15 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

15 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Politika: Uç ihtimal İngiltere taarruzları devam edi- yor Bu taarruz harbin bir safha. sını teşkil etmekle beraber 939 harbinin de belkemiği olduğunda üphe yoktur. Burada alınacak ne- ticalerdir ki dünyanım mukadde- rafı Üzerinde mücssir — olacaktır. Havalarda bütün - şiddetile devam eden muharebenin harp ve binne- tice dünya Üzerinde üç türlü tesi, ri olabilir: I — Bu harp bir istilâ ile niha- yet bulur. l — Bir konpromi sulhuna yol nçan Hi — Harp urun müddet devam eder Bu harbin istilâ Ne nihayet bul. ması harbin başladığı zamandan- beri mihverin ileri sürdüğü ve türlü, türlü sıfatlarin yüdettiği bir haklir. Harbin; İngüterenin İstilâ- &1 İle nihayot bulması - keyfiyeti hir taraftan takakkuku müşkük di- ğer taraftan izahı zaruri bir vazi. yettir. Tahafılnku — güçtür. Çünkü İnglileronin İstilâsı için Cn aşağı bir mlfyon askeri Brilanya adası- lâzimdır. - Bir milyon tekeri dö ancak denizden ve kara, dan müvaffakıyetle sevketmek İk: tiza eder. Bu da pek kolay değil- din Yani İngiltere ” sahilleri İle Manşm yakm sahilleri arası emin bir köprü haline konmadıkça ta- hakku kedemez. Bunun taha&kuku | için sadece Britanyasın sizlerinden Kilfade edilemez. Deniz, hava, ka, ra vasıtalarını imha gerektir. Bu Imha hareketini üktün tekmik şart- lar elde etmedikço tahakkuk et. türmek mümkün değildir. Diğer taraftan herhangi bir şe- | kilde Britanya adasına bir milyon | asker ihraç edilse bile bir milyon- Jük bir ordunun iaşesini deniz aşı- Ti kıtadan İdare etmek sadece d la Kkolaydır. — Farzedelim ki istilâ hareketi başarıldı- Bu hareket İn- Eiliz donanması mihvere teslim ol. madıkça harbin gayesine yüzde Yüz tevafuk cimiş olmaz Tzasen harbin — karakteristik naktalarından biri İngilterenin a- dalardan ibaret olması değik. İn- gilterenin — deniz kuvvetlerinden müteşekkil ve henüz — yenllmemiş ve denlzlerde hâkimiyotl muhala: za eden bir kudret olmasınıdadır. Harbin gayesi mihvere nazaran fçık denizlere çıkmaktır. Britanya Ai Bayeyi belki tar yaklaştırsa bile hakiki hir neti. ce temin edamoz. İngiltera için denizler hâkimiye: ti mev zau bahsoldukça harp devam Imkânını bulacak demektir- Bu ea be ihtimoldir. Tahak- k o müşkül şartlara bağlı- dır. Hadiselerin cereyan tarzı har. bin bir istiâ harbi ile netlcclene- | ceğini göstermemektedir. Bu hal fahakkuk etmeyince akla gelen bir ihtlmal Iki tarafın da bir uzlaşma sulbuna yanaşmasılır. Fakat hu ihtimalin tahakkuk et. mesi için her iki tarafm tahribat- fan aynı derecede — mütoessir ol- ması vo harbin bugünkü sartlar a tında bir netice vermiyeceğine inanmaş olmaları iktiza eder- Böy- | le bir “uzlaşma” gulhu için her iki zemlekelte ruhi cereyanları göz önüne almak Hazımdır. Buğgün ne İngilterede me de AL manyada henüz bu şekilde bir ruh cereyanı mevcut — değildir. Bilâkis iki taraf ta hâlâ “Kartaca yıkıla caktır., demektedir. Berlin Lon- draya hangi hisle bakıyorsa Lon- dra da Berline aynı hisle bakıyor- İki tarafın şefleri de hâlâ har- bin devamı arzusundadırlar. Taar. ruz ve mükavemet arzusu ihtiras halinde hâkim bulunmaktadır:. Bu pellkolojiden bir sulh neticesine var- mak mümkün değildir: matitık medeniyetin bir an evvel tahripten kurtarılmasını ra- Türi telâkki ederse de camlaların | Pelkolojisi, bilhassa ihtiras haline gelen müsadelelerde maatık çok defa solak kalmaktadır. Belki son taarruzlardan sonra yine bazı sulh teşebbüsleri ortaya atılır! Fakat | bunun gradosunun pek yüksek ola- cağmı şimdiden tahmin pekâlâ münfeündür İ Bu teklifler bir “uzlaşma” sulhu için “değii devam edecek harplerde haklı görünmek için yapılan siya- Şehir Haberleri Eleme imtihanları neticesi etrafında itirazlar yapılıyor İliraz sahiplerinin evrakı herhangi bir yanlışlığa mahal olmamak üzere tetkik olunacak Orta okullarda yapılan eleme | ikmal imtihanları tamamlan- miş; ve imtihan neticeleri tele- beye tebliğ edilmiştir. Fakat birçok talebeler yanlış. lıklara uğradıkarını ve imtihan evrakmın iyice tetkik edilmedi: ğini ileriye sürerek itirazda bu. lunmuşlardır. Maarif idaresi bu gibi şi tleri tesbit etmektle- dir. Vekâletle temas edilerek imtihan evrakmın yeniden tet, kik edilmesini istiyeceklendir, Bu hususta imtihan komisyoön.- ları faaliyete geçecektir. Susam ve keten tohumu fiyatı arttı Buğday fiyatlarinda değişik Kecnebi memleketlere açıktan liyetli miktarda Balış yapan :îıı.ı);;rıca tacirleri taahhüilt tmüddetinin yaklaşması dolayısi- Te piyasadan yüksek - fiyatlarla susam ve keten tohumu müba. yyaa ettiklerinden bu iki madde- nin fiyatı zahire birliğinin ihra. Cat için tesbit ettiği fiyatları dahi geçmiştir. Bunun üzerine zahire birliği susamı fiyatlarına 3 kuruş ve keten tohumu fiyatlarına da 2 kuruş zam yapmıştır. Ayrıca Küşyemi ihracatırım da temini için bu maddenin gatışında fon hesabma para ayrılmaması ka- rarlaşmıştir. ç Şiyatları dün yedi wlîııım: zekiz buçuk kü. ruşa yükselmiştir. Diğer maddelerin fiyatları Son hafta İçinde Anadoludan şehrimize 5960 ton buğday gel- ——— Şimdiki halde harbin devam &- deveği ve sulhün dahın epey uzak. ta bulundağunu tahmin bir keha- net sayılamaz. İşte üç hale göre harbin alacağı sekiller bunlardır. Yarmki yazımızda bu üç halin kendine mahsus birer sulhla niha- yetleadiğine göre hasıl olacak va Ziyetleri mütalca edeceğir. SADRİ ERTEM Amerikalı bir milyarderin oğ. ia olan Aleks Peterson hıh;ıı. iyarları er ==_ hallettiğini, her Yatadi- gatın aldığını gürerek para- daa nefret ediyor ve buna kar- g1 fakir tabakaya — karşı büyük bir sempati duyarak onların ha, yatını yakmdan tetkik etmek ve yardıma muhtaç olanları el- derinden tutmak — İçin kalkıyor Avrapaya geçiyor. ve Parisin bir. mahallesi olan - Grönel'de Zasv oteline yerlesiyor. Bir müddet sonra bü küçük otelim gahibi Müsyö ııı! ile ahbap a. luyor ve bir gün görüşmeleri es- nasinda Mösyö Raul, milyarde- tin oğluna, halen işgal etmekte olduğu $ mumaralı odada evvel. ce bir cinayet işlenmiş olduğunu anlatıyor: Cinayet dört sene ev- Sİ hareketlerden ibaret ölacaktır- Ba ikd hal tahakkuk — etmediğine göre Üçüncü bir şekil kalıyor: Harbi mevsini imkânlarmdan is. Glnde ederek gâh şiddetlendirerek, Küâh hafifleterek uzatmak bu su- rotle yıkdırım harbi. - usulünden yıprandırma harbinc geçilir. Sanıyorum ki tahakkuk edecek hal de buduür. İhtimal — iİlkbahara kadar harp şöyle büyle devam et- fikten rn ilkbahardan İtibaren yine şiddetlerir. Bu suretle müka- vemoti kırdan amana gelir! Yahut We'asma sulhü içöa bu deyrede pei. Kolojik unsurlar teşekküle başlar. üzerinde adamı tabanca kurşunuyla bası. nı delmek suretile öldürmüştür. Otelci bu cinayeti anlatınış, Te kat mülşterisinin — korkacağını düşünerek nedamet — düymüz tur. — Hayır, Mösyö Ratil, dedim- Bön asıl katil kadını düşünüyorum, acaba ne olmuştu? Tevkif ettiler mi? — İşte hikâyenin karıştığı nok: ta bu ye- Zabrta derhal Madam lik yok miş ve tamamen salılmıştır. Fi- yatlarda biç bir değişiklik ol. mamıştır. — Tüccarların — fazla miktarda stok yapmaları Üzeri- ne arpa piyasası durgunlaşmış. tar. Fakat fiyatlarda düşüklük olmıyacağı zannedilmektedir. Pirinç piyasası hararetlenmiş- tir. Bilhassa müteahhitler piya- sadan mal toplamaktadır. — Fi. yatlarda hafif yükselme vardır. Tiftik piyasasında da hafif dur« günlük vardır. Yeni mahreçler beklenmektedir. Yapağı fiyatla. | rında değişiklik yoktur. - Keçi | kılı fiyatları 70 - 71 kuruş Üüze- rindedir. Bir.çocugun karnı deşildi Kumkapıda Bayramçavuş ma. hallesinde 13 numarada oturan Mardar'ın oğlu 12 - yaşlarında | Ağop, Kumkapı kilisesinin du- | varma çıkarak incir ağacından incir koparmak istemi: müvazenesini kay nin bahçesine yır ştır. Çocuk kilise bahçesindeki ucu Bivri parmaklıklar üstüne düş- müş olduğundan karnı deşilmle, birçok yerlerinden yaralanmış- tır, Agop baygım bir halde has. tahaneye kaldırılmıştır. » Meseleler: Yolcu karşılıyan- ların uğradığı müşkülât Deniz Yolları, yolcu salonun. da halka kolaylık olmak ve iz- dihama meydan vermemek için bazı todbirler aldı. Fakat ne ya. zık, ki tatbikatta bu usulün za- rarları oluyor, Yolcu karşılama- ya gölenler için tahsis edilen yer çok dardır. Buraya beş ku. ruş duhuliye ile girenler yerle- rinde kımıldayamaz hale — geli, yorlar, Fazla olarak da yolcu karşılamaya gelmelerine rağ- | men vapurdan çıkan yolcuları- nı uzaktan olsün görmeye im. kân bulamıyorlar. İki gün evvel bir arkadaşımız, İstanbula ilk defa gelen bir yolcusunu karşı- Jamak üzere aynı yere girmiş; fakat şehrin yabancısı olan yol. cuyu karşılamak için beş kurus duhuülüye mukabilinde - girdiği yerden çıkmaya imkân bulama- | miştir, 1731 numaralı polis ve 38 numaralı tahsildara derdini anlatmış, fakat emir hilâfıma çıklamıyacağı cevabinı almış- tır. Vapurdan çıkan — yolculara kolaylık için konulan bu usulün | yolcu karşılamaya gelenlere â. | Zzap olmamasını temin etmek | mümkün olamaz mı?.. Bu fayda temin etmiyorsa, halkır dubhuli. | ye İle etrafı- çevrili yere doldur. | manın hiç bir faydamı yoktur. © takdirde bunu kaldırmelı - ve halkm yolcusunu daha serbest kargılaması icin dış kapıda, Bo- kakta bekletmelidir! Halkevleri başkanları Tercihan Üniversite profesör ve doçentlerinden olacak İstanbul Eminönü Halkesi başkanlığını Üniversite Hukuk Fakültesi doöçentlerinden Yavuz Abadanın tayin edildiğini yaz. mıştık. Vekâletin vermiş olduğu yeni bir karara göre Halkevleri Peislerinin bilhassa Üniversite, Yüksek okullar profesör ve do- çentlerinden olması tasvip edil- 'Göcüp düşündükçe : iğrenç paralar! ARANIN, dür hep biliri sinda bir istinat nokta Cağını düşi sti. Fakat işte renmi: Dn: — Para, para, yine para! ye yerinden © Meşhur Yunan fizikç 15 EYLÖL 1940 U . n bir ivelâ olduğunu âsına arzın di — şimdi bunu artık çocuklar bile öğ. Demiş; ondan sonra gelen cihangirler de hep ayni marşt söye — kemişlerdi. Bugün de 1 altın merdivenlerden ç Zihinlere çakıp duruyor. hin yüzü değişmemiş aCağını, tir. “Zafer,, semasına — her geçen gün, bir kere daha Tepe tepe kullanabilmek için, ben de bol param olmasını iste, rim. Paraya düşman, bolluğa düşman değilim. u halde niçin yukarda “İğrenç paralar, paranın kendi kendine temizliği, kirliliği maz, O da durduğu ele göre değer alır. Ta şan Ve kahraman bir elde dedim? Bilirim, ki i, irenileni Ol- kılıçlar gibi, gerefi, yüksek ruh ve yürek görü. nüşlerini yaratır. Korkıı.m elinde ise yine ayni kılıç bir mutfak — bıçağından farksızdır. Biraz yüksek Ama kuvyeti ve sert çıkan sesler karşısında havaya kalkar, — inip vurmak için değil, teslim olmak için kalkar. Parayı da zaman zaman bu kılıklar görmüyor muyuz? : ç Dün bir gazetede yırtık paçalarından altın dökülen bir dilenci res- ' Mi seyrettim. Kirli çamaşırlarını bile utandıracak kadar kirli bir derisi vardı. Yama müzesi poturunu bir altın mahzeni haline koy. — Muş, Yememiş, içmemiş... Yüzü besi kavrulup kalmış. Fakat her söküğünü bilmiş, Geçenlerde yine böyle “altın babhas: mıştı. Şu para denilen maskara şeyin de sineğe benzeyen iğrenç bir Jikten sapsarı ve kupkuru — bir altm çıkını yapmasını © yanı var, Üşmek için çok kere kirli yerler arayor. Edebi musahabe: Türk edebiyatında — HAKKI SUHA GEZGİN “merhamet,, mevzuu Bir asırlık mazimizi doldur- Tmuş edebi eserler içerisinde ha. turalarımızı yorduğumuz zaman elle tutulacak- kadar, biribirine benziyen sahalara temas etmiş duygularla karşılaşırız. Bunlar- dan birisi de çeşitli şekiller a. tında unlatılağelmiş olan mer- hamettir, Biran için Sami Paşa zadenin “sergüzest”. ini düşüne. hiliriz: Romanm kahramanı, küçücük yaştaki talisiz esir, Dil- | ber belki türlü bakrmdan incele. İ nebilir. Fakat o, aynı Zamanda herşeyden gçok esirlikle yaşa. maktan iztırap içinde bunalmış bür devrin ve bu devir de yaşa- yan bir iİnsanın gizlircaksiyonu değil midir? Esir olanlara, hür. riyetsizlere — karşı romancının duyduğu merhameti anlatmaz mı? Sezalyi, vatanından üç beş kuruş mukabilirde satın alma- rak getirilen bir yavrunun peşi sıra koşturan, ev ev, sokak $ö. kak dolastıran, nihayet muhay- yilesinin denizi demek olan bü. yük Nile kadar sürükleyen kuv- ve tnedir? “Dilber sadece ro. mantik bir kalemin mahsulü- BRPRPRRREPEORRGILRIRA AŞk ve Mmâcera tomanı Yazan: Moris dö Kobra LAblond'u —bulmak — için ha rekete geçti, fakat takdir edersi. niz ki bu okadar kalay değildi. Sahte bir isim, tamamen başka bir Muhite ait geçici bir müşteri> son- re hiç bir iz bırakmadan kaçıyor- Tabii zabıtanın elinde ip ucu yok- — Hiç bir vesika yoktu Üverin de- Çamaşırlarındaki baş harfler kesilmiş, elhisesindeki terzi etiketi yırtılmıştı. her halde o da bir €e ebi olacaktı: - Resmi gazetelerde Bünlerce neşrolundu, fakat bunlar zabıta müfettişlerini yanlış yollara sevketmekten — başka hiç bir İst yaramadı. — Peki netice ne oldu? — Bir ay sonra mesele kapa: tilmaştı bile. No olsun — istiyordu. nuz Ki? Kadın tanmmadan oölele girmit ve girdiği gibi çıkıp gitmişti. — Bu yabancı —kadın nasılmış güzel mi bari? — Kadımt gören ihtiyar hiz- metçinin bana söylediğine göre fevkalâde bir şeymiş« İri gözlü bir eâmtr güzeli. Gülüyormunuz Mösyö Aleks. Bizim ihtylar 8 nu- mazadaki kadın için bana: Ceylân gibi bakığları, küçüetik kırmızı bir &z vardı- demişti. Sonra parma. Çeviren: Muzaffer Acar Şındaki yüzüğün pırlantası da bir #üraki kapağından büyükmüş' ü ü hakkında hiç bir malümat elde olunamadı mı7 — Olundu Mösyö. Cenubi Ama. miş ama, Arjantinli mi, Bre- yokaa Meksikalı mı doğ, de pek kati olarak bil- zilyalı rumu ben Mmiyorum — Her halde © zamanki gazate- l eden bahsetmişlerdir. Tam an beş gün Ber. Jer caddeki esrarı hakkında gütun #ütun yaşılar yazdılar. Koca şişko Fernandı kargıki kömürcü Melgra, oda bizmelçisi hepasi uzun müddet gazetecilerin hücumuna uğradılar. Fakat sonra ne oldu bunu da siz takdir edersiniz. Nihayet bu çık mazı zorlamaktan hıktilar. Sonra © günlerde kihar âlemine mensup başka bir Kadm da âşıkının karı gı öldürmüştü. —bu Befer nlâka yeni cinayete gocti- Şişko Fer- nand meraklıalra 8 nümarni: oda. yı ziyaret ettirip para kırmağı dü. şünürken Isin birden — tavsamasile ağımm havaya ııc.u ve 8Z sonra, cinden, periden, “hayalden kork. mayan bir gaz girketi memuruna 8 numarslı odayı kiraladı. Na ola. cak Mösyö Alek& daha bunun gibi xim bilir me kadar cinayetler çeza. sız kalıyor: Mösyö Raul yerinden kalkmıştı, SaZ benizli hizmetçi kız patronu ya çağırıyordu. Elimi sıkar- katı uzanmış olan emol değil Madam Löblond'u düşünün, Ci izmetçinin söyledi- ğine göro iyi bir Jokma imiş hanl! ... Kapı arkasından kapandı, Müs- yak sesleri merdiyen. du- Bü güzel İlkbu. har gecesinde Jevel köprüsü ke- narmda başıboş — gezmok istiyor, düm- Pakat gimdi çıkmıyacağım- Penceremi acıpı elektriği söndü- TÜp güzel geceye — karşt pipamü içeceğim. Garip şey / Pipomu —yakarken ğayrllhtiyari yatağa güzel Madam Löblond'un smokinli erkeğe ateş #tmezden evvel katetmiş olduğu Yola baktım-. n Parisı 25 Mayıs 1980 , Ben bir canavarın oğluyum-. Ba: bam milyarderdir. Yani kudreti Budutsuz olan bir İnsan gibi hare. ket etmekte, yaşamakta ve düşün- mektedir. Şair fantezi ve muha: yilesile hudutaaz bir kudrete ma- Hik olduğunu zanneder- Halbuki hakikatte buzdan saraylar İçinde danaeden bir kakladır.. Yalnız al- daticı — hayaller gördüğü —halde, Yüzleree mulitelif ayna ona keli- melerin kati hâkimi olduğu Bala. tini verir. Hükümdar hiç bir dü. meni döndürmeyon — çarkı çevirir. Şair fırlayıp kaleminin ucundan kaçan füllerle hüner gösterir. (Devamı var) dür,, deyip geçebilecek miyiz? O, her- girdiği evde bütün iyi niyetli ve vefakâr hi ine karşılık hakaret görmüşse bu, güphesiz ki biraz da Sezai'nin arzusile böyle olmuştur. Fakat bu arzu şuurlu bir isteyiş değil. — dir, Daha çok, o yaralı kız için — herşeyi esaret telâkki edip isyan eden -bir ruhun hâlâ saygı hisle- — (ri toplayan beşeri çırpmışıdır. | “Aşkı memnu” da da böyle bir — | Sahne var, Adnan beyin evinden — j hiç ayrılmıyan, oraya sadık, oi raya muti olan Beşir, yine mer, — hamet hissinin şahlandın bir suretidir. Gerçi Dilbere yapılan eziyet, — ler kadar onun da meşakkatlerle karşılaştığını görüyoruz. — Ve — Halit Ziyanm kalemi, bize, onu daha az müdafaa ediyormuş his- sini verir. Fakat bu çocuk kim- — dir? Hasta solukları kesilmiş: nefesi, öksürüklü sesi ile neden — böyle Adnan bey ailesine tutkun — duür. Nihale, Bülende, efendisi. — nin bu iki çocuğuna Mmaksatsız — ve karşılıksız olarak bütün sev- — gi ve hizmet kapılarını açmıştır. * Kimbilir; büyük romaneı bize belki de “acıym” demek istemi, — yor, inlemiyor. Fakat bu çocu- — ğun Bülende, Nibale karşı ken- — disini ölüme kadar sürükleyen — hastalığına rağmen — gösterdiği — sevginin tablosunu çizerek - bize — başka bir yoldan merhamet duy guların! anlatryor. “Aşkı mem- nu,, u her okuyup bitirişimde kaç kere kendi kendime sordum: — Neden bu sevgi? Neden efendi. — lerine kargı Beşirin, bu yok- Bul, bu kölenin muhabbeti bu — kadar taşkın? Onlar için Ada- — nin serin rüzgürlarına akşamla- rı zayıf ve hasta göğsünü uzat. sm ve yatağa düşsün; neden? — Beşir, yoksa efendilerinin ken: disine — göstermeleri gereken —— merhameti daha görmeden iade —— edecek kadar mı büyüktür? Ro- — mancı bu çocuğu yaratırken hiç şüphe yok ki derin romantizma: — sına kapilmıştir? Fakat her ne — olursa olsun “Mai ve siyah,, mü. — ellifinin muhasebesi yapılırken, Beşiri var etmek hususunda sar, fettiği emekler unutulmryacak, — “Bir yazın tarihi,, adlı hikâyo. ler kitabında da romancının yi- — ne buna benzer bir tip çizişi var. , Ferhünde kalfa. Kalfa ola!'lk;; geldiği evin hanımı doğurdukça, bu çocuklar büyüyüp evlendikee — ve onların çocukları da evlene- — cek çağa gelip yuvadan uçtukça — yeni hanimlariyle “ birlikte ev — değiştiren bu kadın ne Ümitlere kapılmıştı? Bir gün o dâ evle, : necek, bugün olmazda yarın; yarm olmazsa... Fakat nihayet avuçlarında kalan yalnız haya (Lütjen saylağı çer miş —

Bu sayıdan diğer sayfalar: