23 Eylül 1940 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

23 Eylül 1940 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

&.— VAKIT 28 EYLÜL 1910 Paraşütçüler Antepte Antep, 22 (A.A.) — Dün geh. rimize gelen Hava Kurımu tay. yarecileri bu sabah on binlerce halkın husurunda paraştit atla. yışlarını muvaffakıyetle yaptı. lar. Atlayışdan evvel Emin Ali Yasın sık sık alkışlarla kesilen heyecanlı bir hitabede buluna- rak bu hava gezilerinin sebep ve manalarını izah etmiş ve dün. ya tayyareciliği önünde Türk havacılığınm inkişaf ve tekâmü. lüne işaret ederek Cumhuriyet Hükümetini: milli teşekkülle- rin, yetişmesinde takip ettiği koruyucu ve ilerletici buyruk ve alâkasını şükranla ifade eyle. miştir. Şehir aamrmna söz söyliyen Âli Budak Gazlanteplilerin kahra. man havacılarım: bağrına bastır. makla duydukları sevinç, heye, can ve gruru kaydeylemiştir. Halk, havacılarımızı ve burada muvaffakıyetli iki atlayış yapan havacı iki kızımızı, Edibe ve Muzafferi, ve onların yiğit ar. ı Üzüm paviyonu çok rağbet gördü Manisa, (Hususi) — İstasyon | civarında bu yıl açılmış olan züm pavyonu çok rağbet gördü. | kadaşlarını candan selâmlamış. | Başta muallim Abdurrahim - ve | tır. düieğlkük z . İzmirdeki casuslar askeri mahkemeye verildi İzmir, 22 (A.A.) — kızt Esma ile Betill Manisa Ü- zilmünün nefasetini tanıttırmak için ellerinden geldiği kadar ça. Casusluk | züm ve gıra satılmıştır. Günde ı_uç*_:ıdın dolayı yıkılmujık 8. | tahminen 20.30 Bepet kadar yaş ğır ceza mahkemesine tevdi edil. | üzüm ve 40 - 50 kutu kadar ku- miş bulunan Herman Engelman | ru üzüm ile 500 - 600 bardak ile Osman Tokumbek ve Doğan | sıra satılmıştır. 'Tuna evraklariyle birlikte aske. ri mahkemeye verilmek üzere müddelumumiliğe yollanmışlar. dır. Adanadan alınan yulaf [İBVİGİ OI'manlnda ve arpalar ADANA, — Toprak Mahsul. leri Ofisi'nin müstahsilin men. Jın kısa bir zaman içinde, yap. gan olmuştur. Yangırlardan biri Seferihisar, yığı Arpa ve Yulaf mübayaatı an 27 milyon kiloya baliğ olmuştur. | sında kömür yapmak klarım — kısmı âzamı la Çanakkale ve Eldi sto| n Geliboluya ihraç edilmiştir. Mürefte bağları hastalıktan zarar gördü Mürefte, 22 (A.A.) — Müref. te bağlarına bt yıl mahsu. lü hastalıktan bü; zararlar göstermiğtir. Bu vaziyeti gözö. nünde bulunduran inhisarlar i . daresi bugün üzüm piyasasınt ve kara üzüm piyasalarını 4.6 ku. ruş üzerinden açmıştır. Uzüm Fiyatları İzmir, 22 (A.A.) — Dün bor. sada İncir ve Üzüpnm mahsulleri üzerine iyi muamele olmuştur, İngilterenin alacağı beş bin ton üzüm muhtelif numaralarına gö. re, 20.5 dan 35 kuruşa satılmış. tır, İncir fiyatlarında inkişâf var. dir. Diğer taraftan İnhisarlar lâz. resi de şaraplık Üzilm satım al. .' mak üzere memurlarını üzüm mıntakalarına göndermiştir. UA İ —ı? ua/ Çevirn: Suat Derviş — Doktor Erosby'yi dinlediği- miz zaman Mıydınız? — Evet, — Size Maxvell Bruntonun kaç. ta katledilmiş olduğunu tahmin et- tirmek için lâzım gelen her şeyi ve bütün teferruat en ince nokta. sına kadar anlatıldı mı? — Evet. B Şik — Doktor Erösby'nin sözlerini tasdik ediyor musunuz. O katlin en geç yarımda işlenmiş olduğunu söylüyor. -— Ben de tamamiyle onun fik. rindeyim. Başka türlü olmasıng imkân yoktur. Bu karara yardıran sebepler basittir. Fakat tababetle alâkadar olmayan insanlara izahi pek müşküldür, Ben Mister For- guharson'un talebi üzerine kendi. sine bir hülâsa yazdım. Eğer iş- terse o size ve muhlerem jüri he yeti âzasına bunu izah edebil — Çok teşekkür - ederim. Sizi hey Pavyonda kuru Üzüm, yaş ü. B Kemalpaşada Ke- için yapılan üzere dört yan- Ocaktları çıkmış ve yarım saat de. vam ettikten sonra söndürülmüş- tür, İkinci yangın da gene Seerihi- sarın Ayankiri mevklinde çıkmış ve civardan gelen halk tarafından söndürülmüştür. Bu sahada 150 palamut ağacı yanmıştır. Üçüncü yangın da Ulamış köyü civarında ı5 ve yetişen halkın gayretile stırilmıştır. Burada hasar azdır. Kemalpaşa kazasmda! ise domüzdere — mevki ormanında çıkmıştır. süren bu yangın da kö dımile söndürülmüştü! nar, meşe gibi agaçlar b sahadaki zarar mi rt katl suret- lışmaktadırlar. mıntaka. te henüz teshit edilmiş değildir. TC BAA daha uzun müddet tutmağa ihti- yacımız yoktur. Çekilebilirsiniz. —İ— CİNAYET MASASI SEPİ VE JÜRİ HEYETİ AZASI — Efendiler, son şahidin ilade. sinin ehemmiyetini h anla, mMış olduğunuzu ümit ederim, , Bütün şahitlerin sorgusun firdik. Onların içinde bazıları kere dinlenildi. Şimdi sizden ney Harrison'u dinlem: ceğm. Geriye dönmek icabediyor. Sidney Harrison'u çağırınız, b SİR EGBERT LUEOS'TAN KAYMAKAM GETHRYN'E YAZILMIŞ NOT Size ikirçi istintakın zabıtna. mesini göndermiyorum. Cinayet WILLIAM POWELL— LOUİSE RAİNER Çarşamba akşamı MELEK'te B20/8.30: TOgram ve Müzdz, 12.80: Ajans haberleri, 13.20/1400: Müzik; Karışık program (PL) 18.00: Program ve memleket Baği ayar, 18.00: Müzük: 18.40: Rad: ; M 19.45: — Memleket hbaberleri, - 20.00 245 Dana müziği (PL) Yarınki proggram ve ka- Beyoğlu Halk Sineması Buçün 11 de: 1 — Kasıtga: Türxçe sözlül 2 — Hudud Kabramanları, S — aat Pazar tesil — Salı 23 Eylül | 24 Eylül Vakitler Vasati Bzani Vasati Ezuni Güneşte X0 Şabaan hzn 14 91 Saban hizir 102 S 48 00 42 54011 45 dağuşu Öğle 1206 60012 06 6 01 İkindi 1831 9251599 026 Akşanı 18 06 19 00 18 64 12 00 Yata 1980 1311937 1 51 İmsak — 100100? 4101005 masası sefi çok zeki bir adamdır. Fakat biraz kılt kırk yarıyor... İ. kinci Sörgu notlarında enteresan O« lan hiç amma hiç bir şey yok, Ben de Pike de Yordan da Charters de bu zabıtları teker, teker ve dik. lâîle okuduk, hiç bir şey bulâma. Sizi bir kâğıt yığını ile korkut. mamak için lüzumsuz olan şeyle- rin hepsini ortadan kaldırdım. Ci, nayet masas) şefinin mevzu üze- zinde yapmış olduğu — hülâsayı yollayorum. " T eeti CİNAYET MASASI ŞEFİ — Mühterem jüri âzası.. Gayet garip bir tesadüf ezeri olarak ben bugün Cinâyet matası şefi ve tah. kikat âmirliği vazifesini — üstüme aldığım günün on altıncı yıldönü- münü kutlayorum. sene İçinde birçok hâdisenin tah- kikatmı yapmıştır. Böyle bir hâ. kimla Loadra polis tahkikat malı- kemesi hâkimliğini de ayni za. W Diye sordu. Yer sahibi bu fır satı kaçırmak İstemiyor ve ça. dirı nam alsın diye, Yusufa; — Pehlivanlarımız — hazırdır. Işte geliyorlar... Diyerek, Arap Hakkıya: — Haydi oğlum.. seyircileri ibek'etmiyelim. Diye sesleniyordu. Zaten “Yusufun da maksadı Arap Hakktı ilo güreşmek ve on dan Be almaktı. Arap Hakkı meydana geldi. Hakkınım seyireller arasında o" turan döstları: — Yaşa be' fidan boylu ars. lan! l Diye bağrışırken, Yusuf için” 4 (den gülüyordu. Yusuf, yer sahibine bir daha sordu: — Çanakkaleli Mehmet peh. Hvan hâlâ gölmedi mi? Yer sahibi, Yusufa şu ceva* bi verdi: — Arslanvm! Çanakkaleliyi neden soruyorrun? Şimdi, onu yenen Hakkı pehlivar: karşı karşıya geldin! Seyirellerden biri: — Hakkı pohlivanı gözüne kestiremedin mi be? Çanakkale Hyi sık sık neden soruyorsun ? Diye bağırımta, Yusuf hid. detlendi. Fakat seyimciye ce' vap vermedi. Ayakta sağa sola gerindi. Yalancı pehlivanların İç tıkı. c el ve ense oyunlarından hoş" lanmayan Yusuf, kudurmuş bir arslan savletile derhal hasmı. Hân üzerine atılmıştı. Gok çabuk kapıştılar; Yusaf Birdenbire yere Çöktü.. Hasmu' na k k bir oyun yapıp fek. rar fıri O, Hakkının ağzın" da (demir vurgu) olup olmadı. ğint anlamak istiyordu. Kenarda oturan Kara Sait, Yusufun bu hareketini Hakkı” dan kaştığına bükmederek: — Hakkı yaman pehlivandır, diyordu, hele biraz açılsın da, görürsünüz onun oyunlarını. Yusuf, Hakkının oyunlarını sabah gilreşinde &e vücuüdunun hiç bir 5 nm Çenesi altma kaptırmama. 8e çalışıyordu. Maamafih bir deneme yapmak lâzımdı. Baka” lim Hakkı sabahki numaraların dan her hangi birini Yusuf ü. zerinde de tatbike kalkışacak miydı? Yusuf birdenbire tekrar yere düştü. Hakkı, kurnaz - bir tilki güururile gükredi : — Ho ho ho hoy... Yusufun yere düşüşünü de Hakkının kuvvetine hamleden * ler olmuştu. Yusuf #irtini Hak. kinın çenesi altına — vermişti; Hakkmın altında inler gibi so* manda nefsinde cemeden bir cina- yet masası şefi arasındaki tecrübe farkını mukayese eder misiniz? / Bu on altı sene içinde âza efen. diler, kir çok tahkikatt bizzat ida- Te ettim. Eğer bunların tam sayı. SINI $ize verecek olsam belki inan- mazsınız, Bunların içinde çok na, zik olanlar, çok karışık olanlar, çok çetin olanlar bulundu. Fakat bütün bunların içinde hi çbir za- man bugün karşısında bulundu. Züm muamma kadar çözülmesi müşkül olgama, beni şaşırtanına rastgeli )» Başlangıçta - Maxvell Brunton / cinayeti bütün telerruatı içinde aydınlatabilmek gayesiyle tam on gün üstüste celse yaptık. Bütün şahitlerin ifadelerini bir kere daha ve bir kere daha tetkik ve tahlil eitik, (Şahitler içinde bazıları beş, altı kere dinlenildiler. Tahkikati- mazın he kadar etraflı ve derin ol. duğumu kimse inkâr edemez. Gün. Jerce bu karışık işin bütün teler- Tüatiını ve en küçük emare delille. Tini tahlil ve tetkik ettik. “Şimdi bana sizinle birlikte sane ki bir tâbi 8) di gibi geliyor. Bir çı! için beybude Fere bütün enerji ve  —12- Juyordu. Hakkı, Yusufun bu 0. yununa o kadar aldanmıştı ki.. gimdi, onu iyice ezmek ve he" >men sırtını yere getirmek — için bir taraftan fırsat kolluyor, bir taraftan da s#ol omuzunu çene. sila eziyordu. Yusuf şimdi herşeyi anlamış tr. Kendi kendine: — Çanakkaleliye yaptıkları oyunları bana da yaprımğa kal" kıştılar. Diyordu, Yusuf, birdenbire o. muzundan göğsüne doğru kır muzı bir şerit gibi uzanan kan lekelerini görmüyordu. —Arap Hakkı, belliydi ki, hasmmın i. yice canını yakıyordu. Ve bunu görenler: — Hakkmın çehesi demir gibi kuvvetlidir. Değdiği yeri delir yor. Diye övünüyorlardı. Seyirciler arasmda oturan Bandırmalı Hüseyin hiddetin * den dişlerini — gıcırdatıyor. ve Yusufun da tongiya düşürüldü ğBünü görerek: — Bu kahpelerle güreşilir mi hiç? Diye mırıldanıyordu. Arap Hakkıyı alkışlayanlar © kadar goktu ki... Yusufun, bu - hileli oyun arasında gösterdiği sabır ve metanet hiç kimsenin gözü. ne çarpmıyordu. Fakat, Yusuf hileli ve kahpece oyunların düş" maniydi. O, sadece para kazan mak, bayram yerlerinde kolları nı sallayarak dolaşmak İçin gü. reşmiyordu. Ne olursa olsun, Arâp'Hakkıtim ve diğer kahpe" ce oyunlar yapan yalaneı pebli vanların — bu, onun tabiri; di — hilelerini halka gösterme' ğe karar vermişti. Yusuf bu vaziyet karşısmda güreşe devam etmenin manasız.. Tiğmı da biliyordu. Derhal sil kindi.. Hakkıyı bindenbire yero devirerek — gırtlağına sarıldı ve elini ağrma götürdü: | ire mel'un! Çıkar şu ağ. £ burguyu... (1) Seyirciler şaşaladılar. Herkes birdenbire telâğa düştü. Güreş" giler, güreşi bırakıp kavgaya mrt tutuşmuşlardı? vex Hayır. Güreş devam ediyor. du ama, bu arada işin dram sahnesi de birlikte yürüyordu. Yusuf, bileyi meydana çıkar” makta gecikmedi: Hakkının a. vurdunu öyle bir sıkış sıktı ki, ağzının içine (yerleşlirdiği iki * uçlu garip bir âlet — yani kül” hanbeylerin o devirde (zafer burgusu) dedikleri demir parça. &t yere firlayıvermi zekâmızı sarfetlik. Muvallak ola. madık. Araştırmalarımız kısır kal- dı. Bir şey bulamadık, En ufak £ bir ip ucumuz, en küçük bir şüp. hemiz yok, “Bir işin hülâsasını topladığım * ve onu izah ettiğim zaman bu nevi » basit izalılara ve böyle âdi soderef müracaat ettiğim hiç vâki olmaz, bu benim itiyadım değildir. Fakat bu defa böyle konuşmaktan ken- mi dimi menedemiyorum. On günlük | mesaiden sonra Maxvoll Brunto. ; kişinin ifadelerini dinledikten son.” 'ra tahkikata başladığım dakika- ” dan bir adım ileriye gitmemiş bu.” Junmaktayım, y aA ruatını. hatırlayorsunuz. Burada mMmüştereken en ince teferruatına kadar tetkik etmiş olduğumuz me.' selelerin ve suallerin bir hülâsasını arzetmek istiyorum. Ben ortadan * başlayarak nihayete doğru önmek' isliyorum, “Bu muhtıranın birinci kıszmı Tmecburt fakat lüzumsuzdur. Bu vazlanleiSRENDER'S Yusuf yere düşünce Hakkı bir titki gururu ile gükredi v miş olduğu isbatını i 'a ede geçiriyorduk, (Ve maktul * “yade şüphemizi celbel DF ERTELİ - Yusuf bu âleti yerden l jhasmının sırtim: yere getirdi | halka doğru gür sesile bağ dr: — İğte, bu adamlar özü geleni bu küçük demir parç le zedeleyip yeniyaorlardı. nakkaleli Mehmet pehlivani bununla yaralamıylardı. Arap Hakkı yörden rak Yusudun üzerine atılı istodiyse, hileyi gören — aoyil Jerden güçlü kuvvetli bes on geriye çekilmiş ve güreşe nf yet verilmişti. Bu rezaletten çadırında daha fazla kalıml cağını anlayan Yusuf, Baz malr ile birlikte — — çarçali giyinerek — dışarıya çıkmı Rezalet meydana çıkmakla yaber, Yusufu yeni sayredeni de: — Maşallah,. işte, tam livan. Hem cesur, hem hem de kuyvetli... Diya söylenerek, peşizden diyorlardı. Yusufun Cinci meydi kahpece yanmek, ondan tün İstanbulda: — “Yusuf Yusufun arkasından şöyle haber gönderdiler: “— Gece, Çanakkaleli met pelilivan getecek. İstpe yalnız onunla güreşmek yalsı ezanından sonra gel | Yusuf, bu haberi geliren damı kovmuştu. Ondan sd Cinci meydarnımda fazla kalnd dı, Bandırmalı Hüseyinle befl ber uzaklaşlılar, h | (Devamı AO U « 1 X) Merhum Ahmed Midhat Eicü © devirde Beykoz çayırında » yapıf! | hir güreşten bahsederken, , diyor İj ”Baş pohlivanların — güreşlerini #f) | yetmek bir hayli heyecanlı oluyor. F) | Kgüreçlerde, insan kuvvetirin neler fj | pahileceğini düşündüren deraler aXf) | TuUR, Fakat, dostlarımızdan güreş | raklılarmın iddiasına nazaran, işi İ | carete dükan baz: yalancı pokliyi bu milli fdmanımıza hile karıştızı tan geri durmamışlar, Bazusu- Bi gişkince ve gösterişi yerinde birtaki) | pellivan taslakları; kiminin "bul idmlstnin de “vurgu,, dediği — he fukat can yakıcı bir âleti avurtl da gizliyerek, hasımlarmı bu zurtiğ | yenmeğo çalışıyorlarınış. — Ben B — kuvvetine dayanarak er meyd yirciler veya birlakım' güreğ * b Bânları tarafından * uydurulmuş Ö) | masal gili dinlaedim. Lüâxin, n olul | oltun, bile, pehliranlıkla teli Kal etmiyen kötü, iğrenç bir ailâhtır. F allâha dayanarak yenmek, yenilmö| | ten daha gerefsiz Lir galibiyetlir. W kısmın Misş Lamort ile bu cini arasında mevcut olabilecek müf sebete hasredilmiştir, | “Bulaşıkçı kızı Burrage'in İfj | desini dinledikten — sonra emilti ben de hepiniz gibi nihayet ele & ip ucu geçirdiğimiz kanaatine W mıştım. Mis Lamort yalan sö)! mişti. Mis Lamort, mesat odasi sabahın saat bir buçuğunda © işti. Maxvell Bruntonun öldüt| olduğu odaya bit ü 11 buçukta bu odaya çekilmiş * duğuna göre Mis Lamort'un 00 ya girdiği saatte'orada $ bulundi Buna emirdik.)) Fakat: bütün minlerimiz " polis - hekimi $ dokl Erosby ile büyük Mütehassıs evin bütün diğer. sa kalmadı. YU BAAW (Dovamı v

Bu sayıdan diğer sayfalar: