15 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

15 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4—VAKIT 15 EYLÜL 143 dilenci Meşhur dir dilenci bir gün hamamda iken yanma fakirin biri gelerek dedi — Ben de dilene'lik yapmak istiyorum. Fakat kaidelerini Ve üsüllerini bilmiyorum. Di- lencilik nasıl yapılır. Bana öğ- Tet de sayende gu fakirlikten kurtulayım. Belki kısa bir za. manda zengin da olurum. Meghur dilenci şöyle cevap verdi: — Bunun o kadar fazla usul ve kâidesi yoktur. Esas Üçtür. Bunları tatbik edersen birinci smıf dilenci olursun ve başka- ca kimseden de ders ılmıyı lüzum kalmaz, Birincisi; her nerede olursa olsün isteyecek. sin. İkinelsi; her kim olursa olsun istiycceksin. Üçüncüsü; her ne verirlerse alacakaım. Örnek bu mudur?” diye zaman zaman bize evaller sordurarak peşisıra alır götürür. Garplıların cantimuation des ides dedikleri bir şey var: Fi. kirleri bir evvelisinden kavrayıp zincirleme sürüklemek! Tabil her yeni halkada yeni bir kali, te yaratarak. Bugünün edebiyatld uğraşan- Jarı biraz dikkat ederlerse, söy. den önce yazılmış sayfalar ara. sında bulacaklardır. RÜŞTÜ $ARDAG Yeni tiftik ve Köme . yapağı tipleri Ankaradan şehrimize gelen 'Tiçaret Vekâleti standardizm.- yon müdürü Faruk'un reialiğin- de toplanan komisyon tarafm- dan tosbit edilmiş olan yemi tif. tik ve yapağı ihracat tipleri 10 Tegrinievvelden itibaren tatbika bağlanacaktır. Yeni tiplerin nümuneleri bü. tün mıntakalara günderilmiştir. 10 Teşrinlevvelden sonra ihra- cata müsaade edeceklerdir. ı Orta tedrisat Hocasını geçen (| ank müdürü — | araya gidiyor Bir müddettenberi şehrimiz- de bulunan orta tedrisat umum müdürü Bay Hayri tetkiklerini ikmal ederek dün akşam Anka: raya dönmüştür, Bay Hayri İa. tanbulda kaldığı müddet zarfın- da Üsküdar, Kadıköy ve diğer mülhakat kazalarındaki okul! ea gezerek yeni dera yılı ihtiyaçla- Emt tetkik etmiştir. İstanbulda bu yıl yeniden Sarıyer ortakulu teşakkül ederek faaliyete geçe- cektir. Bardağı taşıran damla (Baş tarafı 1 incide) “Veorsayın kurmuş — olduğu Bel- Erat — Tuna — entermasyonal ke- Mmisyonu —muhasamatın — başlama- smdan sonra dahi İngilir — Fram- sız işbirliği ile faaliyetine devam etmiştir. Almanya böyle bir vazi. yeti daha siyade İüame edemez- Hakikat hnlde Almanya Avus- taryayı ilhak ve Çekeslovakyayı işgal etlikten sonra Orla Avru- pada en büyük Tuna devleti oldu. Bu devletin bu. yaziyeti ilç 'Tuna üzerindeki —nakliyatın bir Versay sistemi üzerinde devam edip git. Mmesine karşı daha ziyade sakit Kalması mümkün — olamazdı. Al- manya Versaym — kurduğu Belgrat — Tuna komlsyonundan — İngiliz fikre Iştirak etmesi tabiidir- Fakat Almanya masıl kendisini €en büyük bir Tuna devleti addedi. yorsa Sovyetler — Birliği de Tuna- a ayaklarından — birinin munsab dıhwılıhı—ıı—ıınlıelhlıı. müş olmak itibarlle bu nehir Ü- zerindeki nakliyat ile o kadar nlâ, ği malümat bu hayret hissini KAfI derecede teharüz ettiriyor- Hatırlatmak İcap eder ki Alman; ya İtalya ile birlikte Translivan. yanın bir kısnını Macaristana ver- dikten sonra geri kalan Romanya arazisini garanti etmekle Sovyet- ler Birliğinc karşı esasen dostana olmuyan bir vaziyet alınış bulunu. yordu; gu kadar var kd bu vaziyet Romanya — aleyhine mühtemel! bir taarruzu faraziyesi- me istinat eden bir garanti hakkın. da Moskova hükümeti Berlinden tabil izahat İsteyemezdi, — Viyana, da toplanacak Tuna konferansı me- gelesinde İse vaziyet böyle değil- dir. Tuna konferansma — Moskova hükümetinin davet edilmemesi AlL manyanın ve İtalyanın Sovyetler Birliği için hudutları haricindeki Avrupa işleri üzerinde — (Balkan- larwve Tuna meseleleri dahll oldu. (u halde) biç bir alâka tanmmadık. Tarmı gösterir- İşte bu bakmıdan Almanya ve ftalyanım Transilvanya hakkındaki bakemlik kararlarma, Romanya ve Macaristanda tesis edilen Alman ekalliyet rejimlerine karsı ses e- yönal Tüna — meselelerini hal için foplanacak konferansla kendisinin alâkısır görülmesine artık tahamı, Mül edememiştir. Bu — husustaki Bövyet nofasr bandağı taşıran hir damla olmuştur. Pu motanm AL- manya tarafımdan İngziltereye Ih. vaç hareketi başiryacağı zannedi- len bir amana tesadüf etmesi da ayrıca manalıdır. Sövyetler — Birliğinin notasma | Almanya tarafımndan — verilecek ce- | Vabim ne olacağı hakkında şimdilik | tahminlerda bulunmak mevsimsir- | Gir; ihtimal Yd Jki memleket nra, | =4ı l:â;;ımıo çexan hâdise Ber- | n ereceği bir uysallık ile kapanacaktır. Fakat Sevyetler Bir. | Hğinin yardımı İle Prarsayı mağ- | lâp ettikten sotra Almanyanın | Moskovaya kargı sırtını çevirir gi- | bi bir tavır takmması — İngiltere- | nin mağlübiyeti halinlla me zibi | rTen bir emaro | nin ruhlarda husale zetirdiği derin | tesiri bertaraf etmek kolay Glm- M | ASDI US Tevkifhanedeki yaralama davası - bitti Mevkuf Recep 19 seneye mahküm oldu Geçenlerde tevkirfhanede ku- mar yüzünden katilden mevkuf Şilkrüyü yedi, sekiz yerindern bı. çaklıyarak öldüren mevkuf 'Re- cep Kızılağaç'ın ikinci ağır ce- zadaki muühakemesi dün bitiril. miştir. Mahkeme Rocebin, Şükrüyü yaraladıktan sonra da bıçağını saplamakta devam etmesini kağ- ten öldürmek mahiyetinda gör- müş ve kendisini 18 sene müd- detle hapis tezasına mahküm etmisştir. Ayrıca hırsızlıktan 0- lan mahkümiyetleri de buna ilâ. ve edilmiş, müddet 19 sene dört ay 20 güne çıkarılmıştır. — Rüşvet alan polis Çarsambada bir sütçüden beğ lira rüşvet alan Fatih polisle- | rinden Muharremin muhakeme- | sine dün de asliye sekizinci ce- | za mahkemesinde devam olun- muş: durüşma şahitlerin - celbi için başka bir güne bırakılmış. tır. e ganmilan Ticaret Vekâleti müsteşarı Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Ticaret Vekâleti Müste. garı Halit Nazmi bu akşam An. karaya gidecektir. Yeni mevsimin 9k güzel filmi iKi ATEŞ ARASINDA Baş Röllerde: ALİCE FAYE WARNER BAKSTER Tityo olarak: İZMİR FUARI Bütün zenginliği —ve fhtişamıt ile| 3 kımımlı Türkçe Sözlü Bugzün sant 1L do tonzilâtlı matine Lâle $ büyük yıldızın — hayat.. Çılgın şarkıların ateş — verdiği bu eşelz harikayı göstermekle bakikt bir garar düyüyor. DİKKAT:Törkçe Paramunt Jurnal| LAtfüh yerlerinizi evvelden kapa. tmız. Bugün saat 11 de tenstlâtir| matine. Telefon: 40505 ALBERT PREJEAN - DİTA FPARLO ve JULES HENRY tarafından — fevkalâdn bir tarzda yaratılan Monte-Carlo'nün İktiraalı, entrikalı ve hissi büyük ve gürel filmi görünür. Göz kamaştıran Tüks Ve İhtişam Hlâyeten MİCKDY MAVEN saat 11 de tenziftâli matine| | Mdkarnacmın da pehlwan oluşu gariv bir tesadüftür K ğ Giyinmeğe giderken adetâ hid: detinden dişlerini — gıcırdattığı seziliyordu. Yusuf ne mağrurdu. ne de yorgun görünüyordu. Meydan - da dimdik duruyor ve: — Fazla dinlenmeğe yok, Henlüz yorulmadım! Diyerek, her zaman baş peh. peblivanlık iddiasında bulunan Makarnacı Ahmedi bekliyordu. | Makarnact Ahmet pehlivan, z ıoyunnus olarak, havlusunu o" » Alnımdan dö. lüzum müzlarından w—k( killen birkaç damla terini sile” rok, | gıktı. Makarnacı Ahmet (bu işin kuru çalımlarla yürünüyeceğini pekâlâ biliyordu. Fakat, kabadayılığa»toz kon. dürmak istemiyordu. Sarıyerli İzzetin pestilini tıkaran bu Yu" suf da nereden çıkmıştı? Makarnacı Ahmet her zaman« ki gurur ve azametiyle önce bala kona selâm verdi, ondan sonra etraftakileri selâmladı. Ve Yu* Bufa elini uzatarak: — Merhaba... çabmlı çalımlı. meydana Dıdl Ahmet biraz gösteriş yapmak, eski numaralarını pt- şaya göstermek istiyordu. Fa. >kat, eloğlu insana firsat ve meydan verir mi? Yusuf derhal, bir arslan pen” çeki kadar sert ve kuvvetli kö- hmu Ahmedin ensesine attı. Ah. bir adam di, Gözleri döndü. Neredeyse yüzükoyun yere kapanacak va daha aradan bir dakika bile geçmeden herkese rezil olacaktı. Makarnacı Ahmet kendi ken- gdine: —— Bu çok çetin bir genç. Nö &n’u'liye benziyor, nç de Arap Diye ıbylenıyur. bir taraftan da kisbetini hasmma kaptırma. mak için mütemadiyen geriye gdoğru kaçmıyordu. Biraz önce, Makarnaçı Ahme. din en kuvvetli hasmı olan Sarı- yerlinin pek çabuk sirtımı yere getiren Yusuf, acaba, bu dev cüzseli başpehlivanı da yenebi- lecek miydi? Makarnacımın başpehlivan o- luşu da garip bir tesadülf eseriy. di: Yine Çamlıca civarında bir sünnet düğününde, kendisinden Zayıf olan beş pehlivanı birden met birdenbire sar'aya tutulmuş sersemliğiyle sendele” dam Şimdi en hafif hanflelere bile mukavemet edemiyordu. Yusuf aynı zamanda kur- naz bir pehlivandı. Uzun zaman danberi Mısırlı Prensin lütuf ve nimetini gören bir adamın ek- meğini de düşünüyor ve onu çar- çabuk yere vurmamaya, hiç ol. muzsa “Makarnacı da iyi güreş. ti!” desinler diye, güreşi uzat- mâya çalışıyordu. Yusuf, hasmma acrmakla be- raber, ondan himç almâyı da u- nutmuyordu. İlk güreşte, Makarnacının: — Burası er meydanıdır. Kon dine güvenmiyen adamın bu meydarda işi yoktur. Dediğini unutmamıştı. Hele * bir onu yense. Tası- gediğine koymakta da gecikmiyecekti. Yusuf bir aralık Makarnacıyı Çapraza irerek, iyice yüre. ğini oynaftıktan sonra, kendini yere verdi; Makarnacıya gün- doğmuştu. O, bu vaziyetten çok memnundu. Şimdi bütün oyunla- rimı yapabilmek imkânmı elde etmiş görünüyordu. Ahmet, ağır gövdesiyle Yusu- fun sol böğrüne iyice abanmış. tı. Yusufu neredeyse sırtüstü ye- re getirecek ve: — İşte, gördünüz ya.. Nihayet bu çevik delikanlı bile benim o- yunlarıma dayanamadı.. Sırlı yere geldi. Diye bübürlenecekti. Yusuf içinden kım kıs — gülik yordu. Pehlivanları bu vaziyette gö. Yön söyirciler”bile 'Yusuftan ü- mitlerini kesmişlerdi. İçlerinden biri: — Bu koca aygırı kim yenebis lir? Kolu, bacağt kırılmadan kurtulursa, no mutlu, Diye Bu ses Yusu- Tun kulağma irişince, iş değiş. ti, Yusuf, hasmmı bundan fazla ümide düşürecek kadar - sabırlı değildi. Prens Halim Paşa balkondan, nıdıren gösterdiği bir taşkınlık- -— Ha Ahmet ha... Göreyim seni! Diya söylenmekten kendini a. Seyircilerin sinirleri o kadar gerilmiş, bahçede toplanan halk © derece heyecana düşmüştü ki,. Meydan birderbire: — Hayyy.. Diye yükzelen ve aslan kük. reyişine benziyen gür bir ses, soyircileri harekete getirdi. —Onet! Ahmet pohlivan birdembire yıkıldıp — Vay canma be! Şu delikan- ltya bak.! Devin altından nasıl kurtardı kendini..! Diyenlerin sayısı bir anda ço. galivermiş, ve Ahmedin lehinde yükselen zafer baramatresi der- hal sıfıra inmişti. Balkonda sükünetle oturan Halim Paşa şimdi bu hoyecanlr sahneyi ayakta seyrediyordu. — Paşanm kâhyası Abdulizh Bey: — Paşa efendimiz bugüne ka- dar hiç bir güreşi ayakta sey. retmemişti. Diyor ve gözünü Salkondan 2- yırmıyordu.. Balkondaki misa. firler de Halim Paşanm ayağa kalktığını görünce, hepai birden » yerlerinden kalkmışlardı. Köşkilin haram pencereleri de kırılırcasına saraılıyor, panecuür- larm arasından görünen kadın başları biribirinin üstünden ba- Kıyordu. Bu heyecanlı sahne uzun sür. medi; seyirciler, birdenbire, Ma- karnaer Ahmedin boylu boyunca sırt üstü yerde yattığını gördü. ler... Yusuf, dev cüsseli hasmını tam manasiyle yenmişti. Yuzsuf doğruldu ve taşı gedi- Kine koydu: — Burası er meydanıdır; ken- dine güvenmiyen çıkmamalıdır. Seyirçilerin caşkun sesleri a. rasında sendeliyerek yerden kan Makarnacı Ahmet, n bir tavırla, kendisine uzatılan havluya sarıldı. Meydandan v. zaklaştı. (Dovamı ver ) Defin Balıkesir varidal müdürlüğünden müteksit olup acı ölüm — haba- rinl dün — tçessürle — yazdığımız Zâmnitü — Mehmet — Adalın — cena- zesl dün büyük ve hürmetkâr bir Kalabalıkla — Yeldeğirmenindeki evle. Bayata mülsterih kapadığında şüzhe olmıyan rahmetli için mağferet diler, gocuklarıma ve ailemine tekrar taztyet- Jer ederiz. —.. BeLU A 15.9.940 Pazar yenmişti. Biraz sonra altıncı bir |- pehlivan daha meydana çıkmış. ga da, yer sahibi: — Bir pehlivan, iki pahlivanı yenerse baş alır. Makarnacı Ah- met pehlivan beş kişiyi bir gün. de yondi.. Başpebliyanlığı hak etti, Altmesına ben razı deği- lim. demişti. Ondan sonra, birkaç kere — daima kendisinden zayıf olan — birçok pehlivanlarla güreşerek, böylece baş almış ve nihayet Prens Halim Paşanm gözüne girmeye muvaffak olmuştu. Fakat talih o gün Makarnaci. dan yüz mü çevirmişti? Hazmt- nı bir hayli zorladığı halde, de- mirden yapılmış bir kale düva- rma sarılır gibi, Makarmacının her el atışt bosa gidiyor, ve her zaman tuttuğunu koparan bu a. Tekrikamız, yazımızın çoklu. Eı'rıün konamamıştır. - Örür di- RORREREERELRERIR 830: Program ve memleket aaat ayarı, 8.35: Müzik: Marg ve Enter. mezzo'lar (PL) 9.00; Afana haberleri, #dlö: Ev kadını — Yemek — llstesi, 9.20/0.30; Müzik: Marşlar (Pi.) 12.30 Program ve memlekot sant ayarı, 1235: Müzik: Yeni garkılar, — 12.80: Ajanş baberleri, 13.00: Müzik; Türs ) küler, 13.23/14.20 Müzik: Radyo salor orkestrası, 18.00: Program ve mem> Teket aaat ayazı, 18.05: Müzilk; Pazar Çayı, (PL) 1520: Müzik; —Arjantin Tangoları (PL) 1845; Müzik: Radyo caz orkestrazı, (İbrahim Özgür ida- resinde), 19.30: Müzik: Zaybek ve o. Xun kayaları, 2945; — Memlaket anat ayarı, ve Ajans haberleri, 20.00; Mü- zik: Büyük Fasil Di 20451 Ko Duşma, 21.00: Müzik: Şarkılar, 21.80: Müzik; İtalyan opsra üvertürleri ve La WFuyorita Operamı — Donizetti. 2230 Memlekel eâat ayarı, Ajana ha- berleri ve Ağans #por servisi, —22.50; Müzik: Cazbaad (PL) 2225/M40: Yarınki program ve kapanış. 16.9.940 Pazartesi a 7.30: Program — ve memleket saat ayarı, 7.35: Müzik: Hafif musikt (P Y 8.00: Ağans haberleri, 8.10: Kv kadını, fif musik! programının davamiı, 12,30: Program ve memleket saat ayarı, 12,38; Müzik,; 1290: Ajans baberleri, 13.08: Müzik: 13.20/14.00: — Müsik:; Karışık program (PL) 1800 Program ve memleket aaat ayarı, 18.08: Müzik Oda Müziği (PL.) 1840; Müzik: Red. (ye caz critestras, 10,10: Müzük; Müy terek ve tek garkılar, 1945: Memler et ssat ayarı ve Aşfana, 20.00: Mü- Konuşma, Memleket saat ayarı, Afans, 2245: Müzik: Dand müziği (PL) 22.21/23,30 Yarınki program ve kapanış. Pazar (Pazar tı 15 Eylöl | 16 Eylül Vakitler Vasati Krasl Vasati Eranl Güneşin 5401120 BaRII 28 Öğle — iz 00 5481200 560 Akindi IS 41 9311540 931 Algam 18 19 12 00 18 18 18 00 Yater I9 S L 3810 58 138 fmsak 850 030 400 941

Bu sayıdan diğer sayfalar: