeden sonra Prens Halimin Romanst bi rinc Tomelin Dandisi ikinci, *Yehmi Karnosmanın Yatağanı üçün ©Ü oldular. Müşterek bahse iştirak edenler ganvan 1600, birinciye — plüse 100, ikineiye plâse 100. üçüncüye se 100 kuruş aldılar Bu yarışı drinci ikinelsini bulanlar ikli L liraya mukâbil üç lira, ü- | üncü, dördüncdü, beşinci koşuların | rincisini bulanlar da üçlü balılste y Hiraya mukabil 1700 kuruş al- dilan $ halis larınaı mah Günün meşhurları: Çörçil kabinesindeki yeni âzal Lord Biverbrük Bugünkü Lord Biyerbruk'un asu ismi Willlana Maxwel Aitken olup | dünyanın en çök satan gazetelerin. den biri olan Deyli Ekspres güze- vesinin sahibidir. Ve Büyük Bri. tanya kabinesinde tayyare imalâlı nazırı ve harp de sıdır. Lord Biverbruk muh kendisi hakkında neler düşündü. Küne az ebemmiyet veren ve ha. yatta muvaffak olan — insanlardan biridir. Orta boylu, geniş omuzlu ve güç nefes alan bu zat gayetle nikbin birçok fikirlere sahip ve o. lur olmaz şeylere aldızış etmez bir adamdır. Altken 1910 yılında vatanı olan Kanadadan Londraya geldiği vakit z otuz yaşında olduğu halde gayret ve çalışkanlığı saye. sinde milyonlara sahipti, Basit bir aileye mensuptur. -Babası aslen İskoçyalı küçük bir rahip olup, Nev.Btounscheiğ cemaatinin ken. disine verdiği maaşla kıt kanaal geçinirdi. Oğlu bütün gençliği müddetince babasından her zaman hayatırı iki büyük ve esaslı umde- sinin tasarrufa riayet vetavazu ol, duğunu dinleri ruf edilirdi. Elbise hususunda da tavazırlan daha ileri gidilirdi. Nev-Brounshvelg'deki papasın oğlunun hayatını dolduran mutfak artıkları, yamalı pantalon çok kullanılmış ceket, sade süya un çorbası gibi şeylerdi. Bu vaziyet dahilinde babasının bütün telkin, lerine rağmen bu gencin gözünün dışanda ve şöhrette olması gayet tabiidir. Lonmd Biverbruk da bugün zama. | armızın en fazla para sarledenle- tinden birisidir. Para işlerinde eli. nin açıklığı, hattâ iüzümundan fazla ileri giden lüks düşkünü, şa. şaalı bir hayat ve büyük görünmek gibi Lordda baha evinin fakir gşart- larının uyandırdığı hislerdir. Ilk dela Montrealda bir bürodü memur olarak çalışmakla mesal hayatına ş olan Aitken, on sene içinde Kanada endüstri. in büyüklerinden biri baline gelmişlir. Otu: nn al et. meden evyel o Kaaadanın çimento trastına hâkim, odun ve demir müesseselerine ait pek çok hisse senetlerine sahip olabilmişti. Sade- ce iktisaden iyi vaziyette olmak o. na kâfi gelmiyordu. O, siyaset sa. sasında da yükselmek, kudret olmak istiyordu. Bunun için de mutlaka Londraya gitmek icabe- diyordu. Ve işte 1914 dan itibaren Kana, dalı Max Aitken Londranın kibar <lüplerinde artık görünmeğe baş. amışlır. O paradan tasarrul etme- diği gibi kıricı tenkitlerinde de msak etmiyordu. O kibar mu, salazakârların Karlton klübü sa- onlarında bir gün bir muhatabına: “Ben diyordu, bu memleketiri Çörçilin yardımiyle Kanadalı hafazakârların namzedi o. k Avam kamarasında bir yer ahibi oldu. Bu Biverbruk için kâf leğildi. Çünkü o müzakere zama. anda ağzını açamayan zümre. Nihayet umumi harp Max — Aitken'nin açıldı. İngiltere, imparm- torluğa dahil bütün memleketleri ğün müdafaası işine toplamak — için kütlevi propaganda usulünü tatbik ettiği bir kampat- yada Aitken; atlantik Okyanusun. ik Okyanusuna kadar 0- yahatler tertip e- oldu. Ve bu sayede de A: binesinin sukutundan sonra mat- buat lordu, Northcliffe ile birlikte Loyd Corcun harp kabinesinde propaganda şefi oldu. Propaganda harbinin başkuman danı Max Aitken zaman nlu)t"i'ı" Bu faaliyetin mükâfatı Kanadalı asalet ünvanı kazandı ve Max Aitken artık Lord Biverbruk oldu. Böylece onun için artık siyasi karyer devresi de açımış bülünü- yordu, Harp bitip de sulb başla- yınca politikacılar bu müuvaffaki. | yetli arkadaslarından yüz çeyirdi- kabha, . Oti ki t ve Amerikalı ktılar. Artık hiç bir ka. ier | | İ | bine İistesinde geçmiyordu. Bu vaziyet, Kanadalıyı kızdır. mıştı. Muvaffak olabilmek için matbuata hâkim olmak zarüretini takdir etti. Ve sermayesini bir ga- zete trostunu kazanmak uğuruna sartetti. Bundan bir müddet sonra Deyli Ekspresi satın aldığı zaman bu gazete orta büyüklükte ehem. miyette idi. Biverbruk idaresi al. tında dünyanın en fazla basan günlük gazetesi haline geldi. Her gün çıkardığı iki buçuk milyon nüshalık gazetesiyle Biverbruk si- yasi Hikirlerini bütün dünyaya ya, Biverbruk'un adlı paratorluk,, sözü abilirler, Biverteuk harbiu. mumf sonundanberi: şu fikri mü- dafaa etmiştir: İngiltere Avrupa kıtasındaki ihtilâlla lunmalıdır ki bir cihan devleti ola. rak hâkimiyetini idame ettirebilsin Biverbruk sonra bir de çifiçi partisi tesisine gayretti: O, ölmek üzere bulunan İngiliz köylülüğü. nün kalkımmasını ve bu - suretle de Adanın zirai maddeleri - ithal zarüretinden kurtulmasını temine şiyordu. Bu parti de fazla ya- Londrada elerinde orak, ) köylüle, rinin bir kaç nümayişini tertip et mekle kaldı. Haricf siyaset işinde Lord Biverbruk Ingiliz - Amerikan ittihadını ileri sürdü. Bunu ilk de, fa 1936 da Amerikanın Merköri Bgazetesinde yazdığı vakit bu fikir büyük bir alâka uyandırdı. O, ar. tik “Balkanlaşmış Avrupa kıtasın- dan,, ayrılan bir Anglo . Sakson blokunu kurmak istiyordu. Maa. mafih Biverbruk'un bu aykırı fi- kirleri, ona Landra siyasi mahfil. nı tayyare imalât na, Kadinesine alması o da Gekiyen hürriyetine karsı a- mansız bir mücadele ik tema. yüllerinin mevcudiyeti sebebile ol. wıuı. Biverbruk maiyetine kim- 1 toplayacağı biliniyordu. O mil, yonlar basan gazetesini otuz dörl yaşında bir gencin idaresine bırak. anıştır, Evening Etanlord gazetesi. ni genç gazetecilerle birlikte İngil, terenin en fazla okunan aksam g. zetesi haline tekemmül ettirı Malümdu ki Biverbruk en bü; yegâne kanunu muyaffakiyettir! O hatta kendi gazetelerinde bile x. lâka uyandırmak maksadiyle ken, di aleyhine yaztlar yazdırtmıyoar | 0 mıydı? Büyük karikatüfikt Low'a müt. hiş ücretler - vererek — gazetesii dördüncü sayfasında kendi başı kaleleriyle alay eden resimler yap, tırtmıyor miydi? Aranan adam İs. teo idi. O da, Çörçil gibi dinamik ve kurnazdı. Tayyare imalâtı nazırı — olaraş | Biverbruk'un muvaflakiyeti de biü. yük olmuştur. O tayyare fabrika, larının imalâtını da gazetelerin tiraji gibi yükseltebilmiştir, Filoridaya gidip aylarca kaldığ e onü da yapmadı ve | yerinde herhangi bir aha çok çalıştı. Şimdi İngiltere ziraatini mek hususundak irler a E bik imkânını — bulabilmektedir. O| | .| zamanda şimdi çin gayet Müsalt ve | vaziyette bulunmakta. | vle kavru Aitken bu. Çörçilden sonra kinci mühim sahsiyetidir. — Artık | rüyaları tahakkuk etmiştir. ) HiKÂYE 'Yaşamak,netatsızşey 19 AĞUSTOS 1540 | Nakleden: MUZAFFER ESEN Evvelâ Nesrin uyandı, karyola, dan indi, perdeleri kaldırdı, pen- cereyi açtı, Dlkbahar, beraberinde ıaıbamıı tatlı ışığını, kuşların cı. vıltıların, tatlı toprak kokucunu, serin ve yumşak bir sabah rüzgü- smin esintilerini beraber getirerek odaya doldu, Genç kadın haykırdı: — Cevdet, Cevdet çabuk gel!. Cevdet, başı yaşlığa gömucü o. “arak homurdandı. Sonra esnedi, sözlerini Uğuşturdu ve sordu: — Saat kaç? Nesrin cevap verdi: * Bilmiyorum. Çabuk kalk ku. sum.. Gel debak ne güzel mam- ZAra.., Cevdet kalktı ve pençereye gilti. aemnrrm dğllukğ.k;ltn ıüıdıh): Pen. in — öni yaşlı ağı da süslermiş geniş bir ;ğıhçe g%ızg;ra. l:şhıldıkım: Uzanıp gidiyor. Yeni el- biselerini giymiş ağaçlar, güzel bir orman dekoru kuruyorlar. Bu de. kor uıcnı_xk bembeyaz iççeklerden dalları görünmiyen meyva ağaçla. rının narin silveti görünüyor, Rüz- gâr hafilçe dalr sallayınca, çiçek. ler, yuvalarda kalmış ince kuş tüy. leri gibi dökülüyor. Eskiden kalma bir binayi tâmir ederek yapılmız olan otel de bu manzaraya Küzei bir asalet vakarı ilâve ediyar, Bir damm tengi solmuş kiremitleri Ü. Zerinde dem çeken çift çift güver. cinler var, Bir horoz, kırmızı ibik, li başını derin bir vakarla kaldıra. rak tavuklarının sürüsü arasında dolaşıyor. İlk arılar, ilk kelebekler uçuyor. Ara sira kocaman bir Gek. arıs! tayyare gibi vızlayarak geçi. yor, Bu Pazar sabahının — semast saadet, tenbellik ve aşk yüklü gibi. M Bu güzel manzara karşısında kel geçen Nesrin sevgilisi. nin boynuna atıldı. — Sevgilim, sevgilim, burası ne güzel, Dün akşam İstanbula dö. nüp apartımanımıza tıkılacak yer. de burada kalmakla ne kadar isa. bet ettik değil mi? Cevdeti beyaz denecek kadar hafif mavi gökyüzüne bakarak: — Evet, dedi. Çok iyi yaptık. Bugün hava hakikaten güzel., Bu |grıı-l fııl'ln:ı dühal otomobile at. layıp tatlı bir yolculuk yapabiliriz. Nesrin, Cevdetin cemrı':; dinle. mmn dşiiı“içini çekerek bu l ar kokul Kbkn. larını emer gibi <—— Ne güzel koku, sevgilim, de. di, kokla bir kere., Mııhzıîkak ley lâk kokularını duyacaksın., Bu güzel çiçeklerin kokusu havaya öy. le sinmiş, öyle sinmiş ki... — Cevdet de havayı kokladı: — Bana kalır nülhiş iştabım açıldı. İstersen a- Sağıya inip kahvaltımızr yapa'ım Sonra da yola koyuluruz. — Fakat Yola koyulmadan evvel benzin al. MaYr unutmuyalım. Arkada depo. da bir damla bile benzin kalmadı. Cevdet pencere kenarından çe- ğlltlılmi( üzere idi, Nesrin mani u: — vimli değil mi? Ceydet bıyık altından güldü: — Sevgilim, dedi. Sen ne ağıç- ları tanıyorsun, ne de çiçekleri. O güzel çiçekli dediğin ağaç kirat 1 değil elma ağacıdır. — Ya öyle mi? Benim çoktüti. beri kıra çıktığım yok.. Onun için birbirine karıştırmış — olabilirim.. Insan aldanabilir, bundan ne ç. kar?Sonra şuraya bak hele, Aşağı avluya.. Aman ne güzel bir kuyu var, Zincirile, çıkrığiyle tamam bit eski zaman kuyusu. Demek ki bu- rası tam bir köy.. Şu çalılıklar ne kadar güzel... Cevdet: — Yavrum.. Ddi çalılık dedi. Bin şeyler bataklıkta yetişmiş sar. lardır. Burası mükemmel bir bar taklık doğrusu.. Gece ne kadar isa. bet etmişim de pencereyi kapamı. şım. Yoksa sivrisinekler sırumızı davula çevireceklermiş. — * — O halde çok iyi etmişsin, bu- na kalsaydı, ben bu pencereyi kâ, — Niçin? — Ne bileyim ben... Getenin ha. vasını koklaya koklaya emmek i- çin, bülbüllerin ötüşünü dinlemek için. Bu sırada bir kuş sesi işittiler, berrak bir nağmel... Nesrin Ceyde, tin kolunu heyecanla yakaladı. Benzi sapsarı idi: — Dinle, diye fısıldadı, bak bül. bül ötüyor. f Fakat delikanlı omuzlarını silkti — Hayır, dedi, bülbül günün bu santinde ötmez, Bu öten bir kara- tayuktur. Nesrin daklan dala konan bir kuş gibi, her gördüğü şeye hayrel, le bakıyor ve söyleniyordu: — İşte, işte... Bak gırlangıç. Af- tık bu defa da aldandın dıyemez- sin ya, bak bu bir kırlangıçtır işte, Cevdet bu defa da tashih ettı: —— Yine yanıldın. yavrum, bu kırlangıç değil, basbayağı bir kudü, rU.. ... Nesrin artık Cevdeti dinleraiyora du. Hıçkıra hıçkıra pencerenin Ü- nünden ayrıldı ve ağlaya ağlaya karyolaya kapandı. Ceydet. şaşırmış bir haklı Niçin ağlayorsun yayrum. İ Nesrin de niçin ağladığını bilmi. yordu; belki bir kumruya istihale eden bahar müjdecisi kırlangı ağlıyordu. Belki de bülbülle: Ki ratavuk için. Nesrin, damarlarırda gençliğin ateşiyle uyandığı bu sa- bah, kırılan hayallerine, yeriere düşen sevincine ağlıyordu. Bu kır gezintisinden hiç bir tatlı halıra ile dönmesine imkân bırakmıyan sevgilisine öfkelenmişti. Cevdet, stalini tekrarladı: — Haydi, yavrum, söyle niçin ağlıyorsun. Nesrin cevap vermedi, hâlâ hıç. kırıyordu, Delikanlı artık sabır.. sızlandı; — Anladım, dedi, kır havası sâe« 'ör, Haydi giyin. Çabu. d ivaltımızı yapalımı. Sonra da İstanbula döneriz, Nesrin küskün küskün giyinme. Be basladı; yine glirsiz bir hayata dönecekler, k kokuları duyul- ağaç çiçek açmıyan, ötmüyen, kırlangıçlar uçma, an bir muhite gömüleceklerdi. Yaşamak ne tatsız şey! Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti merkez' an: Adedi Cinsi ) Te 111000 5 ce : — Nücssesemiz için cins ve miktarı v İk teminatları yukarıda yazılr ssrum ampu hıfzıssıhha mücssesesi satın alma komisyonun- Muhammen bedel! İlk teminnt Lira Lira Kuruş 135 i 44410 W 18 4 233 $8 STE5 muhammen bedeli ve iki grop halinde ayri AYrI eksiltme suretile satm almecaktır. 2? — Kksiltme 22 taktır z 8—910 persembe günü saat 11 de Ankara* GA merkez hilzısahha mücesesesi satımalma komisyonunda yaplla. 3 — Ampullerin cam evsafı Türk kodeksine uygun olacaktırı 4 — Şartname ve vümünesini gürmek istiyenler komisyosa mü- vataat ederler. 5 — Muvukkat teminat bodeli nakit ve nakit mahiyetiadeki ev. Tak Maliye Vekâleti Merkez veznesine yatırılması için taliplerin hir Zün evvel ve kanun! vesikalarile beraber belli gün ve #tatte kominyo. Za gelmelari. (4054) (4305)

Bu sayıdan diğer sayfalar: