24 Ocak 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

24 Ocak 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Sin Psikolojisi : l“llillııııo 'v.:. İnsanlar harbe hasıl teşvik ediliyorlar ? ıı_u:mı usulleri biribirinden | Kerek Hüseyin, Mürsel ve Muhsin Mektedir. farkı ile ayırd. edilebil. | adında üç amele ağır - sürette ya- Marbir ralanmış, Cerrahpasa hastanesine Tn başındanberi — Almanya- | Faldırılmışlardı. Türhe , — vatandaşlarımı | — K : e) Sevketmek Z Kaza etrafında tahkikal yapan —:'ıu.,: için ileri sürdüğü | yüddelumuml! myuavinlerinden Be- . Almanya ip Musluoğlu suçlu olarak bele- =—ıı.,m';_=;'="“ yi ve belediye fen memurları: | Mücadele » Bunun |o pulmaktadır. Z r. !."'“ Üstünlük arsusana, mise | — Zira yaralananlar, inşaattan ve İasan SÜ6 dayanan bu tekikkide | bilhassı yıkma işinden anlıyan in- N.._hk—"' in vazife ahlâkıı ( 998t amelesinden olmayıp, mielide Niteki, lerini görür gibi oluyor. €üa Kant'dan — bahsederken Bayliğiş ÇAhL önbaşı diyenler bir Se'nin Ç Kant'm emirleri e Ni- adamı telâkkisinin sev- Adamlar harp ve ölüm eskidenberi malüm olan Kullanınaktadır. Bu teknik eda TT z; iotları Vi askerleri gale: aların mistik havası meydanlarına - irlar, İagilir — milletinin İk metodu bunun tatn- r. Alman askerinde Va eserken İngilir mü- ada — halkında, ve ordudaki —haleti ru- N müsbet ve xansli- vi ğ B z ETERE, İğ;;;f Hi hi » Biri şauru imha ederek vererek — neticeyi İStiyor, İnziltere ada- adele bu üsülle devam Takbaj Ş, Biri mütemadiyen müs- M Sntlan tden bahsediyor. Öteki Va Kğuç TÜprden daha güç şart- ı anlatıyor. #lemin — veedi bekliyor. — Beriki Yaruri olan — tehlikeleri Hafer, lötden hesap odiyor. Biri bime MUyavi bir $ Stnek bi 'yor, doj #z MA <3 harbin en entere- Tik sahıfasında bulunu- b ":':"r dövüşmenin daha '©si ruhta Xııır yıldırım dövüşmenin —adesi de ve Tceveni içinde mha- M_—ım sayılabilir, yapmak beşeri- mh—n malümü olan bir üir. Kski cemiyetlerde düa ile, ibadet ile, Fahları tazıştırilmiş. İn- lıu"' yapılırdı. Bialet ' Vecik azun nürmez Bük Söker ve vecitli haya- 1 esasen mümkün T f *ii;; -ılil li" YA Ü bir halde mücadele çok :.:' bir rah, çok kalite- Yarlığı ister, Şimdiki LAT vecdile şavr arı- SADRİ ERTEM ! Kiçinski etrafın- x““; KI tahkikat khyh:lb"l b_ir cinayete Ve,; Sittiğine ihtimal ;'"».,, uş*;ırennî:ğı ı:iıildc u Onsol üti “::mm“ rabıta m.'r:.î'.:",;— geçlaMalara rağmen he- m;.d;mrmwr. Röre, yelmumilikte verilen basEa'3le kurban gikuiği mev n Heğildir. Kondisi ya şeh- berhangi ıı(:ıı:ııuı veya bu- klanan Miyilümıştıy, Yallaka izi BB Dir iki güne kadar imlacağı MRacağı ve meyda- İleri sürülmekte - ihracatımız &“' 96 bin Hrayı a anişada, dün Ro- Almş ticeği 'lüuımîd “.,'—M" satılmıştır, — ki _:b mesele dolayısi- AYAt telâkkisine dayan- ki Beyazıdda çöken kahve hâdisesi Müddeiumumilik belediye mühendislerini suçlu gürüyor « Üç gün evvel Boyasttta, heledi yece istimlâk olunan binaların yı- kılması işinde bir kaza olmuş ve bir kahve yıkılırken birdenbdire çö | göpcülerdir. Bunlar hastanede ver dikleri Hadeleri “— Biz çö; z, Amelelik bil. , Bire burasını yıkın dedi- klık, Hattâ Ten memurları | bili baştmızda — bulunmuyordu. | Kahveyi yıkarken bir duvar salla- yıkmak üzcre fakat » bir gürültü jile beraber duvar çök- tü, altında kaldık.,, Tahkikat bugün yarın dilirlle « cek ve suçları görüldüğü tal belediye fen memurları ile cöptü- leri İuşmat işlerinde çalıştıran be- lediye hakkında takibata girigile- | cektir. T0phanâdğk'ı öinar);evt—r Katil kanveci Ahmet dün tevkif Evvelki gür Galatada vuku bü- lan ve dün de yaralmın hastanede ölmesi İle cinayet mahiyetini alan vaka dün adliyeye intikal etmiş ve katil ikinci sulh rezüu Mmahkemesin- ce tevkif olunmustur. Yaplığımırz tahkikata vöre oina yet şöyle olmuştur: Tophanede kahvecilik yapan Us- üplü Ahmet Türkkan evvelki ge- ce saat 12 ye doğru dükküünmi ka- parken, birdenbire kapt açılmış ve elinde bir tabanca ile birlikte içe riye ailece araları açık olan Mus. tafa girmiştir. Mustafa silâhr Ah- medin göğsüne dayamız ve: *— Bizim evin kapramı ne diye ikide birde calıp — calıp — kaçıyor- sun!,, demiştir. Ahmet inkâr etmiş, fakat Mus- silâbni “xteş:emistir- CKa Kkurştin “Kllmddin aalğ Bahübas tit bet etmiş, Ahmot bunun üzerine can hevlile Mustafanın Üzerine a- tılmiş ve yerde yuvarlanmağa bas- bemeşlardır. Bu sırada — Mustafanın — elinden düşen silâhi Ahmet kapmış ve ataş ederek kendisini vurmuş ve hemen Ülişünerek gayeyi | ya n dan fırliyarak kaçmağa başla- miştir, Biraz sonra yetişen polisler, ya- ralı Mustafayı Beyoğlu hastanesi- ne kaldırmışlardır. Muatafa dün hastanede — ölmüz, cesedi adliye doktoru tarafmdan — muayenesini mütcakip morga kaldırılmıştır. Katil Ahmet Türkkan ile kar - desi İdrla Türkkan ve akrabaları Kemal Erzurum, Şükrü Linco, ve Şevket Taner de kendisini Musta- fayr öldürmeğe — teşvik surundan dün asliye ikinci cezn mahkemesin. ce sorguya çekilmislerdir. Ahmet vakayı yukarıdaki gibi olundu anlattıktan sBonra demiştir. ki: “— Yerde boğusurken bırakıp kaçamazdım, Zirk arkamdan ateş edebilirdi, sadece yaralamak mak- Badile ayaklarına ateş etti, sonra kaçmaya başladım. Mustafa da ar- kamdan kosuyor ve ateş ediyor - du.,, 4 Diğerleri de Ahmodi töşvik et. mediklerini söylemişlerdi. Bunlar dan Şevket demiştir ki: | “— Gece yarısı kapım çalındı. | Baktırı, Ahmet kolundan yaralan- mış, “Aman beni kurtar! Vurdu |lar.., diyordu. Alıp hastaneyve gö İtürdüm, Muatafayı da burada ya- ralı gördüm.., demiştir. Neticede Ahmet tevkif olun- |muş ,diğerleri — serbast — bırakıl- müstrr. -“SAzgın manda Hali! Erdemin karnını deşti Beyoğlunda Derya sokağında oturan Halil Erdem Karaağaç - tan geçerken azgın bir manda, nn hücumuna maruz kalmiş, karnı deşilmiştir. Manda yetişenler tarafından güçlükle zaptedilmiş ve Hahil, baygın bir halde — hastaneye kaldırılmıştır. Manda sahibi hakkında ted - birsizlik suçundan takibat ya- pılmaktadır. —Hi Bir çocuk kuyuya düştiü Salmatomrukta Bakka! goka' ğında oturan Tayfur oğlu 5 va- sında İhsan Öncgelen hahçede oynarken ağzı açık kuyuya dü- müş, babası feryadını — işiterek kendisini kurtarmıştır. | | Kısa haberler: * İstanbul milll sanayi birliği umu İDmi heyeti içlimaz, 4 Şubata talik eâli | miştir. 'ı * Çay ve kahve ithalât birliğine sit | 800 çuvallık kahve stokunun çıkatı ması için gümrüklere de emir gelmiş tr. Dün, 280 çuval kahve ithal edir miştir, * Ticaret Vekâleti konjopktür şu bezi, bi toptan eşya endekai hazımla ) mağa kerar vermiştir. Bu hususta şehrimizdeki — Ucüri mahtillerdeb de malümatl istenmiştir * Gümrük ve lahlsarlar Vekili Enif aradeniz, dün şehrimize gelmiştir Burada bir hafta kadar kalarak tet kiklerde bulunacaktır * Bazı kahveler haftanın muayyen günlerinde Kukta, Karagöz oynat'ıt kar: ve saz heyetleri getirerek halk'an tarifesiz bir Ücret aldıkları yapı'an teftişler netitesinde teabit edilmişt'r Buü gibi müsasazeler nakkında beler ye İklsat işleri müdürlüğü yeni biz tarile tatbık edecektir. * Daküdar lazele meydanının taaz mine ait plân belediye tarafından ha gırlanarak tasdik edilmex üzere Nü fia Vekületime gönderilmiştir. * Şebrin sülanması için — yenliden Amarika, Almanya ve İngütereye 10 aramöz ismarlanmıştır. Yakında geh yimize gelecektir. greleri yapılamadı Tatanbul esnaf birinci umumi heyet ictimaları bitmiştir. Hiç bir cemiyetin yıl lik toplantısmda nisabı ekseri. yet olmadığı için kongreler, şu tarihlere talik edilmiştir: 27 ikineikânında kunduracı- lar, 6 gubatta ekmek yapıcılar, 12 gubatta — garsonlar, 28 şu- batta lokantacılar, 5 şubatta a. rabacılar, 7 şubatta bahcıvan- lar, 6 gubatta balıkçılar, 10 şur butta yüncüler, 12 şubatta ka, seplar, 20 şubatta marangozlar ve arvacılar toplanacaklardır. Soyadına ihanet eden şoför Bahattin Ezmez adında bir kamyon goförü dün kamyonu ile birlikte Yediküle tramvay caddesinden geçerken, — Sirkeci- de oturan 13 yaşında Yuda kı, z Losiye çarpmıs, altına ala- tak yaralamıstır. Losi mühtelif yerlerinden ya ralı olarak hastaneye kalı ” mış, goför Bahattin Ezmez va, kalanmıştır. b aN ni Bükreş sefirimiz gitti Bu ay başındanberi memleke- timizde bulunan Bükreş büyük elçimiz Hamdullah Suphi Tan. rıöver, dün tekrar vazifesi başı- na dönmlüstür. Şarkta şafak .. .. .. sökmüştür Vukuat — vumakları — tersine sarılmada — basladı. Hâd çıkırığının basmda duren “tarih durmadan — çahsıyor. Tarih te kerrür eder mi, etlmez mi? Da- vasımı tekrarylamıyacadım.” Za, man akan &u aibidir. Hic bir damla, bir kere daha geçtiği verden jaecmeş. Fakal l avwrılamıyacak — kadar biribirle rvine bensedikleri kcin, biz. alde- mriz. Zaman irmağı da belki bövledir. Yalnız avacık bir. gercek ola, vak sunu görüyoruz, ki. Afrika deri, bundan allı ay ov velkinin tam tergine doğru di- diyor, Hem daha büyük bir haz ve karsı durülmaz bir kuv. Barrani,, , “Sollum,, “Tobruk,. birer bi ver vekildi. Bunlar basit hisar lar, gelişigüzel vanılmış kaleler değildir. Kaki Rama imparator. Tuğlumnun — barlak — saltanatımı | kurmek davası, Afrikava bura Esnaf cemiyetleri kon- ('muktesem kavserlik dan — tasmada — baslamıştı. O tahtının bir #yağı, bu topraklar — üstüne saplanacaktı. Fakat — karm taba- kaları, Yüzgür mimarının kev. tomiyetleri | fiye göre ver değletirir. Bura şlarda temel tutturmak icin cak | İ İ zsamenerinde | Konferans Başiktaş Halkevinden: 2511941 Cumartesi günü saat 1420 GA Srtkı Akozan larafından edebiya> timızın ana hatları hakkında hir konferanı verilecektir. — Herikaa gele- Bilir, derinlere önmek gerekrir. Ta 1912 denbderi OTAVU Wwer- leştiği halde, İtalven — nüfudu, bu derinliğe varamamıs. Son hâdiseler, bunu cok acık bir sw. lGÜNDEN GÜNEı ; ? “Beş ekmek, Beş peynir!,, B İR kısım esnalin peynir fiyatlarına zam etmek istediğini okudum da, bir ço. ğumuüzün henüz hafızasından silinmemiş olan “bes ekmek, beş peynir,, efsanesi hatırıma geldi. Senelerce evvel, herberimizir devam ettiği mektebin — küçü- mencik bakkal — dükkânlarını hatırlıyacaksınız: Bu dükkân- larda tabağı on para, — haydi phaydi- yirmi paraya kuru fa, gclye, patates ve saire gibi, ekmek batırmağa elverişli, sur yu bol yemekler yapılırdı. Bu srada çoğumuzun bir öğle ye- meği hesabına, lezzetle gövde, ye indirdiğimiz. “beş ekmek, beş peynir,, bulunurndu. Hele bizim bir Hacı Bakka- İrmiz vardi ki, tezgâhmm ö- nüne küçücük — boyumuzla zıp Zip tanesi gibi dizilerek: — Hacı beş, beş! diye cıvıl, daşmağa başladık mi, kullan- maklar kehribar gibi — aarar- maş iri sapını kavradığı bıiça, Bı, kıtır kıtır bir okkalık ekme- ğe daklırarak onu dörde böler ve har birinin arasına beyaz veya kaşar, kocaman bir yağ- ir peynir dilimi atarak mini Taini avuçlarımıza sunardı... Bizim kadar “peynir . ek- Mek,, göçürmüş nesle nadir - Pinkerton izahatına devam ediyordu: “Diğer bir tabirle, Elford, müdafaasız, sırtüstü yatar bir vaziyette — boğulmuştu. Daha doğrusu, tırnaklarını — gözden geçirdikten ve göğsündeki çü. rüğe baktıktan sonra, onun ya- tağında — boğulduğunu anladım. Kolları yatak çarşaflarma do lanmiş bir vaziyetteydi. Kurta, rıp kendisini “müldafaa edeceği sırada ise, tamamen kuvvetten düşmüş. bulunuyordu. “Yatağı muayene ettiğim 24- man, yastığının altında, dört köşe bir çukur gördüm. Bumr dan da orada, bir paket saklan miış olduğu anlaşılıyordu. Thti, mal ki bu paket, yine bu evin içersinde bulunan, birisi tara- fından işlenmiş olan cinayetin sebebini teşkil ediyordu. *“Bilârdo salonunda, diğer ev halkı ile otururken, ortaya bir iddie attım. Hiç kimsenin, be - nim kadar büyük karış açama. yacağını ileri sürerek, herkese meydan okudum ve kimse, bu - nun bir hile olduğunu anlamak- sızin, tuzağıma — düştü. Fakat bir kişi müstesna olmak üBı:_ re, hepsinin elleri küçüktü. Ba- na sandoviç getiren hizmetçinin de ellerine dikkat etmiştim. On> lar da küçüktü. Bundan sonra, senin ellerinle, senin hizmetçi. nın elleri kalıyordu. Hizmetçi- nin elleri, 6 kadar şayanı dik- kat değil.. Uzunluğu kadar da, genişliği var. “Bundan sonra şüphem, bit. tabi tamamen senin üzerinde toplandı. Sen ki, buranın en meçhul simasısın. Sen ki, bir- kaç glündenberi hastalığını bar hane ederek yataktan çıkmıyor. sun. Daha doğrusu Elfordun geldiği zamandanberi yatağa girmiş bulunuyorsun. “Hakikati itiraf etmek lâzım ga, sana açıkça söyliyebilirim, ki Dormerin benim rahatımı bozarak buraya — getirmesine müteeasifim. Çünkü bir cinayet muammasını — henüz halletmiş - tim. Yorgundum. İki cinayet daha, bütün esrariyle beni bek- lyor. Fakat madem ki bu işe girdim. Sonuna kadar götür. mek âdetimdir... “Bundan başka, buraya El- fordu sen getirdin. Onun kim olduğunu senden başka — bilen yok. Elford. burada herkesin yabancısı bir adamdı. Bunun üzerine senin odanı araştırma ğa girdim. Harekâtımda hiçbir Tahta Bacaklı Adam ırkaç gün sürecek büyük, esrarengiz zabıla hikâyesi — İngilizceder. Çeviren : H. MUNİR wvam ihtiyat eseri göstarmedim. Sa, nin, uVuyormuş gidi güründü- günü bildiğim —halde, odanda kendi evim gibi dolaştım. “Ne yüptımsa, neyi — gözden geçirdimse, hepsini l “Moselâ, gşurada terliklerin var. Tabanları dikkatle — fırça- laamıs.. Fakat dün gece dolaş. tığın nemli toprağın rutubetini mr, bir tek sağlam sopadan i- barettir. Tcabında bir baston gibi de kullanılır. Onu da, dik- katle temizlemiş, köşeye koy, muşsun. Fakat çok iyi bilirim ki, 0 baston gibi portatif is- kemlenin sopasınm — uçcuna bil- yücek bir mantar sokarak ve gezdiğin bazı yumusak yerlere | £ kunduralarından yalnız birini | basarak, yanma da bu man., tarlı sopayı batırarak pekâlâ “tek bacağı — tahtadan olan,, bir adam hissini bırakabilir- Bin...,, Anderson tekrar — güldü. Fa- kat bu defaki gülüşü zoraki idi. — Devam et bakalım, — dedi. Devam et. Demok istiyorsun ki, Elfordu ben öldürdüm. Onu ya, tağında ben boğdum... Anlat bakalım. Bu masalın alt yanmı da dinliyelim. Pinkerton sükünunu bozma - dan: — Masal dediğin korkunç hakikatin mütebakisini san pek âlâ bilirken, bunu bana tekrar mlatmakta fayda var mıdır? Bu Elford denen adamın senin- le mühim bir alâkası vardı. Seni bazı vesikalarla tehdit e. diyordu. Sen de onu evine ça- girdm. Fakat bu esnada, eline büyük bir fırsat geçirmiz ol- duğunu da anladın. Kendini has, ta gibi gösterdin. Hizmetçini de yanıbaşımda — bekletiyordun. (Devamm var) İ— refte gösterdi. “Libya,, fatikli — — dini, balmımundan Dbir kalıcdla — | elde tutmak, mümkün — olmaz. Ne tuhaf bir alın yaznısıdır, kt vıllarca süren emeklerden 8 ra Trablusa kök — salamıvasılnr. Habesistana — saldırmaktan —<« kinmodiler. Bu tonraklar, sorlu — yutulmus demir haplar - aibi hamzodilemedi. Ve zamanla teh Lkeli bir hal eldi. Netekim bu- gün görüvyoruz, ki — “Libya,, da Tagilizler, muzaffer adımlarla kaleden kaleve basarak - ilerler, ken. “Eritre.. de. “Somali.. Ye, "Habeşistan,, da ic bosgmunları, avaklanmalar. — isvanlar — ve wi- havet çarmısmalar başlıyor. Tebliğlerde, İtalvemın burralar da da ook fena vaziyetlere diüs- f#üklerini okuduk. Miseri fethet, meğe hazırlanan — koskoca bir ardunun uğradığı karlınc âkir — beti gördükten sonra. artık Bir vük topraklara — sermistirilm'e garnison, karakol ve Rudaf kuvvetlerinin daha beter bir — parcalamışla — dağılacağımı kes , —— tirmek kehenect samılmaz. Ajrika isi bitmistir. Buradla sengin — silâühli, — bül ersekli 250 — 300 bin kişilik bir İngir — Tz ordusu. budün. yürmi süre best kalacak. Belki de Trablwa. — ta veni bir devlet, meseli bir —| “Sunusi hükümeti,. —Tarularak bu ordu. baska seferlere cıkarır Tacaktır. Hülâsa vekayi — Tnhrc- kası günler — vyaşıvorun. Sarkta safak sökmüştür. Ama wine her sabahı bin ihtimale karşı hasır — bir halde beklemek akılhbik o. hur, *" — Âakkır Sühe GEZGİN rastlanır. Fakat fena da bir — gıda değildir hani,.. Harbi u- muminin içinden geçerek bür yümüş olan o Sesle, “saman ekmeği,, buna — saman ekmeği neslinin maya- — sında, daha önceki devirlerin — “bes, beş.. i olmasaydı, zor | toparlanındık diyeceğim. $ Peynir fiyatları yükselirken, hafızamda işte bu uzak tarih canlandı. Fakat'Şuna şükret - meliyiz ki, bugün de, yine “iki — beş,, le o katır kıtır. yüz dir. hem ekmeğin arasına yağlı bir kaşar veya beyaz peynir dilimi atarak, aynı lezzet ve — uğraş,. mağı bir yana brrakalım da, şu umumi darlık içinde, mem- — leketimizin — her — bakımdan “dünyanm cenneti.. — olduğunu — düşünerek bir kere daha ge- vinelim. — HİKMET MÜNİR , IYinni yıl evvelki v:ımf ( Maltadakilerin müracaatı 2 LOt 24.1.1941 X.08 Ajana 818 Hafit

Bu sayıdan diğer sayfalar: