4 Kasım 1941 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

4 Kasım 1941 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

*."'m' bizi yüz- Nh.':."' milletinin 1, emellerini li ÖRünde duyaca- S 2A ve milletimize Ni Böre tek bir koli- N dır. M © çünkü bizl ru- A —'a:u..n yarlığı- samimiyeti- * bizim için çözdiği dünyanın oa İ Rünlerinde hür suadetini his- aa AŞ üstünde kal. kuş eçup kervan İNde düşman kes- Afrikanın — bir Ç .':’-h, atlantik fi- hç Gölup, insan ka Türk va. Siğy Temleketidir. Bu Türk —milletinin İnönünün an- Tetinin ifade- q.ı:'mneuırdn. S_ mMmüuhtaç ol- Eplayedar sandeli e | hakiki insan hü- -“—llm mal et- N ve — saadet Görmek istiyor, ve sulhuna bir her yanı İyet için; Büyük Millet L yükselen sesi göliyin azametini, ĞNÜT mışi: ğ.“_ bir anda ken- Si ; | vefat etmiştir. Hususi sınai müesseselerdek İ işçilere de yemek verilecek Milli sanayi birliği tetkikler yapıyor Mihli sanayi birliği, Iktısat Ve kületi l in işçilerin terfihi ve ha- « | yat pahalılığıma karşı mukave- metlerini arlırma — kyolundaki hareketlerine uyarak on binlerce toplantıya çağrılarak bu husus- ta tatbiketa naarl geçileceği gör Tüşülecekti. . Devlet fabrikalarında — olduğu Kgibi hususi sanayi müesseselerde işçinin çalıştığı İstanbuldaki | de işçilere sıcak yemek verilmesi » | milli sanayi müesseselerinde de tedbirler alınması için harekete hususta ü 'Tetkikler ikmal edikdikten sonra fabrikatörler iş gruplarma göre | ve iş veremin temin veya iştirak dler | edeceği sormaye ile işçilere gada geçmiştir. Millf sanayi birliği bu l Mi maddeleri, giyecek esyası ve Yü- kacak maddeleri almması da l muvalık görülmektedir. Tarihi konserlerin ikincisi Bu akşam Fransıztiyatrosunda veriliyor İstanbul — konservatuvarının hazırlamış olduğu tarihf konser. lerin ikincisi bu akgam saat 21 de Şehir tiyatrosunun komedi kısmında verilecektir. Bu akşam tarihi bestekürlar- dan Zekâi Dede, Dellflzade, Emin Ağa ve Mustafa Çavuşun eserle- ri çalınacaktır. Bestekârların kısa hal — tercü> meleri şöyledir: EMİN AĞA Birinci Mahmut ve Selimi Sa- lisş devirleri arasında yaşadığı süzinâk pegrevi ve semaisi delâ. letiyle anlaşılmaktadır. Çok kıy- metli saz eserlerinden beş altı ta- nesi zamanımıza kadar — gelmiş tir, ZEKÂİ DEDE 1240 hlcri senesinde Eyüb ci- varında Cedid Ali paşa mahalle. sinde doğmuştur. Babası mezkür mahallenin imamş olan , Hafız Süleyman Hikmeti — Etfendidir. çalışmıştır. Bu arada Eiyübi Mehmet Beyden ve Dede İsmail Efendiden ders almış ve musiki üstadları safında mühim bir mevki tutmuştur, inir çoklu hususunda Dede Efendi. den sonra birinci mevkil alır, Musikideki uslübu Dede Efenr gdinin aynı ise de merhum Zekki Dede musikisine husust tavırla- rinden sonra Zekâi Dede 1315 hierf senesinde gene doğduğu “| yerde fevat etmiştir. DELLALZADE Hicri 1220, Milâdi 1804 sene- sinde doğmuş ve hieri 1286 da ir, İkinci Sultan — Derhal, dedi, Jalvana söy- le,, Bizi takip etsin, Sen de onun- la beraber gel,, Dikkat! vi merasim m yapil En öndekiler, takip Şot Tğıkhnllyldı gidiyorlar yelte Ş daha arkasında Çipendeylin ar- kadaşı, komiser ve polisler, ben, bir vazi. Mahmudun yeniçerileri imha et. mesi vakasında Dellâl pederiyle yetleri tesbit edilecek | Fırınlar | Dün gece ansızın kon trol edildi Beşiktaş kazalarındaki bütün fi- rınlara dün gece belediye müfet. tişleri tarafından ansızın baskın yapılmış ve ekmek vaziyetleri köntrole tâbi tutulmuştur. Umu- Mi vaziyet koütrol edilmiş ve her fırımda birer polis memuru, bele- diye müfettişleri gece yarısına kadar nöbet tutarak ekmek ima- lini kontrol etmişlerdir. 'Teftişlerde, aynı zamanda ve- rilen unların tamamiyle ekmek imaline hasredilip — edilmediği, matlüp şekilde imal edilip edil- mediği de ayrıca tetkik edilmiş. tir. Şehrin ekmek vaziyetiyle vali ve belodiye reisi Lütfi r. dün, bizzat meşgul olmuş, ofis müdüriyle alâkadarları kabul et- inlaği dştir. Diğer taraftan vali, börekçi, pastacı gibi undan yiyecek mad- de imal edenleri kabul etmiş, ken dileriyle görüşmüştür. Bea ea l eeala ü nmı Et meselesi 88 | Komisyonda dün bir ka | Trar verilemedi Fiyat murakabe komisyonu dün, vali muavini Ahmet Kını- | ğın reisliği altında bir toplantı yapmıştır. Bu toplarıtıda kumis* yon, et meselesini tetkik elmiyse de kat'? o'r karara varamamış- tır, Et meselesinin tetkikine ö. olunaacktır, 16 kişi ihtikârdan yeye verildi Fiyat mürakabe bürosu, 'adli: Göla- ihtikârından), adliyeye veril, miştir Bunlardan başka dün 12 ihtikâr suçlusu daha adliyeye ve- ilmiştir. Ithalât müdürü Necmi Mısıra gidiyor 'Ticaret Vekâleti ithalât müdü- rü Noemi, Misır yoluyla ticare- timizi tanzim etmek üzere Misı- ra gidecektir. Standardi müdür müa- vini Turhan Boray da Orta Asya ve Uzakşark ülkeleri ile ticari waziyetimizi tetkik etmek üzere T NA S Feaati Vp Raufi Manyas Hatayda Münakalât Vekâleti limanlar venum müdürü Raufi Manyas. İskenderun Hmanmı tetkik et- mek üzere Hataya gitmiştir. Kevanan ea aa e ü ea a MA — rnenne BiİR GASUS ÖLDÜRÜLDÜ Büyük. heyecanlı zabıta ve Casusluk Romamı 64 ingilizceden Ceviren: H. MÜNİR kat bizimkiler, bunlara — yanaş- mayıp, köprünün sokağa saptılar. Burası dar bir sokaktı. Fakat Hal şehrinin en hlâî&k.rı en sokaklarından ydk,. Bilhassa sabahın o vaktinde, iş- lerin en hararetli zamanında v- Bd viğil insanla doluydu. Yazı- haneler, dükkânlar, ardiyelerle dolu olan bu sokağa bir çok iş adamları akın akm gelmektey - Bununda beraber, biz, — takip ettiğimiz adamları gönden kaçır mıyorduk, g kaklara saptılar » pazar yerihe girdik Her ne bu- nıühwbiyu idiy- e de, ahali daha dağımık süret te yayılmıştı. Fakat biz, bu üç şüpheli in- sanın nereye gittiğini keş fedememiştik — Merakımız, git- tikçe ariryorndu. te devam ediyordu. Bize yaklaşarak: — Şimdi dikkatli olmamız lâ- zimdır, dedi, Burada o kadar insan yok, Geriye bakmp bizi takip halinde göredek olur - arkadaşlarla 80- h&ı başında bir araya geldik. heyecanımı yenemi- " — Sakm gö ıınmn'ı. Konservatuvarı, halkm musiki zevkini yük- seltecek konserler hazırladı. Uzun Fatih; Beycğia,. Eiminücü ve emeklere mal olan bu hazırlanış, yarın, musiki tarihi tarafından ö. vülecek ve belki de yeni musiki ha- yatımızda mesut bir dünüm nok- takı gibi alkışlanacaktır. * | Dede efendi ihtifalinin, — etraf- ;dıhınknğııhl,knn bir şahldi olarak ileriye sürebiliriz. Gerçi © büyük âheak içindeki bir kaç pü- rüze, dev aynularının arkasından bakanlar, beğenmiyenler de çıklı, Faknt, bu itirazın sahipleri de, için için takdirden kendilerini alama- dılar, | Dede efendi, bu iera heyetinden kendine lâyık hürmeli görmüştür, İkinci konserin arifesinde, ilk kon serin bende uyandırdığı bazı dü- günceleri kaydedeceğim. Başlarken de söylediğim gibi belediyenin bu konserlerden gaye. Bi hem eski, öz, som cevher Türk musikisini ihya, hem de halkım zevkini yükseltmektir. Eğer maksat, sadece tarih için- deki elhanmızı unutulmaktan kur. Kütleyi akort etmek, kütlenin ru- hunda ulvi heyecanlar — dalgalan- dırmak, duygu ufuklarmı gehişlet- mek, hayal âlemine sesten kunmt. lar üstünde çıkmak, ancak bu tür. Hü bir terbiye İle kabil olur. Konservatuvarın konserleri Gaye güzel, maksa; nivi, başarış müketnmeldir. Fakat — gözden ka- çan büyük bir noksan İçindeyiz, Öyle bir. noksan, Ki bütün — öteki emekleri birdenbire kısırlaşlırıyor, Meselâ ilk Dede efendi kansarini kaç kişi dinledi? Belediyo gazino- sundaki kalabalık, nibayet “540* lük bir rakamla çevrilebilir, Tiyatı ro binasındaki de bunun iki misli ka bul edilirse, o kadar hazırlığın mah. sulü, nihayet işte bin boş yüz kizi- nin istifade ettiği bir nimct olur. Sekiz yüz binlik bir şehirde bu “rakam” m biçareliğini bir düşlü- nün, Bütün neşenirin ansızın uçta. gunu duyacaksınız. Dede — efendi konserinin kapısından kaç yüz kiyl döndü? Gişelenden: — Yer yok! Cevabını. alanların saysı bedir? Gece, tâ uzak semtlerdeki evlerina kadar yaya dünmeği güöze alanlar, paraya bakmıyanlar bir de bu ce- vaplarla karşılaşarık — boyunlarımı büktüler, Konservatuvar, eserleri — hazırla. makla vazifesini yapmıştır. İdara işini de öna yüklemek — insafsızlık olur, Fakat hâdisatın kendisi, ba konserlerin ne büyük bir ihtiyaca cevap verdiğini gösterdi, Artık bir konseri, en aşağı üç kere tokrarla- madan, ötekine geçmek günah de- Bi midir ? Hele dönüş için, izamvay ve e- tobüs de temin edilirse halk ba- kikaten minnettar — kalacaktır, Bu güzel işden, liyık olduğu himmeti esirgemiyetim. HAKKI SÜHA GEZGİN Bir tornstan hikâyesi maıştı. Azimli ve coşkun bir ses- le: büğrü bakıyordu, Baktı. K yer, kargısındaki adamın Röğsü hizasında sağ tarafta bir poktaydı. Karşısındaki adam ezile büzüle vücudunu —aranr yor, önüne çorba dökmüş ka- bahatli bir çocuk gibi renkten venge giriyordu... Fakat bu w tanem sebebini de tahlil edeme- diği şaşkmlığından belliydi.. Bir aralık sordu: — Neye bakryorsun, Allah aşkına ? — Göğsüne . — Ne var göğsümde?. Bir kusur mu gördün? — Hayır.. Solda olacak şeyi, sağda görüyorum da,,, Ona ta- t — Ne gibi?.. desü cepleri, ceket ve pantalon- larınki gibi daima solda olmaz mı? Ve düğmeler soldan sağa iiklenmez mi?,. Senin - oebin sağda ve düğmeleri de tersine, . Beriki adam maksadı anla> mış, yüreği ferahlamış gibiydi, Fakat şimdi, teşebbüsü o ele al- dinliyecektik, Fakat — Jalvanın sesi hepimizi durdurdu, Jalvan kararlarında kat'i ve an'aneye sadık bir adamdı, Çi- pendeyl gibi amatörlerin, resmi Zabıta işlerine müdahelesini hoç görmüyordu. — Bekleyin, dedi, Ve kendizi de sükünetle bekle dik sanıyorum. Kendisi bir dolaştı. Sonra bi- zim bulunduğumuz yere — gele- rek; memnun bir yüzle gülüm - Bedi: — Tamam, dedi. Zanneder- sem gimdi kendilerini tam bir emniyetle kafese koyduk, İçkili bir lokantaya girdiler: — Yok canım? Bu arada komiser de gelmiş- ti: Bu civardaki de- bir ettiği naı A- damlarım npııxy:Mu. Kaçmalarına “— Tornistan ettirdim, - dedi, usulü vardır. Sağ tarafın; örer- ler de, cebi gene solda yaparlar, Beriki adam açtı ağzını yum- du gözünü; Behey gafil; dedi, Sana bir yesin, bir insan ki ceketini ter sine çevirip öylece giymek cefa- sına katlanır, Artık bunun yeni ve kusursuza benzer tarar fi kalır mı? Mademki tornis- tana meobur oluyorsun,,, Bir de onun cebini sola aldırıp yeni mi, neye kandırtryorsun?,. aldattın. Fakat nasıl aldatabilirsin?. maz, İhtiyaca bunu türlü hilelerle çalışıp sahte bir şatafatm gü- lünç kuklası olmaktansa, ha- kikati, vakur bir eda ile, fakat daima temiz bir çerçeve içinde göstermekten hiç bir zaman e- kinmemelidir... Tornistan et dan açtırmakla, elbisenin kur maşımı iki defa — yaralamaktan başka bir marifet göstermedi ğin gibi hiştr hışır. yepyeni bir pardesü de giymiş sayılmazsın, Hayalâta kapılma! Bi ada “doğrü “söylüyor. « HİKMET MÜNİR l VECİZELER ı Yazan: M. CEMİL FEKYAHŞI * “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıbhat gidl, doğrudur ve bu devlet - 3 < © z © - < 5 E

Bu sayıdan diğer sayfalar: